• Sonuç bulunamadı

Bayrak adam:Atatürk 11:Halifelik kaldırılıyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bayrak adam:Atatürk 11:Halifelik kaldırılıyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bayrak adam : A T A T Ü R K i t

halifelik kaldır

^

Genç

Türkiye Cumhuriyetinin sağlam temelleri

olm asi

â

T

a

T Ü R K

uu

ana amacıydı. Ve O her şeyi iyi düşündü,her adımını hesaplı attı

G

enç Türkiye Cumhu- riyeti’ni sağlam te­ meller üzerine inşa etmek Atatürk’ün a- na amacı idi. Bu nedenle her şeyi en ince detaylarına kadar düşündü, her adımını tam bir hesapla attı.

Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğini tehdit eden en ö- nemli faktörlerin başında Hali­ felik makamı gelmekteydi. Osmanoğulları'ndan gelme bir Halife, taşıdığı dinî sıfata da dayanarak bir takım engelle­ meler yapabilir, tekrar salta­ natı elegeçirme teşebbüsüne girişebilirdi. Nitekim daha ilk günlerde bu sürtüşme açıkça başlamıştı.

Abdülmecid Efendi Halife se­ çildikten sonra kendisine ve­ rilen talimatta «Halife-i Müs- limin» ünvanından başka sıfat kullanmaması, İslâm Alemine hitaben yayınlayacağı beyan­ namede Türkiye Büyük M illet Meclisi hakkında iyi bir dil kullanılması ve Vahdeddin’in hareketini kınaması istenmiş­ ti.

Ancak Abdülmecid Efendi bu­ na daha ilk anda karşı çıkmış imzasının üzerinde «Halife-i Müslimin ve Hadimülhare- meyn» ünvanının bulunmasını, beyannâmenin türkçe ve arap- ça olarak yayınlanmasını iste­ mişti. Bu isteklerin bir kısmı­ nın hükümetçe kabul edilme­ sine rağmen bununla yetinme­ miş, yayınladığı beyannamede imzasını «Halife-i Resulullah ve Hamidülharemeyşşerefyn Abdülmecid bin Abdülaziz Han» olarak atmıştı.

Bu da gösteriyordu ki, Halife Mustafa Kemal Paşanın Tür­ kiye’de yapmayı tasarladığı sosyal ve lâik devrimlere kar­ şı çıkacak ve taşıdığı büyük dinî sıfatın gölgesine sığına­ rak yapılacak herşeyi köstek- leyecekti. Ayrıca Halifeye kö­

rü körüne bağlı oldukça geniş bir kitlenin bulunması da nor­ maldi. Meclis’deki m illetvekil­ leri arasında daha Halife yan­ lısı olanlar vardı. O kadar ki bir milletvekili yayınladığı bir broşürde «Halife Meclisin, Meclis Halifenindir» diyebile­ cek kadar ileri gitmişti. Basın­ da da hilâfet yanlısı gazeteler bulunmaktaydı. Halifelik ma­ kamı bir çıbanbaşı teşkil et­ mekteydi...

Mustafa Kemal, öncelikle bu konunun halledilmesi görü­ şündeydi. Bu pürüz halledildi­ ği takdirde yapmak istediği sosyal ve lâik devrimlerin da­ ha çabuk ve daha köklü bir bi­ çimde gerçekleşeceğine ina­ nıyordu.

4 ilâ 22 şubat 1924 tarihleri arasında İzmir'de yapılan ma­ nevralarda Başbakan İsmet İnönü, Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak ve or­ dunun yüksek rütbeli subay- larıyle bu konuyu etraflıca gö­ rüşen Mustafa Kemal Paşa 1 Mart 1924 günü Ankara’da Türkiye Büyük M illet Meclisi­ nin yeni dönem çalışmalarını açış nutkunda «Cumhuriyetin halen ve gelecekte bilcümle taarruzattan katiyen ve ebe- diyyen masun bulundurulma­ sı» için gerekli tedbirlere te­ mas etmiş ve ertesi günü ya­ pılan parti grubu toplantısın­ da da bu tedbirler üzerinde görüşmeler açtırmıştı.

Alınması gereken âcil tedbir­ lerin başında Halifeliğin kaldı­ rılması ve Osmanlı hanedanı­ nın yurt dışına çıkarılması yer almaktaydı.

Türkiye Büyük M illet Meclisi 3 Mart 1924 günü yaptığı top­ lantıda dört yeni kanunu ka­ bul etmişti. Bunlardan biri Ha­ lifeliğin kaldırılması ve Hali­ fenin yurt dışına çıkarılmasıy­ la ilgiliydi.

Bu konudaki önerge Urfa mil­

letvekili Şeyh Saffet Efendi ile elli arkadaşı tarafından ve­ rilmişti.

«Hilâfetin ilgasına ve Hane- dan-ı Osmanî'nin Türkiye Cumhuriyeti Memâliki Hârici­ ne Çıkarılmasına dair 3 Mart 1924 tarih ve 431 sayılı kanun o akşam yürürlüğe konuldu. Türkiye Büyük M illet M eclisi’ nin bu konudaki kararı ve ka­ bul ettiği 431 sayılı kanun o akşam (3 Mart 1924) İstanbul Valisi Haydar ve Polis Müdü­ rü Sadeddin beyler tarafından Dolmabahçe Sarayı'nda Halife Abdülmecid Efendiye tebliğ edildi ve derhal yol hazırlığını yapması istendi.

Kanun o gece Emniyet-i Umu­ miye Umum Müdürü bulunan Muhiddin (Üstündağ) Bey ta­ rafından uygulandı Halife Ab­ dülmecid Efendi ile Osmanlı hanedanına mensup diğer kişi­ ler trenle yurt dışına gönderil­ diler. Emniyet-i Umumiye U- mum Müdürü Muhiddin Bey trende sınıra kadar kendileri­ ne refakat etti.

Yine o gün (3 Mart 1924) ka­ bul edilen 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile bütün okullar Millî Eğitim Bakanlığı­ na bağlanıyordu. Şer’iye ve Evkaf Vekâleti de tarihe ka­ rışmış oluyordu. Hilâfet ile birlikte şeriat eğitimi de si­ linmiş bulunuyordu.

Bu, gerçekleştirilecek devrim­ ler yolunda hiç kuşkusuz pek önemli bir adımdı. Ve bu adım atılmıştı.

Mustafa Kemal’in önünde, dü­ şündüklerini gerçekleştirmek yolunda hiçbir engel kalma­ mış oluyordu artık. Yapılacak devrimlere set çekmek iste­ yecek bir makam ve kişi orta­ da yoktu. Dolayısiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük mimari artık düşündüklerini tatbik a- lanına daha büyük bir kolaylık­

la ve refrıaıîÎKia KoyaDiiecektı...

Halife Abdülmecid Efendi salı günü yurt dışına çıkartılmıştı. O zamana kadar cuma namaz­ larında halifenin saadet ve sağlığı için dua edilmesi âdet­ ti 6 Mart 1924 cuma günü cu­ ma namazında okunan hutbe­ lerde halifenin ismi yerine millet ve cumhuriyetin adı geçti ve m illet ile cumhuriye­ tin saadet ve devamı için dua­ da bulunuldu.

Böylelikle yüzlerce yıllık bir gelenek de Türk milletinin ya­ şamından silinmiş oluyordu. Köhnemiş Osmanlı kurumları- nı ortadan kaldırmak, onların yerine yeni ve çağdaş kurum­ lar koymak gerekiyordu. Türk toplumunu dünyaca benimsen­ miş sosyal ve kültürel değer­ lere kavuşturmak Atatürk'ün bu konuda ilk önemli girişim ­ leri olacaktı.

Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük mimarı Atatürk, yüzler­ ce yılın gecikmesini en kısa zamanda telâfi etmek azim ve kararında idi. Mustafa Kemal daha İstiklâl Savaşı’nın ilk günlerinde bunun açıkça söy­ lemişti:

— «Kurtuluştan sonra pek mü­ him vazife-i vataniye ve milIi- yemiz vardır. Ezcümle ahval-i dâhiliyemizi ıslah meyanında faal bir uzuv olabileceğimizi fiilen ispat etmek lâzımdır. Bu gâyede muaffak olmak için siyasî mesaiden ziyade İçti­ maî mesaiye ihtiyaç vardır». Ve Atatürk, Türk milletine ba­ tı hukuk nizâmını vermek üze­ re var gücüyle çalışmaya gi­ rişmişti artık...

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Mehmed A kif öldü; fakat istiklâl mar­ şı şairi, yarattığı ölmez İstiklâl marşı gibi ebedî bir hayata mazhar olarak yaşıya- caktır. Tüter üç beş baca

Bu­ nun için, ben, bu haftaki yazımda, yalnız Eşber tragediasınııı dünkü nes ün, benim neslimin üzerindeki tesir­ lerini ve birkaç hatırasını

Abdulhamid * in sıkı yönetimine karşı koyarak, İlci oğluyla birlikte,mücadelesini orada sürdürmek iğin,Avrupsya giden Dfimat Mahmut Celalettin Paşa,genç denecek bir

Ayakabıda (C i’oa- li) gül cami civarında bir hamam yaptırmış ve mahalle onun adını almıştır. Ayvansaray civarında konağı, bahçe

Manisa’da Çocuğu Olan 15-49 Yaş Kadınların Doğum Sonu Dönemde Yenidoğan Sağlığı İle İlgili Geleneksel Uygulamaları.. Aynur ÇETİNKAYA, Dilek ÖZMEN, Seval

Yok daha de­ ğişik, boyutları başka bir oyun demeti seyretmek is­ terseniz ya bizim Devlet Tiyatroları sahnelerinde su­ nulan Refik Erduran, Tuncer Cücenoğlu, Recep

Bu haber karşısında hayret için­ de kalan Sabahattin Bey, Brüksele kadar giderek Salih Münir Beyin «Jön Türk» kozuna indirdiği darbe­ nin ehemmiyetini

bey neslini takibeden başka bir neslin çok kısırlaştığı ve Lem’i beyden başka temsilcisi kalmadığı bir devirde Suphi Ziya Özbekkan Türk musikisinin geniş