• Sonuç bulunamadı

Nazım Hikmet'in en çok sevdiği kadını öldü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nazım Hikmet'in en çok sevdiği kadını öldü"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Nazım Hikmet ve Hatice Piraye Altınoğlu...l6 yıllık evlilikte sadece üç yıl beraberlik...

Nazım Hikmet’in

en çok sevdiği

kadını öldü

Nazım ALPMAN

Piraye Hanım, Nazım’ına doğru

yola çıktı. Acılarını içine gömdüğü,

suskunlukla geçen bir ömrün

ardından, sessiz sitemsiz!

BİR gün

böyle bir ya­ zı yazacağı­ mı düşünür ürperir­ dim... Şimdi o gün geldi: Piraye Hanım öldü!

Nazım Hikmet’in “ en

çok sevdiğim kadınım” dediği Hatice Piraye Altınoğlu ile tam 18 y ıl­

dır kapı komşuyum. Ya­ şı kırka dayanan kuşa­ ğın sadece N a zım ’ın ki­ taplarından tanıdığı “ef­ sane kadın” ile iyi bir dost olabileceğimi rüya­ da bile görsem inanmaz­ dım. Onunla “ zaman tü­ neline” girip ikili olarak yaptığım “ kaçamakları” arkadaş sohbetlerinde paylaştığım kişiler de i- nanamayıp, hayretle so­ rarlardı:

“Piraye Hanım yaşı­

yor mu?”

Piraye Hanım, 1951

yılında ayrıldığı Na- zım’dan sonra kendisini

s e s s i z l i ğ e g ö m m ü ş t ü . K i m s e l e r l e görüşm eyip, k i m s e l e r l e konuşmama­ yı seçmişti... Gazeteci ola­ rak benim de bu “ sınırla­ r ı” aşmama izin vermez­ di. Mahalle­ deki “ kapı komşusu” o- larak ise ko­

nu sınırlaması getirmez­ di.

NAZIMLA ŞİUE'DE

Piraye Hanım la daha

çok yazları görüşüyor­ duk. Altunizade’deki e- vinin bahçesine baharla birlikte çıkardı.

Piraye Hanım akraba­

larının bulunduğu üçlü dörtlü akşam çaylarında güncel konular üzerine konuşmayı tercih eder­ di. Ancak ikimiz başba- şa kaldığımızda, bir an­ da 40 yü öncelere uzanı- verirdi. İlgimi tahmin e- der, “ N a zım lı defterle­ ri” bir çırpıda açıverir- di. Bir yaz günü, kayın­ validemi ve oğlumu gö­ remediğinden yakınarak sormuştu:

“Kaç gündür göremi­

yorum, sizinkiler nere­ de?”

Şile’de olduklarını söyleyince, bir anda “ta­ rihe yolculuğa” çıkıver- miştik. Şile’de kayalıkla­ rın üzerinde bir gazino vardı, o hala duruyor muydu?

Evet duruyor ama, siz

Şile’ye ne zaman gittiniz ki?

“ Çoook oldu...1934 mü, 35 mi neydi, Na- zım’la gitmiştik!”

Piraye Hanım, Na­

zım’a hala kızgındı. 16

yıllık evliliklerinin sade­ ce ilk üç yılı birlikte geçmişti. Sonra “Harb Okulu Davası” , ardın­ dan 13 yıllık Bursa Ceza­ evi serüveni...Cezanm son günlerine doğru,

Nazım’m Münevver Andaç’a aşık olu- şu...Temmuz 1950’de tah­ liye. Ve 23 Mart 1951 y ı­ lında Kadıköy 2. Asliye Ceza’da boşanma...

Kaderin garip cilvesi­

ne bakın ki, “ Nazım’ın- dan” ayrılışının 44. yıl­ dönümünde “ bir namaz­ lık saltanatla” bu dünya­ dan da veda etti!

Bir gün yazar Füsun Erbulak Güneş gazete­

sindeki köşesinde Na­

zım ile Piraye Hanım’m

aşklarını işlediği yazısı­ nın sonunu şöyle bağla­ mıştı:

“Nazım dorukta bir i-

lişkide yaya kalmış bü­ yük bir şair­ dir!” Piraye Ha­ nım bu yazı­ yı duymuş­ tu. Bana “ O yazıyı bul­ sam da to­ runlarıma o- kutsam” de­ mişti. İki gün sonra bir pa­ zar sabahı e- limde Erbu-

lak’ın yazısı

ile sabah kahvesine gitmiştim. Oğlu Memet Fuat'ın eşi

îzgen Hanım, haber ver­

mek için yanma gidiyor, “ Piraye Hanım hadi gi­ yinin Nazım geldi” di­ yor. Piraye Hanım’ın birden kaşları çatüıyor ve hışımla soruyor:

“Nazım mı, niye gel­

miş ki?”

İzgen Hanım gülerek

yanıtlıyor:

“Senin Nazım değil,

bizim Nazım geldi!” B irlik te gülüyorlar. Biraz sonra Piraye Ha­ nım balkona geldiğinde, içerdeki olayı bir kez de kendisi anlatıp, şöyle di­ yordu:

“Demek, o anda, onu

düşünüyordum ki bir­ den öyle kızıvermi- şim!..”

Yıllardır dinmeyen bu öfkenin içinde, ölme­ yen bir aşkın da saklı ol­ duğunu görmemek mümkün mü?

Hatice Piraye Alü- noğlu dün, semte adım

veren büyük dedesi Al-

tunizade İsm ail Zühtü Paşa camiinde küınan

öğle namazandan sonra, N azım ’ına doğru yola çıkıyordu. Acılarını içi­ ne gömdüğü, suskunluk­ la geçen bir ömrün ar­ dından, sessiz sitemsiz!..

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

İnsanlığın başlangıcından bugüne değişime uğrayan doğada görülen farklılıklar, değişen toplumsal değerler ve doğa insan ilişkisi ve sanat- sal

Ahmet Emin Yalman, bu başyazısında benim için çok övücü sözler söylüyor ve mutlaka affedilmeme ge­ rektiğini büyük bir içtenlik­ le savunuyordu.. Bir hoş

ikinci Sultan Mahmudun ilk padişahlık yıllarında, gözde bendelerinden Berberbaşı Ali Ağaya, temlik edilmeyerek sadece yazlık ola­ rak ihsan edilmişti ve iki

Sabık serasker ve Tophanei âmire müşiri Ali Saip paşanın hafidi ve Sa­ di paşanın ikinci oğlu Osman bey, etrafa bambaşkalık, yepyenilik olsun diye

Çevirir camları birden peri kâşânesine, Som ateşten bu saraylarla bütün karşı yaka Benzer üç bin sene evvelki mutantan şarka. Mestolup içtiği altın

Nine apansızın ölüp varı yo ğu ka­ panım elinde kalınca baskısız kalan Sadi, K avuklu H am dinin orta oyun­ larında, Şevkinin tiyatrosunda aktör lüğe

A number of independent practice tasks can be suggested for the client following the first consultation, for example, collection of stuttering severity scores during everyday talking

BEN DE FOTOĞRAFINI ÇEKİYORUM — Sami Güner’e göre Yunus Emre’den Tlırgut Uyar’a şairler, insanın ve doğanın şiirini yazıyor, kendisi de fotoğrafını