• Sonuç bulunamadı

Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi'nde Bulunan Kendinden Desenli, Üzeri Yazılı İki Kumaş

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi'nde Bulunan Kendinden Desenli, Üzeri Yazılı İki Kumaş"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Vakıflar Genel Müdürlüğü

Arşivi'nde Bulunan Kendinden

Desenli, Üzeri Yazılı İki Kumaş *

akıflar Genel Müdürlüğü Arşivi'nde iki cins, jakarlı, üzeri eski yazılı kumaş o u -lunmaktadır. Birincisi 292 c m . b o y u n d a , 65 cm. eninde, parça, keten kumaş o l u p , üzerinde 'Aşe-re-i Mübeşere', y a n i , Cennete girecekleri müjdele­ nen kişilerin isimleri bulunmaktadır. Zemin siyah olup, yazılar kurşunimsi beyazdır. Şu isimler tek­ rarlanmıştır:

Allahümme salli ve sellim alâ, Muhammed ve Ahmed ve şefiin ve müşeffein, ve musaddakin ve rahmetin Ebubekir, Ömer, Osman, A l i , Hasan, Hüseyin, Talha, Zübeyr, Saad, Said, Abdurrahman, Ebu Ubeyde, Tealâ anhüm lilâlemin raziyaliâhü ibaresi kalıp halinde yanyana üçer sıra halinde de­ vam etmekte o l u p , bir kalıp 74 x 16 cm.

ebadın-dadır(Res. 1 , 2 , 3).

Dinî amaçla kullanılan bu ve benzeri kumaşlar üzerinde incelemelerimiz devam edeceğinden, ayrı

bir konu halinde ileride sunmayı düşünüyoruz. Bu makalenin asıl konusu olan ve Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivinde bulunan X I X . yüzyıl Türk imâlatı, Hereke, Fabrikai HUmayun'da.

doku-nan Kâbe örtüsü kumaşı üzerinde durmak istiyo­ ruz.

Edebiyatımıza "Kara donlu Beytullâ'n" o\zrzk geçen Kâbe örtüsü, Araplar'ın deyimi ile X i s t r . Sitare, tarihî kaynaklardan edindiğimiz bilgilere

göre Yemen Meliki Tubba tarafından ihdas edildi. Hz. Muhammed, Kâbe'yi Yemen bezi ile örterdi. Ondan sonra gelen Halifeler, bu geleneği devam ettirdiler ve yeni örtüler, eskilerinin üzerine serildi. Kâbe muhafızları, Abbasi Halifesi el Mehdi'ye müracaat ederek, Kâbe tavanının çatlaması sebe­ biyle, eski örtülerin kaldırılmalarını talep ettiler. Halife tek örtü kullanılmasını e m r e t t i . Hicri 160, Milâdi 782 yılından itibaren de tek örtü bir gele­ nek halinde kullanılageldi.

Kâbe'yi işlemeli beyaz kumaşla örten ilk

SADİ B A Y R A M

k i ş i , Abbasi Halifesi El Ma'mun'dur. Fatımiler h e , sırasıyla beyaz, mavi, yeşil ve siyah ipek ku­

maşla örttüler Kâbe'yi.

H. 750/M.1382 yılında Salih, İsmail bin En-Nasr, Mısır'ın Kalyobiyye bölgesindeki üç

k ö y halkını Kâbe için kisve hazırlamakla görev­ lendirdi.

Mısır Sultanı Kansu Gavri, Kâbe örtüsünü 'Mahmal ' denen deve üzerindeki çadırlarda, özel

törenlerle Mekke'ye göndermeye başladı. Daha sonra bu törenler, hükümdarların dünya üzerindeki

kuvvetlerini temsil mahiyetine döndü. Şatafatı, gösterişi arttıkça, hükümdarların islâm âlemi üzerindeki otoriteleri de artmaya başladı ve dolayısıyla bu törenler büyük ehemmiyet kazandı.

Mısır'ın Osmanlılar tarafından Yavuz Sultan Selim zamanında fethiyle birlikte, kisve yapımına

katılan üç köyün sayısı yediye çıkarılarak, mas­ rafları Osmanlı Hazinesi tarafından karşılandı.

/. Ahmed 1021 H./1612 M. senesi

Muhar-remi'nde Kabe'nin çatlayan tavanını tamire irade b u y u r d u . Örtünün bundan sonra İstanbul'da ya­ pılmasının âdet haline geldiği söylenebilir. T ü r k i ­ ye Cumhuriyeti'nin kurulma çabaları esnasında, Kâbe örtüsünün Osmanlılar tarafından gönderil­ mesi geleneği, Mısır Hidivi Mehmet A l i Paşa tara­

fından kaldırılmış ve yine Kalyobiyye bölgesinde Mısır Hükümeti adına hazırlattınimıştır. 1 Mu­ harrem 1 3 4 r d e , yani Ağustos 1922 yılından itibaren Suudi Arabistan Kralı Abdula:ız El Suud'un emri ile Mekke'de bu iş için özel bir

tesis kuruldu, önüde değişiklik yapıldı, 7 yerine 16 parça'dan teşekkül etti. 16 parçalı kumaşın uzunluğu 64 m., genişliği 94 cm. dir. Yani, kumaş, Osmanlılar'ın aksine, dikey değil, yere paralel olarak Kâbe'yi sarmaktadır. Her yıl Zilhiccc'nin

(2)

•.uııı.l-9'unda değiştirilen Kâbe örtüsünün eskileri, halka dağıtılmakta ve uğur sayılmaktadır.

Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi'nde muha­ faza edilen, Evkaf Nezareti Arşivi'nin 1936 yılında Ankara'ya nakli sırasında gelen ve orijinal etiketi olan, ipek, sırasaten, kendinden desenli (jakarlı) kumaş, 75 cm. eninde, 26-27.10 m. arasında de­ ğişen bir uzunluğa sahiptir. Kâbe örtüsü olarak tavsif edebileceğimiz kumaşın tamamı 19 top olup, birisi yarımdır. Bugün imâl edilmiş gibi sağlam ve parlak olup, takribi bir milimetre kalın-iığındadır.

Kumaş, sade, jakarlı, yani kendinden desenli olup, zigzaglardan oluşan iki bandın devamlı tekrarından meydana gelmektedir. Bunu şöyle de açıklamak mümkündür: (M) harfi diyebileceğimiz, veya ters, çift (V) harfî olarak şekillendirebilece-ceğimiz bir hat içinde, 31 cm. aralıklarla "Lâ

ilâhe iUalîâh, Muhammedün resulallâh, Lâ ilahe illallâh, Muhammedün resu/u//â/ı" İbaresi ile onun altındaki sırada "Allah celle celâluhu, Muhammed Aleyhisselâm, Allah celle celâluhu, Muhummed Aleyhisselâm" ibaresi parlak düz siyah zemin "çözgü saten" içinde, "atkı saten" tekniğinde mat siyah renkte görülmektedir. Santimetrede atkı sıklığı 9, iplik çözgü sıklığı 28 dir. Zigzag-ların eni bir cm. olup, iki ters (V) arası 36 cm., (M) harfi diyebileceğimiz hattın, ayak açıklığı arası 72 cm. dir (Res. 5).

Top baş ve sonlarında 3,5 cm. kadar kumaş düz olup, desensizdir. Yanlarda ise, 1 cm.lik şerik düz bırakılmıştır.

O devre göre Avrupai olan, kalın sarı kartona basılmış, üst kısmında kumaşa tutturmak için yuvarlak bir delik açılarak, yine yuvariak kalın bir kartonla takviye edilerek, metalik bir yüksük takılmış, böylece etiketin kumaştan yırtılarak kopması önlenmiş olup, kopyalıdır. Üzerinde şu bilgiler bulunmaktadır (Res. 4) :

H E R E K E FABRİKAİ H U M A Y U N İ MA'MULATI Resim numrusu Sevk Numrusu

1118 110 Cinsi

Düz, siyah yazılı kumaş Eni Boyu . 75

Mikdarı Fiyatı metre santim Santim kuruş

26 40 .

-Kumaşın etiketinde, cinsi altında Kâbe örtüsü

yazısı yerine "Düz, siyah yazılı kumaş" ibaresinin

bulunması dikkat çekicidir. Kâbe örtüsü olarak kullanılacağının belirtilmemiş olması, tabii bir du-mmdur. Zira, kumaşın kisve haline dönmesi için; yanyana dikilerek, altının yelken bezi ile takviye edilmesi ile, yerden 9 m. yükseklikte Kur'ân-ı Kerim'den âyetler bulunan altın sırma yazılı kuşa­ ğın, aplike edilerek dört bir yanını çevirmesiyle ortaya çıkacağı aşikârdır.

Minyatürler üzerinde yaptığımız incelemeler­ de, Kâbe, siyah renkli kumaşla örtülüdür ve üze­ rinde, birbirine paralel zigzag desenler hâkimdir. Ayrıca Hayat Dergisi'nin Nisan 1966'daki 14. sa­ yısında tele ile çekilmiş bir detay fotoğrafta, yine kumaşın desenleri farkedilmekte ve bizim kumaşı­ mıza uymaktadır. Görenlerin ifadesiyle de desen yönünden bir tereddüdümüz yoktur. (Res. 6 , 7 ) .

Aslında, elimizde bulunan kumaş, türbelerin sandukası için hazırlanmış olsa, üzerinde geleneğe göre, Ayet-ül Kür'si veya "Küllün nefsin zaikatül mevt" (her nefis ölüm acısını tadacaktır) mealinde

bir yazı şeriti bulunması gerekir. Camilerin minber kapıları için imâl edilmiş olsa, "Utkuluha bi selâmin aminin" (buraya güvenlik, sağlık, selâmet

ve esenlikle girin), veya 'Inne muttakine fi Cenna-tin ve uyun" (Allahtan korkan, itaat eden kişiler

Cennettedirler) ibaresi bulunan bir yazı şeridinin bulunması lâzım. Zaten türbe ve camilerdeki bu tür kumaşlarda yeşil renk tercih edilerek, üzerine sarı renkte sırma veya iplikle yukarıda belirtilen âyetler yazılmaktadır.

O halde, bu kumaş, türbelerin sandukası ve camilerin minber kapısı için imâl edilmeyip, Kâbe örtüsü amacıyla dokunmuştur.

Bu arada şu hususu belirtmekte yarar vardır. Hacılar Arafat'a çıktığı sırada, Zilhicce'nin 9'unda s k i örtü çıkarılıp, Kâbe Kral veya Emir ve devrin Düyükleri tarafından yıkanıp, yeni örtü asıldıktan sonra, eski örtü Beytül mâle teslim edilmektedir. Suudi Arabistan Emir'i tarafından Beytülmâl'den satın alınan eski örtü parçaları, devrin büyüklerine hediye edilmekte, küçük parçalar da Kâbe bekçi­ leri tarafından halka dağıtılmakta, çıkarcılar da satmaktadır.

İşte bu eski örtüler, X V I . asırdan beri Padi­ şah, Valde, Şehzâde ve devlet büyüklerinin sandu­ kaları üzerine örtülmekte, dini yapıların duvarları­ na asılmaktadır.

III. Ahmed, II. Osman, 111. Osman, IV. Murad, III. Mehmed'in sandukaları üzerinde eski Kâbe örtüsü vardır (Resim 14-18).

İstanbul Nakşidil Valde Sultan Türbesinde bir sanduka üzerinde. Kanuni Türbesinde bir san­ duka üzerinde, Hürrem Sultan TürtHHİndeki bir sanduka üzerinde, II. Sultan Selim TürbesirKkki

(3)

K A B E Ö R T Ü L E R İ 141 Şehzade sandukaları üzerinde, Merkez Efendi

Türbesinde bir sanduka Kisve ile örtülmüştür. Topkapı Sarayı Hırka-i Saadet Dairesi duvarın­

da çerçeve içinde, Dolmabahçe Sarayı'nda mescid olarak kullanılan odada mihrap duvarında, İstanbul

Yeni Cami minber k a r ş ı s ı n d a k i ü l ayağında, Edir­

ne'de Eski Cami'de mihrabın solunda duvarda Kâbe örtüsü asılıdır (Res. 12, 13).

Eyüp Sultan Türbesinde, D'essen tarafından çizilen bir gravürde, sanduka üzerinde görülen örtü de Kâbe örtüşüdür.

Kâbe örtüsü deseni, X V I . asır mezar taşlarında da görülür. Eyüp Sultan mezarlığında görülen bir mermer sandukanın baş kısmı Kâbe örtüsü kucnaşı desenine göre işlenmiştir (Res. 19).

Topkapı Sarayı Müzesi'nde olduğu gibi, Av-aıpa müzelerinde de Türk mamulâtı renkli Kâbe örtüsü bulunmaktadır. İngiltere A n t a k i Kolleksi-yonunda ve Victoria Albert Museum'da bulunan Kâbe örtülen misâl olarak gösterilebilir (Res. 1 1 , 1 2 ) .

Menşeinde şamanizm tesiri olan bu kumaşlar, geçtiğimiz asırlarda bol ve çeşitli şekillerde ülke­ mizde i m â l edilmiş, Mekke-i Nfükerreme'ye gönde­ rilmiş, eskileri de Kâbe'yi bir sene müddetle tabia­ tın tesirinden koruduğu i ç i n mukaddes sayılmıştır.

Bizim k o n u m u z . Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi'nde bulunan Kâbe örtüsü kumaşı olduğu i ç i n , diğerleri üzerinde şimdilik detaylı olarak durmadık.

Bugün, Sümerbank, Hereke tesisleri dediğimiz Osmanlı devrinde Hereke Fabrikai Hümayun deni­ len bu fabrikanın kısaca tarihçesi şöyledir:

Sultan Abdülmecid devrinde, İzmit'te asker ihtiyacı için Çuha fabrikası k u r u l u r k e n , Serasker Rıza Paşa, İzmit Fabrikası müteahhidi Dadyan Biraderler'e 50 p a m u k l u , 25 ipekli canfes tezgahını havi fabrikayı, Hereke'de Hazine-i Hassa namına 1843'de kurdurmuştur. Serkis Ağa adında bir mü­ dürü, İtalyan teb'asından bir ressam ve bir mütehas­ sısla idare teşekkül eder. 1845 yılında fabrikayı, Gebze Tapu Sicili'nde Sultan Abdülmecid namına tescil ettirmiş ve kendisine aynı tarihdeki İzmit seyahatında gösterilmiştir.

Fabrikanın tevsii i ç i n Avrupaya heyet gönde­ rilmiş, Büküm ve perdah makineleri ile 25 çark, 16 düz canfes, 6 düz atlas tezgahı Avrupa'dan temin edilmiş, itinalı çalışmalar sonucu Hereke'nin yünlü ve ipekli mamulleri şark'ın bir şaheseri ola­ rak dünya piyasalarında kendini tanıtmıştır. 1850'de 100 adet jakarlı el tezgahı ilâve

edilmiş-Ancak, imâl ettiği m u h t e l i f k ı y m e t l i ipekli, elbiselik kumaş ve bilhassa möblelik kumaşlara rağmen fabrika kâra geçememiştir; münhasıran, saray ihtiyacı i ç i n çalışırken, 1875 yılında fabri­ kaya ticari bir veçh» verilmesi istenilerek İstan­

bul'da bir satış mağazası açılmıştır. ISSS'de Hazine-i Hassa-i Şahane Devairi Mertteziye Ntefru-şat-1 Hümayun Müdürü olarak Hereke Fabrikası Müdürlüğüne Hacı A k i f Bey tâyin edilmiştir. Hacı A k i f Bey, "maharet ve gayretleri görüldüğü anda, hemen mükâfatlarının icarı" yolunda alınan bir kararla prim sistemine giderek istihsali artırmıştır. 1891'de fabrikaya halı kısmı ilâve edilerek 1902, 1905, 1918 yıllarında tevsi' edilmiş, Avaıpakâri Golbein, binbir çiçekli ve sırmalı Gördes halıları dokumaya başlamıştır.

Cumhuriyet devrinde Sanayii Maadin Banka­ sına devredilen müessese, 11.7.1933'de kurulan Sümerbank'a devredilmiştir. Kanaatimize göre, Cumhuriyet'in i l k yıllarında, Hazine-i Hümayun'un olan fabrikanın tasfiyesi ve Sanayii Madin Ban­ kasına devri sırasında deposunda bulunan 19 top kumaşın, konuya en yakın ve Kâbe örtüsünü gön­ deren bir müessese olarak Vakıflar Genel Müdür-lüğü'ne " D ü z , siyah yazılı k u m a ş " ibareli etiketle devretmiş olması muhtemeldir.

R E S İ M : 1 • • " U d u r l U G u A r s IV '; n d 1 ^ b u l u n a n

m

m ı

ta*:

i p i

T 3 » İM

1 ^

t i

(4)

î'î'-l/l E cr i:

I

(5)

V ı c

VVVA

V

\ / , ı k ı ( l a r G e n e l M u d u r l u g u A r ş i v i ' n d e b u l u n a n K â b e ö r t ü s ü n ü n e t i k e t i ( V . G . M . A r ş i v i ' n d e n ) . R E S İ M : 5 V a k ı f l a r G e n e l M ü d ü r l ü ğ ü A r ş i v i ' n d e b u l u n a n K â b e ö r t ü s ü

(6)

R E S İ M : 6 K â b e ö r t ü s ü n d e n b i r d e t a y

H a y a t D e r g i s i t a r a f ı n d a n I V l e k k e ' d e ç e k t i r i l m i ş K â b e ö r t ü s ü n d e n b i r d e t a y

(7)

KABE Ö R T Ü L E R İ 145 R E S I M : 8 - 9 M i n y a t ü r l e r i m i z d e K â b e ö r t ü s ü V « 4 • « V R E S İ M : 1 0 L o n d r a ' d a k i A n t a k ı K o ı ı e k s i y o n u ' n d a k ı K â b e ö r t ü s ü ( 2 4 1 x 1 3 4 c m . )

mi:

(8)

1

y f n i C a m f ' d e k l e s k i b i r f o t o ğ r a f t a s a ğ d a f i l a y a ğ m d a a s , n K â b e ö r t ü s ü g ö r ü l ü y o r ( Y . ö n g e ' d e n )

(9)

K A B E Ö R T Ü L E R İ » 1

4

1

7 ^ R E S İ M : 1 4 I I I I . A h m e t T ü r b e s i ' n d e k i K â b e ö r t ü s ü ( V . G . M . A r ş l v i ' n d e n j '

(10)

A

R E S İ M : 1 5 , ^ , S u l t a n I I . O s m a n T ü r b e s i ' n d e k i K a b e o r t u s ü { V . G . M . A r ş i V i n d e n )

(11)

K A B E Ö R T Ü L E R İ

R E S İ M : 1 6

(12)
(13)

KABE Ö R T Ü L E

R E S İ M : 1 8

(14)

R E S İ M : 1 9 E y ü p S u l t a n ' d a b i r m e r m e r s a n d u k a d a K a b e ö r t ü s ü

r

1

R E S İ M : 2 0 M i n y a t ü r l e r i m i z d e K â b e .

(15)

K A B E Ö R T Ü L E R İ 153 U f ı t l l ildi

M:

K . â b e - i M u a z z a m a ' n ı n g e n e l g ö r ü n ü ş l e r i . • V i v •f>2 S 4 7 .

«1.

(16)

K a b e ' n i n k a p ı s i v e k a p i ö r t ü s ü

m

m

t » tSST S9 LK 53

I

^ ^ ^ ^

A l

5 3 fc.1T •OK 1* » 4

TM'

il

I

« a "S »ıra

la

I

'i u »«s 15 V a k ı f l a r G e n e l M ü d ü r l ü ğ ü A r ş iv i *n d e k i , 1 8 7 0 t a r i h l i ( 1 2 8 7 H.) I . A b d ü l a z t z D e v r i n d e M ı s ı r H i d i v i İ s m a i l P a ş a t a r a f ı n d a n y a p t ı r ı l - , K â b e K a p ı s ı Ö r t ü s ü .

(17)

K A B E Ö R T Ü L E R İ M u m e l l f t a r i m e r d e K a b e ' d e k u M a n H a n ö r t ü l e r d e n d e t a y l a r ( B a h a T a r a m a n ' 155 d a n )

mm

S! YJ

T:

13^

A r k a y ü z l e r i o n y u z i e r

(18)

V

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu birikimi sağlamak için önce gerçek hayattaki nokta, doğru, düzlem gibi varlıkları so- yutlayıp kuramsal kavramlar olarak düşünmek ve sonra idealize edilmiş bu

layan Anlı 1933 yılında Batı akımlarım ilk defa Türkiye’ye getiren D Grubu ku­ rucularına katıldı, Ressam, 1947 yılında Paris’e gitti.. Paris’te Jean

Bu billur gibi ses Boğaz kıyılarını yalayarak titreye titıeye sularda sö nerken, biz duygularımızı aydan bile kıskanır gibi gözlerimizi yumar, kendi mizden

Öğretmenlerin Okul Yöneticilerinin Liderlik Tarzları alt boyutu arasında 0.05 manidarlık düzeyinde aralarındaki ilişkinin korelasyon sonuçları incelendiğinde; Otokratik

胸大肌斷裂病例增 當心陷入健身危「肌」 健身風潮起 重量訓練正夯

35 d after implantation was remodeling stage, the thickness and numbers of blood vessels and fibroblasts of fibrous capsule were reduced further.. Histologically, the

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Icen Börtücene, İstanbul’a dönüşünde bunları Başkanı Nurettin Sözen’e anlattığında ikisi

fiimdiye kadar bilim adamlar› böceklerin sokmad›¤› kiflilerin vücut kokular›nda baz› kimyasal maddelerin eksik oldu¤unu düflü- nüyorlard›.. ‹flte Rothamsted