• Sonuç bulunamadı

Koyunoğlu Müzesi kütüphanesindeki 13461 numaralı mecmuanın transkripsiyonlu metni

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Koyunoğlu Müzesi kütüphanesindeki 13461 numaralı mecmuanın transkripsiyonlu metni"

Copied!
375
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

TÜRK DĠLĠ VE EDEBĠYATI ANA BĠLĠM DALI

ESKĠ TÜRK EDEBĠYATI BĠLĠM DALI

KOYUNOĞLU MÜZESĠ KÜTÜPHANESĠNDEKĠ 13461 NUMARALI

MECMUANIN TRANSKRĠPSĠYONLU METNĠ

Emrah GÜNDÜZ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DanıĢman

Prof. Dr. Emine YENĠTERZĠ

(2)

Bilimsel Etik Sayfası……...………..………...i

Tez Kabul Formu ………..………...……...ii

Ön Söz……...……….….………...……...iii

Özet...………....………...………...iv

Summary ………...………...…………...v

Kısaltmalar …...………...…...vi

Transkripsiyon ĠĢaretleri ………...……...vii

GiriĢ-Eski Türk Edebiyatında Mecmualar.………...…1

1. Eski Türk Edebiyatında Mecmualar...………...…………...2

BĠRĠNCĠ BÖLÜM Koyunoğlu Müzesi Kütüphanesi’ndeki 13461 Numaralı Mecmuanın Tanıtımı...6

1.1 13461 Mecmuanın Tanıtımı.………...………...7

1.2 Metni Kurarken Ġzlenilen Yöntem………...……...………..13

ĠKĠNCĠ BÖLÜM 13461 Numaralı ġiir Mecmuasının Trankripsiyonlu Metni Kemāl PāĢā-zāde ... 23 Nābī ... 23 Muḥyī Efendi ... 23 Kemāl PāĢā-zāde ... 25 Yaḥyā ... 28 [Bursalı Ṭālib] ... 30 [Necātī] ... 33 [Baẖrī] ... 34

(3)

Rāġıb PāĢā ... 44 Ḥāfıẓ ... 45 Nābī Efendi ... 45 Kāmī ... 50 [ġemsī] ... 53 Ġazel ... 54 Ġazel ... 56 [Ḥātemī] ... 57 Ḳıṭ„a ... 60 Ġlāhī ... 66 Nābī ... 75 [Nedīm] ... 78 [„Ālī] ... 79 [„Ālī] ... 79 Kāmī ... 81 Rasīẖ ... 84 Nābī ... 95 [ġehrī] ... 98 Nābī ... 99 [Rūḥī] ... 177 [Vecdī] ... 177 [Müfred] ... 178 [„Abdullāh] ... 178 ġem„ī ... 179 [Revānī] ... 180 [„Abdī] ... 181

(4)

[Yazıcıoğlu Mehmed] ... 195

[Yazıcıoğlu Mehmed] [Faslün Fi‟l-Mirāc] ... 198

[Üftāde] ... 205 [Niyāzī-i Mıṣrī] ... 206 [Fenāyī] ... 208 [Üftāde] ... 209 [Sezāyī] ... 210 [Niyāzī-i Mıṣrī] ... 211 [ġemsī] ... 212 [Yūnus] ... 215 [Sezāyī] ... 216 [Sezāyī-Muhammes] ... 218 [Sezāyī-Murabbā] ... 221 [EĢrefoġlu Rūmī] ... 223 [Yūnus] ... 224 [Naẖīfī-Murabbā] ... 226 [Niyāzī-i Mıṣrī] ... 228 [Muḥyī] ... 230 [Nūrī] ... 231 [ġemsī] ... 234 [Niyāzī-i Mıṣrī] ... 235 [Nūrī] ... 236 [Nābī] ... 236 ẞābit ... 239

(5)

ġehrī ... 240 [Niyāzī-i Mıṣrī] ... 241 [EĢrefoġlu Rūmī] ... 243 [Ḥaḳḳı] ... 244 [Niyāzī-i Mıṣrī] ... 245 [Mūhyī] ... 247 [Hüdāyī] ... 250 [DervīĢ Himmet] ... 252 [Hüdāyī] ... 253 [Niyāzī-i Mıṣrī] ... 255 [NaḳĢī] ... 257 [DervīĢ Himmet] ... 258 [EĢrefoġlu Rūmī] ... 259 [Seyfu‟llah] ... 260 [Naṣūḥī] ... 262

Ḳıt„a-i Kāmī Efendi Edirnevī ... 263

ġehrī ... 263 Ḳıṭ„a-i ġehrī ... 263 Müfred-i ġehrī ... 264 Ḳıṭ„a-i ġehrī ... 265 Kāmī ... 265 Müfred-i Kāmī ... 265 Müfred-i Kāmī ... 265 Müfredāt-ı Nābī Efendi ... 266 Ḳıṭ„a ... 272 Ferd ... 272

(6)

NeĢāṭī ... 274 [Hilāli] ... 275 [Ḥayretī] ... 277 [Yūnus Emre] ... 278 Kāmī ... 280 [Gevherī-KoĢma] ... 282 SONUÇ...283 MECMŪ‘A-İ EŞ’ĀR………...……….284 KAYNAKÇA...358

(7)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

BĠLĠMSEL ETĠK SAYFASI

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada baĢkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(8)
(9)

ÖN SÖZ

Eski Türk edebiyatının kaynakları arasında bulunan mecmualar üzerinde yapılan araĢtırmalar, mecmuaların edebiyatımıza hem kaynaklık ettiğini hem de mevcut kaynakları çeĢitli yönlerden tamamladığını göstermektedir. Bu durum mecmuaların, özellikle de Ģiir mecmualarının önem ve değer kazanmasını sağlamıĢtır. Ülkemizdeki kütüphanelerde binlerce yazma Ģiir mecmuası bulunmaktadır. Bu eserlerin tanınması ve tanıtılması hiç Ģüphe yok ki edebiyatımıza pek çok Ģey kazandıracaktır. Bu düĢünceden hareketle bir Ģiir mecmuasını çalıĢmamıza konu olarak seçtik. Amacımız, Ģiir mecmuası türündeki bir eseri daha gün yüzüne çıkarmak, Klasik edebiyatımıza ait farklı Ģiirlerin ve Ģairlerin bilinmesini ve tanınmasını sağlamaktır.

ÇalıĢmanın giriĢ kısmında Ģiir mecmuaları hakkında kısaca bilgi verildikten sonra, I. bölümde Koyunoğlu Müzesi Kütüphanesinde 13461 numarada kayıtlı bulunan mecmuayı tanıtan bilgiler sunuldu. Mecmuada ismi geçen Ģairler, bu Ģairlere ait Ģiir sayıları, Ģiirlerin hangi nazım Ģekilleriyle yazıldığı ve Ģiirlerde kullanılan vezinler tablolar hâlinde gösterildi. Daha sonra, mecmua metni oluĢturulurken hangi yöntemlerin uygulandığı örneklerle ifade edildi.

II. bölümde mecmuada yer alan Ģiirlerin transkripsiyonlu metni verildi. ġiirler, yayımlanmıĢ veya üzerinde ilmî çalıĢma yapılmıĢ divanlarla karĢılaĢtırıldı ve farklılıklar dipnotlarda belirtildi. Böylelikle, sağlam bir metin elde edilmeye çalıĢıldı. Ayrıca, divanı olmayan ve üzerinde ilmî çalıĢma yapılmayan bazı Ģairlerin isimleri tezkirelerde arandı ve bulunabilenler dipnotta gösterildi.

ÇalıĢmamız esnasında engin bilgi birikiminden ve tecrübelerinden yararlandığım baĢta danıĢman hocam Prof. Dr. Emine YENĠTERZĠ olmak üzere, değerli hocalarım Yard. Doç. Dr. Semra TUNÇ‟a ve Yard. Doç. Dr. Erol ÇÖM‟e içten minnettarlığımı sunmakla birlikte teĢekkür ederim.

Emrah GÜNDÜZ

(10)

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğr

enc

ini

n

Adı Soyadı Emrah GÜNDÜZ Numarası: 074201011003 Ana Bilim /

Bilim Dalı

Türk Dili ve Edebiyatı / Eski Türk Edebiyatı

DanıĢmanı Prof. Dr. Emine YENĠTERZĠ

Tezin Adı Koyunoğlu Müzesi Kütüphanesindeki 13461 Numaralı Mecmuanın Transkripsiyonlu Metni

ÖZET

ÇalıĢmamız, Koyunoğlu Müzesi Kütüphanesi‟ndeki 13461 numaralı mecmuanın tanıtımı ile transkripsiyonlu metninden oluĢmaktadır. Metni hazırladıktan sonra mecmuadaki Ģiirleri elimizde olan divanlardaki Ģiirlerle karĢılaĢtırdık ve aradaki farkları gösterdik. Divanlarda bulunmayan Ģiirleri de ayrıca belirttik.

Bir Ģiir mecmuası olan eser, 126 varaktır. Mecmuada 52 Ģaire ait yaklaĢık 336 Ģiir vardır. ġairini tespit edemediğimiz Ģiirler de bu sayıya dahildir. Mecmuada en çok gazel nazım Ģekli yer almakta olup murabba, kıt‟a, beyit gibi diğer nazım Ģekilleriyle yazılmıĢ Ģiirlere de yer verilmiĢtir. En fazla Ģiir Nâbî ‟den alınmıĢ olup, daha sonra Niyâzî-i Mısrî, Kâmî, Yûnus Emre gelmektedir.

ÇalıĢmamız, Klasik edebiyatımızın metin kaynakları arasında olan Ģiir mecmualarının önemine dikkat çeker niteliktedir.

(11)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

SUMMARY

Our study consists of introduction of Journal No: 13461 in the Library of Koyunoglu Museum and transcriptional text. We compared the poems in journal with the poems in divan present after preparing the text and showed difference between them. We also mentioned the poems not contained in Divan.

The work that is a journal of poetry is 126 pages. There are almost 336 poems of 52 poets in the journal. The unnamed poems which has not got pen name are included in this number. The lyric verse takes place in journal at the most, and also poems written in other verses such as murabba, kıta couplet and also similar poems are also given place. The highest number of poems was taken from Nâbî and then Niyâzî-i Mısrî, Kâmî, Yûnus Emre follow him.

Our study draws attention to the journals of poetry among the classical text sources of our literature.

Key Words: Classic Turkish literature, poem, journal.

Öğr

enc

ini

n

Adı Soyadı Emrah GÜNDÜZ Numarası: 074201011003 Ana Bilim /

Bilim Dalı

Türk Dili ve Edebiyatı / Eski Türk Edebiyatı

DanıĢmanı Prof. Dr. Emine YENĠTERZĠ

Tezin Ġngilizce Adı Transcriptional Text of Journal No: 13461 in the Library of Koyunoglu Museum

(12)

KISALTMALAR

age. : Adı geçen eser

agm. : Adı geçen makale

Ar. : Arapça bkz. : Bakınız C. : Cilt D. : Divan Far. : Farsça H. : Hicrî M. : Mecmua Nu. : Numara s. : Sayfa T. : Tezkire v. : Varak

(13)

TRANSKRĠPSĠYON ĠġARETLERĠ

Farsçadaki “vâv-ı ma‟dûle” harfi, “ ˇ ” iĢaretiyle gösterilmiĢtir.

ا, ﭐ

a, ā

ش

Ģ

ﺃ, ا

a, e

ص

՘

ض

ż, ḍ

ب

b

ط

پ

p

ظ

ت

t

ع

ث

غ

ġ

ج

c

ف

f

چ

ç

ق

ح

k, g, ñ

خ

کن

ŋ

د

d

ل

l

ذ

م

m

ر

r

ن

n

ز

z

و

v (o, ö, u, ü, ū)

j

h (a, e)

س

s

ی

y (ı, i, ī, ā)

(14)

GĠRĠġ

(15)

“Mecmû„a”, Arapça bir kelimedir ve cem„ kelime kökünden türemiĢtir. Cem„, “dağınık nesneyi biriktirmek” manasındadır. “Mecmû„a” ise mecmû„ kelimesinin müennesi olup “Ģurdan burdan birikmiĢ nesneye denir.” i

Edebiyat terimi olarak ise içinde belli bir konudaki seçme yazıların bulunduğu eserleri ifade eder.

Genel olarak Mecmualar; a) Nazire mecmuaları,

b) Meraklılarca toplanmıĢ, birer antoloji niteliğinde seçme Ģiirler mecmuaları, c) ÇeĢitli konulardaki risālelerin bir araya getirilmesiyle meydana gelen mecmualar,

ç) Aynı konu ile ilgili eserlerin bir araya getirilmesiyle oluĢturulan mecmualar,

d) TanınmıĢ kiĢilerce hazırlanmıĢ, birçok yararlı bilgileri, fıkraları ve özel mektupları kapsayan mecmualar olarak sınıflandırılabilir.ii

Görüldüğü üzere bu tasnifte mecmualar, içeriğine göre bir sınıflandırmaya tabi tutulmuĢtur.

Klasik Türk edebiyatının, genelde Türk edebiyatının geliĢimini takip etmek ve hakkında doğru ve tam bir hükme varabilmek için yalnız meĢhur Ģahsiyetler ve Ģaheserler üzerinde değerlendirmeler yapmanın yeterli olmadığı, bu sahada çalıĢanlarca kabul edilen bir gerçektir. Bugüne kadar genellikle adı eski kaynaklarda anılan meĢhur Ģahıs ve eserleri ele alan pek çok ilmî araĢtırmayla, klasik Türk edebiyatı hakkında verilen hükümler gittikçe daha geçerli ve gerçekçi hale gelmiĢtir. Ancak, meĢhur Ģahıslar yanında, özellikle tezkirelerde ve benzeri kaynaklarda adı geçen veya geçmeyen, sadece bazı mecmualarda Ģiirlerine rastlanan diger Ģahsiyetlerin de ele alınmasıyla yeni bilgilere ve buna bağlı olarak yeni

i

Mütercim Asım, Kamus Tercemesi (H.1325), C. 3, s. 213.

ii

(16)

Ģiirleridir ve bu yüzden de belki mecmualar Ģiir hakkındaki değerlendirmelerde ilk sırada ele alınması gereken kaynaklardır. i

ġiir mecmualarının edebiyatımıza sağladığı yararları ve edebiyat araĢtırmacılarına sunduğu imkânları Ģu Ģekilde sıralayabiliriz:

a) ġairlerin divanlarında bulunmayan Ģiirlerini mecmualarda bulmamız mümkündür. Bu bakımdan mecmualar, edebiyatımıza metin yönüyle kaynaklık eder.

b) Mecmualar metin tenkidinde önemli yere sahiptir. Divandaki Ģiirleri mecmuadaki Ģiirlerle karĢılaĢtırarak divanlardaki yanlıĢları ve eksiklikleri gidermemiz mümkündür. Bu yönüyle mecmualar, mevcut kaynakları tamamlayıcı bir özelliğe sahiptir.

c) Mecmualar, genellikle Ģiirden anlayan, Ģiir zevki olan kiĢiler tarafından tertip edilmiĢtir. Mecmualara alınan Ģiirlerde, mürettibin eğitimi, bilgisi, zevki ve meĢrebi önemli bir kıstastır. Ancak kiĢisel zevk ve ilgi yanında toplumun beğenisi de bir Ģiirin değerini belirler. Bu bakımdan mecmualar tertip edildiği dönemlerin Ģiir zevki ve beğenilen Ģairler ve hatta onların en beğenilen Ģiirleri hakkında bize net ipuçları verirler. ii

d) Divanı olmayan, tezkirelerde adı geçmeyen pek çok Ģairi ve Ģiirlerini mecmualarda bulmak mümkündür. Mecmualar böyle Ģairleri unutulmaktan kurtararak edebiyatımızın geniĢlemesini ve zenginleĢmesini sağlar.

i

Semra Tunç, 16.yy. Divân Şairi Mânî ve Şiirleri, SÜ Türkiyat AraĢtırmaları Dergisi, Konya.

ii

Semra Tunç, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Revan 1985 Numaralı Şiir Mecmuası (2005), SÜ Türkiyat AraĢtırmaları Dergisi-12, Konya.

(17)

Sonuç olarak denilebilir ki Ģiir mecmuları, edebiyatımız için kimi zaman temel kaynak kimi zaman da yardımcı kaynak durumundadır. Bu eserlerin incelenmesi, edebiyatımızın geniĢlemesini ve zenginleĢmesini, farklı bir yönde ilerlemesini sağlayacaktır. ġiir mecmualarının önemi ve değeri, üzerinde duruldukça ve incelendikçe daha iyi anlaĢılacaktır.

i

YaĢar Aydemir, Metin Neşrinde Mecmuaların Rolü ve Karşılaşılan Problemler (2007), Turkish Studies/ Türkoloji AraĢtırmaları, 2/3, 123.

(18)

I. BÖLÜM

KOYUNOĞLU MÜZESĠ KÜTÜPHANESĠ’NDEKĠ 13461

NUMARALI MECMUANIN TANITIMI

(19)

I. BÖLÜM

1. 13461 Numaralı Mecmuanın Tanıtımı

Konya Koyunoğlu Müzesi Kütüphanesi‟nde kayıtlı bulunan 13461 numaralı mecmua 126 varaktan oluĢmaktadır. Mecmua kahverengi deri ciltli ve ebadı 20x13 cm.dir. Mecmuanın satır sayısı belirtilmemekle birlikte, Ģiir aralarında ve sayfa kenarlarında düzeltme çizgileri bulunmamaktadır. Mıklepsiz ve nesih-talik yazı sistemleriyle yazılan mecmua, iki ayrı bölümden oluĢmaktadır. Toplamda 46 varağı yazılmamıĢ olan mecmuanın, ilk bölümü Arapça risaledir. 43 varağı yazılmamıĢ olan bu bölüm, 1a‟dan 49b‟ye kadar olan kısımdır ve „Risaletü‟s-Sufiyye‟ baĢlıklıdır. Birinci bölümün müellifi El-Burusevi, Ġsmail Hakkı El-Uskubi olup, dili Arapça- Osmanlıca‟dır. Nesih tarihi H. 1130 olarak verilen bu bölümde tasavvufi konular iĢlenmiĢtir.

ÇalıĢmamıza temel olan 2.bölüm ise; “Mecmu„a-i EĢ„ār” baĢlıklıdır. Bu bölümünün müellifine ve nesih tarihine dair kesin bir bilgiye ulaĢamadık (49b-122a). ġairlerin yaĢadıkları dönemleri, tezkireleri ve edebiyat tarihlerini inceleyerek mecmuanın hangi tarihte yazıldığına dair bir tahminde bulunmaya çalıĢtık. Mecmuada 13.-14. yüzyıldan, 18. yüzyıl dönemine kadarki Ģairlerin Ģiirlerine rastlamaktayız. 19. yüzyılda yaĢamıĢ Ģairlere ve Ģiirlere yer verilmemesi mecmuanın 18. yüzyılda tertip edildiğini göstermektedir.

Ġkinci bölümünde iki varağı yazılmamıĢ olan mecmuanın, 71b‟deki Arapça dualarla 116b ve 117a varaklarındaki 54 farz, bize Ģiir mecmuasının baĢka bir mecmua ile ciltlenirken birleĢtirildiği fikrini vermektedir. ġiirlerin bulunduğu birinci bölüm incelenerek çeviri yazı sistemiyle Latin alfabesine aktarıldı. Daha sonra mecmuada bulunan Ģairlerin listesi hazırlandı. Bu Ģairler içinde divanı yayımlanmıĢ olanlar ya da üzerinde akademik çalıĢma yapılan Ģairlerin divanları tesbit edildi. Mecmuamızda yer alan Ģiirler yayımlanmıĢ divanlarla, yüksek lisans ve doktora tezi olan yayımlanmamıĢ divanlarla ve de Ģuara tezkireleriyle mukayese edilerek elimizdeki metin oluĢturuldu. Divanlarına ulaĢılamayan Ģairlerin Ģiirleri ise mukayesesiz olarak mecmuada olduğu gibi yazıldı.

(20)

edilmemiĢtir. Ancak yer yer aynı Ģaire ait Ģiirlerin arka arkaya yazıldığı görülmektedir.

Mahlassız kıt„a ve beyitlerin fazlaca olduğu mecmuada, Ģiirlerin nazım Ģekillerine baktığımızdaysa en fazla gazel nazım Ģeklinin yer aldığı görülüyor. Nazım Ģekilleri sırasıyla verilecek olursa;

Gazel: Mecmuada 179 Ģiirde kullanılan nazım Ģekli olarak karĢımıza

çıkmaktadır. Nā-tamam gazeller de bu sayıya dahil edilmiĢtir. Gazel nazım Ģekliyle yazılmıĢ olan Ģiirlerin numaraları Ģunlardır:

83,85,86,87,88,89,94,95,97,98,99,100,102,109,110,116,117,118,119,120,121, 122,123,124,125,126,127,128,129,130,131,132,133,134,135,136,237,138,139,140, 141,142,143,144,145,146,147,148,149,150,151,152,153,154,155,156,157,158,159, 160,161,162,163,164,165,166,167,168,169,170,171,172,173,174,175,176,177,178, 179,180,181,182,183,184,185,186,187,188,189,190,191,192,193,194,195,197,198, 199,200,201,202,203,204,205,206,207,208,209,210,211,212,213,214,215,216,217, 218,219,220,221,222,223,224,225,226,227,228,231,234,235,240,241,243,244,245, 246,247,248,249,250,251,252,253,256,257,258,260,261,262,263,264,265,266,267, 269,270,271,272,273,274,275,276,279,281,282,283,284,285,286,287,289,326,328, 330,331,332,334,335.

Mesnevi: Mecmuada 4 adet mesnevi nazım Ģekliyle yazılmıĢ Ģiir

bulunmaktadır. Nazım Ģeklinden tesbit ettiğimiz eksik bir mesnevi (9), Kaygusuz Abdal‟ın Dolab-nāme adlı mesnevisi (236), Azmī‟nin Pend-nāmesi (237) ve Yazıcıoğlu Mehmed‟in Muhammediye adlı eserinden bir parça (239), mesnevi nazım Ģekliyle yazılmıĢ Ģiirler ve numaralarıdır.

Nazım: Mecmuada nazım Ģekliyle yazılan Ģiir sayısı 31‟dir. Bunların metin

içersindeki Ģiir numaraları Ģunlardır:

4,10,11,19,21,23,24,25,27,30,31,32,33,34,36,37,39,41,42,44,82,101,103,107, 111,112,293,320,321,325,327.

(21)

Kıt‘a: Metin içerisinde beyitlerden oluĢan nazım Ģekillerinden olan kıt„a

nazım Ģeklinin kullanım sayısı 31‟dir. Bunların metin içerisindeki Ģiir numaraları Ģunlardır:

2,3,5,6,8,12,14,15,16,17,18,20,26,28,29,35,39,40,43,45,104,105,106,108,114, 115,292,294,299,322,329.

Matla‘: Ġlk iki mısra‟ı birbiriyle kafiyeli olan beyitlere denilen matla„ nazım

Ģeklinin kullanım sayısı 33‟tür. Bunların Ģiir numaraları Ģunlardır:

1,7,13,46,48,49,50,51,52,53,55,57,58,59,60,62,63,66,68,70,71,72,74,75,76,78 ,92,96,295,296,297,300,333.

Müfred: Mısra„ları birbiriyle kafiyeli olmayan beyitlere denilen müfred (ferd)

nazım Ģeklinin kullanım sayısı 41‟dir. Bu sayıya ferd baĢlığıyla yazılmıĢ olan Ģiirler de dahildir. Müfredlerin kullanıldığı Ģiir numaraları Ģunlardır:

47,54,56,61,64,65,67,69,73,77,79,80,81,90,91,196,229,230,232,233,268,298, 301,302,303,304,305,306,307,308,309,310,311,312,313,314,315,316,317,318,319.

Murabba‘: Bentlerden oluşan nazım şekillerinden olan murabba‘nın

mecmuada kullanım sayısı 8’dir. Bunların şiir numaraları şunlardır: 242,255,259,278,280,288,291,324.

Muhammes: Benlerden oluĢan nazım Ģekillerinden olan muhammesin

mecmuada kullanım sayısı 2‟dir. Bunların Ģiir numaraları Ģunlardır:

238,253.

İlāhī: Yunus Emre‟ye ait 254 numaralı Ģiiri, mecmuada kullanılan ilāhī nazım Ģekline tek örnektir.

Kullanılan bu nazım Ģekillerinin yanısıra 1 mısrayla (22); Gevheri‟ye ait Halk edebiyatı nazım Ģekillerinden olan 1 koĢma (336) mevcuttur. Kullanılan nazım Ģekilleri sıralamasında Hāfız‟ın bir Farsça Ģiiri (84), 113 numaradaki manzume ve 322 numaradaki bir diğer Farsça Ģiir dahil edilmemiĢtir.

(22)

mahlası bulunan Ģairler Ģunlardır:

Kemāl-PāĢāzade, Nābī, Muhyī, Sultan Mustafa (İkbālī), Koca Rāgıb Pāşā, Kāmī Efendi, Kāmī-i Edirnevi, Sābuhī, Bākī, Fā‘izī, Sultan Murad (Murādī), Rāsih, Şehrī, Prizenli Şem‘ī, Bosnalı Sābit, Halīmi, Neşātī.

Bu isimler mecmuadaki şiirlerin başlıklarında yazılı olan şair isimleridir. Bunların haricindeki isimler ise çalışmamız esnasında, makta‘ beyitlerinden veyahut tezkirelerden tespit ettiğimiz şair isimleridir. Mecmuada Ģiirleri bulunan Ģairlere ait Ģiir numaraları ve adet sayıları aĢağıdaki tabloda gösterilmiĢtir:

Sıra Şair Şiir Numarası Şiir

Sayısı 1 „Abdī 235 1 2 Abdullāh 230 1 3 „Alī 132,133 2 4 „Azmī 237 1 5 Bahrī 37 1 6 Bāḳī 128 1

7 Bosnalı Alaeddin ẞābit 271 1

8 Bursalı Talib 24 1

9 Ca„fer 97 1

10 DervīĢ Himmet 246,283,284,288 4

11 EĢrefoġlu Rūmī 257,275,285,289 4

12 Fā„iżī 134 1

13 Fenāyī Cennet Mehmed 243,282 2

14 Gevherī 336 1 15 Ḥalīmī 326 1 16 Ḥaḳḳı 109,117,276 3 17 Abdülahad Nūrī 263,267 2 18 Ḥātemī 100 1 19 Ḥayretī 332 1 20 Hilālī 330,331 2 21 Hüdāyī 281 1 22 Ġkbāli-(Sultan III. Mustafa) 82 1 23 Kāmī Efendi 93,94,135,335 4 24 Kāmī-i Diger 90,92,292,300,301,302 6 25 Kayġusuz Abdal 236 1 26 Kemāl PāĢāzāde 1,7 2 27 Koca Raġıb PāĢā 83,137 2

(23)

28 Muhyī 3,262,279 3 29 Nābī 2,85,86,87,88,89,119,120,121,122,123, 124,125,126,127,129,130,139,140,141, 142,143,144,145,146,147,148,149,150, 152,153,154,155,156,157,158,159,160, 161,162,163,164,165,166,167,168,169, 170,171,172,173,174,175,176,177,178, 179,180,181,182,183,184,185,186,187, 188,189,190,191,192,193,194,195,196, 197,198,199,200,201,202,203,204,205, 206,207,208,209,210,211,212,213,214, 215,216,217,218,219,220,221,222,223, 224,225,226,268,269,270,304,305,306, 307,309,310,311,312,313,314,315,316, 317,318,319 122 30 Nahīfī 259 1 31 NaḳĢī 287 1 32 Naṣūhī 291 1 33 Necātī 36 1 34 Nedīm 131 1 35 NeĢāṭī 328 1 36 Niyāzī-i Mıṣrī 241,247,260,264,266,273,274,277,278, 280,286 11 37 Prizenli ġem„i 231 1 39 Rasīẖ 138 1 40 Revānī 234 1 41 Rūhī 227 1 42 Sabūẖī 116 1 43 Sezāyī 245,251,252,253,255 5 44 Seyfu‟llāh 290 1 45 ġehrī 151,272,298,299,293,294 6 46 ġemseddin Sivāsī 95,248,261,265 4 47 ġermī 98 1 48 ġeyhülislām Yahyā 17 1 49 Üftāde 240,244 2 50 Vecdī 228 1 51 Yazıcıoġlu Mehmed 239 1 52 Yūnus Emre 249,250,254,256,258,334 6

? ġairi Tespit Edilemeyen

4,5,6,8,9,10,11,12,13,14,15,16,18,19, 20,21,22,23,25,26,27,28,29,30,31,32, 33,34,35, 38,39,40,41,42,43,44,45,46, 47,48,49,50,51,52,53,54,55,56,57,58, 59,60,61,62,63,64,65,66,67,68,69,70, 71,72,73,74,75,76,77,78,79,80,81,91, 96,99,101,102,103,104,105,106,107, 108

(24)

Tabloda görüldüğü üzere en çok Ģiir, Nābī’ye aittir (122). Nābī‟den sonra Niyāzi-i Mısrī (11), Yūnus (6), ġehrī(6) gelir. Mecmuayı derleyen, Nābī‟ye ait Ģiirlerde Nābī, Nābī Efendi ve Velehu başlıkları kullanmıştır. Fakat çalışmamızda da görüldü ki bu üç farklı başlık Urfalı Nābī’ye ithafen yazılmıştır. Bu sebeble bu şiirlerin hepsi içindekiler bölümünde ve şairler tablosunda Nābī olarak kayıt altına alınmıştır.

Mecmuada nazire baĢlığı altında Ģiirlere rastlanmamakla birlikte, nazire yapıldığını düĢündüğümüz bir gazelin 2 naziresi bulunmaktadır. Bu Ģiirlerin mecmuada arka arkaya yazılmıĢ olması bu düĢüncemizi doğrular niteliktedir. Mecmuada 270 numaralı Nābī‟nin gazeline, Bosnalı Sābit‟in ve hemen ardından ġehrī‟nin aynı vezin ve kafiyede nazire yazdıklarını görmekteyiz (bkz. 271-272 numaralı gazeller). Tabloda belirtilen nazım Ģekillerinin haricinde Hāfız‟ın bir Farsça Ģiiri (84), 113 numaradaki manzume ve 322 numaradaki bir diğer Farsça Ģiir bu tabloya dahil edilmemiĢtir.

Tabloya baktığımızda Ģair adları tesbit edilemeyen Ģiirlerin sayıca fazla olduğunu görmekteyiz. Bu Ģiirler çalıĢmamız dahilindeki divanlarda tarafımızca taranmıĢ olup, bulunamayanlar tesbit edilemeyen kısmına alınmıĢtır. Aynı mahlasa sahip Ģairlerin Ģiirleri, elimizde bulunan divanlarda taranmıĢ olup, bulunanlar Ģiirler mecmuadaki Ģiirlerle karĢılaĢtırıldı. Bunu yaparken önce yazar adı sonra eser akabinde de eserin yayım tarihi dipnotlarda gösterildi (bkz. 92, 287). Elimizdeki divanlarda bulanmayan Ģiirler ise karĢılaĢtırılma yapılmadan mecmuadaki Ģekliyle yazıldı ve Ģiirin bulunamadığı divan „-„ iĢaretiyle belirtildi. Bunu yaparken önce eser ismi sonra yazar adı akabinde de eserin yayım tarihi dipnotlarda gösterildi.

321,323,324,325,327,329, 333

(25)

Mecmuada hece ölçüsüyle yazılan sekiz Ģiir vardır. Bunlar Halk Ģairlerinden DervīĢ Himmet ve Gevheri‟yle birlikte Niyāzi-i Mısrī ve Yūnus Emre‟nin hece ölçüsüyle yazılmıĢ Ģiirleridir. Bu Ģiirlerin Ģiir numaraları Ģunlardır:

241(14‟lü),256(8‟li),263(8‟li),283(10‟lu),284(10‟lu),288(8‟li),334(14‟lü),336(11‟li). Geri kalan Ģiirlerin tamamı aruz ölçüsüyle yazılmıĢtır. Mecmuada kullanılan vezinler ve sayıları aĢağıdaki tabloda belirtilmiĢtir: 

Farsça Ģiirler ve rübâ‟îler bu tabloya dahil edilmemiĢtir.

Kullanılan Vezin Sayısı

Fā„ilātün Fā„ilātün Fā„ilātün Fā„ilün 74

Fe„ilātün Fe„ilātün Fe„ilātün Fe„ilün 55

Mefā„īlün Mefā„īlün Mefā„īlün Mefā„īlün 46

Mef„ūlü Mefā„īlü Mefā„īlü Fe„ūlün 34

Mef„ūlü Fā„ilātü Mefā„īlü Fā„ilün 31

Mefā„īlün Mefā„īlün Fe„ūlün 19

Fā„ilātün Fā„ilātün Fā„ilün 15

Mefā„ilün Fe„ilātün Mefā„ilün Fe„ilün 14

Fe„ilātün Mefā„ilün Fe„ilün 13

Fe„ilātün Fe„ilātün Fe„ilün 8

Mefā„ilün Fe„ilātün Mefā„ilün Fe„ilātün 3

Müstef„ilün Müstef„ilün Müstef„ilün Müstef„ilün 2

Mef„ūlü Mefā„īlün Mef„ūlü Mefā„īlün 2

Mef„ūlü Mefā„ilün Fe„ūlün 1

Müfte„ilün Fā„ilün 1

Müstef„ilün Müstef„ilün 1

(26)

2. Metni Kurarken Ġzlenilen Yöntem

Metindeki Ģiirler mecmuadaki varak sırasına göre düzenlenmiĢ olup, varak numaraları metnin sol kısmında gösterilmiĢtir. Mecmua içersinde yazılmamıĢ ve boĢ bırakılmıĢ mecmua varakları ise dipnotlarla belirtildi. Mecmuada yer alan Ģiirler yayımlanmıĢ ve elimizde mevcut olan divanlarla, yüksek lisans veya doktora tezi olan yayımlanmamıĢ divanlarla karĢılaĢtırıldı ve elimizdeki metin oluĢturuldu.

Mevcut divanlarla karĢılaĢtırılan Ģiirlerdeki farklılıklar dipnotlarda belirtilirken önce Ģiir numarası verildi. Aynı mısra içinde yer alan farklılıklar arasına “ / ” iĢaretini konuldu. Mecmua ve divan arasındaki farklılıklar gösterilirken, karĢılaĢtırmada doğru kabul ettiğimiz ya da tercih ettiğimiz ibareyi önce, yanlıĢ ya da farklı olan ibareyi sonra aldık. Bu farklılık belirtilirken iki fark arasına “ : ” iĢareti konuldu ve bu farklar mecmuadaysa “M”; divandaysa “D” Ģeklinde belirtildi. Mecmuada ve divanda bulunup sıraları farklı olan beyitlerde divan esas alındı ve bu farklılıklar da dipnotta belirtildi.

Metni oluĢtururken anlam ve vezin yönünden mecmua ve divandaki kelimelerden hangisi doğru ise onu esas aldık. Eğer anlam ve vezin bakımından her ikisi de doğru ise mecmuayı esas aldık.

Nābī Divanı‟nda tūtīdür ol, mecmuadaysa tūtī olur olarak geçen kelime grubundan anlam yönüyle farklılık olmasa da mecmuadaki tūtī olur ifadesi tercih edildi:

Hicrān ile dem-beste olursa n‟ola Nābī Ṭūṭī olur āyīne-i gūyā kimi görse

(Nābī, 175: 7) 1

1

Parantez içinde verilen Ģiir ve beyit numaraları mecmuaya aittir.

? 1

(27)

Revānī‟ye ait Ģu gazeldeki kehrübāre kelimesi divanda kehrübāya Ģeklinde farklılık göstermesine rağmen kehrübāre ifadesi tercih edildi.

Kehrübāre döndi ġamdan beñzümüz

Ġçelüm sāḳī Ģarāb-ı la„l-i fām

(Revānī, 234: 4)

Anlam bakımından aynı olan fakat farklı yazılan ifadeleri divanlarla mukayese ederek vezni doğru olanı esas aldık. Azmī‟nin Pend-nāme‟sinde geçen tırnaġuñla oynama hem diĢüñi, mecmua tırnak ile iritme hergiz diĢüni olarak geçmektedir. Vezne uygun olan esas alındı:

DiĢüñ ile kesme hergiz rīĢüñi Ṭırnaġuñla oynama hem diĢüñi

(Azmī, 237: 6)

Bazı beyit ya da mısralarda mecmuada bulunmayan, fakat divanlarda yer alan yazım yanlıĢları dipnotlarla gösterildi. Divanlarda yanlıĢ okunmuĢ olup mecmuada doğru yazıldığını düĢündüğümüz kelimelerden mecmuada geçen kelime tercih edildi. Nâbî ait Ģu gazelde gönül üzüntüsü, devamlı istek anlamına gelen ẖārḥār kelimesi, divanda ḥārhar olarak yazılmıĢtır.

Vaṣl içün terk-i niyāz itdügüme göñlümde ẜārẝār öyle degüldür ki dimek mümkin ola

(28)

parantezle yazıldı.

Bu dünyānuñ belāsından daẝı aġ [u] ḳarasından Geçüp külli hevāsından göñül ferdānelik ister

(Mahlassız 118: 3)

Metin üzerinde yapılan eklemeleri ve mecmuada olmayıp, divanlarda bulunan kelime veya kelime guruplarını göstermek için köĢeli parantez kullanıldı ve bunlar dipnotlarla belirtildi.

Fürūġ-ı āteĢ-i terdür „ilāc-ı saẝt-dilān

O meh-pāreyi [bezm-i ṭarbda] mūm idelüm

(Koca Rāġıb PāĢā 130: 3)

Mecmuada veya divanda beyit ya da mısra tamamen farklı ise dipnota sadece farklı olan kısmı almayı yeterli gördük. 1

Metinde yer alan ayetler ve hadisler koyu italik olarak yazılıp, bunların anlamları ve hangi surelerde geçtikleri dipnotlarda gösterildi. Ayetler belirtilirken önce sure ismi sonra sure numarası daha sonra da ayet meali verildi.

Sen eyitdüñ iy pādiĢāh Yehdillāhu limen yeşā ġeriküñ yoḳ senüñ i Ģāh ṣuçlu kimdür „itāb nedür

(Yūnus Emre 249: 2)

1

(29)

Mecmuadaki Farsça Ģiirler Latin alfabesine aktarılmadan olduğu gibi metne alındı. Okunamayan ya da okunuĢunda tereddüde düĢülen kelimeler de metne aynen alındı.

BaĢlık verilmeyen Ģiirlere Ģairlerin mahlası, mahlas bulunmayan Ģiirler de sadece Ģiir numarası yazıldı.

Metin hazırlanırken Ģairlerin yaĢadıkları dönemin ses hususiyetleri göz önünde bulunduruldu. ġairi belli olmayan Ģiirlerde ise Eski Anadolu Türkçesi dil özellikleriyle okunmaya çalıĢıldı.

Sırrını sırdāĢa dime gizlü sırruñ fāĢ olur Sen saña sırdāĢ degülsin el niçe sırdaĢ olur

(bkz. 51)

Aynı mahlasa sahip Ģairlerin Ģiirlerinde ise elimizde bulunan mevcut divana göre mukayese yapılıp, Ģiirin bulunamadığı divan dipnotta gösterildi (bkz.Kāmī, 92). Metin hazırlanırken yayımlanmıĢ divanlarda ve tez olarak hazırlanmıĢ divanlarda bulamadığımız Ģiirler dipnotlarda belirtildi.

Mecmua ve divanları karĢılaĢtırırken farklılıklar dipnotta gösterildi. Dipnotta farklar belirtilirken önce Ģiir, daha sonra beyit ve mısra numarası verildi. ġiir, beyit ve bent numaraları Latin rakamlarıyla gösterildi. Beyitlerden oluĢan Ģiirlerde birinci mısra için a, ikinci mısra için b harfini kullanıldı. Bentlerden oluĢan Ģiirlerde, kıt‟a ve murabba„larda mısra numaraları a,b,c,d olarak bent numaralarıysa Latin rakamlarıyla gösterildi.

Ġkili okunuĢları olan bazı kelimelerde “nice” yerine “niçe”yi, “ayĢ” yerine “ıyĢ”ı, “sühan” yerine “suhan”ı, “dost” yerine “dôst”u, “ „ıĢk” yerine “ „aĢk”ı, “hicr” yerine “hecr”i tercih ettik.

Mecmuada Ģiiri bulunan Ģairlerin yayımlanmıĢ ya da tez olarak çalıĢılmıĢ divanlarında bulamadığımız Ģiirler dipnotta belirtildi. YayımlanmıĢ veya tez olarak

(30)

NeĢātī‟ye ait 328 Ģiir numaralı aĢağıdaki gazel Mahmut Kaplan tarafından hazırlanmıĢ olan NeĢātī Divānı‟nda bulunamadı.

Mefā‘īlün Mefā‘īlün Fe‘ūlün

1 Cefā vü cevr ile ol serv-i ḳāmet Ḳoparır baĢıma her dem ḳıyāmet

2 N‟ola biñ cān virüp bir būseñ alsam Çü biñ biñ yegdür ol cāndan ne minnet

3 Dile ẖūn-ı ġamuñ beẕl eylemiĢsin Ne idi ey ṭabīb-i cān bu zaḥmet

4 Gehī cevr ü cefā geh ẖıĢm geh nāz Nedür bu Ģīveler bize hey āfet

5 Ne virür cedd ü cehdüñ ey NeĢāṭī KiĢinüñ olmasa baĢında devlet

(31)

Sabūhī‟ye ait 116 Ģiir numaralı aĢağıdaki –īn olmaz redifli gazel, Mehmet Sarı tarafından hazırlanmıĢ Ṣabūẖī ġeyh Ahmed Dede Hayatı, Edebi kiĢiliği, Eserleri ve Türkçe Divanı'nın Tenkitli Metni adlı doktora tezinde bulunamadı.

Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün

1 Göñül çāh-ı zenāẝdānuñda der-mekīn olmaz Heveskār olmayan tārāc-ı cāna vermegin olmaz

2 Nesīmi-veĢ teni mānend-i ẝāk-pāy eyleyen dilde HemiĢe erre ber-ser olsa da āh u enīn olmaz

3 Ezel baẖĢāyiĢidür feyż-yāb-ı būy-ı gül olmaḳ ġekerden bāl u per açmıĢ megesden engübīn olmaz

4 Muṣavverdür ser-amed dil-rubālar naḳĢı levḥinde Dil-i „āĢıḳ gibi mecmū„a-i erjeng-i Çīn olmaz

5 Ḥayāt-ı sermedi merdān-ı Ḥaḳda cilve-ger her-dem Pey-ender-pey gelen enfās-ı ḳudsī vā-pesīn olmaz

6 Verā-yı perdeden her laẝẓa bir mu„ciz-nümā ẓāhir Yed-i beyżā-yı feyż-i ṣun„-ı Ḥaḳdur āteĢīn olmaz

(32)

Ṣabūẝī gibi bir sikencübīn olmaz

Mecmuada 128 Ģiir numaralı Ġazel-i Bāḳī baĢlıklı olan ve Bākī‟ye ait olduğunu düĢündüğümüz aĢağıdaki nā-tamām gazel Sebahattin Küçük tarafından hazırlanmıĢ Bākī Divānı‟nda bulunamadı.

Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün

1 Sāḳiyā mevsim-i güldür yine soḥbet demidür Getür ḳan olacaḳ bāde-i furṣat demidür

2 Yaḳdı yandurdı beni āteĢ-i ġam Ģem„-miẟāl Yanayın yaḳılayın māla Ģikāyet demidür

3 Yār-i cān naḳdine vermiĢ metā„-ı vaṣluñ Yüri teslīm ide gör cānını furṣat demidür

Nābī‟ye ait aĢağıdaki 310 ve 311 Ģiir numaralı iki müfred Ali Fuat Bilkan tarafından hazırlanmıĢ olan Nābī Dīvānı‟nda bulunamadı.

Müfred

Mef‘ūlü Fā‘ilātü Mefā‘īlü Fā‘ilün ẜūbān-ı viṣāle mā’il olur ẖurde sāl iken Eyler ẖamīde ḳāmetini meh hilāl iken

(33)

Müfred

Mef‘ūlü Fā‘ilātü Mefā‘īlü Fā‘ilün Zerrīn kemer ki ziver-i mūy-ı miyānıdur Çün küllī belde ṣanki gümüş-kār bābıdur

Koca Rāġıb PāĢā‟ya ait Ģu gazel, Koca Rāġıb PāĢā Divānı Toronto Üniversitesi Kütüphanesi nüshasında bulunamadı.

Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün

1 Devr-i „ālem bu siyāk üzre muvāfıḳ ezele Bu sipihre iĢini uyduramaz bir ḥız ile

2 Mübtezellere ḳalursa iĢimüz gelmez ele Yine erbāb-ı sa„ādetle meger kim düzele

3 Niçeler almada kāmın bu cihānda tez ele Felegin devr-i muṭabıḳ yine bezm-i ezele

4 Ṣanma ey dil ki sa„ādet bula bir dem ḥız ile Virdi ḥallāḳ-ı cihān mübtezeli mübtezele

(34)

bulunamadı. Fakat bu gazel Halīmi mahlasını kullanan baĢka bir Ģaire ait olabilir.

Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün 1 Düşdi göñlüm yine bir gözleri şehlā güzele

Aġlamaḳdan ġam-ı hicrān ile geldi göz ele

2 Mey içüp ḥubb seven cennete girmez dermiş Cenneti ṣūfī-i münkir var ise almışdur ‘amele

3 Zaḥmete girme ‘ilāc itme ṭabībā baña sen Kimse dermān bulımaz çünki ericek ecele

4 Her nefes ney gibi bezm içre fiġān iyleyelüm Neye varur görelüm yār ile aḥvāli hele

5 Ey Ḥalīmi sende maḥbūbı kenār eylemedüñ Ḳorḳarum ḳopa ḳıyāmet ecel ide ‘acele

(35)

II. BÖLÜM

13461 NUMARALI ġĠĠR MECMUASININ

TRANSKRĠPSĠYONLU METNĠ

(36)

1

Kemāl Pāşā-zāde Mefā‘īlün Mefā‘īlün Fe‘ūlün Cihān ġavġāları bir ad içündür Senüñ oldur ḳalanı yād içündür

2 1

Nābī

Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün ẜalḳuñ emvālin alup ṣoñra tesellī virmek Füls-i māhīyi ṣoyup yaġda bişürmek gibidür Gūsfendānuñ idüp ḳaṭ‘-ı ‘urūḳ-ı nefesin 2 Bacaġından üfürüp ṣoñra şişürmek gibidür

3 3

Muḥyī Efendi

Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün Dōstı şetm ü ḳabīḥ ile maḥzūn idesin Ṣoñra iẓhār-ı maḥabbetle anı ṣanma gider Rişteyi ḳırsañ eger baġlanıcak muḥkem olur Virür ammā saña ol ‘uḳde ṣıġandıḳça keder

1 2 Ali Fuat Bilkan, Nābī Dīvānı, s. 1142. İst., 1997. 2 2/3 ‘urūḳ: tarīḳ D.

3

(37)

4

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün

İstemek beş kimseden beş nesne[yi] olmaz revā Biri müfsidden naṣīḥat biri müflisden ‘aṭā Birisi nā-kes olan kişiden iḥsān istemek Ḥürmeti cāhilden ummaḳ daẝı avretden vefā

5

Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün ‘Aceb mi Ka ‘beden eşref olursa kāmilüñ ḳalbi Bunı cān ile ıṣġā it efendi ḳavl-i ṣādıḳdur Bināsı Ka‘benüñ maẝlūḳ işidür seng ü ṭıyn ile Göñül ẝoş dest-i ḳudretle yapılmış ṣun‘-ı ẜālıḳdur

6 Mefā‘īlün Mefā‘īlün Fe‘ūlün Hemān söz ḳaṭre-i Nīsāna beñzer Olur cān āsumānından çü nāzil Ṣadef aġzına düşse dürr olur ol Dehān-ı māra düşse zehr-i ḳāṭil

(38)

Kemāl Pāşā-zāde Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün

‘İlm bir vaḥşī hümādur ṭutmaz anı degme ḳayd Şāhīn-i ṭab‘-ı bülendüm eylemişdür anı ṣayd

50a 8

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün İki ālemde taṣarruf üzredür rūḥ-ı velī

Ey diyen bu mürdedür bundan niçe dermān olur

Cān şemşīr-i ḳażādur ten ġılāf olmuş aña Daẝı a‘lā kār ider şol tīġ kim ‘uryān olur

9 Mefā‘īlün Mefā‘īlün Fe‘ūlün 1 Sa‘ādet ḳulına Ḥaḳdan ‘aṭādur

Aña zūr ile sa‘y itmek ẝaṭādur

2 Ne sa‘y ile olur bu ‘izz ü devlet Ne taḳṣīrāt ile faḳr u felāket

3 Kişi ger sa‘y ile devlet bulaydı Gedālar ḳalmaya sulṭān olaydı

(39)

10

Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün Bir marażdur ḥased erbābına yoḳdur çāre Gitmez andan o maraż itseñ eger biñ pāre İllerüñ ma‘rifet ü devletini görse olur Yoḳ ‘ilāc aña o derd ile düşüpdür nāre

11

Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün Ne elüñ medḥi benüm rif‘atüm efzūn eyler Ya ne ḳadḥiyle beni ẕerrece maḥzūn eyler Dā’imā ehl-i dile ṭa‘n idegelmiş ḥāsid Tā ölince özin ol derd ile maġbūn eyler

12

Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Gel ey ‘iṣyān iden Ḥaḳḳa maḥabbet lāfını terk it Ki nā-şāyeste ef‘ālüñ bu da‘vāñı ḳılur bāṭıl Odur bil ‘āşıḳ-ı ṣādıḳ ne kim emr itse ma‘şūḳı Ṭutar cānı gibi anı olur mu bir nefes ġāfil

13 Fe‘ilātün Mefā‘ilün Fā‘lün Āh elinden bu çarẝ-ı bī-dāduñ Biñ ġamı var yanında bir şāduñ

(40)

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün

Egriler bulmaz keş-ā-keşden ẝalāṣ Çille-i miḥnet çekerler zār u zūr Ṭoġruluḳ it ṭoġruluḳ mānend-i tīr İtmek isterseñ ḳubūr içre ḥużūr

15 Fe‘ilātün Mefā‘ilün Fā‘lün Cehle beñzer cihānda faḳr olmaz Ḳatı yoẝsul cihānda cāhildür Māl ile nāḳıṣı ġanī ṣanma Ol kişi ġanīdür ki kāmildür

16 Fe‘ilātün Mefā’ilün Fe‘ilün Cāhilüñ başı göklere irse Kāmilüñ ẖāk-pāyine degmez Devlet ü ‘izzetine nādānuñ ‘Āḳıl olan cihānda baş egmez

(41)

17 1

Yaḥyā

Fe‘ilātün Mefā’ilün Fe‘ilün ‘Aḳlı çoġ olduġına bir kişinüñ Sözi az olduġı delālet ider ‘Aḳlı nāḳıṣ olan kişi ammā Ḳatı pür-gūy olup cehālet ider 2

18 Fe‘ilātün Mefā’ilün Fe‘ilün Nāẓır olma ma‘āyib-i nāsa İsteriseñ sa‘ādet-i sermed Ḳādir olduḳça keşf-i rāz itme Setter’allāhu ‘aybe külli eḥad

19 Fe‘ilātün Mefā’ilün Fe‘ilün ‘İzzet isterseñ arḳa vir arḳa Bir ulu āsitāna bir bāba Ka‘beye virmeseydi arḳasını Secde itmezdi kimse miḥrāba

1 17 Rekin Ertem, Yaḥyā Divānı,s. 275, Ank., 1995. 2

(42)

Fe‘ilātün Mefā’ilün Fe‘ilün Ṣanmañuz kim diyār-ı ġurbetde Kişi mesrūr olup ṣafā sürmez Gerçi kim dūr olur aḥbābdan Hele a‘dā yüzin daẝı görmez

51a 21

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün

Ne ḳadar ṣaḥib-kemāl olsa faḳīr olsa kişi Kimse baḳmaz yüzine ger göge irerse başı Elde naḳdi olanuñ geldügi gün biter işi Ḥaḳ içün hīç kimse iş itmez ḳamusı mürteşī

22

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün

Sīm [ü] zerdür maṣlaḥat gören cihānda sīm ü zer 23

Mefā‘īlün Mefā‘īlün Fe‘ūlün Şerī‘at kim sarāy-ı kibriyādur Ḥaḳīḳat bābıdur muḥkem binādur Anuñ her kim ki bir ṭaşın ḳoparsa Yirine başı ḳopmaḳ bil revādur

(43)

24

[Bursalı Ṭālib]

Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün Çeşm-i inṣāf ḳadar kāmile mīzān olmaz Kişi noḳṣānını bilmek gibi ‘irfān olmaz Şu nādim ola ki zühdine zāhid-i dem-i ‘afv Bī-riyā cürm iden ol deñlü peşīmān olmaz

25 Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün

Maġfūr olur cürmin añup āh diyen Āgāh olur olmadum āgāh diyen Menzil-i maḳṣūda irer sālik olan Elbette yabanda ḳalmaz Allāh diyen

26

Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün İltifāt-ı naẓar-ı himmet-i pīr olmayıcaḳ Ẕāhid-i künc-nişīn vākıf-ı esrār olmaz Kīmyā ṭopraġı yüz yıl ṭura ma‘dende Ẕeheb-i ḥāliṣ olur dirhem ü dīnār olmaz

(44)

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün

‘Āḳl-ı külle yār olanlar derdine dermān bulur Cümle maḥlūḳāt içinde şöhret ü hem şān bulur Bir dür-i şehvāre beñzer ḥaḳ naẓarda ‘aḳl-ı küll Anı aṣdāf-ı cihānda kāmil-i insān bulur

51b 28

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün

Şem‘-i īmān dil zücācından ḳaçan kim ura tāb Rūy-ı mü‘min gün gibi tābān olursa ṭañ mıdur Şol dili kim ġonca-veş aça nesīm-i luṭf-ı Rab Dem-be-dem gül gibi ol ḥandān olursa ṭañ mıdur

29 Fe‘ilātün Mefā’ilün Fe‘ilün İẝtilāṭ eyleseñ ekābir ile Keder-i bī-şumār-ı ḥādiẟ olur Būy-ı gül gibi ibtidāsı güzel Āḥir ammā zükāma bā‘iẟ olur

30 Mefā‘īlün Mefā‘īlün Fe‘ūlün Şahā ẝayrı yirine it yirine Birine itmeseñ ẝayruñ yirine

(45)

Düşen dāne yire bitmez degüldür Birine biñ biter düşse yirine

31

Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Ġurūr itme libās-ı fecr ile ‘ömrüm cihāndur bu Ḳabā-yı cismini ḳor bunda herkes cāmekāndur bu Tenüñ çirk-i sivādan durma ġusl it var iken furṣat Giren çünkim çıḳar āẝir vefāsız āşiyāndur bu

32 Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün

Ṭoġrıdur nefsim diyen söyler yalan İne girmeyince ṭoġrılmaz yılan Ḳurtarur ol kimse bugün başını ẜalḳ arasından yalan gibi yılan

33

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün Şöhret-i şehr olur iseñ bil ki şerr-i nāssın Ehl-i ḥalvet olur iseñ ṭopṭolu vesvāssın

Kimseyi sen bilmeyüp ger kimse bilmezse seni Bil ḥaḳīḳat kendüñi ya Ḥıżr u ya İlyāssın

(46)

Mef‘ūlü Fā‘ilātü Mefā‘īlü Fā‘ilün Bir pīşe ögreñ olma tehī aḳça bu ḳazan Tā bişe maṭbaḥuñda pilāvlar ḳazan ḳazan Görmez misin bir aḳça alur sā‘il-i mezār Yirmişer otuzar aḳçe alur maḳber ḳazan

35

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün Beyża-yı zāġı ḳosañ ṭāvūs-ı ḳudsi altına Cennet-i ẝuld-i berīn içre aña yer eyleseñ Mīve-i cennetle āb-ı Kevẟer ile besleseñ Zāġdur peydā olan biñ dürlü tedbīr eyleseñ

36 1 [Necātī] Mef‘ūlü Fā‘ilātü Mefā‘īlü Fā‘ilün

Diyem Cenāb-ı Ḥażrete yevmü’s-su’āl ki ta 2 Luṭf ile raḥmet ile ḳulundan cevāb ala 3 Dünyā evinde bir iki gün ḳonduḳ oturduḳ Lāyıḳ mıdur Kerīme ḳonuḳdan ḥisāb ala

1 Ali Nihat Tarlan, Necātī Beg Divānı, s. 118. 1997, İst. 2 36/1 ki ta: eger D.

3

(47)

37 [Baẖrī]

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün Ḥaḳ ḳulundan intiḳāmın yine ‘abd ile alur Bilmeyen ‘ilm-i ledünnī anı ‘abd itdi ṣanur Her işüñ ẝālıḳı Ḥaḳdur ẝalḳ elinden işlenür Baẝriyā ‘ālemde ansuz ṣanma bir çöp deprenür

38 Mefā‘īlün Mefā‘īlün Fe‘ūlün Dirīġā ‘ömri żāyi‘ eyledüm āh

Budur nālem dem-ā-dem her seḥer-gāh Ümīdüm kesmezüm zīrā buyurduñ ẜudā lā-teḳnaṭū min-raḥmet’ullāh 1

39

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün

Budur āyīn-i ‘Arab olsa bir ḳavmüñ seyyidi Az olur kim ḳabri üzre bende azād olmaya Sen ki faẝr’ül-‘ālemīn ü seyyid’ül-kevneynsin Ḥāşa-lillāh ḳabrüñe yüz süren azād olmaya

1 38 Zümer/ 53: De ki:" Ey nefsleri üzerine israf yüklemiş (haddi aşmış) kullarım! Allah' ın rahmetinden ümit kesmeyin. Muhakkak ki Allah, günahların hepsini mağfiret eder (sevaba çevirir). O, muhakkak ki O; Gafūr'dur (mağfiret eden), Rahīm'dir (rahmet nuru gönderen)."

(48)

Mefā‘ilün Mefā‘ilün Fe‘ūlün Ḳaçan el virse devlet bir kişiye ‘Adūsı daẝı aña ‘izzet eyler

ẜudā göstermesün yüz döndürürse Eḥibbā daẝı andan nefret eyler

52b 41

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün

Her kişinüñ ṣorma aṣlın ‘avninden bellüdür Ṣoḥbet-i ‘irfān görenler ẝidmetinden bellüdür Dervīşüñ pīrini ṣormaḳ didiler ‘ādet degül ‘Ārifāne yek naẓar ḳıl kesretinden bellüdür

42

Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün

Vefā resmin mücerred fehm idenlerden cefā gelmez Aṣıl azmaz cihānda merd-i kāmilden ḥaṭā gelmez Meẟeldür māteḳaddemden bu söz yaẝşi yamān olmaz Ma‘ārif eglemiş erbāb-ı dilden hīç elem gelmez

43

Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün Açma esrāruñı her nā-kes-i bed-ẝūya ṣaḳın Rāz-ı nihānuñı lā-büdd dime bir hem-rāze

(49)

Saña hemrāz olanuñ bir iki hem-rāzı olur Gizlü sözüñ açılur dehre ṣalar avāze

44

Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün N’ola eylerse felek bī-sezā bī-ẝandān Ġam ile ġuṣṣa ile ehl-i kemāli giryān Ḳışrı el üzre ṭutar görmemisin ġırbāli Lübbi gözden çıḳarup ḥāk ile eyler yeksān

45

Fe ‘i lā tün Fe ‘i lā tün Fā ‘lün Ya ‘itāb eylese ya ẝod-‘izzet Ey dil ehl-i kemāle bir nādān Ne olur ‘izzeti ziyāde anuñ Ne kemāline irişür noḳṣān

46 Mefā‘īlün Mefā‘īlün Fe‘ūlün Meẟeldür ḥāˇce-i kevn ü mekāndan Kime iylik iderseñ ṣaḳın andan

(50)

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün

Yādlardan görmedüm ben aḳrabādan gördügüm Ey dirīġā ‘aḳreb itmez aḳrabānuñ itdügün

48 Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün Ṭūṭi ile ḳarġanuñ ḳardaşlıġı ‘Ārif ile cāhilüñ yoldaşlıġı

49 Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün Benem diyen ḳatı aḥmaḳ kişidür Ki ẕirā ben dimek şeytān işidür

50 Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün Çekmeyince erba‘īni rūzigār

Aña yüz göstermemişdür nev-bahār 51

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün Sırrını sırdāşa dime gizlü sırruñ fāş olur Sen saña sırdāş degülsin el niçe sırdāş olur

(51)

53a 52 Fe‘ilātün Mefā‘ilün Fe‘ūlün Uragör esb-i nefise tāziyāne Seni uġratmaya tā kim ziyāna

53 Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün

Gelse bir nesne ki min ġayrı ṭaleb Anı ḥaḳdan bilür erbāb-ı edeb

54

Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Maḳāl-ı ṭa‘n-ı cāhilden ne ġam erbāb-ı ‘irfāna Atarlar ṭaşı elbette dıraẖt-ı miyve-dār üzre

55 Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün Māluñı beẕl eyleyüp imsāki ḳo Len tenālü birre ḥattā tünfiḳū 1

56 Fe‘ilātün Mefā‘ilün Fe‘ilün Müft-i mesken ṣanur cihānı kişi Naḳd-i ‘ömrin virür kira yirine

155 Āl-i İmrān/ 92: Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir.

(52)

Mefā‘īlün Mefā‘īlün Fe‘ūlün Kişi kim çekmeye ġurbetde ḳahrı Atası evi ṣanur cümle şehri

58 Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün Āẝiret köprüsüdür dünyā hemān Köprüde ev mi yapar ‘āḳıl olan

59 Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün

‘İlm-i billāha çalış yüri var ey himmet-dūn Niçe bir cāze be-cūzu niçe bir kāne yekūn

60

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün Cāhil ile ṣoḥbet itmek ḳatı ‘ārdur biline Ẕīra cāhil söyler anı ne gelürse diline

61

Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Tevāżū‘ itme cāhile görürseñ anı cāhile Eşek altun riḳābile yürürse adıdur merkeb

(53)

62

Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Ḳanadı bitse bir mūruñ ṣanur ẝayra ‘alāmetdür Anı fehm eylemez ol kim zevāline işaretdür

63

Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün Āsiyāb-ı felegüñ baġrumızı eyledi un Ne çaḳıldaġı çaḳıldur ne dolabı ider un

64

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün

Ṣarmaşup çıḳdı dıraḥt-ı ‘ömrüme mār-ı ecel Āşiyān-ı tende yatur bülbül-i cān bī-ẝaber

65

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün

Gerçi kim dīvāneye dir ḳalem yoḳ gāh olur Söz gelür altun ḳalemle yazılur dīvāneden

53b 66

Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün Ḳışuñ eyü günine düşmanuñ eyü sözine Her kim inanursa peşimānlıġı kendü özine

(54)

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün

Gülle şekkerden alunsa ger ġılāfı ġam yime Güle ṣāġ olduḳça aña bir külāh eksük degül

68 Mefā‘īlün Mefā‘īlün Fe‘ūlün Ṣuya ıṣladup yimek yek besumadı Ḳaçan çıḳardı niçe biñ sumadı

69 Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün İnṭizār ile nefāyisden ise Vaḳti ile ḳurı etmek yegdür

70

Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Tekebbürlük ẜudā’ya yaraşur sen ādemīdensin Tefekkür ḳıl behī ġāfil ki bir ḳaṭre menīdensin

71 Mefā‘īlün Mefā‘īlün Fe‘ūlün ‘İbādet ḳıl dime daẝı cuvānem Ki pīr olduḳda dirsin nātuvānem

(55)

72 Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün

Ġam degül olsa derūnum pür-dāġ Yanaraḳ bir gün olam belki çerāġ

73 1

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün Ey Necātī yirde gökde bir belāsuz māl yoḳ Māhitābāna seḥāb u künce ẟu‘bān ṣarmış

74

Mef‘ūlü Mefā‘īlü Mefā‘īlü Fe‘ūlün Ḥançer-i sertīz-i hilāl-i ramażānı

ẜalḳuñ boġazın kesmege gönderdiler anı 75

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün

Ey göñül ‘ālemde kime ḳılsañ ‘arż-ı iẝtiyāç Virmez olur ol saña Tañrı selāmuñ gözin aç

76

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün

Ḳısmetüñ bir ḥardal olsun tek seni ac itmesün Ḥaḳ Te‘ālā ṣāġ gözü ṣol göze muḥtāc itmesün

1

(56)

Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Cihān fānidür ey ġāfil ṣaḳın aldanma dünyāya Ne sen bāḳī ne ben bāḳī Hüve’l-Ḥallāḳ’ul-Bāḳī

78

Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Nihāyet bir yaban ṭaşı bir altun kāse ṣanursa Ne ṭaşuñ ḳıymeti artar ne ḳadrinden düşer kāse

54a 79

Mef‘ūlü Mefā‘īlü Mefā‘īlü Fe‘ūlün Dil-beste-i iḥsān-ı ḥaḳ ol terk-i telāş it Ḳābil mi ‘aṭāyā-yı ilāhi ide taḥallüf

80

Mefā‘ilün Fe‘ilātün Mefā‘ilün Fe‘ilün Nihāde ḳıl seyr-i teslīmi levḥ-i taḳdīre Muḳadderāt-ı ilāhi gelür ẓuhūr eyler

81

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün

Ḳaṭre-veş mecīde-i ye’s olma ḥoş ṭut ẝāṭıruñ Sen ṣıdḳ-āsā teveccüh ḳıl ẜudā rezzāḳdur

(57)

82

Güfte-i Sulṭān Muṣtafā Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün

Yıḳılup devr-i cihān ṣanma ki bu da düzele Devleti cerḥi dili virdi ḳamu mübtezele Şimdi erbāb-ı sa‘ādetde gezen hep ẖazile İşimüz ḳaldı bizüm merḥamet-i Lem-Yezele

83 1

Rāġıb Pāşā

Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün 1 Devr-i ‘ālem bu siyāk üzre muvāfıḳ ezele

Bu sipihre işini uyduramaz bir ḥız ile

2 Mübtezellere ḳalursa işimüz gelmez ele Yine erbāb-ı sa‘ādetle meger kim düzele

3 Niçeler almada kāmın bu cihānda tez ele Felegin devr-i muṭabıḳ yine bezm-i ezele

4 Ṣanma ey dil ki sa‘ādet bula bir dem ḥız ile Virdi ḥallāḳ-ı cihān mübtezeli mübtezele

(58)

Ḥāfıẓ

1

55b 85 2

Nābī Efendi Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün 1 Oldı bir naẝvet-perestüñ dil yine dīvānesi

Kim niyāz olmış şehīd-i ġamze-i mestānesi

2 Kāse nūş ider göñül o bezm-gāhuñ k’eylemiş Sāġar-ı ẝurşīdi gerdān ġayret-i peymānesi

3 Dil çeraġ-ı encümen-pirāy-ı bī-hūşı olup Seng-i ṭa‘n-ı kūdekāndur her ṭaraf pervānesi 3

1 54b ve 55a varakları yazılmamıştır. 2 85 Nābī Dīvānı, s. 1114.

(59)

4 Dil o ṣahbānuñ ẝarāb-ı ser-girānıdur k’olur Mihr-i ‘ālem-gīr ser-pūş-ı ẝum-ı mey-ẖānesi

5 Devlet tārīkī-i ḥırmānda Nābī eylemez Şem‘-i pür-nūr-ı ümīdi zīnet-i kāşānesi

86 1

Velehu Mef‘ūlü Fā‘ilātü Mefā‘īlü Fā‘ilün

1 Çāk eyledük telāṭüm-i ġamdan ḳabāmuzı Dilden ḥabābvār çıḳarduḳ hevāmuzı

2 Cūyende-i necātuz [o yemden ki] cümleden 2 Evvel ṭutar temevvüc-i ġam nāẖudāmuzı 3

3 Olmaz şifā-peẕīr göñül saḥḳ iderse de Zer-hāven-i felekde Mesīḥā devāmuzı

4 Nāmus-ı ‘aşḳa kesr virür ẝˇāhiş-i viṣāl Bir loḳma ile bozmayalum iştihāmuzı

1 86 Nābī Dīvānı, s.1120. 2 86/2a o yemden ki –M. 3

(60)

Mevlā müyesser eyleye Nābī rehāmuzı

56a 87 1

Velehu

Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün 1 Peyām-ı luṭf kim cāna leb-i dīdārdan geldi

Nesīm-i cān-fezādur cānib-i gülzārdan geldi

2 Şikest idi revācın nāfe-i ahū-yı Tātār’uñ

O būy-ı dil-güşā kim zülf-i ‘anber-bārdan geldi

3 Dehān-ı yāre gūş itdüm dehānın eylemiş teşbih Ṣorunca ġonca aġzın bāz idüp inkārdan geldi 2

4 İşitdüm ẝārlar ol ġoncanuñ dāmānın almışlar Baña tāze ẝaberler ‘andelīb-i zārdan geldi

5 N’ola bāġ-ı suẝanda bülbül olsam şevḳ ile Nābī 3 Ki teklīf-i ġazel Āġā-yı nīkū-kārdan geldi

187 Nābī Dīvānı, s.1121

287/ 3b aġzın bāz idüp: lafzın nāz idüp M. 35a olsam: olsa D.

(61)

6 Emīn-i ẖidmet-i dārü’s-sa‘āde Yūsuf Aġā kim 1 Vücūdı ‘āleme baẖşāyiş-i Settār’dan geldi

88 2

Velehu

Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün 1 Ḳapluca ḥavżı içinde gören ol sīm-teni 3

Çāha üftāde ṣanur Yūsuf-ı gül-pīreheni

2 Ḳapluca ḥavżı degül āyīne-i ṣāf gibi Görinür dīde-i pür-eşkde ‘aks-i bedeni 4

3 Gösterür çerẝde seyyāre-i gīsū-dārı Rūy-ı āba döşenüp kākül-i ‘anber-şikeni 5

4 Cism-i nāzikterine da‘īye-i pūşiş ile 6 Fūṭa āvīẝtedür boynına ṭaḳmış reseni

1 87/ 6 –M. 2 88 Nābī Dīvānı, s. 1089. 3 88/ 1a sīm-teni: sīm ü teni M. 4 2b eşkde: eşkden M. 5 3b döşenüp: döşenür M. 6 4a nāzikterine –M.

(62)

Mürdeler seyre degül dūşına almış kefeni 3 89 4

56b Velehu

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün 1 Rāzdārān olsa rāzın söylemez cānānenüñ

Çıḳmadı gitdi dehānından ẝaber pervānenüñ

2 Ḥasret-i bādeyle āhum çerẝi iñletse n’ola Tīz olur elbette feryādı tehī peymānenüñ

3 Ḥüsnini ẝaṭṭ ile bulduḳ bilmezüz evvellerin 5 Ṣorsalar biz ḥüsn-i ḥālin söylerüz cānānenüñ

4 Ṭurre-i yāri ṭararken öpdi ruẝsārı meger 6 Leẕẕetinden çāk çāk oldı dehānı şānenüñ

5 Rūy-ı yāri gördi dil çıḳdı derūn-ı sīneden Faṣl-ı güldür ẕevḳi çendān ḳalmadı kāşānenüñ 1 5a cān: ẝˇāb M. 2 5a fūṭe: fūte D. 3 5b degül: gelür M. 4 89 Nābī Dīvānı, s. 780. 5 3a ḥüsnüni: ḥüsn ile D. 6 87/ 4a ruḥsārı: ruḥsārın M.

(63)

6 Söyler aḥvāl-i zevāl-i genc-i Cemşīdi saña Söyledürseñ ẝāk-i dürd-ālūdesin mey-ẝānenüñ

7 Birbirin pā-māl idüp gelmekde Nābī ġam dile Ṭuydu yārān ġālibā ẕevḳin bizüm ġam-ẝānenüñ 12

90 3

57a Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Heves-kār-ı mesā’il-senc-i Loḳmānı idi Kāmī Meger rū-māl-i ẝāk ile şeref-yāb olmaḳ istermiş

91 4

Tāze nihāl ġoncaya bār degül berg ü diken Bī evbāne bülbülüñ ḳonmasıdur belin büken

92 5

Kāmī Selleme-Lehu Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün 1 Teferrüc-gāhum-iken sünbül-şān-ı rūhuñ cāna

Ḳopardın fitneler yer yer ẝaṭṭuñ ey dilber-i ra‘nā 1 7b Ṭuydı: Duydı M. 2 7b ġam-ẝānenüñ: kāşānenüñ D. 3

90 – Kāmī Divānı, Kezban Özyılmaz. 4

91 – a.g.e. 5

(64)

O zülf-i ‘anber-efşānuñ ‘aceb ṣayyād imiş ḥaḳḳā

3 Dil-i bīçāreye raḥm eyle bāri ey kemān-ebrū Okuñ gözler şikāf-ı sīnede tünemiş yatar ḥalā

4 Ḥadeng-i ġamze-i dil-dūze ḳarşu hīç ṭurulmazken Nişān-gāh eyledüm sīnem aña bī-bāk ü bī-pervā

5 Helāk oldı senüñ derd ü ġamuñla niçe ‘āşıḳlar Teraḥḥum itmedin gitdüñ ḳıyāmet yoḳ mudur cānā

6 Düşüp pāyına yalvarsañ naẓīr ol cefā-kāra Teraḥḥum eylemez misin ġarībe ol perī āyā

93 1

57b Kāmī Efendi

Mef‘ūlü Mefā‘īlü Mefā‘īlü Fe‘ūlün 1 Gülşende terennüm idicek bülbül-i şeydā

Gül dā‘iresin aldı ele ġonca-i ra‘nā

1

(65)

2 Gör ġoncayı kim berg-i güli eyledi rū-pūş 1 Gülzārı el altından ider şimdi temāşā 2

3 Alduḳda ele şāẖ-ı gülüñ göñli açıldı 3 Ḥaḳḳā ki ‘aceb dest-ẝıveş-ı ġonca ferāḥ-zā

4 Gül-i āyinedür ġonca-i zībānuñ ögende Destār-ı ẓarīfānesüz ṣormada gūyā 4

5 Pīşinde o la‘lin ṭabaḳ-ı mā‘ide Kāmī Ḥażr oldıġına ġoncaya şāhid mi degil yā

94 5 Velehu

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün 1 Bir rūẝ-ı enverden olmaz dīde-i rūşen cüdā

Günden olur mı żiyā-güster olan revzen cüdā

2 Nerm olur elbetde bir gün tek hemān dūr olmasun Sūziş-i ‘aşḳ-ı dil-ārādan dil-i āhen cüdā

1

93/ 2a Gülbergi degül ġoncasını āl yüze dutmuş M. 2 2b altından: altında M. 3 3a şāẖ: şāh M. 4 93/ 4 –D. 5 94 Kāmī Divānı, s. 176.

(66)

Ol büt-i nev-resteyi āġūşa pīrāhen cüdā

4 Der-geh-i dildārdan dūrum fiġān itsem n’ola Nāle itmez mi dem-ā-dem bülbül-i gülşen cüdā

5 Aṣl-ı tecrīd-i Mesīḥā’nuñ yeridür sāḥası Olmadı peyveste mıḳnāṭısdan sūzen cüdā

6 Ḥaṭṭ belürdi ‘azim-i ẝāl-i bunāgūş oldu hep 1 Mūrlardan düşdi semt-i dāne-i erzen cüdā

7 Kāmiyā hecr-i dil-ārādan budur ṭāḳat-güdāz Oldı dest-i ārzūdan kūşe-i dāmen cüdā

2 953

[Şemsī] 58b Mef‘ūlü Mefā‘īlü Mefā‘īlü Fe‘ūlün

1 Seyr eylemege geldi yine bāġa ḳaranfil Şāhāne ṭaḳıp başına otāġa ḳaranfil

1 92/ 6a ẝāl: hāl D.

2 58a numaralı varak yazılmamıştır. 3

(67)

2 Serv aldı tenümde görinen yer yer elifler Beñzerse n’ola ey yüzi gül dāġa ḳaranfil

3 Meclisde gelüp şevḳe ṭālu acdı sevdan Mestāne olup düşdi ṣola ṣaġa ḳaranfil

4 Zülfüñ gibi Rūm illerine geldi niġārā Dirhemler ile kendüyi ṣatmaġa ḳaranfil

5 Şemsī seḥeri yerin açup cilveler eyler Ṭāvūs-ı cinān gibi gelüp bāġa ḳaranfil

96 Velehu

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün Sālik-i rāh-ı ẜudā ol gözle dā’im menzili Birgün ola çeşmüñe ẓāhir ola vuṣlat ili

97 [Ca‘fer]

Mef‘ūlü Mefā‘īlü Mefā‘īlü Fe‘ūlün 1 Luṭf eyle selāmumı sabā yāra ulaşdur

(68)

Duymasun o gencīne-i esrāra ulaşdur

3 Gel ḳıl yine ṣıḥḥat ẝaberiyle beni mesrūr Derd-i dile dūr yüri bir çāre ulaşdur

4 Aç baẝt-ı siyāhum baña gün yüzüni göster Ḳaldum şeb-i ġamda meded esẝāra ulaşdur

5 Ẓulmette ḳoyup ẝaşre degin firḳate ṣalma Ey bāri ẜudā Ca‘feri dildāra ulaşdur

98

59a Ġazel-[Şermī]

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün

1 ẜūn-ı çeşmüm merdümi açar ḳapar silker döker Bād-ı gülden sīnemi açar ḳapar silker döker

2 Ḥasret-i hecrüñle cūşa gelse āhum ṣar ṣarı Her zaman mevcimi açar ḳapar silker döker

3 Çaġırınca remzile bir meclis içre nāzeler Baġda ṣad gül ḳamı açar ḳapar silker döker

(69)

4 Ḥāẓır u āmādedür ḥuccāc beytullāh içün Anda bu āb zemzemi açar ḳapar silker döker

5 Çün gelürsin bu fenā dünyāda ‘āşıḳ-ı Şermiyā Sen gibi çoḳ sersemi açar ḳapar silker döker

99 Ġazel

Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün 1 Yeşiller giydigüñce ṭūṭī-i gūyāya beñzersüñ

Siyeh-pūş oldıġuñca Ka‘be-i ‘ulyāya beñzersüñ

2 Ḳaçan kim eynüñe aḳ sāde giyseñ ey semen-sīmā Ṣadefden ḥāṣıl olmuş bir dür-i yektāya beñzersüñ

3 Giyüp eynüñe māī cāme-i seyri çemen ḳılsañ Yem-i Ḥaḍrā’da ẜıżra gökdeki ‘Īsā’ya beñzersüñ

4 Ḳaçan kim al ḳabā üzre yeşil ferāce giydükçe Leṭāfet gülşeninde ġonca-i ra‘nāya beñzersüñ

5 O gül-ruḥsārı medḥ itdüñ ‘aceb rengin adālarla Sözüñde ẜusrevānsın bülbül-i şeydāya beñzersüñ

(70)

[Ḥātemī] Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün 1 Başımı kesse eger tīġ-ı cefā

Sevmeden yāri kesilmem ḳaṭ‘ā

2 Aṣılayın ser-i kūyuñda didüm Virmedi yār icāzet aṣlā

3 Lebüñ emsem didüm ol yār didi Ṭuymasun bu sözi kimse ammā

4 Hecr-i dendānı ile cānānuñ Başıma geldi niçe dürlü belā

5 Ḳaṭrece ‘aynime gelmez bir dem Ḥātemī başıma nisbet-i deryā

101

Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün Mefā‘īlün

Ṣorarsa sergüẕeştümden benüm şehrimde yārānum Bu yād illerde geldüm niçe derde mübtelā oldum

(71)

Ḳadīmī āşinālardan görüp bīgānelik resmin Vefā ümmīdine bīgānelerle āşinā oldum

102

Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilātün Fā‘ilün

1 Gül gibi ey ġonca her ẝār ile yār olmaḳ neden Bülbül-i dil gülşen-i kuyuñda zār olmaḳ neden

2 Mülk-i dilde esb-i nāzile iderken terk-i tāz Seg-raḳībe ey gözi āhū şikār olmaḳ neden

3 Göñlümi alınca biñ dürlü vefālar eyleyüp Şimdiciḳ böyle efendi şīve-kār olmaḳ neden

4 Nev-hevesler cümle yanıñda şehā maḳbūl olup Bende-i dīrīneler bī- i‘tibār olmaḳ neden

5 ‘Āşıḳ-ı ṣādıḳ olanlar nā-murād pāy-māl

Bir bölük nādān-ı müfsid kām-kār olmaḳ neden

6 Ṣorduġum ‘ayb olmasun luṭf eyle incinme baña Düşmen-i bed-ḥˇāh ile çıḳ böyle yār olmaḳ neden

(72)

Bir civān-ı nāzenīne böyle yār olmaḳ neden

103

60a Murabba‘

Mefā‘īlün Mefā‘īlün Fe‘ūlün Efendüm başlayalı āh u ẓāra Mecālüm ḳalmadı ṣabr u ḳarāra Niçün itmezsüñ ‘ömrümize teşrīf Ṭāyinimüz dil-i ‘aẕāb-ı intiẓāra

104

Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün Bu leṭāfetle seni kim ki göre ‘aḳlı gider ‘Āşıḳuñ neylesün ey pādişāh-ı devrānum Bilürin ḥaddimi ḳul olmaġa lāyıḳ degülüm İḥtiyār elde degül neyleyeyüm sulṭānum

105

Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilātün Fe‘ilün Niye cem‘ eyleyeyüm mālı cāhı nideyüm Çün ḳażāda ecel ejder gibi gözler beni āh

Referanslar

Benzer Belgeler

Çal›flmam›zda cinsiyetler aras›nda, DEHB bileflik ve dikkat eksikli¤i alt tipleri aras›nda efl tan› oranlar›- n›n anlaml› farkl›l›k göstermedi¤i ve en

Kulla- n›lan ilaçlar›n a¤r›y› azaltmak, deformiteleri dolay›s›yla dizabilite- yi s›n›rland›rmak, altta yatan inflamatuvar süreci durdurmak gibi çok önemli

So the purpose of this research is to investigate the relationship between three achievement goal orientations (learning, performance-approach and performance-avoidance) and the

Life Skills Education (LSE) is an educational approach to overcome a ma- jor problem faced primarily by the children and adolescents of up to date modern societies. That problem

Cemal Süreya’nın şiirlerinde kaybetme ve ölüm korkusunun neden olduğu arayışın aşk ve ölüm konularıyla ilişkilendirerek ortaya çıktığı, bireyin bu

Dolayısıyla FrameNet sözlüksel kaynağındaki dilsel açıdan eksik olan anlamsal roller, biçimsel olarak tanımlanan SUMO sınıfları ile anlamlı hale gelir.. Fakat

Münafıkların ahiret gününe inanmadıklarını ifade eden başka bir ayette Yüce Allah şöyle buyurur: “İnsanlardan öyleleri de vardır ki, inanmadıkları

Performans değerlendirme ve işgören eğitim faaliyetlerinin bilgi teknolojileri ile yapılması, diğer insan kaynakları faaliyetlerinde bilgi teknolojilerinin kullanımına göre