• Sonuç bulunamadı

Aileye Yapılan Beslenme Eğitiminin Malnutrisyonun İyileşmesine Olan Etkinliği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Aileye Yapılan Beslenme Eğitiminin Malnutrisyonun İyileşmesine Olan Etkinliği"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Aileye Yapılan Beslenme Eğitiminin

Malnütrisycnım İyileşmesine Olan Etkinliği

Dr. Perihan A R S LA N * / N esrin B Ü Y Ü K T O P Ç U **

GİRİŞ

M alnütrisyon günümüzde Türkiye 'nin olduğu ka d a r dünyanın birçok ülkelerinin önemli bir sorunu olm uş ve ge lişm e kte olan ülkeler- dede halen olmaktadır.

M alnütrisyonun oluşum unda ö rf ve adetlerin yanı sıra iklim , coğrafik koşullar, mevsimler, sosyo ekonom ik düzey, sa ğ lık eğitim i, nüfus artışı ve yiyecek üretim i de büyük rol o yna m a ktad ır. Ayrıca yanlış beslenme alışkanlıkları ve beslenm e e ğ itim in in y e te rsizliğ in d e önde gelen nedenlerdendir.

Çocuklar bir ülkenin en değerli varlıklarıdır. G elecek nesillerin sağlıklı ve başarılı olabilm eleri için sosyo - ekon om ik yönden k a l­ kınmak, geniş çapta sağlık hizm etlerini yurdun her ta ra fın a yay­ mak ve halkı beslenme konusunda b ilin çli kılm ak g e re kir.

Türkiyede m alnütrisyonla ilgili çalışm a ve a ra ş tırm a la rın ya p ıl­ masına karşın halka beslenme eğitim i yapılm asındaki a ra ş tırm a la r yok denecek kadar azdır (1.2.3).

Biz bu araştırm ayı m alnütrisyonlu çocukların iyile şm esinde hasta ailesine yapılan beslenme e ğ itim inin e tkin liğ in i o rta ya çıkarm ak amacı ile plânlayıp yürüttük.

ARAŞTIRMA YÖNTEMİ VE ARAÇLARI Araştırma yeri, zamanı, süresi ve örneklem

A raştırm a 10 Aralık 1977-10 O cak 1973 ta rih le ri arasında Ç an­ kırı ili’nin Pelitözü köyünde bulunan, 0-2 yaş arası 30 m a ln ü trisyo n lu ço cu k üzerinde yapılm ıştır. A raştırm a sonucuna göre ço c u k la rın %

( * } H a ce tte p e Ü n iversitesi Çocuk H astahanesi D iy e t Bölümü Ş efi ve Beslenm e D iy e te tik Bölümü Ö ğ retim G örevlisi.

(2)

BESLENME VE DİYET DERGİSİ 73 40'ı 1° m a ln ü tris y o n lu , % 44'ü ll“ malnütrisyonlu, %16’sı ise 3 ncü de­

receden m a ln ü trisyo n lu olarak belirlenm iştir.

Ç o cu kla rın m alnütrisyon derecesinin saptanmasında, Doğrama­ cı ve VVray’ın (4) Gomez ve arkadaşlarından modifiye ettikleri stan­ d a rtla r k u lla n ılm ıştır. Buna göre vücut ağırlığı, o yaş için ortalama a ğ ırlığ ın % 85-75'i arasında ise 1 nci, % 75-60’ı arasında ise 2 nci, % 60-50si arasında ise 3 ncü, % 50’nin altında ise 4 ncü dereceden m a ln ü tris y o n o ia ra k sınıflandırılm ıştır.

A ra ş tırm a S üreci

30 ta n e m a ln ü trisyo n lu çocuk ailesine 1 ay süre ile eğitim yapıla­ ra k ç e ş itli d iy e tle r ve rilm iştir. Ayrıca anket de uygulanarak ailelerin sosyo - e k o n o m ik ve kültürel düzeyleri hakkında bilgi sahibi olunmuş­ tur.

Ç o c u k la rın m alnütrisyon dereceleri yaş, boy, ağırlık ve ailele­ rin e k o n o m ik durum u, annelerin eğitim durumu ve içlerinde bulun­ d u kla rı ko ş u lla rı da göz önünde bulundurarak diyetler birer haftalık lis te le r ş e k lin d e düzenlenm iştir. Diyetlerin uygulanıp uygulanmadı­ ğı h e r h a fta sonu kontrol edilerek çocukların yiyecekleri alabilme d u ru m la rın a g ö re m ik ta rla r artırılmış ve yeni besinler eklenmiştir.

BU LG ULAR

A ile d e k i ç o c u k la r ve birey sayısı ailenin beslenme durumunu et­ kile d iğ in d e n a ra ştırm a da bunlar içinde soruşturma yapılmıştır. Araş­ tırm a ya alınan a ile le rin % 43.4'ünü 1-2 çocuklu, % 33,3 ünü 3-4 ço c u k lu , % 13,3 ünüde 6 dan daha çok çocuklular oluşturmaktadır.

Y ine a ile d e ki birey sayısı 3-4 olanlar % 26,6’smı, 7’den fazla olan­ la r ise % 30unu oluşturm aktadır.

A ile le rin % 40 inin aylık geliri 2000-3000 TL., % 53,3 ünün aylık g e liri 4000-5000 TL., % 6,7 sinin 5000-6000 TL olarak bulunmuştur.

A ile n in e ğ itim durum unun malnütrisyonu etkilediği düşünülerek anne ve babanın eğitim durum u ile meslek durumu da saptanmıştır. Buna g ö re ann ele rin % 50 sinin okuma yazma bilmedikleri % 36,7 sin in oku m a yazm a b ildikleri % 13,3 ünün ilk okul çıkışlı oldukları sa p ta n m ıştır.

B a baların ise % 26,6 sının okuma yazma bilmedikleri, % 36,7 sinin o k u r y a z a r oldukları, % 33,3 ünün ilk okul, % 3,4 ününde orta o k u llu o ld u k la rı bulunm uştur.

A n n e le rin % 50'si ev hanımı, % 43,4 ü tarım işçisi, % 6,6 sı sa n a yi iş ç is id ir. Babaların ise % 16 sı serbest meslek saTıibi, % 40’ı ta rım iş ç is i % 36,7 si sanayi işçisi % 3,4 ü işsizdir.

(3)

Geri kalan % 3,4 ünün ise diğer mesleklerden olduğu s a p ta n ­ mıştır.

Ölen çocuk sayısı ile çocukların ölüm nedeninin de m a ln ü tris- yonla ilişkili olduğu düşünülerek bunlarda araştırm ada in c e le n m iş tir. Ailelerde ölen çocuk sayısı 1-2 olanlar % 76,7, 3-4 a rasında o la n ­ lar % 16,5, 5-6 olanlar % 7 sini oluşturm aktadır. Ç o cu kla rın ölüm nedenleri arasında ise beslenme yetersizliği % 46,2 sini, h e rha ngi bir hastalık % 46,2 sini, kazalar % 7,6 sını o lu ştu rm a kta d ır.

Araştırmaya alınan çocukların araştırm a öncesi beslenm e öy- küleride saptanmıştır. Ailelerin % 94 ünün çocukları anne s ü tü ile beslenmeye devam etmekte oldukları belirle nm iştir. % 90 ı inek sütüne ortalama 4-5 inci ayda başlamıştır. Ç o cu kla r o rta la m a 5-6 ıncı ayda muhallebi, yoğurt ve peynir ile beslenmeye b a şla m ışla rd ır. % 36 sı et, yumurta ve kurubaklagillere ortalam a 11-12 in ci ayda başlamışlardır. % 46 sı tahıllara (ekmek, bisküvi) o rta la m a 8 nci ayda başlamıştır. % 70 i ortalama 6 ncı ayda sebze ve m eyva v e r­ meye başlamıştır. % 50 sine ortalama 13-14 üncü ayda yem ek s u ­ ları verilmeye başlanmıştır. c/ ( 87’sine ortalam a 3 üncü ayda a rı-P a ro ve nişasta verilmeye başlanmıştır.

Araştırma öncesinde çocukların belirli yiyecek g ru p la rın ı ne sık­ lıkla tükettikleri tablo 1 de gösterilm iştir.

Beslenme eğitimi başında ve sonunda hastaların fiz ik i ö lç ü tle rin d e ­ ki değişiklikler de izlenmiştir. Bir aylık eğitim sonunda h a s ta la rın ilk ağırlıkları ile son ağırlıkları birbiri ile karşılaştırıldığında 500, 1000,, 1250, 15C0, 1750 ve 2000 gm. arasında kilo aldıkları b u lu n m u ş tu r. 7 4 BESLENME EĞİTİMİNİN MALNÜTRİSYONUN, İYİLEŞMESİNE OLAN ETKİNLİĞİ

T a b lo : 1 — Araştırm a Öncesi Çocukların D eğişik Besin Gruplarını Tüketme Sıklığı Yiyecek Grubu Haftada 1-2 defa Sayı : % Haftada 3-4 defa Sayı : % Her Gün Sayı : % Seyrek Sayı : % H iç S ayı: % T o p lam S a y ı: % Süt - Yoğurt Peynir 12 40,0 11 36,7 4 13,3 3 10.0 30 100 Yumurta 2 6,7 9 30,0 19 63,3 30 100 Et 11 36,7 .19 63,3 30 100 Sebze ve meyva 8 26,7 13 43,3 9 30,0 30 100 Tahıllar Ekmek 3 10,0 9 30,0 2 6,7 16 • 53,3 30 100 Nişasta Şeker - Lokum 1 3,4 3 10,0 21 70,0

(4)

BESLENM E VE DİYET DERGİSİ 75

M a ln ü trisyo n lu çocuklarda beslenme eğitimi yapılmadan önce ve ya p ıld ıkta n sonra boy ve ağırlık artışı için ortalamalar arası fark kont­ rolü yapılm ıştır. Buna göre hastaların eğitim öncesi ve eğitim son­ rası a ğ ırlıkla rı ortalam aları arasında fark P>0.05 eşiğinde önemli b u lunm uştur. Eğitim öncesi ve eğitim sonrası boy ortalamaları arası fa rk ise önem siz bulunm uştur (Tablo - 2).

B eslenm e eğitim i sonrası hastaların genel görünümü ise şöyledir; iyi o la n la r % 33,3, orta olanlar % 63,3, kötü olanlar ise % 3,4 oranın­ dadır.

TARTIŞMA

M a ln ü trisyo n , yeterince besin alınmamasına veya alınan besinin d e ğ işik nedenlerle kullanılmamasına bağlı olarak ortaya çıkan ve şid d e tin e göre değişik dönemler gösteren patolojik bir durumdur (5).

M a ln ü trisyo n u n oluşumunda örf ve adetlerin yanı sıra iklim, c o ğ ra fik koşullar, mevsimler, sosyo ekonomik düzey, sağlık eğitimi, nüfus artışı ve yiyecek üretimi de büyük rol oynamaktadır. Ayrıca yanlış beslenm e alışkanlıkları ve beslenme eğitiminin yetersizliği de önde gelen nedenlerdendir.

Baysal (1) 1970'de Kayseri iline bağlı Tcmarza ilçe merkezi ve altı Köyünde yaptığı araştırmada bölge halkının % 83'nün okumayaz- ma b ilm e d ikle rin i ve iki yaşına kadar olan çocuklarda malnütrisyo­ nun görülm e sıklığının % 66 olduğunu saptamıştır.

Tablo : 2 — Malnütrisyonlu Çocuklarda Beslenme Eğitimi Yapılmadan Ö nce V e Y ap ıld ıktan Sonra Boy Ve Ağırlık Artışı İçin Ortalamalar Arası Fark Kontrolü.

Eğitim Öncesi Eğitim sonrası

N = 30 Ağırlık gm. Önem Kontrolü Ağırlık gm ________ X 6366 ___________________ ________ 8500______

S 62,52 __ 3 M 4

__ S X 11,57 P < 0,05 6.74

N = 30 Eğitim öncesi bûy cm. Önem kontrolü Eğitim sonrası boy cm.

_____________X 63 ___ 63______

S 21551.604 25513,426

S X 3934,929 P > 0,0,5 4658,284 S X = Standard hata P > Önemli

S = Standard sapma

X = Ortalama P < Önemsiz

K oksal (2) 1970’yılında Doğu Karadeniz bölgesinde yaptığı araş­ tırm a da 0-1 yaş grubunda malnütrisyona seyrek raslandığını bildir­ m iştir.

(5)

7 6 BESLENME E Ğ İT İM İN İN M A LN Ü TR İS Y O N U N , İYİLEŞM ESİNE OLAN ETKİNLİĞİ

Oral (3) 1966 yılında Ankara civarında d ö rt köyde okul öncesi çocuklarda, beslenme ve sağlık durum u araştırm asında, 1 yaşma ka d a r yetersiz anne sütüyle beslenmenin % 25,62 olduğu, ç o cu kla ­ rın % 13,64’ünün ise 24 aya kadar anne sütü ile beslendikleri be­ lirlenm iştir. Ayrıca çocuklara verilen ek yiyeceklerinde çoğunlukla 6-12 ay arası % 27,05 arasında ve 18-24 ay arası % 16,43 arasında olduğu gösterilm iştir.

Çankırı iline bağlı Pelitözü köyünde yapılan bu araştırm a so­ nuçlarına göre 0-2 yaş grubu çocukların % 40’ ı 1° de m alnütrisyon- lu, % 44 ü 2° de m alnütrisyonlu, % 16’sı ise 3° de m alnütrisyonlu olarak bulunm uştur. M alnütrisyonu oluşturan etkenlerden ailelerin eğitim durumu incelendiğinde annelerin % 50’sinin okum a yazma bil­ mediği % 13,3 ünün ilk okulu bitirm iş olduğu % 36,7’sinin okuma yazma bildiği saptanm ıştır. Babalarında % 26,6 sının okum a yazma bilm ediği, % 36,7'sinin okuma yazma bildiği % 33,3’ünün ilk okulu, % 3,4 'nün ise orta okulu bitirm iş olduğu belirle nm iştir. A ilelerin eğitim düzeyininde m alnütrisyon oluşum u ve derecesi ile iliş k ili o l­ duğu görülm ektedir.

Araştırm a sonuçlarına göre annelerin % 94’ ü bebeklerini ken­ di sütleri ile beslem eleri 20 aya kadar sürm ektedir. Ek besinlere ise eğitim yetersizliği nedeniyle geç başlam aktadırlar. Ö zellikle hangi ayda hangi besine başlanacağı ve nasıl hazırlanıp çocuğa ne şekilde verileceği konusunda oldukça bilgisizdirler. Bu nedenle eğitim de özel­ likle bu yönlere eğilinerek anneler yeterince aydınlatılm aya çalışıl-ı r r-' çalışıl-ı •

mıştır.

M alnü trisyo nlu çocukların ailelerine yapılan beslenm e eğitim i sonunda çocukların boy ve ağırlıkları te k ra r ö lçülm üştür. H astaların eğitim öncesi ve eğitim sonrası ağırlıkları orta lam aları arasında fa rk önem li bulunm uştur.

(Tablo 2.) (P >0.05). Eğitim öncesi ve eğitim sonrası boy o rta ­ lam aları arası fa rk ise önem siz bulunm uştur. (P <0.05) Buda beklenen b ir sonuçtur. Çünkü boy ölçüsüne beslenm enin etkisi uzun sürelidir.

A raştırm ada beslenme e ğ itim i sonrası genel görünüm ü iyi o la n ­ la r % 33,3, orta o la nlar % 63,3, kötü o la n la r ise % 4,4 oranındadır. Bu so n u çla r m alnutrisyonun önlenm esinde ve iyile ştirilm e sin d e b e slen­ me e ğ itim inin yararlı olduğunu gösterm ektedir.

SONUÇ — ÖZET

Ç a nkırı’nın Pelitözü köyünde yaşları 0-2 arası olan 30 tane m a ln ü tris ­ yonlu çocu k üzerinde beslenm e eğ itim in in m alnü trisyo nun

(6)

tedavisi-BESLENM E VE DİYET DERGİSİ 77

ne e tk is i in cele nm iştir. 30 çocuğun on tanesi 1° nci, 13 tanesi 2° nci yedi ta n e sid e 3° ncü derecede malnütrisyonlu olduğu saptanmıştır. M a ln ü tris y o n lu çocuk ailelerine eğitim yapılarak birer haftalık diyetler v e rilm iş tir. D iyetlerin uygulanıp uygulanmadığı her hafta sonu kontrol e d ile re k gerekli görüldüğü şekilde değiştirilm iştir. Bir aylık eğitim sonu nda ço cu kla rın ağırlık kazandıkları ve genel durumlarının daha iyi o ld u ğ u görülm üştür. Beslenme eğitimi başındaki ve eğitim so­ n un daki a ğ ırlıkları ortalam aları arasında fark istatistiki olarak önem­ li b u lu n m u ştu r. Boy ortalam aları arası fark ise önemsiz bulunmuş­ tu r. Beslenm e eğitim i sonrası hastaların % 33,3’ünün iyi olduğu % 63,3'ünün durum unun orta olduğu, % 3,4’ünün de kötü olduğu b e lirle n m iş tir.

Bu bu lg u la r, m alnütrisyonun tedavisinde halka yapılan beslenme e ğ itim in in çok etkili olacağı kanısını vermiştir.

SUM M ARY

M a ln ü tritio n is very wellknown disease in Turkey, as well as in o th e r underdeveloped countries.

N u tritio n education of the population is one of the most im- p o rta n t ap p ra ch to prevent the chiidren from malnütrition.

İn th is survey we have got 30 malnourished chiidren betvveen O and 2 years from the village of Pelitözü in Çankırı, We have given n u tritio n edu ca tio n to mothers, and they have been controled every w eek by d ie titia n about a month. A t the end of the month almost every c h lld gained vveight betvveen 500 gm. to 2000 gm.

W e can say th a t the nutrition education must be given to every m o th e r fo r child health.

KAYNAKLAR

1. Baysal A. : Kayseri iline bağlı Tomarza ilçe merkezi ve altı köyünde Beslenme D urum u ve Eğitimi Araştırm ası. Beslenme ve Diyet Dergisi, 1 : 26, 1972. 2. Koksal O. ı Doğu Karadeniz Bölgesi İllerinde Rize, Trabzon ve Giresun'da ya­

pılan b eslenm e araştırm ası ile tespitedilen basit guatr sorunu. Beslenme ve D iy e t D e rg is i. C ilt 1, S. : 15, 1972.

3. O ralS . :Ankaracivarm da dört köyde okul öncesi çocuklarında yapılan beslen­ m e v e sa ğ lık durumu araştırm ası Hacettepe Tıp ve Sağlık Bilimleri Çocuk K liniği ça lış m ala rı, 1966.

4. D o ğ ram acı I. : and w ray J . : Severe Infantile malnutrition and Its Manage­ m e n t. Turklsh J. o f Pediatris. 1 : 29, 1968

5. A rs la n P. and Koksal G . : Süt çocuğu çağında görülen beslenme bozukluk­ ları v e D iy e t Tedavileri. Beslenme ve Diyet Dergisi, C i l t : 3, s a y ı: 3, S : 143. 1974

Referanslar

Benzer Belgeler

alınmak suretiyle hesap edilmek duru- mundadır. Öte yandan, bina yangın güvenliğine dönük genel bir kural olarak 50 kişiden daha fazla kullanıcının bulunduğu bina- larda iç

Depolar müstakil bir kısım olarak ya, okuma, salonu- nun üzerindeki katlara yerleştirilir veya bunlarla oku- ma salonu ve buna bitişik iare dairesi arasındaki taz- yik edilmiş

(Helsinki) de inşa edilen bu umumî merkez binası müteaddit bloklardan mürek- kep büyük bir binadır.. Binayı teşkil eden bu kısım- ların kat

Evin ön cephesinde, oturma ve misafir odaları önüne gelmek üzere üzeri kapalı bir terası vardır. Bina haricî mimarî ve plân tertibi itîbarîle güzel bir

Güneş ve yağmur te- sirlerinden mahfuz bulunduğu için iç sıvalarda bilâkis rengi koyulaştırıcı boya ilâve edilerek bu suretle oymalı boşlukla- rın fasılalarla

Halen Özelleştirme İdaresi Başkanlığı bünyesinde özelleştirme programı içinde bulunan Seydişehir Alüminyum Tesisleri; 1960'lardaki, alüminyum talebinin yüksek,

ile en üst katta bir evrak depo- su, hademe yatak odasl ve su deposu hazlrlan- mlştlr.. Antalya ikliminin fazla sicak ve

Yapılan çalıĢma sonucunda, 0-5 yaĢ grubu çocukların vücut ağırlığı büyüme eğrilerinin uluslararası kabul edilmiĢ olan DSÖ (73)‟ nün geliĢmekte olan ülkeler