• Sonuç bulunamadı

Deplase humerus suprakondiler k r klar n n tedavisinde çapraz Kirschner teli ve üç tel konfigürasyonlar n n radyolojik olarak karfl laflt r lmas

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Deplase humerus suprakondiler k r klar n n tedavisinde çapraz Kirschner teli ve üç tel konfigürasyonlar n n radyolojik olarak karfl laflt r lmas"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Deplase humerus suprakondiler k›r›klar›n›n tedavisinde çapraz Kirschner teli ve üç tel konfigürasyonlar›n›n

radyolojik olarak karfl›laflt›r›lmas›

Radiologic comparison of crossed K-wires and three K-wires configurations in the treatment of displaced supracondylar humerus fractures

Levent ERALP, Mehmet DEM‹RHAN, Fatih D‹K‹C‹, Mehmet ÖNEN

‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dal›

Yaz›flma adresi: Dr. Levent Eralp. ‹stanbul T›p Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dal›, 34390 Topkap› - ‹stanbul.

Tel: 0212 - 635 12 35 Faks: 0212 - 635 28 35 Baflvuru tarihi: 08.06.2000 Kabul tarihi: 20.08.2000

Objectives: The aim of this study was to radiologically compare the stability of crossed K-wires and 3 K-wires configurations in the treatment of pediatric supracondylar fractures of the humerus, in regard to loss of correction of Baumann and carrying angles.

Methods: Patients who sought emergency treatment for Gartland type III supracondylar humerus fractures were randomly assigned to two treatment groups. Both groups underwent closed reduction and osteosynthesis under gen- eral anesthesia. Osteosynthesis was performed using two crossed K-wires in the first group (n=17, 11 boys, 6 girls;

mean age 6.1 years) and three K-wires in the latter (n=18, 12 boys, 6 girls; mean age 7.6 years). In all patients, the Baumann and carrying angles were radiologically evaluat- ed both in the intact and involved sides intraoperatively and during the last follow-up examination. Loss of correc- tion in these two angles were calculated.

Results: No significant differences were found between the two groups in regard to the Baumann and carrying angles. However, mean value for loss of correction was significantly better in the second group (p=0.003 for the Baumann angle, and p=0.028 for the carrying angle).

Conclusion: Compared to the classic crossed K-wires, use of 3 K-wires seems to provide a more stable osteosyn- thesis in the treatment of displaced supracondylar humerus fractures, without any contribution to morbidity.

Key words: Bone nails; dislocations/surgery; elbow joint/injuries;

fracture fixation/instrumentation; humeral fractures/surgery; range of motion, articular.

Amaç: Pediatrik suprakondiler humerus k›r›klar›n›n oste- osentezinde kullan›lan çapraz K-teli ve üç K-teli konfigü- rasyonlar›, erken postoperatif ve geç postoperatif Baumann ve tafl›ma aç›lar›nda ölçülen korreksiyon kayb› aç›s›ndan karfl›laflt›r›ld›.

Çal›flma plan›: Klini¤imizin acil birimine 1999 y›l›n›n ikinci yar›s›nda baflvuran Gartland tip III suprakondiler humerus k›r›kl› çocuklar rastgele seçimle iki tedavi gru- buna ayr›ld›. ‹lk gruba (n=17, 11 erkek, 6 k›z; ort. yafl 6.1) genel anestezi alt›nda kapal› repozisyon, iki çapraz K-teli ile osteosentez; ikinci gruba (n=18, 12 erkek, 6 k›z; ort.

yafl 7.6) genel anestezi alt›nda kapal› repozisyon, biri dep- lasman taraf›ndan olmak üzere üç K-teli ile osteosentez yap›ld›. Tüm hastalarda sa¤lam taraf ve intraoperatif ve son kontrol s›ras›nda k›r›k taraf›nda Baumann ve tafl›ma aç›lar› ölçüldü; bu iki aç›daki korreksiyon kayb› radyolo- jik olarak hesapland›.

Sonuçlar: Her iki grupta intraoperatif ve son kontroller- deki Baumann ve tafl›ma aç›lar› aras›nda anlaml› farkl›l›k bulunamad›. Ancak korreksiyon kayb›, üç K-teli grubu- nun lehine, anlaml› fark gösterdi (Baumann aç›s› için p=0.003, tafl›ma aç›s› için p=0.028).

Ç›kar›mlar: Deplase, suprakondiler humerus k›r›klar›n›n kapal› perkütan osteosentezi için 3 K-teli konfigürasyonu, çapraz K-teli konfigürasyonuna göre daha stabil bir os- teosentez sa¤lamakta ve ek morbidite getirmemektedir.

Anahtar sözcükler: Kemik çivileri; dislokasyon/cerrahi; dirsek eklemi/yaralanma; k›r›k fiksasyonu/enstrümantasyon; humeral k›r›klar/cerrahi; hareket aç›kl›¤›, artiküler.

TRAUMATOLOGICA

TURCICA Acta Orthop Traumatol Turc 2000;34:278-283

(2)

Suprakondiler humerus k›r›klar›, çocuklarda dir- sek bölgesine ait k›r›klar›n yaklafl›k %60’›n› olufltu- rur.[1]Tarihsel geliflim içinde Gartland tip III ekstan- siyon tipi suprakondiler k›r›klar›n tedavisi için bir- çok yöntem tarif edilmifltir; ancak son y›llarda literatür- de kapal› repozisyon ve perkütan pinlemenin (KRPP) en ideal yaklafl›m oldu¤u konusunda görüfl birli¤i oluflmufltur.[2-4]

In vitro çal›flmalarda, insan kadavra modelinde ve s›çanda oluflturulmufl k›r›k modelinde, çapraz Kirsch- ner teli (K-teli) konfigürasyonunun biyomekanik ola- rak, lateral telleme yöntemine göre daha üstün oldu-

¤u gösterilmifltir.[5,6]In vitro çal›flmalar ile bu k›r›k- larda periost k›l›f›n›n sa¤lad›¤› intrensek stabiliteyi s›namak mümkün de¤ildir. Ayr›ca ameliyat sonras›

yaklafl›k üç hafta süreyle uygulanan alç›l› immobili- zasyonun destekleyici etkisi de in vitro ortamda gözar- d› edilmifltir.

Literatürde, KRPP dahil birçok tedavi yöntemlerinin sonuçlar›n› karfl›laflt›ran serilerde, repozisyonda çeflitli oranlarda kay›p bildirilmifltir; ancak bu miktar fonksi- yonel sonuçlar› negatif yönde etkilememektedir.[7]

Bu çal›flmada, bilinen en sa¤lam osteosentez konfi- gürasyonu olan çapraz K-teli ve üç K-teli konfigüras- yonlar›, erken ve geç postoperatif dönemde Baumann ve tafl›ma aç›lar›nda ölçülen korreksiyon kayb› yönün- den karfl›laflt›r›ld›.

Hastalar ve yöntem

Çal›flma materyalini klini¤imizde 1999 y›l›n›n ikinci yar›s›nda tedavi edilen 35 hasta oluflturdu. Acil birimimize baflvuran hastalar, prospektif ve rastgele olarak iki çal›flma grubundan birine dahil edildi. Tüm hastalara Gartland tip III, deplase suprakondiler hu- merus k›r›¤› tan›s› kondu; tedavi olarak genel anes- tezi alt›nda kapal› repozisyon, perkütan kapal› pinle- me uyguland›. Aç›k repozisyon gereken, ek travma- s› olan ve aç›k k›r›k olarak kabul edilen hastalar ça- l›flma kapsam›na al›nmad›.

Tüm hastalarda ameliyat öncesi yaral› ve sa¤lam dirseklerin anteroposterior ve lateral grafileri çekil- di, k›r›k tipi ve yönü saptand›, sa¤lam dirse¤e ait aç›- sal de¤erler kaydedildi. Ayn› grafiler ameliyat s›ra- s›nda, stabil osteosentezi takiben ve kaynama sonra- s› pinler ç›kar›ld›¤›nda tekrarland›.

Otuz befl hastan›n 17’sinde çapraz K-teli ile oste- osentez uyguland› (Grup 1). On bir hasta erkek ve alt›

hasta k›z çocuktu. Bu hasta grubunda ortalama yafl

6.1 (da¤›l›m 2-11) idi. Fiksasyon süresi ortalama 3.2 hafta (da¤›l›m 3-5 hafta) idi. K›r›klar›n 11’i sa¤ (do- minant), alt›s› sol dirse¤e lokalizeydi. Deplasman yö- nü 10 hastada posteromediale, alt› hastada posterola- terale, bir hastada posteriorayd›. Hastalar›n ikisinde baflvuru an›nda ulnar sinir parezisi mevcuttu; bu defi- sit iki hastada da son kontrol tarihinde kayboldu.

Di¤er 18 hastada ise osteosentez, deplasman yö- nünden iki tane olmak üzere, üç çapraz K-teli ile yap›l- d› (Grup 2). Bu grupta 12 hasta erkek, alt› hasta k›z ço- cuktu. Yafl ortalamas› 7.6 (da¤›l›m 4-13) idi. Fiksasyon süresi ortalama 3.7 hafta (da¤›l›m 3-5 hafta) idi. K›r›k- lar›n 13’ü sa¤ (dominant), befli sol dirse¤e lokalizeydi.

Deplasman yönü 12 hastada posteromediale, alt› hasta- da posterolaterale do¤ruydu. Bir hastada baflvuru an›n- da median sinir parezisi, baflka birinde distal nab›zlar- da zay›flama, elde so¤ukluk vard›. Bu hastada Doppler ile brakiyal arterde ak›m gösterildi. Kapal› repozisyo- nu takiben eldeki dolafl›m bozuklu¤u h›zla düzeldi.

Median sinir parezisi olan hastada da son kontrol muayenesinde hiçbir nörolojik patoloji saptanmad›.

Cerrahi giriflim genel anestezi alt›nda ve floros- kopi kontrolü eflli¤inde kapal› repozisyon fleklinde planland›. Tatminkar repozisyon görüldükten sonra, yine floroskopi kontrolüyle, düflük devirli motor kulla- n›larak K-telleri gönderildi. Tüm teller yumuflak ve 2.0 mm çap›ndayd›, uçlar› k›vr›larak cilt d›fl›nda b›- rak›ld›. Daha sonra, dirsek 90° fleksiyonda ve nötral rotasyondayken posterior alç› atel uyguland›. Hasta- lar 24 saat süreyle ödem, nörovasküler defisit gibi komplikasyonlar aç›s›ndan takip edildikten sonra ta- burcu edildi. Birer haftal›k aralarla klinik ve radyo- lojik kontrol muayeneleri yap›ld›. Birinci haftada atel ç›kar›ld› ve sirküler alç›ya geçildi. Pinler, radyolojik iyileflme görülünce ç›kar›ld› ve aktif harekete izin verildi. Tüm hastalarda bir ay içinde hemen hemen tam hareket aç›kl›¤› geri kazan›ld›¤› için özel bir fiz- yoterapi program›na gerek duyulmad›.

Hastalar›n sa¤lam taraflar›nda ve k›r›k taraflar›n- da erken postoperatif (intraoperatif) ve geç postope- ratif (pinlerin ç›kar›ld›¤› muayene) dönemlerde Ba- umann ve tafl›ma aç›lar› ölçüldü. Erken ve geç ölçümler aras›ndaki fark deplasman miktar› olarak kaydedildi.

Tüm hastalar radyolojik ve klinik kaynama ta- mamlanana, dirsek hareket aç›kl›¤› restore olana ka- dar takip edildi. Remodelasyon sonucu aç›sal de¤er- lerde oluflabilecek olas› sapmalar› gözard› edebilmek için, radyolojik kaynaman›n saptan›p tellerin ç›kar›l-

(3)

d›¤› muayenedeki radyolojik de¤erler geç ölçüm ola- rak kabul edildi.

‹statistiksel karfl›laflt›rma SPSS ver. 7.5 for Win- dows program›nda t-testi ve varyans analizi yöntem- leriyle yap›ld›. Ba¤lant›lar Spearmann korelasyon analiziyle test edildi.

Sonuçlar

‹lk baflvuruda sa¤lam tarafta ve intraoperatif ve son radyolojik kontrollerde ölçülen Baumann ve ta- fl›ma aç›lar› de¤erleri Tablo 1’de özetlendi.

Tablo 1. Baumann ve tafl›ma aç›lar› de¤erleri

Grup 1 Grup 2

Sa¤lam taraf Baumann aç›s› 73.7±3.9° 72.9±4.2°

Sa¤lam taraf tafl›ma aç›s› 8.8±2.7° 9.4±1.6°

‹ntraoperatif Baumann aç›s› 74.9±5.5° 70.6±6.7°

‹ntraoperatif tafl›ma aç›s› 6.9±3.9° 7.0±2.8°

Son kontrol Baumann aç›s› 74.5±5.8° 69.2± 3.3°

Son kontrol tafl›ma aç›s› 6.4±3.9° 6.8±3.1°

Baumann aç›s› fark› 4.9±2.9° 4.1±3.5°

Tafl›ma aç›s› fark› 2.9±2.1° 1.0±0.4°

Grup 1: Çapraz K-teli ile osteosentez; Grup 2: Üç çapraz K-teli ile osteosentez

(a)

(b)

fiekil 1. Yedi yafl›nda erkek çocukta sa¤ humerus suprakondiler k›r›¤›. Ame- liyat öncesi, (a) lateral, (b) anteroposterior; intraoperatif (c) lateral, (d) anteroposterior ve geç postoperatif (e) lateral, (f) anteroposterior gra- fileri. ‹ntraoperatif Baumann aç›s› 75°, tafl›ma aç›s› 20°; sekiz hafta sonra Baumann aç›s› 75°, tafl›ma aç›s› 8° ölçüldü.

(c)

(e)

(d)

(f)

(4)

Grup 1 ve Grup 2 aras›nda (i) erken ve geç posto- peratif Baumann aç›lar› (s›ras›yla p=0.54 ve p=0.48, güven aral›¤› %95), (ii) geç postoperatif ve sa¤lam taraf Baumann aç›lar› (s›ras›yla p=0.24 ve p=0.31, güven aral›¤› %95), (iii) erken ve geç postoperatif

tafl›ma aç›lar› (s›ras›yla p=0.32 ve p=0.48, güven aral›¤› %95) ve (iv) geç postoperatif ve sa¤lam ta- raf Baumann aç›lar› (s›ras›yla p=0.11 ve p=0.19, güven aral›¤› %95) aç›s›ndan anlaml› farkl›l›k sap- tanmad›.

(a) (b)

fiekil 2. On bir yafl›nda erkek çocukta sol humerus suprakondiler k›r›¤›. Ameliyat önce- si, (a) lateral, (b) anteroposterior; intraoperatif (c) lateral, (d) anteroposterior ve geç postoperatif (e) lateral, (f) anteroposterior grafileri. ‹ntraoperatif Baumann aç›s› 83°, tafl›ma aç›s› 14°; sekiz hafta sonra Baumann aç›s› 76°, tafl›ma aç›s›

10° ölçüldü.

(c)

(e)

(d)

(f)

(5)

Baumann aç›s› ve tafl›ma aç›s› farklar› aras›nda anlaml› korelasyon gözlenmedi (p=0.11, r=1.116).

‹ki grup karfl›laflt›r›ld›¤›nda, erken ve geç Ba- umann aç›lar› aras›nda (p=0.003, güven aral›¤› %95) ve erken ve geç tafl›ma aç›lar› aras›nda (p=0.028, gü- ven aral›¤› %95) anlaml› farkl›l›k bulundu.

Hiçbir hastada tel dibi enfeksiyonu, iyatrojenik sinir yaralanmas› gibi cerrahi yönteme ait komplikas- yon saptanmad›.

Tart›flma

Pediatrik yafl grubunda görülen deplase humerus suprakondiler k›r›klar›n› tedavi eden ortopedist bir- çok problemle karfl›laflabilir. Bölgenin anatomik özel- liklerinden dolay›, bu tür k›r›klar› kapal› olarak repo- ze etmek ve bu redüksiyonu koruyabilmek oldukça güçtür. Anatomik flekilde redükte edilen k›r›klar bile ödem azalmas›yla yeniden deplase olabilirler. K›r›-

¤›n stabilitesini korudu¤u pozisyon genelde 100°

fleksiyon civar›ndad›r ve bu pozisyon dolafl›m üzeri- ne olan olumsuz etkisi nedeniyle tercih edilmez.[8]Bu yüzden, anatomik repozisyon stabil osteosentez ile desteklenmelidir.[2] Aç›k repozisyonun hastahanede kalma süresinin uzamas›, enfeksiyon riski, operatif yap›fl›kl›klara ba¤l› hareket k›s›tl›l›¤› gibi dezavan- tajlar›n› ortadan kald›ran KRPP yöntemi, bu tür k›- r›klar için güncel tedavi yöntemi olarak kabul edil- mektedir.[4]Uygulamaya ba¤l› bilinen tek olumsuzluk, medialden yollanan tele ba¤l› iyatrojenik ulnar sinir yaralanmas›d›r; baz› yazarlar bu komplikasyonu ön- lemek için lateralden yollanacak iki K-telinin yeter- li olaca¤›n› ileri sürmüfllerdir.[8] Çal›flmam›zda tüm hastalarda medial taraftan en az bir K-teli yollanma- s›na ra¤men hiçbir hastada ulnar sinir yaralanmas›

görülmedi; dikkatli cerrahi teknik ve tecrübe ile bu komplikasyondan rahatl›kla kaç›n›labilece¤ini düflü- nüyoruz.

Suprakondiler humerus k›r›klar›nda tedaviden sonra oluflan en önemli geç komplikasyon, kubitus varus ya da kubitus valgus yönünde geliflen deformi- tedir. Bu deformiteleri önleyebilmek için tedavi afla- mas›nda uyulmas› gereken iki kural, anatomik repo- zisyonu sa¤lamak ve bu pozisyonda stabil bir os- teosentez elde etmektir.[7]

Literatürde bu k›r›klar›n osteosentezinde kullan›- lan tel konfigürasyonlar›n› biyomekanik olarak kar- fl›laflt›ran az say›da çal›flma vard›r. Zionts ve ark.- n›n[6]insan kadavra modellerinde yapt›klar› çal›flma-

da, fiksasyonda en az 10° iç rotasyon oluflturan tork kuvvetleri ölçülüp karfl›laflt›r›lm›flt›r. Bu çal›flmada en stabil konfigürasyonun medial ve lateralden yol- lanan çapraz K-teli modeli oldu¤u bulunmufl; bu modeli s›ras›yla lateralden iki çapraz K-teli, lateral- den iki paralel K-teli modelleri izlemifltir.[6]Bilinen tek in vivo karfl›laflt›rma ise Topping ve ark.na[5]ait- tir; bu çal›flmada çapraz K-teli ve iki lateral K-teli modelleri aras›nda erken ve geç Baumann aç›lar›n- da anlaml› bir fark gösterilememifltir. Birçok biyo- mekanik çal›flmada en dirençli tesbit konfigürasyonu olarak bulunan çapraz K-teli uygulamas›, bizim de rutin osteosentez yöntemimizdir. Yine de geç dönem deformiteleri önlemek amac›yla daha stabil bir kon- figürasyon bulma düflüncesiyle, bir grup hastada çap- raz K-teli yöntemine ek olarak, k›r›¤›n deplase oldu-

¤u taraftan ek bir K-telinin yollanmas›yla stabilite- nin art›p artmayaca¤›n› s›namak istedik. Kulland›¤›- m›z ek tele (ve ana iki tele) ba¤l›, tel dibi enfeksiyo- nu ve iyatrojenik ulnar sinir yaralanmas› gibi komp- likasyonlara serimizde rastlanmam›flt›r.

Çal›flmam›zda, de¤erlendirme amac›yla Ba- umann aç›s›na ek olarak tafl›ma aç›s›n› da kulland›k.

Yap›lan anatomogeometrik incelemeler sonucunda Baumann aç›s›n›n, bilinenin aksine, distal fragman rotasyonundan etkilendi¤i ve yan›lt›c› sonuçlar vere- bilece¤i bildirilmifltir. Ayr›ca 10 derecenin üzerinde- ki rotasyonlarda Baumann aç›s› ve tafl›ma aç›s› ara- s›daki lineer iliflki de bozulmaktad›r.[9,10] Bu yüzden çal›flmam›zda tafl›ma aç›s› ve Baumann aç›s›n› bir- likte kulland›k ve aralar›ndaki korelasyonu da s›na- d›k. Baumann ve tafl›ma aç›lar›n›n son kontrol de-

¤erleri ve sa¤lam taraf ölçümleri aras›nda anlaml›

bir fark gösterilemedi. Anatomik repozisyonu taki- ben yap›lacak her türlü stabil osteosentez, sa¤lam ta- raf de¤erlere benzer bir dirsek geometrisi yaratacak- t›r.

Bilinen birçok tedavi yöntemi aras›nda KRPP en güncel ve güvenilir yöntem olarak kabul edilmekte- dir. Gerçekten de, geç dönem korreksiyon kayb› bu yöntemin uyguland›¤› serilerde önemsenmeyecek kadar azd›r.[3,4,5,8]Bununla birlikte, di¤er tedavi yöntem- lerinin fonksiyonel olarak daha kötü sonuçlar verme- di¤i uzun süreli takibi olan seriler de bulunmakta- d›r.[11]Humerus alt ucunun remodelasyon kapasitesi, travmadan etkilenmesi ve bunun matürasyonda olu- flacak dirsek geometrisine etkisi gibi konular henüz tart›flmal›d›r. Bu yüzden, deplase suprakondiler hu- merus k›r›klar›n›n tedavisinde ana amaç anatomik

(6)

bir repozisyon ve bunun mümkün olan en stabil ve az morbid bir fiksasyon türü ile desteklenmesidir.

Çal›flmam›zda, en stabil osteosentez türü olarak gösterilen çapraz K-teli konfigürasyonuna ek olarak, distal fragman›n deplasman yönünden üçüncü bir K- teli yollad›k; erken ve geç dönem Baumann ve tafl›ma aç›lar› fark› üç K-teli grubu lehine anlaml› sonuç vermifltir (p=0.003 ve p=0.029). Morbidite yönün- den de iki grup aras›nda fark yoktur. Bu nedenle, cerrah›n tercihine ba¤l› olarak, seçilmifl olgularda üç çapraz K-teli konfigürasyonunun kullan›labilece¤ini düflünüyoruz.

Amac›m›z bu serideki hastalar›n iskelet matüras- yonundaki kontrollerini de yaparak, bafllang›çtaki stabilite art›fl›n›n geç dönem sonuçlara etkisini ince- lemektir.

Kaynaklar

1. Blount WP. Fractures in children. 10th ed. Baltimore:

Williams & Wilkins; 1969.

2. Rockwood CA, Wilkins KE, Beaty JH. Fractures in children, 4th ed. Philadelphia: Lippincott & Raven; 1996.

3. A¤ufl H, Kalenderer Ö, Kayal› C. Çocuk suprakondiler hu- merus k›r›klar›nda kapal› redüksiyon ve perkutanöz pinleme

sonuçlar›m›z. Acta Orthop Traum Turc 1999;33:18-22.

4. Boyd DW, Aronson DD. Supracondylar fractures of the humerus: a prospective study of percutaneous pinning. J Pediatr Orthop 1992;12:789-94.

5. Topping RE, Blanco JS, Davis TJ. Clinical evaluation of crossed-pin versus lateral-pin fixation in displaced supra- condylar humerus fractures. J Pediatr Orthop 1995;15:

435-9.

6. Zionts LE, McKellop HA, Hathaway R. Torsional strength of pin configurations used to fix supracondylar fractures of the humerus in children. J Bone Joint Surg [Am] 1994;

76:253-6.

7. France J, Strong M. Deformity and function in supracondy- lar fractures of the humerus in children variously treated by closed reduction and splinting, traction, and percutaneous pinning. J Pediatr Orthop 1992;12:494-8.

8. Mehserle WL, Meehan PL. Treatment of the displaced supracondylar fracture of the humerus (type III) with closed reduction and percutaneous cross-pin fixation. J Pediatr Orthop 1991;11:705-11.

9. Mohammad S, Rymaszewski LA, Runciman J. The Baumann angle in supracondylar fractures of the distal humerus in chil- dren. J Pediatr Orthop 1999;19:65-9.

10. Nacht JL, Ecker ML, Chung SM, Lotke PA, Das M.

Supracondylar fractures of the humerus in children treated by closed reduction and percutaneous pinning. Clin Orthop 1983;

(177):203-9.

11. Ippolito E, Caterini R, Scola E. Supracondylar fractures of the humerus in children. Analysis at maturity of fifty-three patients treated conservatively. J Bone Joint Surg [Am]

1986;68:333-44.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak, k›r›k redüksiyonu sa¤lanamayan, politravmal›, takipte re- düksiyon kayb› olan, kaynama gecikmesi ortaya ç›- kan, çok parçal› k›r›¤› olan hastalarda

Amaç: Çal›flmam›z›n amac› deplase distal klavikula k›r›klar›n›n korakoklaviküler vida ile tespi- tiyle yap›lan tedavi sonuçlar›n›n de¤erlendirilmesi idi.. Çal›flma

[4] traksiyon, tel serklaj, klasik int- ramedüller çivileme ve kilitli intramedüller çivileme ile tedavi edilen femur k›r›kl› 79 hastada ortalama kaynama sürelerini

Papillomatozisin sa¤alt›m›nda; koterizasyon, parsiyel ya da total eksizyon, kriyoterapi ve lokal anestezik uygulamas› gibi çeflitli yöntemler kullan›lmakla birlikte, otolog ya

[9,15] Olgula- r›m›zda tedavi süresi, traksiyon ve sonras› pelvipedal alç› uygulananlarda ortalama 63.3 gün (45-75 gün), eksternal fiksatör uygulanan hastalarda ortalama 51

Closed reduction and percutaneous lateral pin fixation in the treatment of displaced supracondylar fractures of the humerus in children.. Yusuf ÖZTÜRKMEN, Mahmut KARAMEHMETO⁄LU,

Hafız zaman zaman, ayetleri, diğerlerine ümit vermek için sesli okuyor, onun sesi bu kahredici mekânda gönüllere bir ümit ışığı gibi süzülüyordu.. Krasnoyarsk denilen

Do¤rusal olmayan modellerden Brody, Negatif üssel, Gompertz, Logistik ve Bertalanffy modelleri de K›v›rc›k ve Da¤l›çlar›n erkek kuzular›na ait a¤›rl›k- yafl