• Sonuç bulunamadı

Günümüz Türk resminde Süleyman Saim Tekcan ve Riva Atlarının sanat eğitimine etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Günümüz Türk resminde Süleyman Saim Tekcan ve Riva Atlarının sanat eğitimine etkisi"

Copied!
165
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

i

GÜNÜMÜZ TÜRK RESMĠNDE

SÜLEYMAN SAĠM TEKCAN VE RĠVA ATLARININ SANAT EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ

HAMĠDE VURAL

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

RESĠM - Ġġ ÖĞRETMENLĠĞĠ BĠLĠM DALI

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

(2)

ii

TELĠF HAKKI ve TEZ FOTOKOPĠ ĠZĠN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koĢuluyla tezin teslim tarihinden itibaren ...(….) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Hamide Soyadı : VURAL

Bölümü : Resim – ĠĢ Öğretmenliği Bilim Dalı Ġmza :

Teslim tarihi : 27/ 01/ 2015

TEZĠN

Türkçe Adı : Günümüz Türk Resminde Süleyman Saim Tekcan ve Riva Atlarının Sanat Eğitimine Etkisi.

Ġngilizce Adı: The Effect of Süleyman Saim Tekcan and "The Horses of Riva"

(3)

iii

ETĠK ĠLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dıĢındaki tüm ifadelerin Ģahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: Hamide Vural Ġmza: ………..

(4)

iv JÜRĠ ONAY SAYFASI

Hamide VURAL tarafından hazırlanan “Günümüz Türk Resminde Süleyman Saim Tekcan ve Riva Atlarının Sanat Eğitimine Etkisi” baĢlıklı tez çalıĢması jüri tarafından oy birliği/ oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı, Resim – ĠĢ Öğretmenliği Bilim Dalı‟nda yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiĢtir.

DanıĢman: Yrd. Doç. Gonca YAYAN

(Resim – ĠĢ Eğitimi Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi) ………

Üye: Yrd. Doç. Dr. Meltem KATIRANCI

(Resim – ĠĢ Eğitimi Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi) ………

Üye: Yrd. Doç. Dr. Mehmet ġEREN

(Eğitim Yönetimi ve Denetimi Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi) ………

Tez Savunma Tarihi: 27 / 01 / 2015

Bu tezin Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı, Resim – ĠĢ Öğretmenliği Bilim Dalı‟nda Yüksek Lisans tezi olması için ġartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Prof. Dr. Servet KARABAĞ Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü

(5)

v

TEġEKKÜR

“Sanat bizi Allah‟a götüren bir köprüdür” der Ebers. Bu minvalde yapılan bu

çalıĢmanın ve sonuçlarının Güzel Sanatlar Eğitimi alanına ve eğitmenlerine

katkı sağlayacağına umuyorum.

Tez yazımı süresince göstermiĢ olduğu anlayıĢı ve yardımları dolayısıyla

hocam ve tez danıĢmanım Sn.Yrd. Doç. Dr. Gonca YAYAN‟a teĢekkür

ederim.

Fikirlerinden faydalandığım hocalarım Sn.Yrd. Doç. Dr. Teoman ÇığĢar‟a ve

Sn. ArĢ. Gör. Kerim LAÇĠNBAY‟a, tezimin araĢtırmaya iliĢkin istatistiksel

iĢlemlerinde yardımcı olan Sn. ArĢ. Gör. Sami PEKTAġ‟a, araĢtırma

verilerini toplama aĢamasında yardımcı olan Sn. Doç. Dr. Oğuz DĠLMAÇ‟a

da katkılarından dolayı teĢekkürlerimi sunarım.

Bilgi, emek ve sabırlarıyla maddi, manevi her anlamda ve her aĢamada

yanımda olan kıymetli babam Varol VURAL‟a ve kıymetli annem Sibel

VURAL‟a teĢekkürlerimi sunarım.

(6)

vi

GÜNÜMÜZ TÜRK RESMĠNDE

SÜLEYMAN SAĠM TEKCAN VE RĠVA ATLARININ

SANAT EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ

(Yüksek Lisans Tezi)

Hamide VURAL

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

OCAK 2015

ÖZ

Bu araĢtırmanın amacı Türk resim sanatında at tasvirleri konusu üzerinde inceleme yaparak, Türk kültür hayatında atın önemi ve faydası düĢünülerek, geçmiĢte olduğu gibi günümüzde de at olgusunun Türk kültür ve sanatındaki yerini belgelemektir. Bununla birlikte Süleyman Saim Tekcan‟ın Riva Atları konulu resimlerinin Güzel Sanatlar Eğitimi Resim- ĠĢ Öğretmenliği Bölümünde okuyan öğretmen adaylarının sanat eğitimleri üzerinde anlamlı bir etki oluĢturup oluĢturmadığını ortaya koymak, yine bu adayların kültürel değerlerimizin sanata yansıtılması hususunda ilgi ve bilgi düzeylerinde farkındalık oluĢturmaktır. Bu inceleme yapılırken Tekcan‟dan önceki ve sonraki sanatkârlara da değinilerek Tekcan‟ın üslubuna vurgu yapılmaya çalıĢılmıĢtır. 2014-2015 eğitim ve öğretim yılında yapılan araĢtırma, Erzurum Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Resim – ĠĢ Öğretmenliği Bölümünün 2. sınıfında eğitim gören 26 öğrenciyle gerçekleĢtirilmiĢtir. AraĢtırmada ön test-son test deneysel desen kullanılmıĢtır. Ön test ölçümü için at konulu resimler yaptırılmıĢ daha sonra geçmiĢten günümüze at tasviri, Tekcan‟ın Türk sanatındaki yeri ve resimlerinin etkisi üzerine seminer verilmiĢtir. Seminer sonrasında öğrencilere son test ölçümü için tekrar resim yaptırılmıĢtır. 3 hafta süren araĢtırma sonucu elde edilen verilerin değerlendirilmesi için 5‟li likert tipi ölçek esas alınmıĢtır. Elde edilen veriler SPSS paket programıyla çözümlenmiĢtir. Ġlgili çözümlemeler sonucu, yapılan çalıĢma öğretmen adaylarının sanat eğitimleri üzerinde anlamlı bir etki oluĢturmuĢ ve farkındalık düzeylerini anlamlı oranda yükseltmiĢtir.

(7)

vii Bilim Kodu :

Anahtar Kelimeler : Türk Resim Sanatı, Türk Kültüründe ve Resim Sanatında At Tasviri, Süleyman Saim Tekcan, Riva Atları, Sanat Eğitimi

Sayfa Adedi : 146

(8)

viii

THE EFFECT OF SÜLEYMAN SAĠM TEKCAN

AND “THE HORSES OF RĠVA” ON ARTS EDUCATĠON ĠN CONTEMPORARY TURKĠSH IMAGE

(Master's Thesis)

Hamide VURAL

GAZI UNIVERSITY

INSTITUTE OF EDUCATIONAL SCIENCES JANUARY 2015

ABSTRACT

The purpose of this research is to certify the place of the horse case at the Turkish culture and art by studying on the subject of the horse depiction in the Turkish painting art and also for the importance and advantage of the horses in terms of Turkish cultural life. Besides, it is aimed to put forth whether or not "The Horses of Riva" themed paintings of Süleyman Saim Tekcan do create a significant impact on arts education of teacher candidates studying at the Division of Art Education in the Faculty of Fine Arts and also to create awareness in the candidates' interest and knowledge about reflecting our cultural values on art. While this research was conducted, it was attempted to emphasize on Tezcan's style by referring to the artists before and after Tezcan. The study, conducted on 2014-2015 educational year, is carried out with 25 students studying in the second grade at the Division of Art Education in the Faculty of Fine Arts, Atatürk University. Pretest-posttest experimental design is applied in the research. For the pretest measurement, horse themed pictures have been drawn; subsequently seminars have been given on the place of Turkish art, the effect of his paintings and the depiction of art from past to present. After the seminar, for the post-test measurement,once again students have been made to draw pictures. For the assessment of the data obtained from the research, the Likert-type scale is taken as a basis. The data obtained have been resolved with the SPSS package programme. As a result of related analyzes, the study has created a significant impact on teachers' arts education and expanded their awareness level in a considerable extent.

(9)

ix Science Code :

Key Words : Turkish Art, The Depiction of Horse in Turkish Culture and Art, Süleyman Saim Tekcan, The Horses of Riva, Arts Education

Number of Pages : 146

Supervisor: Asst. Prof. Dr. Gonca YAYAN

(10)

ix

ĠÇĠNDEKĠLER

TELĠF HAKKI ve TEZ FOTOKOPĠ ĠZĠN FORMU ... ii

ETĠK ĠLKELERE UYGUNLUK BEYANI ... iii

JÜRĠ ONAY SAYFASI ... iv

TEġEKKÜR ... v

ÖZ ... vi

ABSTRACT

... viii

ĠÇĠNDEKĠLER ...ix

TABLOLAR LİSTESİ ... xii

RESİMLER LİSTESİ ... xv

GİRİŞ ... 1

1.1. Problem Durumu ... 2

1.2.

AraĢtırmanın Amacı ... 3

1.3. Araştırmanın Önemi ... 4

1.4. Sayıltılar ... 4

1.5. Sınırlılıklar ... 5

1.6.

Tanımlar ... 5

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

... 7

2.1. Türk Halk ve Sanat Kültüründe At ... 7

2.1.1.Türk Halk Kültüründe At ... 7

2.1.1.1.

At Renklerinin Simgeselliği ... 10

2.1.1.2.

At Yetiştiriciliği ... 11

2.1.1.3.

At Eti ... 12

2.1.1.4. At Sütü ... 12

(11)

x

2.1.1.6. At Figürlü Mezar TaĢları ... 13

2.1.1.7. At Mezarları ... 15

2.1.1.8. At Mitleri

... 16

2.1.1.8.1. At Cini ... 16

2.1.1.9. Atın Kurban Edilmesi ... 18

2.1.1.10. Atlı Sporlar ... 18

2.1.1.10.1. Cirit ... 18

2.1.1.10.2. Binicilik ... 20

2.1.1.10.3. Kabak Oyunu ... 20

2.1.1.10.4. Çöğen-Çevgan ... 21

2.1.1.11. At YarıĢı ... 23

2.1.1.12. At GüreĢi ... 23

2.1.2.

Türk Mitolojisinde At Figürünün Anlamı ... 24

2.1.2.1. Ejder Aygırı ... 25

2.1.2.2. Pegasus

... 26

2.1.2.3. Likorn

... 28

2.1.3. Sanatta At

... 30

2.1.3.1. Kaya Resimlerinde At Tasviri

... 30

2.1.3.2. Erken Devir Türk Sanatında ve Bozkır Sanatında At

Tasviri

... 32

2.1.3.3. Göktürk Devrinde At Tasviri

... 35

2.1.3.4. Uygur Döneminde At Tasviri ... 36

2.1.3.5. Anadolu Türk Sanatında ve Ġslam Sanatında At Tasviri ... 36

2.1.3.6. Anadolu Halk Resimlerinde Tespit Edilen At Tasvirleri

... 54

2.1.3.7. ÇağdaĢ Türk Resminde Tespit Edilen At Tasvirleri ... 56

2.2.

Süleyman Saim Tekcan’ı Anlamak ... 68

2.2.1. Süleyman Saim Tekcan’ın Hayatı, Kişiliği ve Sanatı... 68

(12)

xi

2.2.3. Süleyman Saim Tekcan’ın Eserlerinin İçerikleri ... 96

2.2.4. Süleyman Saim Tekcan’ın Riva Atları Eserleri ve Önemi ... 97

2.3.

Süleyman Saim Tekcan ile IMOGA’ da Sanatı ve YaĢamı Üzerine

GerçekleĢtirilen Röportaj ... 101

YÖNTEM ... 113

3.1. Araştırmanın Modeli ... 113

3.2. Evren ve Örneklem ... 114

3.3. Verilerin Toplanması ... 115

3.4. Verilerin analizi

... 118

BULGULAR VE YORUM

... 121

4.1. Birinci Alt Amaca ĠliĢkin Bulgular ve Yorumlar ... 121

4.2. Ġkinci Alt Amaca ĠliĢkin Bulgular ve Yorumlar ... 122

4.3. Üçüncü Alt Amaca ĠliĢkin Bulgular ve Yorumlar ... 123

4.4. Dördüncü Alt Amaca ĠliĢkin Bulgular ve Yorumlar ... 124

4.5. BeĢinci Alt Amaca ĠliĢkin Bulgular ve Yorumlar ... 125

4.6. Altıncı Alt Amaca ĠliĢkin Bulgular ve Yorumlar ... 126

SONUÇ VE TARTIġMA ... 129

KAYNAKLAR

... 133

EKLER

... 140

EK 1. Resim Değerlendirme Formundan Bir Kesit ... 140

EK 2. Öğrenci Ön Uygulama- Son Uygulama Resimlerinden Örnekler

... 141

EK 3. Uygulama Anlarından Kesitler ... 145

(13)

xii

TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo 1. Ön Test-Son Test Kontrol Gruplu Deneysel Desen Modeli ... 114

Tablo 2. Öğretmen adaylarının demografik özelliklerine iliĢkin frekans ve

yüzde sonuçları ... 114

Tablo 3. Puanlayıcıların Değerlendirme Puanlarına ĠliĢkin Normallik Testi

Sonuçları ... 116

Tablo 4. Puanlayıcıların Değerlendirme Puanlarına ĠliĢkin Pearson

Korelasyon Sonuçları ... 116

Tablo 5. Puanlayıcıların Değerlendirme Puanlarına ĠliĢkin Intraclass

Correlation Coefficient (Sınıfiçi Korelasyon Katsayısı) ... 118

Tablo 6. Ön uygulama ve Son uygulama puanlarına ait normallik testi

sonuçları ... 118

Tablo 7. Ön uygulama ve Son uygulama puanlarına ait homojenlik testi

sonuçları ... 119

Tablo 8. Deney ve Kontrol Grubunda Bulunan Öğretmen Adaylarının Ön

Uygulamaya ĠliĢkin Resim Puanları Ġle Son Uygulamaya ĠliĢkin Resim

Puanları Arasındaki Farklılığa ĠliĢkin Independent Sample T-Testi Sonuçları

... 121

Tablo 9. Deney ve Kontrol Grubu Öğretmen Adaylarının Son uygulama Puanı

ile Ön Uygulama Puanı Arasındaki Farka ĠliĢkin Independent-Sample T-Testi

Sonuçları ... 122

Tablo 10. Öğretmen Adaylarının Cinsiyetlerine Göre Ön Uygulama ve Son

Uygulama Resimlerine Ait Değerlendirme Puanları Arasındaki Farklılığa

ĠliĢkin Independent-Sample T-Testi Sonuçları ... 123

Tablo 11. Öğretmen Adaylarının Mezun Oldukları Lise Türüne Göre Ön

Uygulama ve Son Uygulama Resimlerine Ait Değerlendirme Puanları

Arasındaki Farklılığa ĠliĢkin Independent-Sample T-Testi Sonuçları ... 124

Tablo 12. Öğretmen adaylarının Grup DeğiĢkenine Göre Ön Uygulama

Puanları Sabit Tutulduğunda Son Uygulama Resim Değerlendirme Puanlarına

Ait Farklılığa ĠliĢkin ANCOVA Sonuçları ... 125

(14)

xiii

Tablo 13. Öğretmen adaylarının Resim Değerlendirme Formuna ĠliĢkin Tek

Faktör Üzerine TekrarlanmıĢ Ölçümler Ġçin Ġki Faktörlü Varyans Analizi .. 126

(15)

xiv

ġEKĠLLER LĠSTESĠ

(16)

xv

RESĠMLER LĠSTESĠ

Resim 1. Hozat‟tan gelen mezar taĢı, Elazığ Müzesi ... 14

Resim 2. Akkoyunlu Türkmenlerine ait at mezar anıtı ... 14

Resim 3. At Ģeklinde mezar taĢı XVI. yüzyıl, Azerbeycan-Nahçıvan ... 15

Resim 4. At Ģeklinde mezar taĢı XVII. yüzyıl, Azerbeycan-Nahcıvan ... 15

Resim 5. Pazırık kurganından çıkarılmıĢ geyik maskeli, ... 16

Resim 6. At Cini ... 17

Resim 7. Cirit Oyunu ... 18

Resim 8. Osmanlı Devletinde cirit oyunu ... 19

Resim 9. Kabak Oyunu ... 21

Resim 10. Çinli Çöğen Oyuncuları ... 22

Resim 11. Takımlar Arası Çöğen YarıĢları ... 22

Resim 12. Japon Çöğen Oyuncuları ... 23

Resim 13. Pegasus ... 27

Resim 14. El Kazvini, Acaibül Mahlûkat adlı ... 28

Resim 15. Likorn ... 29

Resim 16. At ve Sahibi ... 30

Resim 17. Yaban atı Resmi, Paleotik Dönem. Lascaux Mağarası... 30

Resim 18. Yaban Atı, Erken mağara ... 31

Resim 19. Yaban Atı, Orta mağara ... 31

Resim 20. Yaban Atı, Orta mağara ... 31

Resim 21. Yaban Atı, Orta mağara ... 31

Resim 22. Hun Kaya Resimleri, Yenisey Vadisi ... 32

Resim 23. Hun Halısı, Atlı Süvari. Pazırık Kurganı ... 33

Resim 24. Kotan‟dan ahĢap pano üzerine ... 34

Resim 25. Pazırık kurganından çıkarılmıĢ keçe örtüde yer alan atlı ... 34

Resim 26. Moğolistan Altaylarında Char Chad kaya resimlerinde betimlenen

Göktürk Süvarileri ... 35

(17)

xvi

Resim 27. Hoço, Uygur Freski, Dörtnala koĢan at ... 36

Resim 28. Selçuklu alçıdan yapılmıĢ süsleme ... 37

Resim 29. Selçuklu devri, hayvan ... 38

Resim 30. Erken Dönem minyatürlerinden ... 38

Resim 31. Varka ve GülĢah mesnevisinden, Selçuklu minyatür ekolünün .... 39

Resim 32. Varka ve GülĢah Mesnevi‟sinden haçlı savaĢlarını ... 39

Resim 33. Varka ve GülĢah yazması minyatürlerinden ... 39

Resim 34. Varka ve GülĢah mesnevisinden, Selçuklu minyatürü ... 40

Resim 35. Selçuklu at resmi; Kubadabad Sarayı‟ndan, ... 40

Resim 36. Ġç- Asya‟nın en eski geleneklerinin açık hatlarıyla ... 40

Resim 37. Selçuklu devri, atlar ... 42

Resim 38. Kitabul Baytara‟dan minyatür... 42

Resim 39. Camiüt Tevarih, Azgın Atlar, ... 43

Resim 40. ġahname, 1331,Topkapı Müzesi ... 43

Resim 41. Saray Albümü, Moğol Atlısı, XVII. yy ... 44

Resim 42. Yavuz Sultan Selim Kaplan avlıyor. ... 45

Resim 43. Kanuni Sultan Süleyman ... 46

Resim 44. Minyatür,Av Sahnesi ... 46

Resim 45. Sultan II.Beyazid avlanıyor, Silsilename ... 47

Resim 46. Sultan Abdülmecid At Üstünde ... 47

Resim 47. NakkaĢ Osman, Hünername ... 48

Resim 48. NakkaĢ Osman, Hünername,... 48

Resim 49. NakkaĢ Osman Hünername ... 49

Resim 50. Hünername, 2.Murat Ok Atarken, ... 49

Resim 51. At Üzerinde Ok Atan Süvari, XVI. yy ... 50

Resim 52. Mehmed Siyah Kalem, Fatih Albümü, XV. yy ... 50

Resim 53. Mehmed Siyah Kalem, Göçebe Kampı, Topkapı Sarayı, XV .yy . 51

Resim 54. Mehmed Siyah Kalem, Topkapı Sarayı, XV. Yy ... 52

Resim 55. Mehmed Siyah Kalem, Avcılar, Topkapı Sarayı, XV. Yy ... 52

Resim 56. Mehmed Siyah Kalem, Topkapı Müzesi, XV. yy ... 53

Resim 57. Levni, Surname-i Vehbi, Mehterhane, Topkapı Sarayı ... 53

Resim 58. Levni, Mızraklı bir Osmanlı Atlısı ... 54

Resim 59. Ferhat ile ġirin ... 55

Resim 60. Köroğlu kitap kabı ... 55

Resim 61. Tuzsuz Deli Bekir, ... 55

Resim 62. ġah Ġsmail ... 56

(18)

xvii

Resim 64. Sultan Abdülaziz‟in çizdiği desenlerden birinin Chlebowsky ... 58

Resim 65. Sultan Abdülaziz Han hazretleri ... 59

Resim 66. Halil PaĢa , Faytonlu Peyzaj Tuval üzerine yağlıboya ... 59

Resim 67. Ġbrahim Çallı, Türk Topçuları ... 60

Resim 68. Ġbrahim Çallı KızıltaĢ‟ın Süvarileri ... 60

Resim 69. Namık Ġsmail, Vatan Ġsterse ... 61

Resim 70. Cemal Tollu , Beyaz At ... 61

Resim 71. Ali Cemal, Türk Süvarisi ... 62

Resim 72. Zeki Kocamemi, Mekkâre erleri ... 62

Resim 73. Turan Erol, Kömür Dağıtım Yeri, 1986 ... 63

Resim 74. Abidin Dino, Atlar ... 63

Resim 75. Nuri Ġyem, Nalbant ... 64

Resim 76. Ġbrahim Balaban, Köroğlu ... 64

Resim 77. Ali Avni Çelebi, At YarıĢı ... 65

Resim 78. Ertuğrul AteĢ, At ... 65

Resim 79. Nevin Çokay, Atlar ... 66

Resim 80. Ahmet Özol, Yabanıl ve Evcil ... 66

Resim 81. Fevzi Karakoç, Ġki Sırada ... 67

Resim 82. Adnan Turani , Atlı Okçu ... 67

Resim 83. DurmuĢ Ali Akça, Ġsimsiz... 68

Resim 84. Ana, oğul ve kızlar,1974,Serigrafi, 50x70 ... 70

Resim 85. BaĢtacı oğullar,1974,suluboya,60x40 ... 71

Resim 86. Litografi,1970‟ler ... 71

Resim 87. Oğullar Omuzlarda,Yağlıboya,1970‟ler ... 72

Resim 88. Uygarlılar serisi, KarıĢık Teknik ve Serigrafi, 1985... 72

Resim 89. 1980, SöğütlüçeĢme‟deki Atölyesinde. Sanatçılar Ġsmail Avcı,

Cihat Burak, Elif Naci, Mehmet Nalan, Veysel Erüstün,Malik Aksel,ġinasi

Barutçu ile ... 74

Resim 90. 1979, Elif Naci, Süleyman Saim Tekcan, Zühtü Müridoğlu ... 74

Resim 91. Yağlıboya, 1984 ... 75

Resim 92. Yağlıboya,1983 ... 75

Resim 93. Uygarlıklar Serisi, Elek Baskı, 1987 ... 77

Resim 94. Uygarlıklar Serisi, Elek Baskı, 1987 ... 78

Resim 95. Elek Baskı, 1987 ... 78

Resim 96. Atlar ve Atlılar, 1989 ... 79

Resim 97. BaĢı bağlı, Serigrafi,1992 ... 79

(19)

xviii

Resim 99. Karton Üzerine Yağlıboya,1999, 100x70 ... 80

Resim 100. Karton üzerine yağlıboya,1999, 100x70 ... 82

Resim 101. Metal Gravür,1999,70x50 ... 82

Resim 102. Tual Üzerine Yağlıboya,1997, 90x120 ... 83

Resim 103. Tual üstüne Yağlıboya, 1998, 135x185 ... 83

Resim 104. Tual üstü Yağlıboya, 2001, 100x145 ... 84

Resim 105. Tual üzerine yağlıboya,2002,64x80 ... 85

Resim 106.Tual üzerine Yağlıboya,2002,64x80 ... 85

Resim 107. Gravür, 2010, 26x39 ... 87

Resim 108. IMOGA,2010 ... 89

Resim 109. Gravür, 53x78 ... 89

Resim 110. Gravür Baskı ... 90

Resim 111.Gravür Baskı ... 90

Resim 112. Gravür, Atlar ve Hatlar ... 91

Resim 113. Gravür, 39x26 ... 91

Resim 114. Gravür, 39x26 ... 92

Resim 115. Gravür Baskı ... 92

Resim 116. Bronz Atlar Serisi ... 93

Resim 117. Tual üzerine Yağlıboya, 2010, 180x200 ... 93

Resim 118. Tual Üzerine Yağlıboya,2010, 190x140 ... 94

Resim 119. Tual Üzerine Yağlıboya,2010, 190x140 ... 94

Resim 120. Gravür üzerine Suluboya, 2014 ... 95

Resim 121. At Nağme, 2014 ... 99

Resim 122. At Nağme,2014 ... 100

Resim 123. Cam Atlar, 2014 ... 100

Resim 124. Süleyman Saim Tekcan ile IMOGA‟da, Aralık 2014, Ġstanbul 101

Resim 125. Süleyman Saim Tekcan‟ın Atları, Aralık 2014 ... 104

Resim 126. Süleyman Saim Tekcan ile Atölyesinde, Aralık 2014 ... 107

Resim 127. Süleyman Saim Tekcan‟ın Atölyesi, Aralık 2014, IMOGA,

Ġstanbul ... 110

(20)

1

BÖLÜM I

GĠRĠġ

GeçmiĢten bu güne ehlileĢtirilen, yetiĢtirilen ve Türk kültürünün hemen hemen her evresinde yer alan at figürü, Türk tarihi boyunca önemli bir yere sahip olmuĢtur.

Tarihte ilk kez atın Türkler tarafından ehlileĢtirildiği ve onu binek hayvanı olarak kullanan ilk insanların da Türkler olduğu, antropolojik ve arkeolojik verilerde rastlanmaktadır (Çınar, 1993, s. 14). Öncelikle binek hayvanı olarak hem eti, hem sütü hem derisi yönünden kullanılan at, Türk medeniyet tarihi içerisinde çok önemli bir yere sahiptir ve Türklerin hayatına da maddi ve manevi olarak çok yönlü tesirleri olmuĢtur. Spordan plastik sanatlara, askeriyeden devlet teĢkilatının düzenine, devletlerarası iliĢkilerden efsanelere, oyunlardan Ģölenlere hatta kız alıp verme ritüellerinde dahi önemli bir öge olarak daima karĢımıza çıkmıĢtır. Bu derece Türk kültürüyle hemhal olmuĢ at, batılılarca “atlı kültür medeniyeti” olarak adlandırılmamıza da sebep olmuĢtur.

Ögel (1989, s.271)‟in belirttiği üzere “Orta Asya Türklerinin büyük bir bölümünü at çobanları oluĢturmaktadır. Hatta bazı ünlü tarihçiler böyle at sürüleri besleyip yetiĢtiren kavimlere „„atlı nomad‟‟, yani „„atlı göçebe‟‟ demiĢlerdir”. Pek çok batılı kaynakta da Türkler göçebe bir millettir denmektedir. Buradan hareketle Türklerin çok eski tarihlerden itibaren ata büyük önem verdiklerini söylemek mümkündür.

Asya Kıtası‟ndaki at ve ata dayalı kültürel değerler, çıkıĢ noktası olarak Orta Asya kökenlidir. Hatta o bölgede yaĢamıĢ olan Türklere ait olduğu için, bu konu, bizim açımızdan daha büyük bir önem arz etmektedir. Bu değerler zamanla kültürel bir alıĢveriĢ olarak kendini gösterirken zaman zamanda üstünlüğün, zenginliğin, gücün simgesi haline gelmiĢtir.

(21)

2

Türk kültüründeki at figürü ve sanata etkileri derinlemesine inceleme gerektiren bir konudur. Bu sebeple geçmiĢten günümüze etkileri de ayrıntılı olarak ele alınmıĢtır. At figürü, bu özelliklerinden ötürü her yüzyılda farklı bir teknik ve içerikle sanatımızın farklı dallarına yansımıĢ, sanatçıları etkilemiĢ, birbirinden güzel eserler ortaya çıkarmalarına sebep olmuĢtur. Baskı sanatının günümüz sanatçıları içerisinde önemli bir yere sahip olan Süleyman Saim Tekcan‟ın da eserlerinde at figürlerinden etkilendiğini görmekteyiz. Süleyman Saim Tekcan‟ın son dönemlerinde hat sanatıyla iĢlemiĢ olduğu at figürü ise baskı alanında dünya çapında azımsanamayacak bir yere sahip olmuĢtur. Buna dayanarak S. Saim Tekcan‟ın minyatürlerden etkilenerek oluĢturduğu at figürü bütün yönleriyle incelenmeye çalıĢılmıĢtır. Bu incelemeleri yaparken Tekcan‟dan önceki ve sonraki sanatçıların da at figürlerine değinerek üslup farkı ortaya konulmaya çalıĢılmıĢtır.

Kültürel değerlerin farkına vararak onların yaĢatılması, gelecek nesillere aktarılması ve irdelenerek araĢtırılmasının bir sorumluluk taĢıdığına inanılarak bu çalıĢmanın yapılmasına kanaat getirilmiĢtir.

1.1.Problem Durumu

Sanat alanında öncelikle ilkel insanların mağara duvarlarına resmettikleri at figürleri, süregelen zaman içerisinde değiĢik tekniklerle birçok sanatçı tarafından yorumlanmıĢtır. Atın sanata konu olmasındaki baĢlıca neden atın, görsel açıdan zengin olanaklara sahip olması ve çeĢitli kültürlerde insan yaĢamının vazgeçilmez bir yardımcısı olmasıdır. Atın evcilleĢtirilmesi; insanlık tarihinde, özelliklede Türk tarihinde önemli bir aĢamadır. Bu sebeple, Türklerin siyasi, sosyal, ekonomik ve askeri hayatında oynadığı rol itibariyle Türk kültürünün ilk dönemlerinde meydana getirilen kültürel birikimini, atlı göçebe kültürü ve medeniyeti olarak nitelendirmek gerekir. Bunlara dayanarak bu araĢtırmada vurgulanmak istenen temel problem Ģöyle gösterilebilir:

Türk kültürüne ait bir değerin zarafet, asillik ve gelenekselliğin diğer sanat anlayıĢlarından farklı bir Ģekilde ele alınarak yorumlanması, sanatçının çalıĢmalarında gösterdiği yenilik ve baĢarılar bu tezin hazırlanmasında en önemli çıkıĢ noktasını oluĢturmaktadır. ÇalıĢmalarında özellikle atlara yer veren Süleyman Saim Tekcan‟ın Türk Sanatına, baskı resmine kattığı yenilikler, kazandırdığı baĢarılar nelerdir? Eserlerini nasıl bu denli harmanlayarak meydana getirmiĢtir? Soruları üzerinden yola çıkılarak yapılandırılmaya gidilmiĢtir.

(22)

3

Bu problemi cevaplayabilmek için, Ģu alt amaçların irdelenmesi gerekli görülmektedir: 1. Atların, toplumsal hayattaki, geleneklerdeki, inanıĢlardaki, adetlerdeki, efsanelerdeki, mitolojideki ve Türk resim sanatındaki yeri, önemi ve etkileri nelerdir?

2. Süleyman Saim Tekcan kimdir, sanatsal geliĢim aĢamaları nasıldır, at figürünü çalıĢmalarında ne Ģekilde, hangi teknikleri kullanarak yorumlamıĢtır?

3. Süleyman Saim Tekcan‟ın Riva Atlarına iliĢkin eserlerinin önemi nedir? Tekniği ve içeriği nedir?

4. Öğretmen adaylarına verilen kültürel ve sanatsal olarak at, Saim Tekcan ve Riva atlarına iliĢkin eserlere ait bilgileri içeren seminerin sanatsal geliĢimlerine etkisi var mıdır?

4.1. Deney ve kontrol grubunda bulunan öğretmen adaylarının ön uygulamaya iliĢkin resim puanları ile son uygulamaya iliĢkin resim puanları arasında farklılık var mıdır? 4.2. Deney ve kontrol gruplarında bulunan öğretmen adaylarının ön uygulama ve son uygulama resim değerlendirme fark puanları arasında farklılık var mıdır?

4.3. Öğretmen adaylarının cinsiyetlerine göre ön uygulama ve son uygulama sonucu resim değerlendirme puanları arasında farklılık var mıdır?

4.4. Öğretmen adaylarının mezun oldukları lise türlerine göre ön uygulama ve son uygulama sonucu resim değerlendirme puanları arasında farklılık var mıdır?

4.5. Öğretmen adaylarının ön uygulamaya iliĢkin resim değerlendirme puanlarının kontrol altına alınması grup değiĢkenine göre son uygulama resim değerlendirme puanlarında farklılık oluĢturmakta mıdır?

4.6. Öğretmen adaylarının grup değiĢkeni ve yapılan ölçümler birlikte resim değerlendirme puanları üzerinde farklılık oluĢturmakta mıdır?

1.2.AraĢtırmanın Amacı

Değerli sanatçımız Süleyman Saim Tekcan‟ın çalıĢmalarını, bu tezin hazırlanma nedenine yön veren atlar ve atların yarattığı kültürü incelemek. GeçmiĢten günümüze süregelen at kültürünün varlığını incelemek, etkisini keĢfetmek ve atın sanatçıya ilham olma nedenini cevaplayabilmek bu çalıĢmanın temel amacını oluĢturmaktadır.

(23)

4

Ayrıca, resim sanatında üslup oluĢturmada önem arz eden eserler ortaya koymuĢ kıymetli sanatçımız Süleyman Saim Tekcan‟la yapılacak röportajları, çalıĢmalarını ve konuyla ilgili seminerleri öğretmen adaylarına yönelik düzenlenecek olan faaliyetlerde paylaĢarak öğretmen adaylarının kültürümüzde sarsılmaz yeri olan sanatta at tasvirine, Süleyman Saim Tekcan‟a ve özgün baskı tekniğe yönelik ilgi ve bilgi düzeylerini arttırarak farkındalık oluĢturmak amaçlanmaktadır.

1.3.AraĢtırmanın Önemi

At, ilk uygarlıklardan bu yana toplumsal yaĢama yön vermiĢ ve tarihin akıĢını etkilemiĢtir. Felsefi, destansı, yaĢamsal özellikleriyle birçok kültürde önemli bir yere sahip olan atlar; estetik açıdan da plastik sanatlar içinde pek çok sanatçının çalıĢmalarına konu olmuĢtur. Yapılan ön araĢtırma sonucunda, Süleyman Saim Tekcan, atın toplum kültürü ve sanatsal ürünler içinde aldığı rolden etkilenerek çalıĢmalarını at figürü üzerinde yoğunlaĢtırmıĢtır. Sanatçının çalıĢmalarına ve bu tezin hazırlanma nedenine yön veren atlar ve oluĢturduğu kültür, inceleme konusunu oluĢturmaktadır. GeçmiĢten günümüze süregelen at kültürünün varlığını incelemenin ve etkisini keĢfetmenin, atın sanatçıya ilham olma nedenini cevaplandırabileceğini düĢündürmektedir. ÇalıĢmanın akademik açıdan karĢılaĢılan kaynak yetersizliğinin giderilmesine destek olacağı düĢünülmektedir.

Eğitim Fakülteleri, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Resim-ĠĢ Eğitimi programlarında öğrenim gören öğretmen adaylarının sanatçımızın eserlerini tanımalarını ve isimlerini gelecek kuĢaklara aktarmalarına destek sağlamak için araĢtırma konusunda yer verilmesi düĢünülen uygulama önem taĢımaktadır.

1.4. Sayıltılar

AraĢtırmaya katılan bütün öğretmen adaylarının verilen semineri dikkatlice dinleyip uygulamalarını da aynı hassasiyetle yapacakları varsayılmaktadır.

GörüĢme yapılacak sanatçımız Süleyman Saim Tekcan‟ın görüĢme sorularını içtenlikle cevaplayacakları varsayılmaktadır.

(24)

5

1.5.Sınırlılıklar

Yapılacak olan bu araĢtırma Erzurum Atatürk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalı Resim- ĠĢ Öğretmenliği Bilim Dalında 2014-2015 eğitim–öğretim yılında öğrenimlerine devam eden ikinci sınıf öğrencileriyle sınırlandırılacaktır.

Belirlenen öğrencilere Süleyman Saim Tekcan ve Riva atları hakkında hazırlanmıĢ seminer programı düzenlenecektir.

AraĢtırmada uygulanması planlanan konu anlatımı, geçmiĢten günümüze kadar Süleyman Saim Tekcan‟ın çalıĢmaları özellikle de Riva atları ile sınırlandırılacaktır.

Öğrencilere resim etkinliğini gerçekleĢtirmeleri için uygulama bir saatlik zaman dilimi ile sınırlandırılacaktır.

AraĢtırmanın veri toplama aracı olarak resim değerlendirme formu, Saim Tekcan‟ın çalıĢmalarına iliĢkin dokümanlar ve sanatçıya ait röportaj ile sınırlandırılacaktır.

1.6.Tanımlar

Serigrafi: Özel dokulu ipekli bir kumaĢın kullanıldığı özgün baskı tekniğidir. Bu teknikte

çoğaltılacak resim çerçeveye gerilen ipek kumaĢın üzerine çizilir. Bu çizimde kullanılan malzeme sayesinde, daha sonra yüzey üzerine kullanılan zamk, çizgili alanlar haricinde kalan kesimi örter. Dökülen mürekkep çizili yüzeylerden akıp kâğıda geçer. Böylelikle desen çoğaltılmıĢ olur ( Sözen ve Tanyeli, 1992, s.214).

Gravür: Gravür, ahĢap ya da metal baskı levhalarıyla ( çinko, bakır, alüminyum) çeĢitli

kazı resim teknikleri kullanılarak gerçekleĢtirilen sanat ürünüdür. Plakalar üzerine hazırlanan çizimi iĢleme yöntemi farklı tekniklerle gerçekleĢtirilir ( Sözen ve Tanyeli, 1992, s.94). Bu teknikte sivri uçlu çelik kalemler, su emebilen kâğıtlar, tiner, asfalt, vernik, mürekkep, toz boya gibi malzemeler kullanılır.

Bağımlı DeğiĢkenler: Bağımlı değiĢken, değeri baĢka değiĢkenlerin değiĢimden etkilenen,

onların değiĢimine göre değer alan değiĢkenlerdir ( Özdamar, 2004).

Bağımsız DeğiĢkenler: Bağımsız değiĢken değeri rastgele oluĢan, ölçüm hatası olmayan,

(25)

6

(26)

7

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Türk Halk ve Sanat Kültüründe At

2.1.1.Türk Halk Kültüründe At

Tarihin en erken dönemlerinden itibaren, Türkler tarafından ehlileĢtirilip, yetiĢtirilen at, bozkır kültürüne yer vermiĢ müstesna bir yaratıktır (Dıyarbekirli, 1972, s.26). Avcıoğlu (1997, s.335)‟nun belirttiği üzere “Bozkırdaki boylar için ilkin bir av hayvanı, daha sonra etinden, sütünden yararlanılan bir hayvan olan at, giderek ulaĢım aracı, savaĢ arkadaĢı ve her Ģey olur. Ata tarih yapan hayvan” denilir.

Atın ilk ehlileĢtirilmesini ve bununla ilgili karakteristik atlı çoban kültürünün yaĢatılmasını, kesin olarak Ġç Asya‟da yaĢayan eski Türklere kadar dayamak gerekir. Bu baĢlı baĢına kendine has tarihi baĢarı olup dolayısıyla kavimlerin ve kültürlerin geliĢmesinde özel durumlar ve önemli sonuçlar yaratmıĢtır(Rasonyi, 1971, s.6)Atın ehlileĢtirilmesi ve umumi olarak çoban kültürünün esas unsurları eski Türklere dayanmaktadır.

Türkler Orta Asya‟nın batı kesimlerindeki ilk yurtlarında yaĢadıkları coğrafyanın imkânları içinde kendilerine en faydalı hayvanın at olduğunu gördüler ve bunu ehlileĢtirdiler. Atın etinden, sütünden, kılından, derisinden faydalandılar; onu binmede ve yük taĢımada kullandılar (BaĢbuğ, 1990, s.6).

(27)

8

At sürüsü bulunmadıkça bozkır ekonomisinin devamı olanaksız sayılır. Gerçekten savaĢ, av, ulaĢım beslenme ve ticaret ata dayanır. Bir boyun savaĢ gücü ya da serveti sahip bulunduğu at sürüsüyle ölçülür. Atsız bir insanın savaĢta iĢe yaramayacağına inanılır. Bizans yazarları, Atilla Hunlarının yaĢamlarının at sırtında geçtiğini belirtirler. Hunlar kendi aralarındaki toplantıları da at üzerinde düzenlerler. Pazarda alıĢ-veriĢ at üstünde gerçekleĢtirilir. Askerlerinin savaĢ gücü, atının besili ya da zayıf oluĢuyla ölçülür. Orhun yazıtlarında ordunun savaĢa elveriĢsiz durumda olduğunu anlatmak için „atlarımız zayıftı‟ denilir. Cengiz han , düĢmanı tehdit amacıyla „atlarımız besili‟ haberini yollar. Bozkır yaĢamında at bu ölçüde önemli olduğundan, Türk‟ün „Göktürk‟ oluĢu gibi, atın da gök kökenli olduğuna inanılır (Avcıoğlu, 1997, s.336).

Eski Ġç Asya göçebelerinin soyundan gelen Türkler, Hunlarda görüldüğü üzere at yetiĢtiriciliği vasıflarıyla tarih sahnesine çıkmıĢlarıdır. Çinliler, Türkler hakkında Türklerin hayatı atlarına bağlıdır demiĢleridir. Erken dönem Türk metinlerinde, Çin ve Arap kaynaklarında; at yetiĢtiren Türklerin hayatı büyük bir önemle tasvir edilmiĢtir. Günümüzde hala at yetiĢtirerek ve komĢu ülkelere at satarak yaĢayan Ġç Asya göçebe Türk boyları için bugün geçerli olan hususlar, geç antik dönemde de Ģimdi olduğu gibi Türklerin yabani veya ehlileĢtirilmemiĢ atları kement atarak yakaladıkları görülmekteydi. Türkler atlarını, soğuk ve sert kuzey ikliminde veya Orta Asya‟nın yüksek platolarındaki suyu bol ve yabani türlerle melezleĢtirmenin doğal olarak gerçekleĢtirdiği zengin otlaklarda güderlerdi. Her zaman yarıĢlar( KaĢgari‟de özüĢmek), çeĢitli binicilik oyunları oynarlardı.(KaĢgari‟de çevgen, çoğanmak, bandal). Diğer Orta Asya göçebeleri gibi savaĢta ve avda atlı Türk okçuları, eski dünyada Partların tasvir ettiği biçimde, hem öndeki hem de arkadaki hedefe öldürücü ok atıĢları yapabiliyorlardı. Geç antik dönemde ve orta çağda, kuzeyin atlı halklarının yüce hükümdarının eski unvanı olan aspavati “Atın Efendisi” Türk hakanlarına verilirdi. Dini toplantılarda olduğu gibi saray törenlerinde da yarıĢ ve binicilik bir ayin anlamı taĢımıĢ ve at, kurban veya adaklık olarak kutsal bir yön kazanmıĢtı (Esin, 2004, s.258).

At, maddi ve askeri kudreti dıĢında edebiyatın, sanatın adet ve ananelerin de teĢekkülünde dolayısıyla yer tutmuĢtur. Yug‟larda, Ģölenlerde, sünnetlerde evlenmelerde, teamül hukukunda, yer, boy ve insan adlarında, sporda, temsili oyunlarda, tezyini ve plastik sanatlarda, efsanelerde tesiri görülen at, güzelliği, tenasübü, kuvveti, sürati, tahammülü ve insancıl hususiyetleriyle Türklerin gönüllerini fethetmiĢ bir varlıktır (Elçin, 1964, s.142).

(28)

9

MÖ.140 yılına ait bir Çin kaynağı, Orta Asya‟da göksel bir attan inen ve kan terleyen at türünün varlığından söz eder. Göksellik; Tanrısallık gibi bir anlam taĢır. ġaman göğe atla çıkar. Kanatlı atlar vardır. Dede Korkut‟ta at kutsal hayvandır. Yakut efsanelerinde konuĢan ve sahiplerine öğüt veren atlar görülür. Bozkırda atın kiĢnemesine, huysuzlanmasına göre geleceğin iyi ya da kötü olacağına inanılır.

At bir insan gibi, sahibinin mensup olduğu boyun üyesi sayılır. Sürüler belki de daha ortak mülkiyetteyken bir kiĢiliğe sahip bulunan özlük atlar vardır.

Dede Korkut hikâyelerinde boz aygırlı Bamsı Beyrek, atını kardeĢim diye över hatta onu kardeĢinden ve en yakın silah arkadaĢından yeğ tutar.

Avcıoğlu (1997, s.337)‟nun belirttiği üzere “Orhun yazıtlarında, Kül-tigin‟in yaptığı savaĢlardan çok bindiği atlar, giysinin rengi, geldiği yer, fizik özelliği, ilk sahibinin adı uzun uzun belirtilir”.

Atın özellikle Türk toplumunun sosyal hayatın belirleyici yönü birçok âdetin, törenin ve inanıĢın oluĢmasında etkili olmuĢtur. Sadece Türk toplumunda değil, farklı kültürde de at kaynaklı folklor değerleri meydana gelmiĢtir. Uygarlıklar boyunca insanlığın hizmetinde olan at, kendisine verilen değer neticesinde; sahibi öldüğünde ona arkadaĢlık etme görevini de üstlenmiĢtir. Türklerin atlara olan sevgisi, at-insan iliĢkisinin ve insanın ata bağlılığını göstermesi bakımından defin törenlerinde kendini göstermektedir. Türklerde ölen kiĢiler atıyla birlikte gömülmüĢtür (Çınar, 1993, s.337).

Hun kurganlarında yer alan mezar odalarında atlar sahipleriyle birlikte kuyrukları kesilmiĢ ya da düğümlenmiĢ bir Ģekilde, koĢum takımlarıyla gömülmekteydiler. Bu gelenek atın sahibine öbür dünyada eĢlik edeceği inancından kaynaklanmaktaydı. Göktürkler ‟in ölüm törenleriyle ilgili olarak Çin kaynaklarında Ģu bilgiler yer almaktadır; Ölüler törenle çadıra konulur. Koyun ve at kurban edilir. Ölü etrafında at yarıĢları yapılır. Ceset ölünün bütün serveti ve atıyla yakılır. Külü sonradan mezara konulurken tekrar kurban kesilir ve yine at yarıĢları yapılır (Divitçioğlu, 2000, s.94).

Mezopotamya‟da, Anadolu‟da ve Rusya steplerinde yaĢamlarını sürdürmüĢ olan Hititler ‟in kurgan adı verilen mezarlarında bulunan at gömüleri; bu uygarlıkta at kurban etmenin yaygın olduğunu gösteren delillerdir. Ġskit krallarının ve Mısır Firavun mezarlarının içinde bulunan at kalıntıları ve koĢum takımları da atların, efendileriyle birlikte gömüldüğünü göstermektedir (Diyarbekirli, 1972, s.40,41).

(29)

10

At sihir ve büyü aracı olarak da kullanılmaktadır. Kurak geçen mevsimlerde yağmur yağdırma ritüellerinde at kafası suya atıldığında yağmur yağacağına inanılmakta ve bu inanıĢ bostan ve tarlalara kuru at kafasının dikilmesi Ģeklinde kendini göstermektedir (Türk Ansiklopedisi, s.6).

Türk geleneklerine göre söz kesme at üzerinde yapılmaktaydı. Kız ve oğlan tarafı at üzerinde oldukları halde bir araya gelir ve anlaĢırlardı. Türkler‟ de çocuğa isim verme töreninde aynı zamanda at ve elbise verme de törenin bir parçasıydı. ĠnanıĢa göre at ve elbise çocuğa Tanrı tarafından gönderilmekteydi ( Meydan Larousse Büyük Lugat ve Ansiklopedisi,1969, s.792).

Anadolu‟da eskiden beri nazardan korunmak için gerçek at nalı ya da mavi boncuktan at nalı kullanılmaktadır.

At atasözleri, özdeyiĢler ve bilmecelere de konu olmaktadır. Kır atın yanında duran ya huyundan, ya suyundan.

At adımına göre değil, adamına göre yürür (Sarıca, 1985, s.122). Etten kalesi, demirden iskelesi.

O nedir: altındadır/yer onun altındadır/yirmi dört yıldız/dört ayın altındadır. Can can üstünde, can demir üstünde.

Zatını zatında gördüm / Ehmed‟i zatında gördüm/yirmi dört yıldızı /dört ayrı altında gördüm (BaĢgöz, 1993, s.639).

2.1.1.1. At Renklerinin Simgeselliği

Hun hükümdarı Mete renk simgeciliği nedeniyle, değiĢik renklerdeki atlardan oluĢan süvari bölüklerinin askerlerini, doru veya demir kırı atlı olanlarını doğuya, al atlıları güneye, ak atlıları batıya, kara yağız atlıları ise kuzeye, dört ayrı yöne sevk etmiĢtir (Esin, 2004, s.267). Kurban edilmek üzere ak atlar tercih edilirdi. Beyler ak ata binerdi:

Beg yontinaru barmıĢ Ak biĢi kulunlanmıĢ Bey atlarına doğru varmıĢ

(30)

11 Ak kısrağı tay doğurmuĢ

Simgesel özelliği olan at renkleri arasında alaca renk antik dönemden beri önde gelir. Çinlilerin Orta Asya‟dan temin ettikleri ve “cennet atı” dedikleri atların alaca atlar olduğunu belirlenmiĢtir. Ayrıca Irk Bitig‟te Yol Tengri‟nin ala atı gece gündüz durmaksızın at süren ve hayatın baĢlangıcındaki kiĢiyle buluĢan alegorik figürdür.

Ala atlı yol tengrim, En yarın kiçe sürmen

Utru iki aylığ kiĢi oğlu sokuĢmuĢ,korkmuĢ Korkma timiĢ,kurt birgeymen

Ala atlı yol tanrısıyım Gece gündüz sürer giderim

Ġki aylık insanoğluna rastlamıĢ,(insanoğlu)korkmuĢ Korkma demiĢ, ben kut veririm (Esin, 2004, s.271).

2.1.1.2. At Yetiştiriciliği

Orta Asya bozkırları en eski çağlardan zamanımıza kadar dünyanın en çok atı yetiĢtirilen bölgesi idi. Bu bakımdan oraları ile mukayese edilecek baĢka bir yer gösterilemez.1246 yılında Papanın elçisi olarak Orta Asya bozkırlarını baĢtanbaĢa geçip Moğolistan‟a giden Plano Carpini, atların çokluğu karĢısında hayrette kalarak Ģunları yazmıĢtır:

Hayvanların fazlalığı bakımından onlar son derece zengin insanlardır; hayvanları baĢlıca deve, sığır, koyun ve keçidir; atlarına gelince, o kadar çok atları var ki, dünyanın geri kalan kısmında o kadar sayıda at bulunduğunu sanmıyorum.

Sümer (1983,s.2)‟in belirttiği üzere “eski Türk ellerinde atın sayı bakımından koyundan sonra gelmek, sığır ve deveden önce olmak üzere, ikinci sırada yer aldığı görülür. Bu husus tabi Türk ellerinde iktisadi hayatın bu iki hayvana bağlı olmasından ileri geliyor.

(31)

Kök-12

Türkleri yakından tanıyan bir Çin elçisi VII. yüzyılın ilk çeyreğinde; “onların kaderi koyun ve atlara tabidir” sözleri ile bunu kısa fakat veciz bir Ģekilde ifade etmiĢtir”.

2.1.1.3. At Eti

Eski Türklerde at eti çok makbul sayılıyordu. KĢagarlı Mahmud,”yund eti yıpar” sözü ile eski Türklerin de torunları Kazaklar gibi at etini ne kadar sevdiklerini ifade eder ( KaĢgarlı Mahmud‟tan aktaran Bozkurt, 2012, s.7).

Timur‟un Semerkand bahçelerinde verdiği muhteĢem toylarda seçkin misafirlere en makbul yemek olarak haĢlanmıĢ at eti ikram ettiği bilinmektedir (Sümer, 1983, s.3).

2.1.1.4. At Sütü

Türkler ve Moğollar kısrağın sütünü ekĢiterek içen baĢlıca topluluklardır. Onlar at etine olduğu gibi, kımız adı verilen bu içkiye de son derece düĢkün idiler. Radloff geçen yüzyılın ikinci yarısında Müslüman kazakların kımıza büyük saygı gösterdiklerini yazar ve bundan dolayı “ilahi içki” dediklerini söylemektedir. (BaĢbuğ,2011,s.6)

At sütünden yapılan içki, Türk‟ün milli içkisidir. Çin‟deki Han sülalesi yıllıkları, Hunların kımız keyfi sürdüklerinden bahsederler. Daha sonraki kaynaklar, Kök-Türkler ve Uygurlar için de aynı hususu teyit ederler (Rasonyi, 1971, s.54).

2.1.1.5. Atın Armağan Edilmesi

Ġlk devirlerden günümüze kadar at, Türklerin hayatındaki aĢikâr ehemmiyetinden ötürü nadir ve nadide mücevherler gibi asırlarca bir armağan konusu olmuĢ, verilip alınan hediyelerin baĢında gelmiĢtir. Bunu istisnasız bütün Türklerin hayatında görüyoruz.

Türk PadiĢahları son devirlerde de dostluklarını tazelemek, kudret ve nüfuzlarını göstermek için bazı krallara at göndermiĢlerdir. Sefaretnamelerle, seyahatnameler bu hususta geniĢ bilgi vermektedir (Elçin, 1964, s.142).

(32)

13 2.1.1.6. At Figürlü Mezar TaĢları

Mezar taĢları bezemeleri ve simgeciliği sanat ve etnografya açısından önemli olduğu gibi, at kültü veya basitçe ata verilen önemin göstergesi olarak da önemlidir. Anadolu‟da bulunan koç ve konumuz olan at biçimli mezar taĢları 1950‟den itibaren araĢtırmacıların dikkatini çekmiĢ, 1970 yılından beri haklarında bilimsel yayınlar yapılmıĢtır. H.Zübeyr KoĢay, B.Karamağaralı, A.Çay, F.Kırzıoğlu ve E.Danık makale ve kitaplarıyla bu taĢların yerini saptamaya, tarihlerini ve özelliklerini belirlemeye çalıĢmıĢlardır.

At biçimli mezar taĢlarının Karakoyunlu ve Akkoyunlulara ait olduğu genel olarak kabul edilen bir görüĢtür. Üzerindeki damgadan dolayı Ala-yuntlu adlı Türkmen boyuna ait olduğu ileri sürülen bir örnek de vardır. TaĢların kesin olarak tarihlenmesi mümkün olmadığı gibi haklarında eski bir kayda da henüz rastlanmıĢ değildir. Erzurum Müzesi‟ndeki at Ģeklindeki mezar taĢlarından birinin boynunda bulunan haç motifi ile Kars Müzesi‟nde bulunan at Ģekilli mezar taĢlarından birinde yer alan Ermenice kitabe, Kafkasya‟da olduğu gibi Anadolu‟da da at biçimli mezar taĢlarının gayri Müslimlerce de benimsenmiĢ olduğunu örnekler.

Mezar taĢları ve mezar folkloru üzerinde inceleme, araĢtırma yapan bütün araĢtırmacılar koyun/koç ve at Ģeklindeki mezar taĢı geleneğini, Orta Asya mezar kültüne ve ġamanist inanca bağlamaktadırlar (Sevgen, 1950, s.333). Bu anıtsal taĢların ata ruhları ve ölümle iliĢkisi açık olduğu gibi, at kurban geleneği yanında, atın göğe çıkma aracı ve ġaman‟ın ruhlarla buluĢma aracı oluĢu da atın ölümü, zamanın akıĢı ve öteki dünyaya geçiĢi simgelediğini düĢündürtmektedir.

At biçimli olmamakla birlikte at resmi çizilmiĢ taĢlar ve özellikle matem iĢareti olduğunu gördüğümüz kuyruğu düğümlü at tasvirleri Selçuklu döneminde görülmektedir. Mezar taĢları için düĢünülmese bile bu tasvirlerin de binicisiz oluĢu, terk etme, bu dünyadan ayrılma düĢüncesinin simgelendiği görüĢüne kuvvet kazandırmaktadır. Ölen kiĢinin yiğitliğini, savaĢçılığını ve cinsiyetini ortaya koyan bu figürler, ölenin kimliğini sergiler ve atın öteki dünyada mezar sahibinin yolculuğunda ona yoldaĢlık etmesi isteğini yansıtırlar (Emiroğlu ve Yüksel, 2003, s.111).

(33)

14

Resim 1. Hozat‟tan gelen mezar taşı, Elazığ Müzesi

Resim 2. Akkoyunlu Türkmenlerine ait at mezar anıtı

Mezar taĢlarının da at biçiminde veya at motifi ile süslenmesi geleneği, asırlardan beri tatbik edilip gelmektedir. Anadolu ve Azerbaycan‟da at motifli mezar taĢlarına tesadüf edildiği gibi, Orta Asya‟ya doğru da; geyik, koç ve at heykeli veya motifli mezarlara

(34)

15

rastlanmaktadır. Azerbaycan‟ın Laçın ve Nahçıvan bölgelerinde bulunmuĢ 16.ve 17. Yüzyıllara ait at Ģeklindeki mezar taĢları çok ilgi çekici görünümler arz etmektedirler (Diyarbekirli, 1972, s.196-197).

Resim 3. At şeklinde mezar taşı XVI. yüzyıl, Azerbeycan-Nahçıvan

Resim 4. At şeklinde mezar taşı XVII. yüzyıl, Azerbeycan-Nahcıvan

2.1.1.7. At Mezarları

Müslümanlık açısından kabul edilmesi daha zor ve tarih açısından daha açıklıkla saptanan bir Anadolu geleneği de at mezarlarıdır. BaĢta Ġstanbul olmak üzere Bursa Karacabey ve EskiĢehir gibi at haralarının bulunduğu yerlerde at mezarlarının olduğu bilinmektedir.1639‟da Bağdat seferinde Ģehit düĢen ve türküsü yakın yıllara kadar

(35)

16

yaĢayan Genç Osman‟ın atının mezarı da 1960‟lara kadar sünnet çocuklarının yiğit olmaları için ve atların nazar ve hastalıktan kurtulmaları için ziyarete dönüĢmüĢ böyle bir mezardır.

Atkuyruğu bağlama, at kılından tuğ kullanımı, Fatih‟in oğlu Mustafa Çelebi ve II. Bayezid ve IV. Murad‟ın cenazelerinde olduğu gibi atların tersine eyerlemesi benzeri Orta Asya gelenekleri Osmanlılarca da yaĢatılmıĢtır. Fakat hem Osmanlı yönetici sınıfın, hem halkın katılımıyla Anadolu yatır geleneğini tekrarlayan at mezarı kurumu en ilginç geleneklerden biridir.

Resim 5. Pazırık kurganından çıkarılmış geyik maskeli,

kuyruğu düğümlü atların rekonstrüksiyonu

2.1.1.8. At Mitleri

Mit, geleneksel olarak yayılan ve toplumun hayal gücü etkisiyle biçim değiĢtiren, alegorik bir anlatımı olan halk hikâyesidir. Bu bağlamda toplumda geliĢen at mitleri;

2.1.1.8.1. At Cini

Göçebenin daima ruhunu kaplayan, atın destansı güzelliğine duyduğu hayranlık, birbiriyle ilgili ifadeler Ģeklinde mitoloji ve sanatta yer almıĢtır. At cini tasviri

(36)

17

Bezeklik‟teki bir Uygur Duvar resminde, on iki devirli hayvan takviminin insan biçimli simgeleri arasında görülür. Türk-Çin yıldız figürlerinin geniĢ kollu kıyafetini giymiĢ, elinde Uygur harfleriyle Türkçe adı yazılı tomarı tutan her devrin cini, yıldız tasvirlerine benzer bir biçimde temsil edilmiĢtir. BaĢlıklarının üzerine giydikleri hayvan Ģekilli maskeler dıĢında, figürler kesinlikle birbirlerine benzemektedir.

Esin (2004, s.260)‟ in belirttiği üzere “bu cinlerin kendi tesiri altında doğanları

etkilediğine inanıldığı bilinmektedir. Ġbrahim Hakkı‟nın Marifetname adlı kozmoloji eserinde tefsir edilmiĢ hikmetlerde de görülebileceği üzere müçel etkisi inancı Türkler arasında devam etmiĢtir. Bu geleneğin devamı, müçel etkisi inancı hakkında daha erken dönemlere ait farklı yöndeki kapsamlı verilerin müçel hareketinin resmedildiği hanedan armalarından veya yıldızları etkilerini tayin eden tasvirlerden elde edilmesi sağlanabilmiĢtir”.

Resim 6. At Cini

Atlarla ilgili Ġhtirat-i Türk adlı, Osmanlılara ait bir eserde atın mitolojik yönünün tam bir portresi verilir: At yılında kıĢ soğuktur ve yaz bolluk getirir. Destansı at figürü, belirli bölgelerde, özellikle Türkistan‟da mücadele ve savaĢla dolu bir yılın baĢlayacağının ifadesidir. At yılında doğanlar ya savaĢta ya yolda ama daima hareket halinde olurlar.

(37)

18 2.1.1.9. Atın Kurban Edilmesi

Oğuzlarda, Kırgızlarda, Kazaklarda ve öteki Türk boylarında Ģaman törenlerinde atlar kurban da edilirdi. Hunlar, sonbaharda, çayırların ve bitkilerin koruyucusu olan ruhlara Kök-Türklerde, Gök-Tanrı‟ya at kurban ederlerdi. At kurbanı, Türkler Müslüman olduktan sonra bile uzun zaman en makbul kurban sayılmıĢtır (Türk Ansiklopedisi, 1964, 4).

2.1.1.10. Atlı Sporlar

M.Ö. 3000‟den Ġtibaren Orta Asya‟da Türklerin yaĢamında atın büyük önemi olduğu bilinmektedir. At Türkler için bir nevi kutsal hayvandır. Çocukların çok küçük yaĢta at eğitimi alarak ergenliğe ulaĢıncaya kadar usta bir at binicisi oldukları ve bu dolaĢımın bütün Türk toplumlarında önemli bir kültür parçası olduğu belgelerde yer almaktadır. At binmede hünerlerini sergilemek isteyenler, gelenek haline getirilen bayram ve törenlerde çeĢitli oyunlar tertipleyerek izleyicilerin gözlerine girebilme adına öğrendiklerini uygulamıĢlardır. Atla oynanan oyunlara çeĢitli isimler verilerek, kategoriler haline getirilmiĢ, ata yadigârı olmuĢ ve günümüze kadar aslını koruyarak gelebilmiĢtir (M.BaĢbuğ ve F.BaĢbuğ, 2007, s.74).

2.1.1.10.1. Cirit

(38)

19

En eski Türk milli oyunlarından biri olan cirit, bir eğlence, bir yiğitlik ve çeviklik, aynı zamanda bir atlı sporudur. Cirit oyunlarının tarihi çok eskilere gider. Biz Türkler bu sporu binlerce yıl önce Orta Asya‟da baĢlatarak, yüzyıllar boyunca, bu geleneği sürdürüp, Oğuz boylarıyla, Selçuklularla birlikte Anadolu‟ya getirmiĢizdir. Bu yüzden cirit oyununun Anadolu‟da en azından bin yıllık bir tarihi vardır. GüreĢ gibi, cirit de, milli ve geleneksel bir ata sporu sayılır. GüreĢ, bir zamanlar Türk gibi kuvvetli sözüyle Türk gücünü nasıl dünyaya yaymıĢ ve tanıtmıĢsa, cirit oyunu da Türk yiğitlerinin binicilikteki hünerinin, çevikliğinin, cesurluğunun sembolü olmuĢtur. Cirit oyununu eski Türklerde bir savaĢ manevrası sayanlar da vardır. Top, tüfek icat edilmeden önce, savaĢlarda en etkin silah kuĢkusuz, sipahi denilen atlı savaĢçıların, ya da bir baĢka deyimle süvarilerin ellerindeki mızraklardı. Atlı savaĢçılar, savaĢ öncesi talimlerinde ağaç sopalar kullanırlardı. Cirit oyununun bir savaĢ oyunu, ya da karĢılıklı savaĢ gösterisi sayılması bu yüzden olmalıdır (Ġlisulu, 1978, s.32).

(39)

20

2.1.1.10.2. Binicilik

Orta Asya‟daki göçebe dönemler, savaĢ ve fetihlerin at üstünde yapılması gibi sebeplerle, ata binmek Türklerde günlük yaĢamın bir parçası olmuĢtu. Bu kültürün bir devamı olarak binicilik Türklerin spor ve eğlence hayatını da girmiĢ, Ģenliklerde at yarıĢları ve at üzerinde silah kullanma yarıĢları da düzenlenmiĢtir. Türklerde usta binicilere cündi adı verilmiĢtir. Cündiler at üstünde ayağa kalkıp ok atmak, at doludizgin koĢarken atın sırtından eyerini çıkarıp gösteri yapmak, atın üstünde tek ayak durmak, yan yana giden iki ata birden binmek gibi çeĢitli hünerlere sahip olmuĢlardır (BaĢbuğ, 2011, s.10).

2.1.1.10.3. Kabak Oyunu

Osmanlı‟da okçuluk faaliyetleri; hedef vurma (puta atıĢı), cisim delme (darp vurma) ve mesafeye atma (menzil atıĢı) gibi değiĢik disiplinlerde gerçekleĢtirilmekteydi. Hedef okçuluğu çevresinde değerlendirilebilecek olan „kabak okçuluğu‟ ise, binicilik becerisi gerektiriyordu.15 ve 17. Yüzyıl‟da Osmanlı‟da bir gösteri sporu olarak kabul edilen kabak oyunu, hünerli binici yetiĢtirme eğitiminde, çeĢitli nedenlerle düzenlenen Ģenliklerde ve eğlenceli bir oyun olarak, seferlerde, ordunun moralinin yükseltilmesinde önemli bir yer tutmuĢtur. Osmanlı Ģenliklerinde, kabak oyunu, gerek oyunun sergilenmesi gerekse iĢlevleri açısından özel bir yer teĢkil ediyordu. Kabak oyunu, Osmanlı Ģenliklerinde iki temel iĢlevi temsil etmekteydi: Bir kere, kabak oyununun heyecan verici dinamik özelliği; toplumun her kesiminden Ģenliklere katılan insanların bir araya gelerek yakınlaĢmasına, dayanıĢmasına ortam hazırlamaktaydı. Kabak oyunu, seyirciyi gündelik hayatın dıĢına çıkararak; özgür bir alan oluĢturmakta, bu özgür alanda oyun, bireylerin ve toplumun yenilenmesi, yeniden canlanması gibi önemli bir iĢlevini yerine getirmekteydi. Osmanlı, özellikle savaĢ yenilgilerinden ve doğal afetlerden sonra, bu olayların çöküntülerini unutturmak için, kabak oyununa, Ģenliklerinde sıkça yer verirdi. Örneğin; Kanunî Sultan Süleyman da, yine baĢarısız bir Viyana kuĢatmasından sonra, dört oğlunun sünneti için, 27 Haziran 1530‟da düzenlediği görkemli Ģenlikte, ordunun güvenini yükseltmek, içeride ve dıĢarıda yenilgiyi unutturmak için, sünnet töreninde atlı okçular, At Meydanı‟na dikilen direğin üzerindeki gümüĢ kabağa ok atmıĢlardır. Ayrıca kabak oyununun siyasal bir iĢlevi olduğu da görülür: Devletin ve onun sembolü olan padiĢahın üstünlüğünü, gerek

(40)

21

içeriye, gerekse dıĢ dünyaya kanıtlamak için düzenlenen Ģenliklerde, kabak oyununa ayrı bir önem verilirdi.

Resim 9. Kabak Oyunu

Atlı bozkır kültürünün askerî ve ekonomik zorunluluklar karĢısında geliĢtirdiği at üzerinde her yöne isabetli ok atabilme becerisi, kabak okçuluğu formunda gerek askerî bir idman aracı, gerekse sosyal aktiviteleri biçimlendiren eğlenceli bir oyun olarak; 15 ve 17. yüzyıllar arasında, Osmanlı yaĢamında önemli bir yer tutmuĢtur. Ok ve yayın 16. Yüzyıl sonlarına doğru, askerî alandaki önemini kaybetmesinden sonra, atlı okçulara olan ihtiyacın ortadan kalkmasıyla zayıflayan kabak okçuluğu ve buna dayalı oyun, bir yüzyıl kadar daha, sosyal ve sportif aktiviteler içinde yer aldıktan sonra, 18. Yüzyıl baĢlarında tarih sahnesinden çekilecektir (Özgen, 2006, s.26).

2.1.1.10.4. .Çöğen-Çevgan

At üzerinde, ucu eğri uzun sopalarla oynanan bir çeĢit top oyunudur. Çöğen ismi ucu eğri sopalardan gelir. Günümüzde polo olarak bilinen oyunun ilk örneklerindendir. Kökü asırlar öncesine dayanan bu milli oyunumuz, günümüzde artık önemini kaybetmiĢtir. Ġki takım halinde oynanan bu oyunda ortaya konulan topu at üstünde ellerinde çöğenlerle kim kendi

(41)

22

takımının bulunduğu yere topu sürüklerse o takım kazanırdı.(Güven,1992,s.33) Çöğen oyununda binici ile at birbirlerine son derece uyum içinde bulunurlardı. At, bu oyun için özel olarak yetiĢtirilirdi. Bu nedenle binici ve at, oyunu birlikte ortak oynarlardı. Hatta at o hale gelirdi ki, oyun sırasında topu gözetler ve kovalamaya baĢlardı. Çöğen oyununun Kökü eski Türk Sporlarına dayanmakla birlikte Kıpçak ve Avar gibi Avrupa‟da hüküm sürmüĢ Türk devletleri bu sporun batıya taĢınmasında rol oynadılar daha sonraları oyun doğuya da taĢındı.

Resim 10. Çinli Çöğen Oyuncuları

Resim 11. Takımlar Arası Çöğen Yarışları

(42)

23 Resim 12. Japon Çöğen Oyuncuları

2.1.1.11. At YarıĢı

Anadolu‟da at yarıĢları, en çok rağbet gören oyunlar arasındadır. Büyük bir alaka ile yüzyıllardan beri yaĢatıla gelen bu yarıĢ ve koĢular, hiç Ģüphesiz, ata duyulan derin sevgiden ileri gelmektedir. Türk kültür tarihindeki at yarıĢlarının kökeni, yazılı kaynaklardan yüzyıllar öncesine, Orta Asya‟ya hatta Hunlar çağına kadar iner. Hun Türkleri dönemini anlatan Çin kaynaklarında, at yarıĢları ve at beğendirme ile yapılan ilkbahar ve güz bayramlarından bahsedilmektedir (BaĢbuğ, 1990, s.20).

2.1.1.12. At GüreĢi

Hun Türkleri çağında ve gerekse ondan daha önceki çağlarda, birbirleriyle güreĢen pek çok at resimlerine rastlıyoruz. Bunlar bronzdan dökülmüĢ, çok güzel eserlerdi. Daha sonraki Çin kaynakları da, bize at güreĢleri hakkında bilgi vermekte ve bu güreĢlerin Türkler arasında ne için yapıldıklarını anlatmaktadırlar. Ögel (1971,s.10)‟in belirttiği üzere “eski Türkler güzel ve güçlü at yetiĢtiren kavimlerin baĢında geliyordu. Sonbaharda genel olarak atlar güçlenir ve kuvvetlenirlerdi. Bunun için de Türkler büyük bir tören yaparlar ve bu törende her bölgenin at yetiĢtiricisi, seçkin atlarını getirerek güreĢtirirlerdi. Bütün bölgeler içinde birinci gelen at, toplum içinde de büyük bir değer ve saygı kazanırdı”.

(43)

24

2.1.2. Türk Mitolojisinde At Figürünün Anlamı

Mit, genelde Eski Yunan ve Roma efsaneleri için kullanılmaktadır. Mitoloji ise çeĢitli mitlerin yarattığı ve inandığı efsanelerin tümüne verilen addır. Ġlk çağlarda insanlar, tabiat olaylarını ve yaradılıĢı bilimsel olarak açıklayamadıklarından, doğada meydana gelen değiĢiklikleri, Tanrı ve tanrıçaların doğuĢunu, masalsı bir dille anlatma yolunu seçmiĢlerdir. Böylece masallar(mitler) ,mitolojinin kaynağını oluĢturmuĢtur. Yalnız, Yunanlıların, Romalıların değil örneğin; Mısırlıların; Hititlerin ve eski Türklerin de kendilerine ait mitoloji kültürleri bulunmaktadır (Turani, 1992, s.95).

Türk mitoloji ve folklorunda atlar, tehlike karĢısında sahibini uyaran, koruyan, kendisine söyleneni anlayan, duygulu ve vefakâr özellikleriyle yer almaktadır. Efsaneye göre Manas öldüğünde atı, mezarını bekler ve insan gibi konuĢur. Kazakların Kırgız destanlarına göre Bakır‟ın atı da sahibi gibi yiğittir. Batır, tıpkı bir insanla konuĢtuğu gibi onunla konuĢur ve ona akıl danıĢır. Onsuz hiçbir Ģey yapmaz. Batır öldüğünde cesedini sihirbazlar bulur ve onu diriltir. Yakut Türkeri‟nin destanlarında yer alan atlar, güneĢ ülkesinden gönderilmiĢtir ve bu atlar gerektiğinde Yakutça konuĢarak sahiplerine öğütler vermektedirler. Ġlahi güçlere sahip olan bu atların söylediği sözler, insanların söylediklerinden üstün tutulmaktadır. Bir baĢka efsaneye göre; gökten inen her at, binicisini kendisi büyütür. At, dünyayla diğer âlemin arasında, bir temsilci olarak yer almaktadır (Türk Ansiklopedisi, 1964, s.75). Atla ilgili mitolojik motifler Ġslamiyet‟ten sonra da devam etmiĢtir. Çoruhlu (2000, s.146)‟nun belirttiği üzere “Hz. Muhammed‟i miraca çıkaran Burak, Kuran‟da betimlenmemesine karĢın, insan yüzlü ve gövdesi benekli bir at biçiminde tasvir edilmiĢtir”.

ġamanist törenlerde at Ģamanın gökyüzüne çıkacağı bineği ve kurbanlık hayvan olarak önem kazanmıĢtır. ġamanın davulu da hemen hemen her zaman at olarak nitelendirilmiĢtir. Çoğu kere Gök Tanrı‟nın simgelerinden biri olarak önem kazanmakta ve kurban olarak da ona sunulmaktadır. ġaman at yardımıyla yeraltına ya da öteki dünyaya geçebildiği için ölümün de simgesi olmuĢtur.

At Ģamana göğe çıkma olanağı sağladığı için çoğu kere kanatlı olarak düĢünülmüĢtür. Sierozewski‟nin tespitinde Ģamanın göğe çıkması için hazırladığı düzenekte beyaz at yelesinden yapılmıĢ çelenklerin ağaçlara asıldığı anlatılmaktadır. Yine bu düzenekle ilgili olarak bazı Türk toplulukları tanrıların atlarını dünyanın eksenini teĢkil eden ve Demirkazık denen Kutupyıldız‟ına ulaĢan kazığa bağladıklarını anlatırlar. Buryatlar

(44)

25

Solbon yıldızını eril sayıp at sürüsüne sahip olduğuna ve bu yıldızın atların koruyucusu olduğuna inanıyorlardı.

Daha önce sözünü ettiğimiz gibi Çin kaynakları Hun Shan-yu‟sunun her yıl dağda göğe at kurbanı verdiğinden bahsetmekteydi. Bu kurban törenlerinde özellikle beyaz at kullanılıyordu; çünkü siyah at daha çok Yer‟e sunuluyordu. Proto-Türk ya da Hun devrinde olduğu gibi göğe kurban iĢlemi Göktürk devrinde de sürmüĢtür. Bu devirde av esnasında ak at vurularak kurban edilirdi.

Kurgan denilen eski Türk mezarlarında da öteki dünyada ölüye hizmet etmek üzere gömülmüĢ at kadavralarına rastlanmıĢtır. Çoğu kere yas iĢareti olmak üzere bunların kuyruklarının kesilmiĢ ya da düğümlenmiĢ olması da dikkati çekmiĢtir. Atın kurban edilmesi gibi hususlar Ġslamiyet‟in geldiği devirlerde Ibn Fadlan‟ın seyahatnamesinde de anlatılır. KesilmiĢ ağaçlar üzerinde kabrin baĢına asılan at cennete giderken binilecek hayvan olarak tasavvur edilir.

Türklerle ilgili birçok efsane, destan ve hikâyede at, sahibinin yakın arkadaĢı, zafer ortağı, en değerli varlığı sayılmıĢtır. SavaĢtaki faydaları dolayısıyla kuvvet ve kudret timsali de olmuĢtur. At sürüleri ise zenginliğin ifadesi olarak görülmüĢtür.

At Türk kozmolojisinin çeĢitli unsurlarına göre de anlam kazanmaktadır. Örneğin; su unsurunun hayvan biçimli timsali attır. Öte yandan su kökenli atlar denilen ve sudan çıkan atları anlatan efsanelerde bu unsurla ilgilidir. Ayrıca özellikle beyaz atların üzerinde beneklerin bulunması da uğurlu sayılmakta olup yine bu unsurlarla iliĢkilidir. Diğer bir tür efsanevi at ise gök kökenli at olarak anılırlar. Göğe mensup atlar kanatlı olarak düĢünülmüĢleridir.

Atın mitolojik vasıfları Türk-Budist devrinde de devam etmiĢtir. En önemli farklılık beyaz atın Gök Tanrı yerine Buda'nın simgesi olmasıdır. Eskiden olduğu gibi yıl simgesi olarak da kullanılan at, Budizm‟in yedi cevherinden de biri sayılmıĢtır (Çoruhlu, 2000, s.144-145).

2.1.2.1. Ejder Aygırı

Atla ilgili en eski mitolojik unsurlardan birinin suyla bağlantılı olduğu görülmektedir. Sudan çıkan atla ilgili efsaneler Uzak Doğu‟dan Yakındoğu‟ya kadar olan bölgelerde bilinir. Bu mitin Uzak Doğu varyasyonu, Hunlar ve diğer Türkler tarafından tapılan ve

(45)

26

muhtemelen mağara ve ejder ayinleriyle ilgili olan mağarada yaĢayan ejder aygırı efsanesidir. Ejder aygırı miti, Hunların gerçekten yaĢadığı olayların geçtiği Kuça bölgesiyle ilgilidir. Ġbni Hürdesin sudan çıkan at efsanesinin bir Türk versiyonunu nakleder. Hurtalda‟i Bek hanedanının oturduğu Rus Tabak‟ın giriĢinde olağanüstü bir at cinsinin atası olan ve Bekler ‟in boĢ yere uğraĢarak yakalamaya çalıĢtıkları sudan gelen aygırın ortaya çıktığı bir göl vardır. Sudan gelen aygır veya ejder efsaneleri daha sonra KaĢgari‟nin anlattığı hayvan hikâyelerine uygun olarak yüksek platoların gizemli atmosferinde genellikle birdenbire ortaya çıkan yabani atların bu büyülü aygırlar olduğunu ispatlar (Esin, 2003, s.276).

Sudan çıkan at efsanesinin anlamının unutulmakla birlikte izlerinin XVIII. yüzyılda bile hala yaĢadığını, Anadolu‟nun sevilen Ģairi Dadaloğlu‟nun atını övmek için söylediği sözler ortaya koymaktadır.

At kulağını dikmiş de göz süzer Gövel ördek gibi göllerde yüzer Çırpındırır yele, ceylandır tozar Atın eşkini seldir, eğite gerek

Sonuç olarak ejder veya sudan çıkan aygır efsanelerinin, derilerinde kendine özgü iĢaretleri bulunan yâri yabani atları gösterdiğini söyleyebiliriz.(Esin,2003,s.278)

2.1.2.2. Pegasus

Pegasos; Medusa‟nın kanından doğma kanatlı at. Perseus ve Bellerophontes efsanelerinde önemli bir rol oynar(Erhat,1972:239) Ayrıca Pegasus‟un Okeonos‟un Kaynaklarından, yani Uzak batıda, Gorgo‟nun Perseus tarafından öldürülmesi sırasında doğduğu anlatılır.(Grimal,1997,s.614) Bir efsanede Pegasos, Zeus‟un yanına Olympos‟a çıkar ve tanrıların en gözde atı olur.

Göksel at miti hem Helenistik mitolojideki hem de sudan çıkan ejderin uçan bir figür olarak tasvir edildiği Ġç Asya‟daki sudan gelen at efsanesiyle birleĢtirilmektedir. Eski

Şekil

Tabi  ki  öyle.  Çünkü  insanlar  etkileniyor.  Etkilendiğiniz  Ģeyin,  içinde  yaĢadığınız  toprakların ürünü olması lazım
Tablo 2.   Öğretmen adaylarının demografik özelliklerine ilişkin frekans ve yüzde sonuçları
Tablo 3.  Puanlayıcıların Değerlendirme Puanlarına İlişkin Normallik Testi Sonuçları
Şekil 1.  Her bir puanlayıcının değerlendirme puan dağılımları
+5

Referanslar

Benzer Belgeler

Doku Çeşitleri Kimyasal Dokular: Kimyasal maddelerden oluşan moleküllerin özelliklerini taşıyan dokulardır. Dinamik Dokular: Hareketli

Çok boyutlu yaklaşımlarla içsel ve dışsal moti- vasyonlu dindarlık arasındaki arka plana adım atı- lır: Temel olarak her içsel veya dışsal dini bağlılığın

Yapı lan araş tı rma sonucunda çocukları n büyük çoğ unluğ unun kendi istekleri ile alı nan ürünün oyuncak olduğ u ve yine en çok tercih edilen ikinci ürünün gı da

ile başlanmış, ondan sonra Selim Sırrı bey tarafından evvelce yazı­ lan “ Dağ başını duman almış,, marşı söylenilmiştir. Bundan sonra erkek muallim

Türk Film Dostları Derneği’nin 1953, 1954, 1955 film festi­ vallerine, İstanbul Gazeteciler Çemiyeti’nin 1957’de düzenle­ diği Türk Filmleri Yarışması’na,

Positive General Feedback Knowledge of Performance Negative Nonverbal Feedback Mastery Climate Intrinsic Motivation Positive Nonverbal Feedback Performance Approach Climate

a) Mekanik alaĢımlama süresinin artması ile mekanik özelliklerde kötüleĢme görülmüĢtür. Mekanik alaĢımlama süresinin artması ile tozlara aĢırı yükleme