• Sonuç bulunamadı

AHMED ŞEVKİ'NİN ŞİİRSEL TİYATROLARINDAKİ KONUSMAYA DAYALI SEZDİRİMLER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "AHMED ŞEVKİ'NİN ŞİİRSEL TİYATROLARINDAKİ KONUSMAYA DAYALI SEZDİRİMLER"

Copied!
133
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI

AHMED ŞEVKİ'NİN ŞİİRSEL

TİYATROLARINDAKİ KONUSMAYA DAYALI

SEZDİRİMLER

YÜKSEK LİSANS TEZİ

YASSER FATHY MOHAMED HAMDY EID

DANIŞMAN

DR. ÖĞR. ÜYESİ MONEER GOMAA AHMED MOHAMED

T.C.

KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ

(2)

T.C.

KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

AHMED ŞEVKİ'NİN ŞİİRSEL TİYATROLARINDAKİ

KONUSMAYA DAYALI SEZDİRİMLER

Yasser Fathy Mohamed Hamdy EID

Danışman: Dr. Öğr. Üyesi Moneer Gomaa Ahmed MOHAMED Jüri Üyesi: Dr. Öğr. Üyesi Ihab Said Ibrahim

Jüri Üyesi: Dr. Öğr. Üyesi Mohamed Rizk Elahahat Abdelhamit Shoeir

(3)
(4)
(5)

ÖZET

Yüksek Lisans Tezi

AHMED ŞEVKİ'NİN ŞİİRSEL TİYATROLARINDAKİ

KONUSMAYA DAYALI SEZDİRİMLER

Yasser Fathy Mohamed Hamdy Eid Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı

Danışman: Dr. Öğr. Üyesi Moneer Gomaa Ahmed MOHAMED

Bu araştırma Paul Grice’ in temellendirdiği diyaloğa dayalı sezdirimler (conversational implicature) olgusunu işlemektedir. Olgu, Grice’ in edimbilime, karşılıklı konuşma eylemine, bu eylem için genel ilke saydığı işbirliği ilkesine (cooperative principle) ve bu ilkeden doğan diyaloğa dayalı kurallara (conversational maxims) verdiği önem çerçevesinde sunulmuştur.

Araştırma, diyaloğa dayalı sezdirimler kavramının teorik çerçevesine ve onun Grice’ in koyduğu dört alt ilke ile olan ilişkisine bir belirleme sunar. Aynı zamanda Ahmed Şevkî’ nin diyaloğa dayalı sezdirimler olgusunu sıkça kullanan ve görevlendiren şiirsel tiyatroları üzerinden bu olgu için geniş uygulama ve analizler sunar.

Anahtar Kelimeler: Diyaloğa dayalı sezdirim, edimbilim, işbirliği ilkesi, karşılıklı konuşma kuralları, Ahmed Şevkî.

(6)

ABSTRACT Thesis

CONVERSATIONAL IMPLICATURE IN AHMED SHAWKY'S POETRY PLAYS Yasser Fathy Mahamed Hamdy Eid

Kastamonu University Institute for Social Science Department of Temel Islam Bılımlerı

Supervisor: Asist. Prof. Dr. Moneer Gomaa Ahmed Mohamed

This dissertation deals with the phenomenon of the Conversational Implicature of the Scientist Paul Grice. It presents this phenomenon in accordance with Grice’s interest in deliberative studies and the process of communication, and the general principle that he assumed for that process of communication which is the Cooperative Principle and its subsidiary conversational maxims.

The dissertation provides an explanation to the theoretical framework of the Conversational Implicature and its relation to the four sub-rules created by Grice. It also provides a highly detailed application to analyze that concept through Ahmad Shawky’s poetic plays, which showed a rich use of the Conversational Implicature and how to involve it in the play’s dialogues.

The Key Words: Conversational Implicature - pragmatic - cooperative principle - Ahmed Shawky - conversational maxims.

2019, 102 Pages

(7)

ÖNSÖZ

Bu araştırma esas olarak “ Ahmed Şevkî’ nin şiirsel tiyatroları üzerinden diyaloğa dayalı sezdirimler olgusu nasıl anlaşılabilir?” sorusunun cevabını vermeye çalışmaktadır.

Araştırma aynı zamanda şu alt sorulara da cevap bulmaya çalışır: - Diyaloğa dayalı sezdirimler terimi nasıl ortaya çıkmıştır?

- Terimin, özellikle İngilizce makalelerde ve Arapça tercümelerindeki farklılığıyla beraber teorik bir belirlemeye ihtiyacı var mıdır?

- Diyaloğa dayalı sezdirim olgusu ile uzlaşmaya dayalı sezdirim veya önvarsayım arasındaki ayrımı nasıl yaparız?

- Tiyatro diyalogları, özellikle de şiirsel tiyatro diyalogları bu dilbilimsel olgu için verimli bir alan oluşturur mu?

Araştırma, tanımlayıcı analitik yönteme dayanmaktadır. Zira araştırmacı, araştırmasının dayandığı teorik bir girişte Paul Grice’ in katkıları ve insanlar arasındaki diyaloglarda belirlediği işbirliği ilkesi, bu ilkeyi yöneten ve diyaloğa dayalı sezdirim olgusuna aykırılığını gösteren alt ilkeleri vasıtasıyla açıklamada bulunmaya çalışmıştır.

Araştırmacı aynı zamanda bu olguyu Ahmed Şevkî’ nin şiirsel tiyatrolarında keşfetmeye ve Grice’ in belirlediği işbirliği ilkesinin dört alt ilkesinin ihlalinden doğan bu olguyu analiz etmeye çalışmaktadır.

Araştırmacı çalışmasını aşağıdaki şekilde bölümlere ayırmıştır: Önsöz

Giriş

Birinci Bölüm: Nicelik İlkesinin İhlalinden Doğan Diyaloğa Dayalı Sezdirim İkinci Bölüm: Nitelik İlkesinin İhlalinden Doğan Diyaloğa Dayalı Sezdirim Üçüncü Bölüm: Bağıntı İlkesinin İhlalinden Doğan Diyaloğa Dayalı Sezdirim Dördüncü Bölüm: Tarz İlkesinin İhlalinden Doğan Diyaloğa Dayalı Sezdirim Sonuç.

(8)

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET V ABSTRACT VI ÖNSÖZ VII 1. GİRİŞ ... 1 1.1. Araştırmanın Sorusu ... 1 1.2. Araştırmanın Hedefi ... 1 1.3. Araştırmanın Kapsamı ... 2

1.4. Araştırmanın Karşılaştığı Zorluklar ... 2

1.5. Araştırmanın Bölümleri ... 4

2. YÖNTEM VE ARAÇLAR ... 5

2.1. Araştırmacının Çabası ve Çalışma Yöntemi ... 6

3. KURAMSAL ÇERÇEVE ... 7

3.1. Edimbilim ... 7

3.1.1. John Austin ve Edimbilim’ e Katkıları ... 8

3.1.2. Herbert Paul Grice’ ın Edimbilime Katkıları ... 10

3.2. İşbirliği İlkesi (Cooperative Principle) ... 13

3.2.1. İşbirliği İlkesinin İkincil İlkeleri ... 16

3.3. Diyaloğa Dayalı Sezdirimler Kavramının Belirlenmesi ... 20

3.4. Önvarsayım Terimi (Presupposition) ve Uzlaşmaya Dayalı Sezdirimler (Conventional İmplicature) ... 23

3.5. Gerektirme (Entailment) Terimi ... 25

3.6. Tiyatro Söylemi ve Edimbilim ... 30

3.7. Ahmed Şevkî ve Şiirsel Tiyatro Oyunları ... 30

4. AHMED ŞEVKÎ’ NİN ŞİİRSEL TİYATROLARINDA NİCELİK (QUANTİTY) İLKESİNİN İHLALİ ... 33

4.1. Es-Sittü Hüdâ Tiyatrosunda Nicelik İlkesinin İhlali ... 34

4.2. El-Behîle Tiyatrosunda Nicelik (Quantity) İlkesinin İhlali ... 37

4.3. Ali Bek el-Kebîr Tiyatrosunda Nicelik (Quantity) İlkesinin İhlali ... 39

4.4. Kleopatra Tiyatrosunda Nicelik (Quantity) İlkesinin İhlali ... 42

4.5. Antera Tiyatrosunda Nicelik İlkesinin İhlali ... 45

4.6. Kambiz Tiyatrosunda Nicelik İlkesinin İhlali ... 48

(9)

5. İKİNCİ BÖLÜM: AHMED ŞEVKÎ’ NİN ŞİİRSEL TİYATRO

ESERLERİNDE NİTELİK (QUALİTY) İLKESİNİN İHLALİ ... 55

5.1. Es-Sittü Hüdâ Tiyatrosunda Nitelik İlkesinin İhlali ... 56

5.2. El-Behile Tiyatrosunda Nitelik İlkesinin İhlali ... 59

5.3. Ali Bek El-Kebîr Tiyatrosunda Nitelik İlkesinin İhlali ... 63

5.4. Kleopatra Tiyatrosunda Nitelik İlkesinin İhlali ... 66

5.5. Antera Tiyatrosunda Nitelik İlkesinin İhlali ... 69

5.6. Kambiz Tiyatrosunda Nitelik İlkesinin İhlali ... 71

5.7. Özet ... 73

6. AHMED ŞEVKÎ’ NİN ŞİİRSEL TİYATROLARINDA BAĞINTI İLKESİNİN İHLALİ ... 76

6.1. Es-Sittü Hüdâ Tiyatrosunda Bağıntı İlkesinin İhlali ... 78

6.2. El-Behile Tiyatrosunda Bağıntı İlkesini İhlali ... 80

6.3. Ali Bek el-Kebîr Tiyatrosunda Bağıntı İlkesinin İhlali ... 83

6.4. Kleopatra Tiyatrosunda Bağıntı İlkesinin İhlali ... 85

6.5. Antera Tiyatrosunda Bağıntı İlkesinin İhlali ... 87

6.6. Kambiz Tiyatrosunda Bağıntı İlkesinin İhlali ... 89

6.7. Özet ... 91

7. AHMED ŞEVKÎ’ NİN ŞİİRSEL TİYATROLARINDA TARZ İLKESİNİN İHLALİ ... 94

7.1. Es-Sittü Hüdâ Tiyatrosunda Tarz İlkesinin İhlali ... 96

7.2. El-Behîle Tiyatrosunda Tarz İlkesinin İhlali ... 99

7.3. Ali Bek el-Kebîr Tiyatrosunda Tarz İlkesinin İhlali ... 101

7.4. Masra’ Kleopatra Tiyatrosunda Tarz İlkesinin İhlali ... 103

7.5. Antera Tiyatrosunda Tarz İlkesinin İhlali ... 105

7.6. Kambiz Tiyatrosunda Tarz İlkesinin İhlali ... 107

7.7. Özet ... 109 SONUÇ 111

(10)

1. GİRİŞ

1.1.Araştırmanın Sorusu

Bu araştırma esas olarak “ Ahmed Şevkî’ nin şiirsel tiyatroları üzerinden diyaloğa dayalı sezdirimler olgusu nasıl anlaşılabilir?” sorusunun cevabını vermeye çalışmaktadır.

Araştırma aynı zamanda şu alt sorulara da cevap bulmaya çalışır: - Diyaloğa dayalı sezdirimler terimi nasıl ortaya çıkmıştır?

- Terimin, özellikle İngilizce makalelerde ve Arapça tercümelerindeki farklılığıyla beraber teorik bir belirlemeye ihtiyacı var mıdır?

- Diyaloğa dayalı sezdirim olgusu ile uzlaşmaya dayalı sezdirim veya önvarsayım arasındaki ayrımı nasıl yaparız?

- Tiyatro diyalogları özellikle de şiirsel tiyatro diyalogları bu dilbilimsel olgu için verimli bir alan oluşturur mu?

1.2.Araştırmanın Hedefi

Araştırma, diyaloğa dayalı sezdirim olgusuna bir ışık tutmayı, özellikle de yabancı dillerden yapılan tercümelerinin ve tanımlarının karışıklığı sebebiyle onu tanımlamayı ve tespit etmeyi hedeflemektedir. Çok sayıda var olan bu tercümeler bir tek olgunun açıklaması için kimi zaman birbirine zıt görünen tanımlar yapmıştır.

Araştırmacı diyaloğa dayalı sezdirim teriminin (يراﻮﺤاﻟ امﺰﺘﻠﺳﻻا) korunmasına ve onunla aralarında karışıklık meydana gelen terimlerin arasında ayrım yapmaya çalışmaktadır. Araştırmacı aynı zamanda Paul Grice’ in belirlediği iş birliği ilkesinin alt ilkelerini ve onların diyaloğa dayalı sezdirimler olgusu ile ilişkisini tespit etmeye ve birbiriyle çelişen farklı tercümelerin tanıtılmasına çalışmaktadır.

Araştırma, Edimbilim çalışmaları için zengin ve verimli bir alan olarak kabul ederek edebi tiyatroların önemini özellikle de Ahmed Şevkî’ nin şiirsel tiyatrolarının önemini belirtmeyi hedeflemektedir. Ahmed Şevkî’ nin tiyatroları sanatsal ve edebi çalışmalar olmasına rağmen Şevkî insanlar arasında dolaşan diyalogların canlı birer örneğini ve bu diyalogların kültür, gelenek, düşünceler ve çatışmalar gibi taşıdığı en açık canlı

(11)

görüntülerini sunmuştur. Bu diyaloglar Edimbilim çalışmaları için gerçek bir hazineyi temsil etmektedir.

Araştırma aynı zamanda, Paul Grice’ in Edimbilim çalışmalarındaki rolüne, Edimbilim alanına daha fazla önem verilmesine ve başlanan çabaların tamamlanmasına duyulan ihtiyaca vurgu yapmayı hedeflemektedir.

Araştırma diyaloğa dayalı sezdirim olgusu için zengin bir uygulama sunmayı hedeflemektedir. Zira araştırma yetmiş iki adet analiz sunmaktadır. Bu özelliği ile araştırma diyaloğa dayalı sezdirim olgusunun pratik olarak anlaşılması adına zengin uygulamalı bir çalışma sayılmaktadır.

1.3.Araştırmanın Kapsamı

Araştırmanın kapsamı Ahmed Şevkî’ nin şiirsel tiyatrolarıdır. Şevkî’ nin yedi tane şiirsel tiyatrosu vardır: es-Sittü Hüdâ, el-Behîle, Ali Bek el-Kebîr, Masr’a Kleopatra, Antera, Kambiz ve Mecnûn-u Leylâ.

Araştırmacı Mecnûn-u Leylâ tiyatrosunu çalışmasına almamıştır. Çünkü Türkiye’ de bulunan Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Dr. İhâb Saîd İbrahîm “ Mecnun-u Leylâ Tiyatrosunda Diyaloğa Dayalı Sezdirimler” adında bir çalışma sunmuştur.

Bu sebeple araştırma altı tiyatro eserine dayanmaktadır. 1.4.Araştırmanın Karşılaştığı Zorluklar

Araştırmacı, bu çalışmaya başlamadan önce birçok zorluk ile karşılaştı. Bunların ilki, Herbert Paul Grice’ in makalelerinin azlığıdır. Bunun sebebini Dr. Salâh İsmâîl “Grice kendisi ve diğer filozoflar için uygulanması mazur görülecek derecede yüksek ölçüler koymuştur. Arkadaşları ve yayımcılar sık sık farklı makalelerdeki ifadelerini bir araya getirmesi için ısrar etmiştir. Ancak Grice bunu yapmaktan şiddetli bir ekilde imtina etmitir”1 sözleriyle açıklar. Grice’ in çabaları otuz seneden önce yayımlanmış olan

1 Salâh İsmâîl, en-Nazariyyetü’l-Kasdiyye fi’l-Manâ İnde Grice, Havliyyatü’l-Âdâb ve’l-Ulûm el-İctimâiyye, el-Havliyyetü el-Hâmisetü ve’l-İşrûn, Câmiatü Kuveyt, Kuveyt, 2005, syf: 20.

(12)

makalelerine dayanmaktadır ve onların en önemlisi de Logic and Conversation makalesidir. Bu makalenin esası William James Konferansları olarak adlandırılan Harvard Üniversiteis’nde vermiş olduğu konferanslardır. Bu konferansların bir kısmı daha sonra toplanmış ve Studies in the Way of Words kitabında yayımlanmıştır. Grice’ in bu eseri bu araştırmanın konusuna en yakın eseridir ancak araştırmacı bu eserin arapça tercümesini bulamamıştır. Grice’ in aynı zamanda The Conception of Value, Aspects and Reason, İntention and Uncertainty gibi yayımlanmış başka kitapları da vardır. Dr. Salâh İsmâîl’ in belirttiği gibi Grice’ a ait olan ve Kaliforniya Üniversitesi arşivinde yer alan henüz basılmamış konferansları ve yazıları bulunmaktadır. 2

Araştırmacının karşılaştığı zorluklardan biri de Diyaloğa dayalı sezdirim olgusuyla ilgilenenlerin Grice’ dan doğrudan alıntı yapmayan eserlere itimat etmeleridir. Arapça kitapların çoğu ve bazı İngilizce kaynaklar araştırmacını gördüğü kadarıyla doğrudan Grice’ tan nakil yapmamıştır. Bu durum da Grice’ in temellendirdiği terimler için mevcut olan zıtlıkların ve uyuşmazlıkların açıklayıcısıdır.

Araştırmacının karşılaştığı zorluklardan biri de Herbert Paul Grice’ in makaleleri için ne Arapça ne de Türkçe’ de doğru çevirilerinin olmamasıdır. Bu durum bazı tanımların, terimlerin ve kavramların açıklanmasında birçok zıtlık yaratmıştır. Kimi zaman bazı makalelerde terimlerin ve kavramların açık olmamasına ve diyaloğa dayalı sezdirim terimi ile başka terimlerin arasında uzlaşmaya dayalı sezdirim veya önvarsayım kavramlarında olduğu gibi karışıklığa sebep olmaktadır.

Aynı şekilde bazı İngilizce makaleler de kimi zaman Paul Grice’ in işbirliği ilkesi için belirlediği alt ilkelerden bazılarını farklı terimler ile ifade etmektedir. Bu durum araştırmacının Arapça tercümelerdeki zıtlıklara ilaveten bir de İngilizce’ de ortaya çıkan zıtlıkları gözden geçirmesini gerektirmiştir.

Araştırmacı, diyaloğa dayalı sezdirim olgusunu işleyen bazı araştırmaların terimi tam olarak tespit etmeden hızlıca uygulamaya yöneldiğini gözlemlemiştir. Bu durum kimi zaman örneklerde ve delillerde karışıklık yaratmıştır.

(13)

1.5.Araştırmanın Bölümleri

Araştırmacı çalışmayı önsöz, giriş ve dört bölüm olmak üzere bölümlere ayırmıştır. Giriş, araştırmanın teorik girişini temsil eder. Araştırmacı bu bölümde John Austin’in emeklerinden faydalanarak Paul Grice’ in Edimbilimsel çalışmalar alanındaki katkılarının görüldüğü bir çerçeve sunmuştur. Aynı zamanda giriş bölümünün Grice’ in temel ve genel ilke olarak belirlediği işbirliği ilkesi için açıklayıcı bir bölüm olmasını, alt ilkelere ışık tutmayı, tüm tanımların kayıt altına alınmasını ve bu olguyu teorik olarak işleyen dilbilimcilerin katkılarından örnekler sunmayı istemiştir.

Araştırmacı, giriş bölümünde Grice’ in belirlediği alt ilkelerin ihlalinden doğan diyaloğa dayalı sezdirimler hakkında nakledilen ister İngilizce kaynaklarda olsun ister Arapça makale ve çevirilerde olsun bütün karşıtlıkları beyan etmeye çabalamıştır. Bu terimlerin doğruluğu tartışmasına ve aralarında tercihte bulunmaya önem vermemiştir. Ancak araştırmacı bu olgu ile ne anlatılmak istendiğine, terimin tespitine ve karşıtlıkları eleştirmeden ve aralarında tercihte bulunmadan en yaygın olan terimlere itimat etmeye önem vermiştir.

Araştırmacı her bölümünde kendisinin ihlalinden doğan diyaloğa dayalı sezdirimlerden bahsedilen alt ilkenin içeriğini zikretmeye çalışmıştır. Daha sonra örnekler verilmiş ve analizi yapılmıştır.

Araştırmacı her bölümde ele alınan tiyatrodan üç örnek vermeye yani her bölümde on sekiz, dört bölümde ise toplam yetmiş iki örnek vermeye riayet etmiştir.

Araştırmacı, her örnekte diyaloğa dayalı sezdirim ölçütlerinin uygulanmasını da sürdürmüştür. Bu ölçütlerin en belirgini diyaloğa dayalı sezdirimde içerilen örtük anlamın diyaloğun tarafları arasındaki özel bağlamdan doğuyor olmasıdır. Bu örtük içerik sözlüğe bağlı veya uzlaşma sonucu oluşmamaktadır. Aynı zamanda bu örtük anlamın iptal edilmesi de mümkündür.

(14)

Araştırmacı her örneğin açıklanması ve analiz edilmesi sırasında örtük anlamın özel bağlam ve diyaloğun tarafları ile olan bağlantısı kriterini de açıklamaya riayet etmiştir. Bu örtük içeriğin iptal edilmesi veya ortadan kaldırılması imkânı ölçütünü ise araştırmacı her bölümün sonuna koymuştur.

Araştırmacı sonuç bölümünde elde edilen en önemli çıkarım ve gözlemler ile bilimsel araştırmanın tamamlanması için yeni ufuklar açacak önerileri beyan etmeye çalışmıştır.

2. YÖNTEM VE ARAÇLAR

Araştırma, tanımlayıcı analitik yönteme dayanmaktadır. Zira araştırmacı, araştırmasının dayandığı teorik bir girişte Paul Grice’ in katkıları ve insanlar

(15)

arasındaki diyaloglarda belirlediği işbirliği ilkesi, bu ilkeyi yöneten ve diyaloğa dayalı sezdirim olgusuna aykırılığını gösteren alt ilkeleri vasıtasıyla açıklamada bulunmaya çalışmıştır.

Araştırmacı aynı zamanda bu olguyu Ahmed Şevkî’ nin şiirsel tiyatrolarında keşfetmeye ve Grice’ in belirlediği işbirliği ilkesinin dört alt ilkesinin ihlalinden doğan bu olguyu analiz etmeye çalışmaktadır.

Ahmed Şevkî’ nin tiyatrolarının diyaloğa dayalı sezdirim olgusunca zenginliği sebebiyle araştırmacı, altı tiyatro eserinde örnekleri ortaya çıkarırken örneklerin tüm dört alt ilkeyi de kapsamasına riayet etmiştir. Her bir alt ilkeyle ilişkili diyaloğa dayalı sezdirim örneklerinin toplamının on sekiz örnek oluşturması için araştırmacı, tüm tiyatro eserlerinden ihlali sonucu diyaloğa dayalı sezdirim doğuran her bir alt ilke için üç örnek seçmiştir. Sonuçta tüm tiyatro eserlerinde Grice’ in belirlediği dört alt ilkenin ihlalinden doğan diyaloğa dayalı sezdirim örneklerinin toplamı bu araştırmada yetmiş iki olmuştur.

2.1.Araştırmacının Çabası ve Çalışma Yöntemi

Araştırmacı Paul Grice’ in Studies in the Way of Words adlı İngilizce basılı olan kitabını incelemiştir. (Bu kitap araştırmacının bildiğine göre şu ana kadar Arapça’ ya tercüme edilmemiştir.) Araşırmacı uzmanalrı tarafından özel bir tercümeye itiyaç duyan felsefi bir kitabın dilini anlamakta zorlukla karşılaşmıştır. Araştırmacı bu noktada Paul Grice’ in İngilizce olan bu yazılarının ve felsefi yapının galip geldiği ibarelerin, lafızların ve terimlerin tercümesinde, anlaşılmasında bazı uzmanlardan yardım almıştır. Araştırmacı, Grice’ in yazılarından çok fazla sayıda literal alıntı yapmayarak itimad edilmesi münkün olan güzel bir tercüme nüshası elde etmeye çalışmıştır. Grice’ in yazılarından araştırmacının yaptığı her aktarım mümkün olan en büyük dikkatle yapılmıştır. Araştırmacının da işaret ettiği gibi yazılardan yapılan her doğrudan alıntı araştırmacının uzmanlardan aldığı yardımla yaptığı tercümeye dayandığı vurgulanmış ve alıntı kitabın ismiyle birlikte verilmiştir. Eğer yapılan bu tercüme anlama veya fikre odaklanıyorsa araştırmacı bu tercümenin kendisinin uzmanlardan aldığı yardımla kendisine ait bir tasarruf olduğuna işarette bulunmuştur.

(16)

Araştırmacı, Grice’ in çabalarını ve diyaloğa dayalı sezdirim olgusunu inceleyen İngilizce kitaplara özellikle de Arapça’ ya tercüme edilenlere başvurmuştur. Aynı isimlendirmeye sahip birbirine zıt terimleri de toplamıştır.

Araştırmacı aynı zamanda Grice’ in çabalarını ve diyaloğa dayalı sezdirim olgusunu inceleyen veya ona işarette bulunan Arapça kaynaklara da başvurmuştur. İngilizce terimler için aynı açıklamayı taşıyan farklı çevirileri toplamıştır.

3. KURAMSAL ÇERÇEVE

(17)

Modern dönem dil çalışmaları iki koldan ilerlemektedir. Bunlardan ilki bağlamın, konuşucunun ve alıcının doğasını diğer psikolojik ve sosyolojik etmenlerin etkisini hesaba katmayan yoldur. İkinci yaklaşım ise dile birçok etmenin etkide bulunduğu, kimi zaman kelimeleri ve terkipleri benzer olan tek bir metinde bağlamın değişmesiyle alıcıda etkileri ve anlamları farklılaşan canlı bir varlık olarak bakar.

Edimbilim uzmanları ikinci yaklaşım ile ilgilenmektedir. George Yule Edimbilim’ i “ Konuşucunun (ya da yazarın) anlamı nasıl ilettiği ya da dinleyenin (ya da okuyucunun) nasıl yorumladığı yönlerinden anlam çalışması ile ilgilenmektedir” şeklinde açıklamıştır. Bu sebeple Edimbilim kelimelerin, sözlerin ya da ibarelerin tek başlarına ne ifade ettiklerinden ziyade insanların sözleri ile ne kastettiklerini analiz etmekle ilgilenir.3 Dr. Muhammed Nahle’ ye göre “Edimbilim terimi, 1938 yılında

İşaretbilim veya Göstergebilim’ in kapsadığı üç yan daldan birine delalet edecek şekilde yeni anlamı ile kullanan Amerikalı filozof Charles W. Morris’ e aittir.”4

Edimbilim son kırk yılda Edimbilimsel Dilbilim, Genel Edimbilim, Edebi Edimbilim, Sosyal Edimbilim ve Uygulamalı Edimbilim gibi birçok alanı kapsayacak şekilde büyük bir gelişme ve ilgiye şahit olmuştur.

Edimbilim’ in gelişme göstermesi için yolu John Langshaw Austin (1911-1960) hazırlamıştır. Aynı zamanda Austin’ den yararlanan Herbert Paul Grice (1913-1988) ve John Rogers Searle (1932- ) güzide çabaları ile bu gelişmeye katkıda bulunmuştur. Bu tezin yazıldığı dönemde John Rogers Searle hala Amerika’ da yaşamını sürdürmektedir. Paul Grice’ in katkıları anlam kavramı, kasdî anlam, insanlar arasındaki konuşmalar gibi alanlarda oldukça önemliydi. Grice bu katkılarıya birlikte diyaloğa dayalı sezdirim olgusuna yol hazırlamıştır.

3.1.1. John Austin ve Edimbilim’ e Katkıları

3 George Yule, et-Tedâvüliyye, Trc: Kasî el-‘İtâbî, Beyrut, ed-Dâru’l-Arabiyye li’l-Ulûm ve Nâşirûn, Birinci Basım, 2010, syf: 19.

4 Mahmûd Nahle, Âfâk Cedîde li’l-Bahsi fi’l-Bahsi’l-Lugavî el-Muâsır, İskenderiye, el-Ma’rifetü’l-Câmiiyye, Birinci Basım, 2002, Syf: 9.

(18)

Austin, yirminci yüzyılın insanlar arasında güncel olarak kullanılmakta olan dile odaklanan liderlerinden biri sayılır. Dile bu şekilde yaklaşım aynı zamanda konuşucu, alıcı ve bu dil kullanımının içinde gerçekleştiği bağlama da önem gösterilmesini gerektirir. Austin Edimbilim alanına “Edim-Söz Kuramı - speech acts theory” olarak adlandırdığı teorisi ile katkıda bulunmuştur. Bu kuramın karşılığı olarak Arapça’ da

ﻧ ﻈ ﺮ ﯾ ﺔ أ ﻓ ﻌ ﺎ ل ا ﻟ ﻜ ﻼ

م çevirisinden başka “يﻮﻐﻟﻠ اثﺪﺤﻟ اﺔﯾﺮﻈﻧ” ve “ﻲﻣﻼﻜﻟ اﻞﻌﻟﻔ اﺔﯾﺮﻈﻧ” gibi farklı çeviriler de yapılmıştır.5 Austin, kuramını ölümünden sonra basılan ve “davranışsal

eylemlerin (edimlerin) ancak ifadelere dayanan sözler ile gerçekleştiği”6 sözü ile ön

plana çıkan söz-edim kuramını oluşturduğu ders notlarından derlenen “How to Do Things with Words” adlı kitabında yazıya geçirmiştir. Bu dersler, Dilbilimsel Edimbilim’ in potası olarak ve otuz yıl boyunca manevi kutbu temsil edeceği ifadeleri ile nitelenmiştir.7

Austin dilin gerçekliği nitelendirdiği ve soru, emir ve ünlem bildiren cümleler dışında her cümleye doğru ya da yanlış hükmü verilebileceği düşüncelerini reddetmiştir. Soru, emir ya da ünlem cümlesi olmadığı halde doğru-yanlış ölçümüne tabi tutamayacağımız birçok cümle bulunduğunu vurgulamıştır.8 Aksine bu cümlelerin

çoğu var olanı nitelendirmek yerine bir şeyin gerçekleştirilmesi ve gerçekliğin değiştirilmesi için kullanılır. Bu noktadan hareketle Austin gerçek anlamda niteleyici olmayan bazı cümlelerin bulunduğunu ve yine aynı zamanda görünüşü niteleyici olduğu halde hakiki anlamı bir şeyi gerçekleştirmeyi, yerine getirmeyi ifade eden bazı cümleler olduğunu söylemiştir.

Austin bu düşüncesinden hareketle söz edimleri, “fiil” ifadesinden maksadın Arap nahvinde kullanıldığı şekliyle terim anlamıyla fiil olmadığını aksine sözlük anlamı

5 El-‘’İyd Celûlî, Nazariyyetü’l-Hadsi’l-Kelâmî min Austin İlâ Searle, Mecelletü’l-Eser Aded el-Hâss: Eşâl el-Mültekâ ed-Düvelî er-Râb’i fi Tahlîli’l-Hıtâb, Cezayir, Câmiatü Kâsidî Mirbâh Verkale, Külliyetü’l-Edâb ve’l-Luga, 2011, syf: 53.

6 El-Hüseyn Ahdûş, Nazariyyatü’l-Efâl Ledâ Feylesûf Austin, Müessesetü Mü’minûn bilâ Hudûd li’d-Dirâsât ve’l-Ebhâs, Rabat, Ekim, 2016, syf:3.

7 Jacques Moeschler, Anne Reboul, er-Tedâvüliyye el-Yevm ‘İlm Cedîd fi’t-Tevâsul, Trc: Seyfüddin Dağfûs Muhammed eş-Şeybânî^, el-Münazzımetü’l-Arabiyye li’t-Terceme, Birinci Basım, 2003, Syf: 29

8 Jacques Moeschler, Anne Reboul, er-Tedâvüliyye el-Yevm ‘İlm Cedîd fi’t-Tevâsul, Trc: Seyfüddin Dağfûs Muhammed eş-Şeybânî^, el-Münazzımetü’l-Arabiyye li’t-Terceme, Birinci Basım, 2003, Syf: 30.

(19)

olan herhangi bir şeyin gerçekleşmesini hedefleyen her türlü sözün kastedildiğini itibara alarak haber bildiren fiiller ve takriri/onay bildiren fiiller olmak üzere ikiye ayırmıştır. Austin sözlük anlamı ile fiili kastetmiş ve onun açıklanması ve sınıflandırılmasına çabalamıştır. Edimsel fiil Austin’in nazarında odak nokta kabul edilir. O, ilgisini edim-fiile odaklamış ve kuramını edimsel kuram ya da edim-fiil kuramı olarak adlandırmıştır. Bu fiil, konuşucunun maksadı ile bağlantılıdır. Dinleyenin-alıcının bu amaca ulaşmak için çaba sarf etmesi gerekir. Bu sebeple konuşucunun amacı (intention) edim-söz de merkezi bir rol oynar.9

Austin söz edimlerin gerçekleştirilmesi için bazı kurallar ortaya koymuştur. Onun kuramı söz-edim kuramından ve özellikle edim-fiil, konuşucunun ve bağlamın rolü ve bunların dilsel fiilden beklenen edime etkileri gibi unsurlardan hareketle araştırmacıların çoğuna yeni ufuklar açmıştır. “Austin’in edim-söz kuramının gücü sadece basit kuramsal hareket noktalarında saklı değildir. Aksine insanların yaşanılan gerçekliğinde kullanımda olan dilsel ve sözel hitapların analiz uygulamalarına tutunan kuramın10 pratik ve metodik yönlerinde de görülür. Austin’in alana yaptığı katkılardan

yararlanan bilim adamlarından biri de edimsel fiilleri “doğrudan edim fiilleri ve doğrudan olmayan edim filleri” olarak ayırıp sınıflandırarak büyük bir adım atan John Searle’ dir.11

3.1.2. Herbert Paul Grice’ ın Edimbilime Katkıları

Austin’ den yararlanan ve etkilenen bilim adamlarından birisi de Paul Grice’ dır. Alana önemli katkıları vardır ki bazıları ona “dil filozofu” adını vermişlerdir. “ İngiliz bilim adamı Paul Grice’ ın (1913-1988) yaptığı gibi felsefi çabasının çoğunu onu gerçekten “anlam filozofu” olarak adlandırabileceğimiz bir şekilde, anlam kavramı ve çevresinde

9 El-‘’İyd Celûlî, Nazariyyetü’l-Hadsi’l-Kelâmî min Austin İlâ Searle, Mecelletü’l-Eser Aded el-Hâss: Eşâl el-Mültekâ ed-Düvelî er-Râb’i fi Tahlîli’l-Hıtâb, Cezayir, Câmiatü Kâsidî Mirbâh Verkale, Külliyetü’l-Edâb ve’l-Luga, 2011, syf: 56-57.

10 El-Hüseyn Ahdûş, Nazariyyatü’l-Efâl Ledâ Feylesûf Austin, Müessesetü Mü’minûn bilâ Hudûd li’d-Dirâsât ve’l-Ebhâs, Rabat, Ekim, 2016, syf:30.

11 El-‘’İyd Celûlî, Nazariyyetü’l-Hadsi’l-Kelâmî min Austin İlâ Searle, Mecelletü’l-Eser Aded el-Hâss: Eşâl el-Mültekâ ed-Düvelî er-Râb’i fi Tahlîli’l-Hıtâb, Cezayir, Câmiatü Kâsidî Mirbâh Verkale, Külliyetü’l-Edâb ve’l-Luga, 2011.

(20)

dönen diğer kavramlara adayan çağdaş bir filozof tanımıyorum. Bu nitelemenin onu en iyi ve en ince şekilde tasvir ettiğine inanıyorum.”12

“ Yazıları otuz yıldan fazla önde gelen felsefi dergilerde yayınlanan makaleler şeklinde ortaya çıkmış ve “ Studies in the Way of Words ” kitabında 1979 yılında toplanmıştır. Yazıları The Conception of Value ve Aspects of Reason adlı kitaplarında felsefi sorunları işlemedeki genel yöntemine ek olarak anlam kuramı üzerine zihinsel akıl yürütmeye dair görüşlerine dayandırılmıştır.”13 Ne yazık ki Paul Grice’ ın yazıları

yeterli ilgiyi görmemiş ve araştırmacının bildiği kadarıyla Arapça ’ya veya Türkçe’ ye çevrilmemiştir.

Grice, kasıt teorisi olarak bilinen konuşucunun kastettiği anlamın analizi ve dil felsefesi konularına yaptığı katkıları ile ün kazanmıştır. Anlam kullanımdır veya anlam kullanım yoluyla belirlenir. Grice aynı zamanda doğal anlamın (natural meaning) ve doğal olmayan anlamın (non-natural meaning) arasında ayrım yapılmasıyla da ilgilenmiştir. Buna göre doğal anlam, cümlede ya da sözde herhangi bir akılsal çıkarsama yapmaya, ispat için araştırmaya ya da iptal edilmesi ve reddedilmesi mümkün olmayan başka bir anlamı anlamak için sonuç çıkarmaya ihtiyaç duymayan hakiki ve doğrudan anlama delalet eder. Doğal olmayan anlam ise, çıkarsama yapılması, ispat edilmesi ya da anlaşılması mümkün olan ancak bunu zorunlu kılmayıp iptal edilmesi, reddedilmesi veya güçlendirilmesi mümkün olan belli bir konu ya da meseleye delalet eden cümle ya da sözdür.14

Grice Studies in the Way of Words kitabının eleştirel girişinde “ Asıl hedefim anlam (doğal veya uzlaşıma dayalı anlamı kastediyor) ile anlamın kullanımı arasında nasıl ayrım yapılacağıdır” 15 demiştir. Logic and Conversation makalesinde de uzlaşıma

12 Salâh İsmâîl,en-Nazariyyetü’l-Kasdiyye fi’l-M’anâ İnde Grice, Havliyyâtü’l-Âdâb ve’l-Ulûm el-İctimâiyye, El-Havliyyât el-Hamse ve’l-İşrûn, Kuveyt Üniversitesi, 2005, Syf: 13-14.

13 Salâh İsmâîl,en-Nazariyyetü’l-Kasdiyye fi’l-M’anâ İnde Grice, Havliyyâtü’l-Âdâb ve’l-Ulûm el-İctimâiyye, El-Havliyyât el-Hamse ve’l-İşrûn, Kuveyt Üniversitesi, 2005, Syf: 17-18.

14 Salâh İsmâîl,en-Nazariyyetü’l-Kasdiyye fi’l-M’anâ İnde Grice, Havliyyâtü’l-Âdâb ve’l-Ulûm el-İctimâiyye, El-Havliyyât el-Hamse ve’l-İşrûn, Kuveyt Üniversitesi, 2005, Syf: 40-41.

15 Paul Grice, Prolegomena, Studies in the Way of Words, Fisrt Harvard University Press Paperback Edition, London, 1991, Syf: 4. Araştırmacının bazı uzmanlardan yardım alarak yaptığı kendi tercümesinden.

(21)

dayanmayan ve diyaloğa dayalı sezdirim veya örtük anlam olarak adlandırdığı sezdirim veya örtük ierikten doğan mananın anlaşılmasına yoğunlaşan bir çabası olduğundan bahseder. Bu konuda “ Diyaloğa dayalı olmayan sezdirim (non-conventional implicature) ile diyaloğa dayalı sezdirim olarak adlandırdığım ve karşılıklı konuşmanın genel özellikleriyle irtibatlı olan sezdiri arasında bir ayrım sunmak istiyorum”16 demiştir.

Grice doğrudan olmayan anlam için “ Konuşucu belirli bir cümle vasıtasıyla bir şeyi hedefler deriz. Bu şu anlama gelir ki konuşucu bu cümleyi telaffuz ederken niyetini anlaması vesilesiyle muhatabını etkileme niyetindedir”17 tanımını önermiştir. Bu

tanımdan Grice’ ın konuşucunun niyetine ve aynı şekilde alıcının sözü duyduğunda örtük olan maksadı anlamak için yaptığı yoruma verdiği önem açıkça görülmektedir. Philippe Blanchet’ in dediği gibi “ Grice’ ın ayrımını yaptığı bu anlam sadece kasıtsız olarak gerçekleşen (utanma anında yüzün kızarması olayı gibi) durumlarda görülmez. Aksine maksadın alıcının hitabı onu yerleştirenin isteğine göre yorumlayabilmesi için örtük kaldığı durumlarda da görülür.”18 Jacques Moeschler ve Anne Reboul ‘un

zikrettiği “Cümlenin yorumu genellikle uzlaşma ile kendisine dayandırdığımız anlamın ötesine geçmez”19 ifadeleri bu durumun özetidir. Grice dilsel iletişimde “

konuşanın niyeti ve muhatabın bu niyetleri algılaması” olgularına vurgu yapmıştır.20

Dr. ‘İyd Belba’ ya göre Grice karşılıklı konuşmaya, onun kontrolüne ve vasf edilmesine önem vermiştir. “Grie naarında Edimbilim’ in en önemli fikirlerinden biri dilin bilgilerin belirli bir şahıstan başka bir şahsa iletimi için kullanımından bir halka

16 Paul Grice, Logic and Conversation, Studies in the Way of Words, Fisrt Harvard University Press Paperback Edition, London, 1991, Syf: 26. Araştırmacının bazı uzmanlardan yardım alarak yaptığı kendi tercümesinden.

17 Jacques Moeschler, Anne Reboul, er-Tedâvüliyye el-Yevm ‘İlm Cedîd fi’t-Tevâsul, Trc: Seyfüddin Dağfûs Muhammed eş-Şeybânî^, el-Münazzımetü’l-Arabiyye li’t-Terceme, Birinci Basım, 2003, Syf: 53.

18 Philippe Blanchet, Et-Tedâvüliyye min Ausitn İlâ Goffman, Trc: Sâbir El-Habâşe, Kahire, Dâru’l-Hıvâr ve’n-Neşr Ve’t-Tevz’i, Birinci Basım,2007, syf: 148.

19 Jacques Moeschler, Anne Reboul, er-Tedâvüliyye el-Yevm ‘İlm Cedîd fi’t-Tevâsul, Trc: Seyfüddin Dağfûs Muhammed eş-Şeybânî^, el-Münazzımetü’l-Arabiyye li’t-Terceme, Birinci Basım, 2003, Syf: 55.

20 Jacques Moeschler, Anne Reboul, er-Tedâvüliyye el-Yevm ‘İlm Cedîd fi’t-Tevâsul, Trc: Seyfüddin Dağfûs Muhammed eş-Şeybânî^, el-Münazzımetü’l-Arabiyye li’t-Terceme, Birinci Basım, 2003, Syf: 53.

(22)

olarak vasfedilmesiyle karşılıklı konuşmanın nasıl kontrol edildiğidir.” Grice aynı zamanda diyaloğa dayalı sezdirim (conversational implicature) kavramını ortaya atan kişidir. Dr. Salâh İsmâîl aynı kavramı Grice Nazarında Anlamda Kasıt Kuramı (ﺔﯾﺮﻈﻨاﻟ

اﻟ ﻘ ﺼ ﺪ ﯾ ﺔ ﻓ ﻲ اﻟ ﻤ ﻌ ﻨ ﻰ ﻋ ﻨ ﺪ ﺟ ﺮ اﯾ

ﺲ ) adlı kitabında “karşılıklı konuşmaya dayalı gereklilik” (ﻲﺒطﺎﺨﻟﺘ اءﺎﻀﻗﺘﻻا) olarak tercüme etmiştir. Dr. Tâhâ Abdu’r-Rahman Diyaloğun İlkeleri ve Kelam İlminin Yenilenmesi (مﻼﻜاﻟ ﺪﯾﺪﺠﺗو راﻮﺤاﻟ لﻮﺻأ) adlı kitabında “karşılıklı konuşmaya dayalı zorunluluk” (ﻲﺒطﺎﺨﻟﺘ اامﺰﺘﻠﺳﻻا) olarak tercüme etmiştir. Kassî el-İtâbî terimi Geroge Yule’ un Pragmatics adlı kitabının çevirisinde diyaloğa dayalı gizlemeler (ﺔﯾراﻮﺤﻟ اتارﺎﻤﺿﻻا) veya yaygın terime ek olarak karşılıklı konuşmaya dayalı gizlemeler (تﺎﺛﯿدﺎﺤﻤاﻟ تارﺎﻤﺿﻻا) olarak tercüme etmiştir. Bu kavram, kasıt teorisinin tamamlayıcısı veya ayrı bir teori olarak itibara alınarak işlenir. Grice bu kavram ile “ Diyalog için edimbilin esaslarına dayanan ve diyalog işleminin tüm boyutlarını hesaba katan bir temel koymaya çalışmıştır. Grice doğal dillerde ibarelere onların sadece zahiri şekillerine bakıldığında anlamsal yorum yapmanın mazur görülen bir durum olduğuna vurguda bulunur.”22

Grice’ ın ihtimam gösterdiği bu iletişimsel edim onu bu edime temel bir ilke koymaya götürmüştür ki böylece doğal anlamdan doğal olmayan anlama geçişi yani uzlaşmaya dayalı sezdirimden diyaloğa dayalı sezdirimi açıklaması mümkün olmuştur. Bu ilke işbirliği ilkesidir (cooperative principle). Diyaloğun başarılı olması için Grice önemli bir varsayımı kabul etmiştir. Bu varsayım, iletişimin gerçekleşmesi için belirli bir miktarda işbirliğinin gerçekleşmesi gerektiğini farz eder. Grice’ in özenle şekillendirdiği ve birkaç alt kural (bazıları yargı ya da prensipler olarak adlandırır) koyduğu bu ilkeye göre yapısalcı yaklaşımın açıklayamadığı işaretlerin ve içerilen anlamların çoğunu anlamak ve açıklamak mümkündür.

3.2.İşbirliği İlkesi (Cooperative Principle)23

21 İyd Belba, et-Tedâvüliyye, El-Mecma es-Sekâfî el-Mısrî, Kahire, 2016, syf: 161.

22 El-İyâşî el-Edvârî, el-İstilzâm el-Hivârî fi’-Tedâvül el-Lisânî, Menşûrâtü’l-İhtilâf, Rabat, Birinci Basım, 2011, syf: 17-18.

23 Prf. Dr. Mahmûd Ferâc Abdü’l-Hâfız, George Yule’ un Ma’rifetü’l-Luga adlı kitabından Mebde el-Müşterek için çevirmiştir.

(23)

Grice, diyalogdan beklenenin gerçekleşmesi için tarafları arasında bir yardımlaşmanın-işbirliğinin bulunduğunu varsaymıştır. Bu işbirliği diyaloğun taraflarının amaçlarını ya da en azından genel yönelimini ortaya çıkarmayı gerektirir.”24 Grice “ İşbirliğine dayalı bir çaba vardır ve bu bir dereceye kadar açıktır.

Diyaoloğun tüm katılımcıları ortak hedefi, birçok ortak hedefi veya en azından konuşmadaki ortak yönleri anlar” demiştir. 25

İlkenin dayandığı temel fikir, Philippe Blanchet’ in açıkladığı gibi “Dilsel etkileşimin ortakları genellikle ortak bir hedefi paylaşırlar. Eğer bu hedef ortadan kalkarsa iletişim için herhangi bir sebep olmayacaktır. Ve muhtemelen iletişim gerçekleşmez”26

düşüncesidir. Grice bu ortak işbirliğini şu ifadeleriyle daha açık ir şekilde ifade eder: “Bu hedef ya da yön üzerinde örneğin tartışmanın başlangıcında bir soru sorularak daha başlangıçta bir anlaşma sağlanır. Ya da konuşma esnasında ortaya çıkar. Bu işbirliği yeterli bir şekilde vurgulu olabileceği gibi sınırlı da olmayabilir.”27

“Grice, bu ilkeyi Harvard Üniversitesi’nde 1927 yılından itibaren verdiği doğal olmayan anlam kuramı ve insanların dili nasıl kullandığıyla 28 ilgili dersleri esnasında

şekillendirmiştir.” İlkeyi “Logic and Conversation ”29 adlı makalesinde yayınlamıştır.

Ve ilkeyi şu şekilde formüle etmiştir: “ Diyaloğa olan katılımını kabul edilen hedef ya da katılımda bulunduğun söz alışverişi tarafından istenilen miktarda ve gerçekleştiği aşamada yap.”30

24 El-İyâşî el-Edvârî, el-İstilzâm el-Hivârî fi’-Tedâvül el-Lisânî, Menşûrâtü’l-İhtilâf, Rabat, Birinci Basım, 2011, syf: 98.

25 Paul Grice, Logic and Conversation, Studies in the Way of Words, Fisrt Harvard University Press Paperback Edition, London, 1991, Syf: 26. Araştırmacının bazı uzmanlardan yardım alarak yaptığı kendi tercümesinden.

26 Philippe Blanchet, Et-Tedâvüliyye min Ausitn İlâ Goffman, Trc: Sâbir El-Habâşe, Kahire, Dâru’l-Hıvâr ve’n-Neşr Ve’t-Tevz’i, Birinci Basım,2007, syf: 84.

27 Paul Grice, Logic and Conversation, Studies in the Way of Words, Fisrt Harvard University Press Paperback Edition, London, 1991, Syf: 26. Araştırmacının bazı uzmanlardan yardım alarak yaptığı kendi tercümesinden.

28 El-İyâşî el-Edvârî, el-İstilzâm el-Hivârî fi’-Tedâvül el-Lisânî, Menşûrâtü’l-İhtilâf, Rabat, Birinci Basım, 2011, syf: 98.

29 Philippe Blanchet, Et-Tedâvüliyye min Ausitn İlâ Goffman, Trc: Sâbir El-Habâşe, Kahire, Dâru’l-Hıvâr ve’n-Neşr Ve’t-Tevz’i, Birinci Basım,2007, syf: 84.

30 Paul Grice, Logic and Conversation, Studies in the Way of Words, Fisrt Harvard University Press Paperback Edition, London, 1991, Syf: 26. Araştırmacının bazı uzmanlardan yardım alarak yaptığı kendi tercümesinden.

(24)

İlkenin Arapça formülasyonlarından birisi “Diyaloğa olan katılımını hedefin ya da dâhil olduğun söz alışverişinin kabul edilir yönünün gerektirdiği gibi yap”31

şeklindedir. El-İyâşî Edvârî bu ilkenin Arapça’ ya tercümesi için başka bir formül nakletmiştir: “ Diyaloğa olan katkınız, katılımınızla ulaşılan bir alanda bu katkınız vesilesiyle sizden beklenen miktarda olması gerekir. Diyaloğunuzun hedefi ve yönleri sizi kısıtlar.”32 George Yule’ un kitabının tercümanının ilke için bir başka

formülasyonu daha vardır: “Hedefinde ve içine girdiğin konuşmanın bağlamında senden nasıl olman isteniyorsa katılım aşamasında diyaloğa katılımın öyle olsun.”33

Dr. Muhammed Ferâc Abdü’l-Hâfız, George Yule’ a ait Dilbilgisi kitabına yaptığı tercümede ilkeyi “ Konuşmaya doğru zamanda hedefin ve meşgul olunan söz değişiminin kabul ettiği istenen miktar ile katıl”34 şeklinde formüle etmiştir. Dr. Tâha

Abdu’r-Rahman “ Söze katılımın, dâhil olduğun diyalog için belirlenen yönün gerektirdiğine uygun olsun”35 şeklinde belirlemiştir.

Grice bu ilkeyi diyaloğa dayalı kurallar (conversational maxims) olarak adlandırdığı dört alt ilke ile genişletmiştir. Bu alt ilkeler “ diyaloğa dayalı ilkeler (ﺔﯾراﻮﺤﻟ اﺪﻋاﻮﻘ )اﻟ36,

“karşılıklı konuşmaya dayalı ilkeler (ﺔﺒﯿطﺎﺨﺘاﻟ ﺪﻋاﻮﻘاﻟ)37”, “Konuşma hükümleri ( ﺣ

اﻟ ﻤ ﺤ ﺎ د ﺛ

ﺔ )38” veya “ikincil ilkeler (ﺎﻧﻟﺜ ائدﺒﺎاﻟ)39” şeklinde tercüme edilmiştir. George

Yule bu alt ilkeler ile ilgili “ Önemli olan bu ikincil ilkelerin konuşmalardaki açık olmayan varsayımlarımızı temsil ettiğini bilmektir. Genellikle kişilerin uygun miktarda bilgileri bulunduğunu, doğruları söylediklerini, konu ile alakalı olduklarını ve imkânları ölçüsünde açık olmaya çalıştıklarını varsayarız. Konuşucular sıradan

31 Salâh İsmâîl, en-Nazariyyetü’l-Kasdiyye fi’l-M’anâ İnde Grice, Havliyyâtü’l-Âdâb ve’l-Ulûm el-İctimâiyye, El-Havliyyât el-Hamse ve’l-İşrûn, Kuveyt Üniversitesi, 2005, Syf: 87.

32 El-İyâşî el-Edvârî, el-İstilzâm el-Hivârî fi’-Tedâvül el-Lisânî, Menşûrâtü’l-İhtilâf, Rabat, Birinci Basım, 2011, syf: 46.

33 George Yule, et-Tedâvüliyye, Trc: Kasî el-‘İtâbî, Beyrut, ed-Dâru’l-Arabiyye li’l-Ulûm ve Nâşirûn, Birinci Basım, 2010, syf: 68.

34 George Yule, Ma’rifetü’l-Luga, Trc: Prf. Dr. Mahmûd Ferâc Abdü’l-Hafız, İskenderiye, Dâru’l-Vefâ Ledeynâ li’t-Tıbaâti Ve’n-Neşr,Birinci Basım, 1999, Syf:151.

35 Taha Abdurrahman, Fi Usuli’l-Hıvâr ve Tecdîd İlmil-Kelâm, Kazablanka, Kiraz es-Sekâfî el-Arabî, İkinci Basım, 2000, syf: 103.

36 Dr. El-İyâşî el-Edvârî el-İstilzâm el-Hivârî fi’-Tedâvül el-Lisânî adlı kitabında kullanmıştır. 37 Dr. Salâh İsmâîl, en-Nazariyyetü’l-Kasdiyye fi’l-M’anâ İnde Grice kullanmıştır.

38 Sâbir El-Habâşe, Philippe Blanchet’ ın Et-Tedâvüliyye min Ausitn İlâ Goffman adlı kitabını tercüme ederken kullanmıştır.

(25)

etkileşimde var oldukları varsayıldığı için bu ilkeleri nadiren zikrederler” demektedir.

3.2.1. İşbirliği İlkesinin İkincil İlkeleri

Bunlar, nicelik (quantity), nitelik (quality), bağıntı (relation) ve tarz (manner)41

ilkeleridir.

Bu dört ilkenin bazı Arapça tercümeleri farklılık göstermektedir. Örneğin Dr. Mahmûd Nahle üçüncü ilke için bağıntı (ﺔﺎﻓﺿﻹا) kelimesi yerine uygunluk (ﺔﺒﺳﻨﺎﻤاﻟ) kelimesini, dördüncü ilke için ise ﺔﮭﺠاﻟ kelimesi yerine ﺔﯾﻘﺮﻄاﻟ kelimesini kullanmıştır.42 Dr. İyâşî

Edvârî ise üçüncü ilke için ﺔﻗﻼﻌاﻟ (ilişki) kelimesini, dördüncü ilke için ﺔﮭﺠاﻟ ya da ﺔﯿﯿﻔﻜاﻟ kelimelerini kullanmıştır.43 Philippe Blanchet’ in La pragmatique: d'Austin à Goffman

adlı kitabının çevirmeni üçüncü ilkeyi ﺔﻗﻼﻌاﻟ (ilişki) ya da ةدﻓﺎﻹا kelimeleri ile tercüme etmiştir.44 Benzer şekilde George Yule’ a ait Pragmatics adlı kitabın tercümanı ikinci

ilkeyi ع (çeşit, tür) kelimesiyle dördüncü ilkeyi de ﻮﻨاﻟ لﺎﺤاﻟ (durum) kelimesiyle tercüme etmiştir.45 Jacques Moeschler ve Anne Reboul ‘ a ait Pragmatics kitabının tercümanı

ikinci ilkeyi ع (çeşit, tür) kelimesiyle, üçüncü ilkeyi ﻮﻨاﻟ ﺔﻗﻼﻌاﻟ (ilişki) ya da ﺔﺒﺳﻨﺎﻤاﻟ kelimesiyle dördüncü ilkeyi de ﻒ kelimesi ile tercüme etmiştir.ﯿﻜاﻟ 46 Bir basım hatası

mı yoksa mütercim kendisi mi quantity kelimesinin tercümesi için seçti bilmiyorum ama George Yule’a ait Dil Bilgisi kitabını tercüme ederken Dr. Mahmûd Ferâc ilk ilke için tercüme etmiştir. İkinci ilkeyi ﺔﯿﻋﻮﺿﻮﻤاﻟ kelimesi ile dördüncü ilkeyi ise ﺔﯾﻘﺮﻄاﻟ

40 George Yule, et-Tedâvüliyye, Trc: Kasî el-‘İtâbî, Beyrut, ed-Dâru’l-Arabiyye li’l-Ulûm ve Nâşirûn, Birinci Basım, 2010, syf: 67.

41 Salâh İsmâîl,en-Nazariyyetü’l-Kasdiyye fi’l-M’anâ İnde Grice, Havliyyâtü’l-Âdâb ve’l-Ulûm el-İctimâiyye, El-Havliyyât el-Hamse ve’l-İşrûn, Kuveyt Üniversitesi, 2005, Syf: 87. Dr. İsmâilﺔﯾراﻮﺤاﻟ kelimesi yerine ﺔﺒﯿطﺎﺨﺘاﻟ kelimesini kullanmaktadır.

42 Mahmûd Nahle, Âfâk Cedîde li’l-Bahsi fi’l-Bahsi’l-Lugavî el-Muâsır, İskenderiye, el-Ma’rifetü’l-Câmiiyye, Birinci Basım, 2002, Syf: 34.

43 El-İyâşî el-Edvârî, el-İstilzâm el-Hivârî fi’-Tedâvül el-Lisânî, Menşûrâtü’l-İhtilâf, Rabat, Birinci Basım, 2011, syf: 99-100.

44 Philippe Blanchet, Et-Tedâvüliyye min Ausitn İlâ Goffman, Trc: Sâbir El-Habâşe, Kahire, Dâru’l-Hıvâr ve’n-Neşr Ve’t-Tevz’i, Birinci Basım,2007, syf: 85.

45 George Yule, et-Tedâvüliyye, Trc: Kasî el-‘İtâbî, Beyrut, ed-Dâru’l-Arabiyye li’l-Ulûm ve Nâşirûn, Birinci Basım, 2010, syf: 68.

46 Jacques Moeschler, Anne Reboul, er-Tedâvüliyye el-Yevm ‘İlm Cedîd fi’t-Tevâsul, Trc: Seyfüddin Dağfûs Muhammed eş-Şeybânî^, el-Münazzımetü’l-Arabiyye li’t-Terceme, Birinci Basım, 2003, Syf: 55-56.

(26)

kelimesi ile tercüme etmiştir. Dr. Tâha Abdu’r-Rahmân tercümesinde üçüncü ilke için ﺔﻗﻼﻌاﻟ (ilişki) kelimesini kullanmıştır.48 Dr. ‘İyd Belba et-Tedâvüliyye adlı

kitabında üçüncü ilke için ﺔﻗﻼﻌاﻟ terimini, dördüncü ilke için ise بﻮﻠﺳﻻا terimini kullanmıştır.49

Bu ilkeler ile ne kastedildiği konusuna geçmeden önce araştırmacı, Paul Grice’ in Studies in the Way of Words kitabını50 daha sonra da bu ilkeler için yapılmış birkaç

formülasyonu Grice’ in formülleriyle beraber gözden geçirdi. Dr. Mahmûd Nahle’ nin Dil Araştırmaları İçin Yeni Ufuklar (يﻮﻐﻠاﻟ ﺚﺤﺒﻟﻠ ة ﺪﯾﺪﺟ قﺎآﻓ) kitabındaki formülleri, George Yule’ un Pragmatics kitabının çevirmeni Kasî el-İ’tâbî’ nin formülleri, Dr. Sâlâh İsmâîl’ in Grice’ ın Nazarında Anlamda Kasıt Teorisi (ﺪﻨﻋﻰﻨﻌﻤﻟ اﻲ ﻓﺔﯾﺪﺼﻟﻘ اﺔﯾﺮﻈﻨاﻟ

ﺟ ﺮ اﯾ

ﺲ ) adlı kitabındaki formülleri, Dr. Mahmûd Ferâc’ ın George Yule’ a ait Dilbilgisi kitabının tercümesinde kullandığı formüller, el-‘İyâşî Edvârî’ nin Diyaloğa Dayalı Sezdirimler (يراﻮﺤاﻟ امﺰﺘﻠﺳﻻا) kitabında kullandığı formüller, Dr. Tâhâ Abdu’r-Rahmân’ ın Diyaloğun Prensipleri ve Kelam İlminin Yenilenmesi kitabında kullandığı formüller bunlardandır. Araştırmacı tüm farklı formülasyonlardan yararlanarak her ilkenin anlaşılır ve doğrudan bir sunumunu yapacak ve bu farklı formülasyonlardan ilkeyi anlaşılır kılan ve açıklayanı seçecektir.

Nicelik İlkesi

“Konuşmanın istenen miktarda olması ve ne artması ne azalmaması51 için sunulması

gereken bilgi miktarı ile sınırlı kal.” “İfadenin ihtiyaç miktarında olması gerekir. İfaden istenen sınırı aşmasın.”52

47 George Yule, Ma’rifetü’l-Luga, Trc: Prf. Dr. Mahmûd Ferâc Abdü’l-Hafız, İskenderiye, Dâru’l-Vefâ Ledeynâ li’t-Tıbaâti Ve’n-Neşr,Birinci Basım, 1999, Syf:151.

48 Taha Abdurrahman, Fi Usuli’l-Hıvâr ve Tecdîd İlmil-Kelâm, Kazablanka, Kiraz es-Sekâfî el-Arabî, İkinci Basım, 2000, syf: 104.

49‘İyd Belba, et-Tedâvüliyye, el-Mecma es-Sekâfî el-Mısrî, Kahire, 2016, syf: 317, Levinson: Pragmatics kitabından alıntıyla.

50 Paul Grice, Logic and Conversation, Studies in the Way of Words, First Harvard Press Paperback- Edition, London, 1991, syf: 26-31.

51 Mahmûd Nahle, Âfâk Cedîde li’l-Bahsi fi’l-Bahsi’l-Lugavî el-Muâsır, İskenderiye, el-Ma’rifetü’l-Câmiiyye, Birinci Basım, 2002, Syf: 34.

52 El-İyâşî el-Edvârî, el-İstilzâm el-Hivârî fi’-Tedâvül el-Lisânî, Menşûrâtü’l-İhtilâf, Rabat, Birinci Basım, 2011, syf: 99

(27)

Nitelik İlkesi

“Doğruluğa odaklan. Yanlış olduğunu bildiğin şeyi53 ya da doğru olmadığı kanısında

olduğun şeyi ve kanıtın olmadığı54 şeyi söyleme.”

Bağıntı İlkesi

Bağıntı ilkesi, söylediğin şeyin söylenen yere uygun olması55 ve sözünün yakışır

olması ya da konu ile bağlantılı56 olması amacıyla söz ve bağlam arasındaki uygunluk

ile ilgilidir.57

Tarz İlkesi

Bu ilke söylenen sözün niteliği58 ile ilgilidir. İlkenin temeli açık ol, kısa ve öz konuş

ve düzenli ol59 ya da açık konuşmaya uy olarak formüle edilir.60 Ya da başka bir

ifadeyle açık ve belirli ol, kapalılıktan (obscurity) ve bulanıklıktan (ambiguity) kaçın, kısa ve öz konuş ve sözünde düzenli ol61 şeklinde belirtilebilir.

İnsanlar konuşma esnasında gizli olarak bu ilkeleri kabul eder ve mantığa uygun bulurlar. Söz konusu ilkeler diyaloğun normatif kuralları değildir aksine “ normatif ya da davranış ilkeleri 62olmaktan ziyade yorum ilkeleridir.” Bu ilkelerin yararları

53 El-İyâşî el-Edvârî, el-İstilzâm el-Hivârî fi’-Tedâvül el-Lisânî, Menşûrâtü’l-İhtilâf, Rabat, Birinci Basım, 2011, syf: 99

54 Mahmûd Nahle, Âfâk Cedîde li’l-Bahsi fi’l-Bahsi’l-Lugavî el-Muâsır, İskenderiye, el-Ma’rifetü’l-Câmiiyye, Birinci Basım, 2002, Syf: 34.

55 Taha Abdurrahman, Fi Usuli’l-Hıvâr ve Tecdîd İlmil-Kelâm, Kazablanka, Kiraz es-Sekâfî el-Arabî, İkinci Basım, 2000, syf: 104.

56 Salâh İsmâîl,en-Nazariyyetü’l-Kasdiyye fi’l-M’anâ İnde Grice, Havliyyâtü’l-Âdâb ve’l-Ulûm el-İctimâiyye, El-Havliyyât el-Hamse ve’l-İşrûn, Kuveyt Üniversitesi, 2005, Syf: 87

57 George Yule, et-Tedâvüliyye, Trc: Kasî el-‘İtâbî, Beyrut, ed-Dâru’l-Arabiyye li’l-Ulûm ve Nâşirûn, Birinci Basım, 2010, syf: 68.

58 Salâh İsmâîl,en-Nazariyyetü’l-Kasdiyye fi’l-M’anâ İnde Grice, Havliyyâtü’l-Âdâb ve’l-Ulûm el-İctimâiyye, El-Havliyyât el-Hamse ve’l-İşrûn, Kuveyt Üniversitesi, 2005, Syf: 87

59 George Yule, Ma’rifetü’l-Luga, Trc: Prf. Dr. Mahmûd Ferâc Abdü’l-Hafız, İskenderiye, Dâru’l-Vefâ Ledeynâ li’t-Tıbaâti Ve’n-Neşr,Birinci Basım, 1999, Syf:151.

60 El-İyâşî el-Edvârî, el-İstilzâm el-Hivârî fi’-Tedâvül el-Lisânî, Menşûrâtü’l-İhtilâf, Rabat, Birinci Basım, 2011, syf: 100.

61 Mahmûd Nahle, Âfâk Cedîde li’l-Bahsi fi’l-Bahsi’l-Lugavî el-Muâsır, İskenderiye, el-Ma’rifetü’l-Câmiiyye, Birinci Basım, 2002, Syf: 34.

62 Jacques Moeschler, Anne Reboul, er-Tedâvüliyye el-Yevm ‘İlm Cedîd fi’t-Tevâsul, Trc: Seyfüddin Dağfûs Muhammed eş-Şeybânî^, el-Münazzımetü’l-Arabiyye li’t-Terceme, Birinci Basım, 2003, Syf: 57.

(28)

saygınlığının zorunluluğunda gizli değildir aksine muhataplarının ondan faydalanma ve onları çiğnemedeki gücünde bulunur.

Grice konuşucuların çoğunun – diyalogda herhangi bir açıklamanın olmadığı durumalarda- “ Bu luralları ve ilkeleri açıklayan yönde ilerleyeceğini”64 vurgulamıştır.

Aynı zamanda Grice bu konuşmaya dayalı kuralları ve diyalogla irtibatlı olan diyaloğa dayalı örtük içerikleri sunuşuda “ karşılıklı konuşmanın hedefi kurallar açısından aktif bir şekilde bilgi alışverişini sağlamaktır”65 fikrine yoğunlaşmış gibidir.

Grice diyalog ve işbirliği ilkesiyle ilişkili olan bu kurallara derin bir şekilde bakmakatadır. İlkeler karşılıklı konuşmlardan ve diyalogdan daha geniş bir alanla ilişkilidir. Onlar “ Özel bir yöntemi ve hedefi olan zihinsel tutumlardır.”66 Kuralların

çıkış yeri zihinsel tutumlar olduğu için Grice onların “ Karşılıklı konuşmayla ilişkili olmayan muameleler çerçevesinde de denkleri olduğunu” düşünmektedir.67

Grice felsefi olarak diyaloğun kurallarının ve onun zihinsel tutumlarla olan bağlantısının açıklanması üzerinde durmaktadır. Onları daha iyi anlayabilmek için diyalog çerçevesi dışında genel insani örnekler verir. Evet, bu örnekler diyalog çerçevesi dışındadır ancak onlar diyalog içerisinde kullanıldığımızda daha açık ve anlaşılır bir görüntü vermektedir. Grice nicelik (quantity) ilkesi hakkında “ eğer senden arabamı onarmamı beklersem senden arabanın onarılması için gerekli olan düzeltmeleri yapmanı beklerim, ne eksik ne fazla. Eğer dört adet vidaya ihtiyacım olursa onun yerine iki ya da üç tane koymanı beklemem”, nitelik (quality) ilkesi hakkında “ Senden bana düzmece bir şekilde değil de gerçekten yardım etmeni beklerim. Mesela kek hazırlarken bana yardım etmeni istesem senden şeker rica ettiğimde bana şeker yerine tuz vermeni beklemem” demiştir. Yine Grice bağıntı (relation) ilkesi hakkında “Anlık ihtiyaçlarım için uygun bir yardımcı-katılımcı olmanı

63 Jacques Moeschler, Anne Reboul, er-Tedâvüliyye el-Yevm ‘İlm Cedîd fi’t-Tevâsul, Trc: Seyfüddin Dağfûs Muhammed eş-Şeybânî^, el-Münazzımetü’l-Arabiyye li’t-Terceme, Birinci Basım, 2003, Syf: 56.

64 Paul Grice, Logic and Conversation, Studies in the Way of Words, First Harvard Press University Paperback – Edition, London, 1991, Syf:28-29.

65 A.g.e syf: 28. 66 A.g.e, syf: 28. 67 A.g.e, syf: 28.

(29)

beklerim. Eğer bir kek hazırlıyorsam ve senden kaptaki ölçüleri karıştırmanı istesem bana bir kitap veya kumaş parçası vermeni beklemem” ve tarz (manner) ilkesi hakkında “ İş ortağımın bana yardım etmek için ne yapacağını bana bildirmesini ve yapacağı işi uygun bir hızla yamasını beklerim” demiştir.68

3.3.Diyaloğa Dayalı Sezdirimler Kavramının Belirlenmesi

Grice diyaloğa dayalı örtük anlam hakkındaki sözlerinin başında diyaloğa dayalı sezdirimler kavramı ile kastettiğini ve bu kavramı uzlaşmaya dayalı sezdirim ve önvarsayımdan ayıran özellikleri belirten bir örnek verir: “ A ve B’ nin şu anda bir bankada çalışmkata olan ortak arkadaşları C hakkında konuştuklarını farz edelim. A, B’ ye C’nin nasıl olduğunu sorar. B bildiğim kadarıyla gayet iyi, işteki arkadaşlarını seviyor ve henüz hapishaneye gitmedi cevabını verir.69 Grice B’ nin “Henüz

hapisahaneye gitmedi” cevabına yorum yapmaya başlar “ Bu cevap çok sayıda ihtimale sahiptir. C işini terk etmek için aklı çelinmeye çalışılan birisi olabilir ya da iş arkadaş hoş olmayan hain kişiler olabilir. Ve bunun gibi.”70 Ancak Grice’ in da

belirttiği gibi bu ihtimaller genellikle diyaloğun tarafları arasındaki bağlamda açık ve anlaşılır olur. “Cevap genellikle konuşmanın bağlamında açık olur. Ancak açıktır ki B’ nin ne kastettiği ve neye işarette bulunduğu bu örnekte “henüz hapishaneye gitmedi” doğrudan anlamından oldukça uzaktır.”71 Grice bu sebeple diyalogda doğan

ve diyalog içerisinde anlaşılan bu örtük manayı anlamanın ve açıklamanın bir yolu olarak işbirliği ilkesini ve onun alt ilkelerini ortaya koymuştur.

Diyaloğa dayalı sezdirimler, işbirliği ilkesinin ihlal edilmesinden doğar. Bu ilkenin ihlali (diyaloğun gerçekleşmesi için tarafların genel işbirliğine uymasına rağmen) gizli kalan bir anlamın var olduğu anlamına gelir. Ne zaman konuşucunun söylediği şey ile kast ettiği şey arasında herhangi bir fark bulunmazsa orada sezdirimlerden de söz edilmez. Bu noktadan Dr. Tâhâ Abdu’r-Rahmân “ Ne zaman diyaloğun taraflarından biri bu ilkeleri ihlal etse diğerinin karşısındakinin sözünü zahirinden uzaklaştırıp bağlamın gizli olarak gerektirdiği anlama doğru çekmesi gerekir. Bu kendisine doğru

68 A.g.e, syf:28.

69 Paul Grice, Logic and Conversation, Studies in the Way of Words, First Harvard Press University Paperback – Edition, London, 1991, Syf:24

70 A.g.e, syf: 24. 71 A.g.e, syf: 24.

(30)

çekilen anlam, zahir anlamdan deliller vasıtasıyla çıkarım yapılması yoluyla elde edilir. İşte bu çıkarım diyaloğa dayalı sezdirimler olarak ifade edilen olgudur”72

demektedir. Jacques Moeschler ve Anne Reboul’ un “ Grice’in kuramı konuşma kurallarını görevlendirmeyi içerir. Bu görevlendirme herhangi bir konuşucu bu ilkeleri açıkça ihlal ettiğinde ortaya çıkar. Bu durumda muhatabın ilkelerin çiğnenmesinin açıklamasını yapabilen varsayımlarda bulunması gerekir”73 demiştir.

İşbirliği ilkesinin tüm alt ilkelerini açık ve uygun bir şekilde uygulayan bazı cümleleri gözden geçirebiliriz. Bu cümlelerde diyaloğa dayalı sezdirimleri bulamayız. Örneğin bir çocuğun kardeşine “Kitap nerede?” sorusuna kardeşinin verdiği “Masanın üzerinde” cümlesini ele alalım. Bu cümle hem işbirliği ilkesinin hem de tüm alt ilkelerinin gerçekleştiği bir cümledir. Kardeş, sorulan soruya yeterli miktarda bilgi (Nicelik ilkesi), doğru bilgi (Nitelik ilkesi), sorulan soruya uygun bir şekilde (Bağıntı ilkesi) ve açık ve anlaşılır bir şekilde (Tarz ilkesi )ile cevap vermiştir.

Aynı zamanda işbirliği ilkesinin alt ilkelerini çiğneyen birçok cümle gözlemlememiz de mümkündür. Birkaç örnek zikredelim:

1) Anne oğluna “Ellerini yıkayıp yemeğini yedin mi?” sorusunu sorar. Ve oğlu “Evet, yedim” diye cevap verir. Çocuk bu cevabıyla nitelik ilkesini çiğnemiş olur çünkü ellerini yıkayıp yıkamadığı konusunda açık bir ifadede bulunmaz. Çocuk bu cevabıyla sanki “Hayır, ellerimi yıkamadım” demek istemiyordur ve sorunun ikinci kısmına “Evet” cevabını vermekle yetinir. Bu noktada annenin, oğlu açıkça ifade etmemiş olsa bile anlayabileceği örtük bir anlam doğar. Çocuk sanki ihmalini ortaya çıkarmaktan ya da annesi kızacak diye ellerini yıkamadığını açıklamaktan korkmaktadır.

2) Bu örneği Dr. Muhammed Nahle ikisi de İngiliz olan öğrenci ve öğretmen arasında geçen şu diyaloğu naklediyor:

A: Tahran, Türkiye’dedir öğle değil mi öğretmenim?

72 Taha Abdurrahman, Fi Usuli’l-Hıvâr ve Tecdîd İlmil-Kelâm, Kazablanka, Kiraz es-Sekâfî el-Arabî, İkinci Basım, 2000, syf: 104.

73 Jacques Moeschler, Anne Reboul, er-Tedâvüliyye el-Yevm ‘İlm Cedîd fi’t-Tevâsul, Trc: Seyfüddin Dağfûs Muhammed eş-Şeybânî^, el-Münazzımetü’l-Arabiyye li’t-Terceme, Birinci Basım, 2003, Syf: 57-58.

(31)

B: Tabiki, Londra da Amerika’da!

Bu diyalogda öğretmen nicelik ilkesini bilerek ihlal etmiştir. Çünkü doğru olmadığını bildiği sözü hedeflemektedir. İçerik açıkça görünmektedir ki öğrencinin söylediğinin doğru olmadığını söylemek istemiştir ancak bunu azarlama belki de ironi ile söylemiştir.

3) Dr. Mahmûd Nahle şu diyaloğu zikretmektedir: A: Zeyd nerede?

B: Amr’ ın evinin önünde sarı bir araba duruyor.75

Soruya verilen cevabın aykırılığı açık bir şekilde görünmektedir. Zeyd ile ilgili soru ile Amr’ ın evinin önünde sarı bir araba olduğu cevabı arasında nesnel bir ilişki yoktur. Ancak diyaloğun taraflarının işbirliği ilkesine bağlılığı ilk konuşucunun arada nesnel bir bağ olduğunu anlamasını sağlamıştır. Kolayca anlaşılır ki konuşucu Zeyd’in, Amr’ ın evinin önünde duran sarı arabanın içinde olduğunu kastetmiştir.

4) Bir öğrenci Arapça öğretmenine “ ﺳﻊ kelimesinin anlamı nedir?” diye sorar. ﻤ Öğretmen “ Kelimenin anlamını öğrenmek için kalk ve kütüphaneye git, sözlüğü almak için elini uzat ve س / م / ع harflerinin bulunduğu yeri aç” cevabını vermiştir. Bu diyalogda öğretmen, sorunun cevabını öğrenmenin kolaylığı sebebiyle öğrencinin tembelliğini kınamayı ifade eden açık anlamı sağlamak için kısa-öz cevap kuralını açık bir şekilde çiğnemiş ve kasıtlı bir şekilde doğrudan ifade etmek yerine sözü uzatma çabası göstermiştir.

Bu örneklerin hepsi Grice’ ın tesis ettiği işbirliği ilkesinin alt ilkelerinin çiğnenmesi sebebiyle oluşan diyaloğa dayalı sezdirimleri nasıl anlayacağımıza ortaya koymaktadır.

74 Mahmûd Nahle, Âfâk Cedîde li’l-Bahsi fi’l-Bahsi’l-Lugavî el-Muâsır, İskenderiye, el-Ma’rifetü’l-Câmiiyye, Birinci Basım, 2002, Syf: 36.

75 Mahmûd Nahle, Âfâk Cedîde li’l-Bahsi fi’l-Bahsi’l-Lugavî el-Muâsır, İskenderiye, el-Ma’rifetü’l-Câmiiyye, Birinci Basım, 2002, Syf: 37.

(32)

Diyaloğa dayalı sezdirim kavramı diyalog, konuşma ve iki ya da daha fazla kişi arasındaki karşılıklı konuşma anlamına gelen “conversation” kelimesine dayanmaktadır. Kelimenin tercümesi genellikle diyalog (راﻮﺤاﻟ) ya da Dr. Salâh İsmâîl, Dr. Tâhâ er-Rahman’ın kullandığı şekliyle karşılıklı konuşma (ﺐطﺎﺨﺘاﻟ) olarak geçmektedir. Kavramın ikinci kelimesi “implicature” ise kastedilen harfi anlam olmayan örtük anlama işaret etmektedir. Bu anlam anlaşılması mümkün örtük anlamdır. Bu kelimenin Arapça’ ya çevirisinde sezdirim, içerik veya gereklilik terimleri arasında ihtilaf vardır.

Bazı terimlerin kullanılışı ve çevirilerinden doğan karışıklıklar ve çevirilerin çokluğunu bir kenara bırakırsak –bu tanımların birbirinden ayrılması hususunda bazı araştırmacılarda farklılıklar olduğunu itibara alarak- bazı terimlerin arasını ayırmaya ihtiyacımız var. Diyaloğa dayalı sezdirimlerin yanı sıra bazılarının öncelikli sezdirme-gereklilik olarak isimlendirdiği önvarsayım (Presupposition - ﻖﺒﺴﻤاﻟ ضاﺮﻓﺘﻻا) terimi, uzlaşmaya dayalı sezdirim (conventional implicature , ﻲﻓﺮﻌﻟ ا امﺰﺘﻠﺳﻻ ا) ve gerektirme (entailment, ءﺎﻀﻗﺘﻻا) terimleri bunlardandır.

3.4.Önvarsayım Terimi (Presupposition) ve Uzlaşmaya Dayalı Sezdirimler (Conventional İmplicature)

Bazı araştırmacılar önvarsayım terimini, ön gereklilik (ﻖﺒﺴﻤاﻟ امﺰﺘﻠﺳﻻا), uzlaşmaya dayalı sezdirim (ﻲﻓﺮﻌﻟ اامﺰﺘﻠﺳﻻا) ya da uzlaşmaya dayalı içerik olarak isimlendirir. Dr. Salâh İsmâîl uzlaşmaya dayalı sezdirimler (conventional implicature) terimini ise uzlaşmaya dayalı gereklilik (ﻲﺎﻗﺗﻔﻻ اءﺎﻀﻗﺘﻻا) olarak isimlendirir.

Bu iki terim birbirine çok yakın anlamda kullanılır. Ve kimi zaman araştırmacılar bu terimleri başka bir anlamı ifade etmek için kullanır. Ancak Önvarsayım (Presupposition), Dr. Mahmûd Nahle, George Yule’dan “ Konuşucu hitabını, dinleyenin onu daha önceden bildiğini varsayarak yöneltir”76 ifadesini aktarmaktadır.

Dr. Nahle konuya bir örnek verir: “Bir adam başka bir adama “Pencereyi kapat” derse burada pencerenin daha önceden açık olduğu, onun kapatılması için bir gerekçenin var

76 Mahmûd Nahle, Âfâk Cedîde li’l-Bahsi fi’l-Bahsi’l-Lugavî el-Muâsır, İskenderiye, el-Ma’rifetü’l-Câmiiyye, Birinci Basım, 2002, Syf: 26.

(33)

olduğu, muhatabın hareket etme gücüne sahip olduğu ve konuşucunun başka bir mekânda bulunduğu varsayılır. Tüm bumlar durumun bağlam ile konuşucunun ise muhatap ile olan ilişkisine bağlıdır.”77

George Yule’a göre önvarsayım (Presupposition) “ Konuşmacı tarafından dile getirilmeden önce varsayılan şeydir. Yani konuşucunun zihninde önceden bir varsayım bulunmaktadır. Ancak bu varsayım cümlede bulunmaz”78 şeklinde tarif

edilir. George Yule bir örnek verir: Mary’ nin erkek kardeşi üç at aldı. “Konuşucu bu cümleyi söylediğinde Mary adında bir kadının olduğu ve onun erkek kardeşi olduğu gibi ön varsayımlara sahip olduğu beklenir. Belki konuşucunun Mary’ nin sadece bir erkek kardeşi olduğu ve onun da çok parası olduğu gibi daha ayrıntılı ön varsayımları bulunabilir.79 George Yule başka bir bölümde “ Konuşucu normal şartlarda işaret

bildiren “here” (burada) gibi bir kelime kullandığında dinleyenin kastettiği mekânı biliyor olduğu varsayımına dayanır” 80demiştir.

Dr. Salâh İsmâîl’ in uzlaşmaya dayalı sezdirimden (conventional implicature) bahsederken -ki o bu terimi ittifaka dayanan gereklilik olarak tercüme eder- bu anlama ve önceki örneğe yakın bir açıklama getirmiştir:

“ Uzlaşmaya dayalı sezdirim, ancak ( ﻟﻦ ) kelimesi ya da bundan sonra (ﻜ ﻢ ﺛﻦﻣو) tabiri gibi yazılı olmayan kelimeler için üzerinde ittifak edilmiş anlam vasıtasıyla doğar. Örneğin ﺢﯾﺮﺘﺴ ﯾن أﮫﻠﯿﻋﻦﯿﻌﺘ ﯾﻢ ﺛﻦﻣوﺾﯾﺮﻣﺪﻤﺣأ (Ahmet hastadır bu yüzden onun dinlenmesi gereklidir) cümlesinde anlam, akla dayalı bir çıkarsama sonucunda değil doğrudan kavranır.”81

77 Mahmûd Nahle, Âfâk Cedîde li’l-Bahsi fi’l-Bahsi’l-Lugavî el-Muâsır, İskenderiye, el-Ma’rifetü’l-Câmiiyye, Birinci Basım, 2002, Syf: 26.

78 George Yule, et-Tedâvüliyye, Trc: Kasî el-‘İtâbî, Beyrut, ed-Dâru’l-Arabiyye li’l-Ulûm ve Nâşirûn, Birinci Basım, 2010, syf: 52.

79 George Yule, et-Tedâvüliyye, Trc: Kasî el-‘İtâbî, Beyrut, ed-Dâru’l-Arabiyye li’l-Ulûm ve Nâşirûn, Birinci Basım, 2010, syf: 52.

80 George Yule, Ma’rifetü’l-Luga, Trc: Prf. Dr. Mahmûd Ferâc Abdü’l-Hafız, İskenderiye, Dâru’l-Vefâ Ledeynâ li’t-Tıbaâti Ve’n-Neşr,Birinci Basım, 1999, Syf:137.

81 Salâh İsmâîl,en-Nazariyyetü’l-Kasdiyye fi’l-M’anâ İnde Grice, Havliyyâtü’l-Âdâb ve’l-Ulûm el-İctimâiyye, El-Havliyyât el-Hamse ve’l-İşrûn, Kuveyt Üniversitesi, 2005, Syf: 81.

Referanslar

Benzer Belgeler

Meslek Lisesi Öğrencilerinin Gözünden İdeal Öğretmen Özellikleri ve Becerileri Ideal Teacher Characteristics and Skills through the Eyes of Vocational High

 Bir insanın bütün isteklerini elde etmesi ve sevdiği her şeyi sonuna kadar elinde tutması mümkün değildir..  Aklın

‘kaza etmeye önce ilk saf başlar çünkü onlar namaza önce başladılar. Namazda oldukları için de hiç biri konuşmaz.’ demiştir. Havvât rivayetinin Kur’an’da tarif

VF'liye 5 TL İndirimli Gençlik Avantajlı Fiber Kampanyası VF'liye 5 TL İndirimli Gençlik Avantajlı ADSL Kampanyası VF'liye 5 TL İndirimli Gençlik Avantajlı VDSL Kampanyası

Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri, Bitki Koruma, Biyosistem Mühendisliği, Peyzaj Mimarlığı, Tarım Ekonomisi, Tarımsal Biyoteknoloji, Tarla Bitkiler, Toprak Bilimi

Bu çalışmada Avolio ve diğerleri (2007) tarafından geliştirilmiş olan Otantik Liderlik Ölçeği (Authentic Leadership Questionnaire) kullanılmıştır (Mind Garden

Okuma Anlama Çalışmaları-4. Sorunun

Kutay, Aka Gündüz’ün Donanma Cemiyeti’ne, dolayısıyla da Osmanlı donanmasının güçlendirilmesi konusuna gerekli hassasiyeti göstermeleri için Gazi Ahmet Muhtar