• Sonuç bulunamadı

Budama ve bitki sıklığının kapya biberde verim, kalite ve bitki gelişimine etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Budama ve bitki sıklığının kapya biberde verim, kalite ve bitki gelişimine etkisi"

Copied!
67
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BUDAMA VE BİTKİ SIKLIĞININ KAPYA BİBERDE VERİM, KALİTE VE BİTKİ GELİŞİMİNE ETKİSİ

Seda YALAP Yüksek Lisans Tezi Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı

Danışman:

Prof.Dr. Naif GEBOLOĞLU 2013

(2)

BAHÇE BİTKİLERİ ANABİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

BUDAMA VE BİTKİ SIKLIĞININ KAPYA BİBERDE

VERİM, KALİTE VE BİTKİ GELİŞİMİNE ETKİSİ

Seda YALAP

TOKAT 2013

(3)
(4)

uyulduğunu, başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel normlara uygun olarak atıfta bulunulduğunu, tezin içerdiği yenilik ve sonuçların başka bir yerden alınmadığını, kullanılan verilerde herhangi biri tahrifat yapılmadığını, tezin herhangi bir kısmının bu üniversite veya başka bir üniversitedeki başka bir tez çalışması olarak sunulmadığını beyan ederim.

20/06/13

(5)

i ÖZET Y.Lisans Tezi

BUDAMA VE BİTKİ SIKLIĞININ KAPYA BİBERDE VERİM, KALİTE VE BİTKİ GELİŞİMİNE ETKİSİ

Seda YALAP

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı Danışman: Prof.Dr. Naif GEBOLOĞLU

Son yıllarda Tokat ilinde kapya biber yetiştiriciliği artmaktadır. Bu durum beraberinde bitki populasyon yoğunluğu çiçek ve gövde budaması gibi bazı kültürel uygulamaların araştırılması gerekliliğini de ortaya koymaktadır. Bu yürütülen çalışmanın amacı kapya biberde farklı dikim sıklıkları ile gövde ve çiçek budamasının verim, kalite ve bitki gelişimi üzerine etkilerinin belirlenmesidir. Bu çalışma 2013 yılında Tokat ilinde yürütülmüştür. Denemede farklı dikim sıklıkları (20-30-40 cm sıra üzeri mesafeler), gövde budaması (2 ve 4 gövdeli) ve ilk çiçek budaması uygulanmıştır. Denemede standart Göktürk ve hibrit Semerkant Fı çeşitleri kullanılmıştır. Biber fideleri 15 Mayıs 2013 tarihinde dikilmiştir. Deneme tesadüf bloklarında bölünen-bölünmüş parseller deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Pazarlanabilir verim, ıskarta verim, bitki boyu, meyve sayısı, meyve ağırlığı, meyve çapı, meyve boyu, meyve eti kalınlığı, kuru ağırlık, suda çözünebilir kuru madde, titre edilebilir asitlik, pH ve C vitamini incelenmiştir. Pazarlanabilir verim 3,71-18,08 ton/ha arasında değişmiştir. En yüksek pazarlanabilir verim 20 cm sıra üzeri mesafeden elde edilmiştir.Sürgün ve çiçek budamaları pazarlanabilir verim üzerine etkileri önemli olmamıştır. Meyve sayısı 9,75-33,34 adet/bitki ve meyve ağırlığı 83,81-110,39 g arasında değişmiştir. Kalite özellikleri bitki sıklığı, gövde ve çiçek budamalarından etkilenmemiştir. Semerkant Fı çeşidinin, Göktürk çeşidinden daha yüksek pazarlanabilir verim elde edilmiştir.

2013, 58 sayfa

Anahtar kelimeler: Kapya biber, verim, budama, populasyon yoğunluğu, kalite, Capsicum

(6)

ii

GROWTH OF CAPİA PEPPER Seda YALAP

Gaziosmanpasa University

Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Horticulture

Supervisor: Prof. Dr. Naif GEBOLOĞLU

Recently, capia pepper production has been raised in Tokat. This sitution also need to solve some cultural practices, such as planting destiny, flower and stem prunning. The aimof this study carried out for this purpose is to determinate the effect of different plant densities stem pruning and flower pruning on yield, growth and quality of capia pepper. This study was carried out in 2013, Tokat/ Turkey. In the study, diffrent plant densities (20-30-40 cm in rows), stem pruning (2-4 stem per plant) and first flower pruning were examined. Göktürk (standart variety) and Semerkant Fı (hybrid variety) were used as plant material. Pepper seedlings were planted May 15, 2013. The study was carried out a randomised complate block design with three replication in split-spilt plots. Marketable yield, unmarketable yield, plant height, fruit number, fruit weight, fruit diameter, fruit length, fruit fresh thickness, dry weight, solible solid dry matter, titretable acidity, pH and Vitamine C were determined. Marketable yield was changed between 3,71-18,08 ton/da. The higest marketable yield obtained from 20 cm space in plants. Stem and flower pruning had nosignifreatly affected on marketable yield. Fuit number were changed between 9,75-33,34 fruit/plant and fruit weight were determined between 83,81-110,39 g. Quality characteristics were no affected by plant density, stem and flower prunning. Semerkant Fı variety has higher marketable yield than Göktürk variety.

2013, 58 Pages

(7)

iii ÖNSÖZ

Tokat yöresinde yeni gelişmekte olan ve gelecekte önemli artışlar beklenen kapya biber tarımında dikim sıklığı, çiçek ve sürgün budamasının etkilerinin araştırıldığı bu çalışmadan elde edilen sonuçların Tokat ilinde kapya biber yetiştiriciliği ile uğraşan üreticiler ve bu alanda çalışan herkes için bir kaynak olmasını, ortaya çıkan sonuç ve önerilerin dikkate alınarak bundan sonraki çalışmalara katkıda bulunmasını temenni ederim.

Tezimin her aşamasında bilgi, öneri, yardım ve desteğini esirgemeyen danışman hocam Prof. Dr. Naif GEBOLOĞLU’ na ve Arş. Gör. Mine Aydın'a teşekkürü bir borç bilirim.

Tez çalışmamda bana yardımcı olan bölümümüz öğrencilerinden Deniz Sena ALKAŞİ ve Aykut SAVAŞ' a ve yakın dostum Zir. Müh. Duygu YILDIZ' a içtenlikle teşekkür ederim. Tez çalışmamı maddi olarak destekleyen Gaziosmanpaşa Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu'na ve bitkisel materyal temininde desteklerinden dolayı ORSAM A.Ş.'ye teşekkür ederim.

Hayatım boyunca beni her konuda destekleyen, her fedakarlığa katlanan ve bu başarıları elde etmemi sağlayan aileme sonsuz şükranlarımı sunarım. Tez çalışmamın Türk tarımına yararlı olması dileğiyle.

25/05/2013 Seda YALAP

(8)

iv İÇİNDEKİLER...iv TABLOLAR DİZİNİ...v ŞEKİLLER DİZİNİ...vi 1. GİRİŞ...1 2. KAYNAK ÖZETLERİ...4

2.1. Biberin Ana Vatanı, Yayılışı ve Sitolojik Özellikleri...4

2.2. Biberin Gövde Yapısı...5

2.3. Biberin Besin Değeri ve Ekonomik Önemi...5

2.4. Biberin Ekolojik İstekleri...6

2.5. Değişik Sebze Türlerinde Çiçek ve Sürgün Budaması ile Verim, Bitki Gelişimi ve Kalite Arasındaki İlişkiler...7

2.6. Biberde Budama ile Verim, Bitki Gelişimi ve Kalite Arasındaki İlişkiler...7

3. MATERYAL ve YÖNTEM 3.1. Materyal...11

3.2. Yöntem...16

3.3. Gözlemeler...18

3.3.1. Pazarlanabilir Meyve Sayısı (adet/bitki)...18

3.3.2. Pazarlanabilir Toplam Verim (t/da)...18

3.3.3. Ortalama Meyve Ağırlığı (g)...18

3.3.4. Iskarta Verim (t/da)...18

3.3.5.Meyve Eni (cm)...18

3.3.6. Meyve Boyu (cm)...19

3.3.7. Meyve Eti Kalınlığı (mm)...19

3.3.8. Bitki Boyu...19

3.3.9. C Vitamini (mg/100g) ...19

3.3.10. Suda Çözünebilir Kuru Madde (SÇKM) (%) ...20

3.3.11. Titre Edilebilir Asitliği (%) ...20

3.3.12. PH...20

3.3.13. Kuru Ağırlık (%)...20

4. BULGULAR ve TARTIŞMA...24

4.1. Pazarlanabilir Toplam Verim...24

4.2. Iskarta Verim...27

4.3. Meyve Sayısı...29

4.4. Ortalama Meyve Ağırlığı ...31

4.5. Kuru Ağırlık ...33

4.6. Bitki Boyu ...35

4.7. Meyve Eni ...37

4.8. Meyve Boyu...39

4.9. Meyve Eti Kalınlığı...41

4.10. Suda Çözünebilir Kuru Madde ...43

4 .11. Vitamin C...45

4.12. Titre Edilebilir Asit ...47

4.13. pH...49

4.14. Korelasyon analizi...51

5. SONUÇ...54

(9)

v

TABLOLAR DİZİNİ

Tablo Sayfa

Tablo 2.1. 2011 – 2012 (Ocak-Aralık Ayı) Türkiye Geneli Yaş Sebze 'de

İhracat Yapılan İlk 5 Ürün...6

Tablo 4.1. Göktürk ve Semerkant Fı çeşidine ait pazarlanabilir toplam verim (ton/dekar)...26

Tablo 4.2. Göktürk ve Semerkant Fı çeşidine ait ıskarta verim değerleri (ton/da)...28

Tablo 4.3. Göktürk ve Semerakant Fı çeşidine ait meyve sayısı (adet/bitki)...30

Tablo 4.4. Göktürk ve Semerkant Fı çeşidine ait ortalama meyve ağırlıkları (g)...32

Tablo 4.5. Göktürk ve Semerkant Fı çeşidine ait kuru ağırlık değerleri (%)...34

Tablo 4.6. Göktürk ve Semerkant Fı çeşidine ait bitki boyu (cm)...36

Tablo 4.7. Göktürk ve Semerkant Fı çeşidine ait meyve eni değerleri (cm)...38

Tablo 4.8. Göktürk ve Semerkant Fı çeşidine ait meyve boyu değerleri (cm)...40

Tablo 4.9. Göktürk ve Semerkant Fı çeşidine ait meyve eti kalınlığı değerleri (mm)...42

Tablo 4.10. Göktürk ve Semerkant Fı çeşidine ait suda çözünebilir kuru madde (%)...44

Tablo 4.11. Göktürk ve Semerkant Fı çeşidine ait C vitamini değerleri (mg/100 g)...46

Tablo 4.12. Göktürk ve Semerkant Fı çeşidine ait titrasyon asitliği değerleri (%)...48

Tablo 4.13. Göktürk ve Semerkant Fı çeşitlerinin uygulamalara göre pH değerleri...50

(10)

vi

Şekil 3.1. Deneme alanına ait bir görünüm...11

Şekil 3.2. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı aylık ortalama sıcaklık değerleri...13

Şekil 3.3. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı en yüksek sıcaklık değerleri...14

Şekil 3.4. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı en düşük sıcaklık değerleri...14

Şekil 3.5. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı aylık yağış değerleri...15

Şek3.6. Deneme alanında çiçek budaması ve sürgün budaması yapılarken görüntüler...17

Şekil 3.7. Hasadı, yaş ağırlıkları alınmış ve en-boy ölçümleri yapılmış biber meyveleri...21

Şekil 3.8. Biber meyvelerinin öğütülmesi, süzülmesi ve T.A ölçümüne ait görüntüler...22

(11)

1

1. GİRİŞ

Biber Dünya’da ve Türkiye’de önemli sebze türlerinden biridir. 2012 yılı verilerine göre Dünya biber üretimi 1.9 milyon ha alanda 27.5 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. En önemli biber üreten ülke 13.2 milyon ton ile Çin olup bunu 2.3 milyon ton ile Meksika izlemektedir. Türkiye 99 bin ha alanda yaklaşık 2 milyon ton üretimi ile Dünya’da biber üretiminde 3. sırada yer almaktadır (Anonim, 2012 a). Avrupa’nın toplam biber üretiminin 2.9 milyon ton olduğu dikkate alındığında Türkiye’deki biber üretiminin önemi daha net anlaşılmaktadır.

Geniş bir tür ve tip zenginliğine sahip olması, çok değişik şekillerde tüketilebilmesi ve tarıma dayalı sanayi için önemli bir hammadde olması biberi öne çıkaran özellikleridir. Türkiye’de biber tarımı örtü altında ve açıkta yaygın olarak yapılmaktadır. Biber üretiminde Türkiye’de önemli illerden biri de Tokat’tır. Biber tarımının çok eski yıllara dayandığı Tokat’ta bugün ki üretim miktarı ve çeşitliliği dikkate alındığında hem geçmişe göre ve hem de sahip olduğu potansiyele göre olması gereken noktanın uzağında kalmıştır. 1995 yılında dolmalık ve sivri biber üretiminin 6 bin ton dolayında olduğu ve o yıllarda salçalık ya da kapya biber üretiminin yapılmadığı bilinmektedir. Tokat’ta son 10 yıl içinde salçalık veya kapya olarak bilinen biber üretiminin de devreye girdiğini görmekteyiz. 2011 yılı verilerine göre Tokat’ta biber üretimi 26.032 bin tona yaklaşmıştır. Bu üretimin içerisinde kapya biber üretiminin payı 3 bin ton dolaylarındadır ( Anonim, 2012 b).

Tokat’ta biber üretiminin istatistikleri dikkate alındığında özellikle son yıllarda kapya biber üretimine olan ilginin arttığı ve her geçen yıl kapya biber üretiminin daha geniş alanlara yayıldığı görülmektedir. Gerek Türkiye’de gerekse Tokat’ta son yıllarda kapya biber geniş bir değerlendirme alanı bulmuş, üretimi ve pazarı ger geçen gün artmaktadır. Kapya biber, işleme sanayisinin yanı sıra, taze olarak, kızartılarak, konservesi yapılarak, dondurularak vb. şekillerde de değerlendirilmektedir.

Sebze yetiştiriciliği açısından uygun ekolojiye sahip olan Tokat’ta kapya biber yetiştiriciliğinin geçmişi çok yenidir. Uygun yetiştirme alanları oldukça geniş olmasına rağmen yetiştiriciliği sınırlı alanlarda ve az sayıda üretici tarafından yapılmaktadır. Bu durum özellikle büyük pazarlar için bir üretim merkezi olamamasına neden olmaktadır.

(12)

Tokat’ta kapya biber yetiştiriciliğinin beklenen seviyelere ulaşamamasının değişik nedenleri vardır. Üreticinin ilgi duymaması, yetiştiricilikte istenen verimliliğin yakalanamaması, yetiştirme tekniği konusunda bilgi eksikliği, bölgeye adapte olmuş üstün özelliklere sahip çeşitlerin henüz tam olarak belirlenememiş olması gibi birçok neden sayılabilir. Az sayıda üretici tarafından gerçekleştirilen yetiştiricilikte ürün yüksek fiyatlarla pazar bulabilmektedir. Ancak bu yetiştiriciliklerde özellikle tohumluk maliyetinin düşük olması nedeniyle de standart çeşitler tercih edilmektedir. Standart çeşitlerin de beraberinde getirdiği olumsuzluklar beklenen karlılığa ulaşılamamasına neden olmaktadır. Yukarda belirtilen nedenler Tokat’ta aynı zamanda kapya biber ile ilgili AR-GE konusunda yeterli çalışmaların yapılmamış olmasından da kaynaklanmaktadır. Komşu illerden Amasya ve Samsun iline bağlı Çarşamba ve Bafra ovalarında kapya biber yetiştiriciliğinde önemli mesafeler alınmıştır. Bu bölgelerle aynı geçit kuşağında bulunan Tokat’ta da kapya biber yetiştiriciliğinin yapılabilmesi için her türlü potansiyel mevcuttur.

Biber yetiştiriciliğinde verim ve kaliteyi etkileyen birçok faktör vardır. Yetiştiricilikte temel hedefler arasında verim, kalite ve erkencilik ön planda yer alır. Açık alanda geniş çaplı biber yetiştiriciliklerinde bitkide çiçek veya sürgün budaması tercih edilmemektedir. Ancak örtü altında yapılan yetiştiriciliklerde özellikle koltuk budaması yapılmaktadır. Biberde ilk çiçek tomurcuğu ana gövdenin dallanmaya başladığı dönemde iki gövdenin ayırım noktasında oluşmaktadır. Bu dönemde bitki çok az miktarda yaprak ve sürgün oluşturmuştur. Meyvenin gelişmeye başlaması ile birlikte bitki ürettiği asimilat maddelerinin bir kısmını meyveyi büyütmede kullandığından bitki gerek toprak üstü vejetatif aksamını ve gerekse kök sistemini yeterince geliştirememektedir. Bunun sonucunda da bitki vejetatif olarak zayıf kalmakta ve kök sistemi toprak kökenli patojenlere karşı yeterli direnci gösterememektedir. Bu durumda biberde oluşan ilk çiçek tomurcuğunun budanması öne çıkmaktadır. Komşu illerden Amasya’da kaypa biber tarımının yapıldığı alanlarda gerçekleştirilen incelemelerimizde üreticilerin kaypa biberlerde ilk çiçek tomurcuklarını kopardıkları görülmüştür. Nedeni sorulduğunda yukarda belirtilen yaklaşımdan haberdar olmadıkları, ancak bu uygulamanın verim ve kaliteyi artırdığını ifade etmişlerdir.

Biberde ağırlıklı olarak örtü altı yetiştiriciliğinde uygulanan sürgün budaması açık alan için pek tercih edilmemekle beraber, özellikle yaz aylarında güneş ışınlarının

(13)

(radyasyon) şiddetli olduğu durumlarda meyvelerde önemli zararlanmalar meydana gelebilmektedir. Bu durumu önlemek için yapılabilecek uygulamalardan biri sık dikimdir. Özellikle bitki sıralarının Kuzey-Güney istikametinde oluşturulması bu açıdan önemlidir. Bu sistemde yapılan sık dikimlerde bitki gelişimi, verim ve kalite özellikleri açısından uygun sıra üzeri mesafenin ne olması gerektiği öne çıkmaktadır. Zira sık dikimim iyi ayarlanamaması durumunda bitkiler arasında ışık bakımından gereksiz rekabet yaratılabilir. Ya da geniş mesafelerse dikim yapılması durumunda birim alan verimi düşebilir.

Biber tarımında çiçek ve sürgün budaması ve dikim sıklığı başta olmak üzere uygulanacak kültürel yöntemler genotip ve diğer birçok faktöre bağlı olarak değişkenlik gösterecektir.

Tokat’ta özellikle açık alanda yapılan yetiştiriciliklerde üreticiler güneş yanıklığından korunmak için sıra üzeri mesafeleri sıklaştırmakta ve bu uygulamanın olumlu sonuç verdiğini beyan etmektedirler. Hatta bazı üreticiler bir viyol içinde iki bitki yetiştirmekte ve bu şekilde dikim yapmaktadırlar. Biberin gölgeden hoşlanan bir tür olduğu dikkate alındığında bu uygulamaların önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Bütün bunların yanında yapılan araştırmalarda Tokat yöresinde kaypa biberde yukarda belirtilen olumsuzlukların önlenmesine yönelik araştırma ve demonstrasyon çalışmalarına rastlanamamıştır.

Yukarda belirtilen durumların ışığı altında ele alınan bu çalışmada, Tokat’ta açık alanda kapya biber yetiştiriciliğinde standart ve hibrit çeşitlerde sürgün budaması, çiçek budaması ve dikim sıklığının verim, bitki gelişimi, kalite ve meyvenin biyokimyasal özellikleri üzerine etkileri araştırılmıştır.

(14)

2. KAYNAK ÖZETLERİ

2.1 Biberin Ana Vatanı, Yayılışı ve Sitolojik Özellikleri

Biber Solanacea familyasının önemli türlerinden biri olup, ılıman ekolojilerde tek yıllık, tropikal bölgelerde ise çok yıllık özellik gösterir. Yetiştiriciliği çok eski zamanlara kadar uzanmaktadır. Biber, M.Ö. 7500 yılından beri insan beslenmesinde kullanılmaktadır (Bosland, 1996). Amerikan yerlilerinin M.Ö. 5200-3400 yılları arasında biber yetiştiriciliği yaptıklarını belirtmektedir. Dünya üzerinde yetiştiriciliği en yaygın olarak yapılan tür Meksika ve Orta Amerika orijinli Capsicum annuum’ dur. Biber, 16. yüzyılda İspanya üzerinden Avrupa’ya girmiş ve buradan Orta Doğu, Afrika ve Asya’ya yayılmıştır (Heiser, 1976). Capsicum annuum dışında dünya üzerinde yaygın olmamakla beraber, küçük çapta da olsa üretimi yapılan 4 önemli biber türü daha vardır (Anonim, 2013 c). Bunlar;

Capsicum annuum var. Cerasiforme; Kiraz biberleridir. Meyveleri çeşide göre küçük

oval, yuvarlak, küre şeklinde veya uzunca, yassı, minyatür sivri biber şeklindedir. 2-3 cm uzunluğunda ve 1-1.5 cm çapındadır. Arnavut biberi olarak adlandırılan bu biberler acı veya tatlı olup meyveleri genellikle bitki üzerinde dik olarak dururlar (Anonim, 2013 c).

Capsicum annuum var. Conoides; Meyveleri konik veya uzunca silindir şeklindedir.

Meyveler ortalama olarak 5-8 cm uzunluğunda 1-3 cm çapında ve muhtelif renktedir. Meyveler bitki üzerinde dik olarak bulunur (Anonim, 2013 c).

Capsicum annuum var. Fasciculatum; Kırmızı salkımlı biberlerdir. Meyveler demet

halinde bulunur. Ortalama olarak 5-8 cm uzunluğunda çiçek burnuna doğru daralan 05-1.5 cm kalınlığında kırmızı renkli acı biberlerdir. Meyve bitki üzerinde dik vaziyette bulunur (Anonim, 2013 c).

Capsicum annuum var. longum; Uzun sivri biberler grubudur. Meyveler 5-30 cm

uzunlukta, çapım en kalın kısmı sap kısmı olup 2-5 cm kalınlıkta ve uca doğru giderek incelen yapıdadır. Meyveler bitki üzerinde çoğunlukla sarkık durumda bulunur (Anonim, 2013 c).

(15)

Capsicum annuum var. Grossum; Bunlar dolmalık biber grubunu oluşturur. Meyveleri

iri, yuvarlağa yakın veya uzunca olup 3-4 bölmeli küçük bir kampana şeklindedir. Sarı,, yeşil, kırmızı renkli oldukları gibi lezzetleri tatlı ve orta derecede acıdır. Meyve çapı ortalama 3-8 cm, boyu ise 3-10 cm olup bitki üzerinde dik veya sarkık durumda bulunurlar (Anonim, 2013 c).

Günümüzde kültürü yapılan biberlerde değişik biyotik ve abiyoik stres faktörlerine karşı dayanıklılık kaynağı olarak yukarıda belirtilen türlerden önemli düzeyde yararlanılmaktadır. Bütün türlerin kromozom yapısı 2n=24 olmasına rağmen bu yakın akraba türler arasında melezleme yeteneği oldukça düşüktür (Bakker ve ark., 1988; Wien, 1997).

2.2 Biberin Gövde Yapısı

Gövde büyümenin ilk dönemlerinde otsu yapıdadır. Daha sonra gevrek ve kısmen odunsu bir yapı kazanır. Gövde dallar hafif bir zorlamada hemen kırılır. Gövde ve dallar belirgin veya belirgin olmayan boğum ve boğum aralarından meydana gelmiştir. Gövdenin kesiti boğumlarda dört veya beş köşe, bazen çok köşeli olabilir. Boğum araları genellikle yuvarlak veya elipsoid olup bazen dört köşeli olanlara da rastlanabilir. Gövde üzeri parlak olup üzerinde tüy oluşmaz. Biber bitkisi kendi haline bırakıldığında 2-4 arasında değişen dal meydana getirir. Dallanma bazı türlerde hemen toprak yüzeyinden itibaren bazılarında ise 2-3. Boğumdan sonra başlar. Çoğunlukla dallanma 5-6. Boğumda başlamaktadır. Ana yan dallar da 4-12 adet yan dala ayrılır. Yan dallar yaprak koltuklarından çıkar. Bitkiler üzerinde oluşan dallanmanın durumuna göre gövde tacı yayvan, yuvarlak, dik veya uzundur. Gövdenin dallanması ve şekillenmesi bitkiler arasındaki mesafeye ve ışık miktarına bağlı olarak değişir (Anonim, 2013 c).

2.3 Biberin Besin Değeri ve Ekonomik Önemi

Biber besin değeri açısından önemli sebze türlerinden biridir. Yeşil veya kırmızı olarak tüketildiğinde bu besin içeriklerinde küçük farklılıklar görülebilir. Ancak genellikle kırmızı meyvelerin besin içeriği daha yüksektir. Kuru madde % 7-9, su % 91-93, protein % 0.8-1.2, yağ % 0.2-0.9, şeker % 3-4, karbonhidrat %4.4-5.9, vitamin C

(16)

120-220 mg/100 g’ dır. Biber mineral madde içeriği bakımından zengin bir tür değildir. Ancak insan beslenmesi açısından önemli bir türdür (Şalk ve ark., 2008).

2012 yılı Ocak-Aralık döneminde Yaş Sebze’de Türkiye geneli en fazla ihracatı yapılan ürün değerde 405,2 milyon $, miktarda 562.665.979 kg. ile Domates olmuştur. Bunu sırasıyla, Biber, Hıyar-Kornişon ve Kabak izlemiştir.

Tablo 2.1. 2011 – 2012 (Ocak-Aralık Ayı) Türkiye Geneli Yaş Sebze 'de İhracat Yapılan İlk 5 Ürün (Anonim, 2012 d) ÜRÜN 2011 yılı 2012 yılı MİKTAR (Ton) DEĞER (1000 $) MİKTAR (Ton) DEĞER (1000 $) DOMATES 581189 439.390 562.665 405.168 BİBER 69329 78.189 70.107 75.158 HIYAR.KORNİŞON 81133 59.910 89.509 67.711 KABAK 28263 21.534 34.636 23.670 SOĞAN.ŞALOT 121664 22.371 141.891 20.743

2011 ve 2012 yılı ihracat değerleri incelendiğinde biber sebze türleri arasında domatesten sonra 2. sırayı almaktadır. 2011 yılı ihracat değeri 78 milyon ton dolayında iken 2012 yılında ihracat miktarında bir azalış olmamakla beraber ihracat geliri 75 milyon dolara gerilemiştir. İhracatta ki bu gerileme domateste de görülmektedir.

2.4. Biberin Ekolojik İstekleri

Capsicum annuum tropikal ve subtropikal kökenli bir bitki olmasına rağmen ılıman

ekolojilere yüksek adaptasyon sağlamış bir türdür. Optimal büyüme ve gelişme sıcaklığı 21-23 °C dolaylarındadır ve gece gündüz arası sıcaklık farkının 7-9 °C olması istenir (Backer ve ark., 1988). Sıcak ve ılık iklim sebzesi olan biber; ılık iklimlerde tek yıllık sıcak iklimlerde birkaç yıllıktır. Biber, yetişme periyodunun erken devrelerinde daha fazla sıcaklığa ihtiyaç duyar. Vejetasyon süresince sıcaklığın 15 0C olması gerekir.

Optimum sıcaklık isteği 18-26°C' dir. Biber bitkileri, 15°C' nin altında ve 32°C' nin üzerindeki sıcaklıklarda zarar görürve alınan verim düşer. 35 °C' nin üstündeki sıcaklıklarda bitki büyümesi ve gelişmesi çok yavaşlar. Yüksek sıcaklık, acı biberlerde acılığı artıran bir faktördür. Gelişme gündüz sıcaklığı 21-26 ºC, gece sıcaklığı 15-17 ºC

(17)

olduğunda iyi olur. Gündüz sıcaklığının 32-35 ºC ve gece sıcaklığı 15 ºC’nin altına düştüğünde bitki büyümesi yavaşlar, döllenme aksar. Gündüz 32 ºC’ nin üzerinde biberin meyve bağlaması azalır. 38 ºC’ nin üzerinde döllenme olmaz. Donlara karşı çok hassastır. Yetiştirme devrelerinde sıcaklık sıfırın altında -2,-3 dereceye düştüğünde tamamen ölür; bu nedenle yastıklarda yetiştirilen fidelerin açıktaki yerlerine dikimi, ilkbaharda don tehlikesi tamamen kalktıktan ve toprak ile hava sıcaklık şartları uygun bir hâl alınca yapılmalıdır. Düşük sıcaklıklarda gelişip büyümemiş partenokarp, kötü şekilli takoz meyveler oluşur (Aybak, 2002).

2.5 Değişik Sebze Türlerinde Çiçek ve Sürgün Budaması ile Verim, Bitki Gelişimi ve Kalite Arasındaki İlişkiler

Ülkemizde sera yetiştiriciliğinde domates, hıyar, kavun gibi türlerde budama işlemleri yapılırken, biber yetiştiriciliği genellikle budama işlemi yapılmadan gerçekleştirilmektedir. Avrupa ülkelerinde yetiştiriciliği yapılan kalın etli biberlerde sürgün budaması yapıldığı bilinmektedir. Son yıllarda da örtü altında yetiştiriciliği artan kalın etli biber türlerinde sürgün Budamsı yapılmaya başlanmıştır (Aktaş ve ark., 2009). Sera da yetiştiriciliği yapılan budanmaya uygun türdeki biberlerde genellikle; çiçek budaması, yaprak budaması ve sürgün budaması yapılmaktadır (Sevgican, 1999).

Budama ve farklı sıra arası mesafeler özellikle örtü altı tarımında, vejatatif ve generatif gelişme arasındaki dengeyi kurmak ve bitkilerde ışık gören yaprak yüzeyini artırmak amacıya yapılmaktadır. Bu işlemler ayrıca, bitkilerin kendi iç kısımları ve birbirleri arasındaki hava hareketini daha etkin hale getirerek hastalık ve zararlı etmenlerin olumsuz etkisini azaltmakta, böylece daha az kimyasal ilaç ile üretim yapılabilmektedir. Bununla birlikte, bitkilerin dik bir şekilde büyütülmesi, uygun mesafeye göre uygun şeklin verilmesi, yüksek miktarda ve daha kaliteli ürün alınmasına olanak verebilmektedir. Yapılan araştırmalarda dal ve bitki sayısının en uygun şekliyle dengelenmesi birim alandan elde edilecek meyve sayısı ve kalitesini artırmıştır (Cebula, 1991, 1998; Bahadırlı, 2002).

(18)

2.6. Biberde Budama ile Verim, Bitki Gelişimi ve Kalite Arasındaki İlişkiler

Joviciche ve ark., (1999), serada biber yetiştiriciliğinde sürgün budaması ve bitki sıklığının verim ve kaliteyi artırdığını belirterek yürüttükleri çalışmalarında biberleri 1 gövdeli ,2 gövdeli ve 4 gövdeli olarak yetiştirmişlerdir. Kırmızı meyvelerin dikimden itibaren 84-118 gün sonra hasada geldiklerini, en yüksek pazarlanabilir verimin 4 gövdeli yetiştiricilikte elde edildiğini ancak bunda birim alandaki bitki sayısının da dikkate alınmasını gerektiğini belirtmektedirler. Bitkide gövde boyunun tek gövde de en yüksek olduğu yaprak sayısı, yaprak kuru ağırlığı, gövde çapı gibi özelliklerin 2 ve 4 gövdelilerde daha yüksek olduğunu belirtmektedirler. Sonuç olarak araştırmacılar m²’ de bitkinin 4 gövdeli olarak yetiştirilmesi durumunda pazarlanabilir verim ve ekstra irilikteki meyvelerin daha yüksek olduğunu ifade etmektedirler

Pekkanen ve ark., (2006), biberde iki farklı ışık koşullarında 1 gövdeli ve 2 gövdeli yetiştiriciliğin etkilerini araştırdıklarını çalışmada bitkilerin 1 veya 2 gövdeli budanmasının verim üzerine çok düşük bir etkiye sahip olduğunu ve kümültatif verimin 2 gövdeli yetiştiricilikte daha yüksek çıktığını belirlemişlerdir.

Salas ve ark., (2003), İspanya’da sebze tarımının çok yoğun olarak yapıldığını ve bunun sonucunda da uluslar arası pazarlarda rekabetin en önemli sorun haline geldiğini ve bu sorunu çözmek içinde ticari organizasyonların geliştirilmesi gerektiğini ve pazarlar için pestisit kalıntısı olmayan çevre dostu tekniklerle ürün yetiştirilmesi gerektiğini belirtmektedirler. Budama ve seyreltmenin biberde hava sirkülasyonu açısından çok önemli olduğu, hastalıkların yaygınlık ve etkinliğini azalttığı ve dolayısıyla budamanın doğrudan ve dolaylı etkileri sonucunda verim ve kalitenin arttığı belirtmektedirler. Farklı gövde yan sürgün budaması uyguladıkları çalışmada erkenci ve toplam verim ve kalite özellikleri bakımından 3 gövdeli ve gövdelerin askıya alınmış halinin en etkili sonucu verdiğini belirtmektedirler.

Cruz Huerta ve ark., (2009), topraksız tarım koşullarında erken dönemde yan sürgün tomurcuğu budamasının etkilerini araştırmışlardır. Budamasız, 3 gövde ve 4 gövde üzerinde budamanın yürütüldüğü çalışmada birim alandaki bitki sayısının fazla tutulması ve yan tomurcukların budanmasının budama yapılmayan kontrol uygulamasına göre verimi artırdığı ve hasat periyodunu kısalttığı belirtilmektedir.

(19)

Biberde gövde sayısı ile ilgili budama çalışmaları yapan araştırmacıların bitkideki gövde sayısı ile birim alandaki bitki sayısını da ilişkilendirdikleri, birim alan söz konusu olduğunda birim alandaki bitki sayısının da etkisi olduğunu ifade etmektedirler.

Seifi ve ark., (2010), bitki sıklığı ve budamanın birçok sebze türünde bitki gelişimi ve verim üzerine önemli bir etkiye sahip olduğunu belirtmektedirler.

Buradan hareketle araştırıcılar biberde farklı bitki yoğunlukları ve sürgün budamasının verim ve bitki gelişmesini araştırdıkları çalışmada verim ve bitki ağırlığının bitki sıklığını ile önemli ilişkide olduğu, budama ile bitki sıklığı arasındaki interaksiyonun verimde önemli rol oynadığı, bitki ağırlığı ve kök ağırlığının budamasız kontrol bitkilerinde 4 gövdeli yetiştiriciliğe göre daha yüksek olduğu gözlenmiştir.

Seifi ve ark., (2012) Dolmalık biberde 3 farklı dikim sıklığı (2,5-3-3,5 bitki/m2) ve 2 sürgün budama uygulamasının (kontrol ve 3 gövde) sera koşullarında etkilerini araştırmışlardır. Sürgün budamasının verim meyve ağırlığı, meyve sayısı ve bitki ağırlığına etkisine önemli olduğu belirlemişlerdir. Araştırıcılar Tomson ve Maraton çeşidini kullandıkları çalışmada Tomson çeşidinin Maraton çeşidine göre daha yüksek verim verdiğini verim ve verim karakteristiklerini bitki sıklığından önemli düzeyde etkilendiğini m2' ye en yüksek verimin m2

de 3,5 bitkiden elde edildiğini ancak populasyon yoğunluğu arttıkça ortalama meyve ağırlığının azaldığını belirtmektedirler. Budamanın verim ve meyve sayısı üzerine olumsuz etki ettiği ancak meyve ağırlığının arttığını ifade eden araştırmacılar budamanın sadece meyve ağırlığı ve meyve kalitesini artırdığını ifade etmektedirler.

Seifi ve ark., (2011) Sera biber yetiştiriciliğinde sürgün budaması ve dikim sıklığının biberde kalite özellikleri üzerine etkisini araştırmışlardır. Araştırmacılar çalışmalarında 3 gövde üzerinden budama yapmışlar ve m2

de 2,5-3-3,5 bitki yetiştirmişlerdir. Araştırmacılar meyve ağırlığı, meyve uzunluğu,meyve çapı, meyve eti kalınlığı ve C vitamini üzerine önemli etki ettiğini birim alandaki bitki sayısı arttıkça ortalama meyve ağırlığının düştüğünü meyvede pH ve suda çözünebilir kuru maddenin budama ve bitki sıklığından etkilenmediğini belirtmektedirler.

Morgan ve ark., (2000) Biber bitkileri henüz bitki daha küçükken bir başka değişle yeterli vejatatif gelişme sağlamadan bitkinin alt kısımlarında çiçek ve meyve oluşturma eğilimindedirler ancak bitkide yeterli vejatatif gelişme olmadığından bu meyveler daha

(20)

sonra oluşacak meyvelere göre küçük kalmaktadırlar. Vejatatif aksamın yetersiz olmasına bağlı olarak bitkide üretilen asimilat maddeler sürgün yerine ilk oluşan meyve tarafından kullanıldığından bitkide vejatatif gelişme zayıf kalmakta bitki boyunun olumsuz etkilenmekte olduğunu belirtmişlerdir.

Gherbemarlam, T.S., (2005), Biberde 1.dönem- 2. dönem ve 3. dönemde oluşan çiçeklerde budama yapan araştırmacı çiçek budamasının özellikle 1. ve 2. dönem de oluşan meyvelerin budanmasının diğer meyvelerin iriliğini önemli ölçüde artırdığını; çiçek budamasının meyve eti kalınlığı üzerine önemli bir etkisinin olmadığını, erkenci verime etkisinin önemsiz olduğunu, ilk çiçek budaması pazarlanabilir verimi artırırken 2. ve 3. çiçek budamasının verimi azalttığı ancak bu farkın istatistiksel olarak önemli olmadığı, pazarlanabilir verimin azalmasında yüksek oranda çiçek budamasının meyvelerde oluşturduğu çatlama ve çiçek burnu çürüklüğü sonucunda verimi düşürdüğü, çiçek budamasının pazarlanabilir verimde kontrole göre bir artış sağlamadığını görmüştür.

LiShan ve ark., (2009), biberde 2 gövdeli, 3 gövdeli ve 4 gövdeli budama uygulamalarını fotosentez hızı, stoma iletkenliği, transpirasyon hızı, su kullanım etkinliği gibi fizyolojik olaylar üzerine etkilerini araştırmışlardır. Transpirasyon hızı ve su kullanım etkinliği 2 gövdeli budamaya göre 3 gövdeli ve 4 gövdeli bitkilerde daha yüksek bulunmuştur. Yine 2 gövdeli yetiştiriciliğe göre 3 gövdeli ve 4 gövdeli yetiştiricilikte bitki başına düşen verim ve tek meyve ağırlığı daha yüksek bulunmuştur. Bunun dışında Moboko ve ark., (2012), bitki sıklığı, çiçek ve gövde budamasının biberde etkilerini araştırmışlardır. m²’ de 2 bitki 2.5 bitki ve 3 bitki yine 2 gövde, 3 gövde ve 4 gövde üzerinden budanmış ve bitki üzerindeki birinci çiçeğin ve ilk dört çiçeğin uzaklaştırıldığı uygulamalar kontrol olarak da çiçek budaması yapılmayan bitkiler kullanılmıştır. Çiçek budama uygulamaları arasında ve çiçek budama ile budamama arasında meyve sayısı, meyve ağırlığı ve pazarlanabilir verim bakımından fark elde edilmemiştir. Yine çiçek budamasının briks değeri üzerine etkisi önemsiz çıkmıştır. Meyve sayısı gövde sayısı arttıkça önemli düzeyde artış göstermiştir. Benzer şekilde gövde sayısı arttıkça pazarlanabilir verimde artış sağlanmıştır. Gövde sayısı briks üzerine etkili olmamıştır.

(21)

11

3. MATERYEL VE YÖNTEM 3.1. Materyal

Araştırma 2012 yılında Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri bölümü araştırma ve uygulama alanında yürütülmüştür. Denemenin yürütüldüğü araziden bir görünüm Şekil.3.1'de verilmiştir. Deneme yeri 610 metre rakıma sahip olup, denemenin alanın 2012 yılı ve uzun yıllar aylık ortalama sıcaklık değerleri Şekil 3.1'de, aylık ortalama sıcaklık değerleri ,Şekil 3.2'de aylık en yüksek sıcaklık değerleri Şekil 3.3'de en düşük sıcaklık ve aylık ortalama yağış değerleri Şekil 3.1'de karşılaştırmalı olarak verilmiştir. Deneme alanının 2012 yılında ve uzun yıllarda gerçekleşen ortalama meteorolojik değerleri incelendiğinde aylık ortalama sıcaklık seyri bakımından denemenin yürütüldüğü 2012 yılı ile uzun yıllar ortalaması arasında çok küçük artış ve azalışlar dışında önemli bir farklılık görülmemektedir.

(22)

Tokat ili Orta Karadeniz bölgesinde, Karadeniz Bölgesi ile İç Anadolu Bölgesi arasında geçit iklimine sahip olup, 39o

51', 40o 55' Kuzey enlemleri ile 35o 27', 37o 39' Doğu boylamları arasında yer almaktadır. Denemenin yürütüldüğü alanın 2012 yılı ve 1970- 2011 yıllarını kapsayan uzun yıllar aylık ortalama sıcaklık değerleri Şekil1’de, aylık en yüksek sıcaklık değerleri Şekil 2’de, aylık en düşük sıcaklık değerleri Şekil3’te ve aylık ortalama yağış değerleri Şekil 4’te karşılaştırmalı olarak verilmiştir. Deneme alanının 2012 yılında ve uzun yıllarda gerçekleşen ortalama meteorolojik değerleri incelendiğinde aylık ortalama sıcaklık seyri bakımından denemenin yürütüldüğü 2012 yılı ile uzun yıllar ortalaması arasında önemli farklılıkların olmadığı görülmektedir. Şubat ve mart aylarında aylık ortalama sıcaklık değerleri uzun yıllar ortalamasının 3 ile 5 0C altında gerçekleşmiş olmasına rağmen Nisan–Aralık ayları arasındaki periyotta 2012 yılında gerçekleşen aylık ortalama sıcaklık değerleri, uzun yıllara ait aylık ortalama sıcaklık değerlerine göre ile 3 0C daha yüksek seyretmiştir.

Deneme alanının 2012 yılında ve uzun yıllarda gerçekleşen ortalama en yüksek sıcaklık değerleri incelendiğinde Ocak-Mart ayları arasında 2012 yılı aylık ortalama en yüksek sıcaklık değerleri uzun yıllar ortalamasının 7-10 0C altında gerçekleşirken, Mart ayından

itibaren Mayıs ayına kadar aylık ortalama sıcaklık değerleri daha da düşerek 26-27 0

C dolaylarında bir azalış gerçekleşmiştir. Mayıs-Aralık ayları arasında aylık ortalama en yüksek sıcaklık seyri bakımından denemenin yürütüldüğü 2012 yılı ile uzun yıllar ortalaması arasında önemli farklılıkların olmadığı, denemenin yürütüldüğü 2012 yılında uzun yıllara göre 3-4 0C azalış meydana geldiği görülmektedir.

Deneme alanının 2012 yılında ve uzun yıllarda gerçekleşen ortalama en düşük sıcaklık değerleri incelendiğinde Ocak- Nisan ayları arasında 8 – 14 0C düzeylerinde farklılıklar

görülmektedir. 2012 yılında gerçekleşen düşük sıcaklıklar uzun yıllar ortalamalarına göre Nisan ayına kadar daha düşük gerçekleşmiş olup, Nisan ayından sonra Aralık ayına kadar uzun yıllar ortalamasının üzerinde gerçekleşmiş olup 1-50C dolaylarında

farklılıklar görülmektedir.

Deneme alanının 40 yıllık yağış ortalaması incelendiğinde yıl içerisinde düzenli bir dağılış göstermektedir. Ocak- Mart ayları arasında 40 mm dolaylarında gerçekleşen aylık ortalama yağış Nisan –Mayıs aylarında 60 mm dolaylarında seyretmiş, Ağustos ayında 2 mm’ ye kadar düşüş göstermiş, Ekim-Kasım aylarında tekrar 40 mm’ nin

(23)

üzerine çıkmıştır. Deneme alanında 2012 yılındaki yıllık yağış dağılımına bakıldığında Mart ayına kadar ki yağış dağılımı uzun yıllar ortalamasına paralellik göstermiş ancak Mayıs ve Kasım aylarındaki yağış miktarları uzun yıllar ortalamasına göre önemli sapmalar göstermiştir. Deneme alanının uzun yıllar ortalamasına göre yıllık yağış miktarı 441,3 mm iken, 2012 yılında bu rakam 540,5 mm olarak gerçekleşmiştir. 2012 yılındaki bu fark Mayıs ve Kasım aylarındaki aylık 100 mm’ yi bulan aşırı yağışlardan kaynaklanmaktadır.

Şekil 3.2. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı aylık ortalama sıcaklık değerleri (Anonim, 2012 e ve f ).

(24)

Şekil 3.3. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı en yüksek sıcaklık değerleri (Anonim, 2012 e ve f ).

Şekil 3.4. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı en düşük sıcaklık değerleri (Anonim, 2012 e ve f ).

(25)

Şekil 3.5. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı aylık yağış değerleri mm (Anonim, 2012 e ve f ).

(26)

3.2. Yöntem

Denemede iki farklı kapya biber çeşidi, iki farklı sürgün budaması, iki farklı çiçek budaması ve 3 farklı sıra üzeri dikim mesafesi uygulanmıştır.

Çiçek budaması uygulamaları;

Ç0: Kontrol, çiçek budaması yapılmamıştır.

Ç1: Ana gövde üzerinde dallanmanın başladığı noktada oluşan ilk çiçek koparılmıştır.

Sürgün budaması uygulamaları;

S1: Ana gövde üzerinde 2 sürgün oluşturulmuştur.

S2: Ana gövde üzerinde 4 sürgün oluşturulmuştur.

Biber bitkisi genellikle ilk çiçek tomurcuğundan sonra 4 gövde oluşturur. Açık arazide yürüttüğüm çalışmada askıya almadığım bitkilerde 2 sürgünlü budama ana sürgün üzerinde oluşan yan sürgünlerden güçsüz olanın alınmasıyla yapılmış böylece bitkide 2 sürgün bırakılmıştır.

Dikim sıklığı;

Denemede sıra arası mesafe 70 cm alınmış ve sıra üzeri mesafeler; D20: Sıra üzeri mesafe 20 cm, (7,14 bitki/ m2).

D30: Sıra üzeri mesafe 30 cm, (4,76 bitki/ m2).

D40: Sıra üzeri mesafe 40 cm, (3,57 bitki/ m2) olmak üzere 3 farklı mesafe denenmiştir.

Deneme tesadüf bloklarında bölünmüş parseller deneme desenine göre 3 tekerrürlü yürütülmüştür. Her parselde 15 bitki yetiştirilmiş ve 10 bitki üzerinde gözlem yapılmıştır.

Fide dikimleri 3 Mayıs 2012 tarihinde yapılmıştır. Fideler açık arazide malçsız ortamda yetiştirilmiştir. Fide dikimden sonraki evrede bitkilerin hasadına kadar bitki koruma, bitki besleme, sulama vb. uygulamalar açıkta biber yetiştiriciliğe uygun olarak

(27)

yapılmıştır. Denemede 1. hasat 20 ağustos tarihinde, 2. Hasat 14 eylül tarihinde yapılmıştır.

Şekil 3.6. İlk çiçek budaması ve 2 dallı sürgün budaması yapılmış biber bitkisi

Denemede elde edilen verilerin değerlendirilmesinde ve varyans analizlerinde (ANOVA) SPSS (Versiyon 12,00; SPSS, Chicago, IL, USA) İstatistik yazılım programı kullanılmıştır. Ortalamaların karşılaştırılması Duncan testine göre P≤0,05 düzeyinde yapılmıştır.

(28)

3.2.1. Gözlemler

3.3.1. Pazarlanabilir Meyve Sayısı (adet/bitki)

Hasat döneminde her bitkiden hasat edilen pazarlanabilir meyveler bitki başına adet olarak kaydedilmiştir.

3.3.2. Pazarlanabilir Toplam Verim (t/da)

Denemede her parselden hasat edilen biber meyvelerinin ağırlıkları kaydedilmiş, ton/dekar olarak hesaplanmış ve pazarlanabilir toplam verim kaydedilmiştir.

3.3.3. Ortalama Meyve Ağırlığı (g)

Parsellerden hasat edilen meyvelerin ağırlıkları toplam meyve sayısına bölünerek hesaplanmış ve gram (g) olarak kaydedilmiştir.

3.3.4. Iskarta Verim (t/da)

Hasatlarda pazarlanabilir özeliğe sahip olmayan, şekli deforme olmuş, güneş yanıklığına uğramış veya fizyolojik bozukluğa sahip meyveler ıskarta meyve olarak değerlendirilmiştir.

3.3.5.Meyve Eni (cm)

Her parselde 10 bitkiden toplanan 10 adet meyvenin eni kumpas yardımı ile ölçülmüştür

3.3.6. Meyve Boyu (cm)

Her parselde 10 bitkiden toplanan 10 adet meyvenin çiçek burnundan meyve sapına kadar kumpas yardımı ile ölçülmüştür.

(29)

3.3.7. Meyve Eti Kalınlığı (mm)

Her parselde 10 bitkiden toplanan 10 adet meyve eti kumpas yardımı ile ölçülmüştür.

3.3.8. Bitki Boyu

Hasat periyodunun sonuna doğru her parselde 10 bitkinin toprak seviyesinden itibaren bitki boyları ölçülecek ve kaydedilmiştir.

3.3.9. C Vitamini (mg/100g)

Cemeroğlu (1992)' na göre 100 g örnek tartılarak örnek ağırlığına eşit miktardaki % 6‟ lık metafosforik asit çözeltisi eklenerek blenderdan geçirilmiştir. Daha sonra homojen hale getirilen örnekten 25 g 100 ml' lik bir balona aktarılarak balon % 3' lük metafosforik asit çözeltisi ile 100 ml' ye tamamlanmış ve örnek iyice çalkalanarak filtre edilmiştir. Filtre edilen örnekten 10 ml alınarak 2,6 diklorofenolindofenol çözeltisi ile pembe renk oluşuncaya kadar titre edilmiştir.

Örnekteki asit aşağıdaki eşitlikten yararlanılarak hesaplanmıştır.

Askorbik asit (mg/100 g) = (V.F.100)/W

V: Titrasyonda harcanmış olan 2,6 diklorofenolindofenol çözeltisi miktarı (ml)

F: 2,6 diklorofenolindofenol çözeltisinin faktörü, yani bu çözeltinin 1 ml' sinin eşdeğer olduğu askorbik asit miktarı (mg)

W: Titrasyonda kullanılan filtratın içerdiği örnek miktarı (g)

3.3.10. Suda Çözünebilir Kuru Madde (SÇKM) (%)

Laboratuara alınan bitki örneklerinin suyu çıkarıldıktan sonra dijital refraktometrenin prizması üzerine 1-2 damla gelecek şekilde damlatılmış ve suda çözünebilir kuru madde % olarak ifade edilmiştir.

(30)

3.3.11. Titre Edilebilir Asitliği (%)

Cemeroğlu (1992)' na göre suyu çıkarılan bitki örneklerinden 10 ml alınmış ve 0,1 N NaOH çözeltisi ile pH' sı 8,1 oluncaya kadar titre edilmiştir. Titrasyon sonuçları aşağıdaki formüle göre sitrik asit cinsinden % olarak hesaplanmıştır.

Titrasyon Asitliği (%) = (V.F.E.100)/M

V: Harcanan 0,1-N NaOH miktarı (ml)

F: Titrasyonda kullanılan bazın normalitesi (Çözeltinin normalitesi 0.1 ise F= 1' dir)

E: 1 ml 0,1-N NaOH' in eşdeğeri asit miktarı (g) M: Titre edilen örneğin gerçek miktarı (ml veya g)

3.3.12. pH

Her parsel için ayrı ayrı alınan bitki örnekleri bir blenderda suyu çıkarılacak şekilde öğütülmüş ve elde edilen bitki öz suyunda pH metre yardımı ile ölçüm yapılmıştır.

3.3.13. Kuru Ağırlık (%)

Her parselde 3-4 bitkiden alınan 10 meyveden rastgele seçilen yaklaşık 100 g meyve örneği alınarak yaş ağırlıkları belirlendikten sonra bu meyveler 65 0C sıcaklığa sahip

inkübatörde ağırlıkları sabitleninceye kadar kurutulmuş ve tekrar tartılmıştır. Kuru ağırlık miktarı, yaş ağırlık miktarına oranlanarak kuru madde miktarı belirlenmiştir.

(31)

(32)

(33)

(34)

4. BULGULAR VE TARTIŞMA

4.1. Pazarlanabilir Toplam Verim

Denemede çeşitlere ve uygulamalara bağlı olarak pazarlanabilir toplam verim 3,71-18,08 t/da arasında değişmiştir.

Göktürk çeşidinde pazarlanabilir toplam verim 3,71 t/da (sıra üzeri 30 cm, çiçek budaması var, 2 gövdeli budama) ile 12,58 t/da ( sıra üzeri 20cm, çiçek budaması yok, 4 gövdeli budama) arasında değişmiştir. Denemede Göktürk çeşidinde pazarlanabilir toplam verim sıra üzeri dikim sıklığı uygulamalarına bağlı olarak önemli farklılıklar göstermiştir. Sıra üzeri mesafe arttıkça bir başka ifadeyle birim alandaki bitki sayısı azaldıkça pazarlanabilir toplam verim düşmüştür. Dikim sıklığına göre pazarlanabilir toplam verim değerleri arasındaki farklılıklar P≤ 0,01 düzeyinde önemli bulunmuştur. Çiçek budaması yapılmayan parsellerde pazarlanabilir toplam verim daha yüksek çıkmış, ancak bu farklılıklar istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır. Pazarlanabilir toplam verim sürgün sayısına göre farklı çıkmış ve bu fark istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (P≤0,05). Buna göre sürgün budaması yapılmayan bitkilerde pazarlanabilir toplam verim daha yüksek çıkmıştır.

Semerkant Fı çeşidinde pazarlanabilir toplam verim 5,71 t/da (sıra üzeri 40 cm, çiçek budaması yok, 2 gövdeli budama) ile 18,08 t/da (sıra üzeri 20 cm, çiçek budaması var, 2 gövdeli budama) arasında değişmiştir. Denemede Semerkant Fı çeşidinde pazarlanabilir toplam verim dikim sıklığına bağlı olarak önemli farklılıklar göstermiş, en yüksek pazarlanabilir toplam verim 14,42 t/da ile sıra üzeri 20 cm bitki sıklığından elde edilirken, en düşük pazarlanabilir toplam verim 7,51 t/da ile 40 cm bitki sıklığından elde edilmiştir. Pazarlanabilir toplam verim bakımından dikim sıklığı uygulamaları arasındaki farklılıklar istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (P≤0,001). Çiçek budaması denemede kontrole göre verimin artmasını sağlamış ve bu artış önemli bulunmuştur (P ≤0,01). Gövde budamasının etkisi önemsiz çıkmıştır.

Göktürk ve Semerkant Fı çeşidinin pazarlanabilir toplam verim değerleri sırasıyla Tablo 4.1. de verilmiştir.

(35)

Denemede çeşitler arasında verim bakımından farklılıklar oluşmuştur. Hibrit çeşit olması nedeniyle Semerkant Fı çeşidinin verimi daha yüksek çıkmıştır. Göktürk çeşidinde gövde budaması, verimi önemli düzeyde azaltırken Semerkant Fı çeşidinde verim arasındaki fark önemli çıkmamıştır. Çiçek budaması Göktürk çeşidinde pazarlanabilir verimde önemli çıkmazken Semerkant Fı çeşidinde daha yüksek ve önemli çıkmıştır. Dikim sıklığına bağlı olarak her iki çeşitte de pazarlanabilir verim önemli düzeyde etkilenmiş, birim alandaki bitki sayısı arttıkça verim artmıştır.

Literatürde dikim sıklığı, gövde budaması ve çiçek budamasının pazarlanabilir verim üzerine etkisi ile ilgili farklı bulgular belirtilmektedir. Moboko ve ark., (2012) biberde gövde sayısı arttıkça pazarlanabilir verimin arttığını, çiçek budamasının pazarlanabilir verimi etkilemediğini, Salas ve ark., (2003) gövde budamasının biberde erkenci ve toplam verim ile kalite özelliklerini önemli düzeyde etkilediğini ve en iyi sonucun 3 gövdeli uygulamalardan elde edildiğini, Ghebberemarlam (2005), ilk çiçek budamasının biberde pazarlanabilir verimi artırırken ikinci ve üçüncü çiçek budamasının pazarlanabilir verimi azalttığını ancak bu etkilerin önemsiz olduğunu, Pekkanen ve ark., (2006), budamanın biberde pazarlanabilir verim üzerine etkisinin önemli olmadığını belirtmektedirler. Literatürde elde edilen bulgular incelendiğinde deneme sonuçları ile paralellik gösteren bulgular olduğu gibi, farklı sonuçlar da görülmektedir. Bu durumun çeşit farklılığı, ekoloji ve yetiştirme ortamı farklılıklarından kaynaklandığı düşünülmektedir.

(36)

Göktürk S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 8,83 9,21 12,58 10,22 10,21 a 9,02 11,40 10,71 9,72 30 cm 5,36 3,71 8,43 8,92 6,61 b 4,54 8,67 6,90 6,31 40 cm 5,25 3,99 5,43 6,56 5,31 b 4,62 6,00 5,34 5,28 Ortalama 6,48 5,64 8,81 8,57 6,06 b 8,69 a 7,65 7,10

İstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.):** Çiçek budaması (Ç): ö.d. Sürgün budaması (S): * DSxÇ: ö.d. D.S. x S: ö.d. D.S. x Ç x S: ö.d. Semerkant Fı S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 8,79 18,08 13,97 16,83 14,42 a 13,44 15,40 11,38 17,46 30 cm 9,59 12,73 8,57 12,03 10,73 b 11,16 10,30 9,08 12,38 40 cm 5,71 8,49 7,37 8,48 7,51 c 7,10 7,93 6,54 8,49 Ortalama 8,03 13,10 9,97 12,45 10,57 11,21 9,00 b 12,77 a

İstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.):*** Çiçek budaması (Ç): ** Sürgün budaması (S): ö.d. DSxÇ: ö.d. D.S. x S: ö.d. D.S. x Ç x S: ö.d.

ö.d. : Uygulamalar arasındaki farklılıkların önemli olmadığını ifade eder.

*: Uygulamalar arasındaki farklılıkların 0,05 düzeyinde önemli olduğunu ifade eder. **: Uygulamalar arasındaki farklılıkların 0,01 düzeyinde önemli olduğunu ifade eder. ***: Uygulamalar arasındaki farklılıkların 0,001 düzeyinde önemli olduğunu ifade eder.

(37)

4.2. Iskarta Verim

Çalışmada çeşitlere ve uygulamalara bağlı olarak ıskarta verim 0,94-3,40 t/da arasında değişmiştir.

Göktürk çeşidinde dekara düşen ıskarta verim 0,94 t/da (sıra üzeri 20 cm, çiçek budaması yok, 2 gövdeli budama) ile 1,44 t/da (sıra üzeri 30 cm, çiçek budaması var, 2 gövdeli budama) arasında değişmiştir. Denemede Göktürk çeşidinde dekara düşen ıskarta verim mesafeler bağlı olarak önemli farklılıklar göstermiştir. Dikim sıklığına göre fark P≤ 0,001 düzeyinde önemli bulunmuştur.En yüksek ıskarta verim 30 cm sıra üzeri mesafeden 1,18 t/da olarak elde edilmiştir. Çiçek budamasının ıskarta verime etkisi önemsiz bulunmuş, çiçek budaması yapılmayan parsellerde ıskarta verim daha düşük çıkmıştır. Iskarta verim sürgün sayısına göre farklı çıkmış ve bu fark istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (P≤0,05). Buna göre sürgün budaması yapılmayan bitkilerde ıskarta verim daha düşük çıkmıştır. Diğer bir gözlem sonucu ise dikim sıklığı ve sürgün sayısı arasındaki intereaksiyon da P≤0,05 düzeyinde önemli bulunmuştur.

Semerkant Fı çeşidinde dekara düşen ıskarta verim 0,61 t/da (sıra üzeri 40 cm, çiçek budaması yok, 2 gövdeli budama) ile 3,40 t/da (sıra üzeri 30 cm, çiçek budaması var, 2 gövdeli budama) arasında değişmiştir. Dikim sıklığına göre fark P≤ 0,01 düzeyinde önemli bulunmuştur. Sıra üzeri mesafe azaldıkça bir başka değişle birim alandaki bitki sayısı arttıkça ıskarta verim artmıştır. En yüksek ıskarta verim 2,85 t/da ile 20 cm sıra üzeri mesafeden elde edilmiştir. Diğer yapılan uygulamalar istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur.

Göktürk ve Semerkant Fı çeşidinin ıskarta verim değerleri sırasıyla Tablo 4.2. de verilmiştir.

(38)

Göktürk S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 0,65 0,21 0,74 0,33 0,48 b 0,43 0,53 0,69 0,27 30 cm 0,94 1,40 1,44 0,93 1,18 a 1,17 1,18 1,19 1,16 40 cm 0,44 1,15 0,12 0,35 0,52 b 0,80 0,23 0,28 0,75 Ortalama 0,67 0,92 0,76 0,53 0,80 a 0,65 b 0,72 0,73

İstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.):** Çiçek budaması (Ç): ö.d. Sürgün budaması (S): * DSxÇ: * D.S. x S: ö.d. D.S. x Ç x S: ö.d. Semerkant Fı S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 2,81 3,40 2,98 2,22 2,85 a 3,11 2,60 2,90 2,81 30 cm 1,85 0,69 3,08 1,21 1,71 b 1,27 2,14 2,46 0,95 40 cm 0,61 0,68 0,74 0,92 0,74 b 0,64 0,83 0,67 0,80 Ortalama 1,76 1,59 2,27 1,45 1,67 1,86 2,01 1,52

İstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.):** Çiçek budaması (Ç): ö.d. Sürgün budaması (S): ö.d. DSxÇ: ö.d. D.S. x S: ö.d. D.S. x Ç x S: ö.d.

ö.d. : Uygulamalar arasındaki farklılıkların önemli olmadığını ifade eder.

*: Uygulamalar arasındaki farklılıkların 0,05 düzeyinde önemli olduğunu ifade eder. **: Uygulamalar arasındaki farklılıkların 0,01 düzeyinde önemli olduğunu ifade eder. ***: Uygulamalar arasındaki farklılıkların 0,001 düzeyinde önemli olduğunu ifade eder.

(39)

4.3. Meyve Sayısı

Denemede çeşitlere ve uygulamalara bağlı olarak bitki başına düşen meyve adeti 9,75-33,34 adet/bitki arasında değişmiştir.

Göktürk çeşidinde meyve sayısındaki değerler bitki başına 9,75 adet/bitki (sıra üzeri 30 cm, çiçek budaması var, 2 gövdeli budama) ile 21,67 adet/bitki (sıra üzeri 30 cm, çiçek budaması var, 4 gövdeli budama) arasında değişmiştir. Farklı dikim aralıklarında en yüksek meyve adeti 17,42 adet meyve ile 20 cm sıra üzeri mesafeden çıksa da bu fark istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur. Çiçek budamasının meyve sayısına etkisi önemsiz olup, sürgün budamasının bitki başına düşen meyve adetine etkisi P≤ 0,05 düzeyinde önemli bulunmuştur. Ayrıca dikim sıklığı ve sürgün budaması arasındaki intreaksiyonda P≤ 0,05 düzeyinde istatistiksel olarak önemli bulunmuştur.

Semerkant Fı çeşidinde ise değerler 17,67 adet/bitki ( 20 cm, çiçek budaması yok, 2 gövdeli budama) ile 33,34 adet ( 30 cm, çiçek budaması var, 2 gövdeli budama) arasında değişmiştir. Çiçek budaması yapılan parsellerde bitki başına düşen meyve 30,50 adet/bitki çiçek budaması yapılmayan parsellere göre yüksek çıkmış ve bu fark istatistiksel olarak P≤ 0,01 düzeyinde önemli bulunmuştur. Diğer gözlemler istatistiksel olarak incelendiğinde önemsiz bulunmuştur.

Göktürk ve Semerkant Fı çeşidinin pazarlanabilir meyve sayısı değerleri sırasıyla Tablo 4.3. de verilmiştir.

Çalışmada meyve sayısı çeşitlere göre farklı çıkmış Semerkant Fı çeşidinde meyve sayısı daha yüksek bulunmuştur. Her iki çeşitte de dikim sıklığının bitki başına düşen meyve sayısına etkisi önemsiz bulunurken Göktürk çeşidinde gövde budaması, Semerkant Fı çeşidinde ise çiçek budamasının meyve sayısına etkisi önemsiz çıkmıştır.

Biberde gövde sayısı ile ilgili literatür çalışmaları incelendiğinde Cruz Huerta ve ark., (2009) bitkideki gövde sayısı ile birim alandaki bitki sayısını ilişkilendirmiş ve birim alan söz konusu olduğunda birim alandaki bitki sayısının da etkisi olduğunu ifade etmişlerdir. Moboko ve ark., (2012), biberde gövde sayısı arttıkça meyve sayısının da önemli düzeyde arttığını ifade etmektedirler. Bu sonuçlar ile denemede elde edilen sonuçlar arasında paralellik bulunmuştur.

(40)

Göktürk S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 13,33 17,33 21,67 17,33 17,42 15,33 19,50 17,50 17,33 30 cm 13,00 9,75 19,67 21,67 16,02 11,38 20,67 16,33 15,71 40 cm 16,67 13,00 16,67 19,00 16,33 14,83 17,83 16,67 16,00 Ortalama 14,33 13,36 19,33 19,33 13,847b 19,33a 16,83 16,35

İstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.):ö.d. Çiçek budaması (Ç): ö.d. Sürgün budaması (S): * DSxÇ: ö.d. D.S. x S: * D.S. x Ç x S: ö.d. Semerkant Fı S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 17,67 30,00 23,00 26,67 24,33 23,83 24,83 20,33 28,33 30 cm 24,67 33,34 21,00 29,67 27,17 29,00 25,33 22,83 31,50 40 cm 25,03 33,33 24,67 30,00 28,27 29,21 29,33 24,88 31,67 Ortalama 22,47 32,22 22,89 28,78 27,35 25,83 22,68 b 30,50 a

İstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.): ö.d. Çiçek budaması (Ç): ** Sürgün budaması (S): ö.d. DSxÇ: ö.d. D.S. x S: ö.d. D.S. x Ç x S: ö.d.

ö.d. : Uygulamalar arasındaki farklılıkların önemli olmadığını ifade eder.

*: Uygulamalar arasındaki farklılıkların 0,05 düzeyinde önemli olduğunu ifade eder. **: Uygulamalar arasındaki farklılıkların 0,01 düzeyinde önemli olduğunu ifade eder.

(41)

4.4. Ortalama Meyve Ağırlığı

Çalışmada çeşitlere ve uygulamalara bağlı olarak ortalama meyve ağırlığı 83,81-110,39 g arasında değişmiştir.

Göktürk çeşidinde ortalama meyve ağırlığı değerleri 87,95 g (sıra üzeri 20 cm, çiçek budaması var, 2 gövdeli budama) ile 110,39 g (sıra üzeri 40 cm, çiçek budaması var, 4 gövdeli budama) arasında değişmiştir. Farklı dikim aralıklarında en yüksek ortalama meyve ağırlığı 103,89 g ile 40 cm sıra üzeri mesafeden çıksa da bu fark istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur. Çiçek budaması yapılan parsellerde ortalama meyve ağırlığı çiçek budaması yapılmayan parsellere göre yüksek çıkmış ancak bu değer istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur.

Semerkant Fı çeşidinde ise değerler 83,81 g (sıra üzeri 20 cm, çiçek budaması yok, 2 gövdeli budama) ile 102,25 g ( sıra üzeri 20 cm, çiçek budaması var, 4 gövdeli budama) arasında değişmiştir. Semerkant Fı çeşidinde ise Göktürk çeşidinin tam aksine farklı dikim aralıklarında en düşük ortalama meyve ağırlığı 90,47 g ile 40 cm sıra üzeri mesafeden çıksa bile bu fark istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur. 4 dallı sürgün budaması yapılan parsellerde ortalama meyve ağırlığı 96,68 g 2 dallı sürgün budaması yapılan parsellere göre yüksek çıkmış ancak bu değer istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur.

Göktürk ve Semerkant Fı çeşidinin ortalama meyve ağırlığı değerleri sırasıyla Tablo 4.4. de verilmiştir.

Denemede çeşitlerin ortalama meyve ağırlığı birbirlerine çok yakın çıkmıştır. Her iki çeşitte de bitki sıklığı gövde budaması ve çiçek budamasının meyve ağırlığı üzerine etkisi önemli çıkmamıştır.

LiShan ve ark. (2009) 2 gövdeli yetiştiriciliğe göre 3 gövdeli ve 4 gövdeli yetiştiricilikte meyve ağırlığını daha yüksek bulmuşlardır. Seifi ve ark. (2012) ise popülasyon yoğunluğu arttıkça ortalama meyve ağırlığının azaldığını, budamanın sadece meyve ağırlığını azalttığını ifade etmektedirler.

(42)

Göktürk S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 103,97 87,95 95,77 91,75 94,86 95,96 93,76 99,87 89,85 30 cm 98,24 103,26 97,36 100,32 99,80 100,75 98,84 97,80 101,78 40 cm 100,67 97,81 106,70 110,39 103,89 99,24 108,54 103,68 104,10 Ortalama 100,96 96,34 99,94 100,82 98,65 100,38 100,45 98,59

İstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.):ö.d. Çiçek budaması (Ç): ö.d. Sürgün budaması (S): ö.d. DSxÇ: ö.d. D.S. x S: ö.d. D.S. x Ç x S: ö.d. Semerkant Fı S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 83,81 95,26 97,01 102,25 94,58 89,53 99,63 90,41 98,76 30 cm 93,59 91,22 98,42 96,47 94,93 92,41 97,44 96,01 93,85 40 cm 93,13 82,81 94,13 91,81 90,47 87,97 92,97 93,63 87,31 Ortalama 90,18 89,76 96,52 96,84 89,97 96,68 93,35 93,30

İstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.):ö.d. Çiçek budaması (Ç): ö.d. Sürgün budaması (S): ö.d. DSxÇ: ö.d. D.S. x S: ö.d. D.S. x Ç x S: ö.d.

(43)

4.5. Kuru Ağırlık

Çalışmada çeşitlere ve uygulamalara bağlı olarak kuru ağırlık değerleri % 7,79-10,71 arasında değişmiştir.

Göktürk çeşidinde kuru ağırlık % 7,94 ( sıra üzeri 30 cm, çiçek budaması var, 2 gövdeli budama) ile % 9,98 (sıra üzeri 40 cm, çiçek budaması yok, 2 gövdeli budama) arasında değişmiştir. Çalışmada Göktürk çeşidinde % kuru ağırlık sıra üzeri dikim sıklığı uygulamalarına bağlı olarak farklılıklar göstermiştir. Ancak bu farklılıklar istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur. Çiçek budaması yapılmayan parsellerde % kuru ağırlık daha yüksek çıkmış, ancak bu farklılıklar istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır. Farklı sıra üzeri mesafelerde sürgün budaması 4 dallı olarak yapılan budamada kuru ağırlık % 8,89 ile en düşük çıkmış fakat bu farklılık istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur.

Semerkant Fı çeşidinde kuru ağırlık % 7,79 (sıra üzeri 30 cm, çiçek budaması yok, 2 gövdeli budama) ile % 10.71 (sıra üzeri 20 cm, çiçek budaması yok, 2 gövdeli budama) arasında değişmiştir. Çalışmada Semerkant Fı çeşidinde farklı sıra üzeri mesafelerdeki uygulamalarda en yüksek % kuru ağırlık % 9,01 2 dallı budama ve % 8,71 çiçek budaması yapılan uygulamadan elde edilmiştir. Ancak bu değerler istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur. . Göktürk ve Semerkant Fı çeşidinin % kuru ağırlık değerleri sırasıyla Tablo 4.5. de verilmiştir.

(44)

Göktürk S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 9,30 9,82 9,72 8,42 9,31 9,56 9,07 9,51 9,12 30 cm 8,82 7,94 8,71 8,26 8,43 8,38 8,49 8,77 8,10 40 cm 9,98 9,20 8,86 9,37 9,35 9,59 9,12 9,43 9,28 Ortalama 9,37 8,98 9,10 8,68 9,18 8,89 9,23 8,83

İstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.): ö.d. Çiçek budaması (Ç): ö.d. Sürgün budaması (S): ö.d. D.S xÇ: ö.d. D.S. x S: ö.d. D.S. x Ç x S: ö.d. Semerkant Fı S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 10,71 8,82 7,96 8,30 8,95 9,77 8,13 9,34 8,56 30 cm 7,79 9,92 8,47 8,73 8,73 8,53 8,60 8,13 9,32 40 cm 8,50 8,32 8,73 8,16 8,43 8,41 8,44 8,62 8,24 Ortalama 9,00 9,02 8,39 8,40 9,01 8,39 8,69 8,71

İstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.): ö.d Çiçek budaması (Ç): ö.d. Sürgün budaması (S): ö.d. DSxÇ: ö.d. D.S. x S: ö.d. D.S. x Ç x S: ö.d.

ö.d. : Uygulamalar arasındaki farklılıkların önemli olmadığını ifade eder.

(45)

4.6. Bitki Boyu

Denemede çeşitlere ve uygulamalara bağlı olarak ortalama bitki boyu 49,27- 70,40 cm arasında değişmiştir.

Denemede Göktürk çeşidinin bitki boyu 56,87 cm (sıra üzeri 40 cm, çiçek budaması yok, 2 gövdeli budama) ile 70,40 cm (sıra üzeri 40 cm, çiçek budaması yok, 2 gövdeli budama) arasında değişmiştir. Denemede Göktürk çeşidinde bitki boyu mesafelere bağlı olarak önemli farklılıklar göstermiştir. Birim alandaki bitki sayısı arttıkça bitki boyunda da artış meydana gelmiştir. Dikim sıklığına göre fark P≤0,05 düzeyinde önemli bulunmuştur. Çiçek budamasının bitki boyuna etkisi önemsiz bulunmuş ancak çiçek budaması yapılmayan parsellerde bitki boyu daha yüksek çıkmıştır. Bitki boyu bitkideki sürgün sayısına göre farklı çıkmış ve bu fark istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (P≤0,05). Buna göre gövde budaması yapılmayan bitkilerde bitki boyu daha yüksek çıkmıştır.

Semerkant F1 çeşidinde bitki boyu 49,27 cm ( 40 cm, çiçek budaması yok, 2 gövdeli budama) ile 61,97 cm ( 40 cm, çiçek budaması var, 4 gövdeli budama) arasında değişmiştir. Denemde Semerkant F1 çeşidinde en yüksek bitki boyu 58,69 cm ile 20 cm bitki sıklığından elde edilirken bu sıklıktaki bitki boyu 30 cm ve 40 cm bitki sıklığı istatistiksel olarak farklı çıkmıştır (p≤0,05). Semerkant F1 çeşidinde gövde budaması ve çiçek budamasının bitki boyu üzerine etkisi önemli bulunmamıştır.

Göktürk ve Semerkant Fı çeşidinin bitki boyu değerleri sırasıyla Tablo 4.6. de verilmiştir.

Denemede her iki çeşitte de dikim sıklığı ile dikim sıklığının bitki boyu üzerine etkisi önemli çıkmış, sıra üzeri mesafeler daraldıkça bitki boyu artmıştır. Bununla beraber Göktürk çeşidinde sürgün sayısının 4 gövde olduğu uygulamalarda bitki boyu daha yüksek ve fark önemli çıkmıştır.

Literatür çalışmalarında biberde uygulamalara bağlı olarak bitki boyunu inceleyen Morgan ve ark., (2000), ilk oluşan çiçeğin koparılmamasının bitkide üretilen asimilat maddelerin sürgün yerine ilk meyvede kullanılması nedeniyle bitkinin vejatatif gelişmesinin zayıf kaldığını böylece bitki boyunun bu durumdan olumsuz etkilendiğini,

(46)

Joviciche ve ark., (1999) ise biberde tel gövdeli yetiştiricilikte bitki boyunun daha yüksek olduğunu ifade etmektedirler. Bu bulgular deneme sonuçları ile kısmen uyuşmaktadır. Bunun nedeni çeşit, ekoloji ve yetiştirme tekniği farklılıkları olduğu düşünülmektedir.

(47)

Tablo 4.6. Göktürk ve Semerkant Fı çeşidine ait bitki boyu (cm) Göktürk S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 70,40 62,17 69,30 66,20 67,02 a 66,28 67,75 69,85 64,18 30 cm 64,33 67,33 67,73 67,20 66,65 a 65,83 67,47 66,03 67,27 40 cm 56,87 59,87 67,83 62,77 61,83 b 58,37 65,30 62,35 61,32 Ortalama 63,87 63,12 68,29 65,39 63,49 b 66,84 a 66,08 64,26

İstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.):* Çiçek budaması (Ç): ö.d. Sürgün budaması (S): * DSxÇ: ö.d. D.S. x S: ö.d. D.S. x Ç x S: ö.d. Semerkant Fı S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 56,43 60,87 55,50 61,97 58,69 a 58,65 58,733 55,97 61,42 30 cm 54,83 54,53 51,63 54,37 53,84 b 54,68 53,000 53,23 54,45 40 cm 49,27 59,63 58,17 50,93 54,50 b 54,45 54,550 53,72 55,28 Ortalama 53,51 58,34 55,10 55,76 55,93 55,43 54,31 57,05

İstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.):* Çiçek budaması (Ç): ö.d. Sürgün budaması (S): ö.d. DSxÇ: ö.d. D.S. x S: ö.d. D.S. x Ç x S: *

ö.d. : Uygulamalar arasındaki farklılıkların önemli olmadığını ifade eder.

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalışma kapsamında bitki morfolojik özellikleri (zuruf boyu, zuruf taban kalınlığı, yaprak alanı, yaprak eni, yaprak boyu, yaprak kalınlığı, yaprak sapı uzunluğu,

KURU MEYVE VE MAMULLERİ İHRACATÇILARI BİRLİĞİ.

GÜNEYDOĞU ANADOLU

Tablo 4 - Sektörel Birlikler Bazında Türkiye Geneli İhracat Değerleri (BİN $). Sektörel Birlikler

Tablo 3 - Sektörel Birlikler Bazında Türkiye Geneli İhracat Değerleri (BİN $). Sektörel Birlikler

Tablo 4 - Sektörel Birlikler Bazında Türkiye Geneli İhracat Değerleri (BİN $). Sektörel Birlikler

Tablo 4 - Sektörel Birlikler Bazında Türkiye Geneli İhracat Değerleri (BİN $). Sektörel Birlikler

Mevcut standartlar arasında en yaygın biçimde uygulanan pazar standartlarının yanısıra kuru ürünlerde hijyen uygulamaları ve bulaşanlar gibi gıda güvenliği,