• Sonuç bulunamadı

Görme engelli ilköğretim okullarında müzik dersi sürecine ilişkin öğretmen görüşleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Görme engelli ilköğretim okullarında müzik dersi sürecine ilişkin öğretmen görüşleri"

Copied!
93
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

2

GÖRME ENGELLİ İLKÖĞRETİM OKULLARINDA MÜZİK DERSİ

SÜRECİNE İLİŞKİN ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİ

Zehra Dilsiz

YÜKSEK LİSANS TEZİ

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(3)

i

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren …… (....) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Zehra Soyadı : DİLSİZ

Bölümü : Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı İmzası :

Teslim tarihi :

TEZİN

Türkçe Adı : Görme Engelli İlköğretim Okullarında Müzik Dersi Sürecine İlişkin Öğretmen Görüşleri

İngilizce Adı : Teacher Views on the Process of Music Lesson in Visually Impaired Primary School

(4)

ii

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: Zehra DİLSİZ İmza:

(5)
(6)

iv

TEŞEKKÜR

Tez çalışmamın gerçekleşmesinde yüksek lisans boyunca değerli bilgisini, tecrübesini benimle paylaşan, yol gösteren, desteğini esirgemeyen, lisans eğitimim boyunca da her zaman yanımda olan beni destekleyen değerli tez danışmanım Prof. Yılmaz ŞENDURUR’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Eğitim hayatım boyunca benden maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen her zaman yanımda olan babam İshak DİLSİZ’e ve annem Aysel DİLSİZ’e teşekkürü bir borç bilirim.

(7)

v

GÖRME ENGELLİ İLKÖĞRETİM OKULLARINDA MÜZİK DERSİ

SÜRECİNE İLİŞKİN ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİ

(Yüksek Lisans Tezi)

Zehra Dilsiz

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Haziran 2017

ÖZ

Bu araştırma; görme engelli ilköğretim okullarındaki müzik öğretmenlerinin müzik dersi sürecine ilişkin görüşlerini tespit etmeyi ve bu alana ilişkin mevcut durumu saptamayı amaçlamaktadır. Bu amaçla görme engelliler ilköğretim okullarındaki öğrencilerin durumu, okul imkânları ve programlar hakkında öğretmen görüşlerine başvurarak çalışma yapılmıştır. Bu bağlamda nitel bir araştırmadır. Araştırma için gerekli veriler Ankara’da Mitat Enç Görme Engelliler İlköğretim Okulu ve Göreneller İlköğretim Okulu’nda görev yapan müzik öğretmenleri ile görüşme yapılarak elde edilmiştir. Araştırmanın verileri yarı yapılandırılmış görüşme soruları ile elde edilmiştir. Müzik öğretmenleriyle yüz yüze görüşülüp ses kaydı alınmış ve bu ses kayıtları yazıya dökülmüştür. Nitel bir araştırma olan çalışmada içerik analizi kullanılmıştır. Çalışmada öncelikle her bir öğretmenin çalışma problemleriyle ilişkili görüşleri öğrencilerin engel durumu, verilen eğitim yapısı, okul ve fiziksel koşullar bakımından kodlanarak tablo haline getirilmiştir. Elde edilen cevapların dağılım frekanslarından yola çıkılarak dağılım grafikleri oluşturulmuş ve yorumlanmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre ; görme engelliler ilköğretim okullarında görme engelli öğrencilerin yanı sıra çift engelli, zihinsel engelli öğrencilerin birlikte eğitim gördükleri, bu durumun öğrenci başarısını olumsuz etkilediği saptanmıştır. Ders saatlerinin yetersizliğinden dolayı öğretmenin öğrencilere yeteri kadar zaman ayıramadığı, etkinlik yapabilme imkanlarının olmadığı saptanmıştır. Çalgı dersleri için Braille notasıyla yazılmış metot ve kaynakların olmamasından dolayı öğretmen ve öğrencilerin dersleri kendi imkanlarıyla yürüttükleri gözlenmiştir. Okulun müzik derslikleri ve materyalleri açısından bir sıkıntı yaşamadıkları, yeterli imkanlara sahip oldukları anlaşılmıştır.

Anahtar Kelimeler : Müzik eğitimi, görme engelli öğrenciler Sayfa Adedi : 77

(8)

vi

TEACHER VIEWS ON THE PROCESS OF MUSIC LESSON IN

VISUALLY IMPAIRED PRIMARY SCHOOL

(Master Thesis)

Zehra Dilsiz

GAZI UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES

June 2017

ABSTRACT

This research; Aims to determine the opinions of the music teachers of the blind primary schools about the music lesson process and to determine the current situation in this field. For this purpose, teacher were asked about the situation of the students in primary schools, the school facilities and the programs. It is a qualitative research in this context. The necessary data for the research were obtained by interviewing music teachers working in Mitat Enç Görme Engelliler Elementary School and Göreneller Elementary School in Ankara. The data of the study were obtained by semi-structured interview method. She was interviewed face-to-face with music teachers and recorded voice recordings by the researcher. Content analysis is used as a qualitative study. In the study, first of all, each teacher’s opinions related to his / her work problems were tabulated in terms of the obstacles, education structure, school and physical conditions of the students. Distribution graphs were created and interpreted by way of the distribution frequencies of the obtained answers. According to the findings obtained from the research; visually handicapped students in elementary schools as well as those with double handicapped and mentally handicapped students were trained together and this situation had a negative effect on student success. Because of the lack of class hours, it was determined that there is no opportunity to deal with students as much as they can. Because of the lack of methods and resources written in Braille notation for instrumental lessons, it has been observed that teachers and students conducted lessons with their own means. It is understood that the school has enough facilities to live in a difficult situation in terms of music classrooms and materials.

Key words : Music education, visually impaired students Page Number : 77

(9)

vii

İÇİNDEKİLER

ÖZ ... iv

ABSTRACT ... v

İÇİNDEKİLER ... vi

TABLOLAR LİSTESİ ... ix

ŞEKİLLER LİSTESİ ... x

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ ... xi

BÖLÜM I

GİRİŞ

... 1 Problem Durumu ... 2 Problem Cümlesi ... 4 Alt Problemler ... 4 Araştırmanın Amacı ... 4 Araştırmanın Önemi ... 4 Sayıltılar ... 5 Sınırlılıklar... 5

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

... 7 Eğitim ... 7 Özel Eğitim ... 8

Özel Eğitimin Temel İlkeleri ... 9

Özel Eğitim Kurumlarında Eğitim... 10

Özel Eğitim Okulları... 10

Özel, Özel Eğitim Okulları ... 11

Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri ... 11

(10)

viii

Görme Engelliler ve Eğitimi ... 13

Yasal Tanım... 13

Eğitsel Tanım ... 13

Okuma, Yazma, Dinleme Etkinlikleri ... 14

Görme Kalıntısından Yararlanma ... 14

Oryantasyon ve Bağımsız Hareket Eğitimi ... 14

Günlük Yaşam Becerileri ... 15

Görme Engellilerde Okuma, Yazma ve Dinlemeye Yönelik Geliştirilen Materyaller ... 15

Yatılı Görme Engelliler Okulu ... 17

Özel Eğitim Sınıfları ... 18

Kaynaştırma Eğitimi ... 18

Müzik Eğitimi ve Öğretimi ... 18

Ülkemizde Genel Müzik Eğitimi... 21

İlköğretimde Müzik Eğitimi ve Öğretimi ... 22

Ses Eğitimi ... 24

Kulak (Müziksel İşitme) Eğitimi ... 24

Çalgı Eğitimi ... 25

Müziksel Beğeni (Zevk) Eğitimi ... 25

İlköğretim Müzik Dersi Öğretim Programı ... 26

Programın Vizyonu ... 27

Programın Temel Yaklaşımı ... 27

Müzik Dersi Öğretim Programının Temel Yapısı ... 28

Öğrenme Alanları ... 28

Görme Engellilerde Müzik Eğitimi ve Öğretimi ... 29

Görme Engelliler İlköğretim Okullarında Müzik Eğitimi ve Öğretimi ... 31

BÖLÜM III

İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

... 33

BÖLÜM IV

YÖNTEM

... 39 Araştırmanın Modeli ... 39 Verilerin Toplanması ... 39

(11)

ix

BÖLÜM V

BULGULAR VE YORUM

... 41

BÖLÜM VI

SONUÇ VE ÖNERİLER

... 57

Birinci Alt Probleme İlişkin Sonuçlar ... 57

İkinci Alt Probleme İlişkin Sonuçlar ... 58

Üçüncü Alt Probleme İlişkin Sonuçlar ... 59

Öneriler ... 60

KAYNAKLAR

... 61

EKLER

... 67 Ek 1. İzin Yazısı ... 68 Ek 2. Görüşme Soruları ... 69 Ek 3. Dağılım Grafikleri ... 70

(12)

x

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Öğrencilerin Müzik Eğitimi Dersi İçin Braille Alfabesini Kullanma

Yeterliklerine İlişkin Görüşlerin Dağılımı ... 42 Tablo 2. Öğrencilerin Müzik Eğitimi Dersi İçin Braille Nota Sistemini Kullanma

Yeterliklerine İlişkin Görüşlerin Dağılımı ... 44 Tablo 3. Öğrencilerin Müzik Eğitimi Dersi İçin Çalgı Kullanma Yeterliklerine İlişkin

Görüşlerin Dağılımı ... 46 Tablo 4. Okulun Müzik Dersliklerinin Öğrenciler İçin Sunduğu İmkânlar ... 48 Tablo 5. Çalgı Eğitimi Derslerinin Materyal Yeterlilikleri ... 49 Tablo 6. Çalgı Eğitimi Dersi İçin Kullanılan Metot ve Kaynaklar Hakkındaki Görüşler... 50 Tablo 7. Farklı Kaynak Kullanımına İlişkin Görüşler ... 52 Tablo 8. Müzik Eğitim Programları ve Müzik Derslerinin Hedefine Ulaşabilmesi

Konusundaki Görüşler ... 54 Tablo 9. Öğretmenlerin Eklemek İstedikleri Görüşler ... 55

(13)

xi

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1. Braile alfabesini kullanma yeterliliğini olumsuz etkileyen faktörlerin dağılımı .... 70

Şekil 2. Braille nota sistemini kullanma yeterliliğini olumsuz etkileyen faktörlerin dağılımı ... 71

Şekil 3. Çalgı kullanma yeterliliklerini olumsuz etkileyen faktörlerin dağılımı ... 72

Şekil 4. Müzik dersliklerinin öğrencilere sunduğu imkanların dağılımı ... 73

Şekil 5. Materyal yeterliliklerine ilişkin dağılım ... 74

Şekil 6. Metot ve kaynaklar hakkında görüşlerin dağılımı ... 75

Şekil 7. Farklı kaynak kullanımına ilişkin görüşlerin dağılımı ... 76

Şekil 8. Müzik eğitim programları ve müzik derslerinin hedefine ulaşabilmesi konusundaki görüşlerin dağılımı ... 77

(14)

xii

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ

MEB Millî Eğitim Bakanlığı

MEB-MEGEP Milli Eğitim Bakanlığı Meslekî Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi

(15)

1

BÖLÜM I

GİRİŞ

Eğitim, insanın varoluşu kadar geçmişe dayanmaktadır. İnsanın öğrenme isteği, merakı ve ihtiyaçları, eğitimi yaşam boyu devam eden sürekli bir döngü haline getirmektedir. İnsanın hayatın her aşamasında, her anında, okulda, toplumsal yaşantı içerisinde birbiriyle etkileşim ve öğrenme halindedir. Günümüzde değişen ve gelişen eğitim anlayışı toplumların ihtiyaçlarını gidermeye, sorunlarını çözmeye önemli derecede katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Öyle ki ülkelerin gelişmişlik düzeyleri toplumun eğitim seviyesiyle, eğitime verdikleri önemle ölçülmektedir. Çağdaş eğitim anlayışı toplumun her bireyini kapsayan, ayrım gözetmeksizin, ihtiyaçları doğrultusunda eşit bir şekilde verilen eğitim anlayışını benimsemektedir. Sosyal, kültürel, sağlık gibi konulardan kaynaklanan bireysel farklılıkları dikkate alan eğitim programları oluşturmak, eğitimi toplumsallaştırmak devletin görevleri arasındadır.

Eğitim toplumun her bireyi için önemli olmasının yanısıra engelli bireylerin yaşamlarını çevresinden daha bağımsız, onlara daha az seviyede ihtiyaç duyarak, kendilerini toplumdan soyutlamadan geçirebilmesi için çok daha önemlidir. Bu yüzden engelli bireyleri yaşama, topluma hazırlamak için özel eğitim hizmetleri verilmesi önemli ve gereklidir.

Engelli bireylerin eğitimi, gören bireylerden farklı olarak, farklı ihtiyaçta ve nitelikteki bireylerin öğrenme ihtiyaçlarını gideren, özel eğitim yöntem ve metodu, programı materyali ve fiziksel düzeneklere, uygun ortam ve insan kaynağına gereksinim duyan, özel niteliklere sahip eğitimdir. Özel eğitim ile, kişilerin, başkalarına ihtiyaç duymadan kendilerine yetebilecek seviyede üretken olmaları, toplum içerisinde sosyalleşmeleri ve seviyeli bir hayat sürdürmeleri amaçlanmaktadır (Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, 2009) Ülkemizde özel eğitim hizmetleri, özel eğitim kurumlarında ve normal eğitim kurumlarında kaynaştırma eğitimi olarak verilmektedir. Özel eğitim kurumları engel türüne göre oluşturulmuş ve o engel grubundaki öğrencilere eğitim veren okullardır.

(16)

2

Ülkemizde görme engelli öğrencilerin eğitim gördüğü, kendilerine uygun eğitim ortamlarının sağlandığı 16 tane görme engelliler ilköğretim okulu bulunmaktadır. Araştırma Ankara’da bulunan Mitat Enç Görme Engelliler İlköğretim Okulu ve Göreneller İlköğretim Okulu’ nu kapsamaktadır.

İşitme duyusu, görme engelli bireylerin çevrelerini algılamaları, nesneleri tanımaları ve diğer bireylerle iletişimde bulunmalarına katkı sağlayan en önemli ve en aktif duyularıdır. Görme engelli bireylerin eğitiminde işitme duyusunun en aktif olarak kullanıldığı ve dinleme becerilerinin geliştiği alan müzik eğitimidir. Müzik eğitiminde geliştirilen beceriler diğer alanlarda da kalıcı davranışlar kazandırmaktadır. Bu yüzden görme engelli ilköğretim okullarında verilen müzik eğitiminin niteliği, içerik zenginliği ve bireylere uygun yöntemlerle yürütülmesi istendik davranışlar kazandırmada etkili olmaktadır. Görme engellilerde uygulanan müzik eğitimi ve öğretim metotları görme engeli olmayan bireyler için uygulanan metotlarla çok farklılık göstermemektedir. Görme engeli, bireyler için müzik alanında çok fazla zorluk teşkil etmemektedir. Öyle ki müzik alanı seçilen meslekler arasında ön sıralarda yer almaktadır.

Görme engelli öğrencilerin müzik eğitimi, gören bireylerle aynı konuları, bilgi ve yetenekleri kapsar. Ses eğitimi, kulak eğitimi, solfej eğitimi, ritim eğitimi ve nota okuma-yazma eğitimi görme engelli öğrenciler için de öğrenilmesi gerekli önemli konulardır. Gören bireylerle aralarındaki fark yürütülen ve özel eğitim materyalleri ve özel öğretim metotlarıdır (Köseler, 2006).

Araştırma; görme engelli ilköğretim okullarındaki müzik öğretmenlerinin müzik dersi sürecine ilişkin görüşlerini tespit etmeyi ve bu alana ilişkin mevcut durumu saptamayı amaçlamaktadır. Araştırma görme engelliler okullarındaki müzik eğitiminin niteliğinin incelenmesi, ortaya çıkabilecek sorunlara çözüm önerilerinin aranması açısından önemli bir yere sahiptir.

Ankara’da bulunan Mitat Enç Görme Engelliler İlköğretim Okulu ve Göreneller İlköğretim Okulları’nda toplamda üç tane öğretmen görev yapmaktadır. Araştırmada bu üç öğretmenin görüşlerine başvurularak sonuçlar içerik analizi yöntemiyle yorumlanmıştır.

Problem Durumu

Ülkemizde görme engelli bireylerin okul öncesi süreçte yararlanabileceği düzenli eğitim hizmeti mevcut değildir. Çocuklar ilkokul döneminde düzenli bir eğitim sistemi içerisine

(17)

3

girebilmektedir. Görme engelli çocuklar eğitimlerini gündüzlü ve yatılı görme engelliler okullarında, özel sınıflarda ve kaynaştırmalı eğitim ortamlarında sürdürmektedir. Görme engelliler ilköğretim okullarında gündüzlü ve yatılı olarak eğitimini tamamlayan öğrenciler gören bireylerin devam ettiği ortaöğretim kurumlarında eğitimlerini sürdürmektedir. Görme engelli bireylerin eğitim programları diğer bireylerle aynı olmakta ancak eğitim materyalleri ve metotları açısından farklılık göstermektedir.

Görme engellilerin ders hedeflerini gerçekleştirebilmeleri, içerikte değişiklik yapmaktan ziyade, öğretim sunusu ve materyallerini içine alan öğretim süreçlerinde değişiklikler yapmayı gerektirmektedir. Öğretim sürecinde yapılması gerekli değişiklerden başlıcaları; Braille-Kabarma yazı, büyük puntolu yazı ve işitmeye dayalı öğretim materyallerinin oluşturulmasıdır (Özyürek, 1992).

Görme engelli öğrencilere uygulanan müzik eğitimi gören bireylerle aynı konu, bilgi ve yeteneği kapsar. Ancak bazı metot ve materyal farklılıkları bulunmaktadır. Görme engelli bireylerin bu alanda kullanılan en yaygın ve önemli materyali Braille müzik işaretleri sistemidir. 1925 yılından beri ülkemizde kullanılan Braille yazı sistemi müzik alanında da kullanılmaya başlanmıştır. Bu sistem görme engelli öğrencilerin müzik alanında gelişmesine yardımcı olmasına rağmen yine de gören öğrenciler ile arasında farklılıkları tamamen ortadan kaldırmamaktadır. Gören bir öğrenci notaya bakarak rahatlıkla çalışabildiği halde görme engelli bireylerin öncelikle bu kabartma işaretlerine dokunarak parçayı ezberlemesi gerekmektedir. Bu şekilde notayı öğrenmek ve ezberlemek görme engelli öğrenci için yorucu ve zaman alıcı olmaktadır. Ayrıca istenilen notaların kendilerine uygun şekilde bulunmayışı da onlara fazladan görev yüklemekte ve isteklerini kırmaktadır. Öğrencilerin dersin işlenişi için gerekli olan materyallere ve kaynaklara rahatça ulaşabilmesi eğitim sürecini daha verimli bir hale getirmektedir. Öğrencilerin de bu süreçte istekli hale gelmeleri, talepte bulunmaları ve bu işten zevk almaları onların toplum içerisinde kendilerine olan güvenini artırıp sosyalleşmelerine katkı sağlamaktadır. Bu yüzden, öğrencilerin müzik eğitimi sürecinde neleri nasıl yaptıkları önemlidir. Araştırma, görme engelli ilköğretim okullarındaki müzik öğretmenlerinin müzik dersi sürecine ilişkin görüşlerini saptamayı ve bu alana ilişkin durum tespiti yapmayı amaçlamaktadır.

(18)

4

Problem Cümlesi

Araştırmada “Görme engelli ilköğretim okullarında müzik dersi sürecine ilişkin öğretmen görüşleri nelerdir? ”

Alt Problemler

1. Görme engelli öğrencilerin müzik dersi için Braille alfabesi ve Braille nota sisteminde hazır bulunuşluk düzeyleri nasıldır?

2. Görme engelli ilköğretim okullarının müzik dersi için özel donanımlı müzik dersliği ve materyalleri açısından durumu nasıldır?

3. Görme engelli ilköğretim okullarındaki müzik öğretmenlerinin müzik eğitim programlarının gerçekleşmesine ilişkin algıları nasıldır?

Araştırmanın Amacı

Araştırma, görme engelli ilköğretim okullarında müzik dersi için ne tür eğitim metotları ve araçlarının kullanıdığı, müzik dersi sürecinin nasıl geçtiği, öğrencilerin müzik dersine olan ilgisi, başarı düzeyi, okulların fiziki durumu ve materyal yeterlilikleri hakkında bilgi edinmeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle araştırma görme engelli ilköğretim okullarındaki müzik öğretmenlerinin müzik dersi sürecine ilişkin görüşlerini almayı, beklentilerin ve sonuçların ne derecede örtüştüğünü tespit etmeyi ve bu alana ilişkin sorunlar olup olmadığını saptanmayı hedeflemektedir. Ayrıca araştırmada ortaya çıkabilecek sorunlara çözüm önerileri aranması hedeflenmektedir.

Araştırmanın Önemi

Görme engelli bireylerin hayatın her alanında olduğu gibi eğitim alanında da diğer bireylerle aynı eğitim ve öğretim hakkına sahip olduğu anayasamızda da belirtilmektedir. Bu haklar eşit şartları ve imkanları gerektirmektedir. Gereken şartlar ve imkanları sunabilmek için görme engelli bireylerin mevcut durumunun tespit edilmesi, uygun eğitim ortamları ve metotlarının belirlenmesi ve bu çerçevede eğitim ortamlarının oluşturulması bireylerin topluma kazandırılmasında, bağımsız beceriler kazanmasında ve kendilerine uygun meslek seçiminde önemli rol oynamaktadır.

(19)

5

Görme engelli okullarında müzik derslerinin bu becerileri kazanmadaki rolü düşünüldüğünde müzik dersinin durumu, öğretmen ve öğrenci açısından karşılaşılan sorunların giderilmesi eğitimin niteliği açısından önemlidir. Bu yüzden araştırmada, görme engelli ilköğretim okullarındaki müzik öğretmenlerinin okulların müzik eğitimi ve öğretimine ilişkin görüşleri araştırılmıştır. Görme engelli ilköğretim okullarındaki müzik eğitimine yönelik durum saptaması yapması, dersin ihtiyaçlar doğrultusunda sürdürülebilmesi, ortaya çıkabilecek sorunlara çözüm önerileri getirilmesi ve bu önerilerin diğer görme engelli ilköğretim okullarına örnek olması ve bu alanda yapılacak araştırmalara ışık tutması açısından önemlidir.

Sayıltılar

1. Araştırma için belirlenen yöntemin uygun bir yöntem olduğu varsayılmıştır.

2. Araştırmada görüşlerinden yararlanılacak öğretmenlerin bu çalışmaya uygun olduğu varsayılmıştır.

3. Veri toplama araçlarındaki yanıtların doğru ve samimi olduğu varsayılmıştır.

Sınırlılıklar

1. Araştırma, 2016-2017 yılı içerisinde Kasım ve Mayıs ayı arasında geçen süre ile,

2. Ankara’da Mitat Enç Görme Engelliler İlköğretim Okulu ve Göreneller İlköğretim Okulu ile,

3. Görme engelliler okullarında çalışan 3 müzik öğretmeni ile; 4. Ders programında müzik eğitimi dersleri ile,

5. Literatür taraması sonucu ulaşılabilen kaynak ve dokümanlar ile,

6. Araştırmanın sonunda ulaşılan sonuçlar ve görüşmede belirtilen ifadelerle, 7. Araştırmacının maddi olanaklarıyla sınırlandırılmıştır.

(20)
(21)

7

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Eğitim

Eğitim, üzerinde hassaslıkla durulması gereken çok önemli bir konudur. Bireylerin, ulusların geleceğe yönelik sağlam bir yer edinmesi ve sürdürmesinde eğitimin rolü büyüktür. Bireyin yaşamının her alanında işlevi olan eğitim Ertürk(1997)’e göre “eğitim bireyin davranışlarında, kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir” ( s. 12 ).

Eğitim, sosyal ve ekonomik kalkınmanın önemli unsurları arasında yer almakta ve dünyada hızla değişen döngünün içerisinde kendini yenilemekte ve ilerlemektedir. Uçan (2005)’ın belirttiği üzere “eğitim; bilim, teknik ve sanatın her üçünü de kapsayan bir içerikle düzenlenip gerçekleştirilerek, bireyleri ve toplumları biçimlendirme, yönlendirme, değiştirme, geliştirme ve yetkinleştirmede en etkin süreç niteliği kazanır” ( s. 122 ).

Çağdaş eğitim anlayışı, kişisel farklılıkları dikkate alan eğitim programlarını öngörür. Eşitlik, eğitimin temel dayanaklarından biri olup eğitim, engelli engelsiz tüm bireylerin temel hakkıdır. Eğitim almak isteyen her bireye karşı eşit ayrıcalık ve imkanlar tanınmalıdır. Anayasa’nın 42.maddesinde de eğitimin her bireyin hakkı olduğu, herkese eşit şekilde verilmesi gerektiği belirtilmektedir.

Bireysel farklılıklar, bireylerdeki öğrenme sürecini etkilediğinden bu sürecin her birey için aynı koşullarda gerçekleşmesi beklenemez. Bilhassa özel eğitim gerektiren bireylerin eğitimi daha kritik bir süreçtir. Çünkü genel eğitim şartları çoğunlukla özel eğitime muhtaçlar için yeterli düzeyde olamadığından söz konusu koşulların sağlanması gereklidir (Pirgon & Babacan, 2013).

(22)

8

Eğitim, bireylerin toplum içerisinde yer almalarına, topluma uyum sağlamalarına, bilgi, yetenek ve davranışlarını geliştirmelerine, kişilik kazanmalarına ve yaşamlarını sürdürebilecek yeterliliğe sahip olmalarına yardımcı olmaktadır. Eğitim toplumun her bireyi için önemli olmasının yanısıra engelli bireylerin yaşamlarını çevresinden daha bağımsız, onlara daha az seviyede ihtiyaç duyarak, kendilerini toplumdan soyutlamadan geçirebilmesi için çok daha önemlidir. Bu yüzden engelli bireyleri yaşama, topluma hazırlamak için özel eğitim hizmetleri verilmesi önemli ve gereklidir.

Eğitim ve öğretime ilişkin faaliyetler Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının üçüncü bölümünde yer alan Eğitim ve Öğrenim Hakkı ve Ödevi başlığı altındaki 42.maddesini esas alarak yürütülmektedir. Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirler alır (T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, 2009) ifadeleri doğrudan özel eğitim ile ilişki içerisinde olup büyük önem taşımaktadır.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulun’ca belirlenen standart kurallarda, devletlerin engellilere bir bütün halinde ve herkesle aynı haklara sahip olacak şekilde, ilk, orta ve yüksek öğretim verilmesi ilkesini kabul etmeleri ve engellilerin eğitimini milli eğitim sistemlerinin ayrılmaz bir parça olmasını garanti altına almalarının gereği belirtilmektedir. Özel eğitime gereksinimi olan bireylerin, eğitimleri ile ilgili düzenlemeler yapılması T.C Anayasası’nın 41,50 ve 61. Maddeleri ile hükme bağlanmıştır. Ayrıca 1956 yılında çıkarılmış 6660 sayılı yasa ile güzel sanatlarda yetenekli çocukların devlet tarafından yetiştirilmeleri garanti altına alınmıştır (Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı, 1999).

Özel Eğitim

Bireylerin, akademik, iletişim, devim ve uyum alanlarında önemli eksiklik, kusur yaratan durumların önlenmesi, azaltılması ya da ortadan kaldırılmasıyla ilgili eğitsel değişkenlerin düzenlenmesi uğraşısına özel eğitim denir (Özsoy, Özyürek & Eripek, 2002, s. 6).

Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre özel eğitim; özel eğitim ihtiyacı olan bireylerin sosyal ve eğitim gereksinimlerini gidermek için özel yetiştirilmiş eleman, geliştirilmiş eğitim metotları ve programları ile bireylerin gelişim özelliklerine ve kişisel yeterliklerine dayalı ortamlarda yürütülen eğitimdir (MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2012).

(23)

9

Engelli, engelsiz bütün bireyler toplumun birer parçasıdır. Engelli insanların diğer insanlardan farklı özelliklere, yeterliliklere, özel bakım gereksinimlerine sahip olmaları onları toplum dışında tutamaz. Bireyleri topluma tutunduracak şey toplumun onlara olan bakış açısından ve onlara verilen doğru eğitimden geçmektedir. Özel eğitim, bireylerin farklılıklarını, yeterliliklerini, öğrenme hızlarını, çevresi ve program ile olan uyumunu dikkate alarak sürdürüldüğü zaman başarıya ulaşılır ve engelli bireylerin toplum içerisinde yerini güçlendirir.

Özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklara verilen eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerinin temel amacı; dış dünya ile olan sınırlarını ortadan kaldırıp bağımsız hareket etmelerini, kendi kendilerine yetebilmelerini sağlamak, toplum içerisinde daha sosyal bir rol almalarına yardımcı olmaktır. Bu amaçtaki en önemli nokta ise, tüm bireylerin özel eğitime gereksinim duyan bu bireyleri bütün farklılıklarıyla kabul edip saygı duymasıdır.

Özel eğitimin amaçları ve temel ilkeleri, Türk Milli Eğitiminin genel amaçları doğrultusunda belirlenmiştir.

Özel Eğitimin hedefleri

MADDE 5–(1) Özel eğitim gerektiren bireylerin Milli Eğitimin yol gösterdiği hedef ve prensipleri ile;

a) Toplumdaki görevlerini yerine getiren, çevresiyle iyi iletişim kuran, ortak çalışabilen, topluma uyum sağlayabilen, huzurlu, mutlu ve üretici bir birey olarak yetişmelerini, b) Sosyal çevreleri içinde birilerine muhtaç olmada yaşamaları ve kendilerine yetecek

seviyeye gelmelerine yönelik kabiliyetlerini geliştirmelerini,

c) Kendilerine uygun özel yöntem, materyal ve eğitim programlarını kullanarak; eğitim gereklilikleri, ilgi ve becerileri doğrultusunda iş hayatına hazırlık yapmalarını hedefler.

Özel Eğitim İlkeleri

MADDE 6 – (1) Özel eğitimin temel ilkeleri;

a) Özel eğitime ihtiyaç duyan herkes; ilgi, yetenek ve yeterlilikleri ve gereksinimleri ölçüsünde özel eğitim hizmetlerinden yararlanır.

b) Özel eğitimden yararlanacak çocukların eğitimine erken yaşta başlanması gerekir. c) Özel eğitim hizmetleri, bireyleri fiziksel ve sosyal ortamlarından mümkün olduğu

(24)

10

d) Özel eğitime gereksinimi olan bireylerin, eğitim alanında başarıları dikkate alınır, hedef, içerik ve öğretimde süreç ve değerlendirme düzenlemeleri yapılarak, ilk önce eğitim ve öğretimi planlanır.

e) Özel eğitime muhtaç kişilerin kesintisiz eğitime devam etmesi için, rehabilitasyon imkanları sunabilen kurumlarla ortaklık yürütülür.

f) Özel eğitime gereksinimi olan kişilerin yeterli olma durumu dikkate alınarak, bireylere özel eğitim planı oluşturulur ve eğitim programları bireyselleştirilir.

g) Özel eğitim sürecinin oluşturulması ve geliştirilmesinde, özel eğitime gerek duyan bireyler için çalışan sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin ilgili bölümleri ile ortak çalışılır.

h) Özel eğitim hizmetleri, özel eğitim gereksinimli bireylerin, çevreyle iletişim, etkileşim ve uyumunu kapsayacak ve yönetecek biçimde planlanır. (Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2012).

Ülkemizde özel eğitimin yapısı, normal eğitim kurumlarında (kaynaştırma) eğitim ve özel eğitim kurumlarında eğitim olarak ikiye ayrılmaktadır.

Özel Eğitim Kurumlarında Eğitim

Özel eğitim kurumları; özel eğitim gereksinimi olan bireyleri hayata hazırlayan, eğitim hizmeti veren, özel eğitim almış personelin çalıştığı, geliştirilmiş programların ve metotların uygulandığı, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı her çeşit ve kademede bulunan gündüzlü ve yatılı özel ve resmi kurumlar olarak belirtilmektedir (Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2012).

Ülkemizde üç tür özel eğitim kurumu engelli çocuklara eğitim vermektedir;  Özel Eğitim Okulları

 Özel, Özel Eğitim Okulları

 Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri

Özel Eğitim Okulları

Durumları ayrı bir okulda özel eğitim gerektiren bireyler için özür ve özelliklerine uygun gündüzlü veya yatılı açılan özel eğitim okullarıdır (Milli Eğitim Bakanlığı Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı, 2010). Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde bulunmaktadır.

(25)

11

Özel eğitim gereksinimli bireylere eğitim, öğretim ve destek hizmetler sunulması için kurulan özel ve devlet kurumları;

 Hafif düzeyde zihinsel engelliler ( İlköğretim Okulu)  Basımevi ve akşam sanat okulu (Görme Engelliler)

 Hafif düzeyde zihinsel engelliler (İş Okulu- Meslek Lisesi)  Bilim ve sanat merkezi

 İlköğretim Okulu (Görme Engelliler)

 Erken Çocukluk ve Okul Öncesi Eğitim Merkezi  İlköğretim Okulu (Hastane)

 Meslek Lisesi (İşitme Engelliler)  İlköğretim Okulu (İşitme Engelliler)  İlköğretim Okulu (Ortopedik Engelliler)  Meslek Lisesi (Ortopedik Engelliler)

 Otistik Çocuklar (Eğitim Merkezi- İlköğretim)  Uyum Güçlüğü Olanlar

 Orta ve Ağır Düzeyde Zihinsel Engelliler (Eğitim Uygulama Okulu-İlköğretim)  Rehberlik ve Araştırma Merkezi

 Orta ve Ağır Düzeyde Zihinsel Engelliler (İş-Eğitim Merkezi) ( Vuran, 2013, s.70).

Özel, Özel Eğitim Okulları

Engelli öğrencilerin eğitim gördüğü, özel sektör tarafından yürütülen okullardır. Bu okullar, özel alanda hizmet veren diğer okullar ile aynı düzenlemeye, içeriğe, statüye sahip ve aynı hukuki prosedürlerden sorumludurlar ( T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, 2009).

Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri

Engelli bireylere kendi kendilerini idare ettirebilecek yeterliliği kazandırmak, toplumsal hayata uyumu için çevresiyle iletişim içerisine girmesini sağlamak, fonksiyon kayıplarını minimum seviyeye indirmek ve ortadan kaldırmak hedefiyle hizmet veren kuruluşlardır. Örgün öğretim kurumlarına devam eden engelli öğrenciler bir yandan da bu merkezlere devam edebilmektedirler (Vuran, 2013, s. 75).

(26)

12

Normal Eğitim Kurumlarında Eğitim (Kaynaştırma Eğitimi)

Kaynaştırma yoluyla eğitim; özel eğitim gereksinimi olan çocukların, diğer bireylerle aynı sınıf ortamı içerisinde yürütülen, okul öncesi, ilköğretim, orta öğretim ve yaygın resmi ve özel eğitim kurumlarında sürdürülen özel eğitim uygulamalarıdır (MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2012).

Kaynaştırma eğitimi, özel gereksinimli öğrencinin gerekli hizmetleri sağlanarak, tam ya da yarı zamanlı olarak kendisi için en az kısıtlayıcı şekilde normal eğitim sınıflarında eğitim görmesidir (Kırcaali-İftar’dan aktaran Atıcı, 2014). En az kısıtlayıcı ortam belirlenirken, özel gereksinimli öğrencinin olabildiğince akranları ile bir arada olması hedeflenir. En az kısıtlayıcı ortam, üst düzey bir başarıya imkan sağlayan ortamdır (Kargın, 2004).

Özel eğitim gerektiren bireylerin eğitimi ile ilgili yapılan araştırma ve çalışmalar doğrultusunda her bireyin kendi engel durumuna göre farklı eğitim ve öğretim programı ile yetiştirilmesi eğitimin amacına ulaşabilmesi konusunda önemli bir yere sahiptir. Bireyler bu farklılıklar göz önünde bulundurularak sınıflandırılmakta ve özel yöntem ve teknikler kullanılarak eğitim ortamları sağlanmaktadır.

Özel gereksinimli bireyler engel durumlarına göre şu şekilde sınıflandırılmaktadır; 1. Zihinsel açıdan yetersiz bireyler

2. Görme engelli bireyler 3. İşitme engelli bireyler 4. Otistik bireyler

5. Dil ve konuşma güçlüğü olan bireyler 6. Ortopedik yetersizliği olan bireyler

7. Duygusal ve davranış bozukluğu olan bireyler 8. Birden fazla yetersizliği olan bireyler

9. Özel öğrenme güçlüğü olan bireyler 10. Süreğen hastalığı olan bireyler 11. Üstün yetenekli bireyler 12. Serebral palsili bireyler

13. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan bireyler ( Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2012)

(27)

13

Görme Engelliler ve Eğitimi

Görme yetersizliği, bireylerin görüşlerinden kısmen ya da tamamen yoksun olmasından dolayı, sosyal hayatından ve eğitim hayatından olumsuz etkilenmesi olarak tanımlanabilir. Okuturlar (1968)’a göre; “Görme duyusunda meydana gelen görmedeki normal altı durumların tümüne görme özürü denir. Buna göre görme duyusunda meydana gelen özürler ve durumların görmede ortaya çıkardığı neticeler görme özürü terimi içindedir” (s.186 ).

Yasal Tanım

Gerekli tüm düzeltmelerden sonra iyi gören gözündeki görme keskinliği 20/200 ya da daha az ve görme alanı 20 dereceden az olan kişilere kör, görme keskinliği 20/70 ile 20/200 arasında olan kişilere az gören denilmektedir. Yasal tanım, uzak görme keskinliği ve görme alanının değerlendirilmesini içerir. Görme yetersizliği olan kişinin yasal imkânlardan yararlanıp yararlanamayacağına karar vermede kullanılır (Tuncer, 2003, s. 216).

Eğitsel Tanım

Tuncer(2003)’e göre; “Eğitsel açıdan kör, eğitimde dokunsal ve materyallere ihtiyaç duyan kişidir. Eğitsel açıdan kör olarak tanımlanan birey, okuma için kabartma alfabe ya da konuşan kitaplara ihtiyaç duyar. Görme duyusunu okuma amacıyla kullanamaz. Eğitsel açıdan az gören, görme duyusunu öğrenme amacıyla kullanabilen kişidir” ( s. 216).

Görme engelli bireylerin çevrelerini algılamaları, bilgi toplamaları, yeteneklerini geliştirmeleri diğer duyu organlarıyla gerçekleşmektedir. Bu nedenle öğrenme aşamasında çevresini dikkatli dinler, nesnelere dokunur, koklar, tadar ve anlamaya çalışır. İşitme duyusu görme engelli bireylerin çevreyi algılamasında ve sosyal ilişkiler yürütmesinde önemli bir yere sahiptir. Bunun yanında dokunma duyusu da bireylerin eğitim hayatlarında sıklıkla kullanacakları duyularıdır. Görme engelli bireylerin diğer güçlü duyularını kullanarak öğrenmelerine ve zayıf yönlerini güçlendirmelerine yardımcı olan eğitim programları onların hayatlarını kolaylaştırmakta ve daha verimli bir hale getirmektedir. Ünitelerin belirlenmesinde, hedef ve davranışların tespit edilmesinde; bireylerin ihtiyaçlarının giderilmesi, günlük hayat becerisi kazandırılması, geliştirilmesi, sosyal iletişim kurma becerisinin fonksiyonel kullanılması, birilerine ihtiyaç duymadan hayatını sürdürebilmesi temel alınmaktadır ( MEB Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2014).

(28)

14

Görme engellilerin eğitim programı, şu düzenlemeler ile sağlanmaktadır:  Okuma - yazma - dinleme,

 Görme kalıntısından yararlanma,

 Oryantasyon ve bağımsız hareket eğitimi,  Günlük yaşam becerileri ve sosyal beceriler.

Okuma, Yazma, Dinleme Etkinlikleri

Kabartma Braille sistemi, yazılı metinleri okuyamayacak derecede görme yetisi olmayan kişiler için oluşturulmuş dokunmalı okuma sistemidir (Özyürek, 1992). Görme kaybı olan bireyler kabartma Braille alfabesi yazılarını parmak uçları yardımıyla, dokunarak okurlar. Görme engelli kişiler bilginin büyük çoğunluğunu dinleyerek öğrenirler. Bu yüzden görme yetersizliğine olan bireylerin dinleyerek öğrenmesinin geliştirilmesi eğitim programlarında önemli bir yere sahiptir (Tuncer, 2003, s. 217).

Görme Kalıntısından Yararlanma

Görme kalıntısından faydalanma, bireyin var olan görmesini etkin biçimde kullanımının öğrenilmesini betimlemektedir. Bu durum göz hareketlerinin kontrolü, görme duyusuna ait uyarıcıya dikkat, görülen çevreye adaptasyon ve bilgi işlemleri gibi becerilerin uygulamalarını içermektedir. Bu uygulamalardan yararlanamayan, eğitim alamayan çocuk çevresinde gördüklerini anlamlandıramamaktadır. Bu sebeple az gören bireylerin eğitim programında görme kalıntısından faydalanma öğretimi bulunmaktadır.

Oryantasyon ve Bağımsız Hareket Eğitimi

Görme yetersizliği olan bireylerin nerede olduğunu ve bulunduğu yerde nasıl güvenli hareket edeceğini bilmesi gerekir. Bu programın amacı bulunduğu çevrede güvenli yeterli ve becerikli hareket edebilmesini sağlamaktır. Bağımsız hareket ve özel teknikleri sayesinde birey bulunduğu ortamdan başka bir yere tek başına ve güvenli bir şekilde gidebilir.

Hareketi tayin etmede kullanılan yardımcı araçlar; uzun beyaz baston, rehber köpek, rehber kişi, elektronik aletlerdir.

Uzun beyaz baston; görme engelli bireylerin başkalarının yardımı olmadan bağımsız hareket etmelerini ve çevrelerindeki cisimleri algılamalarını sağlayan araçtır. Geceleri trafikte daha rahat görünmeleri için beyaz renktedir.

(29)

15

Rehber köpek; görme engelli bireylerin bulunduğu yerden başka bir yere çevresindeki engellere takılmadan gitmesine yardımcı olmak amacıyla eğitilmiş köpeklerdir.

Rehber kişi; görme engelli bireye gideceği yer konusunda yardım eden gören kişidir. Elektronik aletler; ses dalgaları yardımıyla görme engelli bireyleri yönlendirip yardım etmektedir.

Günlük Yaşam Becerileri

Görme yetersizliğine sahip çocuğun, yetişkinliğinde bağımsız hareket edebilmesi için giyinip soyunma, kişisel temizlik, yemek hazırlama, alışveriş, gibi günlük temel becerileri öğrenmesi gerekir. Beceri analizi ve programlı eğitim tüm bunların kazanılmasında önemlidir.

Görme Engellilerde Okuma, Yazma ve Dinlemeye Yönelik Geliştirilen Materyaller

Braille Alfabesi; Görme engelli bireyler Braille yazı sistemiyle dokunma duyularını kullanarak okuma yapmaktadır. Braille sistemi, üçü alt alta ikisi yan yana altı noktadan oluşan, parmak ucuyla dokunarak okunan düzenekten oluşmaktadır. Kabartma noktalardan oluşan dikdörtgende 63 farklı değişik durumda harf yazılabilmektedir. Braille yazı sisteminde; harf, sayı ve semboller bir, iki, üç, dört, beş ya da altı noktanın birlikte ya da tek tek basımıyla oluşmaktadır (MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2013).

Tablet ve Kalem; Görme engelli bireylerin özel olarak kullandığı kâğıt, yazı yazmak için kullanılan tablete yerleştirildikten sonra özel Braille yazı kalemi ile kağıdın üzerine kabartma şeklinde harfler ve semboller yazılmaktadır. Braille alfabesiyle yazılan metinler tersten, soldan sağa doğru okunurken yazı tabletiyle yazılan metinler sağdan sola doğru yazılır (MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2013).

Takoz; Görme engelli bireylerin okuma yazmaya hazırlık aşamasında Braille alfabesindeki altı noktayı kolayca öğrenmeleri için üzerinde çalıştıkları materyaldir. Takozda altı noktayı ifade eden çukurlar bulunmaktadır. Çukurların içine koyulan toplarla harf sembolleri oluşturulmaktadır (MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2013). Braille Daktiloları; Braille yazı yazmaya yarayan araçtır. Braille yazının temelini oluşturan noktaları basmak için bir düzeneği bulunmaktadır. Daktilo üzerindeki her bir tuş, altı tane

(30)

16

noktanın bir noktasına denk gelir. Daktiloda, kelimler arasında boşluk verme, satır atlama tuşu, kağıt çevirme, bir kutu geri alma tuşları bulunmaktadır. Yazılmak istenen harfin noktalarına aynı anda basılarak harf yazılır (MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2013).

Görme engelli bireyler edindikleri bilgilerin çoğunu dinleme yolu ile elde ederler. Bu yüzden dinleme becerilerinin geliştirilmesi eğitim programlarının önemli bir unsurudur. Dinleme, sesleri ayırt etme ve anlama gibi beceriler çocuğun konuşma, yazma gibi diğer becerilerini de geliştirmektedir. Bireyler dinleme yoluyla gelişmekte olan yeni teknolojileri de rahatça kullanabilmektedirler.

Optik ve Optik Olmayan Yardımcı Araçlar: Görme engelli bireylerin kullandığı optik araçlar; ayaklı el büyüteçleri, teleskopik ve tele-mikroskobik gözlükler, optik olmayan araçlar; konuşan kitaplar, puntosu büyük kitaplar ve okuma stantları bulunmaktadır.

Elektronik Yardımcı Araçlar: Kapalı devre televizyon sistemleri, hesap makineleri, sentetik sesle konuşan saat ve görüntüyü büyütmek için tepegözler, elektronik materyaller arasındadır.

Bilgisayar Yazılım ve Donanımları: Braille çıktısı veren yazıcılar, normal yazıyı Braille alfabesine dönüştüren programlar, bilgisayar yazıları seslendiren programlar, tarayıcı yardımcıya basılı kabartma materyali bilgisayara yükleyip seslendiren programlar bu materyaller arasında bulunmaktadır (MEB-MEGEP’ten aktaran Demirci, 2012).

Sensörlü Kitap Okuma Aracı: Normal yazıyla basılmış materyalleri okumak için kullanılır. Kitap, döküman ve belgeleri bilgisayara aktardıktan sonra aktarılan metinler dinleyerek okunabilir veya istenilen formatta ses ve metin olarak kaydedilebilir. Dokümanlar txt, wav, rtf, xml, ve diğer formatlarda kaydedilebilir (MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2013).

Braille Yazıcı: Bilgisayardaki yazılı metinleri Braille çıktı şeklinde verir. Bilgisayarda word formatında yazılan metinler için yazıcıda uygun ayarlar yapılarak Braille çıktı alınabilir. Yazıcının ayarları yapılırken çıktısı alınacak belgenin önlü arkalı mı, tek yüz mü olacağı gibi ayrıntılar belirlenebilir (MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2013).

Kabartma Yazıcı: Grafik, resim, harita, kroki, grafik gibi görsel materyalleri görme engelli bireylerin dokunarak anlayabileceği imgelere dönüştürmekte kullanılır. Bilgisayarda

(31)

17

hazırlanan şekillerin yazıcıdan özel bir kâğıda çıktıları basılır (MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2013).

Kitap Okuma Cihazı: Görme engelli bireylerin okumak istedikleri kitaplar veya metinler bu özel cihaza yerleştirilir ve okumalarına yardımcı olur. Kitap okuma cihazına aktarılan yazılar, seslendirme programı aracılığıyla seslendirilir (MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2013).

Ekran Okuma Programı: Bu program yardımıyla bilgisayardaki yazıları seslendirir ve görme engelli bireylerin okumalarına imkan sağlar. Görme engelli bireyler bilgisayar klavyesiyle, bilgisayarın her alanını gezebilir, programlarda yazı yazabilir. Yazılan metinleri program yardımıyla harf, sözcük, cümle ve tüm metin olarak okuyabilir (MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2013).

Kabartma Ekran: Ortamda bulunan bilgisayara bağlandıktan sonra sesli ekran okuma programı ile kullanılır. Ekranda çıkan yazılar cihazda kabartma (Braille) biçimindedir. Aşağı yukarı yön tuşlarıyla ekran, Braille olarak okunur (MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2013).

Ülkemizde görme engellilerin eğitimi için üç farklı sistem mevcuttur.

Yatılı Görme Engelliler Okulu

Bu okullara görme yetisini tamamen kaybetmiş olarak tanımlanan, kör tanısı konulan çocuklar gitmektedir. Ülkemizde 2016 itibarıyla 16 tane yatılı görme engelliler okulu vardır. İzlenen müfredat görme engelli bireyler için MEB’in hazırladığı programdır.

Ülkemizde on altı (16) adet görme engelliler ilkokulu ve ortaokulu bulunmaktadır (Demirci, 2012).

1. Adana Oğuz Kağan Köksal Görme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu, 2. Ankara Göreneller Görme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu,

3. Ankara Mitat Enç Görme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu, 4. Çanakkale Yahya Çavuş Görme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu, 5. EKYYD Denizli Görme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu,

6. Diyarbakır Ali İhsan Arslan Görme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu, 7. Erzurum Görme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu,

(32)

18

8. Gaziantep GAP Görme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu, 9. İstanbul Veysel Vardal Görme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu, 10. İstanbul Türkan Sabancı Görme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu, 11. İzmir Aşık Veysel Görme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu,

12. Kahramanmaraş Ertuğrul Gazi Görme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu, 13. Kayseri Emel Tarman Görme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu,

14. Konya Selçuklu Mediha-Hasan Tahsin Alaylı Görme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu, 15. Niğde Cemil Meriç Görme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu,

16. Tokat Mehmet Akif Ersoy Görme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu.

Özel Eğitim Sınıfları

Normak okul ve kurumlarda, durumları ayrı sınıflarda eğitim almayı gerektirecek kadar özel eğitim gereksinimi olan bireylerin eğitim başarısı, yetersizlik derecesi ve özellikleri düşünülerek, özel materyaller ile eğitim araç-gereçleri sağlanarak yapılan sınıflardır. (MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü).

Ülkemizde görme engelli öğrenciler için iki tür sınıf bulunmaktadır. Birincisi; genel okullar içerisinde görme engelli öğrencilerin eğitimini sürdürdükleri özel sınıf düzenlemesi ve kaynaştırma eğitimi ikincisi; yatılı ve gündüzlü görme engelliler ilköğretim okulları. Bu sınıflardaki öğrenciler tercih ettikleri duyu organları ile basılı materyal ya da Braille alfabesi ile eğitim almaktadırlar.

Kaynaştırma Eğitimi

Normal okullara kaynaştırma öğrencisi olarak devam eden görme yetersizliği olan çocuklar bu gruba dahildir. Kaynaştırma uygulamaları görme yetersizliği olan öğrencilerin yaşıtları ile bir arada bulunarak sosyal hayata uzak kalmamalarını hedeflemektedir.

Müzik Eğitimi ve Öğretimi

Müzik, doğumdan ölüme kadar olan her dönemde insan yaşamının bir parçası olarak yer almıştır. Yaşamımızın her evresinde yer alan bu alanı insan yaşamının diğer önemli alanlarıyla harmanlayıp kendi yararımıza kullanmak ciddi bir eğitim süreci

(33)

19

gerektirmektedir. Planlı ve amaçlı yapılan müzik eğitimi birey ve toplumların şekillenmesinde, değişmesinde, büyümesinde büyük rol oynamaktadır.

Eğitim süreci bireyin müzik yeteneğini geliştirmeyi, müzik yeteneği kazanmasını, müzikten yararlanabilmeyi öğrenmesini gerçekleştirmeyi amaçlar. Toplumsal yönden ise, ortak müzik kültürünün korunmasını, pekiştirilmesini, çağdaş müzik kültürünün kazandırılmasını ve ortak değerlerin müzik yoluyla güçlendirilmesini sağlar (Küçüköncü, 2006, s.19–20).

Müziğin eğitimsel işlevleri; müziğin toplumsal, bireysel, kültürel ve ekonomik fonksiyonlarının düzen içerisinde, birbiriyle tutarlı, uyumlu, verimli ve faydalı bir şekilde olmasını ve ilerlemesini sağlayan tüm müziksel etkinliklerini, bu etkinliklerin planlanmasını, düzenlenmesini kapsar. Müzik kendi bünyesinde özü gereği eğitici bir özellik barındırır. Bireyler müzikle ilişkisinin yönüne, derecesine göre ondan bir şey edinir, bir şey alır. Bireyin yaşamında yer edinen müziğin genelde tüm işlevleri müzik eğitimi sayesinde oluşur, değişime uğrar, ilerler ve yetkinleşir. Bu yüzden müzikle ilişkisi bulunan bireylerin müziğin eğitimsel durumuyla da ilişkisi vardır.

Müzik eğitimi, bir müziksel davranış kazandırma, müziksel davranış değiştirme, müziksel davranış geliştirme sürecidir. Bu süreçte daha çok, eğitim gören bireyin kendi müziksel yaşantısı temel alınır sonrasında planlı, düzenli ve yöntemli bir yol izlenir ve bu yolla önceden tespit edilmiş amaçlara erişilir. Müzik eğitimi yoluyla, birey ile çevresi, özellikle müziksel çevresi arasındaki iletişim ve etkileşimin daha sağlıklı, daha düzenli, daha etkili ve daha verimli olması beklenir ( Uçan, 1997, s.14 ).

Müzik eğitiminin hedefleri türüne, zamanına ve içeriğine göre değişiklik gösterir. Ama yine de müzik eğtiminin her aşamasında geçerli olan temel ilke ve amaçlar vardır.

Müzik eğitimi belirli temel ilke ve amaçlara dayanarak yapılan müziğin niteliğine göre ayrılmaktadır. Çeşitli kollara ayrılan müzik eğitimi, genel, özengen (amatör) ve mesleki (profesyonel) olmak üzere üç ana hedefe göre düzenlenip gerçekleştirilir. Ve bu üç hedeften en çok hangisi yakın ise, ona göre özellik kazanır (Uçan, 1997, s. 30 ).

1. Genel Müzik Eğitimi: Genel Müzik Eğitimi sağlıklı yaşam için tüm bireylerin müzik eğitimine yönelik programlanan, topluma ait müzik kültürü oluşturmayı hedefleyen okul öncesinden başlayarak ilköğretim, orta öğretim ve yükseköğretime kadar devam eden eğitim türüdür. (Tarman, 2006, s.9).

(34)

20

2. Özengen Müzik Eğitimi: Müziğin belli bir alanına amatörce ilgi duyup bu ilgiyi ilerletmek, sürekli bir müziksel davranış elde etmek ve yaptığı müzikten zevk almak için yapılan bir müzik eğitimi çeşididir. Özengen müzik eğitimi, kişinin ilgi ve isteğine göre şekillenen, zorunluluğu olmayan bir eğitimdir (Karakoç, Şendurur, 2015). Özengen müzik eğitiminde birey bir karşılık beklemeden kendi ruhsal doygunluğunu sağlamak için eğitim alır. Süresini, miktarını kendi belirleyebilir ancak yinede yapılan eğitimin belirli bir plan içerisinde olması gerekir.

3. Mesleki Müzik Eğitimi: Müzik alanının tamamını ya da bir dalını meslek edinen, ya da edinmek isteyen, müziğe belli bir seviyede becerisi olan bireylere yönelik olup, mesleğin zorunlu kıldığı müziksel davranışları kazandırmayı amaçlar (Uçan, 1997, s. 32). Mesleki müzik eğitimi alacak bireyde seçilen alan ile ilgili belli yetenek ve kapasiteye sahip olması beklenir. Beklenen koşullar gerçekleştikten sonra müzik eğitimi, ilgili kurumlarda alanında uzman kişiler tarafından verilir.

Müzik eğitiminin en önemli boyutu hedeflere ulaşmak için yol gösteren müzik öğretimidir. Müzik öğretimi, müzik eğitiminin belli amaçlar doğrultusunda planlanması, sistemli bir şekilde gerçekleştirilmesi ve denetlenmesi şeklinde yürütülmektedir.

Uçan’a (1989) göre müzik öğretimi, müziksel etkinliklerle toplumun ve bireyin estetik ihtiyaçlarını karşılamayı, sanatsal yaratma talebini gidermeyi, beğenisini geliştirmeyi, müzik hayatını daha etkili ve verimli yapmayı, böylece bireylerin ve toplumların yaşamında daha mutlu olmasına katkıda bulunmayı amaçlar.

Müzik öğretimi ayrıca birey ve toplum arasında da bir bağ oluşturarak etkileşim ve iletişim içine girmekte ve birbirlerini daha bilinçli algılamalarını sağlamaktadır.

Müzik öğretimi öğretmenin sadece tek bir kişiyi öğretmesi için hazılanmışsa “bireysel müzik öğretimi”, öğretmenin bir grubu ya da sınıfı öğretmesi için hazırlanmışsa “grupsal müzik öğretimi” denilmektedir. Müzik öğretimi bazen her iki grubu da kapsayacak biçimde hazırlanmaktadır (Uçan, 1989, ).

Uçan(1989)’a göre “Müzik öğretimi şu temel öğelerden oluşur: (1) Öğrenci, (2) müzik öğretim programı ve öğretim planları, (3) müziksel öğretme- öğrenme ortamı, (4) müzik öğretim hizmeti, (5) müzik öğretimcisi ve (6) fizikî-mimarî çevre. Bu altı öğe, aynı zamanda, müzik öğretiminin temel belirleyicileridir.”

(35)

21

Ülkemizde Genel Müzik Eğitimi

Genel müzik eğitimi özengen ve mesleki müzik eğitimlerinden daha yaygın olmakla birlikte müzik eğitiminin temelini oluşturmaktadır. Genel müzik eğitimi, bireylerin müzik hakkında bilmesi gereken temel müzik bilgilerini kapsar ve bireye temel davranış kazandırmayı, müzik kültürü edinmeyi, müziksel yaşamını verimli kılmayı, bireyin çevresi ile etkileşimini doğru, sağlıklı bir şekilde düzenlemeyi amaçlamaktadır. Çocukların toplumsal etkinliklere katılımları az olduğundan onlara uygun olan müzikal etkinlikler, çocuğu toplumsal ve sosyal bir ortama sokarak bireysel, grup ve toplu iş yapma deneyimlerini artırmaktadır. Genel müzik eğitimi sadece çocuklar için değil toplum içerisinde herkese yönelik ve gereklidir. Kişinin mesleği, yaşı, toplumsal durumu farketmeksizin yapılan müzik eğitimi bireyin ruhsal sağlık ve mutluluk kazanmasına yardımcı olmaktadır.

Müzik eğitimi temelde bir müziksel davranış kazandırma sürecidir. Bu süreçte bireyin kendi müziksel yaşantısı temel alınır. Müzik eğitimi yoluyla birey ile çevresi ve müziksel çevresi arasındaki iletişimin ve etkileşimin daha sağlıklı, düzenli ve etkili olması beklenir (Özgül, 2007).

Say (1995)’ın da belirttiği üzere “Genel müzik eğitimi insan formasyonunda vazgeçilmez bir yeri olan müziğin, okulöncesinden (anaokulu) başlayarak eğitimin her aşamasında (ilkokul, ortaokul, lise ve yüksek öğrenim) toplumda bir “müzik kültürü” oluşmasına ve bireylerin bundan payını almasına yönelik biçimde uygulanan okul müzik eğitimidir” ( s. 536).

Genel müzik eğitiminin önemi, özellikle (1) ülke nüfusunun tümü için gerekli ve zorunlu olmasından ve bu nedenle nüfusun tümüne verilmesinden. (2) ülke genelinde en örgün ve en yaygın müzik eğitimi türü olmasından (3) genel kültürün başlıca öğelerinden ve bileşenlerinden biri olan genel müzik kültürünü kazandırmasından, (4) bireylerin ve toplumun kültürel kimlik ve kişiliğinin başlıca belirleyicilerinden biri olmasından ve (5) temel insan ve eğitim haklarından birini oluşturmasından kaynaklanır (Uçan, 2005).

Ülkemizde genel müzik eğitimi örgün eğitim sistemi içerisinde gerçekleşmektedir. Örgün eğitim sistemi içerisinde genel müzik eğitimi yapan kurumlar; anaokulları, ilköğretimler, ortaöğretim ve yüksek eğitim kurumlarının öğretmenlik bölümleridir.

Okul öncesinden başlayarak yüksekokul sonuna kadar devam eden, okullarda eğitim-öğretim maksadıyla yürütülen müzik ders ve etkinliklerine “Okul Müzik Eğitimi’’ denir. Bu eğitimin amacı, toplumların müzik kültürünün geliştirmek ve çağdaş düzeyde ulusal müzik zevkini yaygınlaştırmaktır (Çiçek, 2000, s.5).

(36)

22

Genel müzik eğitimi çocuğun müzikle olan tüm ilişkisinde, onu algılayış biçiminde, ileride özengen ya da mesleksel olarak seçmesinde önemli bir görev üstlenmektedir. Çünkü okulda oluşacak olan kaliteli ve sağlam eğitim yaşamındaki müziği bilinçli bir şekilde yönlendirip iyi bir dinleyici ya da profesyonel olarak müzikle ilgilenen bir kişi haline dönüştürecektir.

İlköğretimde Müzik Eğitimi ve Öğretimi

İlköğretim dönemi, birinci ve ikinci kademe olmak üzere iki eğitim sürecine ayrılmaktadır. 4+4’lük bu yapının ilk dört kademesini ilkokullar, ikinci dört kademesini de ortaokullar oluşturmaktadır.

İlköğretim kurumları yönetmeliğinin öğretmenler başlıklı 43. maddesinde “İlkokullarda bütün derslerin sınıf öğretmenlerince okutulması esastır. Ancak Yabancı Dil ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri okulun kadrolu alan öğretmenlerince okutulur” (MEB, 2014) ifadesi yer almaktadır. İfadeden de anlaşılabileceği gibi İlköğretim kurumlarının ilkokul kademelerinde Yabancı Dil ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri dışındaki dersler sınıf öğretmeni tarafından okutulmaktadır.

İlköğretim kurumlarının ilkokul ve ortaokul kademesinde müzik dersleri zorunlu 1 saat olmakla birlikte ortaokullarda seçmeli ders sanat ve spor başlığı altında isteğe bağlı olarak 2 ya da 4 saat alınabilmektedir. Müzik dersleri ilkokullarda, sınıf öğretmenleri, ortaokul ve liselerde ise müzik öğretmenleri tarafından yürütülmektedir. Müzik öğretmenleri, eğitim fakültelerinin Müzik Öğretmenliği Ana Bilim Dalı’nın dört yıllık lisans eğitiminden mezun olan kişilerdir. Bunun yanı sıra eğitim dersi alan (formasyon) konservatuvar lisans mezunları da müzik öğretmenliği yapabilmektedir.

İlköğretim çağı çocukların çocukluk dönemini ve kısmen gençlik dönemini kapsamaktadır. Bu dönemde çocuğa müzik eğitimi alışkanlığı kazandırmak, kulağını çeşitli müziklere alıştırmak gelecekteki eğitim hayatı için yapılan en güzel yatırımlardandır. Bu alışkanlıkları kazanmaya sonraki eğitim kademesinde (lise) başlanması, onların kazanılmasında büyük zorluk yaratacaktır. Yönetken’e (1949) göre okul müzik eğitimi gençliğin şekillenmesi ve yetkinleşmesi açısından bir temel oluşturduğundan, müzik eğitimi öncelikle ilkokulda sağlam bir temel üzerinde başlamalıdır (Say, 2001, s. 24). Ayrıca ortaokulun sonlarında çocukların ergenlik dönemine girmesiyle yaşanan fiziksel değişimler çocukları müzik alanında olumsuz etkilemekte ve müzik derslerine olan

(37)

23

katılımlarını zorlaştırmaktadır. Bu yüzden özellikle ilkokul dönemi, müzik eğitimi alışkanlıklarının doğru biçimde kazandırılması müzik eğitiminde önemli bir rol oynamaktadır.

Koray’a (1951) göre okul müziğinin yaşam alanı çocukluk çağı ve gençlik çağı olarak ikiye ayrılmaktadır. Çocukluk çağı 7-13 yaşları arasındadır. Çocukların 9 yaşına kadar olan süreçte ses alanları genellikle dardır. 9-13 yaş arası çocukların ses alanları daha geniş ve berraktır. Çocukların bu yaşları seslerini en iyi, güzel kullandıkları zamandır. Gençlik çağı ise 14 yaşında “ergenlik” dönemiyle başlamakta ve bu çağın da ses açısından çocukluk çağından çok daha farklı özellikleri bulunmaktadır. Bu dönemde özellikle erkekler, çocuk seslerinden çıkıp olgun insan sesine doğru ilerlemeye başlamakta ancak tam olgun insan sesine ulaşamayan gençler, kullanmakta zorlandıkları bas sese sahip olmakta ve artık şarkı söyleyemez duruma gelmektedirler (Say, 2001, s.21).

Müzik eğitimi dersinde temel amaç müzik yapmak olduğundan dersin en geniş boyutu performans ile yapılmaktadır. Teori kısmı öğrencilere sıkıcı gelmesine rağmen performans kısmı çoğu öğrenci için eğlenceli ve daha kalıcı olmaktadır. Yapılan bu performanslar öğrencilerin yaratıcılıklarını geliştirerek özgün, yaratıcı ürünler ortaya koymasına yardımcı olmakta ve bunu hayatının diğer alanlarında kullanmasına imkan vermektedir.

Çiçek’e (2000) göre ilköğretim müzik eğitiminin genel ilkeleri şöyledir;  Bilinenden Bilinmeyene, Yakından Uzağa Gitme

 Müzikten Bilgiye Gitme  Müziği Yaşama Katma

 Müzik Eğitiminde Bütünlüğü Sağlama  Müzikten Yararlanmayı Bilme

 Ses ve Çalgı Müziğinin Birlikte Yürütülmesini Sağlama  Yaratma Duygusunu ve Yeteneği Geliştirme

 Çocuğu Kendi Sesini Sevdirme ve Çocuğun Sesini Eğitme;  Çocuğun Kulağını Eğitme

 Zevk Eğitimi ve Sanata Yöneltme

 Müzik Eğitiminde Çevre ile Bağlantı Kurma

İlköğretim döneminde müzik eğitimi belirli amaçlar doğrultusunda oluşturulmakta ve bu amaçların istenilen kazanıma dönüştürülmesi hedeflenmektedir. Bu hedefler öğrencinin müziksel gelişimini desteklemekte, müziği hayatının her alanıyla ilişkilendirmeye

(38)

24

çalışmakta, çevresiyle uyumlu bir hale getirmekte ve bu hedefler kendi içerisinde uyumlu olmaktadır. İlköğretim döneminde müzik eğitiminin boyutları şöyledir:

1) Ses Eğitimi

2) Kulak (Müziksel İşitme) Eğitimi 3) Çalgı Eğitimi

4) Müziksel Beğeni (Zevk) Eğitimi

Müzik eğitiminin bu alanları temelde müzik yapmaya, müziği sevdirmeye ve kültürlenmeye dayalı olduğundan eğitim süreci içerisinde bu amaçlara dikkat edilmesi gerekmektedir. Yönetken’e göre (1952), estetik ve artistik eğitimin en güçlü aracı olan müzik dersinde çocukları müzik teorisi ile bunaltmak yerine ses, kulak ve zevk terbiyesi ile dersi sevmelerine ve anlamalarına önem verilmelidir (Say, 2001, s. 71).

Ses Eğitimi

Egüz (1980) “Ülkemizde müzik eğitiminin temelini ses eğitimi oluşturmaktadır. Bugün, programlarında müzik ders ve çalışmaları bulunan geri kalmış ülkelerin okullarından tutunuz da, en ileri saydığımız ülke okullarına kadar, hepsinde müzik yapılan araçların en başında insan sesi yer almaktadır” (s. 57).

Müzik eğitimi derslerinde yapılan ses eğitimi ile çocuklarda birlikte şarkı söyleme ve birlikte yapılan müzikten zevk alma bilinci oluşturulması amaçlanmaktadır. Sınıfta birlikte yapılan şarkı söyleme etkinlikleri çocuklar için daha zevkli olmakta ve katılımın artmasını sağlamaktadır. İlköğretim döneminin ergenlik dönemini kısmen içerisine alması sebebiyle dersin öğretmenlerinin daha dikkatli ve anlayışlı olması ve bu dönemde oluşan ses değişim ve gelişimlerinin şarkı seçiminde göz önünde bulundurulması onların müzik yaşantılarının daha sorunsuz şekilde devam etmesi açısından oldukça önemlidir. Aksi taktirde çocukların ses özellikleri açısından yanlış tercihlerin yapılması onların müziksel gelişimlerinin olumsuz etkilenmesine ve başarısızlık duygusuyla dersten uzaklaşmalarına neden olmaktadır.

Kulak (Müziksel İşitme) Eğitimi

İlköğretim döneminde yapılan müzik eğitiminin temelini oluşturanlardan diğeri de kulak (Müziksel İşitme) eğitimidir ve müzik eğitiminin diğer boyutlarını büyük ölçüde

(39)

25

desteklemektedir. Kulak (Müziksel İşitme) eğitimi çocuklara müziksel işitme yeteneği ile seslerin yüksekliklerini birbirinden ayırt etmeyi, ritim duygusu kazandırmayı, müzik belleklerini ve müziksel yaratıcılıklarını geliştirmeyi amaçlamaktadır. Kazanılan bu alışkanlıklar çocukların şarkıları söylemesine büyük oranda yardımcı olmaktadır.

Kulak (müziksel işitme) eğitimi, çocukta sesleri birbirinden ayırma, müzik örgeni ve cümlesini tanıma, kavrama, anımsama ve belleme yeteneğini geliştirir; gelişen bu yetenekler, gitgide bir beceri ve alışkanlık durumuna dönüşür (Sun ve Seyrek’ ten aktaran Satır, 2002).

İlköğretim kulak eğitimi çalışmalarında uyulması gereken başlıca uygulama konuları; Ritim Duygusu, Müziksel İşitme Yeteneği ve Tonal Duygusu, Müzik Hafızası ve Dikkat, Müziksel Düşünme, Müziksel Yaratıcılık ( Yıldız, 2006, s. 28).

Çalgı Eğitimi

İlköğretim dönemi çalgı eğitimi de müzik eğitiminin önemli boyutlarından biridir. Çalgılar genel olarak çocukların ilgisini çektiği için birlikte çalma, şarkılara eşlik etme, ortak bir eser çıkarma çocukları müzik dersine karşı daha motiveli hale getirmektedir. Çalgı eğitimi çocukların kendilerini rahat ifade etmesine olanak sağlamakta ayrıca onların müzik yeteneklerinin, yaratıcılıklarının, zevklerinin, kültürlerinin gelişmesine yardımcı olmaktadır.

İlköğretimde müzik eğitiminin temelini çocuğun kendi sesi oluşturmalıdır. Çocuklara kendi sesleri sevdirilmeli, kendi seslerini korumaları ve doğru kullanmaları öğretilmelidir. Ancak, ses müziğini destekleyecek, onu zenginleştirecek, çocukta çokseslilik zevkini oluşturacak ve çocukların seslerle olan ilişkilerini çabuklaştıracak ve kolaylaştıracak bir veya birden fazla çalgı ya da çalgıların da müzik eğitiminde kullanılması gerekmektedir (Yıldız, 2006, s. 38).

İlköğretim çalgı eğitiminde blok flüt kullanılmakla birlikte şartları uygun olan okullarda gitar, bağlama, org, keman çalgıları da kullanılmaktadır.

Müziksel Beğeni (Zevk) Eğitimi

Müzik dersinin Müziksel Beğeni (Zevk) Eğitimi’nin amacı, çocukların müziğe karşı ilgi ve isteklerini artırmak, müzik dağarcığı hakkında kültürlenmesine yardımcı olmak, hayatlarında hem dinleyici hem katılımcı olarak kaliteli bir müzik beğenisine sahip olmalarını sağlamaktır. Hedeflenen amaçlara ulaşmada müzik kurallarına uygun, akılda kalıcı, basit, çocukların zorlanmayacağı, çocukların istekle söyleyebileceği okul şarkıları

Şekil

Şekil 1. Braile alfabesini kullanma yeterliliğini olumsuz etkileyen faktörlerin dağılımı
Şekil 2. Braille nota sistemini kullanma yeterliliğini olumsuz etkileyen faktörlerin dağılımı
Şekil 3. Çalgı kullanma yeterliliklerini olumsuz etkileyen faktörlerin dağılımı
Şekil 4. Müzik dersliklerinin öğrencilere sunduğu imkanların dağılımı
+5

Referanslar

Benzer Belgeler

A normal human fetal lung fibroblast cell line (MRC-5) was used as a cell model to investigate the mechanism of cell death triggered by Cd or Hg.. Several methods were employed

Birinci deneyim grubunda yer alan üreticiler içerisinde geleneksel bilgi kaynaklarını kullanan üreticilerin oranının en yüksek olduğu faaliyet maliyet düşürücü

Allah’ın semavât ve arzın nûru olduğunu ifade eden ayette kastedilen mana, başta İmam Mâtürîdî olmak üzere diğer âlimler tarafından genel olarak münevvir ve hâdî

Benijer, Seyahat Keşifleri, Mütercim Ahmed Nermi, Rik‟a, Fransızca

Dönmez, Aydoğdu, Sever ve Aypay (2012) tarafından Eskişehir Osmangazi Üniver- sitesi Eğitim Fakültesi’nde öğrenim gören 243 öğretmen adayı ile yapılan çalışma, öğ-

Yıllık çalışma programının ve öğretim planının hazırlanmasında öğretmenlerin etkin bir görev almalarına ilişkin öğretmen görüşlerinin cinsiyet ve mesleki kıdeme

Halep’te kalenin güneyinde yer alan ve kale giriş kapısına bakan cami külliyenin adı Hüsreviye Külli- yesi’dir. Halep şehrinde inşa edilen ilk Osmanlı eseri olan bu

Bu çalışmada Karaman ilinde faaliyet gösteren kamuya ait 2 hastanede Teşhis İlişkili Gruplar (TİG) verileri kullanılarak 2012-2018 yılları arasında hasta