• Sonuç bulunamadı

Mesleki solunum sistemi hastalıkları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mesleki solunum sistemi hastalıkları"

Copied!
79
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Mesleki Solunum

Sistemi Hastalıkları

Mesleki Solunum

Sistemi Hastalıkları

(2)

MESLEK HASTALIKLARI

 A Grubu : Kimyasal Maddelerle olan MH  B Grubu : Mesleki Deri Hastalıkları

 C Grubu : Mesleki Solunum Sistemi Hastalıkları

 D Grubu : Mesleki Bulaşıcı Hastalıklar  E Grubu : Fiziksel Etkenlerle oluşan MH

(3)

Toz; havada asılı durumda bulunan katı parçacıkların genel adı! Tozun partikül büyüklüğü çok değişik olabilir.

Mikrondan daha ufak - 500 mikrona kadar

Daha büyük olan partiküller havada asılı durumda kalamaz, ağırlıkları nedeniyle çökerler.

İnsan sağlığı bakımından önemli olan boyutlar:

0.5 – 100 mikron arasındaki

büyüklüklere sahip tozlar!

Daha büyük olan partiküller solunum yollarına giremezler.

Tozlar fiziksel, kimyasal özelliklerine veya biyolojik davranışlarına göre

sınıflandırılabilirler. İnsan sağlığı bakımından tozun büyüklüğü, kimyasal bileşimi, yüzey şekilleri, çökme hızı gibi özelliklerinin yanı sıra en önemli özelliği biyolojik

davranışıdır. İnsan vücudunda tozlar değişik biyolojik etkiler gösterebilirler.

(4)

Biyolojik etkileri bakımından başlıca gruplar:

(a)    İnert tozlar: Bu tozlar (örneğin baryum tozu) inert olup vücutta herhangi reaksiyona girmeden lenfatiklerle vücut dışına taşınır. Ancak bu tozlar da fazla miktarda olduğunda lenfatiklerde tıkanıklığa yol açabilir.

(b) Toksik tozlar: Bazı metallerin tozları, solunum yolundan vücuda girdiğinde vücutta değişik organlara yönelir, bazı kimyasal sistemlerle etkileşime girer ve

zehirlenmeye yol açar. Bu tür tozlara toksik toz denilir. (Kurşun, krom, nikel, kadmiyum gibi metallerin tozları)

(c) Allerjik tozlar: Bu tozlar solunum yollarında spazma yol açarak astım benzeri tabloya neden olur, deri ile temas ettiğinde de allerjik rahatsızlıklar. Tipik örnek:Pamuk tozu (keten, kenevir tozu, şeker kamışı tozu, kuşların tüylerinden gelen tozlar gibi

organik tozlar ve cam yünü (cam elyafı), kireç tozu gibi inorganik tozlar da).

(d) Fibrojenik tozlar: Biyolojik etki ve insan sağlığı bakımından en önemli olan

grup fibrojenik tozlardır. Bu tozlar akciğerlere ulaştığında orada depolanır, fibrotik

reaksiyona yol açar ve sonuç olarak öksürük, nefes darlığı gibi belirtilerle seyreden

kronik obstruktif akciğer hastalıklarına neden olur.

(e) Kanserojen tozlar: Bazı tozlar da özellikle akciğerlerde ve solunum sisteminin diğer bölümlerinde kansere neden olurlar. Bu konuda en çok bilinen örnek asbest

lifleridir. Asbest akciğer kanserinin başlıca nedenlerinden birisidir. Mezotelyoma ise yalnızca asbest etkisi ile meydana gelen bir malign hastalıktır. Asbest dışında

krom, nikel, kadmiyum gibi bazı metal tozları ile arsenik tozlarının da çeşitli kanserlerin gelişmesinde etkili olduğu bilinmektedir.

(5)

Kimyasal yapılarına göre Tozlar:

1. Grup: Demir, kömür, kum(silis), asbest, çimento

gibi

inorganik

yapıda olan tozlar

2. Grup: Pamuk tozu, şeker kamışı tozu, mantar

sporu, kümes hayvanı tüyü gibi

organik

yapıda

olan tozlar

(6)

İnorganik tozlar

akciğerlerde depolanma eğilimindedir.

Bunlar arasında fibrojenik potansiyeli olanlar

fibrozis

e yol

açarak kronik akciğer hastalığına neden olurlar.

Organik tozlar

ise akciğerlerde depolanmaz, doğrudan fibrojenik

etki de göstermez, ancak bir tür

allerjik

mekanizma aracılığı ile

solunum yollarında spazma neden olur.

Tekrarlayan spazmodik ataklar sonucunda kronik akciğer

hastalığı tablosu oluşur.

(7)

Tozların akciğerlerde hastalık meydana getirmesi; hem tozun, hem de kişinin bazı özellikleri önem taşır!

Kişisel özelliklerden en önemlisi sigara içilmesidir. Toz nedeniyle meydana gelen akciğer hastalıklarının her türü sigara içenlerde daha sık görülür. En bariz örneği; Asbeste bağlı akciğer kanserleridir.

Sigara ve asbest birbirinden bağımsız olarak akciğer kanserine neden olurlar. Ancak sigara ile asbest birlikte olduğunda akciğer kanseri riski çok yüksek düzeylere çıkmaktadır.

Kişisel özellik olarak genetik yapının da önemi vardır.

Alfa-1 antitripsin enziminin eksikliği - solunum sistemi hastalıklarına yatkınlık Bu kişiler toza bağlı akciğer hastalıkları için daha duyarlı!

(8)
(9)

Tozun özellikleri de önemlidir:

Tozun partikül büyüklüğü: Büyüklüğü 100 mikrondan daha az olan tozlar akciğerlere girebilir. Bu grup tozlara inhale edilebilen (inhalable) toz adı verilir. Ancak tozun

akciğerlerde hastalık yapabilmesi bakımından solunum yollarına girmesi yeterli

değildir, solunum yollarına giren tozun alveollere kadar ulaşması gerekir. Alveollere ulaşabilen tozlar ise 10 mikronun altındaki tozlardır. Bu gruptaki tozlara da solunabilir (respirable) toz adı verilir. Solunabilir tozlarda da 8-10 mikron dolayındaki tozlar daha çok bronşiyoller düzeyinde siliyalı epitel hücreleri tarafından tutularak mukus içinde yukarıya doğru iletilir ve yutulur veya balgam içinde dışarı atılır. Partikül büyüklüğü 5 mikron ve daha ufak olan tozlar ise bronşiyol düzeyini de geçerek alveollere ulaşır.

Akciğerlerde hastalık meydana gelmesi bakımından büyüklüğü 0.5 ile 5

mikron arasında olan tozlar en büyük tehlikeyi oluşturur. Daha ufak olan

tozlar alveol içinde havada asılı olarak durur ve solunumla veya lenfatiklerle atılır.

(10)

Partikül adı Büyüklüğü (mikron) Sigara dumanı 0,01-0,4 Egzos dumanı 0,04-1 Bakteri 0,03-20 Metal tütsüleri 0,001-100 Çimento tozu 3-100 Bitki sporları 10-40 Polen 10-100 İnsan saç kılı 5-500 Aksırık materyali 10-400 Kül 1-1000 Dökümhane tozu 1-1000

Bazı Partiküllerin Büyüklükleri

(11)

Alveollere gelen tozlar burada makrofajlar tarafından fagosite ve elimine edilir. Ancak fibrojenik özellikteki tozlar, makrofajları parçalar ve alveol içine yayılırlar. Makrofajlar tarafından tekrar fagosite edilen tozlar bu makrofajları da parçalar, bu arada tozların bir kısmı alveoler epitel ve bazal membranı geçerek interstisyuma ulaşır. Böylelikle akciğerde fibrotik reaksiyon başlar. O halde hastalık meydana gelmesi bakımından tozun büyüklüğünün yanı sıra fibrojenik potansiyeli

de önem taşımaktadır. Fibrojenik özellikte olmayan tozlar alveollere kadar

ulaşsalar bile, fibrotik reaksiyon oluşmayacağı için ciddi soruna neden olmazlar. Akciğerlerde hastalık meydana gelmesi bakımından tozun ortamdaki

konsantrasyonu ve kişinin maruziyet süresi de önemlidir;

Solunan toz miktarı az olduğunda alveoler makrofaj sistemi ile elimine edilmesi daha kolaydır, ancak yoğunluk fazla ise tozun tamamı elimine edilemez. Toza bağlı

akciğer hastalığı meydana gelmesi bakımından en kısa maruziyet süresi 3 yıl Çoğu kez 10 yıl ve daha uzun süreli etkilenmenin sonunda hastalık ortaya çıkar.

(12)

MESLEKİ AKCİĞER HASTALIKLARI

Tozlara bağlı olarak meydana gelen meslek hastalıkları en çok akciğer hastalıkları şeklindedir.

Bunlar arasında en klasik olanı da silis tozunun akciğerlerde depolanmasına bağlı olarak meydana gelen silikozis!

Öte yandan akciğerlerde toz depolanması ve fibrozis ile seyreden hastalığa genel

olarak pnömokonyoz adı verilmiştir. Böylece silikozis ve pnömokonyoz terimleri, uzun yıllar, biri diğerinin anlamını ifade eder biçimde kullanılmıştır. Ancak akciğerlerde

tozlara bağlı olarak meydana gelen hastalıkların hepsinde toz depolanması ve fibrozis olmadığından pnömokonyoz terimi, çalışma hayatındaki etkenlere bağlı olarak ortaya çıkan bütün solunum sistemi hastalıklarını içine almamaktadır. Bu nedenle

pnömokonyoz terimi yerine son yıllarda "mesleki akciğer hastalığı" terimi tercih

edilmeye başlanmıştır. Pnömokonyoz terimi ise akciğerlerde toz depolanması ve

fibrozis ile seyreden hastalıklar için kullanılmaktadır.

(13)

Mesleki akciğer hastalıklarında tanı yöntemleri

En önemli bilgi; tozlu ortamda çalışma öyküsüdür.

Hastalarda çoğunlukla 10 yıl ve daha uzun süre ile tozlu işte çalışma öyküsü bulunur. Hastalık yavaş geliştiği için ilk yıllarda klinik ve laboratuar bulguları normal;

İlerleyen zamanlarda öksürük ve nefes darlığı (Bu dönemde radyolojik ve SFT’de patolojiler)

(14)

Pnömokonyoz; Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından standardize edilmiştir. Radyolojik görüntüler küçük veya büyük opasiteler şeklinde olabilir. Küçük

opasiteler de yuvarlak veya irreguler opasiteler şeklindedir. Bu opasiteler de büyüklüklerine göre alt gruplara ayrılır.

Büyüklüğü 1 cm. den daha az olan opasiteler küçük opasite olarak alandırılır. Buna göre küçük-yuvarlak opasiteler çaplarına göre (p – q – r) sembolleri ile gösterilir. İrreguler opasitelerde ise opasitenin kısa boyutu olan kalınlığına göre (s – t – u)

sembolleri kullanılır. Büyüklüğü 1 cm. den büyük olan opasiteler ise büyük opasite olarak adlandırılır ve A – B – C sembolleri ile gösterilir. A sembolü, büyüklüğü 1 – 5 cm. arasındaki opasitelere işaret eder. Bir taneden çok olan opasitelerin

akciğerlerde kapladığı toplam alan bir akciğer alanının 1/3’ünden az yer kaplıyorsa B, daha geniş alan kaplayan opasiteler de C sembolleri ile gösterilir

Radyolojide saptanan opasiteler, büyüklüklerinin yanı sıra akciğer alanlarındaki

yaygınlığı (profusion) yönünden de sınıflandırılırlar. Bu sınıflandırmada 0 – 1 – 2 – 3 işaretleri kullanılır. Buna göre;

Kategori 0; normal görünüme işaret eder,

Kategori 1; her iki akciğer alanının üçte birinden daha az alana yayılmış op., Kategori 2; her iki akciğer alanında daha yaygın görünüme işaret eder,

(15)

Target

Opasite türleri Opasite büyüklüğü (çap veya kalınlık)

  < 1.5 mm. 1.5 – 3.0 mm. 3.0 – 10 mm. Küçük opasite 1 cm. den küçük Yuvarlak p q r İrreguler s t u Büyük opasite 1 cm. den büyük A Toplam büyüklüğü 5 cm. ye kadar  B Toplam büyüklüğü bir akciğer alanının 1/3’ü  kadar   C Toplam büyüklüğü daha fazla olan opasiteler

(16)

Akciğer radyolojisinin değerlendirilmesi sırasında opasitelerin yaygınlığı ve büyüklüğü ifade edilirken ikili sembol kullanılır;

Örneğin 0/1 ve s/t veya 2/1 ve q/r şeklinde ifade edilir. İlk örnekte yaygınlık 0 ile 1 arasında ancak 0 yaygınlığın daha hakim olduğu, büyüklük bakımından da s opasiteler daha fazla olmak üzere s ve t opasitelerin bulunduğuna işaret edilmektedir. İkinci örnekte ise yaygınlık bakımından kategori 2 daha hakim olmak üzere 2 ile 1 arası yaygınlık ve q opasiteler hakim olmak üzere q ve r opasiteler ifade edilmektedir. Radyolojik sembol olarak 1/1 ve s/s

kullanılmışsa, yaygınlık düzeyi 1 olan s opasitelerin varlığı belirtilmektedir.

Mesleki akciğer hastalıklarında radyolojik bulgu olarak; Opasiteler dışında akciğer parankiminde, plevrada, kalpte ve mediastinumda çeşitli patolojik görüntüler de olabilir.

(17)

Target Sembol Anlamı ca Kanser olasılığı co Cardiac outline; kalp sınırları belirsiz cp Cor pulmonale cv Kavite em Amfizem es Egg-shell kalsifikasyon hi Hiler gölgeler pl Plevral anormallikler px Pnömotoraks tb Tüberküloz 

(18)

Mesleki akciğer hastalıklarının incelenmesinde radyolojinin yanı sıra SFT de önemli! SFT ile, hem hastalığın türü hem de fonksiyonel kapasite, yani fonksiyonel

bozulmanın derecesi belirlenir. (SFT, hastalığın seyri ve maluliyet düzeyinin tespiti için de önemli)

SFT, expirium hacimlerini ölçer. Kişi en derin nefesini alır, ciğerlerine doldurduğu

havayı hızla cihazın içine üfler. Bu sırada cihaz çeşitli ölçümler yapar. Bu ölçümlerden en temel ikisi; zorlu vital kapasite (FVC) ile expiriumun ilk saniyesi içinde üflenen

hacim (FEV1.0) değerleridir. Zorlu vital kapasite en derin nefes alıp ciğerlerdeki havayı en hızlı şekilde üfleme sırasında çıkarılan hava hacmidir. (Sağlıklı bir yetişkinde 5-6 lt.) FEV1.0:4-5 Lt.

Bu hacimler mutlak değerler olarak ifade edildiği gibi, yaş, cinsiyet ve boy uzunluğu dikkate alınarak hazırlanmış olan normogamlarda belirlenen “beklenen” değerlerin yüzdesi olarak da belirtilebilir. Beklenen değerin %80 ve daha üzerindeki değerler normal olarak kabul edilir.

Hava yollarında tıkanıklık olduğunda (obstrüktif bozukluk) her iki hacim de azalır ama nefes verme daha güçleşeceği için FEV1.0 / FVC değeri %80’den daha

düşüktür. Restriktif bozukluklarda ise her iki hacimde de aynı ölçüde azalma olacağı

için değer normaldir, hatta artmış da bulunabilir. Hacimlerde ileri derecede azalma:Akciğer parankiminde yaygın fibrozis!

NOT: Mesleki akciğer hastalığı olan hastalarda en sık ölüm nedeni kalp yetmezliğidir.

(19)

Target

ZVK (litre) ZEV1.0 (litre) ZEV1.0 / ZVK (%)

Normal değerler 5 4 80

Obstrüktif bozukluk 3 2 66

Restriktif bozukluk 4 3.2 80

OBSTRÜKTİF VE RESTRİKTİF

BOZUKLUKLARDA SFT DEĞERLERİ

(20)

Mesleki akciğer hastalıklarında tedavi ve korunma

Hastalık, tozun akciğerlerde depolanması + Fibrozis

Akciğerlerdeki tozun atılmasını sağlayacak veya fibrozisi durduracak bir tedavi YOK İleri etkilenmenin önüne geçmek için; hastanın işyeri ortamından uzaklaştırılması! Ayrıca nefes darlığı, kalp yetmezliği vb. bulgular olursa veya +inf. :Uygun tedavi!

İşyeri ortamında toz kontrolü en önemli koruyucu yaklaşımdır. Tozun oluştuğu bölümlerde uygun havalandırma düzenekleri kurulması, tozumanın önüne geçmek için ıslak çalışma yöntemi uygulanması, gereken durumlarda koruyucu

maskelerin kullanılması gibi önlemler koruma için önemlidir.

• Toz ölçümleri

• Periyodik kontrol muayeneleri

• İşe giriş muayenesi (Akciğer rahatsızlığı yönünden riskli olanlar, aşırı sigara içenler belirlenmeli ve toz maruziyeti olan işlerde çalışması önlenmeli!)

• Tozlu işyerlerinde çalışanlara periyodik tıbbi kontrol, röntgen ve SFT • Sağlık eğitimi

(21)
(22)

Chest 2008; 134: 1S-41S

ASTIM ve İŞYERİ İLİŞKİSİ

İşe Bağlı Astım

İşyerinde kullanılan etkenler

ya da koşullara bağlı

(meslek astımı)

İşyerinde alevlenen astım

Duyarlılaşmaya bağlı meslek astımı

(Latent periyodu olan meslek astımı)

İritanla indüktlenen meslek astımı

(reaktiv havayolu disfonksiyonu sendromu )

da dahil olmak üzere

Yüksek Molekül Ağırlıklı Maddeler

Düşük Molekül Ağırlıklı Maddeler

(23)

Meslek Astımının Önemi

• Tüm astma olgularının % 2 ila %5’ini

oluşturur

• SWORD (Surveillance of Work Related

Respiratory Disease) 1997 : mesleki akciğer

hastalıkları arasında %26.4’lük bir oranla ilk

sırada

(24)

Meslek Astımının Gelişiminden Sorumlu

Düşük MA Maddeler

(25)

Meslek Astımının Gelişmesinde Rol 

Oynayan Yüksek MA’lı Maddeler

(26)

Meslek Astımı: Risk Faktörleri

Kişisel Risk Faktörleri

– Genetik Faktörler:

• Atopi:

– Laboratuar hayvanlarının atık ve salgılarına ;B Subtilis enzimlerine karşı

gelişen astmada risk faktörü.

• HLA Doku Grubu Antijenleri

– Kimyasallarla (izosiyanatlar, anhidrik asidler) oluşan astmada belirleyici

gözükmekte;

– Sigara

Çevresel Risk Faktörleri

• Maruziyetin Yoğunluğu: Deterjan yapımındaki enzimler,

(27)

Meslek Astımının Ortaya Çıkış 

Mekanizmaları

(28)
(29)

Meslek Astımında Tatiller ve İş

Günlerinde PEF değişiklikleri

(30)

Prognoz: etki eden faktörler

Erkenden tanı konması ve etkenle temasın 

kesilmesi;

İnhale steroidlerin uygulanması;

Tanı sırasındaki semptomların ağırlığı;

Daha önce atopinin bulunması;

Bronş hiperreaktivitesinin düzeyi;

Etken maddenin molekül ağırlığı.

(31)

Olgu 1

• E.M 22 yaşında bayan hasta

• Öksürük, nefes darlığı, hırıltılı solunum ve 

tıkanma

• Yakınmaları 3 ay önce ortaya çıkmış

• Daha önce hiçbir yakınması yok

• 1,5 yıldır bir tekstil fabrikasında çalışmakta

(32)

• Solunum Fonksiyon testleri:

– FVC: 3,76 (%95 pred)

– FEV1:3,14 (%95)

– FEV1/FVC :%83

– PEF:7,22 (%88)

– FEF25-75: 4,13 (%7)

• PC20: 0,033mg/ml

(33)

Deri prick testleri -Olgu 1: Mesleki Anamnez

• İşyerinde boyanıp işlemden geçmiş olan 

pamuklu dokuma çarşafları katlıyor 

paketlenmeye hazır hale getiriyor

• Ortamın tozlu ve keskin kokulu olduğunu 

söylüyor

• Maske kullanmıyor

• Yoğun çalıştıkları bir iş gününün sonunda 

aniden tıkanarak acile götürüldüğünü ifade 

ediyor

(34)

Soru 3: Bu Olguda Tanınız Nedir?

a. Erişkin yaşta ortaya çıkan astım

b. Meslek astımı

c. İritanla indüktlenen astım

d. Astım benzeri sendrom

(35)
(36)

ACCP’nin Meslek Astımı Olgusu 

Tanımlaması

A: Bir hekim tarafından astım tanısı konulması;

B: Astım belirtilerinin işe girdikten sonra  

başlaması;

C: Astım belirtilerinin iş ile ilişkili olması 

D: 

1. Meslek astımına neden olduğu bilinen etkenlere işyerine 

maruziyet 

2. FEV1 ya da PEF’te işe bağlı değişiklikler 

3. Bronş hiperreaktivitesinde işe bağlı değişiklikler; 

4. Spesifik inhalasyon testlerine pozitif yanıt

5. İşyerinde iritan bir madde inhalasyonunu takiben gelişen 

astım semptomları

(37)

Olgumuza ne Oldu?

• İşyerinde başka bir bölümde görevlendirildi. 

• Boyalarla teması kesildi

• İnhale steroid ve bronkodilatör tedavisini 

kullanmaya devam etmekte

(38)

Soru 4

• Reaktiv havayolu fonksiyon bozukluğu sendromu 

(RADS) ile meslek astımını ayıran en önemli özellik 

hangisidir?

a) RADS’ta bronş hiperreaktivitesi bulunmamaktadır

b) RADS’ta solunum sistemi  belirtileri üç aydan daha kısa 

sürmektedir

c) RADS daima yüksek molekül ağırlıklı maddelere düşük 

dozda maruziyete bağlı gelişir

d) RADS’ta latent periyod bulunmamaktadır.

(39)

İritanla İndüktlenen Astım I

• 1985’te Brooks tarafından tanımlanmış

• Gaz, duman, buhar halindeki iritanlara 

maruziyetten ortalama 24 saat sonra astmaya 

benzer belirtiler

• Bu belirtilere aylarca süren bronş hiperreaktivitesi 

eşlik etmekte

      Chest 1985 88 (3): 376-384

(40)

İritanla İndüktlenen Astım II

• Benzer iritan maddelere orta-yüksek düzeyde 

tekrarlayıcı maruziyete bağlı olarak ortaya 

çıkan astım belirtileri

• Çok ani  ortaya çıkmayan iritanla indüktlenen 

astım

       

Chest: 1998;96:297-300

(41)

 RADS’a Neden Olan Etken Ajanlar

• Uranyum hekzaflüorid;

• Sprey boyalar;

• SO2;

• Sülfürik asid;

• Hidroklorik asid;

• Beyazlatıcı maddeler;

• TDI 

• Duman İnhalasyonu

Toksik amonyak

dumanları;

Asetik asid;

Klorin gazı

HCl

Glasial asetik asid;

Fosgen

Göz yaşartıcı gazlar

Lokomotif dumanı

Maden buharları

MMMF (insan yapımı

mineral lifler)

Chest 1996;109:1618-1626

(42)

Klinik Özellikler

• Öncelikle yüksek konsantrasyonlarda toksik bir 

madde inhalasyonu

• (birkaç dakikadan 12 saate kadar varan olgular)

• Daha önce hiçbir solunum sistemi yakınmasının 

bulunmaması 

• Astım benzeri koşullar maruziyetle başlar;

• RADS sonrası gelişen belirtilerin en az 3 ay gibi 

uzun süre devamı 

• Beraberinde NSBH +

(43)

RADS:Prognoz

• RADS’lı hastalar yeniden maruziyetle etkilenme 

açısından diğer astım tiplerine göre daha fazla risk 

altında değildir

• Havayolu hiperreaktivitesi bulunmayan ya da çok 

az bulunan olgular işyerlerine dönebilirler

• RADS’lı hastalarda klinik düzelmeye karşın 

solunum fonksiyonlarında kalıcı bozukluk ve üst 

solunum yolları belirtilerinde  kalıcılık 

saptanmıştır.

       

(The Sci Tot Environ 2001:49-55)

(44)
(45)

İNORGANİK TOZLARA BAĞLI AKCİĞER HASTALIKLARI

Çeşitli çalışmalar sırasında işçilerin çoğunlukla karşılaştıkları toz türü

inorganik tozlardır. Bu tozların akciğerlerde hastalık yapmaları bir

yandan tozun büyüklüğü, ortamdaki yoğunluğu, maruziyet süresi ve tozun fibrojenik özelliği, diğer taraftan kişinin sigara içme vb. özellikleri ile

ilişkilidir. Bu özellikler arasında en önemli olanı tozun fibrojenik özelliğidir. Fibrojenik özellikte olmayan toz akciğerlerde fazla miktarda depolansa bile fonksiyonel bozukluğa yol açmayacağı için ciddi sağlık sorununa neden olmaz. İnorganik tozlar çok çeşitli olmakla birlikte bu tozların çok azı

fibrojenik özelliğe sahiptir. Bu yüzden az sayıda toza bağlı olarak mesleki akciğer hastalığı meydana gelir.

(46)

SİLİKOZİS

Madenlerde çalışanlarda sık!

Silikozis nedeni: Serbest kristalize silisyum dioksit (Si O

2

) içeren ince toz! (ince 

toz = ≤ 5 mikron)

Silis kristalleri 3 farklı yapıda: Kuvars, tridimit ve kristobalit

Tridimit ve kristobalit formları, kuvarsın 1000

0

 C dolayında ısıtılması sonucu 

oluşur ve kuvarsa göre daha tehlikelidir.

Kuvars kristalleri renksiz ve şeffaf yapıdadır.

Doğada en yaygın bulunan kristal formu: Kuvars (Kayalarda,plaj kumlarında bol 

miktarda!)

Silis tozları solunum yolu ile akciğerlere girer ve fibrotik reaksiyona yol açar.

Fibrojenik aktivite bakımından en yüksek potansiyele sahip toz; silisyum 

dioksittir. Bu nedenle eskiden beri en önemli pnömokonyoz türüdür.

Silikozis oluşumu, Maruziyet süresi ile doğru orantılı!

Parçalanan makrofajlardan salınan bir madde ile oluşan -ve birleşerek 

büyüyen- Silikotik nodüller

PNÖMOKONYOZLAR –(SİLİKOZİS)

(47)

Silikozis İçeren Riskli işler:

 Madencilik (Kuvars içeren kayaların delinmesi, parçalanması ve 

taşınması sırasında çok miktarda silis tozu maruziyeti),

 Taş ocaklarında ve taş işlemeciliği (öz. Granit kayaların 

parçalandığı ve çıkarıldığı),

 Tünel yapımı işleri,

 Dökümhaneler (Döküm kalıplarının hazırlanması, döküm sonrası 

kalıpların bozulması, pürüzlerin düzeltilmesi için yapılan taşlama 

sırasında),

 Cam imali,

 Porselen ve seramik endüstrisi,

 Isıya dayanıklı tuğla yapımı,

 Demir-çelik endüstrisi.

PNÖMOKONYOZLAR –(SİLİKOZİS)

(48)

Klinik belirtiler:

Fibrotik reaksiyon çok yavaş olduğu için; uzun süre herhangi belirti görülmez. Yüksek dozda maruziyet olursa; Akut Silikozis(çok nadir): 1 yıldan kısa sürede  belirtiler (Öksürük, Nefes darlığı → kısa sürede ölüm) Klasik silikozis: İlk belirti; egzersiz ile ortaya çıkan nefes darlığı. (genelde >10 yıl  çalışma öyküsü) Önce, öksürük ve balgam tabloya eklenir, sonra siyanoz ve kalp  yetmezliği(en sık ölüm nedeni) Silikozisli hastalarda sık görülen bir komplikasyon: Tbc!  (silisyum dioksit bulunan  ortamda tüberküloz basili daha kolay ürediği için)

Tanı:

Tozlu ortamda çalışma öyküsü! İşyeri ortamında toz ölçümü (tozun türü ve kuvars içeriği)

Radyolojide  yuvarlak  opasiteler  görülür.  Bu  opasitelerin  büyüklüğü  ve  yaygınlığına  göre  hastalığın  klinik  sınıflaması  yapılır.  Radyoloji,  mesleksel  çalışma öyküsü ile silikozis düşünülen durumlarda tanıya yardımcıdır.

Hiler  lenf  bezlerinde  yumurta  kabuğu  şeklinde  kalsifiye  görünüm:  “Egg-shell  calcification” : Silikozis için tipik!

SFT ile, fonksiyonel bozukluğun düzeyi belirlenir.

(49)

Tedavi:

Tedavisi henüz mümkün değil! Nefes darlığı ortaya çıktığında; bronkodilatatör ilaçlar İnfeksiyon veya Tbc eklenmişse veya kalp yetmezliği gelişmişse, bunlara yönelik  tedaviler

Korunma:

  Çalışma ortamında toz kontrolü   Kuvars yerine başka maddelerin kullanılması? (ör:döküm malzemesi üzerindeki  pürüzlerin düzeltilmesi için kum püskürtme yerine; minik çelik bilyalar kullanmak)   Tozumanın önüne geçmek amacı ile ıslak çalışma yöntemi (öz. kayaların delinmesi  sırasında)   Uygun havalandırma sistemleri kurulması   Koruyucu toz maskeleri   Havada toz tayini yapılmalıdır.   İşe giriş muayenesinde riskli kişilerin belirlenerek, bu ortamlarda çalıştırılmaması,  Periyodik muayenelerde(6 AYDA BİR) röntgen ve SFT, toza bağlı bir hastalık geliştiği  saptanırsa, iş değişikliği; Koruyucu maske kullanımı eğitimi, sigara bırakma eğitimi

PNÖMOKONYOZLAR –(SİLİKOZİS)

(50)

KÖMÜR İŞÇİSİ PNÖMOKONYOZU (KİP):

Kömür madenciliği sırasında, yer altından kömür çıkarılması işlemi 

sırasında fazla miktarda toz maruziyetine bağlı!

Kömür tozu Karbon, ayrıca kükürt, fosfor, bazı mineraller az silis içerir.

KİP formları: Basit ve Komplike(“progresif masif fibrozis” veya “psödo-tümöral kütle”)

•  Basit form: Daha sık görülür. Akc. parankiminde yaygın kömür tozu 

depolanması ile karakterize.

Kömür tozunun fibrojenik aktivitesi silisten daha az.

•  Komplike form: Basit pnömokonyoz olarak başlar, zaman içinde 

odakların birleşmesi sonucu çok büyük kütleler oluşur. Bu kütle içinde 

ilerleyici fibrozis (PMF). Bazen bu tabloya romatoid artrit eşlik eder→ 

“Caplan Sendromu” 

Kömür işçisi pnömokonyozu antrasit ve taş kömürü işçilerinde görülür, 

linyitte pnömokonyoz riski yoktur.

PNÖMOKONYOZLAR –(KİP)

(51)

Klinik belirtiler: Uzun yıllar belirti olmaz. Nefes darlığı zamanla ilerleme gösterir. Silikozise göre daha  yavaş seyirli. Damar endotelinde kömür partikülleri birikmesi oldukça tipiktir. Damar lumeni daralır  ve pulmoner HT KİP; genellikle hastaların yaşam süresini etkilemez. Ancak PMF yönünde gelişme  olduğunda hastalığın seyri hızlanır ve SFT çok bozulur.  Tanı: Kömür madeninde çalışma öyküsü! Radyoloji: Akciğer parankiminde kömür depolanma alanlarının görülmesi Balgamda kömür tozu? Tedavi: Çoğu kez herhangi tedavi gerekmez. Etkilenmiş olan hastalarda iş değişikliği yapmak dışında tedavi gereği yok! Korunma: Ortamdaki tozun kontrolü (Islak delme yöntemi, havalandırma sistemleri kurulması,  gerektiğinde maske kullanılması) İşe giriş ve aralıklı kontrol muayeneleri (radyoloji ve SFT)

(52)

ASBESTOZİS:

Asbest, doğal olarak meydana gelmiş olan fibröz yapıdaki mineral silikatların 

genel adıdır.

Silis ve kömür partiküllerinin “toz” biçiminde olmalarına karşın; asbest lif 

(fiber) yapısındadır

.

Partiküllerin fizik özelliklerinden “boy/en” orantısına “aspect ratio” denir. 

Herhangi bir partikülde aspect ratio 3’ten küçükse toz, 3 veya daha fazla ise 

(yani boyu eninin 3 katından büyükse) lif olarak adlandırılır.

Asbest, dayanıklılık(sıcak-soğuk, asit, sürtünme, paslanma gibi çeşitli dış 

etkenlere karşı), yalıtkan(ısı ve elektrik yalıtımı) özelliği, elde edilmesinin 

kolay oluşu ve ucuz olması nedeniyle sanayide çok tercih edilir!

Asbeste bağlı hastalıkların meydana gelmesinde asbest lifinin kimyasal 

bileşimi rol oynar: Lifin; çapı 3 mikrondan küçük, boyu 5 mikrondan uzun 

olan ve boyu eninin 3 katından daha fazla olan (10-200 mikron) türleri daha 

tehlikelidir. 

PNÖMOKONYOZLAR –(ASBESTOZİS)

(53)

Riskli işler: Asbestin sanayide en çok kullanılan türü, beyaz asbest(=krizotil asbest-en çok ısı yalıtımı amacıyla)   Sıcak su ve buhar boruları/kazanları,   İnşaat sektöründe(öz. Asbestli çimento),   Fren ve debriyaj balatası imalinde,   Boru imalinde,   Eski binaların onarımı veya yıkımı, eski gemilerin sökülmesi ve parçalanması işleri. Asbest lifleri solunum yolu ile Akc.’e yerleşir, fibrotik reaksiyona yol açar (asbestozis), plevrada ve akciğer  parankiminde çeşitli hastalıklara neden olur. Asbeste bağlı en önemli sağlık sorunu Akc. CA ve Mezotelyoma! Her iki hastalık da krosidolit asbest tarafından meydana getirilir. Klinik özellikler: Akciğerlerde fibrozis (asbestozis), plevrada kalınlaşma, plevra kalsifikasyonu, plevrada sıvı toplanması  (effüzyon) ve malign hastalıklar (akciğer kanseri ve mezotelyoma). Asbestin fibrojenik potansiyeli silis tozuna göre daha az, ancak kömür tozundan fazladır. Fibrozis ilerleyince  nefes darlığı, ileri olgularda öksürük, balgam ve kalp yetmezliği eklenir. Plevral sıvı varsa yan ağrısı Asbest ile birlikte sigara faktörü de olduğunda akciğer kanseri riski çok yüksek düzeye çıkmaktadır. Ör: Bir çalışmada, asbest maruziyeti olmayan ve sigara içmeyen kişilerde akciğer kanseri meydana gelme olasılığı  yüzbinde 11 olarak bulunmuştur. Asbest maruziyeti olduğunda bu olasılık yüzbinde 58, sigara içilmesi durumunda ise  yüzbinde 123 olmaktadır. Yani asbest maruziyeti durumunda akciğer kanseri riski 5.3 kat, sigara maruziyeti durumunda da  11.2 kat artmaktadır. Ancak hem asbest hem de sigara faktörünün olması durumunda risk artışı 55 kat!

(54)

Tanı:

Çalışma öyküsü! Radyoloji: Erken dönemde normal, ilerlemiş olgularda oldukça tipik! (Bazal  segmentlerde fibrozis irregüler opasiteler şeklinde) Bazı hastalarda; balgamda, akciğerde, tümör dokusunda veya plevral sıvıda “asbest  cisimciği” (asbestos body) bulunabilir.Asbest body, mutlaka hastalık anlamına  gelmez, asbest maruziyeti olduğu anlamına gelir. Ancak akciğer fibrozisi veya akc.  CA olan hastada bu cisimciğin varlığı, hastalık-asbest maruziyeti ilişkisini göstermesi  bakımından önemli!

Tedavi:

Tedavisi söz konusu değil! Plevral kalınlaşma, kalsifikasyon ve plaklar bir tedavi gerektirmez. Mezotelyomanın bilinen en malign hastalıklardan birisi olduğu ve çok hızlı bir seyir  gösterdiği unutulmamalı!

PNÖMOKONYOZLAR –(ASBESTOZİS)

(55)

ASBESTİN NEDEN OLDUĞU HASTALIKLAR FİBROZİS (ASBESTOZİS) PLEVRADA KALINLAŞMA PLEVRAL PLAK, KALSİFİKASYON PLEVRAL EFFÜZYON AKCİĞER KANSERİ MEZOTELYOMA

PNÖMOKONYOZLAR –(ASBESTOZİS)

(56)

Korunma:

Asbest yerine kanserojen etkisi olmayan maddelerin kullanılması! (sentetik 

mineral lifler: Kaya yünü (man-made mineral fiber; MMMF) ve cam yünü (man-made vitreus fiber; MMVF))

 Toz kontrolü (havalandırma sistemleri, kapalı düzenekler, temizlik için vakum 

süpürgelerin kullanımı, özel aspirasyon sistemleri)

 İşyeri ortamı ölçümleri (havada asbest lif sayımı)

 Asbest için üretilmiş toz maskeleri

 İşe giriş muayenesi; asbestli işte çalışma bakımından riskli olabilecek kişiler 

(sigara içen, ailesinde akciğer kanseri olanlar vs)

 Aralıklarla yapılacak Röntgen ve SFT ile erken tanı?!

Asbest endüstrisinde çalışanların sigara içmemeleri çok önemli!

PNÖMOKONYOZLAR –(ASBESTOZİS)

(57)

SİDEROZİS

Akciğerlerde demir tozunun ve demir oksitlerinin tozlarının depolanması sonucu ortaya çıkan bir  pnömokonyoz türü! Bazı cevherlerde demir silis ile birlikte bulunur; karışık toz maruziyeti→ “sidero-silikozis” Siderozisli hastaların akciğerlerinde ≤ 2 mm. çaplı demir depo alanları; bu alanların çevresinde amfizem Fibrotik reaksiyon çok zayıf. Mikroskopik muayenede damar endotelinde ve makrofajlar içinde demir toplanması görülebilir.  Riskli işler: Demir madenciliği ve kaynakçılık(öz. tank, sarnıç gibi kapalı ortamlarda kaynak yapmış olan kişilerde) işleri Klinik belirtiler: Hastalarda hafif ile orta derecede obstrüktif tipte solunum fonksiyon bozukluğu, buna bağlı efor dispnesi Tanı: Demir tozuna maruziyet öyküsü! Radyolojik görüntü başlangıçta normal, ilerlemiş olgularda oldukça tipik! (Akciğerlerde yaygın şekilde  mikronodüler görüntü) Tedavi: Hastalığın spesifik tedavisi yok! Semptomatik yaklaşım Korunma: Toz kontrolü Havalandırma sistemleri, Toz maskeleri İşe giriş ve aralıklı kontrol muayeneleri ile tıbbi koruyucu yaklaşımlar ve sağlık eğitimi. 

PNÖMOKONYOZLAR –(SİDEROZİS)

(58)

ORGANİK TOZLARA BAĞLI AKCİĞER HASTALIKLARI BİSİNOZİS Pamuk tozunun solunması sonucu oluşan bir tür solunum sistemi hastalığı! Pamuk tozu, Akciğerlerde  histamine benzer bir madde salınımına yol açarak, akut bir bronkospazm  gelişmesine neden olur. Bu akut tablo, tozun solunmasını izleyen birkaç saat içinde ortaya çıkar ve bir süre sonra da düzelir. Ancak her gün mesaide tekrarlayan bu akut tablo, zamanla kronik bir akciğer hastalığı haline gelir.  Akciğerlerde toz depolanması ve fibrotik reaksiyon söz konusu değildir. Riskli işler: Pamuklu dokuma endüstirisi (Bisinozis olguları en çok taraklama işleminde çalışanlar arasında görülür) Keten ve kenevir bitkisinden de kalın iplik, urgan vs. yapımı daha çok evlerde yapılan işler şeklindedir. Evlerde  toz kontrolu bakımından bir önlem söz konusu olmadığından bu işlerde de önemli düzeyde toz maruziyeti  olabilir.  Klinik belirtiler: Hastalardaki tipik öykü, işe başladıktan birkaç saat sonra gelişen akut bir nefes darlığı ve göğüste sıkışma  hissidir (chest-tightness). Pazartesi sabahları işe başlandığında belirtiler en şiddetli! → “Pazartesi hastalığı” Kronik bronşit ve amfizem türü bir tablo gelişir. Akut tablo sırasında hasta akut bir hava açlığı içindedir, muayenede akciğerlerde wheezing ve raller  duyulabilir. Tablo kronikleştiğinde ise akciğerlerde kuru raller duyulabilir.  Hastalık hemen daima 10 yıl ve daha uzun süreden beri pamuklu dokuma endüstrisinde çalışanlarda görülür.  Sigara içilmesi hastalığın gelişme olasılığını artırmaktadır. Hastalığa ait belirtilerin görülüş sıklığı dikkate alınarak bisinoziste klinik bir sınıflama yapılır. Buna göre  hastalığa ait herhangi belirti ve bulgunun olmadığı durum “evre sıfır” olarak, kronik akciğer hastalığı  tablosunun olması da “evre 3” olarak adlandırılır 

(59)

Evre 0 Normal bulgular Evre ½ Bazı Pazartesi sabahları nefes darlığı olması Evre 1 Her Pazartesi sabahı nefes darlığı olması Evre 2 Pazartesiden sonraki günlerde de nefes darlığı olması Evre 3 Kronik akciğer hastalığı tablosu BİSİNOZİSTE KLİNİK EVRELENDİRME

(60)

Tanı: Çalışma öyküsü Pazartesi sabahları ortaya çıkan belirtilerle seyreden tipik hastalık öyküsü Tedavi: Solunum sıkıntısı ileri derecede olursa bronkodilatatör ilaçlar yarar sağlayabilir. Bazen tabloya enfeksiyon ve kalp yetmezliği eklenebilir, bu durumda da uygun tedavi yapılır. Korunma:   Ortamda toz kontrolü   Temizlik işlemi vakum sistemi ile yapılmalı,   Uygun havalandırma sistemleri,   Ortamdan hava örnekleri-toz ölçümü yapılmalıdır. Dokuma fabrikalarında yukarıdan aşağıya doğru hava akımı yaratılarak; tozun soluma mesafesine ulaşması da  önlenmeye çalışılır. Ayrıca, pamuk ipliği yerine sentetik ipliklerin kullanıma girmesi bisinozis sıklığını  azaltmıştır.   Korunmada işe giriş ve aralıklı kontrol muayeneleri(öz. Pazartesi günleri nefes darlığı öyküsü→ erken tanı!) FVC1.0 ölçümü, solunum fonksiyonundaki değişikliği ve bronkospazmı göstermesi bakımından çok yararlı bir  tarama yöntemi! Vardiya başında yapılan ölçümdeki FVC1.0 değerine göre vardiya sonunda (veya çalışmanın 4. saatinde)  ölçümde 100 ml. ve üzerinde azalma olması dikkat çekicidir.   Gerekiyorsa iş değişimi   Sağlık eğitimi (Toz kontrolü uygulamaları, toz maskesi kullanmanın önemi, sigaranın zararları vb.)

(61)

ORGANİK TOZLARA BAĞLI AKCİĞER HASTALIKLARI

PNÖMOKONYOZ YAPMAYAN TOZLAR

 İnorganik Kurşun bileşikleri; Berilyum, akciğerlerde  granülomatöz hastalıklar yapar.

 Çimento tozu, Mermer tozu, Odun tozu, Tütün tozu  mukozalarda tahriş yapar.

(62)
(63)

MESLEKSEL ASTIM

Tüm Astım hastalarının, % 2’sinde Mesleki Maruziyete bağlı!

İlk tanımlayan:  1713-Ramazzini

Cila katkısı İzosiyanat, en yaygın Mesleki Astım nedeni

Korunma:

 Toksik-irritan ve immünolojik maddelerin tüm işyerlerinde

      belirlenen değerlerde olması sağlanmalı

 İşyeri havalandırması

 Bilinçlendirme

(64)

AŞIRI DUYARLILIK PNÖMONİSİ

Aşırı Duyarlılık Pnömonisi = Çiftçi hastalığı

Organik tozlara, Akciğer parankiminde immünolojik gelişen inflamasyon

Tanı:

 Radyolojik bulgular

 Laboratuvar bulguları

 SFT

 Deri Testleri

Korunma:

 Tarımda modern yöntemlerin kullanılması

 Küflü tahıl ve bitki yığınlarının ellenmeden önce ıslatılması veya 

ilaçlanması

 Bilinçlendirme

 Medikal tedavi ile beraber hastanın ortamdan uzaklaşması

(65)

AKUT İNHALASYON HASARI

Zararlı gaz, duman ve buharlara yüksek konsantrasyonlarda kısa 

süreli maruziyetler genellikle endüstriyel, nakliyat kazaları 

veya yangınlar nedeniyle olmaktadır. 

Yüksek yoğunluktaki inhalasyon hasarı ağır solunumsal hasar ve 

hatta ölüme yol açabilir. 

Hasarın ortaya çıktığı alan inhale edilen ajanın fiziksel ve kimyasal 

özelliklerine bağlıdır. İnhale edilen gazın birikim alanı öncelikle 

gazın sudaki çözünürlüğüne bağlıdır. Diğer önemli faktörler 

maruziyet süresi ve kurbanın dakika ventilasyonudur. 

Amonyak gibi suda kolay çözünen bir gazın trakeaya ulaşana 

kadar konsantrasyonu, üst solunum yollarının mukozasındaki 

suda eridiğinden süratle azalır. 

(66)
(67)

Tersine fosgen gibi sudaki çözünürlüğü az 

olan bir gaz üst solunum yollarında iyi 

absorbe edilemeyeceğinden alveollere 

kadar ulaşarak bu alanda da güçlü bir 

zararlı etki gösterebilir. Toksik 

inhalanların zararlı etkileri üst solunum 

yolu muköz membranlarında geçici hafif 

bir irritasyondan fatal Adult Respiratory 

Distress Syndrome(ARDS) ye kadar geniş 

bir spektrumda ortaya çıkar.

(68)

Zararlı solunumsal etkiler inhale edilen 

maddenin konsantrasyonuna bağlıdır.

Amonyak yada klorin gibi suda çözünür 

maddelere düşük doz maruziyet genellikle 

konjunktival membranlar ve üst hava 

yollarında lokal irritasyona yol açarlar. Daha 

şiddetli maruziyet ses kısıklığı, öksürük ve 

bronkospazma neden olabilirken yüksek 

konsantrasyonda akut maruziyet ARDS ye 

yol açabilir. 

(69)

Fosgen, Azot oksidler gibi etkenler üst solunum 

yollarında hafif irritasyona neden olurken 

inhale edildiklerinde alt solunum yollarında 

birikirler ve pulmoner parankim üzerinde 

zararlı etkiyle doku nekrozuna yol açarlar. 

Toksik inhalasyon hasarı uzun sürede 

bronşiektazi, bronşiolitis obliterans ve 

persistan astma gibi sorunlara yol açabilirler.

(70)

Toksik inhalanların solunum 

sistemindeki zararlı etkileri

(71)

İNHALASYON ATEŞİ

• İnhalasyon ateşi organik tozlara, polimer ve metal 

dumanlarına maruziyetten sonra kısa süren fakat 

debilitan grip benzeri semptomlara yol açan değişik 

sendromları kapsar. Yatkınlık ve duyarlılaşma

gereken meslek astımı ve hipersensitivite 

pnömonisindekinin aksine inhalasyon ateşinde atak 

etiolojik ajana yüksek düzeyde maruz kalmaya bağlı 

olarak gelişir. Patogenezi tam olarak anlaşılmamıştır. 

Ancak kontrollü insan çalışmalarında çinkooksid 

dumanına maruz kalanlarda akciğerlerde lökosit  

birikimi ve sistemik semptomlara yol açan sitokin 

salınımı olduğu gösterilmiştir.

(72)

İnhalasyon ateşine yol açan bazı 

ajanlar

(73)

BİSİNOZİS

İngiltere’de sanayi devrimi ile birlikte pamuklu tekstil sektöründe 

üretimin makinalarla yapılmaya başlanması, birçok işletmenin 

açılmasını, büyük miktarlarda pamuğun çok sayıda insan 

çalıştırılarak işlenmesini sağlamıştır. Bu işyerlerinde çalışanların 

küçük yaşlardan itibaren, hiçbir koruyucu önlem alınmaksızın 

uzun süre çalıştırılması, birçok sağlık sorununu da beraberinde 

getirmiştir. Daha 1800’lerin başında pamuk işçilerinde işle ilişkili 

öksürük ve göğüste rahatsızlık hissinin ortaya çıktığı 

bildirilmiştir. Hemen ardından bisinozise özgü semptomların 

spesifik periyodik yapısı da tanımlanmıştır. Buna göre işçiler 

pamuk tozuyla karşılaştıkları ilk iş günlerinde daha çok 

rahatsızlık hissediyorlar, hafta sonu tatiline doğru rahatsızlığın 

azaldığını ifade ediyorlardı.

(74)

BİSİNOZİS

• Son birkaç yıldır gelişmiş ülkelerde toz kontrolünün etkin 

olarak sağlanmasıyla bisinozis prevalansı %50 lerden %3 

lere gerilemiştir. Orta ve uzak doğuda ise hala %50 

düzeylerindedir. Türkiyede pamuklu sektöründe 1966 

yılından bu yana bisinozis prevalansını araştıran 

çalışmalarda %46 ya ulaşan farklı değerler saptanmıştır. 

Son yıllarda Ege bölgesinden iki çalışmada prevalans % 

3.5 düzeyinde bulunmuştur. 

• Bisinoze en sık yol açan bitki pamuktur. Pamuk 

toplandıktan sonra konfeksiyon aşamasına kadar tüm 

işlemler sırasında pamuk tozu oluşur. Keten, sisal, kendir, 

kapok, jüt, ve hatta yün de bisinozise neden olan diğer 

bitkilerdir. 

(75)

BİSİNOZİS - Klinik değerlendirme

• Bisinozis klasik olarak işten uzaklaşınca ya da tatilden sonraki 

ilk iş günü, işe başladıktan 3-4 saat sonra, işle ilişkili chest 

tightness (göğüste şişkinlik/sertlik hissi) ortaya çıkması, bu 

yakınmanın takip eden iş günlerinde şiddetinin giderek 

azalması, sonraki çalışma haftasında da aynı ritmik özelliği 

sürdürmesi ile karakterli bir tablodur. 

• Son yıllarda bisinozisin akut ve kronik olarak iki formda 

değerlendirilmesi gerektiği ileri sürülmektedir; 

– Akut bisinozis akut havayolu yanıtını kapsar. Pamuk tozuna yeni maruz 

kalanlarda görülür. 

– Kronik bisinozis ise pamuk tozuna uzun yıllar maruziyetten sonra 

ortaya çıkan solunumsal bozukluk ve semptomlara dayandırılır.

(76)

BİSİNOZİS - Klinik değerlendirme

• Akut bisinozis: Pamuk tozu ile ilk defa karşılaşan 

olguların yaklaşık 1/3 ünde çok değişik şiddetlerde 

akut havayolu yanıtı ortaya çıkmaktadır.

• Kronik bisinozis: Yukarıda tanımlanan klasik bisinozis 

tablosudur. Başlangıçta kuru öksürük ve hırıltı da 

bulunabilir. İşçiler çoğunlukla çalışma döneminin ilk 

yarısında şiddetli semptomlardan yakınırlar. 

Semptomatik işçilerin çoğu gece evde de 

yakınmalarında ek bir şiddetlenme hissederler. 

• Bisinozis tablosu WHO tarafından 

derecelendirilmiştir.

(77)
(78)

KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER

HASTALIĞI(KOAH)

• Sigara içimi, KOAH nın oluşumunda rol alan temel faktördür. Ancak bir çok 

mesleksel tozlar kronik hava akımı kısılılığı ve amfizem oluşumuna katkıda 

bulunabilir. 

• Kömür tozu, kristal silika ve pamuk tozu, kadmium, toluene diisosiyanat bu 

tür mesleksel faktörlere örnek olarak verilebilir. Silika ya da berilyum tozu 

kronik hava akımı kısılılığına yol açtığında pnömokonyozun radyografik 

bulguları da tabloya eşlik edebilir. 

• KOAH’a yol açan diğer maddelerin çoğunda hava akımı kısıtlılığı olsa da 

akciğer grafisi normaldir. Kömür tozu ve silica tozu dahil bir çok madde ile 

maruziyet dursa bile hastalık 10-20 yıl gibi uzun sure içinde ilerleyebilir. 

Kadmiyum diğer mineral tozlarından daha düşük düzeylerde, uzun sure 

maruziyet ile amfizeme yol açar. Pamuk tozu bakteriyel endotoksini içeren 

complex bir karışımdır. Kronik bronşit, meslek astımı, inhalasyon ateşi ve 

kronik hava akımı kısıtlılığına yol açar.

(79)

Referanslar

Benzer Belgeler

Çoğunlukla tablet veya kapsüllerin imalatında ara ürün olmalarına rağmen granüller, bitmiş ürün şeklinde bir dozaj formu olarak da örneğin; efervesan granüller,

İnorganik tozlar, akciğerlerde birikerek fıbrozis (bağ dokusu artışı) yaptıkları için oluşturdukları hastalığa Pnömokonyoz yada “ Akciğer Toz Hastalıkları

Yeni Medya İçerik Yönetmeni (Seviye 5) Ulusal Yeterliliği 19/10/2015 tarihli ve 29507 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ulusal Meslek Standartlarının ve Ulusal

Buna göre tepkimede harcanan X kütle- sinin Y kütlesine oranı kaçtır?... SABİT ORANLAR KANUNU

Coşkunlar Sürücü Kursları.. Hava filtresi tıkalı ise motor nasıl bir karışımla çalışır?. A) Normal karışımla B) Zengin karışımla C)

13.07.2004 onay tarihli 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi-Ergene ÇDP‟den önce, Planlama bölgeleri içinde noktasal yer seçen sanayilerle ilgili önlemler konusunda

• Vergi levhası bir şahıs üzerine ancak usta ve usta öğreticilik belgesi olan kişi bir çalışanı ise çalışanın sigortalılık belgesi veya çalışanın son ayına

• İki veya daha fazla kimyasal türün birleşip yeni bir kimyasal maddeye dönüştüğü tepki- melere sentez (oluşum) tepkimesi denir.. • Sentez tepkimelerinde giren maddeler