• Sonuç bulunamadı

2.1. Türk Halk ve Sanat Kültüründe At

2.1.1. Türk Halk Kültüründe At

2.1.1.10. Atlı Sporlar

M.Ö. 3000‟den Ġtibaren Orta Asya‟da Türklerin yaĢamında atın büyük önemi olduğu bilinmektedir. At Türkler için bir nevi kutsal hayvandır. Çocukların çok küçük yaĢta at eğitimi alarak ergenliğe ulaĢıncaya kadar usta bir at binicisi oldukları ve bu dolaĢımın bütün Türk toplumlarında önemli bir kültür parçası olduğu belgelerde yer almaktadır. At binmede hünerlerini sergilemek isteyenler, gelenek haline getirilen bayram ve törenlerde çeĢitli oyunlar tertipleyerek izleyicilerin gözlerine girebilme adına öğrendiklerini uygulamıĢlardır. Atla oynanan oyunlara çeĢitli isimler verilerek, kategoriler haline getirilmiĢ, ata yadigârı olmuĢ ve günümüze kadar aslını koruyarak gelebilmiĢtir (M.BaĢbuğ ve F.BaĢbuğ, 2007, s.74).

2.1.1.10.1. Cirit

19

En eski Türk milli oyunlarından biri olan cirit, bir eğlence, bir yiğitlik ve çeviklik, aynı zamanda bir atlı sporudur. Cirit oyunlarının tarihi çok eskilere gider. Biz Türkler bu sporu binlerce yıl önce Orta Asya‟da baĢlatarak, yüzyıllar boyunca, bu geleneği sürdürüp, Oğuz boylarıyla, Selçuklularla birlikte Anadolu‟ya getirmiĢizdir. Bu yüzden cirit oyununun Anadolu‟da en azından bin yıllık bir tarihi vardır. GüreĢ gibi, cirit de, milli ve geleneksel bir ata sporu sayılır. GüreĢ, bir zamanlar Türk gibi kuvvetli sözüyle Türk gücünü nasıl dünyaya yaymıĢ ve tanıtmıĢsa, cirit oyunu da Türk yiğitlerinin binicilikteki hünerinin, çevikliğinin, cesurluğunun sembolü olmuĢtur. Cirit oyununu eski Türklerde bir savaĢ manevrası sayanlar da vardır. Top, tüfek icat edilmeden önce, savaĢlarda en etkin silah kuĢkusuz, sipahi denilen atlı savaĢçıların, ya da bir baĢka deyimle süvarilerin ellerindeki mızraklardı. Atlı savaĢçılar, savaĢ öncesi talimlerinde ağaç sopalar kullanırlardı. Cirit oyununun bir savaĢ oyunu, ya da karĢılıklı savaĢ gösterisi sayılması bu yüzden olmalıdır (Ġlisulu, 1978, s.32).

20

2.1.1.10.2. Binicilik

Orta Asya‟daki göçebe dönemler, savaĢ ve fetihlerin at üstünde yapılması gibi sebeplerle, ata binmek Türklerde günlük yaĢamın bir parçası olmuĢtu. Bu kültürün bir devamı olarak binicilik Türklerin spor ve eğlence hayatını da girmiĢ, Ģenliklerde at yarıĢları ve at üzerinde silah kullanma yarıĢları da düzenlenmiĢtir. Türklerde usta binicilere cündi adı verilmiĢtir. Cündiler at üstünde ayağa kalkıp ok atmak, at doludizgin koĢarken atın sırtından eyerini çıkarıp gösteri yapmak, atın üstünde tek ayak durmak, yan yana giden iki ata birden binmek gibi çeĢitli hünerlere sahip olmuĢlardır (BaĢbuğ, 2011, s.10).

2.1.1.10.3. Kabak Oyunu

Osmanlı‟da okçuluk faaliyetleri; hedef vurma (puta atıĢı), cisim delme (darp vurma) ve mesafeye atma (menzil atıĢı) gibi değiĢik disiplinlerde gerçekleĢtirilmekteydi. Hedef okçuluğu çevresinde değerlendirilebilecek olan „kabak okçuluğu‟ ise, binicilik becerisi gerektiriyordu.15 ve 17. Yüzyıl‟da Osmanlı‟da bir gösteri sporu olarak kabul edilen kabak oyunu, hünerli binici yetiĢtirme eğitiminde, çeĢitli nedenlerle düzenlenen Ģenliklerde ve eğlenceli bir oyun olarak, seferlerde, ordunun moralinin yükseltilmesinde önemli bir yer tutmuĢtur. Osmanlı Ģenliklerinde, kabak oyunu, gerek oyunun sergilenmesi gerekse iĢlevleri açısından özel bir yer teĢkil ediyordu. Kabak oyunu, Osmanlı Ģenliklerinde iki temel iĢlevi temsil etmekteydi: Bir kere, kabak oyununun heyecan verici dinamik özelliği; toplumun her kesiminden Ģenliklere katılan insanların bir araya gelerek yakınlaĢmasına, dayanıĢmasına ortam hazırlamaktaydı. Kabak oyunu, seyirciyi gündelik hayatın dıĢına çıkararak; özgür bir alan oluĢturmakta, bu özgür alanda oyun, bireylerin ve toplumun yenilenmesi, yeniden canlanması gibi önemli bir iĢlevini yerine getirmekteydi. Osmanlı, özellikle savaĢ yenilgilerinden ve doğal afetlerden sonra, bu olayların çöküntülerini unutturmak için, kabak oyununa, Ģenliklerinde sıkça yer verirdi. Örneğin; Kanunî Sultan Süleyman da, yine baĢarısız bir Viyana kuĢatmasından sonra, dört oğlunun sünneti için, 27 Haziran 1530‟da düzenlediği görkemli Ģenlikte, ordunun güvenini yükseltmek, içeride ve dıĢarıda yenilgiyi unutturmak için, sünnet töreninde atlı okçular, At Meydanı‟na dikilen direğin üzerindeki gümüĢ kabağa ok atmıĢlardır. Ayrıca kabak oyununun siyasal bir iĢlevi olduğu da görülür: Devletin ve onun sembolü olan padiĢahın üstünlüğünü, gerek

21

içeriye, gerekse dıĢ dünyaya kanıtlamak için düzenlenen Ģenliklerde, kabak oyununa ayrı bir önem verilirdi.

Resim 9. Kabak Oyunu

Atlı bozkır kültürünün askerî ve ekonomik zorunluluklar karĢısında geliĢtirdiği at üzerinde her yöne isabetli ok atabilme becerisi, kabak okçuluğu formunda gerek askerî bir idman aracı, gerekse sosyal aktiviteleri biçimlendiren eğlenceli bir oyun olarak; 15 ve 17. yüzyıllar arasında, Osmanlı yaĢamında önemli bir yer tutmuĢtur. Ok ve yayın 16. Yüzyıl sonlarına doğru, askerî alandaki önemini kaybetmesinden sonra, atlı okçulara olan ihtiyacın ortadan kalkmasıyla zayıflayan kabak okçuluğu ve buna dayalı oyun, bir yüzyıl kadar daha, sosyal ve sportif aktiviteler içinde yer aldıktan sonra, 18. Yüzyıl baĢlarında tarih sahnesinden çekilecektir (Özgen, 2006, s.26).

2.1.1.10.4. .Çöğen-Çevgan

At üzerinde, ucu eğri uzun sopalarla oynanan bir çeĢit top oyunudur. Çöğen ismi ucu eğri sopalardan gelir. Günümüzde polo olarak bilinen oyunun ilk örneklerindendir. Kökü asırlar öncesine dayanan bu milli oyunumuz, günümüzde artık önemini kaybetmiĢtir. Ġki takım halinde oynanan bu oyunda ortaya konulan topu at üstünde ellerinde çöğenlerle kim kendi

22

takımının bulunduğu yere topu sürüklerse o takım kazanırdı.(Güven,1992,s.33) Çöğen oyununda binici ile at birbirlerine son derece uyum içinde bulunurlardı. At, bu oyun için özel olarak yetiĢtirilirdi. Bu nedenle binici ve at, oyunu birlikte ortak oynarlardı. Hatta at o hale gelirdi ki, oyun sırasında topu gözetler ve kovalamaya baĢlardı. Çöğen oyununun Kökü eski Türk Sporlarına dayanmakla birlikte Kıpçak ve Avar gibi Avrupa‟da hüküm sürmüĢ Türk devletleri bu sporun batıya taĢınmasında rol oynadılar daha sonraları oyun doğuya da taĢındı.

Resim 10. Çinli Çöğen Oyuncuları

Resim 11. Takımlar Arası Çöğen Yarışları

23 Resim 12. Japon Çöğen Oyuncuları

2.1.1.11. At YarıĢı

Anadolu‟da at yarıĢları, en çok rağbet gören oyunlar arasındadır. Büyük bir alaka ile yüzyıllardan beri yaĢatıla gelen bu yarıĢ ve koĢular, hiç Ģüphesiz, ata duyulan derin sevgiden ileri gelmektedir. Türk kültür tarihindeki at yarıĢlarının kökeni, yazılı kaynaklardan yüzyıllar öncesine, Orta Asya‟ya hatta Hunlar çağına kadar iner. Hun Türkleri dönemini anlatan Çin kaynaklarında, at yarıĢları ve at beğendirme ile yapılan ilkbahar ve güz bayramlarından bahsedilmektedir (BaĢbuğ, 1990, s.20).

2.1.1.12. At GüreĢi

Hun Türkleri çağında ve gerekse ondan daha önceki çağlarda, birbirleriyle güreĢen pek çok at resimlerine rastlıyoruz. Bunlar bronzdan dökülmüĢ, çok güzel eserlerdi. Daha sonraki Çin kaynakları da, bize at güreĢleri hakkında bilgi vermekte ve bu güreĢlerin Türkler arasında ne için yapıldıklarını anlatmaktadırlar. Ögel (1971,s.10)‟in belirttiği üzere “eski Türkler güzel ve güçlü at yetiĢtiren kavimlerin baĢında geliyordu. Sonbaharda genel olarak atlar güçlenir ve kuvvetlenirlerdi. Bunun için de Türkler büyük bir tören yaparlar ve bu törende her bölgenin at yetiĢtiricisi, seçkin atlarını getirerek güreĢtirirlerdi. Bütün bölgeler içinde birinci gelen at, toplum içinde de büyük bir değer ve saygı kazanırdı”.

24