• Sonuç bulunamadı

EĞİTİLEBİLİR ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARDA FROSTİG GÖRSEL ALGI EĞİTİM PROGRAMININ ETKİSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "EĞİTİLEBİLİR ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARDA FROSTİG GÖRSEL ALGI EĞİTİM PROGRAMININ ETKİSİ"

Copied!
167
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EĞİTİLEBİLİR ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARDA FROSTİG GÖRSEL ALGI EĞİTİM

PROGRAMININ ETKİSİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Özlem YÜKSEL

(2)

EĞİTİLEBİLİR ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARDA FROSTİG GÖRSEL ALGI EĞİTİM

PROGRAMININ ETKİSİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Özlem YÜKSEL

Danışman

Yrd.Doç.Dr.Neşe GÜNEŞ

(3)

Özlem YÜKSEL‘in EĞİTİLEBİLİR ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARDA FROSTİG GÖRSEL ALGI EĞİTİM PROGRAMININ ETKİSİ başlıklı tezi 15.06.2009 tarihinde, jürimiz tarafından Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Uygulamalı Sanatlar Eğitimi Mesleki Resim-İş Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Danışman :Yrd.Doç.Dr.Neşe GÜNEŞ

Üye : Prof. Atilla İLKYAZ

(4)

i

dille anlatımın daha kolay olması, zihinsel engelli çocuklarla daha kolay iletişim kurulması ve onları tanımada da tanı aracı olması gibi nedenlerle resim ve sanat etkinliklerine yer verilmekte ve çok önemsenmektedir.

Bu çalışmada eğitilebilir zihinsel engelli çocukların resim dersinde Frostig görsel algı eğitim programı ile görsel algı becerilerindeki gelişimleri; şekil-zemin ilişkisi, görsel eşleştirme, görsel ayırt etme ve nesneler arası mekan ilişkisi alt boyutları açısından değerlendirilmiştir. Araştırmada zeka ve zihinsel engelliliğin tanımı, nedenleri, zihinsel engelliliğin sınıflandırılması, zihinsel engelli çocukların resim eğitimleri, algı, görsel algı gibi konular açıklanmıştır.

Araştırma konusunun belirlenip, sonuçlandırılmasına kadar geçen süre içerisinde, beni yönlendiren ve deneyimlerinden yararlanmamı sağlayan danışmanım, değerli hocam sayın Yrd.Doç.Dr.Neşe GÜNEŞ 'e, araştırmanın istatistiksel hesaplamasının yapılmasında çok büyük yardımları olan GATA Çevre Sağlığı Bilim Dalı Başkanı Doç.Dr. Ömer Faruk TEKBAŞ ve GATA Biyoistatislik bilim dalı Başkanı Uzm. Öğ. Bnbş. Selçuk AKYOL’a, ölçme aracının seçilme sürecinde fikirlerinden yararlandığım, Gazi üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi öğretim üyesi elemanı sayın Yrd.Doç.Dr. Özlem ERSOY’a, uygulama okulum TSK Sağlık Vakfı Özel Eğitim ve İlköğretim Okulu Rehabilitasyon Merkezi Yöneticileri, öğretmenleri ve bütün öğrencilerime teşekkürlerimi sunarım.

Ayrıca araştırmamın her aşamasında beni destekleyen sevgili eşim Yrd.Doç.Dr. Mustafa Uğur YÜKSEL’ e ve canım aileme tüm sevgimle teşekkür ederim.

(5)

ii

EĞİTİLEBİLİR ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARDA FROSTİG GÖRSEL ALGI EĞİTİM

PROGRAMININ ETKİSİ

Yüksel, Özlem

Yüksek Lisans, Eğitim Bilimleri Enstitüsü Uygulamalı Sanatlar Eğitimi Mesleki Resim-İş Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Yrd.Doç.Dr.Neşe GÜNEŞ

Mayıs,2009

Araştırma Frostig Görsel Algı eğitim programının, Eğitilebilir Zihinsel Engelli Çocukların görsel algı gelişimlerine olan etkisini incelemek amacıyla yapılmıştır.

Araştırmada GATA TSK Sağlık Vakfı Özel Eğitim ve İlköğretim Okulu Rehabilitasyon Merkezi’nde eğitim gören ve zeka bölümleri 50 ile 75 arasında olan, eğitilebilir düzeyde zihinsel engelli ve başka bir engeli bulunmayan 20 öğrenci ile çalışılmıştır. Öğrenciler random yolu ile 10 öğrenci deney, 10 öğrenci kontrol grubu olarak ikiye ayrılmıştır. Araştırmaya katılan tüm öğrencilere Frostig Görsel Algı testi ön test olarak uygulanmış deney ve kontrol gruplarının görsel algı becerileri yönünden eşit olduğu belirlenmiştir.

Araştırmacı tarafından deney grubuna resim dersinde sekiz hafta, haftada iki gün birer saat olmak üzere Frostig Görsel Algı Eğitim Programı uygulanmış kontrol grubundaki öğrenciler ise resim eğitimlerine devam etmişlerdir.

(6)

iii

edilmiştir.

Deney ve kontrol gruplarının görsel algılama becerileri boyutunda son test sonuçlarına göre: deney grubunun, göz-motor koordinasyonu, şekil zemin algılama, şekil sabitliğini algılama, mekan ile konumu algılama ve mekan ilişkilerini algılama boyutlarında 0.05 düzeyinde anlamlı bir gelişme gösterdiği görülmüştür. Deney grubunun ön test ve son testlerinin karşılaştırılmasında elde edilen sonuçlara göre; görsel algılamanın tüm boyutlarında 0.05 düzeyinde anlamlı bir gelişme görülmüştür.kontrol grubunda anlamlı bir gelişme olmadığı sonucu bulunmuştur.

Bu araştırmada sonuç olarak, “Frostig Görsel Algı Eğitim Programı”nın Eğitilebilir Zihinsel Engelli Çocukların görsel algı gelişimlerinde olumlu yönde etkili olduğu belirlenmiştir.

(7)

iv

THE EFFECT OF FROSTIG VISUAL PERCEPTION PROGRAMME ON EDUCABLE MENTALLY RETARDED CHILDREN

The purpose of this research is to find out the effects of Frostig Visual Perception Training Programme on visual perception development in the Painting education of the Educable Mentally Retarded Children.

Research group is consisted of 20 children who are Educable Mentally Retarded Children with an IQ level ranged between 50-75 IQ sutudying at GATA TSK Sağlık Vakfı Özel Eğitim ve İlköğretim Okulu Rehabilitasyon Merkezi. Randomly 10 sutudents are selected for the experimen tal group and other 10 sutudents are selected for the control group. All participants has been given Frostig Visual Perception Test. According to the evaluation of the pre-test the visual perception skills of experimental and control groups are seen equal.

Application of Frostig Visual Perception Training Programme on experimental group has taken 2 months, for an hour 2 times a week. The control group has taken for their regular Art Education.

Frostig Visual Perception Test is given again to the experimental and control groups as a final test. For the statistical solutions of the data obtained from the tests : Mann-Whitney U-Test for the comparison of the groups and individuals within the groups , Wilcoxon test for comparing the results of the pre-test and final test, are applied and the evaluation results are stated on given tables.

According to the results of the final test; applied on both experimental and control groups in the dimensions of visual -perception skills, eye-motor coordination, figure-ground perception, perception of figure constancy, perception

(8)

v

dimensions of visual perception whereas development only in eye-motor coordination dimension is seen in the control group as they have continued to teke their regular Art education. It is expected that experimental group will have meaningfully higher statistical scores on last tests. After this research this goal has been attained and the group had had higher scores on most of the areas that has been con-sidered as important. The differences are meaningful.

Frostig visual perception training programme that has been used by the researcher has been positively effected general visual perception development and related sub-systems.

According to the results of this research, "Frostig Visual Perception Training Programme" has positive effects on visual perception development of the Educable Mentally Retarded Children.

(9)

vi ABSTRACT ………...iv İÇİNDEKİLER……….…….vi TABLOLAR LİSTESİ………..xi ŞEKİLLER LİSTESİ………..xiii BÖLÜM 1 GİRİŞ 1.1 Problem ………..1 1.2 Problem Cümlesi ………... 3 1.3 Alt problemler ………3 1.4 Amaç………...4 1.5 Önem………...4 1.6 Sınırlılıklar………..5 1.7 Sayıltılar ……….6 1.8 Tanımlar ……….6 1.9 İlgili Araştırmalar………..………..8 BÖLÜM 2 2.1 Zeka Kavramları ……….. 12 2.1.1 Zeka Tanımı……… 12 2.1.2 Zekanın Ölçülmesi ………... 14

2.2. Zihinsel Engelliliğin Tanımı Ve Niteliği ………..22

2.2.1 Zihinsel Engelli Çocukların Tanısı. ………...24

2.2.2 Zihinsel Engelliliğin Nedenleri………...25

2.2.3 Zihinsel Engelliliğin Sınıflandırılması ..………27

2.2.3.1 Psikolojik Sınıflandırma ……….…..28

2.2.3.2 Eğitsel Sınıflandırma………29

(10)

vii

2.2.4.2 Eğitilebilir Zihinsel Engelli

Çocukların Eğitimleri ………..…..………...35

2.2.4.2.1 Eğitilebilir Zihinsel Engelli Çocukların Özellikleri………..37

2.2.4.2.2 Eğitilebilir Zihinsel Engelli Çocukların Eğitim-Öğretiminde Göz Önünde Tutulacak Noktalar..……….……..40

2.2.4.3 Zihinsel Engellilerde Sanat Eğitimi ……….…..41

2.2.4.3.1 Zihinsel Engelli Çocuklara Sanat Eğitiminin Önemi ..…………...…….…... 43

2.2.4.3.2 Zihinsel Engelli Çocuklara Sanat Eğitimi–Öğretiminde Uyulacak İlkeler………..….44

2.2.4.4 Eğitilebilir Zihinsel Engelli Çocukların Resim-İş Etkinlikleri………...………48

2.2.4.4.1 Eğitilebilir Zihinsel Engelli Çocukların Resim-İş Etkinliklerinde Eğitimcinin Dikkat Etmesi Gereken Noktalar ………..……….50

2.2.4.4.2 Eğitilebilir Zihinsel Engelli Çocukların Resim eğitimi Özellikleri……….……..51

2.3. Algı 2.3.1. Tanım………....53

2.3.2 Algı Gelişim Alanları……….54

2.3.2.1 Motor Gelişim……….54 2.3.2.2 Bilişsel Gelişim………...55 2.3.2.3 Duyuların Gelişimi………..56 2.3.3 Algı Gelişimi………..57 2.3.3.1 Seçicilik………....58 2.3.3.1.1 Dikkat……….58

(11)

viii

2.3.3.2 Algılamada Ayırt Etme Becerisinin Gelişimi……….59

2.3.3.3 Nesne Değişmezliği ve Kalıcılığın Öğrenilmesi…….………..60

2.3.3.4 Ben Merkezcilikte Azalma……….60

2.3.4 Görsel Algı……….60

2.3.4.1 Görsel-Algı Gelişimi……….….61

2.3.4.2 Görsel Algılamanın Alanları ……….63

2.3.4.2.1 Göz-Motor Koordinasyonu………....63

2.3.4.2.2 Şekil-Zemin Algısı.. ………..64

2.3.4.2.3 Şekil Sabitliği………..66

2.3.4.2.4 Mekan Konum Algısı……….66

2.3.4.2.5 Mekan İlişkilerinin Algılanması……….67

2.3.4.3 Frostig Görsel Algı Eğitim Programı …..………67

2.3.4.3.1 Frostig Görsel Algı Eğitim Programı Uygulamaları ………...69

2.3.4.3.2 Frostig Görsel Algı Eğitim Programının İlkeleri ..72

2.3.4.4 Frostig Görsel Algılama Testi ……….…….…. .74

2.3.4.4.1 Göz Motor Koordinasyonu………...75

2.3.4.4.2 Şekil-Zemin Algısı ……….76

2.3.4.4.3 Şekil Sabitliği………...76

2.3.4.4.4 Mekanla Konumun Algılanması………..77

2.3.4.4.5 Mekan İlişkilerinin Algılanması ……….78

2.3.4.4.6 Test materyalleri ……….78

2.3.4.4.7 Testin uygulanması ………79

2.3.4.4.8 Testin puanlanması ………79

(12)

ix

3.2 Evren ve Örneklem ………....82

3.3 Araştırmanın Deseni ………..83

3.4 Veri Toplama Aracı ………....83

3.5 Verilerin Toplanması……….………...83 3.6 Verilerin Çözümlenmesi……..………88 BÖLÜM 4 BULGULAR VE YORUMLAR 4.1. Bulgular Ve Yorumlar ……….………. 89 BÖLÜM 5 SONUÇ VE ÖNERİLER 5.1 SONUÇ……….…….103 5.2 ÖNERİLER………..…………..105 KAYNAKÇA………..………106 EKLER EK 1 FROSTİG GÖRSEL ALGI TESTİ……….118

EK 2 FROSTİG GÖRSEL ALGI PROGRAMI 1.2.3 KİTAPÇIKTA YER ALAN ALIŞTIRMA VE ALIŞTIRMA YÖNERGELERİNİN ÖRNEKLERİ…..137

(13)

x

Tablo 2 : Zihinsel Engelliliğin Risk Nedenleri

(Luckasson ve diğerleri,2002,s.127)………..33 Tablo 3 : Tablo 3 : Öntest-Sontest Kontrol Gruplu Deseni ………...92 Tablo 4 : Çalışma ve kontrol gruplarındaki eğitilebilir engelli çocukların

(n=20) cinsiyete göre dağılımı ………..………..…..93 Tablo 5 : Çalışmaya dahil edilen öğrencilerin (n=20) Eğitim Öncesi

Öntest Frostig Görsel Algı Test sonuçları……….………...………...95 Tablo 6 : Eğitim Öncesi Öntest Frostig Görsel Algı Test sonuçlarının,

Deney (n=10) ve Kontrol (n=10) Gruplarına göre dağılımı……… 101 Tablo 7 : Deney Grubu Frostig Görsel Algı Testi “Göz-Motor koordinasyonu”

Alt Ölçeği, Öntest ve Sontest Sonuçları ………..103 Tablo 8 : Deney Grubu Frostig Görsel Algı Testi “Şekil-Zemin Algısı”

Alt Ölçeği, Öntest Ve Sontest Sonuçları………..………104 Tablo 9 : Deney Grubu Frostig Görsel Algı Testi “Şekil Sabitliği”

Alt Ölçeği, Öntest ve Sontest Sonuçları ………..……….105 Tablo 10: Deney Grubu Frostig Görsel Algı Testi “Mekanla Konumun Algılanması”

Alt Ölçeği, Öntest ve Sontest Sonuçları………..………..106 Tablo 11: Deney Grubu Frostig Görsel Algı Testi “Mekan İlişkilerinin

Algılanması” Alt Ölçeği, Öntest ve Sontest Sonuçları ………..107 Tablo 12 : Kontrol Grubu Frostig Görsel Algı Testi “Göz-Motor Koordinasyonu”

Alt Ölçeği, Öntest ve Sontest Sonuçları………...…….108 Tablo 13 : Kontrol grubu Frostig Görsel Algı Testi “Şekil-Zemin algısı” alt ölçeği,

Öntest ve Sontest sonuçları………..…..109 Tablo 14: Kontrol Grubu Frostig Görsel Algı Testi “Şekil Sabitliği” Alt Ölçeği,

Öntest ve Sontest Sonuçları ………..110 Tablo 15 : Kontrol Grubu Frostig Görsel Algı Testi “Mekanla

Konumun Algılanması” Alt Ölçeği, Öntest ve Sontest Sonuçları….…110

(14)
(15)

xii

(16)

BÖLÜM 1

GİRİŞ

1.1 Problem

Beynin öğrenebilme, öğrendiklerinden yararlanabilme ve yeni çözüm yolları bulabilmesi zihinsel işlevlerin sağlıklı çalışması ile olasılıdır. Kavramlar ve algılar yardımıyla soyut ya da somut nesneler arasındaki ilişkiyi kavrayabilme, soyut düşünme, muhakeme etme ve bu zihinsel işlevleri uyumlu şekilde bir amaca yönelik olarak kullanabilme yetenekleri zeka olarak adlandırılmaktadır (http://www.bilgicik.com/). Zihinsel özür, bireyin yaşadığı toplum içerisinde sorunlarla başa çıkma yeteneğini etkileyen, zihinsel bir kısıtlama ya da sınırlanmadır. Bir çocuk ya da yetişkine zihinsel özürlü tanısı konulabilmesi için ortalamanın altındaki zeka işlevi ile birlikte iletişimde, öz bakımda, evdeki yaşamda, toplumsal becerilerde, toplumsal yararlılıkta, kendini yönlendirmede, sağlığını korumada, akademik becerilerde ve çalışma alanlarında iki veya daha fazla bozukluğun bir arada olması ve bu durumun 18 yaşından önce başlaması öngörülür (Eripek,1996,s.7).

Zihinsel engellilik, zihinsel işlevlerin normalin altında olması, öz bakım, ev yaşamı, sosyal beceriler, akademik fonksiyonlar, kendini yönlendirme, sağlık ve

(17)

güvenlik, boş zamanlar, öğrenme ve sosyal uyum sağlama davranışların iki yada daha fazlasında sınırlılığa sahip olma durumunun görülmesi olarak tanımlanmaktadır.

Zihinsel engelli çocuklar engelden etkilenmelerine göre sınıflandırılmışlardır. Bu sınıflandırmalar, psikolojik, zeka bölümlerine ve eğitsel yaklaşımlara göre yapılmaktadır ve her biri kendi içinde tekrar alt basamaklara ayrılmıştır.

Eğitsel yaklaşımda sınıflandırma; eğitilebilir, öğretilebilir, ağır ve çok ağır derecede zihinsel engelli olarak yapılmaktadır. Eğitilebilir zihinsel engelli bireylerin zeka bölümü ZB:50- ile 75 arasındadır. Kendi yaşıtlarından 3-5 zeka yaşı geridir. Eğitilebilir zihinsel engelli bireyler gelişimleri normallerden önemli bir farklılık göstermediği için genellikle okula başlayıncaya kadar farkına varılmazlar. Okul yaşantıları başladığında özellikle akademik çalışmalarda karsılaştıkları güçlükler sonucunda gerilikleri ortaya çıkmaktadır. “Eğitilebilir” terimi bu gruba giren bireylerin okuma, yazma, matematik gibi temel akademik becerileri öğrenebileceklerini açıklamaktadır.

Algı, anlama ve kavramanın gelişiminde önemli bir temel oluşturur, çocuğun dikkatini yönlendirir, bir noktaya toplar ve süresini uzatır. Algı ile ilgili etkinlikler, çocukların bütün duyularını daha etkin kullanmalarına ve verilen bir etkinliği baştan sona belli bir düzen içinde yapabilmelerine yardımcı olur ( Akdemir,2006 ,s.10).

Birey dış dünyadaki doğa ve olayları algılar, inceler, değerlendirir, deneyimler edinir. Algılanan bilgiler bireylerin zihinsel fonksiyonunu değiştirir, geliştirir. Yeni durumlarda birey, eski deneyimlerinden yararlanarak daha etkili kararlar verir. Çevreyi daha etkili bir biçimde araştırır ve çevresine uyum sağlar.

Zihinsel gelişimin anlaşılmasında görsel algılamanın önemi büyüktür. Dünyayı algılama tüm duyuların etkileşimi ile gerçekleşir. Ancak görsel algılama diğer algılar içinde en etkili ve en güçlü olanıdır. Görsel algılamalarda birey, görme duyusu ile aldığı bilgiyi anlamak için görsel uyarıcıları anlamlı bir şekilde

(18)

örgütlemekle, sınıflandırmakta ve genellemekledir. Görsel algılama sadece iyi görme yeteneği değildir. Görsel uyarının yorumu beyinde gerçekleşmektedir. Örneğin bir elmayı görmek duyusal bir eylemdir, ancak onun elma olduğunun kavranması ve tanınması bir düşünme işlemidir ve bir dizi zihinsel işlemlerin sonucudur.

Algılamada önemli bir yer tutan görsel algılama; bireyin gördüğünü kavraması, bilgiyi işlemesi ve yorumlaması biçiminde tanımlanmaktadır.Görsel algılama problemleri hatırlama, ayırma, belirleme, gördüklerini yorumlama eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Görsel algılama problemleri ile karşı karşıya bulunan engelli çocuklar özellikle iki yada üç boyutlu resimleri doğru olarak algılayabilirler. Fakat küçük kasların koordinasyonu gerektiğinde düşüncelerini çizgiye dönüştürmekte ve tahtadaki yazıyı defterine geçirmekte zorlanabilirler. Algılama ve sembollerin öğrenilmesindeki yetersizliklere ya da görsel uyarıcılarla ilgili olan problemlere sahip olan, öğrenme güçlüğü ve davranış bozukluğu gösteren çocuklarda, görsel algılama problemlerinin yoğun olduğu ileri sürülmektedir (Aral 1999 ,s.18).

Zihinsel engelli bireylerin her şeyi öğrenmesi her zaman olası değildir. Dikkat yetenekleri kısa sürelidir ve aynı zamanda dağınıktır. Zihinsel engelli çocuğun belleği zayıftır. Kısa süreli bellekteki bilgileri uzun süreli belleğe aktarmada çeşitli güçlükleri vardır. Zihinsel engelli çocukların büyük kısmını (yaklaşık %85’ini) eğitilebilir (hafif) zihinsel engelliler oluşturmaktadır. Bu araştırmada eğitilebilir zihinsel engelli çocukların resim dersinde Frostig Görsel Algı Eğitim Programının görsel algılama gelişimine etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır.

1.2 Problem Cümlesi

Frostig Görsel Algı Eğitim Programı, Eğitilebilir Zihinsel Engelli Çocukların görsel algı gelişiminde ne derecede etkilidir?

(19)

1.3 Alt problemler

1- Frostig Görsel Algı Eğitim Programı Eğitilebilir Zihinsel Engelli Çocukların Göz Motor koordinasyon gelişiminde ne derecede etkilidir?

2- Frostig Görsel Algı Eğitim Programı Eğitilebilir Zihinsel Engelli Çocukların Şekil-Zemin Algısı gelişiminde ne derecede etkilidir?

3- Frostig Görsel Algı Eğitim Programı Eğitilebilir Zihinsel Engelli Çocukların Şekil Sabitliği gelişiminde ne derecede etkilidir?

4- Frostig Görsel Algı Eğitim Programı Eğitilebilir Zihinsel Engelli Çocukların Mekanla Konumun Algılanmasında ne derecede etkilidir?

5- Frostig Görsel Algı Eğitim Programı Eğitilebilir Zihinsel Engelli Çocukların Mekan İlişkilerinin Algılanmasında gelişiminde ne derecede etkilidir?

1.4 Amaç

Frostig Görsel Algı Eğitim Programı’nın Eğitilebilir Zihinsel Engelli Çocukların resim dersinde görsel algı gelişimlerine olan etkisinin araştırılması amaçlanmıştır.

1.5 Önem

Sanat; insan varlığının anlatım biçimi, duygunun bilimidir. Sanat eğitimi, genel eğitimin önemli bir parçasıdır. Ancak, sanatın bir özgünlük ve bireysel yaratıcılık olgusu olduğu dikkate alındığında, sanat eğitiminin kendine özgü çok özel yasalarının ve ilkelerinin varlığı da kabul edilmelidir. Bu nedenle sanat eğitiminin eğitim dizgesi içerisindeki yerinin çok iyi bilinmesi gerekmektedir (Gençaydın, 1990,s.13).

Sanat eğitiminin amacı sanatsal olana ulaşmak değildir. Sanatsal olana ulaşmak sanatın amacıdır. Sanat eğitiminin amacı bireye ulaşmaktır. Bu nedenle sanat eğitimi, bireyin gereksinimine cevap verecek nitelikte oluşturulmalı ve uygulanmalıdır.

(20)

Bireyin gereksinimine cevap verecek bir sanat eğitimi programının oluşturulması bireyi iyi tanımakla ve isteklerini bilmekle ilintilidir. Bireyi tanımak ve isteklerini bilmek onu ve çevresini tanımak ve bilgi edinmekle olasılıdır. Bu doğrultuda bireyin eksiklikleri ve beklentilerinin belirlenmesi ve bunları giderecek bir sanat eğitim programı ile kaynaştırılması bireyin mutluluğunu sağlayabilecektir. Mutluluğu sağlanan birey ise toplumda sağlıklı (bedensel, ruhsal vb. açıdan) bir birey olabilecek, toplumunda sağlıklı olmasına neden olabilecektir

(http://www.sanatsalim.com/etiketler/ozel-egitim-okullarinda-sanat-egitiminin-onemi-sanat-etkinlikleri).

Görsel algılama hemen hemen her davranışımızı etkilemektedir. Görsel algılamadaki yeteneklerle bireylerr okumayı, yazmayı, matematiksel işlemler yapmayı ve okuldaki başarıları için gerekli olan diğer becerileri edinmektedirler.

Zihinsel engelli bireyler için güzel sanatlar eğitimi, özel gereksinimli bireyin sahip olduğu özel durumu daha iyi bir konuma getirebilmek için oluşturulmuş güzel sanatlar (resim-iş / plastik sanatlar) içerikli etkinlikler ve çalışmalar sürecine verilen genel isimdir.Sanat çalışmaları, son yıllarda gerek normal gerekse özürlü çocukların eğitiminde gittikçe daha çok önem kazanmaktadır. Zihinsel engelli bireyin bireysel kimlik kazanması, başarı ve başarı duygusunu tatması, güven ve cesaretinin artırılması, sosyal yaşama uyumunun sağlanması, el-göz ve el-göz-beyin koordinasyonun sağlanması, duygusal yapısının geliştirilmesi düzenlenmesi, ifade gücünün geliştirilmesi, algılama yapısının artırılması, büyük kas, küçük kas becerilerinin artırılması, kıyaslamalar ve benzetmeler yapabilmesinin sağlanması, yaratıcılık oluşumunun geliştirilmesi, estetik beğeni ve haz duygusunun geliştirilmesi ve diğer akademik alanlardaki (Türkçe, matematik, yazı, kavram bilgisi, günlük yaşam becerileri vb.) bilgi ve becerilerin öğretiminin veya genellemesinin yapılabilmesi için sanat eğitimi gereklidir (Turan,2004 ,s.65).

Sanat eğitimi; bilişsel gelişimde, kavram öğrenme, zıt kavramlar, matematikle ile ilgili beceriler, problem çözmeye yönelik becerilerin gelişiminin desteklenmesi, estetik ve artistik becerilerin gelişimine yardımcı olur.Dil gelişiminde;

(21)

akıcı ve ifade edici dil gelişiminin desteklenmesine sanatla ilgili kavramların adlandırılabilmesine yardımcı olur. Sosyal gelişim alanında; paylaşma, işbirliği kurma, birlikte plan kurma, sözel iletişim kurma, gruba uyum sağlama gibi becerilerin geliştirilmesine ve desteklenmesine yardımcı olur. Duygusal gelişim alanında ise; kendi duygularını fark edip ifade edebilmesine, öz saygısının gelişimine, yeterli olma ve güven duygusunun gelişimine yardımcı olur ( Çağlar, 1979,s. 431).

Bu çalışma ile özel eğitimin zihin engelliler grupları ile çalışan eğitimcilere, resim öğretmenlerine, ilgili uzmanlara ve zihinsel engelli çocuğa sahip olan ailelere yardımcı olunacağı düşünülmektedir. Görsel algı becerilerini değerlendirmede kullanılan ölçme aracının ilgilenenler tarafından kullanılmasının özendireceği, ayrıca bu araştırmanın görsel algı gelişimine dikkat çekmesi, ilgililerin bu alanda çalışmalar yapmaya yönlendirmesi umulmaktadır.

1.6 Sınırlılıklar

1. Araştırma eğitilebilir düzeyde zihinsel engelliliğe sahip zeka bölümleri 50-75 olan öğrencilerle sınırlandırılmıştır.

2. Araştırma, Dr. Marianne Frostig tarafından belirlenen 5 görsel algı (Göz-Motor Koordinasyonu, Şekil-Zemin Algısı, Şekil Sabitliği, Mekanla Konumun Algılanması, Mekan İlişkilerinin Algılanması) gelişimi ile sınırlandırılmıştır.

1.7 Sayıltılar

1. Araştırma kullanılan ölçekler eğitilebilir zihinsel engelli çocukların özelliklerine uygundur.

(22)

1.8 Tanımlar

Hafif (Eğitilebilir) Mental Retardasyon: Zeka bölümü çeşitli zeka ölçekleriyle 50-75 arasında belirlenen zihinsel geriliktir. “Eğitilebilir” terimi bu gruba giren çocukların okuma, yazma, matematik gibi temel akademik becerileri öğrenebileceklerini açıklamaktadır (http://www.okulpdr.net/zihinsel.htm).

Algı: Çevredeki uyaran görüntülerinin organizasyonu ve yorumlanması sürecidir. Algı duyusal verilerin bütünsel bir örüntü halinde bir araya getirilmesi ile belirir (Atkınson, L.R. Çev. Atakay 1995,s.192).

Görsel Algı: Görsel uyaranları tanıma, ayırt etme ve daha önceki deneyimlerle ilişkili olarak yorumlama yeteneğidir (Sağol, 1998 ,s.4).

Görsel Ayırt Etme: Benzerlik ve farklılıkları ayırt etme becerisidir (nesnelerin renk, şekil, hacim, boyut vb. özellikleri) (Sağol, 1998 ,s.4).

El-Göz Koordinasyonu: Gözün vücudun hareketleri veya vücudun bölümleri ile koordineli çalışması yeteneğidir (Etker, 1977,s. 5 ).

Şekil-Zemin Algısı: Geometrik görüntüler her zaman bir zemin üzerindeki şekiller olarak algılanır,bu nedenle de tıpkı nesneler gibi çizgiler ve sınırlar varmış gibi görünürler. İnsanların nesne algılamalarında ki başlıca örgütleyici eğilim şekil ve zeminin birbirinden ayrılmasıdır (Morgan ,1993 ,s.266) .

Algı Sabitliği: Fiziksel uyarımdaki farklılıklara rağmen, nesnelerin görüntüleri algı düzeyinde değişmez kalır. Bu tür istikrarlılığa Algısal Değişmezlik, Algılama Sabitliği denir (Etker, 1977,s. 5).

Mekan Konum Algısı: İki veya daha çok objenin kendisiyle ve birbirleriyle olan ilişkilerinin algılanması yeteneğidir (Etker, 1977,s. 5 ).

(23)

Mekansal İlişkilerin Tanınması: Algılayan birey tarafından bir nesnenin mekan ile konum ilişkisinin algılanması (Etker, 1977,s. 5 ).

1.9 İlgili Araştırmalar

Talkington (1968); İleri derecede zihin engelli olan çocuklara "Frostig Görsel Algı Eğitim Programı"nı uygulamıştır. Deney grubuna üç ay süre ile haftada beş kere "Frostig Görsel Algı Eğitim Programı" verilmiştir. Öntest-Sontest puanları değerlendirildiğinde deney grubunda önemli derecede ilerlemeler olduğu görülmüştür. Görsel algı eğitiminin zeka özürlü olan çocuklar için yararlı olduğunu ileri sürmüştür.

Etker (1977); Beş-altı yaş grubu çocuklardaki göz- motor yeteneğinin gelişimine Frostig Görsel Algı Eğitim Programını etkisini incelemiştir. Anaokuluna giden çocuklarda deney ve kontrol grubu oluşturulmuş çocuklara Öntest verilmiş ve deney grubuna Frostig Görsel Algı Eğitim Programı uygulanmıştır. Eğitim sonucunda her iki gruba tekrar Sontest verilmiştir. Sonuçta "Frostig Görsel Algı Eğitim Programı"nı alan deney grubunda ilerleme görülmüştür. Kontrol ve deney grubu karşılaştırıldığında aralarında önemli farklar çıkmıştır.

Çağatay (1986); Cerebral palsi’li 20 çocukla araştırma yapmıştır. Deney ve kontrol grubunu oluşturan 20 çocuğa Frostig Görsel Algı Testi ön test olarak uyguladıktan sonra, deney grubuna Frostig Görsel Algı Eğitim Programımı uygulamıştır. Cerebral palsi’li çocukların ön test ve son test sonuçları arasında önemli derecede fark bulunurken, kontrol grubunda önemli bir fark bulunmamıştır. Frostig Görsel Algılama Eğitim Programı, görsel algılama gelişimini hızlandırıcı etken olarak görülmüştür.

Mangır ve Çağatay (1987); Anaokuluna giden ve gitmeyen dört-altı yaşındaki çocuklarda görsel algılama gelişimini incelemişlerdir. Anaokuluna giden çocuklarda göz-motor koordinasyonu, şekil-zemin algılama, şekil sabitliğini

(24)

algılama ve mekan ilişkilerini algılama boyutlarında anlamlı farklılık görülürken, mekan ile konumu algılamasında farklılık görülmemiştir.

Mangır ve Çağatay (1990); Anaokuluna ve Anasınıfına Devam Eden 5-6 Yaş Grubu Çocukların Görsel Algılama ve Zeka İlişkisinin incelemişlerdir. Çocukların zeka bölümleri Stanford Binet Zeka Testi ile , görsel algılamaları ise Frostig Görsel Algılama Testi ile saptanmıştır. Yapılan araştırmada görsel algılama ile zeka arasında önemli bir ilişki bulunmuştur. Anaokulu ve anasınıfına devam eden çocukların puanları arasındaki farkın önemsiz olduğu görülmüştür.

Akçin (1993); Araştırmasında okuma becerilerinin kazandırılmasında algısal gelişimin rolünü incelemiştir. Bunu incelemek üzere okumayı sökmüş ve sökmemiş grupların zeka düzeylerini incelemek için WISR-R Zeka Testi, görsel algı gelişimlerini incelemek için Frostig Görsel Algı Testi, Bender Gestalt Görsel Motor Testi, Gessel Figürleri kullanılmıştır. Araştırmasında, ilkokul birinci sınıfa devam eden öğrencilerden, okumayı başarmış ve başaramamış 60 çocuğu örneklem olarak almıştır. Okumayı öğrenememiş olanlar deney, öğrenmiş olanlar kontrol grubunu oluşturmuştur. Okumayı öğrenmekte zorlanan çocukların görsel algı gelişimlerinin diğer çocuklardan daha geride olduğu, okuma becerilerinin kazanılmasında görsel algılama gelişiminin etkili olduğu bulunmuştur.

Sökmen (1994); 5 yaş algı gelişimi (frostig görsel algı testi güvenirlik çalışması) incelemiştir. Beş yaş çocuklarında Frostig Görsel Algılama Testi’nin geçerlilik çalışmasını yapmıştır. Sonuçta elde edilen bulgulara göre, çocukların ön test ve son testte aldıkları puanlara göre anlamlı sonuçlar bulunmuş ve testin güvenilir olduğu sonucuna varılmıştır.

Doğan,(1989); Spastik Tip Serebral Palsili Çocukların Görsel Algı Gelişimleri ve Frostig Görsel Algı Eğitim Programının etkisini incelemiştir. Deney ve kontrol grubu oluşturulmuş çocuklara Ön test yapılmış ve deney grubuna Frostig Görsel Algı Eğitim Programı uygulanmıştır. Eğitim sonucunda her iki gruba tekrar

(25)

Son test verilmiştir. Sonuçta "Frostig Görsel Algı Eğitim Programı"nı alan deney grubunda ilerleme görülmüştür. Kontrol ve deney grubu karşılaştırıldığında aralarında önemli farklar çıkmıştır.

Sağol,(1998); Down Sendromlu çocukların görsel algı gelişimine Frostig görsel algı eğitim programının etkisini incelemiştir. Down Sendromlu on sekiz çocuk üzerinde yaptığı araştırmada Frostig Görsel Algı Eğitim Programının etkisini incelemiştir. Deney ve kontrol grubu oluşturulmuş çocuklara Ön test yapılmış ve deney grubuna Frostig Görsel Algı Eğitim Programı uygulanmıştır. Eğitim sonucunda her iki gruba tekrar Son test verilmiştir. Sonuçta Frostig Görsel Algı Eğitim Programının Down Sendromlu çocukların genel görsel algısını geliştirici bir program olduğunu tespit etmiştir. Kontrol ve deney grubu karşılaştırıldığında aralarında önemli farklar çıkmıştır.

Aral ve Erturan (1999); Dört-sekiz yaş arasındaki Cerebral Palsi’li çocuklarda görsel algıyı incelemek amacı ile yaptıkları araştırma sonucunda Frostig Görsel Algılama Testi ve Eğitim Programının genel eğitimi destekleyici bir program olarak kullanılmasının yararlı olacağı belirtilmiştir.

Arıkök (2001); Beş-altı yaş çocuklarında görsel algı eğitiminin okuma olgunluğuna olan etkisini incelemiştir. Deney ve kontrol grubu oluşturulmuş tüm çocuklara Öntest yapılmış ve deney grubuna Frostig Görsel Algı Eğitim Programı uygulanmıştır. Eğitim sonucunda her iki gruba tekrar Sontest verilmiştir. Sonuçta "Frostig Görsel Algı Eğitim Programı"nı alan deney grubunda ilerleme görülmüştür. Kontrol ve deney grubu karşılaştırıldığında aralarında önemli farklar çıkmıştır.

Tuğrul ve diğerleri (2001), altı yaşındaki çocukların görsel algılama düzeylerine Frostig Gelişimsel Görsel Algı Eğitim Programının etkisini incelemişlerdir. Çalışmada Ankara’da bir anaokuluna devam eden orta sosyo- ekonomik düzeylerdeki ailelerin, altı yaşındaki çocuklarıyla sürdürülmüştür. Çalışmada Frostig Gelişimsel Görsel Algı Testi ve Frostig Gelişimsel Görsel Algı Eğitim Programı kullanılmıştır. Araştırmanın ön test aşamasında 127 çocukla

(26)

çalışılmıştır. Ancak son test aşamasında çocuk sayısı 110’a inmiştir. Araştırma sonucunda şekil zemin ayırımı dışında, diğer tüm alt alanlarda ön test ve son test puanları farklılık önemli bulunmuştur. Frostig Görsel Algı Eğitim Programı son test puanlarında bir artışa neden olmuştur. Ön test ve son test puanları cinsiyete göre karşılaştırıldığında göz motor koordinasyonu dışında diğer alt alanlarda önemli düzeyde bir farklılık görülmemiştir.

Özhamam (2007); Az gören öğrencilerin eğitiminde bilgisayar destekli eğitim programının görsel algı becerilerinin gelişmesine etkisini incelemiştir. Deney ve kontrol grubu oluşturulmuş çocuklara Öntest Frostig Görsel Algı testi yapılmış ve deney grubuna hazırladığı eğitim programı uygulamıştır. Eğitim sonucunda her iki gruba tekrar Sontest verilmiştir. Sonuçta eğitim alan deney grubunda ilerleme görülmüştür. Kontrol ve deney grubu karşılaştırıldığında aralarında önemli farklar çıkmıştır.

(27)

BÖLÜM 2

2.1 ZEKA

Öğretimin planlanmasında, uygulanmasında, öğrencilerin bedensel, zihinsel ve psikolojik gelişimleri göz önünde bulundurulur. Günümüzde normal zekalı çocuklar ve özel eğitim gerektiren çocuklar için farklı eğitim programları geliştirilmiştir. Zeka engelli çocukların zihinsel gelişimlerinin farklı olması, nedeniyle öğretim programları farklı planlanmaktadır.

2.1.1 Tanımı

Zeka; mantıklı plan yapma, problem çözme, somut düşünme, anlama, hızlı öğrenme deneyimlerden yararlanma yeteneklerini içermektedir (Ataman, 2003 ,s.19 ). Çeşitli bilim adamlarının yaptığı çalışmalar sonucu birçok zeka tanımı yapılmış, ayrıca zeka ile ilgili kavram ve testlerde ortaya konmuştur.

En geniş anlamıyla zeka, bir genel zihin gücü olarak tanımlanır. Bu genel zihin gücü insanın herhangi bir başarı alanında aynı derecede kendini gösterir. Zekanın çevre şartlarından az çok bağımsız olduğu da ileri sürülmektedir. Bununla beraber son yıllarda yapılan araştırmalar, çevresel koşulların zekayı belli ölçüde etkilediğini ortaya çıkarmıştır ( Baymur,1998 ,s.227-228).

(28)

Yörükoğlu'na göre zeka, "zihnin (beynin) öğrenme, öğrenilenlerden yararlanabilme, yeni durumlara uyabilme ve yeni çözüm yolları bulabilme yeteneğidir". Cebiroğlu'na göre zeka, "insanların çevreleri içinde yaptıkları işlemlere (davranışlara) bakarak ortaya koydukları bir niteliktir. Bu deyim, insan beyninin dışarıda belirgin bir yeteneğini belirtmek için kullanılmıştır. Bir varsayımdır. Bu yetenek sayesinde çevresindeki durumu algılar (görür, işitir) onu anlar, yargılar ve uygun bir hareket yapar" (Oymak,1998 ,s.7). Sonuç olarak çevreye uymak, bir sorunu çözümleme becerikliliğidir.

Thurstone (1887-1955) zekanın, sayısallık, sözellik, kelime akıcılığı, akıl yürütme, bellek, algı gibi on iki faktörden oluştuğunu belirlemiştir. Thomdike (1874-1949) zekanın, birbirinden bağımsız çok sayıda faktörden oluştuğunu göstermişti. Zekayı, soyut, sosyal ve mekanik zeka olarak üçe ayırmıştır (Korkmaz, 2000 ,s.219).

Zekanın tanımını yapmak zor ve bir o kadar karmaşık bir iştir. Birçok araştırmacı ve bilim adamı beyin gücünü tanımlamaya çalışmışlar ve bu tanımlamalara göre zekayı ölçmeyi denemişlerdir. Bugün zekanın tanımından çok onu oluşturan öğelerin incelenmesi yapılmaktadır.

Binet’e göre normal zekalı bir çocuğun zeka yaşı takvim yaşına eşittir. Bu görüşten hareketle, zihinsel engelli bir çocukta zeka yaşının takvim yaşından daha küçük olduğu gözlenmiştir. Binet, zekada bireysel farklılıkların belirlenmesini 3 yöntemle açıklamaya çalışmıştır. Bunlar;

1. Anatomik ve fizyolojik belirtilere dayalı tıbbi yöntem, 2. Okul başarısına dayalı pedagojik yöntem,

3. Bireylerin anlama, meydana getirebilme, hüküm verme ve akıl yürütme yeteneklerini ortaya koydukları elverişli ortamlar içinde yapılan doğrudan gözlemlere dayalı psikolojik yöntem. Binet’e göre zeka derecesini değerlendirmede en güvenilir yol, psikolojik yöntemdir (Oymak, 1998 ,s.8).

Zeka yaşı ile takvim yaşı arasındaki orana intelligence quotient (IQ) yani zeka bölümü (ZB) denilmektedir. Normal insanlarda bu oran l 'e eşit olup, ondalık

(29)

rakam kullanılmaması için 100 ile çarpılmaktadır. Dolayısıyla insanlardaki ortalama zeka 100 kabul edilmektedir. Normal zeka ise 90 ile 110 arasında yer almaktadır. Zeka engeli ile ilgili sınıflandırmalar bu ortalamaya göre yapılmaktadır. Yani zeka testlerinin uygulanması sonucunda 90 rakamının altında elde edilen her rakam belli derecedeki zeka yetersizliğini ifade etmektedir (Oymak, 1998 ,s.10 ).

Zeka tanımlarına bakıldığında birbirlerinden farklı görünse de aslında hepsinin çıkış noktası olan beyidir. Beynin görmek, işitmek, hareket, heyecan, el-göz koordinasyonunu ayarlamak, gördüğünü algılamak, algıladığını bellekte tutmak, bellekte tuttuğunu hatırlayıp tekrar yeni durumlara uydurabilmek gibi pek çok işlevi vardır. Beynin yapısı ve işlevleri soyut ve somut düşünceleri, duyguları ortaya çıkarır, yetenekleri belirler. Sonuçta yetenek ve kapasite bakımından insanları birbirinden ayırır.

2.1.2 Zekanın Ölçülmesi

Bireylerin zekalarının ölçülebilmesi konusunda pek çok bilim adamı çalışmış ve çeşitli zeka testleri geliştirmişlerdir.

Zeka değerlendirmeleri, zekayı ölçtüğü varsayılan güvenilir ve geçerli standardize testlerle yapılmaktadır. Testler de zeka ve yapısına ilişkin belli kuramlara dayanmaktadır. Ancak ilk zeka kuramı, testlerin olmadığı bir dönemde öğretmen değerlendirmelerine dayanılarak geliştirilen Spearman'ın (1863-1945) iki Faktör Kuramı'dır. Sperman kendi geliştirdiği faktör analizi tekniğiyle tüm zihinsel etkinliklerin temelinde ortak genel bir 'g' faktörü belirlemiştir (Spearman 1904). Bugün kullanılan genel yetenek, genel zeka budur. G faktörü öğrenme düzeyini belirler, bilginin deneyime dönüştürülme oranını etkiler ( Korkmaz,2000,s. 219).

Son yıllarda duygusal zeka ve ruhsal zeka kavramları geliştirilmiştir. Kendi duygularını bilme, tanıma ve yönetme, kendini güdüleme, başkalarının duygularının

(30)

farkında olma ve kişiler arası ilişkilerde başarılı olma duygusal zekanın özellikleri olarak tanıtılmıştır. Ruhsal zeka ise, bireysel zeka ve duygusal zeka değerlerinin toplamı olarak değerlendirilmiştir.

Goleman'ın duygusal zeka özellikleri, zihinsel engelli çocuklar için de geçerli olabilir. IQ dereceleri çok düşük olan bu çocuklar, duygusal açıdan son derece yoğundurlar (Paksoy,2003,s.10). Zihinsel engelli çocuklar mutluluklarını, üzüntülerini, içten geldiği gibi, samimi bir şekilde dışa yansıtabilir. Arkadaşlarını kırdığını anladığı anda ondan kendi diliyle (veya yöntemiyle) özür dilemektedirler. Çünkü arkadaşının o anda neler hissettiğinin farkına varıp, onu teselli etmeye çalışırlar.

Bugünkü testlere benzer şekilde, zekayı ölçmek için ilk kez geliştirilen testler, Fransa'daki okullarda öğrenme güçlüğü olan çocukların belirlenmesi amacıyla kullanılan Binet-Simon (1905) testleri olmuştur. 1912 yılında Stern, bireyin zeka yaşının kronolojik yaşına bölünmesiyle bulunan zeka bölümünü (IQ) önermiştir. Daha sonra Binet ölçeği 3-16 yaş arası için standardize edilerek Stanford-Binet ölçeği olarak kullanılmaya başlanmıştır ( Korkmaz,2000,s. 220).

Günümüzde en yaygın olarak kullanılan bireysel zeka testleri; Stanford-Binet ve WISC-R'dir (Revised Wechsler Intelligence Scale for Children). Bu testlerin, diğer zeka testlerine göre geçerlik ve güvenirlikleri daha yüksektir. Her iki testte de sözel ve yapım (performans) soru maddeleri yer almaktadır. Ancak WISC-R' da, yapıma ilişkin soru maddeleri daha fazladır. Testlerde sorulara verilen yanıtların doğruluğuna göre zeka yaşı hesaplanmaktadır (Özsoy, 2001 ,s.159).

Zeka testlerinin uygulanması sonucu, bireyin bildiği soruların toplamı, onun zeka yaşını belirler. Zeka yaşı belli olunca bir kimsenin zeka derecesi şu formülle bulunur. Kişinin zeka derecesi için 'zeka bölümü' terimi kullanılır. (Zeka Yaşı / Takvim Yaşı) x 100 = Zeka Bölümü Buna göre, tam 7 yaşındaki bir çocuk, tam 7 yaşındaki çocukların bilmesi gereken soruları bilmiş ve daha yukarı yaştakilerin cevaplayabileceği soruların hiçbirisini bilememişse, o çocuğun zeka derecesi;

(31)

(7 / 7) x 100 = 100 olur (Yani normal zekalı)( Binbaşıoğlu,1995 ,s.100 ).

Kabaca böyle hesaplanan zeka katsayılarının sınıflandırılmasını Dünya Sağlık Örgütü şu şekilde yapmaktadır.

0-20 Derin zeka geriliği 20-34 Ağır zeka geriliği

35-49 Orta dereceli zeka geriliği 50-70 Hafif dereceli zeka geriliği 71-80 Sınırda zeka geriliği

81-90 Donuk normal zeka

91 -109 Normal veya ortalama zeka

110-119 Parlak zeka

120-129 Üstün zeka

130 ve yukarısı Çok üstün zeka

Bir toplumda, zekanın dağılımı çan eğrisine uygun biçimde olur. Üstün zekalılar eğrinin bir ucunda, geri zekalılar da öteki ucunda yer alır. Ortalama zekalı çocuklar ise, ortada toplanır. Zeka katsayısı, bir kimsenin neler başardığını değil, neler başarabileceğini belirtir. Zeka ölçerlerinin zihnin bütün yeteneklerini ölçmediğini belirtmek yerinde olur. Zeka ölçerlerini o toplumun kültür ve eğitim düzeyine göre uyarlanmış olması gerekir. Zeka ölçerlerine verilen yanıtlar yalnızca kültürden kültüre, toplumdan topluma değişiklik göstermekle kalmamakta, aynı toplumda zamanla da farklı yanıtlar alınabilmektedir. Ayrıca ölçmelerin sağlıklı çıkması, ölçeri uygulayan kişinin ustalığına ve çocuğun yaşına göre değişir. Zeka ölçümleri çocuğun yaşı ilerledikçe daha güvenilir olur. Ölçümün aynı uzmanca aralıklı olarak uygulanması daha sağlıklı sonuç verir. Çocuğa ilişkin ruhsal özellikler, örneğin, çekingen, korkak ve kendine güvensiz oluşu ya da fiziksel özellikler, örneğin, düzeltilmemiş görme, işitme bozuklukları da sonucu etkileyebilir (Öztürk, 1981,s.326 ).

(32)

Resimlerle zekayı ölçmek için de testler geliştirilmiştir. En çok kullanılan test ise, Goodenough Zeka Testi'dir. Bu test, küçük çocuğun yaptığı resimler yardımıyla zekayı ölçmek için geliştirilmiştir. Bu çalışma için, çocukla karşılıklı anlayış ve gerekli uygun ortam yaratıldıktan sonra, çocuktan bir insan resmi yapması istenir. Çocuk, resmi, kendi kendine yapar. Sonra resimde görülen yanılgılara göre ve resmin yapılış biçimine göre, resmin her bir kısmı için puan verilir. Sonra bu puanlar toplanır. Toplam puanın karşılığı olan zeka yaşı, önceden hazırlanmış puan çizelgesinde bulunur. Böylece çocuğun zeka bölümü saptanır. Goodenough Zeka Testi, 3-10 yaşındaki çocuklar için uygulanır. Bundan daha küçük ve daha büyük yaşlarda uygulanması doğru değildir (Binbaşıoğlu,1995 ,s.102-104).

Bu testte puanlayıcının çevresel etkenlere karşı dikkatli olması gerekir. Küçük yaştan beri resim çizen bir çocuğa yeteneklerini geliştirme yönünde eğitildiyse, çevresindeki varlıkları daha iyi algılamaya, daha iyi görmeye başlayacaktır ve ondan resim çizmesi istendiğinde eksiksiz çizebilecektir. Bu durumda başarılı olması normaldir ve bu durum sonucu etkiler. Her ne kadar bu test, çevre koşullarıyla güdülenmeyen çocuklar için geçerliyse de, bundan çıkan sonuç; bir çocuğun, eğitildikten bir süre sonra gerçekten yetenekli ve yetenek testlerinde de başarılı olabileceği görülür. Çocuğun yeteneğinin gelişmesinde resim-iş derslerinin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır (Paksoy, 2003 ,s. 12).

Zihinsel engelli çocuklara da uygulanabilen bu testte puan sistemine göre değerlendirme yapılır. Örneğin: Baş-kollar-bacaklar ve her biri bir puan alır. Her puan 3 zeka ayı karşılığıdır. Başlangıç noktası olarak üç senelik temel kredi kullanılır. Good-enough testinde insan şekli olan resimlerin puanlama sistemi şu şekildedir. (Paksoy , 2003 ,s.16).

1- Baş var mı? 2- Bacaklar var mı? 3- Kollar var mı? 4- a) Gövde var mı?

(33)

b) Gövde eninden uzun mu? 5- a) Omuzlar belirtilmiş mi?

b) Kollar ve bacaklar her ikisi de belirtilmiş mi? c) Bacaklar gövdeye iliştirilmiş mi?

d) Kollar gövdeye doğru noktadan iliştirilmiş mi? 6- a) Boyun var mı?

b) Boyun iki çizgiyle gösterilmiş mi? 7- a) Gözler var mı?

b) Burun var mı? c) Ağız var mı?

d) Ağız ve burun her ikisi de iki boyutlu gösterilmiş mi? e) İki dudak gösterilmiş mi?

f) Burun delikleri belirtilmiş mi? 8- a) Saçlar gösterilmiş mi?

b) Saçlar başın çevresinden daha fazla yerlerde var mı? c) Saçları gösterme şekli karalamadan daha iyi mi? 9- a) Giyim var mı?

b) Giyimin iki parçası net mi?

c) Kol ve pantolun gösterildiği zaman resmin bütününde şeffaflık yok mu? d) Dört veya beş giyim eşyası belirtilmiş mi?

e) Bütün takımı yapmış mı? 10- a) Parmaklar gösterilmiş mi?

b) Parmaklar doğru sayıda gösterilmiş mi?

c) Parmaklar iki boyutlu gösterilmiş, boyu genişliğinden fazla ve içine aldığı açı 180 dereceyi aşmamış mı?

d) Parmak ve kol uzunluğu oranı uygun mu?

11 - a) Kol eklemi gösterilmiş, dirsek, omuz veya her ikisi de var mı? b) Ayak eklemi gösterilmiş, kalça veya her ikisi de var mı? 12- a)Baş oranı yerinde mi?

b) Kolların oranı yerinde mi? c) Bacakların oranı yerinde mi? d) Ayakların oranı yerinde mi?

(34)

e) Kollar ve bacaklar her ikisi de iki boyutlu gösterilmiş mi? 13- a) Topuk gösterilmiş mi?

14- a) Hareki koordinasyon: Birleşme noktalarında çizgiler belirtilmiş mi? b) Hareki koordinasyon: Gövdenin ana hatları oldukça kuvvetli

belirtilmiş mi?

c) Hareki koordinasyon: Hatlar kuvvetli çizgilerle çizilmiş, eklemler yerinde mi?

d) Hareki koordinasyon: Baş hatları bariz, kaba bir daireden daha düzgünmü? (gövde de bir daire veya elips olmamalı)

e) Hareki koordinasyon: Bacak ve ayakların ana hatları yerinde mi?

f) Hareki koordinasyon: Ana hatlar simetrik, doğru ortada, yüz simetrik, burun ağzın üstünde ve ortada mı?

15- a) Kulak var mı?

b) Kulaklar doğru yerinde ve oranlı mı?

16- a) Göz ayrıntısı: Kaş ve kirpikler gösterilmiş mi? b) Göz ayrıntısı: Kaş ve kirpikler oranlı mı? c) Göz ayrıntısı: Gözbebeği gösterilmiş mi?

d) Göz ayrıntısı: Profil resimlerde bakış yönüne yöneltilmiş mi? 17- a) Çene ve alın her ikisi de gösterilmiş mi?

(35)

Aldığı puan

Zeka yaşı Aldığı puan

Zeka yaşı Aldığı puan Zeka yaşı

1 3.3 18 7.6 35 11.9 2 3.6 19 7.9 36 12.0 3 3.9 20 8.0 37 12.3 4 4.0 21 8.3 38 12.6 5 4.3 22 8.6 39 12.9 6 4.6 23 8.9 40 13.0 7 4.9 24 9.0 41 13.0 8 5.0 25 9.3 42 13.0 9 5.3 26 9.6 43 13.0 10 5.6 27 9.9 44 13.0 11 5.9 28 10.0 45 13.0 12 6.0 29 10.3 46 13.0 13 6.3 30 10.6 47 13.0 14 6.6 31 10.9 48 13.0 15 6.9 32 11.0 49 13.0 16 7.0 33 11.3 50 13.0 17 7.3 34 11.6 51 13.0

Tablo1 : Good-Enough Testi Puan Tablosu

Şekil 1: Good-Enough Adam Çizme Test'inde 7 yaş 3 aylık bir çocuğun çizdiği adam resmi.

(36)

Şekil 1’deki resmi yapan çocuğun testinin değerlendirmesinde, değerlendirme cetveline göre denek, 1, 2, 3, 4a,7a ve 7c'nin karşılığını kabul edecek şekilde çizmiştir. Bu nedenle puan toplamı 6 dır. Puan Tablosu (Tablo 1) göre çocuğun zeka yaşı 4 yaş 6 aylıktır. Zeka bölümü ise :

Zeka bölümü = zeka yaşı/ takvim yaşı x 100 olarak hesaplanır.

Testin uygulandığı tarihte deneğin takvim yaşı 7 yaş 3 aylık idi. Buna göre; Deneğin zeka bölümü = 54/87 x 100 = 62

Bu örnekteki adam resmini çizen 7 yaş 3 aylık çocuğun zeka yaşı 4 yaş 6 aylık, zeka bölümü ise 62’dir. Eğitilebilir zihinsel engelli çocukların zeka bölümleri 50-75 arasındadır.

Good-enough Adam Çizme Testi'nin güvenilirliğini etkileyen önemli durumlar şu şekilde sıralanabilir:

a) Çevresi tarafından evde resim çizdirilen deneklerde.

b) Koordinasyon bozukluğu,adale yetersizlikleri veya çizime engel olabilecek rahatsızlığı olan deneklerde.

c) Beş yaşından küçük deneklerde. d) On yaşından büyük deneklerde.

e) Model veya örnek gösterilerek adam resmi çizdirilen deneklerde zeka bölümleri zeka düzeylerinden farklı olmaktadır(Paksoy , 2003 ,s.17).

Sağlam ve güvenilirliliği yüksek dahi olsa bir çocuğun zeka düzeyi ile ilgili karar verebilmek için bir testle yetinmek doğru olmaz. Hiçbir test bir bireyin gerçek zeka bölümünü tahmin etmede yeterli değildir. Testler, bireyin gerçek zeka düzeyini tam olarak ölçemediği gibi, testlerle elde edilen sonuçların tamamen isabetsiz olduğu da düşünülemez (Paksoy , 2003 ,s.18).

(37)

2.2. Zihinsel Engelliliğin Tanımı Ve Niteliği

Geçmişten günümüze zihinsel engelliliğin pek çok tanımı yapılmıştır. Konuyla başlangıçta tıp alanının ilgilenmesi nedeniyle yapılan ilk tanımlamalar tıbbi ağırlıklı olmuştur.

Bazı çocuklar ve gençler akademik, sosyal ve özbakım becerilerinde yaşıtlarından ciddi bir biçimde geri kalırlar. Bunlar çevrelerindeki insanlar tarafından kolaylıkla farkına varılır. Ancak bu durumda olanlar zihinsel engellilerin çok ufak bir bölümünü oluşturmaktadır. Zihin engellilerin büyük bir bölümünü yaşıtlarından hafif derecede gerilik gösteren çocuk ve gençler oluşturmaktadır. Bunlar kolaylıkla farkına varılamazlar ve gereksinim duydukları özel hizmet ve eğitim programlarından yararlanamazlar. Bu nedenle zihin engellilik durumunun tanımlanması önemli olmaktadır (Eripek,2007 ,s.2).

Zihinsel engelliliğin tanımına ilişkin ilk girişim XVIII. Yüzyıl sonlarında İngiltere'de görülmektedir. Bu yüzyıldan sonra zihinsel engelliler ile ruh hastalığı olanlar, ilk kez yasal olarak birbirlerinden ayırt edilmişlerdir.

1930'larda ise tıpçılardan oluşan bir grup, zihinsel engelliliği; "gelişimin belli alanlarında ve çeşitli derecelerde yetersizliğin sonucu olarak, çevreye uyum sağlamada ve bağımsız olarak yaşamını sürdürmede başarısızlık" şeklinde tanımlamıştır (Maloney, 1979).

Gelişim süreci içerisinde genel zihinsel işlevlerde normallerden önemli derecede gerilik, bunun yanında uyumsal davranışlarda yetersizlik gösterenlere zihinsel engelli denmektedir (Özsoy,Y., Özyürek,M., ve Eripek , 2001 ,s.59).

Doll, zihinsel geriliği "geri zekalılık" terimini kullanarak altı ölçüt içerisinde tanımlama yapmıştır. Bunlar;

1. Zihinsel normal altı

(38)

3. Doğuştan ya da çocukluktan zihinsel gerilik 4. Olgunlaşmada gerilik

5. Kalıtsal nedenlerin ya da hastalıkların bir sonucu olarak yapısal kaynaklı zihinsel gerilik

6. Kalıcı ve iyileştirilemez bir durum (Eripek,1991 ,s.20).

1959 yılında Amerikan Zihinsel Yetersizlik Derneği (AAMD: American Association on Mental Defıciency) bu konuda yeni bir tanımı benimsemiştir. Bu tanıma göre zihinsel gerilik, gelişme devresinde oluşan, normalin altında genel zihinsel işleyiş anlamına gelmektedir ve uyumsuz davranışa dikkat çekmektedir. Bu tanımda gelişim dönemi doğumdan, aşağı - yukarı 16 yaşına kadar devam eder. Normalin altında zihinsel işleyişten ise, bir zeka testinden 0 yaş grubu için elde edilmiş dağılımındaki populasyon ortalamasından 2 standart sapmanın altında kalan başarım düzeyi kastedilmektedir. Böylece zihinsel engellilik yetişkinlik döneminden önce başlamaktadır.. Bu tanımda uyumlu davranıştaki aksamaların aşağıdaki sözü edilen alanlara yansıdığı ifade edilmektedir (Bilir, 1986 ,s.53).

1- Olgunluk, yani temel devinimsel ve kendi işini kendi başına yapabilme yeteneklerinin gelişme hızı

2- Öğrenme, yani bireyin kendi deneyimlerinden bilgi edinme yeteneği

3- Topluma uyum, yani toplumun standart ve gereklerine uygun olarak yaşamını bağımsız bir şekilde sürdürebilme yeteneğidir.

AAMD'nin bu tanımı ile zeka engelliğinin ne fiziksel bir nedenden kaynaklandığını ileri sürer, ne de kesin iyileşmez diye karamsar bir görüş açısını benimser. Bugün topluma uyumsuzluk zeka engelliliğin neden olduğu bir durum olarak bakılmamaktadır.

Kısaca zihinsel engellilik fiziksel bir olgudur. Ruh hastalığıyla karıştırılmamalıdır. Bu durum bazen doğuştan bazen doğum sırasında bazen de doğumdan sonra oluşabilir. Beyinde oluşan bir takım aksaklıklardan dolayı birey, normal insanlar düzeyinde öğrenemez, öğrense de bunu geliştirme olanağı sınırlıdır.

(39)

2.2.1 Zihinsel Engelli Çocukların Tanısı

Tıbbi açıdan değerlendirmeler yapılır, bireyin beyninin öğrenme, problem çözme ve IQ veya entelektüel işlevlerini yerine getirme yeteneği genellikle IQ testleri ile ölçülür. Ortalama puan 100 dür. 70-75'in altında puan alanlarda zihinsel özür vardır.

Eğitimsel açıdan değerlendirmeler yapılır, kişinin bağımsız olarak yaşamak için gereksinim duyulan becerileri yerine getirip getiremediği incelenir. Örneğin, giyinme, kendi kendine yemek yeme gibi günlük yaşam etkinlikleri, anlama ve cevap verme gibi iletişim becerileri, aile üyeleri, yetişkinler ve yaşıtları ile sosyal becerileri değerlendirilir.

Zihinsel özürlülüğün birçok belirtisi vardır. Başlıcaları şunlardır:

• Oturmayı, emeklemeyi ve yürümeyi diğer çocuklardan daha geç öğrenebilirler. • Konuşulan dili anlamada güçlük yaşayabilirler.

• Konuşmayı daha geç öğrenebilirler. Sınırlı sözcük dağarcıkları ile dikkati çekerler .

• Sesleri doğru olarak çıkarabilme (artikülasyon) ile ses bozuklukları ve kekemelik görülme sıklığı normal gelişim gösteren çocuklara göre daha fazladır.

• Hatırlamada zorlanabilirler. • Anlamada güçlükleri olabilir.

• Sosyal kuralları anlamada güçlük çekebilirler. • Problem çözmede zorlanabilirler.

• Mantıklı düşünmede zorlanabilirler. • Dikkat süreleri kısa olabilir.

• Okuma-yazma, matematik gibi akademik becerilerde güçlükler görülebilir. • Kendi başlarına karar verme ve uygulamada zorlanırlar.

• Yetişkin tarafından yönlendirilmeye gereksinim duyarlar (http://www.ozida.gov.tr/).

(40)

Zihinsel özürlü bir çocuğun kesin tanısı ve özür durumunun değerlendirilmesi birçok bilim dalının (multidisipliner) incelemesiyle yapılır.

1. Zihin düzeyini saptamak,

2. Çocuğun tıbbi muayenelerle durumunu saptamak, 3. Çocuğun psiko-motor yeteneklerini saptamak, 4. Sosyal olgunluk düzeyini saptamak,

5. Kişilik yapısını saptamak, 6. Okul başarı düzeyini saptamak,

7. Vaka incelemesi yapmak (Engin, Çağlar ve Özsoy, 1981 ,s.220).

2.2.2 Zihinsel Engelliliğin Nedenleri

Zihinsel özür, bireyin yaşadığı toplum içerisinde sorunlarla başa çıkma yeteneğini etkileyen, zihinsel bir kısıtlama ya da sınırlanmadır. Bir çocuk ya da yetişkine zihinsel özürlü tanısı konulabilmesi için ortalamanın altındaki zeka işlevi ile birlikte iletişimde, öz bakımda, evdeki yaşamda, toplumsal becerilerde, toplumsal yararlılıkta, kendini yönlendirmede, sağlığı korumada, akademik becerilerde ve çalışma alanlarında iki veya daha fazla bozukluğun bir arada olması ve bu durumun 18 yaşından önce başlaması öngörülür. Zihinsel özür, ülkemizde yaygın olarak karşılaşılan özür gruplarından birisidir. Çocuğunuzun zihinsel özürlü olmasına neden olan çeşitli etmenler vardır (http://www.ozida.gov.tr/).

Bugün zihinsel engelliliğin bilinebilen 250'den fazla nedeni vardır. Ancak çoğu zihin engellilik durumunda kesin neden ya da nedenler bilinmemektedir. A.B.D. yapılan bir çalışmaya göre hafif derecede zihin engellilerin yarısında, ağır derecede zihin engellilerin % 30' unda neden bilinmemektedir (Cirhinlioğlu, 2001,s. 158). Nedenleri bilmenin iki önemli yararı vardır. Birincisi, nedenler bilindiğinde bazıları önlenebilir, toplum koruyucu önlemler konusunda aydınlatılabilir. İkincisi, eğitim konusunda bize yardımcı olabilir.

(41)

Zihinsel engelliliğin nedenleri, oluşum zamanına ve türüne göre şu şekilde sınıflandırılabilir.

Oluşum zamanına göre zihinsel gerilik nedenleri;

Doğum öncesi: Down sendromu, fenilketonüri, doğum öncesi mahutrisyonu. Doğum sırası: Prematüre doğum, menenjit, doğum esnasında kafa travması. Doğum sonrası: Kafa zedelenmeleri, kurşun zehirlenmeleri, çocuk istismarı ve ihmalidir.

Türüne göre zihinsel gerilik nedenleri;

Biyolojik tıbbi nedenler: Kromozom anormallikleri, beyne oksijen gitmemesi, genetik anormallikler, çevresel etkiler.

(42)

Zaman Biyotıbbi Sosyal Davranışsal Eğitimsel Doğum öncesi 1. Kromozom, gen bozuklukları 2. Sendromlar 3. Metabolik bozukluklar 4. Serabral disgenesis 5. Anne babanın yaşı ve hastalıkları 1. Yoksulluk 2. Annenin uygun beslenmemesi 3. Ev içi şiddet 4. Doğum öncesi bakıma ulaşamama 1. Ana babanın ilaç,alkol kullanımı, Sigara içmesi 3. Ana babanın olgun olmaması 1. Yardımlar olmadığında ana babanın bilişsel yetersizliği 2. Ana babalığa hazır olmayış Doğum anı 1. Erken doğum 2. Doğum incinmesi 3. Doğum bozuklukları 1. Doğum bakımına ulaşamama 1. Ailenin bakımı reddetmesi, çocuğu terk etmesi 1. Müdahale hizmetleri için yeterli tıbbi havalenin olmayışı Doğum sonrası 1. Travmatik beyin incinmesi 2. Uygunsuz beslenme 3. Meningoensefalit 4. Nöbet bozuklukları 5. Dejenaratif bozukluklar 1. Yetersiz çocuk bakımı 2. Uygun uyarıcı eksikliği 3. Ailenin yoksulluğu 4. Ailede kronik hastalık 5. Yatılı kuruma yerleştirme 1.Çocuk istismarı ve ihmali 2. Ev içi şiddet 3. Yetersiz güvenlik önlemleri 4. Sosyal yoksunluk 5. Zor çocuk davranışları 1. Yetersiz ana babalık 2. Gecikmiş tamlama 3. Yetersiz erken müdahale hizmetleri 4. Yetersiz özel eğitim hizmetleri Tablo 2 : Zihinsel Engelliliğin Risk Nedenleri (Luckasson ve diğerleri,2002 ,s.127).

(43)

2.2.3 Zihinsel Engelliliğin Sınıflandırılması

Zihinsel engellilik durumunun tanımlanması, bu durumda olan çocukların belirlenmesinde ve gerekli özel eğitim olanaklarının sağlanmasında önemli olmaktadır. Ancak daha önce de belirtildiği gibi, zihinsel engelli çocuklar homojen bir grup değildir, kendi içlerinde önemli farklılıklar göstermektedirler. Bu nedenle zihinsel engellilik tanımı, taşıdığı genel anlamı içerisinde, bu farklılıkları yansıtabilmekten uzaktır. Bu yönüyle zihinsel engelli çocukların ortak özelliklerine göre sınıflandırılmalarına gereksinim duyulmaktadır (Eripek, 2005, s.62).

Bir çocuğu geri zekalı olarak tanımlamak için, önce çocuğun zihinsel gelişiminin kronolojik (takvim) yaşına uygun olup olmadığına bakılır. Bu amaçla, çocuğa zeka testi uygulanır. Zihinsel gelişim yaşı takvim yaşından küçük olan çocuğun zihinsel gelişiminde bir gerilikten söz edilir. Testlerden elde edilen bu sonuç zihinsel geriliğin tanısında önemli bir ölçüttür.

Çocuklar zeka düzeylerine göre çeşitli sınıflara ayrılmışlardır. Bu sınıflandırmada zeka bölümleri ve buna karşılık olarak gösterdikleri davranış ve özellikler yer almaktadır. Günümüzde en çok kullanılan sınıflandırma şu şekildedir: Psikolojik Sınıflandırma, Eğitsel Sınıflandırma, Zeka bölümlerine göre sınıflandırmadır.

2.2.3.1 Psikolojik Sınıflandırma

a) Hafif Zihinsel Gerilik: 70-55 zeka bölümüne sahiptir. Zihinsel engeli hafif derecede olduğu için normal çocuklarla ilk bakışta ayrım göstermezler. Fakat normal çocuklara göre daha yavaş öğrenirler. Çok fazla yardıma gereksinim duymadan toplumda yer edinebilirler. İş olanakları sınırlıdır (Eripek,1996,s.20).

b) Orta Derecede Zihinsel Gerilik: 55-40 zeka bölümüne sahiptir. Bu çocuklar, az bir yardımla akademik başarı sağlayabilir, sosyal ortamda yer alabilirler, günlük

(44)

bakımlarını kendileri yapabilirler, gözetim altında bir iş sahibi olabilirler (örneğin, çıraklık eğitimi veren okullarda eğitim görüp, kendilerine iş edinebilirler).

c) Ağır Zihinsel Gerilik: 40-25 zeka bölümüne sahiptir. Günlük gereksinimlerini yardımsız başaramaz. El, kol ve dil işlevleri yeterli değildir. Eğitimle, el ve kol kasları geliştirilir, basit kelimeleri öğrenebilirler. Ancak uzun cümleler kuramaz ve okuyamazlar (http://ozelegtm.blogspot.com/2007/09/zel-eitimde-kavramlar-ve-siniflandirma.html)

d) Çok Ağır Zihinsel Gerilik: 25-0 zeka bölümüne sahiptir. Zihinsel gerilik bebeklikten itibaren anlaşılır. Yaşamları boyunca bakıma ve desteğe muhtaçtırlar. Bunun yanında basit bireysel gereksinimlerini karşılayabilirler (Eripek,1996,s.21).

2.2.3.2 Eğitsel Sınıflandırma

a) Eğitilebilir Zihinsel Engelliler: Zeka bölümü 50- ile 75 arasındadır. Ortalama zeka yaşları 12'dir. Özel eğitimle destek görürler. Belli bir düzeye kadar akademik basarı gösterebilirler. Aile içi ve okul tarafından verilen eğitimle küçük yaştan itibaren günlük gereksinimlerini kendileri karşılayabilirler. Hatta yetişkinlik çağlarında bir iş sahibi olarak geçimlerini sağlayabilirler.

b) Öğretilebilir Zihinsel Engelliler: 44 ile 25 zeka bölümüne sahiptirler. Ortalama zeka yaşlan 7-8'dir. Zihinsel engellilikleri erken yaşlarda anlaşılabilir, akademik bir basarı sağlayamazlar. Tamamen olmasa da bakıma muhtaçtırlar. Belli bir eğitimden sonra öz bakım becerileri kazanırlar. Yetişkinlik dönemlerinde, çok basit işlerde çalışabilirler. Bu gruba giren çocukların eğitimleri, başkalarına bağımlı olmadan, günlük gereksinimlerini (yeme, içme, giyinme, temizlik gibi) karşılamaya yöneliktir. Yani akademik bir başarı beklenmez.

c) Ağır ve Çok Ağır Zihinsel Engelliler: 25-0 zeka bölümüne sahiptirler. Ancak çok basit bazı öz bakım becerileri edinebilirler. Sürekli bakıma muhtaçtırlar. Ortalama

(45)

zeka yaşları 3-4 yaş civarındadır. Bu nedenle sosyal uyum da sağlayamazlar. http://ozelegtm.blogspot.com

2.2.3.3 Zeka bölümlerine göre sınıflandırma

1. Normal Zeka: 90 ile 110 arasındaki zeka bölümlerini kapsar. Bu gruptakiler normal eğitim programlarını yürütürler.

2. Sınır Zekalılık: Zeka bölümleri 71 -90 arasında değişir. Sınır zekalı çocuklar okula gidene kadar fark edilmeyebilirler. Bu gruptaki çocuklar geri zekalı olarak kabul edilmezler. Ancak, normal çocuklardan daha yavaş öğrenirler. Çabuk kavrayamazlar ve öğrendiklerini hatırlamada güçlük çekerler. Karmaşık fikirleri anlamada zorlanırlar. Öğrendiklerini yeni durumlara ve olaylara genellemeleri zordur. Bu tür çocukların zekalarında sınırlılık olduğu özellikle okul öncesi dönemde fark edilmediği için yaramaz, tembel, dikkatsiz olarak algılanırlar (Akçakın, 1998 ,s.174).

Okula başladıklarında okumayı geç söker, sınıfın en gerisinde kalırlar. Bazıları okumayı ikinci yılda öğrenir. Eğer yavaş öğrendikleri göz önünde tutulup ders programları buna göre ayarlanırsa normal bir sınıfta eğitim görebilirler. Çocuk için, eğitim sürecinde yapılacak sık tekrarlamalar ve dışarıdan yapılacak destek önemlidir. Motor becerilerinde hemen hemen bozukluk görülmeyen bu gruptaki bireyler ortaokul lise düzeyinde bir akademik eğitim görebilirler. Yetişkin çağda her açıdan bağımsız yaşayabilirler. Sosyal ve ekonomik yönden başka bir problem çıkmadığında topluma iyi uyum sağlarlar (Turan,2004 ,s.46).

3. Hafif Derecede Zeka Geriliği: Bu gruptaki bireylerin zeka bölümleri 50 - 70 arasında yer alır. Eğitilebilir düzeydeki geriliklerdir. Normal yaşıtlarından önemli ölçüde yavaş öğrenirler. Bu nedenle normal bir sınıf için hazırlanmış eğitim programlarından yararlanamazlar. Zihinsel potansiyellerini tam olarak kullanma fırsatı bulan bu gruptaki bireyler altıncı sınıf düzeyine kadar olan akademik becerileri (okumak, yazmak, matematik gibi) öğrenebilirler (Cirhinlioğlu,

(46)

2001 ,s.161). Kendilerini normal koşullarda bağımsız yaşatabilecek bir sosyal uyum gösterebilirler. Fazla karmaşık olmayan işlerde çalışıp ekonomik olarak yarı bağımlı veya bağımsız yaşayabilirler. Özbakım becerilerini öğrenebilirler (Turan,2004 ,s.46).

Bu gruptaki çocukların okul öncesi dönemde konuşmada, öğrendiklerini hatırlamada, emirleri izleme, el-göz koordinasyonu gerektiren becerileri uygulamada zorlukları vardır. Bu çocuklar, okul etkinliklerini ve basit oyunları öğrenmede yavaş olabilirler. Düşündüklerini sözlü ifade etmede sınırlılıkları vardır. Kaba motor gelişiminde normal yaşıtlarından belirgin farkları yoktur (Lynch,1988,s. 37).

4. Orta Derecede Zeka Geriliği: Zeka bölümü 3 5 - 4 0 arasında olanları kapsar. Öğretilebilir düzeyde zeka gerilikleridir. Yani, temel akademik becerilerde eğitilmeyen, ancak günlük yaşamın gerektirdiği sosyal uyum, pratik iletişim ve bireysel bakım becerilerini öğrenebilen gruptur. Bu gruptaki çocukların zihinsel kapasiteleri oldukça düşüktür. Tüm gelişim alanlarında yaşıtlarından oldukça geridir. Okul öncesi dönemde konuşmayı öğrenebilirler. İletişim becerileri çok sınırlıdır. Sosyal kuralları fark etmeleri ve topluma uyum sağlamaları zordur. Özellikle bu kategorinin alt sınırında olan çocukların okuma-yazma öğrenmeleri çok güçtür. Davranışları kendilerinin yarı yaşı olan çocuk gibidir. Bu çocukların kendi kendilerine giyinip soyunmayı , yemek yemeyi, tuvalete gitmeyi öğrenmeleri olasılıdır. Uygun bir eğitim gördüklerinde belirli işlerde çalışmalarını sağlayacak bazı beceriler kazanabilirler. Ev yaşamına ve yakın çevrelerine uyum sağlayabilirler (Turan 2004 ,s.46).

5. Ağır Derecede Zeka Geriliği: Zeka bölümleri 2 0 - 3 5 arasında olan gruptur. Bu gruptakilerin eğitilmesi olanaksızdır. Yaşamak için başkalarına bağımlıdırlar. Zihinsel kapasiteleri çok düşüktür. Kendi başına giyinip soyunma, yemek yeme, tuvalet gereksinimi gibi en basit gereksinimlerini karşılayamamaktadırlar. Sözel iletişim ve konuşma becerileri çok az gelişmiştir. Okul çağında konuşmayı öğrenirler (Turan,2004 ,s.46).

(47)

6. Derin Derecede Zeka Geriliği: Bu gruptakilerin zeka bölümleri 20'nin altındadır. Yaşadıkları sürece başkalarına bağımlıdırlar (Cirhinlioğlu,2001 ,s. 99). Tam denetim gerektirirler.Bazıları yürümeyi ve ilkel düzeyde konuşmayı öğrenebilirler. Bu grupta ölüm oranı çok yüksektir.

2.2.4 Zihinsel Engelli Çocukların Eğitimi

Zihinsel engelli çocuklar özel eğitime muhtaç çocuklar içerisinde en popüler olan gruptur. Bu çocuklar geç ve güç öğrenirler. Dikkatleri dağınıktır. Kısa süreli belleklerinde problemleri vardır. Akademik başarıları normallerden geridir. Kişilik ve sosyal özelliklerde sıklıkla tipik bazı problemler gösterirler. Dil ve konuşma bozuklukları yaygındır. Beden ve devinim özellikleri normallere oldukça benzerlik göstermektedir. İş edinmede ve edindikleri işi sürdürmede problemleri, vardır ( Özsoy ,1998 ,s.156).

Zihinsel engelliler toplum içinde yapacakları, kendilerini sosyal ve ekonomik yönden bağımsızlığa kavuşturacak birçok davranış ve beceriyi kazanabilirler. Kimseye yük olmadan yaşamlarını sürdürebilirler (Turan,2004,s.51). Bunun başarılması için izlenecek yol eğitimdir Uygun eğitim ve eğitim ortamları onların topluma kazandırılmalarını sağlayacaktır.

Zihinsel engelli bir çocuğa nasıl bir eğitim verilmelidir? Çocuğun önce zeka yaşı, psikolojik durumu, beyin fonksiyonları, motor gelişimi test edilmeli ve buna yönelik bir eğitim ortamına alınmalıdır. Çocuk ağır zihinsel engelli ise temel gereksinimlere yönelik, orta ve hafif ise temel gereksinimlerle beraber, bir takım teorik ve el becerisini arttırıcı çalışmalar planlanarak verilmelidir.

Şekil

Şekil 1: Good-Enough Adam Çizme Test'inde 7 yaş 3 aylık bir çocuğun çizdiği adam  resmi
Tablo 3 : Deney ve kontrol gruplarındaki eğitilebilir engelli öğrencilerin dağılımı  (*) Satır yüzdesidir
Tablo 4 : Eğitim Öncesi Öntest Frostig Görsel Algı Test sonuçlarının,  Deney  ve        Kontrol  Gruplarına Göre Dağılımı
Tablo 6 : Deney Grubu Frostig Görsel Algı Testi “Göz-Motor koordinasyonu” Alt  Ölçeği, Öntest ve Sontest Sonuçları
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Büyük Kas Becerilerini Ölçme Testi’nin Nesne Kontrol Beceriler Alt testinden alınan öntest puanlarının sıra ortalaması Oyun temelli büyük kas beceri eğitimi verilen

Katalaz (CAT) : Katalaz esas olarak peroksizomlarda lokalize olan ve yapısında 4 “hem” grubu bulunan bir hemoproteindir. Karaciğer ve eritrositlerde en yüksek aktiviteye

Yapılan altı haftalık gözlemlerde sanat eğitiminde sınıf yönetimi konusunda örneklem olarak alınan derslerde; sınıfın fiziksel yapısı ve sanat odasının

Özellikle Meniere hastalarının hasta kulakları ile kontrol grubu arasında yapılan karĢılaĢtırmada birçok parametrede istatistiksel olarak anlamlı farklar (P1

Bir çocuk kitabı dış (biçimsel) özellikler bakımından ne kadar başarılı olursa olsun çocuğa yararlı olması açısından içeriğinde; kitabın konusu,

NCEP/NCAR verilerinden elde edilen ve 2.5 o x 2.5 o alan çözünürlüğüne sahip değişkenler, Tahtalı ve Gördes baraj havzalarını temsil eden alansal ortalama yağış

Second, by combining the eU-OFDM scheme and MIMO transmission techniques, a new VLC system, called MIMO-eU-OFDM was proposed and its BER performance was investigated in the presence

Bu çalışma ile ortaokul beşinci, altıncı ve yedinci sınıf sosyal bilgiler ders kitaplarında kullanılan güncel olayların sınıf, öğrenme alanı ve konu