• Sonuç bulunamadı

Jübile dolayisile: Komik Naşide dair hatıralarım

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Jübile dolayisile: Komik Naşide dair hatıralarım"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

2

— KURUN 1 7 - . M A R T - 1938

J ü b ile d o ta ı/is ile :

Komik Naşide dair

haisraSarım

yazan

: O s m a n C e m a l K a y g i j i

Geçen gün Nizameddin Nazif halk sa­ natkârı K işide demiş ki:

— Bcb„.aerde yapılacak olan jübilen için hepimiz az çok bir şeyler yazdık. Fa­ kat bu hususta senin için en güzel yazıyı yazsa yazsa Osman Cemal yazar .

Nizam, Naşide bunu söyldikten birkaç gün sonra ayni şeyi tuttu, bana da tek­ rarladı :

— Ne duruyorsun, Naşit için bir yazı da sen vazsana a.. Naşide dair en güzel yazıyı sen yazabilirsin!

İyi ama, Naşit için, en güzel yazıyı ben nasıl yazabilirim? itiraf edeyim kl ben. sanatkâr Naşidi gerek sahnede, gerek meydanda en az seyretm iş bir adamım­ dır. Böyle olmakla beraber (N aşit) betice çok yaman bir sanatkârdır. Ben, onu en çok, bundan otuz yıl kadar önce, bizim taraflarda kurulmuş olan yazlık bir sah­ nede seyretmiştim. Hatırımda kaldığına göre, şimdi Naşidin pek yakın akrabası olan dostumuz kemancı Yorginin o za manki ahbaplarından ve şimdiki akraba lanndan Bay Zekâinin delâletiyle bizim topçularda yazlık bir sahne kurulmuştu ki işte ben en çok Naşidi orada sey r et­ miş ve o zaman kendisi henüz sanata y e­ ni atılmış olduğu halde onun gerçekten bir hayranı olmuştum. Hani: “Perşem ­ benin gelişi çarşambadan bellidir!,, sözü daha o zamanlar Naşid İçin en uygun bir sözdü.

O zamanlar, zannedersem, yine Bay Zekâinin tavassut, ve teşvikleriyle bizde beş on arkadaş şurada burada amatör - lükle kendimizi gösterm eğe çalışıyorduk ki şimdi Naşidin kudretli maystros. ya­ hut şer dorkestrası Bay Yorgi o vakit bizimle birlikte az dolaşmamış, bizim de az angarvemizi çekmemişti. Hattâ o sı­ ralarda şimdiki çok yaman sanatkârımız Naşidin d e ,‘kendisini sevdiğine, bayıldı­ ğına ve saydığına hiç şüphe olmayan pek usta, pek zeki, pek titiz ve eşsiz komik rahmetli Hamdi efendi de bizim­ le beraber bazı sahnelerde bir hayli pa­ la sallamıştı. O sıralarda bir kere de ve yine galiba bizim sem tteki bir sünnet dü­ ğününde kavuklu oynarken görmüş, ya­ nımdaki arkadaşlara da:

— Görürsünüz, bu adam yakında mem­ leketin en meşhur, en büyük bir artisti olur!

Demiştim. Ben o zamana kadar, ka- j vnklu rolünde, kavukluların en başta ge* | leni rahmetli Hamdiyi de, Abdürrezzakı I da, K. Hüsnü de, karagöz Mehmedi de

j

birkaç defalar seyretm iş; hattâ yine o | Bay Zekâinin delâletiyle bir kere, kara­ göz Mehmetle birlikte meydana çık - ■im., ü n . Fakat, Naşidi, o dediğim sünnet düğününde, kavuklu oynarken görünce, o zanıan, yeni rahmete kavuşmuş olan Hamdi efendiden sonra bu kadar yaman bir kavuklu göremediğimi söylem iş ve h ele Naşidin, karşısına çıkan her taklide ayni şive, lehçe ve tavırlarla on misli kuvvetlilerle cevap vermesini hayretler içinde seyrederek yanrmdakilere:

— Naşit, bu cihetten, merhum Hamdi efendiyi de geçti!

Demiştim, Hele onun, o gece, aşçı ro­ lüne çıkmış olan monolog Tahsinle karşı karşıya yapmış olduğu o numara hâlâ gö­ zümün önünden gitmez.

Ondan sonra Naşidi gerek meydanda, gerek sahnede, vakit bulup da pek az görebildim, Kendisi sanatının en civcivli zamanlarını sahnede yaşarken, malûm a, hemen hemen ayni tarzdaki güldürücü­ lükleri. yahut komikleri biz de artık ga­ zetelerin mizah sayfalarında yapıyorduk. Yani bir gündüzün yorulup gece dinleni­ yoruz; o ise gece yorulup gündüz istira­ hat ettiği İçin, artık biribirimizi pek gö- remiyorduk. Bu tarihlerde ara sıra ken­ disini sahnede seyredebildiğim zamanlar ise sanatının eskisine nisbetle daha ne kadar çok ilerlemiş olduğunu anlayor ve idmdens

Naşidin yirmi sen e evvel alınmış bir resmi

— A h ! Bu adam, nasıl oldu da Darül- bedayiin dışında kaldı?

Diyordum. Hattâ o zamanlar tulûatçı­ lara, tuluat sahnelerine, halk sanatkâr­ larına dair yazmış olduğum bazı yazı - larda Naşidin eşsiz sanatı için de bazı şeyler karalamış olduğumu hatırlayo- rum.

Ve hattâ yine öyle hatırlayorum ki o vakitler, bizim arkadaşlardan biri, bir e- debivat anketinde beni Naşide benzet - mişti de ben de ertesi gün kendi gaze­ temde (Komik Naşide açık mektup) di­ ye bir yazı neşrederek:

“Vah Naşîfciğim vah. baksan a, ben de senin gibi bir çarşı, pazar komiği, ben de senin gibi bir tulûatçı, bir mukallitmi­

şim de haberim yokmuş!,, diye kendisiy­ le yürekten ve uzunca bir hasbihal yap­ mıştım.

Naşidi az Seyretmiş olduğumu yukarda söyledim: fakat meşhur sözdür:

“E ğer maksut ererse mısra berceste kâfidir!,, Naşidi, ben hangi rollerini görebildim- se o rollerde kendisine tam birer harika buldum: Haremağasmda, Sürpik dududa, Turşucuda, Leblebicide, Kabakçıda, bo­ zacıda, Utçu Onnikte ve rahmetli Haşan efendinin modernleşmiş İbişinin ve merhum Hamdi efendinin büsbütün baş­ kalaşan kavuklusunda ve karagözün tek ­ rar dünyaya gelişinde..

Hani sanatkâr vardır, sanatkârcık var­ dır. Naşit sanatkârdır, hem de birinci smıf bir sanatkâr....

Çok aziz ve çok sevdiğim arkadaşım sanatkâr ressam Münifin babası rahmet­ li Fehim efendi, rahmetli kavuklu Ham­ di efendi, rahmetli borazan Tevfik. rah­ metli meddah Süruri, Tanrı daha çok va­ satsın, şimdiki büyük Behzat, Naşit...

bunlar, her zaman kolay kolay ele geç­ mez. nevileri şahıslarına münhasır ve sanat alanında gündüzün bile fenerle a- mnacak kadar ender bulunur artistler­ dir.

Bakalrm, Naşidin jübilesinde neler gö­ receğiz?.

Osman Cemal KAYGILI

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Aksi halde, Saari- nen olmasaydı, söz konusu proje, elene- rek yarışma dışı bırakılan 200 projeden biri olacak ve çağımızın en önemli yapıt- larından olan bugünkü

Bu sınır ve eksiklerin herbiri sonuç olarak bu tür emek süreçlerinin potansiyel dönü ştürücü güçlerinin abartılmasına ve bu süreçlerin daimi olarak diğer üretken olmayan

Tarım muhasebesi sistemi ile çalışanların bu konuya ilgisi 1800’lü yıllarda başlamıştır Tarımsal faaliyetlerin muhasebeleştirilmesi ilk olarak maliyet esaslı

Sağlık bakanlığı; ateş, öksürük, nefes darlığı semptomla- rından en az birisi olan ve semptomların başlamasından 14 gün önce kendi veya yakının yurt dışı seyahat

Bu yazıda, boyunda nörofibrom tanısı ile iki kez ameliyat edilen ancak takiplerinde aynı bölgede desmoid tümör sap- tanan hastaya tedavi yaklaşımımız sunulmuştur.. Hastanın

[r]

Anahtar Kelimeler: Milli İktisat, Eskişehir, Birinci Dünya Savaşı, İttihat ve Terakki, Eskişehir Milli Ticaret ve Anonim

Gerek ülkemizde gerekse dünya genelinde Kobi’ler ve Kobi’lere sağlanan destekler hakkında çalışma sayısı çok azdır. Mevcut çalışmaların da birçoğu