273 Yeni Tp Dergisi 2014;31:270-272
272
viye dirençli majör depresif bozukluklar, anksiyete bozukluklar ve kronik ağr sendromlarnda kulla-nlmaktadr. Genelde güvenli olan ilacn baş ağrs, baş dönmesi, halsizlik, gastrointestinal sorunlar, somnolans ve hafif kan basnc yüksekliği gibi yan etkileri vardr24. Venlafaksinle ilişkili NMS
olgula-rnda farmakolojik mekanizma tam olarak anlaş-lamamaktadr. NMS etiyolojisinde tek doz venla-faksinle tetiklenen olgularn yansra, yüksek doz venlafaksin ile antipsikotikle beraber venlafaksin verilirken ya da metadonla beraber venlafaksin verilirken hepatit geçiren hastada bildirilmiştir7,11,12.
NMS gelişen hastalarda antipsikotik ve diğer sorumlu tutulan ilaçlar kesilmesi, destek tedavisi uygulanmas, dopamin reseptör agonistleri (bro-mokriptin) veya dopaminerjik sistem fonksiyonla-rn arttrabilecek ilaçlarn verilmesi, dantrolen (sarkoplazmik retikuluma kalsiyum girişini inhibe ederek kas tonusunu ve s üretimini azaltr) ve
vücut scaklğn düşürmek için antipiretik ajanlarn verilmesi önerilmektedir25. Bu hastalardaki en sk
ölüm nedenleri arasnda akut renal yetmezlik, pnömoni ve diğer pulmoner yetmezlik nedenleri, derin ven trombozuyla birlikte pulmoner embo-lizm, myokardial enfarktüs, sepsis, yaygn damar içi phtlaşma ve ateş düşürmek için nonstreroid antiinflamatuvar ilaç kullanm sonucu gelişebilen gastrointestinal kanamalar yer almaktadr21,26.
NMS, venlafaksin tedavisi ile ilişkili olabilir. Ağr klinik tablo sergileyen ve agresif tedavi gerektiren venlafaksin ile ilişkili NMS olgularnn yoğun bakm ünitesinde yakn takibi ve tedavi edilmesi gerekir. Böylece potansiyel organ yetmezlikleri ve morta-lite azaltlabilir.
Yazarn beyan: Çkar çatşmas bulunmamaktadr. (Conflict of interest statement: None declared)
REFERANSLAR 1. Védie C, Poinso F, Hemmi F, Rivet B. Major symptoms and differential
diagnosis of neuroleptic malignant syndrome: three case reports. Eur Psychiatry 2000;15:334-7.
2. Fekadu A, Bisson JI. Neuroleptic malignant syndrome: Diagnostic and therapeutic dilemmas. Behav Neurol 2005;16:9-13.
3. İşeri P, Selekler M. Noroleptik malign sendrom. Turkiye Klinikleri J Int Med Sci 2005;1:39-42.
4. Delay J, Deniker P. Drug-induced extra-pyramidal syndromes. In Handbook of Clinical Neurology. Vol. 6: Diseases of the Basal Ganglia (Eds PS Vinken, GW Bruyn): 248–266. North-Holland, New York, Elsevier, 1968. 5. Sarkar P, Natarajan C, Gode N. Prevalence of neuroleptic malignant syndrome in 672 consecutive male in-patients. Indian J Psychiatry 2009;51:202-5.
6. Trollor JN, Chen X, Sachdev PS. Neuroleptic malignant syndrome associated with atypical antipsychotic drugs. CNS Drugs 2009;23:477-92. 1. 7.Caroff SN, Rosenberg H, Mann SC, Campbell EC, Sullivan KA. Neuroleptic malignant syndrome in the critical care unit. Crit Care Med 2002;30:2609–10.
7. Langlow JR, Alarcon RD. Trimipramine-induced neuroleptic malignant syndrome after transient psychogenic polydipsia in one patient. J Clin Psychiatry 1989;50:144-5.
8. Gupta S, Racaniello AA. Neuroleptic malignant syndrome associated with amoxapine and lithium in an older adult. Ann Clin Psychiatry 2000;12:107-9.
9. Tsai HC, Kuo PH, Yang PC. Fever, consciousness disturbance, and muscle rigidity in a 68-year-old man with depressive disorder. Chest 2003;124:1598-601.
10. Nimmagadda SR, Ryan DH, Atkin SL. Neuroleptic malignant syndrome after venlafaxine. Lancet 2000;354:289-90.
11. Lu TC, Chu PL, Wu CS, Tsai KC, Chen WJ. Neuroleptic malignant syndrome after the use of venlafaksin in a patient with generalized anxiety disorder. J Formos Med Assoc 2006;105:90-3.
12. Redrobe, JP, Bourin M, Colombel MC, Baker GB. Dose-dependent noradrenergic and serotonergic properties of venlafaxine in animal models indicative of antidepressant activity. Psychopharmacology 1998;138:1–8. 13. Goldberg RJ. Selective serotonin reuptake inhibitors: infrequent medical adverse effects. Arch Family Med 1998; 7:78–84.
14. Chandran GJ, Mikler JR, Keegan DL. Neuroleptic malignant syndrome: case report and discussion. CMAJ 2003;169:43
15. Doğan N, Kürşad H, Erdem AF, Kzlkaya M. Noroleptik malign sendromda nadir etyolojik faktorler ve klinik seyir. AUTD 2003;35:23-6. 16. Pelonero AL, Levenson JL, Pandurangi AK. Neuroleptic malignant syndrome. Psychiatr Serv 1998; 49:1163-72.
17. Mathews T, Aderibigbe YA. Proposed research diagnostic criteria for neuroleptic malignant syndrome. Int J Neuropsychopharmacol 1999;2:129-144.
18. Taniguchi N, Tanii H, Nishikawa T. Classification system of complications in neuroleptic malignant syndrome. Methods Find Exp Clin Pharmacol 1997;19:193-9.
19. Shalev A, Hermesh H, Munitz H. Mortality from neuroleptic malignant syndrome. J Clin Psychiatry 1989;50:18-25.
20. Ananth J, Parameswaran S, Gunatilake S, Burgoyne K, Sidhom T. Neuroleptic malignant syndrome and atypical antipsychotic drugs. J Clin Psychiatry 2004; 65:464-70.
21. Simon HB. Hyperthermia. N Engl J Med 1993;329:483-7.
22. Stahl MS. Essential Psychopharmacology. Cambridge: Cambridge University 2000; p:245-97.
23. Lacy CF, Armstrong LL, Goldman MP, Lance LL. Drug Information Handbook. Eleventh ed. Hudson, OH: Lexi-Comp, 2003.
24. Woods G, Taggart C, Boggs R, Cadden I. Neuroleptic malignant syndrome associated with quetiapine and venlafaxine use: a case report and discussion. Ther Adv Psychopharmacol 2013;3:53-5.
25. Mannaioni G, Baronti R, Moroni F. Gastrointestinal bleeding and massive liver damage in neuroleptic malignant syndrome. Ther Clin Risk Manag 2005;1:225-9.
Yeni Tp Dergisi 2014;31:273-275
273
Olgu sunumu
Tibiann Konjenital Psödoartrozu
(Congenital tibia pseudoartrosis: case report)
Erdoğan BÜLBÜL 1, Bahar YANIK 1, Gökhan MERİÇ 2, Gülen DEMİRPOLAT 1 1 Balkesir Üniversitesi Tp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dal, BALIKESİR
2. Balkesir Üniversitesi Tp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dal, BALIKESİR
ÖZET
Tibiann anterolateral eğriliği, konjenital tibia psödo-artrozu olarak bilinir. Çoğu zaman tek tarafldr, tibia 1/3 distal kesiminde meydana gelir. Olgularn bir ksmnda fibulann da eğriliği eşlik eder. Eğrilik düzeyinde patolojik krk ve psödoartroz gelişebilir. Ekstremitenin büyümesi geriler, ksalk oluşur. Tan, klinik bulgular ve radyogra-filerle koyulur. Radyografilerde eğrilik seviyesinde diya-fizde ve medüller kanalda daralma, eğriliğin konkav kesiminde endosteal kalnlaşma görülür. Patolojik krk ve psödoartroz tespit edilebilir. Bilgisayarl tomografi veya manyetik rezonans görüntüleme tan koyulabilmesi, krk varlğnn veya psödoartrozun araştrlmas için gerekli olabilir. Tedavide konservatif ve cerrahi yön-temler kullanlabilir ancak baz olgularda ampütasyon gerekebilir. Radyolojik bulgular tan koyulmas, krk, psödoartroz ve ekstremite ksalğ gibi komplikasyonlarn belirlenmesinde ve takibinde önemlidir.
Anahtar Kelimeler: Konjenital; psödoartroz; radyografi; tibia
ABSTRACT
Anterolateral bowing of tibia is known as congenital pseudoartrosis of tibia. It is mostly unilateral, occurs at 1/3 distal part of tibia. Fibular bowing accompanies in some cases. Pathologic fracture and pseudoartrosis may develop at the level of bowing. Development of the extremity regresses and shortness occurs. Diagnosis depends on clinical findings and radiographies. Diaphyseal and medullary canal narrowing at the level of bowing is visualised on radiographies. Endosteal thickening is seen at concave part of the bowing. Pathologic fracture and pseudoartrosis can be determined if exists. Computed tomography and magnetic resonance imaging may be necessary for diagnosis, differential diagnosis and detecting the existance of pseudoartrosis. Conservative and surgical procedures can be used for treatment but amputation may be necessary in some cases. Radiologic findings are important for diagnosis, determining and follow-up of complications like fracture, pseudoartrosis and extremity shortness.
Key Words: Congenital; pseudoartrosis; radiography; tibia
GİRİŞ
Tibiann doğumsal eğrilikleri, konjenital kifoskol-yotik tibia başlğ altnda gruplandrlr1. Eğrilik,
apeksinin yönüne göre anterior ve posterior olmak üzere esas olarak iki şekildedir. Her ikisine de medial veya lateral yönlerdeki eğrilik eşlik eder. En sk anterolateral ve posteromedial eğrilikler görülür. Anterolateral eğrilik ayn zamanda kon-jenital tibial psödoartroz (KTP) olarak da bilinir2.
KTP’de tibiann anterolateral eğriliği ile birlikte diyafizde daralma ile medüller kanalda skleroz veya kistik lezyonlar bulunur3. Hastalk
yenido-ğanda 1/140000-1/250000 orannda görülür ve genellikle tibia diafizinin 1/3 distal bölümünü tutar. Çoğu zaman tek tarafldr4. Olgularn üçte birinde
fibula da etkilenmiştir5. Bacaktaki eğrilik genellikle
doğumda fark edilir. Yeni doğan döneminde krk olursa deformite ve anormal hareket görülür. Ayak ve baldr normal bacağa göre biraz daha küçük olabilir.
Yazşma adresi: Dr. Erdoğan BÜLBÜL
Balkesir Üniversitesi Tp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dal, Balkesir e-mail: drerdoganbulbul@yahoo.com
Yaznn geldiği tarih : 28.02.2014 Yayna kabul tarihi : 09.07.2014
Çocuk yürümeye başladğnda topallama, bacakta ağr ortaya çkar. Tan klinik bulgular ve radyografilerle koyulur. Gerekirse bilgisayarl tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) yaplabilir.
Bu yazmzda KTP tans koyulan ve takip edilen olgumuzun klinik ve radyolojik bulgularn payla-şrken, KTP ile ilgili literatür bilgilerini ksaca göz-den geçirmeyi amaçladk.
OLGU
Üç yaşnda erkek hasta sol bacağnda şekil bozukluğu, topallama ve ağr şikâyetleriyle orto-pedi polikliniğine başvurdu. Sol bacağndaki şekil bozukluğunun doğumundan beri var olduğu öğre-nildi. Bir yl önce başka bir merkeze başvurdu-ğunda breysleme önerildiği, ancak hastann bunu ksa süreyle kullandğ anlaşld. İlave olarak 15 gün önce oyun oynarken düşme öyküsü mev-cuttu. Fizik muayenesinde sol kruriste deformite ve ksalk tespit edildi. Ayağnda ve diğer ekstre-mitelerinde patoloji gözlenmedi. Ailesinde benzer bir rahatszlğ olan birey yoktu. Radyografilerinde sol tibia diafizer bölgede anterolateral eğrilik, eğriliğin konkav bölümünde endosteal kalnlaşma,
274
E. Bülbül ve ark. Yeni Tp Dergisi 2014;31:273-275
274
eğrilik seviyesinde diafizde ve medüller kanalda incelme görüldü (Resim 1).
Resim 1. Sol tibia lateral (A) ve AP (B) grafisi
Resim 2.Üç boyutlu hacim kazandrlmş BT görüntüleri görülmektedir
Sol tibiann sağa göre daha ksa olduğu belirlendi. İpsilateral fibula normaldi. KTP düşünülmekle birlikte travma öyküsü nedeniyle olas krk tespiti ve ayrc tan için BT inceleme yaplmas karar-laştrld. Diz ekleminden, ayak bileğine kadar, 0,5 mm kesit kalnlğnda, kontrastsz kesitler elde olundu. İş istasyonunda üç boyutta hacim kazan-drlmş (3DVR) ve multiplanar rekonstrüksiyon (MPR) görüntüler oluşturularak değerlendirme yapld. BT görüntülerinde sol tibiadaki anterola-teral eğriliğin yan sra diyafiz posteromedialinde kleft ve eğrilik düzeyinde tibia duplikasyonu görüldü. Medial kortekste diffüz kalnlaşma izlen-mekteydi (Resim 2,3,4).
Resim 3.Koronal planda BT görüntüsünde tibiada eğrilik yan sra medialde endosteal kalnlaşma izlenmektedir.
Resim 4. Aksiyel BT kesitinde kortikal kleft ve medüller kanaln duplikasyonu
Krk ve paraosteal yumuşak doku gözlenmedi. Fibulada eğrilik saptanmad. Olguya MRG öneril-mesine rağmen velisinin sedasyon yaplmasn kabul etmemesi nedeniyle inceleme gerçekleşti-rilemedi. Olguya breysleme önerilerek takibe alnd.
TARTIŞMA
Doğumsal tibia eğrilikleri 1949’da Hegman ve Hendorn tarafndan, eğriliğin yönü göz önünde bulundurularak gruplandrlmştr6. Anteromedial
ve posteromedial eğrilikler daha selim seyirli olup büyüme döneminde spontan kaybolma eğiliminde-dir. Anterolateral eğrilik çok daha ciddi bir durum-dur. Segmental ossöz zayflk anterolateral eğriliğe yol açar. Eğrilik ekstremitede ksalk, krk ve kaynamamaya bağl psödoartroz oluşturma eğili-mindedir7. Literatürde az da olsa spontan
rezo-lüsyon bildirilmiştir. Ayn tarafta hallux bifurkas-yon anomalisi eşlik ettiğinde daha benign seyir
görüldüğünü bildiren makaleler mevcuttur8.
Sunulan olgumuzda hallux deformitesi saptan-mamşt.
KTP olgularn 1/3’ünde fibula tutulumu eşlik eder8. Birkaç ailede otozomal dominant geçiş
gösterdiği bildirilmesine rağmen hastalğn genetik geçiş yolu aydnlatlamamştr9. Çoğu olgu
spora-diktir10. KTP’nin nörofibromatozis tip 1 (NF1) ile
birlikteliği iyi bilinmektedir. Olgularn %40-80’inde NF1 rapor edilmiştir. Ancak NF1’li hastalarn ancak %5’inde KTP bulunur7. Olgumuz nörolojik,
derma-tolojik ve oftalmaderma-tolojik olarak değerlendirildi ve NF1’i destekleyen herhangi bir bulgu saptanmad.
KTP için farkl snflandrmalar bulunmaktadr. Crawford 4 tip KTP tanmlamştr. Boyd bunlara 2 tip daha eklemiştir ve günümüzde tercih edilen Boyd snflamasdr2,3,10. Tip I psödoartrozda
doğumda eğrilik bulunur. Eşlik eden başka deformiteler de saptanabilir. Tip II psödoartroz en sk görülen ve en kötü prognozlu tiptir. Medüller kanal kortikal kalnlaşmaya bağl daralmştr. NF1 ile birlikteliği fazladr. Doğumdan itibaren bulunur ve tibiada kum saati görünümü mevcuttur. Tekrarlayan krk ve psödoartroz gelişme riski yüksektir. Fibulada da eğrilik olabilir. Yaşn
Yeni Tp Dergisi 2014;31:273-275
275
ilerlemesiyle krlma ve psödoartroz riski azalr. Tip III psödoartrozda dominant bulgu tibiann orta-distal diyafizer bölümündeki konjenital kisttir. Anterolateral eğrilik gerileyebilir veya krk olu-şabilir. Tip IV psödoartrozda tibiada kum saati görünümüne yol açan daralma yoktur. Klasik tutu-lum yerinde kemikte sklerotik komponent, medüller kanalda daralma bulunur. Sklerotik kor-tekste inkomplet krk izlenebilir. Komplet krk oluşmadan tedavi edilirse prognozu iyidir. Tip V psödoartroz displastik fibulayla beraberdir. Tibia ve/veya fibulada psödoartroz görülebilir. Tibiada psödoartroz varsa prognozu tip II’ye benzer. Tip VI psödoartroz çok nadirdir, intraosseöz nöro-fibrom veya schwannom vardr ve prognozu intraosseöz lezyonun agresifliğine bağldr10.
Olgumuzda radyografik bulgular tip II psödo-artroz ile uyumluydu.
KTP, NF1 ve fibröz displaziyle birlikte olabilir 11.
Tibiada anterolateral eğrilik sonunda patolojik krğa yol açar. Krk sonras kemik oluşumundaki yetersizlik kemiğin zayflar, hamartomatöz bir doku oluşur ve normal kallus oluşmadğ için psödoartrozla sonuçlanr10. Distal epifiz büyümesi
yavaşlar ve ekstremite ksa kalr4.
Baz yazarlar radyografi, BT’de ve MRG’de, cerrahi müdahale sonuçlar ile korelasyon oluş-turacak şekilde tibial kanalda remedüllarizasyona bağl tibial duplikasyon ve çift medüller kanal, tam olmayan duplikasyona bağl parsiyel kleft tanm-lamşlardr8. Mahnken ve ark. ilk 4 tipte
psödo-artrozun T2 ağrlkl ve yağ baskl sekanslarda hiperintens, tip I, II ve IV’te T1 ağrlkl sekansta hipointens sinyal özelliği gösterdiğini belirlemişler-dir. Tip III ise T1 ağrlkl sekansta hafif hipe-rintens görülmüştür4. İV gadolinyum enjeksiyonu
sonrasnda, yoğun kontrastlanma görüldüğü bildi-rilmiştir. Kontrastl T1 ve yağ baskl sekanslarda lezyonun snrlar, cerrahi sonuçlarla korele olacak şekilde, açkça ortaya koyulabilmiştir4. Bizim
olgu-muzda MR inceleme yaplamamşt.
Tedavide amaç krk ve ksalk gibi komplikas-yonlarn önlenmesi, krk oluşmuşsa kaynamann
sağlanmas ve kaynamann korunup krğn tekrarnn engellenmesidir3. Cerrahi öncesi çocuk
belli bir yaşa gelinceye kadar veya cerrahiden sonra iskelet gelişimi tamamlanncaya kadar breysleme kullanlabilir. Olgumuzda krk ya da psödoartroz bulunmadğndan breysleme ile takip edilmesine karar verildi. Krk ve psödoartroz tedavisi için kemik greftleri ve sabitleme (örn; İlizarov yöntemi) yaplabilir. Krkta kaynama sağ-lansa bile baz olgularda ekstremite işlevsel olma-dğndan veya aşr ağr nedeniyle ampütasyon gerekebilir3.
Yeni doğan ve erken çocukluk döneminde tibiada eğrilik oluşturan patolojilerle ayrc tan yaplmas gerekir. Tibianin konjenital posterior eğriliği çoğunlukla medial eğrilikle beraberdir.
Doğumda ayakta dorsifleksiyon vardr. Fibula eğriliği eşlik eder. Prognozu KTP’a göre iyidir, krk oluşumu beklenmez. Blount hastalğnda genu varum deformitesi izlenir. Genelde tek tarafl ve asimetriktir. Proksimal epifizde varus açlanmasna yol açan asimetrik büyüme nedeniyle meydana gelir12. Osteogenezis imperfektada osteoporoza
bağl kemiklerde yumuşama ve multipl fraktürler nedeniyle uzun kemiklerde eğrilikler meydana gelir13. Raşitizmde yumuşamaya bağl hzl
büyü-yen ve ağrlk taşyan kemiklerde eğrilik oluşur. Değişiklikler metafizer bölgelerde belirgindir. Tibia her iki ucu, femur distali, humerus proksimali, radius distali sk görüldüğü bölgelerdir12.
Nadir görülen bir patoloji olan KTP, genellikle doğumdan itibaren fark edilir. Krğa, psödoartroza ve ekstremite ksalğna yol açabilir. Tan klinik bulgular ve radyolojik yöntemlerle konur. Tedavisi için girişimsel olmayan veya cerrahi yöntemler kullanlabilir. Bazen ekstremitenin kaybna yol açan amputasyon gerekebilir. Radyolojik bulgular tannn koyulmas yan sra krk, psödoartroz, ekstremite ksalğ gibi komplikasyonlarn belirlen-mesinde ve takibinde önemlidir.
Yazarn beyan: Çkar çatşmas bulunmamaktadr. (Conflict of interest statement: None declared)
REFERANSLAR 1. Badgley CE, O’Connor SJ, Kudner DF. Congenital kyphoscoliotic tibia. J
Bone Joint Surg Am 1952;34:349-71.
2. Boyd HB. Pathology and natural history of congenital pseudoartrosis of the tibia. Clin Orthop 1982;166:5-13.
3. İnan M, Üstünkan F. Konjenital Tibia Psödoartrozu. TOTBİD Dergisi 2009;8:6-10.
4. Mahnken AH, Staatz G, Hermanns B, Gunther RW, Weber M. Congenital pseudarthrosis of the tibia in pediatric patients: MR Imaging. Am J Roentgenol 2001;177:1025–29.
5. Hefti F, Bollini G, Dungl P. Congenital pseudarthrosis of the tibia: history, etiology, classification, and epidemiologic data. J Pediatr Orthop Br 2000;9:11–15.
6. Heyman CH, Herndon CH. Congenital posterior angulation of the tibia. J Bone Joint Surg Am 1949;31:571-80.
7. Han J, Qu L, Li Y, Luo J, Cao J, Zhao W. A benign form of congenital anterolateral bowing of the tibia associated with ipsilateral polydactyly of the hallux: case report and literature review. Am J Med Genet A 2012;158A:1742–49.
8. Manner HM, Radler C, Ganger R, Grossbötzl G, Petje G, Grill F. Pathomorphology and treatment of congenital anterolateral bowing of the tibia associated with duplication of the hallux. J Bone Joint Surg Br 2005;87:226-30.
9. Beals RK, Fraser W. Familial congenital bowing of the tibia with pseudarthrosis and pectus excavatum:report of a kindred. J Bone Joint Surg Am 1976;58:545–48.
10. Güner G, Elmal N, Ayan İ, Ataşl N. Bacağn konjenital angüler deformiteleri: konjenital tibia psödoartrozu ve posteromedial angülasyonu. Turgut Özal Tp Merkezi Dergisi 1996;3:363-67.
11. Pannier S. Congenital pseudoartrosis of the tibia. Orthop Traumatol Surg Res. 2011;97:750-61.
12. Cheema JI, Grisson LE, Harcke HT. Radiographic characteristics of lower-extremity bowing in children. Radiographics 2003;23:871-80. 13. Ablin DS. Osteogenesis imperfecta: a review. Can Assoc Radiol J 1998;49:110-23.
275 E. Bülbül ve ark. Yeni Tp Dergisi 2014;31:273-275
274
eğrilik seviyesinde diafizde ve medüller kanalda incelme görüldü (Resim 1).
Resim 1. Sol tibia lateral (A) ve AP (B) grafisi
Resim 2.Üç boyutlu hacim kazandrlmş BT görüntüleri görülmektedir
Sol tibiann sağa göre daha ksa olduğu belirlendi. İpsilateral fibula normaldi. KTP düşünülmekle birlikte travma öyküsü nedeniyle olas krk tespiti ve ayrc tan için BT inceleme yaplmas karar-laştrld. Diz ekleminden, ayak bileğine kadar, 0,5 mm kesit kalnlğnda, kontrastsz kesitler elde olundu. İş istasyonunda üç boyutta hacim kazan-drlmş (3DVR) ve multiplanar rekonstrüksiyon (MPR) görüntüler oluşturularak değerlendirme yapld. BT görüntülerinde sol tibiadaki anterola-teral eğriliğin yan sra diyafiz posteromedialinde kleft ve eğrilik düzeyinde tibia duplikasyonu görüldü. Medial kortekste diffüz kalnlaşma izlen-mekteydi (Resim 2,3,4).
Resim 3.Koronal planda BT görüntüsünde tibiada eğrilik yan sra medialde endosteal kalnlaşma izlenmektedir.
Resim 4. Aksiyel BT kesitinde kortikal kleft ve medüller kanaln duplikasyonu
Krk ve paraosteal yumuşak doku gözlenmedi. Fibulada eğrilik saptanmad. Olguya MRG öneril-mesine rağmen velisinin sedasyon yaplmasn kabul etmemesi nedeniyle inceleme gerçekleşti-rilemedi. Olguya breysleme önerilerek takibe alnd.
TARTIŞMA
Doğumsal tibia eğrilikleri 1949’da Hegman ve Hendorn tarafndan, eğriliğin yönü göz önünde bulundurularak gruplandrlmştr6. Anteromedial
ve posteromedial eğrilikler daha selim seyirli olup büyüme döneminde spontan kaybolma eğiliminde-dir. Anterolateral eğrilik çok daha ciddi bir durum-dur. Segmental ossöz zayflk anterolateral eğriliğe yol açar. Eğrilik ekstremitede ksalk, krk ve kaynamamaya bağl psödoartroz oluşturma eğili-mindedir7. Literatürde az da olsa spontan
rezo-lüsyon bildirilmiştir. Ayn tarafta hallux bifurkas-yon anomalisi eşlik ettiğinde daha benign seyir
görüldüğünü bildiren makaleler mevcuttur8.
Sunulan olgumuzda hallux deformitesi saptan-mamşt.
KTP olgularn 1/3’ünde fibula tutulumu eşlik eder8. Birkaç ailede otozomal dominant geçiş
gösterdiği bildirilmesine rağmen hastalğn genetik geçiş yolu aydnlatlamamştr9. Çoğu olgu
spora-diktir10. KTP’nin nörofibromatozis tip 1 (NF1) ile
birlikteliği iyi bilinmektedir. Olgularn %40-80’inde NF1 rapor edilmiştir. Ancak NF1’li hastalarn ancak %5’inde KTP bulunur7. Olgumuz nörolojik,
derma-tolojik ve oftalmaderma-tolojik olarak değerlendirildi ve NF1’i destekleyen herhangi bir bulgu saptanmad.
KTP için farkl snflandrmalar bulunmaktadr. Crawford 4 tip KTP tanmlamştr. Boyd bunlara 2 tip daha eklemiştir ve günümüzde tercih edilen Boyd snflamasdr2,3,10. Tip I psödoartrozda
doğumda eğrilik bulunur. Eşlik eden başka deformiteler de saptanabilir. Tip II psödoartroz en sk görülen ve en kötü prognozlu tiptir. Medüller kanal kortikal kalnlaşmaya bağl daralmştr. NF1 ile birlikteliği fazladr. Doğumdan itibaren bulunur ve tibiada kum saati görünümü mevcuttur. Tekrarlayan krk ve psödoartroz gelişme riski yüksektir. Fibulada da eğrilik olabilir. Yaşn
Yeni Tp Dergisi 2014;31:273-275
275
ilerlemesiyle krlma ve psödoartroz riski azalr. Tip III psödoartrozda dominant bulgu tibiann orta-distal diyafizer bölümündeki konjenital kisttir. Anterolateral eğrilik gerileyebilir veya krk olu-şabilir. Tip IV psödoartrozda tibiada kum saati görünümüne yol açan daralma yoktur. Klasik tutu-lum yerinde kemikte sklerotik komponent, medüller kanalda daralma bulunur. Sklerotik kor-tekste inkomplet krk izlenebilir. Komplet krk oluşmadan tedavi edilirse prognozu iyidir. Tip V psödoartroz displastik fibulayla beraberdir. Tibia ve/veya fibulada psödoartroz görülebilir. Tibiada psödoartroz varsa prognozu tip II’ye benzer. Tip VI psödoartroz çok nadirdir, intraosseöz nöro-fibrom veya schwannom vardr ve prognozu intraosseöz lezyonun agresifliğine bağldr10.
Olgumuzda radyografik bulgular tip II psödo-artroz ile uyumluydu.
KTP, NF1 ve fibröz displaziyle birlikte olabilir 11.
Tibiada anterolateral eğrilik sonunda patolojik krğa yol açar. Krk sonras kemik oluşumundaki yetersizlik kemiğin zayflar, hamartomatöz bir doku oluşur ve normal kallus oluşmadğ için psödoartrozla sonuçlanr10. Distal epifiz büyümesi
yavaşlar ve ekstremite ksa kalr4.
Baz yazarlar radyografi, BT’de ve MRG’de, cerrahi müdahale sonuçlar ile korelasyon oluş-turacak şekilde tibial kanalda remedüllarizasyona bağl tibial duplikasyon ve çift medüller kanal, tam olmayan duplikasyona bağl parsiyel kleft tanm-lamşlardr8. Mahnken ve ark. ilk 4 tipte
psödo-artrozun T2 ağrlkl ve yağ baskl sekanslarda hiperintens, tip I, II ve IV’te T1 ağrlkl sekansta hipointens sinyal özelliği gösterdiğini belirlemişler-dir. Tip III ise T1 ağrlkl sekansta hafif hipe-rintens görülmüştür4. İV gadolinyum enjeksiyonu
sonrasnda, yoğun kontrastlanma görüldüğü bildi-rilmiştir. Kontrastl T1 ve yağ baskl sekanslarda lezyonun snrlar, cerrahi sonuçlarla korele olacak şekilde, açkça ortaya koyulabilmiştir4. Bizim
olgu-muzda MR inceleme yaplamamşt.
Tedavide amaç krk ve ksalk gibi komplikas-yonlarn önlenmesi, krk oluşmuşsa kaynamann
sağlanmas ve kaynamann korunup krğn tekrarnn engellenmesidir3. Cerrahi öncesi çocuk
belli bir yaşa gelinceye kadar veya cerrahiden sonra iskelet gelişimi tamamlanncaya kadar breysleme kullanlabilir. Olgumuzda krk ya da psödoartroz bulunmadğndan breysleme ile takip edilmesine karar verildi. Krk ve psödoartroz tedavisi için kemik greftleri ve sabitleme (örn; İlizarov yöntemi) yaplabilir. Krkta kaynama sağ-lansa bile baz olgularda ekstremite işlevsel olma-dğndan veya aşr ağr nedeniyle ampütasyon gerekebilir3.
Yeni doğan ve erken çocukluk döneminde tibiada eğrilik oluşturan patolojilerle ayrc tan yaplmas gerekir. Tibianin konjenital posterior eğriliği çoğunlukla medial eğrilikle beraberdir.
Doğumda ayakta dorsifleksiyon vardr. Fibula eğriliği eşlik eder. Prognozu KTP’a göre iyidir, krk oluşumu beklenmez. Blount hastalğnda genu varum deformitesi izlenir. Genelde tek tarafl ve asimetriktir. Proksimal epifizde varus açlanmasna yol açan asimetrik büyüme nedeniyle meydana gelir12. Osteogenezis imperfektada osteoporoza
bağl kemiklerde yumuşama ve multipl fraktürler nedeniyle uzun kemiklerde eğrilikler meydana gelir13. Raşitizmde yumuşamaya bağl hzl
büyü-yen ve ağrlk taşyan kemiklerde eğrilik oluşur. Değişiklikler metafizer bölgelerde belirgindir. Tibia her iki ucu, femur distali, humerus proksimali, radius distali sk görüldüğü bölgelerdir12.
Nadir görülen bir patoloji olan KTP, genellikle doğumdan itibaren fark edilir. Krğa, psödoartroza ve ekstremite ksalğna yol açabilir. Tan klinik bulgular ve radyolojik yöntemlerle konur. Tedavisi için girişimsel olmayan veya cerrahi yöntemler kullanlabilir. Bazen ekstremitenin kaybna yol açan amputasyon gerekebilir. Radyolojik bulgular tannn koyulmas yan sra krk, psödoartroz, ekstremite ksalğ gibi komplikasyonlarn belirlen-mesinde ve takibinde önemlidir.
Yazarn beyan: Çkar çatşmas bulunmamaktadr. (Conflict of interest statement: None declared)
REFERANSLAR 1. Badgley CE, O’Connor SJ, Kudner DF. Congenital kyphoscoliotic tibia. J
Bone Joint Surg Am 1952;34:349-71.
2. Boyd HB. Pathology and natural history of congenital pseudoartrosis of the tibia. Clin Orthop 1982;166:5-13.
3. İnan M, Üstünkan F. Konjenital Tibia Psödoartrozu. TOTBİD Dergisi 2009;8:6-10.
4. Mahnken AH, Staatz G, Hermanns B, Gunther RW, Weber M. Congenital pseudarthrosis of the tibia in pediatric patients: MR Imaging. Am J Roentgenol 2001;177:1025–29.
5. Hefti F, Bollini G, Dungl P. Congenital pseudarthrosis of the tibia: history, etiology, classification, and epidemiologic data. J Pediatr Orthop Br 2000;9:11–15.
6. Heyman CH, Herndon CH. Congenital posterior angulation of the tibia. J Bone Joint Surg Am 1949;31:571-80.
7. Han J, Qu L, Li Y, Luo J, Cao J, Zhao W. A benign form of congenital anterolateral bowing of the tibia associated with ipsilateral polydactyly of the hallux: case report and literature review. Am J Med Genet A 2012;158A:1742–49.
8. Manner HM, Radler C, Ganger R, Grossbötzl G, Petje G, Grill F. Pathomorphology and treatment of congenital anterolateral bowing of the tibia associated with duplication of the hallux. J Bone Joint Surg Br 2005;87:226-30.
9. Beals RK, Fraser W. Familial congenital bowing of the tibia with pseudarthrosis and pectus excavatum:report of a kindred. J Bone Joint Surg Am 1976;58:545–48.
10. Güner G, Elmal N, Ayan İ, Ataşl N. Bacağn konjenital angüler deformiteleri: konjenital tibia psödoartrozu ve posteromedial angülasyonu. Turgut Özal Tp Merkezi Dergisi 1996;3:363-67.
11. Pannier S. Congenital pseudoartrosis of the tibia. Orthop Traumatol Surg Res. 2011;97:750-61.
12. Cheema JI, Grisson LE, Harcke HT. Radiographic characteristics of lower-extremity bowing in children. Radiographics 2003;23:871-80. 13. Ablin DS. Osteogenesis imperfecta: a review. Can Assoc Radiol J 1998;49:110-23.