T e k n i k
P O R T L A N D Ç İ M E N T O S f ü
Yzan : Ralph Cooke
Çimento, tekerlek ve gemi gihf beşeriyet ta- rihinin en gerilerine giden harcı âlem şeylerden biridir. Muhakkak olan bir hakikat varsa o da, yer yüzünde eve benzer bir şey bulunduğundan beri, yapı malzemesinin aralarını doldurmak için, ça- m u r olsun, sulu 'kil olsun, bir harcın çimento niye- tine kullanılmış olmasıdır. Tekerlek ve gemiler gi- bi, çimento da mühim bir keşifin mevzuu olmuş- tur.
Yalnız yüz kadar seneden beri; su altında do- nup sertleşen, kendisinden evvel kullanılan her şeyden daha mukavim, kolayca ve her zamaıı b u - lunması kabil malzemeden, imâl edilen bir çimen- toya malikiz. O vakite kadar, inşaatçılar, kireç, su ve kumdan müteşekkil çeşitli harçlar kullanmış- lardır. Bu harçların sertleşmesi sadece kirecin ku- ruması idi. K u m u n vazifesi, çekme dolayısile çat- lakları azaltmaktı. Mısırlılar 5000 sene evvel bun- ları Piramidlerde kullanmışlar. Romalılar da aynı yolu takip etmişlerdi. Fakat bu nevi harcın kulla - nılışmı tahdid eden nokta suya dayanamaması idi.
Çok eski zamanlardanberi, inşaatçılar sertleş- tikten sonra suyun tesirine karşı koyan ki, bugün
«hidrolik çimento» denilen, bazı maddelerin mev- cudiyetinden haberdardılar. Fakat, bu maddeler ekseriyetle volkanik birikintiler olup, ancak bazı mahallelerde bulunmakta idiler ve umumiyetle kullanılan hidrolik çimento yoktu.
Ondokuzuncu yüzyılda, inşaat mühendisli- ğinin gelişmesi sırasında; suya karşı olan b u nok- sanı bertaraf etmek icap ediyordu.-Leeds şehrinde, tanınmış bir ingiliz inşaat mühendisi olan Joseph Smeaton, Eddystone fenerinin yeniden inşası için muhtelif malzeme üzerinde tecrübeler yapmakta idi. Puzzolano ile kirecin karışmasından, donduk- tan sonra su altında sertleşmeye meyyal bir harç meydana geldiğini bulmuştur. Bu, mühim bir ke- şifti ve Smeaton un inşa ettiği fener 120 seneden fazla dayanmıştır.
Fakat, b u tecrübeleri bir neticeye bağlıyan ve
modern çimentonun esası olan Portland çimento- sunu elde eden, yine Leeds şehrinden duvarcı Jo- seph Aspdin olmuştur. înce dövülmüş kalkere kil ilâve edip pişirdikten sonra, elde ettiği malzemeyi yeniden öğütmüştür. Hattâ, bir rivayete göre, tec- rübeleri için yollardan taş topladığından cezaya çarptırılmıştır. 1824 senesinde aldığı beratta: «yol- ların yapılmasında veya tamirinde kullanılan ve toz haline gelmiş kalker taşı» denildiğine göre, bu rivayetin doğru olması muhtemeldir.
Muhakkak, maruz kaldığı güçlüklerin başın- da öğütme meselesi gelmiştir. Çünkü o zamanlar, ancak, yel değirmenleri veyahut su değirmenle- rinden istifade edebilirdi. Kalker için yollardan ge- çen tekerlekler vardı. Fakat, kalker ve kilin yük- sek sıcaklıkta pişmesinden hasıl olan klinkeri öğüt- m e k daha güç bir işti.
Aspdin keşfine «Portland» çimentosu ismini vermiştir. Çünkü bu madde donduktan sonra, İn- gilterenin güneyinde bulunan Portland taşının ren- gini alır. Bu keşif belki de, modern zamanların en, mühimlerinden biri idi. Fakat Aspdin, tanınmış inA saat mühendisi Brunel'in çimentoyu 1843 te Tha- mes nehrinin alttmdan geçen ve bugün, Londra- lım yeraltı tren şebekesine dahil bulunan, tünelin inşasında kullanıncaya kadar, kâşiflerin mutat m ü - cadelesini etmiştir. Biraz sonra, Londra Belediyesi Bayındırlık İdaresi, yeni çimentoyu şehirin kana- lizasyon işlerinde kullanmıştır. Yeni endüstri, ar- tık yol almaya başlamıştır.
Aspdin'in oğlu, babasının imalâthanesini Wa- kefield şehrinin basit fırınlarından, Thames neh- ri üzerinde evvelâ Rotherhithe ve bilâhire, Gra- vesend civarına nakletmiştir. Böylece aşağı Tha- mes, Dartfordla, Gravesend arasında, bu «endüs- trinin beşiği» olarak tanınmıştır.
Ham maddeler kalker, kil ve fırınlar için kö- mürdür; ayrıca nakil vasıtaları gayet yakın olma- lıdır. Aşağı Thames'de ve Medway'de muazzam ki- reç ocakları vardır, kil nehirden çıkarılır (bu ame-
liye sayesinde nehir de temizlenmiş olur) nakliyat su üzerinden kolayca yapılır. Bazı hallerde kil te- pelerden çıkarılıp çamur halinde, borularla nehir kıyısındaki fabrikalara nakledilir.
Kalker elektrikli veya ibuharlı mekanik vası- talarla taş ocaklarından çıkarılıp 5 tonluk vagon- lara yüklenir. Her vagon bir asansörün altına gel- dikten sonra 'kaldırıp boşaltılır ve tekrar hat üze- rine oturtulur. Kalker bir depodan bir konveyör üzerine iner ve yıkama tesisatına gider.
Burada ilk kalker, kil ve su karışması meyda- na gelir, bir çok eleklerden geçer ve tulumbalarla depolara basılıp basınçlı hava ile mütemadiyen ha- reket halinde tutulur. Bir çok fabrikalarda en az üç kimyager gurupu gece ve gündüz saatte bir, tecrübe ve tahlil yaparlar; fırınlarda yanacak kö- m ü r bile tahlil edilir. İmalâtın bu safhasında, de- polardaki çamur tahlil ve ayar edildikten sonra, en mühim olan pişirme, yani çimento klinkerinı veren ameliyeye geçilir.
60 ilâ 150 metre uzunluğunda, yüzlerce ton ağırlıkta v e tazyikle püskürtülen pülverize kömür- le, takriben 1400 derece sıcaklığa kadar ısıtılan, modern döner fırınları bugün Aspdin görseydi m u - hakkak çok hayret ederdi. Tabiî, çimento istihsa- linde kömür mühim bir faktördür. İngilterede se- nede 2.000.000 tondan fazla kömür çimento fabri- kalarında sarfolunur.
İmalâtın son kısmı, öğütme değirmenlerinde vuku bulur. Burada az miktarda kalsium sülfatı ilâ-
ve edilir. Bu madde karıştırıılmasa, elde edilen çi- mento su ile temas eder etmez priz başlamış olur.
Kalsium sülfatı sayesinde priz başlangıcı geçikir ve harcın kullanılmasına zaman kalır. Yüksek de- virli değirmenler çimentoyu o kadar iyi öğütürler ki, tozun % 99 u santimetre karede 4500 delikli bir elekten geçebilir. Nihayet çimento tazyikli hava ile silolara sevk edilir ve makine ile 50 şer kiloluk tor- balara konulur, tartılır ve konveyör üzerine bırakı- lır. Bu son ameliyenin verimi saatte otuz tondur.
Modern inşaat malzemesi, beton, en basit şe- kilde Portland çimentosunun birleştirdiği kum ve çakıl olarak tarif edilebilir. Aspdin hakikaten mu- azzam bir endüstri yaratmıştır. O günlerdenberi, gelişmesi bütün tahminleri aşmıştır. Karışık teknik teferruatile, modern imalât usulleri Aspdin'in ba- sit formül ve metodlarrndan doğmuştur. Bir müd- det, malzemenin tekâmül etmesine her inşaat mü- hendisinin, kendine göre bir çimento şartnamesi tanzim etmesi olmuştur. Fakat 1904 senesinde
«Portland çimentosu İngiliz Standard şartnamesi»
neşrolunmuştur. Zaman, zaman gözden geçirilmiş- tir. Fakat halen bütün imalâtçılar bu şartnameyi kabul etmişlerdir.
Her yıl dünyada 60.000.000 tondan fazla Port- land çimentosu imâl edilmektedir. Endüstrinin be- şiği olan Büyük Britanyada istihsal 7.000.000 ton- dan fazla olup, bunun yüzde 10 kadarı ihraç edil- mektedir.
(Baş tarafı 255 inci sahifada)
Mimar Mukbil Gökdoğan, Y. Mimar Eyüp Kömür- cüoğlu, Y. Mimar Sermet Gürel.
Mansiyon: 80945 rumuziyle: Y. Mimar Rahmi Bediz, Y. Mimar Vahdet S. Dobra
Mansiyon: 73137 rumuziyle: Y. Mimar Neza-
hat Söğüder, Y. Mimar Reha Ortaçlı, Y. Mimar Muhlis Türkmen.
İşbu zabıt aramızda tanzim olundu.
İmzalar.
Müsabakaya iştirak eden projelerden yalnız 3 üncü dereceye kadar olanları yayımlayabildik, yındırlık Bakanlığından ricada bulunduk.