• Sonuç bulunamadı

Paris kongresinde görüşülenler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Paris kongresinde görüşülenler"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

E “ C T - £ O P = ıııt= ıııııııııııııııııııııııııııııııııiiiııııııi!H iııııııııi!iıııi!iıııııııııııııııııır ııııııııııııııııııııııııııııııııı= ııır

İ

EDEBÎ BAHİ S LER

|

ııııİm n ıııın ım m m m ıııııır m r m r u ın ıııııım m ııım ııım m u ııın ıın ııım ın ıu ıııım m ıiH m m n iiiH

Paris Kongresinde görüşülenler

Temmuz ayında Y A 7 A N ’ *0 *0 ^ ***0 ***& **0 **'J kullandığı «siz» za-| College de France’ ■ * 1 miri dünya ede-; m akademik salo- m » * . » » • » ı \ biyat çevrelerih-ııunda toplanan As 1 İ V l C İ S l i l c l L l V l 0 I Î 0 m 0 î l C I O £ ^ l U M de mühim akisler

1 sociation Interna- ■ 1 yapmıştır. Michel

' tionale des Etudes Butor bizzat bu

Françaises’in XIII. kongresinin e- sas teması modern roman idi.

Yazımıza başlamadan evvel he­ men şunu ilâve edelim ki bu kon­ greye her zamanki gibi dünya ça- , pında ün kazanmış kritik ve fran- sist’lerden başka, son seneler için­ de orijinal eserleri ile dünya ede­ biyat çevrelerinde ilgi uyandırmış yazarlar da davet edilmiş, bu san’atçılardan eserleri hakkında sual sorulmuş ve son derece canlı münakaşalar yapılmıştır (1).

* * *

Biliyoruz ki 1930 senesinden be­ ri roman artık bir hikâyeden iba­ ret değildir. Bundan başka, yazar­ lar iç hakikatlerini ve onları coş­ turan efsaneleşmiş konuları, kâh bir şiir, kâh bir deneme şekline so­ kabilmişlerdir. Demek roman git­ tikçe daha geniş bir âlemin ifadesi olmuştur; zira her yazar eserleri­ ne paralel olarak ayrı bir amaç gütmektedir. Meselâ Jean Giono gibi bir kozmos şairini ele alalım. Jean Giono bize çoktanberi unu­ tulmuş bir dünyanın kapılarını a- çar; orada insan ve ağaç, gündüz ve gece, bir tek şey, bir tek kuv­ vetten ibarettir; bu ebedî kozmik his içinde zaman ve mekân âdeta bayılır ve büyük bir metafizik ü- nite doğurur. Diğer taraftan bir Malraux asrın en şiddetli, en ga­ zap verici kısık çehresini gösterir bize. Hikâye burada bir görüden, bir sahneden ibaret değildir. İnsa­ nî vazifelerin etkisi' her satırda göze çarpmaktadır.

Sartre ve Albert Camus roman ile deneme arasında bir paralelizm kurmağa muvaffak olmuşlardır; Camus en mühim felsefî soruları­ nı bu şekilde kütleye işittirmiş, fa­ kat ne yazık ki cevabını bulama­

V E F A T

Merhum Sabri Paşa ve mer­ hume Fatma Âdviye'ıün oğul­ ları MelShat Vural’ın kardeşi. Sacide Arunkal’ın kıymetti eşi, inanç ve Fatos Arunkal'ın sevgili bahaları, Muhsin Sera­ nın bacanağı. Nazım Aran’ın eniştesi, Feham ve Fahir Arıo- ba, Sabiha Arslanlar'm ve Mayda Arunkal’ın dayıları. Sabri Arunkal’ın sevgili dede­ si, tzzettin Feray ve Hayri Vural’ın kayınbiraderi, Selim Bayakır, Meziyet Sinoplu, Fe- ruzan Feray, Lâmia Berkin'in teyzezadeleri

E V L İ Y A A R İ F A ıu n k a l

Hakkın rahmetine kavuşmuş­ tur. 22.9.1981 cuma günü öğle namazını mütaakıp Teşvikiye Camiinde cenaze namazı eda edilerek Fcriköydeki aile kab­ ristanına defnedilecektir.

Ailesi Cumhuriyet — 4937

dan ölmüştür.

Bernanos, Mauriac, Georges Du­ hamel, römafiCmıh mânevi istida- tma (entrika ve hâdiseler yarat­ ma muhayyilesi) malik olmakla beraber sempatilerini kendilerin­ den çok uzak olan en mütevazı ya­ ratıklara kadar uzatabilmişlerdir. Fakat fazla olarak «doğa üstü» Bernanosun bütün eserine hâkim olmuştur,

Kafka, Dos Pasos, Sartre gibi ro­ mancıların ilk hedefleri anti-ro- mantik olmaktan ziyade objektif olabilmektir: prespektif ve üslûp bakımından objektif olabilmek.

İşte kanaatimizce burada başlar modern romanın esaslı orijinalite­ si. Bu yeni mevzuu geniş ve derin bir şekilde mütalâa ve münakaşa eden Washington Üniversitesinden (Saint Louis Missouri) Profesör Bruce Morfissette’in son derece il­ gi çekici olan bildirisinden bahset­ mek isterim.

Profesör Morrissette’e göre sine­ manın keşfi, resim ve hikâye prob­ lemlerini ortaya koymakla bera­ ber yeni bir vokabülerin inkişafı­ na meydan vermiştir. Bu vokabüle­ rin hedefi, kameranın ve dolavı- siyle yazarın görüşünü açık bir şekilde ifade etmektir. Meselâ, «Gros plân, 'ravelling, plongé, con tre-plongé, champs, contre-champs» gibi terimlerle sinema gerçek bir «görüşler» laboratuarı halini al­ mıştır. öy le ki visuel ve narratif (göz ve anlatma) görünümleri kar­ şılaşarak bir çok problemleri ay­ dınlatmışlardır. Bu «görüş» pren- sipi bazı yazarlarda eserlerinin es­ tetik bünyesine bağlıdır (James ve benzerleri). Halbuki Fransız ya zarlarda «Görüş», ahlâk ve felse­ feye bağlıdır. Meselâ Sartre «görü­ şünü» metafiziğe dayandırır ve Einstein teorilerine baş vurur. Bü­ tün hakikati ifade edecek bir gö­ zetleme noktâsı’mn mevcut olma­ dığını İspat etmeğe çalışır.

Stendhal Profesör Morrissette'e göre çift oyun oynamıştır; kahra­ manlarının hem içinde hem de dı­ şında kalmasını bilmiştir. Onun i- çindir ki görüş relativizmi son derece modern kalabilmiştir. Bal- zac'ın ise, «görüş» ü hemen hemen yok gibidir veyahut abstredir. Fa­ kat o bize sadece Balzac âlemini açıklamıştır 'Bel ami müstesna).

André Malraux filimlere mahsus «görüş» ün ebedî eserlerde geliş­ mesine yardım etmiş, optik objek­ tif ile değişik sahneleri birbirine bağlamıştır

«Fakat hèr halde anlatma usu­ lünde yeni bir zamir icat edilece­ ği kimsenin aklına gelmemiştir» diyen Brııee Morri.ssette, İPrahsız yazarı Michel Butor’dan bahset­ miştir.

Michel Bııtor.un romanlarında

«siz» zamirinin birinci ve üçüncü şahıslar arasında bir araç rolünde olduğunu, kahramanın arkasında monolog yapmıya yaradığını izah etmiştir. Fakat Profesör Morris­ sette’e göre bu zamir biraz da gün­ delik konuşma üslûbundan alın­ mıştır, Meselâ bir yemek tarifi gi­ bi: Evvelâ dört yumurta kaynatır­ sınız, sonra onları soğuk suya dal­ dırırsınız, dilim dilim kesersiniz ve saire...

Keza Va.lery Larbaud, Dos Pa­ sos, Hemingway ve Robert Warren zaman zaman bu siz zamirini an- j latma usulünde kullanmışlardır. ı Bu siz zamirini kullanmaktan maksadın, sadece kahramanların şuurunu ikilemek olduğunu Ro­ land Berthes’a atfen söyliyen B. Morrissette’e göre modern roman­ da «siz» zamiri birinci şahıs olarak romancının şuuruna girmekte ve bu suretle «görüş» ü aksettirmeğe vasıta olmaktadır. İşte Michel Bu- tor’dan bir parça:

«Dün gece bu yazıyı yazmağa başladın. O yazı ki, devamım şim­ di ben, daha doğrusu benden isti­ fade ederek senin yazdığın bu ya­ zı... çünkü hakikatte yazıyı yazan ben değil sensin, benim görüşüm­ le her şeyi görmeğe çalışıyorsun.»

Robbe Grillet'nin eserlerine ge­ lince, hikâye her dakika tekerrür eder. Geçen seneki bir hâdise, şim­ di bugün olmuş veya hiç bir za­ man olmamış gibidir.

Marguerite Duras'ın Moderato Cantabile adlı «-serinde de (filme a- lınmıştır) bir «görüş inikası» var­ dır. Roman kahramanı şahit oldu­ ğu bir aşk cinayeti hâdisesini biz­ zat yaşamağı şiddetle arzu eder vo yaşar,

«Görüş» problemlerinin en son merhalesi de Profesör Bruce’e gö­ re hayal ve hakikat arasındaki en­ gelleri yıkmaktır.

Fakat kanaatimizce bu müphem, sisli, kararsız, dünsüz ve yarınsız dünya asrımızın sadık aynasıdır. Alain Robbe Grlllet gibi objektif üslûba malik bir yazar eşyaları bi­ ze bir pertavsızla gösterirken, in­ sanin sevdiği veya nefret ettiği eş­ yalara nazaran bir şahsiyete ma­ lik olduğunu, onlara nispeten ya­ şadığını gösteriyor. Fakat insan­ lardan çok eşyaların konuştuğu bu âlemde aykırı bir atmosfer mev­ cuttur. Çatal bıçak ve iskemle gü­ rültüleri bir aksi seda gibi kulağı­ mıza geliyor üç yüz yıl evvel mi duymuştuk bu sesleri, yoksa iler­ de hayatımızda mühim roller oy- nıyacak.. sesler midir bunlar? pek kestiremiyoruz.

İlim, kâinatın sırrı, sonsuzluğa karşı duyulan açlık ve inkâr edil­ dikçe ejder gibi karşımızda yükse­ len nih problemi bugün her za­ mandan çok yazarları ilgilendiri­ yor, dünya sınırlarını aşmağı ba­ şaran insanoğlu kabına sığamıyor, Tanrı gibi dün ve yarın her zaman varım diyor.

(1) Raymond Quenaud, Alain Robbe Grillet, Michel Bator.

t

Güzel Sanatlar Akademisi Y . Mimarlık

i

Bölümüne Asistan Alınacaktır

|

Yüksek Mimarlık Bölümü «Yapı» dersi için açılacak olan ^ adaylık imtihanına girmek istivenlerin 788 sayılı memurin ka- ♦

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Birincisi: Giinahi baska sebeplerle degil de sadece Allah icin terk etmek.. Bir

a) Aboneler, su sayaçlarını SASKİ’nin belirleyeceği şekilde korumakla yükümlüdürler. Sayacın yanık, kırık, devlet mührü kopuk, patlak vb. nedenlerle tahrip

kızartılır.1  kg.  toz  şeker,  5  su  bardağı  su,  bir  tencerede  kaynatılıp  şurup  yapılır.  Çekirdekleri  çıkarılmış  1  kg. 

4 - Dördüncü ayın sonunda orijinal tavşan yeni bir çift tavşan doğururken, iki ay önce doğan tavşan ilk çiftini doğurunca, ortamda artık beş çift tavşan olmuştur.

[r]

Peygamber’in düğünlerde def çalıp şarkı söyleme ve ziyafet verme yanında şeker, hurma gibi şeylerin halkın üzerine serpilmesi ve bunun kapışılması şeklinde uygulanan

Reçel üretiminde vişne reçelinin yanı sıra özellikleri çok benzeyen kiraz reçeli üretimi de yapılmaktadır.. Sarı rengiyle bize sonbaharı anımsatan ayva,

Varış sonrası rehberimiz ve özel araçlarımız eşliğinde yapılacak şehir turumuzda inşaatına 1248’de başlanmış ve inşaatı tam 632 yıl sürdüğünden