• Sonuç bulunamadı

Çok yönlü kitap hazırlığı içinde

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çok yönlü kitap hazırlığı içinde"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Çok yönlü kitap hazırlığı içinde

COŞKUN TUNÇTAN_________

1994’ün sonlarında, yeni açılan bir yayınevinin baş sorumlusu beni aradı. “Un fou sur le toit”nin ikinci baskısını yapmaya kesinlikle karar­ lıydı. Buluştuk, uzun uzun görüştük. Projesine karşı çıktım. O kitap ya­ yımlanalı çeyrek yüzyıl geçmişti. Aziz hâlâ yaşıyordu, bu arada Tür­ kiye’de kırkı aşkın yeni kitabı çık­ mıştı. Benim 1969’da gerçekleştirdi­ ğim şey şimdi artık bir “müzelik eş­

ya” niteliğine bürünmüştü bence.

Birlikte şu karara vardık: Aziz’in ya­ zarlığın sınırlarını çoktan aşmış olan kişiliğini çeşitli yönleriyle tanıtan bir deneme yazmam daha ilginç ve yararlı olacaktı. Bu yapıtın içinde yalnız edebi alanda yarattıkları de­ ğil, toplumsal konulardaki bilinçli görüşleri ve çok sayıdaki girişimle­ ri de yer alacaktı. Kısacası, çok yön­ lü bir kitap yazıp onun 80 yıla eri­ şen yaşamını ve hâlâ akıl durduracak bir beyin zindeliğiyle sürdürdüğü et­ kinlikleri canlı bir biçemle anlata­ caktım.

Ne var ki, elimdeki belgelerin kıt­ lığından, böyle bir yapıtı Fransa’da yazamazdım. Aziz’le bu konuda te­ lefonda görüştüm, “Buradaki arşiv­

lerimde istediğin her bilgiyi bulabi­ lirsin, canın çekince gel, istediğin sü­ re konuğum ol” dedi. Yayınevi de

yolculuğun tüm masraflarını üstle­ nince İstanbul’a bu konuda çalışma­ ya gitmeme engel kalmadı.

Şubatın 16’sında Yeşilköy’den

doğruca Çatalca’ya yollandım. Yıl­ lardan beri Aziz’le oldukça sık bir­ likte olmuştum. (Paris’e her uğrayı- şında benim evde buluşurduk, ben de İstanbul’a her gelişimde mutlaka onu ziyaret ederdim.) Muntazaman da yazışmıştık. Üstelik her yeni ki­ tabını, ilk sayfasına mektup da ya­ zarak, bana postalardı. Ama bu se­ ferki buluşmamız, belki de ilk kez evinde yatacağım için, çok duygu­ landırdı beni. Bedenen, kısa zaman­ da bayağı yaşlandığını görmek beni üzdü, ama kafasındaki gençlikten zerre kadar eksilme olmadığını far- kedince içim rahatladı. En önemli yeteneğinde ihtiyarlama kesinlikle yoktu.

Çatalca’da geçirdiğim haftalar sü­ resince Aziz’in bana gösterdiği sev­ gi, dostluk, güven dolu yakınlığı son nefesime dek unutamayacağım. Vakfında daha tamamlanmamış yüksek ek binanın en üst katında kendisi için yaptırdığı küçücük da­ irenin yatak odasını bana bıraktı, o, ben orada kaldıkça, karşıdaki çalış­ ma odasında, ufak bir kanepenin üzerine büzülüp uyudu. Sabah, çok erkenden, herhalde aynı saatlerde uyandığımızdan, holde karşılaşıyor­ duk. Sonra o masasının başına geçi­ yor, gece yarısını hayli aşacak çeşit­ li uğraşılarına böylece şafak vakti koyuluyordu. Gözlerinin gücünün adamakıllı zayıflamış olmasına kar­ şın yine de bol bol yazıyordu. Ama iş okumaya gelince, vakfındaki ço­ cuklar ona seve seve destek oluyor­

lardı. Önce her gün alınan bir yığın gazetenin okunması bazan iki-üç sa­ at sürüyordu, ilgisini çeken yazılar kesiliyor, konularına göre ayrı ayrı dosyalara yerleştiriliyordu. Gelen mektupları da tek tek okutuyor, her- birine (hiç tanımadığı kişilerden gel­ miş de olsa) mutlaka hemen cevap yazdırıyordu. Allahın günü, yerli, yabancı basın ya da televizyon mu­ habirleriyle söyleşiler bazan birbir­ lerini izliyor, kimileri çok uzun sü­ rüyordu. Her soruyu derhal açıkça, dobra dobra yanıtlıyordu. Bu alan­ da en çok dikkatimi çeken ayrıntı kendisine yöneltilen soruların ge­ nellikle edebiyatla hiç ilişkili olma­ malarıydı. Daha çok siyasi ve top­ lumsal konulardaki görüşlerini öğ­ renmek, aktarmak istiyordu gazete­ ciler. Haklıydılar da. Çünkü Aziz’in söyledikleri her seferinde ilginçti. Belliydi ki bunlar onun zihnini ezel­ den beri sürekli kurcalayan ve za­ manla her birini kendine göre çö­ zümlemeyi başardığı konulardı. (Özellikle İslam ve köktendincilik hakkındaki sözlerinin ne denli derin ve doğru olduklarını anlamak için her gün medyalardan öğrendiğimiz olayları anımsamak yeterli). Gele­ ceklerini önceden bildiren ya da ha­ bersiz kapısına vuran ziyaretçileri boldu. Hepsini tatlı bir misafirper­ verlikle ağırlar, sohbetler bazan uzun sürerdi. Kapısı her an, herkese açıktı.

SÜRECEK

T ah a Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Çocuklarda daha sık görülmesine rağmen, tek taraflı pürülan akıntı, hava yolunda darlık, kötü koku, ağız kokusu, kronik sinüzit gibi şikayetleri olan hastalarda,

Yatırımcı yabancı sermaye, ilgili olduğu yatırım konusuyla en az kendisi kadar riski üstlenen ve gayret gösteren bir yerel ortak sayesinde, uğraşması gerekecek olan bir çok

Bugün sizinle birlikte yaklaşık 20 yıl önce UNESCO tarafından kitapları desteklemek, yüceltmek için başlatılan Dünya Kitap Gününü kutlamaktan dolayı memnuniyet ve onur

o 3-5 yıl süreli kurak dönem içinde bir yıl en şiddetli kurak yıl olarak yaşanmakta, diğer yıllar ise kuraklık şiddeti daha az olmaktad ır. İçinde yaşadığımız dönem

Bilmek şöyle dursun, onların gün yüzüne çıkartılmasını yasaklayanların, sular altında bırakmak isteyenlerin de ne denli bunlardan yoksun olduklar ını... Cengiz

Yeryüzünde ya şanmaya başlanan iklim değişikliğinin sonuçlarının kimi zaman uzun süren kuraklıklar, kimi zaman da yaşanan sellerle kendini gösterirken, değişimin

Ürün ve teknolojik açıdan benzerlik yerine pazar fırsatlarının söz konusu olduğu..

Her halde mimarimize, Türk karakterini, muhallebisi ka- şıklarmdaki ay yıldız motiflerini taklit ile, kale duvarları ha- cimlerini kopya ile, beton-arme binalara ahşap saçak ve