• Sonuç bulunamadı

İzmir ili deri giyim ve aksesuarlarının incelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İzmir ili deri giyim ve aksesuarlarının incelenmesi"

Copied!
261
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DEKORATİF ÜRÜNLER ANABİLİMDALI

İZMİR İLİ DERİ GİYİM VE AKSESUARLARININ İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

HAZIRLAYAN Burcu Bayrak

(2)

DEKORATİF ÜRÜNLER ANABİLİMDALI

İZMİR İLİ DERİ GİYİM VE AKSESUARLARININ İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman: Prof. Dr. Meliha GÜLER

HAZIRLAYAN Burcu Bayrak

(3)

I

Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü’ne

Burcu BAYRAK’ a ait ‘’İzmir İli Merkezinde Üretilen Deri Giyim Aksesuarlarının İncelenmesi’’ başlıklı tezi ………….. tarihinde, jürimiz tarafından El Sanatları Eğitimi Bölümü Ana Bilim Dalında Yüksek Lisan Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Üye(Tez Danışmanı) :Prof. Dr. Mediha GÜLER

Üye(2.Tez Danışmanı) :Prof. Dr.Yücel GELİŞLİ

(4)

II

Yüksek Lisans Tezi

İZMİR İLİ MERKEZİNDE ÜRETİLEN DERİ GİYİM AKSESUARLARININ İNCELENMESİ

BURCU BAYRAK Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü

El Sanatları Eğitimi, Dekoratif Ürünler A.B.D

Tez Danışmanı: Prof. Dr. Mediha GÜLER

Bu araştırmanın genel amacı, İzmir ili merkezinde deri giyim aksesuarlarını çeşitli özellikler açısından(üretiminde kullanılan teknikler, araç-gereçler, süsleme şekilleri, renkleri, desenleri, kompozisyonları, kullanım amaçları ve çeşitleri) incelenmesidir.

Bu amaç doğrultusunda belirtilen İzmir ilindeki 25 deri çanta üretim atölyesi araştırmanın kapsamına alınmıştır. Bu atölyelerdeki üretilen 80 ürün incelenmiş ve buralarda çalışan usta ve işçi ile görüşme yapılmıştır. Görüşmede kullanılan anket ve ürün gözlem formu araştırmacı tarafından hazırlanmıştır. Elde edilen verilerin frekans ve yüzde analizleri yapılmıştır.

Araştırmada elde edilen veriler değerlendirildiğinde, deri çanta ile uğraşan bireylerin çoğunluğunun ilköğretim mezunu ve erkek olduğu görülmektedir. Deri çanta üreticilerinin çoğunluğu bu mesleği baba mesleği olduğu için yapmaktadır. Deri çanta işletmelerinde üreticilerin çoğunluğu 1-5 yıldır bu işle ilgilendiği ve işletmelerde çalışan eleman sayısının çoğunluğu 1-3 kişi arasında olduğu görülmektedir. . Deri çanta üreticilerinin çoğunluğu klasik çanta yapmakta ve tasarımlarını kendi atölyelerinde tasarladıkları görülmektedir. Deri çanta üreticilerinin çoğunluğu çantaların kaliteli olmasına dikkat etmektedir. Deri çantaların modellerinin çoğunluğu tüketicilerin istekleri doğrultusunda seçildiği görülmektedir. Deri çantalar tüketiciler tarafından ürünün fiyatına göre seçtikleri görülmektedir. Deri çantaların çoğunlukla suni deriden yapılmaktadır ve modelleri çoğunlukla modaya göre seçilmektedir.

(5)

III

görülmektedir. Deri çantalar çoğunlukla metaller kullanılarak süslenmektedir ve birleştirmede çoğunlukla makine dikişiyle birleştirme tekniği kullanılmaktadır. Deri çanta yapımında çoğunlukla siyah rengin kullanıldığı görülmektedir ve bunları modaya göre seçtikleri görülmektedir. Deri çanta tasarımında çoğunlukla geometrik motif ve kompozisyon kullanılmaktadır. Deri çanta yapımında çoğunlukla sentetik iplikler kullanıldığı görülmektedir. Deri çanta üreticilerinin aylık gelirinin çoğunlukla 1.000TL-10.000TL arasında olduğu görülmektedir. Deri çanta yapımında çoğunlukla yurt dışından ülkemize ucuz ve kalitesiz ithalatın fazlalığı gibi güçlüklerle karşılaşılmakta olduğu görülmektedir.

(6)

IV

General purpose of this research is investigating of leather clothing accessory in terms of sundry properties(using for production, tools, decoration’s method, colors, pattern,composition, intended use and choice).

In accordance of this purpose in İzmir 25 leather’s and leather suitcase’s factory plant were included of this research. 80 products which are manufacturing in this factory had been examined and who is working in these factory as an expert and a foreman. Survey and product observation form which are used was prepared by researcher in interview.

When put the data that we get to use İn this researching,most of the people who are working on leather suitcase are primary school graduated and men. Most of the manifacturers of leather suitcase have this job because of their father has. Most of the manifacturers are doing this job for range between 1 and 5 years and foremans who is working is factory range between 1 and 3 foremans.

Manifacturers of leather suitcase mostly have been making classic leather suitcases and design them in their own factory. Most of the manifacturers of leather is careful about quality of leather suitcases they made.

Most of the design of the leather suitcases is chosen in accordance of consumer wants. Leather suitcases is chosen by consumer according to the price. Leather suitcases is mostly made by imitation leather and their designs is according to the latest fashion.

Manifacturers are mostly preparing leather suitcases’model and form in their own factory. Most of the figure which is using in leather suitcases were desinged by manifacturers.leather suitcases mostly are figured by metal and assembling is making with a sewing machine.leather suitcases is mostly made with black color and chosen according to the latest fashion.Geometric motif and composition is mostly using in leather suitcases’designing.Synthetic thread is mostly using produce leather suitcases.

Manifacturer of the leather suitcases’ salary is range between 1000TL and 10.000TL. Ourr country has been over against with cheap and poor quality leather import..

(7)

V

Çok zengin bir el sanatları potansiyeline sahip olan Türk Milletinin kültür tarihi incelendiğinde, asırlar öncesinde bile yaratıcı gücünü kullanarak madenlerden, taşlardan, bitkilerden ve hayvanlardan elde edilen hammaddeleri değerlendirerek çeşitli ihtiyaç malzemeleri yaptığı görülmektedir. Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan göç yolunda karşılaştıkları kültürlerden de etkilenerek günümüze kadar uzanan el sanatlarımızı oluşturmuşlardır

Türk kültürünün en büyük özelliği, binlerce yıl boyunca Orta Asya’dan Orta Avrupa’ya uzanan geniş bir bölgede etkili olması ve çevresinde bulunan toplumları da etkilemesidir. Türk toplumunun ilk çağdan bu yana birbirinden güzel örnekler verdiği sanat dallarından biride dericilik sanatıdır. Çok zengin ve çeşitli el sanatları ürünlerinin içinde, dekoratif deri ürünleri önemli bir yere sahiptir.

Günümüzde alamayacağı kadar zengin bir ürün çeşitliliğiyle hayatımıza yerleşen derinin kullanım alanları çok çeşitlidir. Dericilik sanatı zamanla önemini kaybetmiş fakat çok fazla gelişme kaydetmiştir.

Araştırma, İzmir ili merkezinde üretilen deri giyim aksesuarlarını konu almıştır. İzmir ilindeki atölyelerde üretilen çantalar teknik renk, kompozisyon özelliklerinin tespit edilip tanıtılması ve tüketici tercihlerini de dikkate alarak sağlıklı bir şekilde yaşatılmasına bu araştırma katkı sağlayacaktır.

Araştırma’da sanat, sanatın tarihi, el sanatları, el sanatlarının tarihi, İzmir’in genel durumu, deri, dericilik, derinin tarihine ayrıca çanta hakkında genel bilgilere yer verilmiştir.

Araştırmanın planlanıp yürütülmesinde bana yol gösterip yönlendiren değerli hocam Sayın Prof. Dr. Mediha GÜLER’e Sayın Prof. Dr. Yücel GELİŞLİ’ye Sayın Doç. Dr. İbrahim KISAÇ’a araştırma esnasında bana destek veren Akif BAYRAK’a teşekkür ederim.

(8)

VI

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI………İİ ÖZET………...İİİ ABSTRACT………..V ÖNSÖZ………VI İÇİNDEKİLER……….VIII TABLOLAR LİSTESİ………XII ŞEKİLLER LİSTESİ……….XIV BÖLÜM I GİRİŞ Problem durumu………1 Araştırmanın amacı… ………..4 Araştırmanın önemi………...5 Araştırmanın sayıtlıları………..5 Araştırmanın sınırlılıkları………..6 Tanımlar………6 BÖLÜM II KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ALANLAR……….9

I.KAVRAMSAL ÇERÇEVE………...9

1. İZMİR İLİ HAKKINDA GENEL BİLGİ……….9

1.1.İzmir’in Coğrafi Yapısı………..9

1.2. İzmir İlinde El Sanatları………9

(9)

VII

2.1.1. Sanatın Tanımı………...……….12

2.1.2.Sanatın Tarihçesi……….12

2.2.El Sanatlarının Tanımı ve Tarihçesi………13

2.2.1.El Sanatlarını Tanımı………...……13

2.2.2.El Sanatlarının Tarihçesi………..14

2.2.3.El Sanatlarının Sınıflandırılması……….14

2.3.Derinin Tanımı ve Tarihsel Gelişimi………..15

2.3.1.Derinin Tanımı………....15

2.3.2.Dericiliğin Tarihsel Gelişimi………...16

2.4.Derinin Yapısı……….19

2.5.Ham Derinin Kimyasal Yapısı………...….21

2.6.Deri Türleri………..22

2.7.Derinin İşlenmesi……….…22

2.8.Deri Çeşitleri ve Özellikleri………...…….26

2.9.Deri Konfeksiyon Sanayinin Türkiye’deki Durumu, Üretimi ve Pazarlaması 2.9.1.Deri Konfeksiyon Sanayinin Tanımı………...…29

2.9.2.Deri Konfeksiyon Sanayinin Tarihçesi………29

3.DERİ ÇANTA HAKKINDA GENEL BİLGİLER………30

3.1.Çantanın Tanımı ve Çeşitleri………...30

3.1.1.Çantanın Tanımı………..30

3.1.2.Çanta Çeşitleri……….30

4.DERİ GİYİM AKSESUARLARININ YAPIMINDA KULLANILAN ARAÇ VE GEREÇLER………..36

4.1.Ayarlı Zımba (Çarklı Zımba)………..………36

4.2.Deri Kesim Bıçağı………...36

4.3.Maket Bıçağı………...37

4.4.Bıçak………...37

4.5.Çelik Cetvel………38

4.6.Biz………..38

(10)

VIII 4.10. Pense……….40 4.11.Kraf………41 4.12. Çekiç……….41 4.13.Tokmak………..42 4.14. Eğe………42 4.15. Bileği Taşı………....43

4.16. Fermejüp, Zımba (Açık Kapalı) Basma Aleti………..43

4.17. Deri Dikiş Makinesi……….44

4.18. Kollu Dikiş Makinesi………...44

4.19. Deri Tıraş Makinesi………..45

4.20. Solüsyon………...45

4.21. İplik………..46

4.22. Sırım……….46

4.23.Boya………...47

4.24. Fırça………..47

5.DERİ ÇANTA YAPIM AŞAMALARI (ÜRÜN ANLİZİ) ………..48

II. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR………54

BÖLÜM III YÖNTEM……….55

Araştırmanın Evren ve Örneklemi………55

Verilerin Toplanması………55 Verilerin Analizi………...55 BÖLÜM IV BULGULAR VE YORUMLAR……….57 BÖLÜM V SONUÇ……….71

(11)

IX EKLER………...79 EK A. ANKET FORMU………..79 EK B. GÖZLEM FORMU………86

(12)

X

Tablo No Sayfa No 1. Ankete Katılanların Eğitim Durumlarını Gösteren Sayısal Dağılım………57 2. Ankete Katılanların Meslek Seçme Nedenlerini Gösteren Sayısal Dağılım……….58 3. Ankete Katılanların Kaç Yıldır Bu İşle İlgilendiklerini Gösteren Sayısal Dağılım………..58 4. Ankete Katılanların İşletmelerde Çalışan Eleman Sayısını Gösteren Sayısal Dağılım……59 5. Ankete Katılanların İşletmelerdeki Çanta Çeşitlerini Gösteren Sayısal Dağılım………….59 6. Ankete Katılanların Tasarımlarını Nasıl Yaptıklarını Gösteren Sayısal Dağılım………….60 7. Ankete Katılanların Deri Çantayı Neye Göre Seçtiklerini Gösteren Sayısal Dağılım……..61 8. Ankete Katılanların Deri Çantayı Hangi Doğrultuda Seçtiklerini Gösteren

Sayısal Dağılım……….61 9. Ankete Katılanların Deri Çantayı Tüketicilerin Neye Göre Seçtiklerini Gösteren

Sayısal Dağılım……….62 10. Ankete Katılanların Deri Çanta Yapımında En Çok Kullandıkları Derileri

Gösteren Sayısal Dağılım………..63 11. Ankete Katılanların Çanta Modelini Neye Göre Seçtiklerini Gösteren Sayısal Dağılım...63 12. Ankete Katılanların Kalıp ve Modelleri Nereden Temin Ettiklerini Gösteren

Sayısal Dağılım……….64 13. Ankete Katılanların Süslemede Kullanılan Desenleri Nereden Temin Ettiklerini

Gösteren Sayısal Dağılım……….64 14. Ankete Katılanların Deri Çanta Yapımında En Çok Kullandıkları Süsleme

Tekniğini Gösteren Sayısal Dağılım………65 15. Ankete Katılanların Çanta Birleştirmede Hangi Tekniği Kullandıklarını

Gösteren Sayısal Dağılım……….66 16. Ankete Katılanların Deri Çanta Yapımında En Çok Kullandıkları Rengi Gösteren

(13)

XI

Gösteren Sayısal Dağılım……….67 18. Ankete Katılanların Çanta Tasarımında En Çok Kullandıkları Motif ve

Kompozisyonları Gösteren Sayısal Dağılım……….68 19. Ankete Katılanların Deri Çanta Yapımında Hangi Tür İplik Kullandıklarını

Gösteren Sayısal Dağılım………..68 20. Ankete Katılanların Aylık Kazançlarını Gösteren Sayısal Dağılım………...69 21. Ankete Katılanların Deri Çanta Yapımında Karşılaştıkları Güçlükleri Gösteren

(14)

XII

Şekil No Sayfa No

1. Derinin Yapısı……….20

2 Ayarlı Zımba (Çarklı Zımba)………...36

3 Deri Kesim Bıçağı………36

4 Maket Bıçağı………37 5 Bıçak………37 6 Çelik Cetvel………..38 7 Biz………....38 8 Makas………...39 9 Parlatıcı………39 10 Kargaburnun………...40 11 Pense………...40 12 Kraft………41 13 Çekiç………41 14 Tokmak………42 15 Eğe………..42 16 Bileği Taşı………...43

17 Fermejüp, Zımba (Açık Kapalı) Basma Aleti………....43

18 Deri Dikiş Makinesi………44

19 Kollu Çanta Dikiş Makinesi………44

20 Deri Tıraş Makinesi……….45

21 Solüsyon………..45

(15)

XIII

25 Fırça………..47

26Kalıbın Hazırlanması………...48

27Kalıbın Deriye Uygulanması ve Kesimi………49

28. Derinin Elde Dikilerek Birleştirilmesi………...49

29.Astarın Dikilmesi………..50

30.Astarla Derinin Birleştirilmesi………..50

31. Çantanın Kapak Kısmının Hazırlanması……….51

32. Çantanın Kapak Kısmına Çıtçıt Yerleştirilmesi………..51

33Çanta Sapının Hazırlanması………..52

34.Sapın Çantayla Birleştirilmesi………...………...………....53

35.Klasik çanta………..87 36.Klasik çanta………...89 37Evrak çanta………....91 38Klasik çanta………93 39Klasik çanta………95 40Klasik çanta………....97 41Klasik çanta………..…..99 42Klasik çanta………...101 43Klasik çanta………...103 44Klasik çanta………..105 45Klasik çanta………...107 46Klasik çanta………..…109 47Klasik çanta………111

(16)

XIV 50Klasik çanta………..117 51Fantezi çanta………119 52Klasik çanta………..121 53Klasik çanta………..123 54Cüzdan……….125 55Klasik çanta………..127 56Klasik çanta………..129 57Klasik çanta………..131 58Cüzdan……….133 59Klasik çanta………..135 60Klasik çanta………..137 61Klasik çanta………..139 62Klasik cüzdan………...141 63Klasik çanta………..111 64Klasik çanta………..143 65Klasik çanta……….145 66Klasik çanta………..147 67Klasik çanta………..149 68Klasik çanta………..151 69Klasik çanta………..153 70Klasik çanta………..155 71Klasik çanta………..157 72Klasik çanta………..159

(17)

XV 75Klasik cüzdan………...165 76Klasik çanta………...167 77Klasik çanta………...169 78Klasik çanta………...171 79Klasik çanta………...173 80Klasik çanta………...…...175 81Klasik çanta………...…177 82Klasik çanta………...…...179 83Klasik çanta………...…181 84Klasik çanta………...…...183 85Klasik çanta………...…...185 86Klasik çanta………...…..187 87Klasik çanta………...…..189 88Klasik çanta………...…...191 89Klasik çanta………...…193 90Klasik çanta………...…...195 91Klasik çanta………...…...197 92Klasik çanta………...…..199 93Klasik çanta………...…...201 94Klasik çanta………...…...203 95Klasik çanta………...…..205 96Klasik çanta………...…..207 97Klasik çanta………...…..209

(18)

XVI 100Klasik çanta………....215 101Klasik çanta………...217 102Klasik çanta………...219 103Klasik çanta………...221 104Klasik çanta………...223 105Klasik çanta………...225 106Klasik çanta………...227 107Klasik çanta………...229 108Klasik çanta………...231 109Klasik çanta………...233 110Klasik çanta………...235 111Klasik çanta………...237 112Klasik çanta………...239 113Klasik çanta……….…...241 114Klasik çanta………...243 115Klasik çanta………...245 116Klasik çanta………247 117Klasik çanta………..…..249 118Klasik çanta………...251

(19)

BÖLÜM 1

GİRİŞ

Problem durumu

Sanat, bazen düĢüncelerin, amaçların, durumların, olayların, beceri ve düĢünce gücünün kullanılarak ifade edilmesine ya da baĢkalarına iletilmesine yönelik yaratıcı bir etkinliktir (Keskiner,1987,s.25).

Sanat bir insan iĢi bir insan yaratması olarak yine insanın kendini anlattığı bir alandır. Bir baĢka deyiĢle; insanın kendini anlattığı bir yoldur(Mülayim, 1995,s.17).Halk arasında sanat sözcüğü, insan ihtiyaçlarından birinin karĢılanması konusunda öğretilen ve yapılan iĢ anlamında marangozluk, demircilik, kuyumculuk sanatı öğrenmek, sanatla geçinmek, ustalık, marifet, hüner anlamında kullanılmaktadır. Bir baĢka deyiĢle de sanat, insanın doğa karĢısındaki duygu ve düĢüncelerini, çizgi, renk, biçim, ses, söz ve ritim gibi araçlarla güzel ve doğal bir faaliyet olarak tanımlanmaktadır (Kayhan, 1971, s.4).

Çok zengin bir el sanatları potansiyeline sahip olan Türk Milletinin kültür tarihi incelendiğinde, asırlar öncesinde bile yaratıcı gücünü kullanarak madenlerden, taĢlardan, bitkilerden ve hayvanlardan elde edilen hammaddeleri değerlendirerek çeĢitli ihtiyaç malzemeleri yaptığı görülmektedir(AltuntaĢ, 1994, s.1).

ÇeĢitli medeniyet ve kültürlerin beĢiği ve geçit yolu olan Türkiye’de El sanatlarının çok zengin bir geçmiĢi vardır. Türklerin yüzyıllar boyunca yapa geldikleri halı, kilim, kumaĢ, iĢleme, oya, maden, tahta, deri, türbe, çeĢme gibi mimari anıtların çeĢitli taĢ, metal ve çini iĢlerinde olsun, güzel yazılar da minyatürlerde tezhip iĢlerinde olsun hepsinde ince bir biçim ve renk anlayıĢı titiz bir iĢçilik kaygısı hüküm sürmüĢtür(BarıĢta, 1988: 5).

(20)

Türk kültürünün en büyük özelliği, binlerce yıl boyunca Orta Asya’dan Orta Avrupa’ya uzanan geniĢ bir bölgede etkili olması ve çevresinde bulunan toplumları da etkilemesidir. Türk toplumunun ilk çağdan bu yana birbirinden güzel örnekler verdiği sanat dallarından biride dericilik sanatıdır. Çok zengin ve çeĢitli el sanatları ürünlerinin içinde, dekoratif deri ürünleri önemli bir yere sahip bulunmaktadır( Öztürk , 1998,s.68). Deri insanoğlunun taĢ ve ağaçtan sonra ilk ve en çok kullandığı doğal kaynaklardandır( Kanbay, 1993, s.82).

Deri, kumaĢ gibi iĢlenebilen esnek tabakalı bir malzemedir. Deri, giyim eĢyası(pantolon, etek v.s.); giyim aksesuarları(çanta, kemer, anahtarlık, takı, para cüzdanı, v.s.), ev aksesuarları(yastık, masa örtüsü, kitap kılıfı, pano, abajur ayağı, kalemlik, ayna, mask v.s.)(Güler, 1994, s.53)olarak günümüzde kullanım alanı bulurken; Türk sanatı tarihine bakıldığında, derinin hurç, cilt, sandık, kapı perdesi, nalın, at koĢumu, karagöz figürü yapımında kullanıldığı görülmektedir(Aydın, 1996, s.2).

Geleneksel Türk el sanatları arasında yer alan dericilik sanatı da pek çok alanda kendini geliĢtirmiĢtir. Bu, derinin vazgeçilmezliğinden olabileceği gibi belki de geleneksel kimliğimizden kopmak istemeyiĢimizden olmuĢtur. Dekorasyon içinde de kendine yer açan deri, dekore edilecek bölgenin renk ve kompozisyonunu tamamlamak için kullanılmıĢ ve mekânı teknolojinin getirdiği plastikleĢmeden kurtararak, mekâna doğanın küçük esintilerini tanımıĢtır(Özdemir, 1999, s.15).

Deri günümüzde de insanların yaĢadıkları mekânlardan günlük kullanım eĢyasına ve giyimine kadar her alana girmiĢtir. El sanatlarımızdan biri olan deri mamullerine gün geçtikçe ilginin arttığı gözlenmektedir. Hatta bir takım sorunlar çözüldüğü ve bazı olanaklar sağlandığı takdirde dünya piyasalarında çok daha avantajlı bir yere sahip olmak mümkün olacaktır(Çakar, 1991, s.4).

(21)

Günümüzde alamayacağı kadar zengin bir ürün çeĢitliliğiyle hayatımıza yerleĢen derinin kullanım alanları çok çeĢitlidir. Giyim ve ev aksesuarları adı altında iki baĢlıkta topladığımız deri ürünleri Gülere göre iki grupta ifade edilmektedir(Güler, 1994: 54).

A-Giyim Aksesuarları 1-Çanta 2-Kemer 3-Takı 4- Anahtarlık ve Sigaralık 5-Para cüzdanı B-Ev Aksesuarları 1-Yastık 2-Minder 3-Masa örtüsü 4-Kitap kılıfı 5-Pano 6-Abajur ayağı 7-Kalemlik 8-Fotoğraf çerçevesi 9-Mask vb ürünler(Güler, 1994: 54).

Teknolojinin hızla yaygınlaĢması eski sanatlarımızdan olan deri iĢletmeciliğinin bugün modernleĢmiĢ olarak yapılması bu konu üzerinde çalıĢmalar ve gelir kaynağı dericilik olanlar için çalıĢmalar yapmamız gerekmektedir. Bu sektör bugün çeĢitli kullanım eĢyaları, ham ve yardımcı maddelerden yararlanarak, geliĢen teknolojinin ıĢığı altında günün modası ve gereklerine uygun biçimde imal etme mücadelesi vermektedir( MatraĢ,1984: 12).

(22)

El sanatları hammadde ve üretim tekniklerine göre birçok dallara ayrılmaktadır. En önemli dallardan biride Ģüphesiz ‘’Deri’’ sanatıdır. Deri giyim aksesuar sanatının teknik, renk, süsleme Ģekilleri, kullanım yeri ve çeĢitleri açısından incelenerek geliĢtirilmesi ve çağdaĢ çizgilerde eski değerini kazandırması nedeniyle bu araĢtırma yapılmıĢtır.

Araştırmanın Amacı

Bu araĢtırmanın genel amacı, Ġzmir ilinde üretilen deri çantaların çeĢitli özellikler açısından(üretiminde kullanılan teknikler, araç-gereçler, süsleme Ģekilleri, renkleri, desenleri, kompozisyonları, kullanım alanları) incelenmesidir.

Bu genel amaç çerçevesinde aĢağıdaki sorulara cevap aranmıĢtır.

1.Ġzmir ili deri çanta yapımında kullanılan teknikler nelerdir?

2. Ġzmir ili deri çanta yapımında kullanılan araç-gereçler nelerdir?

3. Ġzmir ili deri çanta yapımında kullanılan süsleme Ģekilleri nelerdir?

4. Ġzmir ili deri çanta yapımında kullanılan renkler nelerdir?

5. Ġzmir ili deri çanta yapımında kullanılan desenler nelerdir?

6. Ġzmir ili deri çanta yapımında kullanılan kompozisyonlar nelerdir?

(23)

Araştırmanın Önemi

Doğadaki birçok canlı türünün postundan elde edilen; uygulanan tekniklerle iĢlenip biçimlenen deri; tarihin ilk dönemlerinden bugüne, yaĢamın çeĢitli alanlarında kullanımı olan bir malzemedir. Ġlkçağdan günümüze değin deri, kültürel çeĢitliliklerle, iĢlevsel amaçlara göre biçimlenerek kullanılmaktadır. Arkeolojik buluntular ve sanat tarihi araĢtırmaları, derinin eski kültürlerde giysi giyim aksesuarı, çeĢitli av ve savaĢ aletleriyle ev araç gereçlerinin yapımında kullanıldığını ortaya çıkarmıĢtır.

Çok zengin bir el sanatı potansiyeline sahip olan ülkemizde de yüzyıllar öncesinden beri insanlar yaratıcılık güçlerini kullanarak, maden, taĢ, bitki ve hayvanlardan elde edilen hammaddeleri değerlendirmiĢler ve ihtiyaç duydukları maddeleri üretmiĢlerdir. Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar uzanan göç yolunda karĢılaĢtıkları kültürlerden de etkilenerek günümüze kadar uzanan zengin el sanatlarımızı oluĢturmuĢlardır(KayabaĢı ve Özdemir, 2004).

Literatür tarandığında Türk Deri Sanatı, Dericilik ve Deri ev aksesuarları hakkında azda olsa kaynaklara rastlanmıĢtır. Ancak derinin giyim aksesuarları olarak kullanımı konusunda fazla araĢtırma bulunmamaktadır.

Bu araĢtırmada elde edilen bilgiler; Günümüz piyasasında bulunan deri giyim aksesuarlarının, renk, desen, teknik ve kompozisyonun incelenmesi ve bilgi vermesi açısından önem taĢımaktadır.

Bölgede sektör için kalifiye eleman istihdamının karĢılanması konusunda mesleki eğitim ve akademik düzeyde eğitim durumunun incelenmesi, piyasadaki deri giyim aksesuarlarının çeĢitleri ve kullanım alanları hakkında bilgi verilmesi, atölyelerinde kullanılan yöntem ve teknik, araç gereçler ile ilgili bilgi vermesi açısından önem taĢımaktadır.

Araştırmanın Sayıltıları

1.AraĢtırma için belirlenen yöntem ve teknikler araĢtırmanın amacına hizmet edecek niteliktedir.

(24)

Araştırmanın Sınırlılıkları

AraĢtırma Ġzmir ilinde bulunan deri çantalar ile sınırlıdır.

Tanımlar\Terimler

Bu araĢtırmada kullanılan terimlerden bazıları aĢağıdaki gibi tanımlanmıĢtır.

Aplike: Ana zemin üzerine 4 farklı cins veya aynı cins materyalin uygulanması iĢlemi( Korkusuz,1992,s.185).

Astarlık Deri: Ham koyun ve keçi derilerinden türlü yöntemlerle sepilenerek elde edilen tabii renkte veya boyanmıĢ ince, yumuĢak, elastiki deri(Akalın, 1993,s.30)

Bitkisel süsleme: Türk süsleme sanatının en yaygın koludur. Çiçek, ağacı yemiĢi ve meyveleri olarak gruplandırılır(Akar ve Keskiner,1978).

Debbağ: Deriyi iĢleyen kimse(Kanbay, 1993, s.86).

Deri: Hayvanların her tarafını örten ve vücudunu dıĢ etkenlerden koruyan ırk, cins, yaĢ, mevsim ve gıda bakım Ģartlarına göre karakteristiğinde değiĢiklikler gösteren organdır(Yapı Kredi Yayın, 1977,s.9).

El Sanatları: Plastik sanatların dıĢında bir kültürün karakterini yansıtan ve yararlı özellikleri yanında estetik karakteri de olan ayrıca o kültürün karakterini yansıtan, insanlarına da ekonomik katkıda bulunan ürünlere denir(Tasuğ,1992,s.258).

Figür: Resimde insan ve hayvan gibi varlıklar için kullanılan genel deyim(Tasuğ,1992,s.258).

(25)

Finisaj: Derinin sepileme iĢi bittikten sonra derinin cinsini kullanma amacına göre boyanması ya da su geçirmemesi için özel iĢlemler görmesidir(Cinköse, 1993,s.371).

Gön: SepilenmiĢ deri(Kanbay,1993,s.86).

Keçi Derisi: Astarlık ve ayakkabılık deri (Kanbay,1993,s.86).

Kösele: Bitkisel tanenle iĢlenmiĢ, (Kanbay, 1993,s.86).

Mumlu iplik: Boyandıktan sonra dayanıklılığını arttırmak için balmumu sürülmüĢ keten ya da pamuk iplik(Akalın,1993, s.118).

Nubuk: Süete benzer, tüysüz, iĢlenmiĢ deri(Akalın,1993,s.120).

Sanat: Deneme tekrar yoluyla kazanılan bilgi ve ustalıkla bazı aletleri kullanarak iĢ yapma ve bu Ģekilde yapılanıĢ, zanaattır(Doğan,1996,s.6).

Sentetik iplik(naylon, perlon, polyester): Fiziki, kimyevi ve bakteriyolojik dıĢ tesirlere karĢı dayanıklı ipliklerdir(Kastan,1993,s.63).

Sepileme: Ham deriyi iĢleme(Kanbay,1993,s.86).

Sığır derisi: Ayakkabı, elbise, döĢemelik, saraciyelik vb. gibi ürünlerin yapımında kullanılır(Kanbay, 1993,s.86).

Sırım: Bazı Ģeyleri dikmek ya da bağlamak amacıyla yapılmıĢ deri ip(Markaoğlu,1996,s.144).

(26)

Tabakhane: Ham derinin mamul hale getirildiği fabrika(Kanbay,1993,s.86).

Tanen: Deriyi iĢlemede kullanılan bitkisel maddelere verilen isim(Kapucu,1995,s.90).

Tulum: Bütün olarak çıkarılmıĢ kılla temizlenmiĢ deri(Kanbay,1995,s.86). Vaketa: Orta ve hafif ağırlıkta ham sığır derisinden iĢlenen, yumuĢak deri (Akalın,1993:164).

Vidala: Krom sepisiyle sepilenir, bilhassa dana derisinden yapılır. Glaseye göre daha kalın ve serttir. Erkek ayakkabısı yüzleri ve spor çantalarının yapımında kullanılır (Aker-Bostancıoğlu,1970:404).

(27)

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ALANLAR

I.KAVRAMSAL ÇERÇEVE

1. İZMİR İLİ HAKKINDA GENEL BİLGİ

1.1. Ġzmir’in Coğrafi Yapısı

Ġzmir ili, Anadolu Yarımadası'nın batısında, Ege kıyılarımızın tam ortasında yer alır. Kuzeyden Balıkesir, doğudan Manisa, güneyden Aydın illeri ile çevrilmiĢtir. Ġl toprakları, 37o 45' ve 39o 15' kuzey enlemleri ile 26o 15' ve 28o 20' doğu boylamları arasında kalır.Ġlin kuzey-güney doğrultusundaki uzunluğu yaklaĢık olarak 200 km, doğu-batı doğrultusundaki geniĢliği ise 180 km'dir. Yüzölçümü 12.012 km’dir (wikipedi, 2010).

1.2. Ġzmir Ġlinde El Sanatları

El sanatları, toplumların sanat anlayıĢlarını ve yaĢam biçimini gelecek yıllara aktarmada etkin bir rol oynar. Toplumların bilim, teknik ve eğitim alanlarındaki değiĢim süreci el sanatlarının değiĢimini de etkiler. Bu yönüyle toplumu tanımak, birlik olma sürecini, değer yargılarını, duygularını, isteklerini, hayallerini öğrenmek ve yeni yaklaĢımlar üretmek amacıyla sürekli olarak araĢtırılır.

El emeği, göz nuru olarak adlandırılan el sanatları, belirli bir alanda toplumun gereksinimlerini karĢılamak amacı ile ortaya çıkar. Önceleri örtünmek, korunmak, avlanmak, su içmek gibi temel gereksinimleri karĢılayan el sanatları, sanatçısının imzası özelliğini de taĢıyan estetik kaygılarıyla, ortaya çıktığı toplumun kültürel özelliklerini, duygularını ve sanatsal beğenilerini yansıtır hale gelir. ĠĢlevselliğini koruyan ürünler, (kullanım alanları zaman içerisinde değiĢse bile) geleneksellik özelliği kazanır.

(28)

El sanatları, üretildiği bölgenin iklim Ģartları, doğa koĢulları, kolay ve ekonomik olarak elde edilebilen malzemeleri gibi etkenlerle bölgeden bölgeye çeĢitlilik gösterir. Örneğin Karadeniz bölgesinde fındık dalları ile örülen sepetler, Ege bölgesinde kamıĢ (kargı)-kullanılarak-yapılır.

Dünyadaki ekonomik yarıĢ nedeniyle, üretimi arttırmak insanların ortak amacı olmuĢtur. Teknoloji ve endüstrinin geliĢmesi, el sanatları üretimini çoğu zaman olumsuz yönde etkilemiĢtir. Son yıllardaki ilgi ile ürünlerinin ekonomik değeri artsa da, üreticinin karĢılaĢtığı sorunlar nedeniyle el sanatları körelmektedir (Ġzmirliyiz, 2009) 1.3.Ġzmir Ġlinin Tarihi GeliĢimi

Eski Ġzmir kenti (Smyrna), körfezin kuzeydoğusunda yer alan ve yüzölçümü yaklaĢık yüz dönüm olan bir adacık üzerinde kurulmuĢtu. Son yüzyıllar boyunca Meles Çayı'nın ve bugünkü Yamanlar Dağı (Spil Dağı)'ndan gelen sellerin getirdikleri mil ile bugünküBornova ovası oluĢtu ve yarım adacık, bir tepe hâline dönüĢtü.

ġimdi Tepekule adını taĢıyan bu höyüğün üzerinde Tekel Müdürlüğü'nün Ġzmir ġarap ve Bira Fabrikası'na ait numune bağı bulunmaktadır. 1955'ten beri yoğun gecekondu bölgesi olan bu çevrede Ġzmir'deki ilk yerleĢim yeri olarak tespit edilen Ġzmir Höyüğü bulunur. Buradaki ilk kazılarda Türk Tarih Kurumu ile Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü"nün katkıları büyük olmuĢtur.

Batı Anadolu kıyılarındaki ilk yerleĢimler -ki bunlar Troya SavaĢlarından sonra kurulan Aiol, Ġyon ve Dor kökenlidir- genelde küçük yarımadalar üzerinde kurulmuĢtur. Bunlar,Pitanes (Çandarlı), Phokaia (Foça),Smyrna(Ġzmir), Klazomenai (Kilizman), Milet ve Ġasos gibi yerleĢimlerdir. Böylece yarımada yerleĢikleri hem iki limana sahiptiler, hem de kara denizden gelecek saldırılara karĢı güvence içindeydiler. ElveriĢsiz havalarda limanlardan biri uygun olmadığı takdirde gemiciler diğer limanı kullanma Ģansına sahiplerdi. Bayraklı Höyüğü, körfezin kuzeydoğu köĢesinde, kuzeyine sarp kayalı Yamanlar Dağı'nı da alarak karadan gelecek saldırılara karĢı rahat bir konumdaydı. Güneyi imbata açıktı. Eski Ġzmir yerleĢimi yaklaĢık 3000 yıl boyunca bu yarımada üzerinde ver aldı. MÖ 4. yüzyılın ikinci yarısında büyük nüfus artıĢı yüzünden bugünkü Kadifekale (Pagos) eteklerine taĢındı.

(29)

Osmanlı idaresinin ilk yüzyıllarında ikinci derece bir sancak olan Ġzmir'in ilk Osmanlı yöneticisi KarasubaĢı Hasan Ağa'dır. Ġzmir 1605-1606 yıllarında Celali Ġsyanları kapsamında Arap Sait ve Kalenderoğlu ayaklanmalarına sahne olmuĢtur.

1619'da Fransız, 1620'de Ġngiliz konsoloslukları açılır. Bu arada Ģehrin nüfus yapısı da değiĢmeye baĢlar. 16. yüzyıl kaynakları Ġzmir'de 19 cami, 18 havra ve sadece 1 Rum Ortodoks kilisesi bulunduğunu, kentin 9 mahallesinden sadece birinde Hristiyanların yaĢadığını belirtmektedir. Dolayısıyla, o dönemde Ģehir merkezinde Müslüman-Türkler çoğunlukta, önemli ve köklü bir Musevi cemaati mevcut (Sabetay Sevi 17. yüzyılda Ġzmir Musevi cemaatinin içinden çıkmıĢtır) ve Hristiyan Rumlar azınlıkta olmalıdır. Evliya Çelebi de, 1672'de Ġzmir'i ziyaretinde, nüfus yapısındaki değiĢimin ilk gözlemlerini kaydeder ve Punta (Alsancak) mahallesinde giderek artan sayıda yerli gayrimüslimlerin, Levantenlerin ve Batılı tüccarların yoğunlaĢtığını yazar.

Ġzmir'de 1676'da yaklaĢık 30 bin kiĢinin öldüğü bir veba salgını, 1742'de Ģehrin yarısının yandığı büyük bir yangın olur. Osmanlılarca Ġzmir'e paĢa düzeyinde yapılan ilk atama, 1707'de yabancı tüccarlarca düzenlenen Buca Ayaklanması’ndan sonra 1716'da tayinedilen KöprülüAbdullahPaĢa'dır. 18.yüzyıl ve 19.yüzyıllarda kent Fransız, Ġngiliz, H ollandalı ve Ġtalyan tüccarların gözdesidir. Bu geliĢmeye paralel olarak, eyalet merkezi (Aydın Eyaleti) önce 1841'de geçici olarak, sonra da 1850'de temelli Ġzmir'e aktarılmıĢtır. Aynı yıl Sultan Abdülmecit, 1863'de de Sultan Abdülaziz Ġzmir'i ziyarete gelmiĢler, 1871'de kurulan belediyenin ilk baĢkanı daYeniĢehirlizade Ahmet Efendi olmuĢtur. Çokuluslu bir ticaret Ģehri hâline gelen ve servet birikimi yaratarak metropolleĢen Ġzmir civarında aĢayiĢi korumak her zaman zorlu bir uğraĢ olmuĢtur. Bu bağlamda, bölgenin ünlü Rum eĢkiyalarından Katırcı Yani 1853'de Buca'da yakalanabilmiĢ, baĢtaÇakırcalı Mehmet Efe olmak üzere, efeler ve eĢkiyalar Ġzmir'e özel ilgi göstermiĢler, çoğu kez resmî görevlilerden, yerli, levanten ve yabancı tacirlerden ve azınlıklardan oluĢan çetrefil bir iliĢkiler ağı içinde rol oynamıĢlardır.

Ġzmir I. Dünya SavaĢı’ndan sonra 15 Mayıs 1919'da Yunan ordusu tarafından iĢgal edilir. Bu iĢgal9 Eylül 1922 tarihinde Ġzmir'in KurtuluĢu ile sona erer. Ancak, Ġzmir 13 Eylül 1922 sabahı tarihinin belki de en büyük felaketlerinden birini yaĢamaktan kurtulamaz. Basmane semtinde baĢlayan yangın 2.600.000 metrekarelik bir alanda

(30)

20.000'den fazla ev ve iĢ yerini tahrip eder. Bu yangın ne yazık ki kentin geleneksel alanının dörtte üçünü tahrip etmiĢtir. Fakat yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte Ġzmir kendi külleri içinden yeniden doğmuĢtur. Yangın alanında bugün Ġzmir Enternasyonal Fuarı bulunmaktadır (wikipedia, 2010).

2. SANATIN TANIMI VE TARİHÇESİ

2.1. Sanatın Tanımı ve Tarihçesi

2.1.1. Sanatın Tanımı

Sanat, bazen düĢüncelerin, amaçların, durumların, olayların, beceri ve düĢünce gücünün kullanılarak ifade edilmesine ya da baĢkalarına iletilmesine yönelik yaratıcı bir etkinliktir (Keskiner,1987,s.25).

Sanat insanların duygu ve düĢüncelerini, heyecanlarını ve ruhsal dengelerini baĢkalarına aktarabilmesi duygu ve düĢüncelerini biçimlendirmesidir(Züber,1982,s.13). Sanat insanların doğa karĢısındaki duygu ve düĢüncelerini çizgi, renk, biçim, ses, söz, ritim gibi araçlarla güzel ve etkili bir biçimde, kiĢisel bir üslupla ifade etme çabasından doğan ruhsal bir faaliyettir(Çetin,1981: 11)

2.1.2.Sanatın Tarihçesi;

Sanat ve sanat ürünleri çağdan çağa ve toplumdan topluma farklılık göstermiĢ, çok farklı biçimlerde değerlendirilmiĢ, buna karĢın bütün insanlık tarihi boyunca insanoğlunun vazgeçilmez bir parçası haline gelmiĢ ve bütün insanlık tarihi boyunca var olmuĢtur. Ġnsanoğlunun milyonlarca yıl öncesine varan uzun geçmiĢi içerisinde, taĢ, yontma ve mağara resimleriyle baĢlayan sanat, günümüzün modern anlayıĢıyla birlikte değiĢip geliĢmiĢ ve kültürümüzde önemli bir yer almıĢtır(Durgut,1999,s.1).

Sanat söz konusu olduğunda 19.yy. kısıtlı anlayıĢından kaynaklanan görüĢ bu kavramının ileri ülkelerinin sözcüklerinde daha büyük bir çoğunlukla hala eksik ve yanıltıcı bir nitelikte tanıtılmasına sebep olmaktadır(Özer,2000,s.21).

(31)

Sanatın köklü geleneği ilk Hıristiyan- Bizans temelinde baĢlayıp, 19. yy’ın ikinci yarısına kadar uzanmaktadır. Özü zedelemeyen bazı atılımlar ve yenilik denemeleri yapılmıĢ, fakat gelenek bozulmamıĢtır. Bu uzun süre içinde değiĢik stillerde Ģaheserler yaratmıĢ, ünlü sanatçılar yetiĢtirmiĢtir.

Ġnsana özgü ve insancıl bir olay olan sanat, tarih boyunca kendi amacı dıĢında dinsel, toplumsal, politik amaçlara yönlendirilmek bu tür amaçlar için kullanılmak istenmiĢtir. 20. yy’ın bazı totaliter devletleri de sanatı politik propaganda aracı olma düzeyine indirme çabalarındadır(Kınay,1993,s.5).

2.2.El Sanatlarının Tanımı ve Tarihçesi

2.2.1.El Sanatlarını Tanımı

El sanatları: ferdin bilgi ve becerilerine dayanan, makine gücüne az ihtiyaç gösteren geleneksel sanat özellikleri taĢıyan veya ihtiyaçlardan doğan üretime dönük faaliyetlerdir(Özbel, 1990,s.20).

El sanatları, bireylerin bilgi ve becerisine dayanan özellikle doğal hammaddelerin kullanıldığı elle ve basit araçlarla yapılan ve toplum kültürünü, gelenek ve göreneklerini taĢıyan ayrıca üretimini yapan bireylerin duygu, düĢünce ve becerisini yansıtan, gelir getirici, üretime yönelik ürünlerdir(Onuk, Akpınarlı, Ortaç ve Alp, 1998,s.13).

El sanatları zorunlu bir gereksinmeden çok süs eĢyası gereksinimi karĢılamaya dönük, tüketicinin desen, renk, model gibi zevklerine hitap eden, kiĢisel yaratıcılık hüneri gerektiren malların yapımıyla ilgili etkinlik koluna denir.

El sanatları, bir milletin yüzyıllar boyu süregelen yaĢamı boyunca oluĢan ve kuĢaktan kuĢağa aktarılan kültür ürünleridir(Arseven, 1972,s.1970).

(32)

2.2.2.El Sanatlarının Tarihçesi

Asırlar boyu toplumun yaĢam zevki öyküsü sanat anlayıĢı ve el becerisiyle bütünleĢerek insan ruhunun derinliklerinden eserlerine inerek aksettiğini gördüğümüz Türk el sanatlarının milletlere nasip olmayan çok zengin muhteĢem bir geçmiĢi vardır(BaĢlangıç,1984,s.97).

El sanatlarımız, yüzyıllar boyu Türk kültür ve anlayıĢını kendine özgü desen, renk ve uygulama teknikleriyle ortaya koymuĢtur. Türk halkının yaratıcılık fikrini geliĢtirmiĢ, milli sanat zevkinin kuĢaklara aktarılmasında, geleneğe ve göreneğe dayanan anlatımıyla, dönemin en iyi yansıtıcısı olmuĢtur. Diğer ülkelerin sahip olmadığı çok zengin bir geçmiĢe sahip olan el sanatlarımız, bir milletin kültür ve kiĢiliğin en canlı önemli belgeleri olarak kabul edilmektedir.

El sanatları özellikle orta çağda geliĢtirilmiĢtir. Yakın zamana kadar yalın araçlarla yürütülen el sanatları, geliĢen teknoloji ile birlikte makineleĢmenin içindeki yerini almıĢtır. XIX ve XX. Yüzyıllarda türlü araçlar, aygıtlar ve makineler, el sanatlarıyla uğraĢanlara çeĢitli kolaylıklar sağlamıĢtır. Teknoloji sayesinde ustalar, daha sağlam ve kaliteli iĢler çıkartmaya baĢlamıĢtır.(Kazancı,2003,s.1).

El sanatları ürünleri de daha önceden sahip olduğu birçok güzel özellikleri, iyi nitelikleri zamanla ve özellikle günümüzde kaybetmeye baĢlamıĢtır. Genel çizgileri içinde el sanatları ürünlerinde, hammaddede, üretim tekniğinde, desende ve pazarlama tekniklerinde yozlaĢma görülmektedir(Arlı,1985,s.19).

2.2.3.El Sanatlarının Sınıflandırılması

Bilimsel araĢtırmalarda konuları daha anlaĢılır kılmak ayrıntıları ve sorunları daha iyi ortaya koyabilmek için araĢtırma konularını belli gruplar altında tutmak zorunluluğu vardır. ĠĢte el sanatları ve geleneksel Türk el sanatları adı altında toplanan ürün tüketim, ürün türleri, sanat - zanaat gibi konularda ortak noktaların birbirinin içinde girdiği bu alanda sorunların ve araĢtırma konularının anlaĢılır kılınabilmesi için bir kümeleme yapmak gereği ortadadır.

(33)

El sanatları tinlerinin sınıflandırılmasında ortak özelliklerin en belirgini ürünün aslını oluĢturan hammaddedir. Buna göre:

1.) Hammaddesi (hayvansal, bitkisel, kimyasal) lif olan el sanatları, 2.) Hammaddesi ahĢap (ağaç) olan el sanatları,

3.) Hammaddesi taĢ olan el sanatları, 4.) Hammaddesi toprak olan el sanatları,

5.) Hammaddesi maden (metal) olan el sanatları, 6.) Hammaddesi cam olan el sanatları,

7.) Hammaddesi den ve hayvansal atıklar olan el sanatları,

8.) Hammaddesi kabuk, saz, ince dal ve sap olan el sanatları, olarak s ı n ı f l a n d ı r ı l a b i l i r .

Hammaddelerine göre ahĢap, taĢ. Toprak, metal hayvansal bitkisel ve yapay bilerden y a p ı l a n yaklaĢık on grupta toplanan ve ihtiyaca iĢleve göre üretim, az gel iĢmi Ģ teknoloji geleneksel malzeme kullanımı gibi özellikler taĢıyan el sanatı ürünler günlük kullanımda beĢikten - arabaya, çanak - çömlekten, kuyumculuğa, baĢlıktan çeyiz sandığındaki eĢyaya kadar geniĢ bir dağarcığa sahiptir(Öztürk,1997,s.88).

2.3.Derinin Tanımı ve Tarihsel GeliĢimi

2.3.1.Derinin Tanımı

Deri; hayvan vücudunu tüy, kıl ve pulla kaplayan örtüdür. Hayvanın vücudunu dıĢ etkilere karĢı koruyan deri: ırk, cins, yaĢ, mevsim, beslenme ve bakım Ģartlarına göre yapısında değiĢiklikler gösteren bir özelliğe sahiptir(Gökçesu,2002,s.15).

(34)

Bir iktisadi değer taĢıyan hayvan derisi, piyasaya arz edilinceye kadar çeĢitli iĢlemlerden geçer. Hayvandan yüzülen ve tabakhanelerde iĢlenmeye hazır olan deriye ham deri, iĢlendikten sonra ortaya çıkan deriye ise mamul deri denir.

Deri sektörünün temel maddesini oluĢturan ham deri kesilen ya da baĢka Ģekilde öldürülen hayvanın yüzülmesiyle elde edilen organik bir maddedir. Bu hammadde teknik yöntemlerle uygun Ģekilde iĢlendiği takdirde, birçok alanda kullanılmaya elveriĢli değerli madde niteliği kazanır. Aynı zamanda geniĢ bir istihdam alanı da yaratmıĢ olur. Bu bakımdan ekonomik değeri olan ve üzerinde önemle durulması gereken bir kaynak niteliği taĢımaktadır(Harmancıoğlu,1984,s.1).

Deri elde edilmesinde manda, sığır, koyun, keçi, deve gibi hayvanlardan yararlanılır. Manda, malak, camız, öküz, inek, dana, düve gibi büyükbaĢ hayvanların derisinden genellikle kösele yapılır. Koyun, kuzu, keçi, oğlak gibi hayvanların postlarından hem yün, hem de ince deri elde edilir(Bilgin,1990,s.80).

2.3.2.Dericiliğin Tarihsel GeliĢimi

Deri insanoğlunun taĢ ve ağaçtan sonra ilk ve en çok kullandığı doğal kaynaklardandır. Prehistorik dönemlerden itibaren kullanılan post, kürk ve kabaca iĢlenmiĢ deriler ile giyim ve günlük hayattaki çeĢitli eĢyalar deri kullanımının insanlık tarihi kadar eski olduğunu göstermektedir(Yıldız,1987,s.1).

‘’Dericilik Sümer, Asur, Mısır ve Hitit medeniyetlerinde de önemli yer tutmaktadır. Dini kitaplarda derinin tarihiyle ilgili bilgilere rastlanmaktadır. Ġncil ve Kur’an-ı Kerim’de Âdem ile Havva’nın Cennet’ten çıkarken sırtlarında pöstekiler olduğu yazılıdır. Ayrıca Musa Peygamber çağında da deri yapıldığından, eski medeniyet döneminde söz edilir’’(Önal,1984,s.17)

Yüz binlerce yıllık geçmiĢi olan deri kültürünün ilk izlerine M.Ö.20bin yıla tarihlenen duvar resimlerinde rastlanmaktadır(Kanbay,1993,s.82).

(35)

Yine dünyanın çeĢitli yerlerinde, arkeologlar tarafından yapılan kazı ve araĢtırmalar sonucu bulunan ve deri iĢlemek için kullanılan aletlerin ve deri kalıntılarının incelenmesi, analizlerinin yapılmasıyla derinin kullanımının TaĢ devrinin (Paleolitik Dönem) erken tarihlerinde baĢladığı anlaĢılmaktadır(Yıldız,1987,s.22).

Ġlk insanların malzeme olarak deriyi kullanmaya baĢladıktan itibaren derinin organik yapısı nedeniyle iklim koĢullarına çok kısa süre dayanması buna bir çözüm yolu gerektiğini ortaya çıkarmıĢtır.

’’Ġlk insanlar, öncelikle ham deri ve postlara çeĢitli maksatlarda kullanmaya elveriĢli özellikler verebilmek için uygun metotlar aramıĢlardır. Bu sebeple, ham derileri çevrelerinden elde ettikleri hayvansal yağlarla yoğurarak, ham deri ile yağların birleĢmesini sağlayarak istedikleri özellikte deri yapmayı baĢarmıĢlardır. Yağla sepileme metodunu M.Ö. 8000 yılına kadar götürmek mümkün olmaktadır. Bu metodu daha sonraları dumanlama, Ģaplama ve bazı bitkilerin ağaç, kabuk ve yaprak gibi kısımları ile mazılardan faydalanmak suretiyle sepileme yöntemleri takip etmiĢtir’’(Öncü,1968,s.1).

AraĢtırmacı E. Schiaparelli yukarı Mısır’da Ghebelen mevkiinde yaptığı kazılarda tarihin ilk tabakhanesini bulmuĢtur. Kazılar sırasında bedbin yıla tarihlenen deri parçaları, yarı mamul deriler, gerçek bir tabaklama atölyesi, deri iĢleme aletleri ve sepileyici bitki kalıntıları bulunmuĢtur(Yelmen,1989,s.15).

Hayvanlardan elde edilen derilerin sepileme yöntemleriyle daha düzgün ve daha uzun ömürlü olması daha çok kullanım alanı bulunmasını sağlamıĢtır. Gerçek anlamda dericiliğin, derinin sepilenmesiyle baĢladığını söylemek mümkündür.

Mısır’da yapılan mezar kazılarında, mumyalar yanında pek çok deriden yapılmıĢ eĢyalara(su, süt kapları, kemerler, pabuçlar) rastlanmıĢtır. Mısır’da yapılan baĢka bir kazı sonucunda deri iĢleme aletleri ile bir debbağhane bulunmuĢtur. Bunlara M.Ö. 3000 yıllarında rastlandığı belirtilmektedir. Deriden yapılmıĢ örneklere en çok Mısır’da

(36)

rastlanmasının nedeni mumya mezarlarındaki kuru, rutubetsiz ortamından kaynaklanmaktadır(Yelmen,1985,s.38).

M.Ö. 3000 yılından itibaren yazının kullanılmasının yaygınlaĢması ile çeĢitli ülkelerde yazılı kaynaklara rastlanır. Mezopotamya, Mısır, Asur, Hitit ve dada sonra da Yunan ve Roma kaynaklarında derinin kullanılması tabaklanıp iĢlenmesi, boyanması konusunda bilgilere rastlanmıĢtır(Yıldız,1988,s.22).

Derinin Anadolu’da da önemli bir sanat kolu olduğunu gösteren birçok bilgi vardır. Dünya yazıt tarihinde Papirüsten sonra en meĢhur yazı yazma aracı olan parĢömen derisi ilk kez Bergama’da üretilmiĢtir.

Türklerin dericiliğin ve deri sanatının ilerlemesinde ve yayılmasında özel bir yeri olduğu tarih içinde belirlenmiĢtir. Ġslamiyet’ten önceki yaĢamda torba, tulum, at koĢumları, çadır, çizme, ayakkabı gibi gündelik kullanım eĢyaları dayanıklı ve kolay taĢınabilen deriden yapılmıĢtır(Sözen,1993,s.291).

Anadolu Selçukluları döneminde dericilik çok önemli bir yer tutmaktadır. Hükümdarlar mavi çizme giyer ve savaĢlarda kullanılan dayanıklı malzemeler deriden yapılırdı. Ayrıca bu döneme ait ilk örnekleri de dericilik sanatının çok ileri bir seviyeye ulaĢtığını gösteren kanıtlardır(Tekin,1993,s.52).

Anadolu Selçuklularının deriyi çok iyi iĢleyerek kullandıklarını, debagat zanaatının çok ileri bir seviyeye ulaĢtığını o zamandan günümüze kalmıĢ deri ciltlerden anlamak mümkündür(Topkapı Müzesi Elemanları,1969,s.100).

Osmanlı Ġmparatorluğu zamanında dericilik ve deri sanatı çok ileri düzeye ulaĢmıĢtır. Batı dünyasının kabul ettiği sahtiyan (keçi derisi) adı ile tanınan derinin imalatını geliĢtirmiĢtir. Bununla birlikte derilerin sepileme ve boyanmasında kendilerine özgü usulleri olduğu saptanmıĢtır.

(37)

19. yüzyılın ortalarında büyük ekonomik krizler görülmüĢ imparatorluğun çöküĢü bütün alanlara yansımıĢtır. Bu yüzyılın sonlarına doğru dünyada teknolojinin ilerlemesiyle birlikte deri sepileme teknolojisinin de geliĢimi, Türk dericiliğinde büyük duraklama hatta gerilemenin baĢlamasına neden olmuĢtur. Bu dönemde sanat değeri taĢıyan bazı kıymetli parçalar yapılmıĢ olmasına rağmen gerileme durmamıĢtır.

1970’li yıllarda Türkiye’de dericilik yeni geliĢmeler ile kendini göstermeye baĢlamıĢtır. Sahip olunan üstün nitelikteki hammadde kaynaklarından, sepileme maddelerinden modern, bilimsel ve teknik esaslardan faydalanılarak ülkede kaliteli mamuller meydana getiren deri endüstrisi kurulmuĢtur.

Bütün dünyada son yıllarda deri teknolojisi büyük geliĢme göstermiĢtir. Uzun zaman bir el sanatı olarak çalıĢan, basit iĢlemeler halinde bulunan dericilik, birden endüstrinin önemli bir kolu haline çevrilmiĢtir(Ülker,1993,s.359).

2.4.Derinin Yapısı

Hayvandan yüzülen ve tabakhanelerde iĢlenmeğe hazır olan deriye ‘’ham deri’’, iĢlendikten sonra ortaya çıkan deriye ‘’mamul deri’’ denir(MeydanLarousse,1970,s.57)

Deri yapısı incelendiği zaman 3 kısımdan meydana geldiği görülür. Derinin dıĢ tesirlere dayanıklı ve sert olan üst tabakası (epidermis) derinin iĢlenmesi sırasında atılmaktadır. Deri, imalinde yararlanılan ve Crupon adı verilen orta tabaka(öz deri) ise bir bağ dokusu olup vücudu muhtelif bölgelerine, hayvanların yaĢ ve cinsiyetlerine göre değiĢik kalınlıklar göstermektedir. Derinin alt kat tabakası ise gevĢek örgülü bir bağ dokusu olup mamul deri imalinde, öz deriden ayrılarak atılmaktadır.

(38)

Fotoğraf No: 1 Derinin Yapısı

2.4.1.Üst Deri(EpidermiĢ):Duyu ve koruma organıdır, toplam deri kalınlığının %1-2’sini teĢkil eder. Üst deri esas itibariyle 3 tabakadan oluĢur.Corium tabakasının hemen üstündeki bazal tabaka prekeratin üretir. Orta tabaka yarı tırnaksı (körner tabakası), en üstteki tabaka tırnaksı(keratin) yapıdadır.

En üst tabakanın tırnaksı yapısı nedeniyle deri kimyasal ve enzimatik etkilere karĢı dayanıklıdır. Üst deri tabakasında kan damarları bulunmaz, bu tabakadaki epitelyum hücreleri corium tabakasından beslenir. Coriuma bitiĢik bazal tabakadaki hücrelerin çekirdekleri vardır. Bu hücreler sürekli olarak üst katlara itilirler ve bu arada hücre çekirdeklerini kaybederek tırnaksı yapıya dönüĢürler. Bazal tabak hücrelerinde, ıĢık etkisiyle koyu renkli pigmentler oluĢur ve bu pigmentler deri rengini belirler.

Evcil hayvanlarda üst deri tabakası genellikle pigmentsizdir, pigmentler kıllarda ortaya çıkar. Hücreler tırnaksı hale geçerken pigmentleri kaybederek renksiz hale dönüĢürler. Bazal tabaka hücreleri üst katlara itildikçe beslenme kaynağından uzaklaĢarak canlılıklarını yitirirler. Hücre sularını kaybederek kuruyan bu hücreler homojen, Ģeffaf bir tabaka oluĢtururlar. Bu arada meydana gelen yapı değiĢikliği ile kimyasal ve enzimatik olarak kolaylıkla etkilenebilen bazal tabakadaki prekeratin, en

(39)

üst tabakada tırnaksı yapı nedeniyle kimyasal ve enzimatik etkilere dayanıklı hale gelir. En dıĢtaki tabaka pul(kepek) halinde kavlayarak mekanik etki ile deriden uzaklaĢır ve bu tabakanın yerini bazal tabakadan dıĢa doğru itilen yeni tabakalar alır. Üst deri tabakası kireçlik iĢlemleri sırasında tamamen uzaklaĢılır.

2.4.2.Alt Deri: Deri tabakası (corium) ile kas(et) tabaksı arasında yer alan bir geçiĢ katıdır. Kollagen lif dokusunda olan alt deri yağ, kas, kan damarları ve sinir dokusu ihtiva ettiğinden çok gevĢek bir yapıdadır. Bu gevĢek yapı nedeniyle deri canlı hayvan üzerinde katlanabilir ve belirli ölçüde kayabilir. Böylece deri canlı hayvanın hareketlerine uyum sağlar. Alt deri sepileme yönünden önemsizdir ve kireçlik iĢlemleri sırasında deri tabakasından ayrılarak uzaklaĢtırılır.

2.4.3.Öz Deri(Corium):Öz deri tabakası, epidermiĢin hemen altında bulunur. Deri üretiminde en önemli tabakadır. Derinin koruyucu tabakası olarak görev yapar ve vücudu mekanik etkilerden korur. Derinin en kalın tabakasıdır ve toplam kalınlığı %80’inden daha fazladır. EpidermiĢteki epitelyum doku hücrelerinin yerini öz deride bağ doku hücreleri alır. Bağ doku hücreleri, birbiri ile iç içe geçen ve ince bağlarla bağlanmıĢ protein liflerinden oluĢmuĢlardır. Bu liflerin dayanıklılıkları ve güçleri değiĢiktir. Birbirleri ile olan bağları her yöne doğru düzensi bir özellik gösterir. Öz derideki bütün lif ve fibriller kologen denilen bu proteinden meydana gelmiĢtir(Komisyon,1994,s.130).

Öz deride de üç tabaka bulunur. Üst derinin aksine, buradaki üç tabaka arasında bir geçiĢ yoktur. Öz deri tabakasında, özellikle burada konu edilen sığır derilerinde, üç tabaka olmakla birlikte bunlar belirgin bir Ģekilde birbirinden ayrılabilir. Üst deriye doğrudan bağlı olan; Ġnce sırça tabaka, popüler tabaka ve bunun altında da, daha kalın olan retiküler tabaka bulunmaktadır.

2.5.Ham Derinin Kimyasal Yapısı

Hayvan derisi, proteinler yanında az miktarda yağ ve mineral maddeler ile oldukça fazla miktarda sudan meydana gelir. Bu maddelerin her birinin payı deri türüne, ırka, yaĢa, cinsiyete ve yaĢam koĢullarına göre farklılıklar gösterir(Deri teknolojisi,1994,s.32).

(40)

Ham derini analizinde saptanan kimyasal madde miktarı Ģunlardır: %45-55 karbon

%16-19 azot %19-25 oksijen %6-8 hidrojen

%0.5-2,2 kükürt, fosfor, demir veya brom, klor vardır(ToptaĢ,1993,s.14). 2.6.Deri Türleri

Yılda ortalama olarak 1,2 milyar metrekare deri iĢlenmektedir.

Bunun;

%15’’ini koyun derileri %5’i keçi derileri %10’unu domuz derileri

%70’ini sığır ve dana derileri oluĢturmaktadır(Deri Teknolojisi,1994, s.35-37). 2.6.1.KüçükbaĢ Hayvan Derileri: Koyun, Kuzu, Kaz, Oğlak ve Süt danası derileridir.

2.6.2Büyükb.aĢ Hayvan Derileri: Manda, Öküz, Dana. Boğa, Malak derileridir. 2.6.3.Av ve Kürk Derileri: Kurt, Kunduz, Tilki, TavĢan, Sansar, Sincap, Yaban kedisi, Kokarca, Merinos, Karagül, Yılan, Timsah, vb. derilerdir.

2.6.4.Diğer Hayvan Derileri: At, Deve, Merkep, Yaban domuzu, vb, derilerdir. 2.7.Derinin ĠĢlenmesi

Deri, hayvandan yüzüldüğü andan itibaren ısı ve mikroorganizmaların etkisiyle kokması ve bozulmasının engellenmesi amacıyla; tuzlama, kurutma veya her ikisinin

(41)

karıĢımı bir ön iĢlemden geçirilmektedir. Kullanılacağı alana göre istif ve ayrımı yapılmaktadır

Ham deri depolarındaki deriler ağırlıklarına, kalite ve türlerine göre sınıflandırıldıktan sonra, mamul hale gelebilmesi için, bir sen iĢlemden geçirilir. Bu iĢlemler baĢlıca; hazırlama, sepileme ve bitirme (finisaj) iĢlemleri olarak gruplandırılmaktadır.

Tabakhaneye gelen deriler dolap, pervane veya havuzlar içerisinde kimyasal maddeler ile iĢlem görür. Bunun sonucunda derilerden yağ ve kıllar ayrıĢır. AyrıĢan yağ ve kıllar temizlenir. Daha sonra bol su ile yıkanır.

2.7.1.Ham Deri: Ham deri et üretimi sırasında elde edilen yan ürünleri miktarı, et üretimine bağlıdır. Derinin yüzülmesi sırasında kesik ve deliklerin oluĢmasına neden olarak sivri uçlu ve keskin bıçak kullanılmalıdır.

2.7.2.Salamura: Yüzülen deri kısa bir soğuma süresinden sonra mikro organizmaların deri proteinine zarar vermesini önlemek için hemen salamura yapılmalıdır. Ham derinin taze olarak hemen iĢlenme imkânı yoksa uygulanacak olan salamura metodu deriyi uzun süre muhafaza edecek Ģekilde olmalıdır. Salamura genellikle tuzla yapılmaktadır, sıcak iklimlerde ise küçükbaĢ hayvan derileri kurutularak muhafaza edilmektedir. Burada önemli olan derinin kokuĢmasına meydan vermeyecek Ģekilde salamuranın hızlı ve etkin olmasıdır. Ham derinin protein parçalayıcı enzimlerle etkilenmesi sonucunda mamul deride sırça zedelenmesi görülmekte ve derinin mukavemeti azalmaktadır.

2.7.3.Kireçlik ĠĢlemi: Üst deri ve alt derinin uzaklaĢtırılarak deri tabakasının (corium) ortaya çıkarıldığı ve deri lif dokusunun, daha sonra uygulanacak olan sepileme iĢlemine hazırlandığı üretim aĢamalarından birisidir.

2.7.3.1.Islatma: Ham deriye uygulanan ilk iĢlem basamağıdır. Islatma iĢleminde süre, kullanılan yardımcı maddelerin cins ve miktarları ham derinin salamura Ģekline bağlıdır. Bu iĢlemde salamura katkı maddeleri, kir ve gübre uzaklaĢtırılır ve ham deriye yüzüldüğü andaki su miktarı tekrar kazandırılır. Islatma süresi tuzlu salamura deride birkaç saat, hava kurusu deride bir gün veya bazı hallerde daha uzundur.

(42)

Islatmanın hızlandırılması için ıslatıcı, emilgatör, enzim ve alkaliler kullanılabilir. Islatma iĢleminin kontrollü yapılması ve mikroorganizma faaliyetlerinin önlenmesi gerekir. Bu iĢlem dolap, çırpıcı ve pervanede uygulanabilir.

2.7.3.2.Kılların UzaklaĢtırılması ve Tola GeliĢimi: Bunun için farklı metotlar uygulanmaktadır. Kireçlik iĢlemi kılları muhafaza ederek, kılları parçalayarak, badana enzim veya terletme ile uygulanabilir. Bu iĢlemle üst deri ve ona ait olan kıllar, deri üretiminde faydalı olmayan çözünebilir proteinler uzaklaĢtırılır. Bu sırada üretilecek olan deri cinsine uygun olarak tola geliĢimi de sağlanır yani deri lif dokusu bir ölçüde sepilemeye hazırlanır. Kılların muhafaza edildiği kireçlikte kıllar gevĢetilerek deriden uzaklaĢtırılır. Kılların parçalandığı kireçlikte kıl keratininin disülfit köprüleri etkilenerek kıllar parçalanır ve deriden uzaklaĢtırılır. Bu iki metotta farklı miktarlarda sodyumsülfihirat, sodyum sülfür, tioalkoller, kireç vb. kullanılır. Dolgun tutumlu derilerde kireçlik süresi kısa, eldivenlik gibi esnek derilerde uzundur.

2.7.3.3.Enzimlerle Kıl Giderme: Kılların muhafaza edildiği kireçlik metoduna dâhildir. Özel enzim ürünleriyle üst deri etkilenir ve kıl kökleri gevĢetilerek uzaklaĢtırılır. Bu metotta kıllar uzaklaĢtırıldıktan sonra kireçle tola geliĢimi sağlanır.

2.7.3.4.Badana: Zırnık ve kireç karıĢımı bir bulamaç halinde el veya makine yardımıyla derinin et tarafına sürülür. Bu bulamaç kıl diplerini parçalayarak yün ve kılların deriden ayrılmasını sağlar. Bu metot genellikle yün ve kılları değerli olan derilere uygulanır.

2.7.3.5.Terletme: Enzimlerle kıl giderme esasına dayanır. Bu metotta ham deriler(genellikle koyun) doygun rutubetli ve sıcaklığı kontrol edilebilen kamaralara asılır. Ortamdaki mikroorganizmalar kıl köklerini gevĢeterek bir süre sonra deriden ayrılmasını sağlar. Yünler alındıktan sonra deriye tola geliĢimi için kireçlik iĢlemi uygulanır. Deri, kireçlik iĢleminde üst deri, kıllar ve alt deri uzaklaĢtırıldıktan sonra Tola olarak adlandırılır.

2.7.3.6.Etleme(Kavaleto): Alt deri tabakasını uzaklaĢtırmak için uygulanan bir makine iĢlemidir. Bu iĢlem ön ıslatmadan sonra veya kireçlikten sonra uygulanabilir.

(43)

Daha sonraki iĢlemleri olumsuz yönde etkilememesi için alt deri tabakası kalıntı bırakmadan uzaklaĢtırılmalıdır.

2.7.3.7.Yarma: Mamul deride arzu edilen kalınlığa uygun olarak derinin yarılması iĢlemidir. Yarma iĢleminde, yatay hareket eden bir çelik bıçaklı makine ile deri enine olarak ikiye ayrılır. Bu iĢlemde sırçalı taraf oldukça homojen, yarma deri kısmı faklı kalınlıklarda yarılır. Sırçalı deri ve yarma deri farklı maksatlar için kullanılır. 2.7.3.8.Kireç Giderme: Tolada kalan kireçlik kimyasallar uzaklaĢtırılır ve tolanın ĢiĢkinliği giderilir. Normal olarak tam kesitte kireç giderme yapılır.

2.7.4.Sepileme ve YaĢ Bitirme ĠĢlemleri: Deri protein yapısındadır. Rutubetli ortamda mikroorganizmaların etkisiyle kokuĢur, yüksek sıcaklıkta jelâtinleĢir. Tola kurutulursa lifler birbirine yapıĢır, ser kırılgan ve Ģeffaf bir yapıya dönüĢür. Sepilemenin görevi lifleri birbirinden ayırıp, lif demetlerini karĢılıklı birbirine bağlayarak deriye dayanıklılık kazandırmaktır. SepilenmiĢ deri mikroorganizmalardan etkilenmez, sıcaklığa dayanıklıdır.

Sepi maddeleri Ģu Ģekilde sınıflandırılır: 1.Bitkisel sepi maddeleri,

2.Sentetik sepi maddeleri, 3.Mineral sepi maddeleri, 4.Yağ sepi maddeleri,

5.Aldehit sepi maddeleri(Formaldehit, glutardialdehit)

2.7.4.1.TaraĢlama: Yarma makinesinde yarılan derinin kalınlığının derinin bütün bölgelerinde aynı olması sağlanır. TaraĢ makinesinde genellikle 0,1 mm kalınlıkta bir tabaka uzaklaĢtırılır. Bu nedenle yarma iĢleminin çok hassas yapılması gerekmektedir.

2.7.4.2. YaĢ Bitirme ĠĢlemleri: Krom sepilenmiĢ, yağlanmıĢ ve tıraĢlanmıĢ deriye uygulanan iĢlemlerin tamamını kapsar. Son sepilemede bitkisel, sentetik, mineral ve aldehit sepi maddeleri farklı miktar ve kombinasyonlarda uygulanarak çok değiĢik

(44)

tutum ve özelliklerde mamul deri elde edilmektedir. Boyama iĢlemi anilin ve natürel derilere son rengini verirken, örtücü finisaj yapılacak olan derilerde ise finisaja yardımcı olmaktadır.

Yağlama iĢlemiyle deri kurutulurken liflerin birbirine yapıĢarak sertleĢmesi önlenir, deriye tok ve yumuĢak bir tutum kazandırılır.

2.7.5.Finisaj(Bitirme)ĠĢlemleri: SepilenmiĢ, yağlanmıĢ, boyanmıĢ, kurutulmuĢ deride kullanım özelliklerini iyileĢtirmek için yapılan iĢlemlerin tamamına finisaj denir. Deri yüzeyinde finisaj maddeleri ile oluĢturulan koruyucu tabakaya da finisaj adı verilmektedir.

Sepilenme, yağlanma, boyanma, kurutma iĢlemlerinden sonra deri kullanılabilir durumdadır, fakat derinin kullanım özelliklerini daha da iyileĢtirmek için finisaj iĢlemleri uygulanır(ToptaĢ,1993,s.477).Böylece deri iyi bir görünüm kazanır, dıĢ etkilere karĢı daha dayanıklı hale gelir. Finisaj; deri yüzeyine arzu edilen özellikleri kazandırmalı, derinin tabii görünümünü mümkün olduğunca muhafaza etmelidir.

2.8.Deri ÇeĢitleri ve Özellikleri

2.8.1. Ak Deri: Ceylan, koyun ve keçi derilerinin ponza taĢıyla temizlenip, kâğıt gibi düz ya da pürüzsüz bir hale getirilmesiyle elde edilir. Kâğıt bulunmadan önce, uzun zaman saklanması gereken kitaplar çoğunlukla bu deri üzerine yazılırdı. Bugün müzelerimizde ceylan derisi üzerine yazılmıĢ birçok değerli kitap vardır.

2.8.2.Davul Derisi: Dana, domuz ve eĢek derileri, kılları ve yağlan temiz-lendikten sonra sünger taĢı ve tebeĢir tozuyla ovulur, gerilerek havada kurutulur. ġeffaf ve sert bir hale gelen deri müzik aletleri ve dekoratif süslemelerde kullanılır(Gökçesu,2002,s.19).

2.8.3.Domuz Derisi: Çok sağlam, kendinden desenli, lüks ve dayanıklı deridir. Çanta, bavul, giysi yapımında kullanılmaktadır.

2.8.4.Fantezi Deriler: Antilop, ceylan, yılan, kertenkele, timsah, köpekbalığı ve kedi balığı derilerinden marokenler yapılır.

(45)

2.8.5.Glase (ġevro): Çok ince yumuĢak oğlak veya kuzu derisinden yapılan, eldiven ve kadın giysisi üretiminde k u l l a n ı l a n derilerdir.

2.8.6.Güderi: Sırçasız koyun derisinin bakıl yağları ile hazırlanmıĢ yağlarda yalnız olarak organik ya da inorganik ön de beset ile kombine olarak sepilenmesinden ekle e d i l e n çok yumuĢak kendine has sarı renkli bir deridir(Mamul Deriler,1990,s.90-92).

2.8.7.Kösele: Sığır ve manda ham derilerinin orta ve ağır boyda oku, kırından, bitkisel tanenler ve diğer organik debbağlayıcıların tek baĢına veya birlikte kullanılması suretiyle sepilenerek elde edilen sert, sıkı tutumlu ve tabu renkte mamul derilerdir. 2.8.7.1.Sabunlu Kösele: Orta ağırlıkta, düzgün sırçalı ham sığır derilerinin bitkisel tanenler ve organik debbağlayıcılarla sepilendikten sonra belirli oranda yağlanmıĢ ve yüz tarafı perdahlanmıĢ olan tabii renkte, yumuĢak tutumlu, elastik bir köseledir.

2.8.7.2.KayıĢlı Kösele: Ağır ham sığır derileri bitkisel tanenler ve diğer organik debbağlayıcılar tek baĢına veya arada kullanılarak sepilendikten sonra özel surette yağlanarak elde duran, kropon haline tabi renkte ve sıkı tutumlu bu köseledir.

2.8.7.3.Kromlu Kösele: Ağır sığır ve manda derilerinin krom tuzları ile sepilenmesinden sonra, yağlı veya yağsız olarak yapılan (mavi, yeĢilimtırak, renkte, sert tutumlu, bükülebilir ve elastiki bir köseledir.

2.8.7.4.Suni Kösele: Esas kullanım yeri ayakkabı sanayi olan bu kromlu den parçaları ile krom talaĢı ve kösele kırpıntıları gibi daha çok doğal maddelerden yapılma bir yardımcı maddedir(Güler,1994,s.52).

2.8.8.Maroken: BüyükbaĢ hayvan derilerinden özellikle keçi derisine krom veya tanen sepisi yapılmasıyla elde edilir. Sepilemeden sonra çok açık bir renk aldığından,

istenilen renge boyanır. Yüzeyi görüĢü, derinin en önemli

(46)

2.8.9.MeĢin: Koyun ve keçi derilerinin türlü usullerle sepilenmesinden elde e d i l e n t a b i i renkte veya boyanmıĢ, ince, yumuĢak, elastiki derilerdir. Ayakkabı astarı, dekoratif ürünlerin yapımı ve ciltçilikte kullanılır

2.8.10.Rugan: Büyük ve küçükbaĢ hayvan derilerinden elde edilir. Derinin bir yüzü çıkılanmaktadır. Parlak ve yumuĢak olması ayrıca suyu geçirmemesi en önemli özelliğidir. Zamanla yüzeyinin çatlaması istenmeyen özelliklerindendir. Ayakkabı, çizme, kemer ve konfeksiyon sanayinde kullanılır.

2.8.11.Süet: Genç sığır, dana, malak derileriyle, keçi, oğlak, koyun ve kuzu derilerinin kromlu tuzlarla sepilenmesinden elde edilen yumuĢak, kadife tutumlu, çeĢitli renklerde derilerdir. Sığır süet, dana süet, keçi ve oğlak süet vb. tipleri vardır.

2.8.12.Vaketa: BüyükbaĢ hayvan derilerinden sepilendikten sonra yağlanmak ve sırça taraf, perdahlamak suretiyle elde edilen tabii renkte veya sırçadan boyanmıĢ yumuĢak tutumlu derilerdir. Tabu renkli, boyanmıĢ ve saracıyelık vb tipleri vardır.

2.8.13.Vidala: Krom sepisiyle sepilenir. Özellikle dana derisinden yapılır. 2.8.14.Krodil: Timsah, lezer(büyük kertenkele) sıcak memleketlerin derileridir. Çanta ayakkabı yapımında kullanılır(Aker,Bostancıoğlu,1970,s.407).

2.8.15.Napa: Küçük ve büyükbaĢ hayvan derilerinin genellikle krom Hızlarıyla sepilenmesinden elde edilir. Sırçası düzgün veya tanecikli, ince, yumuĢak, esnek ve mukavemetli, çeĢitli renklen olan derilerdir.

2.8.16.Nubuk: Genç sığır derilerinden krom sepilenmesi yapılarak elde edilen ince ve yumuĢak tutumlu derilerdir. Sırça yüzleri hafif zımparalanmıĢtır.

2.8.17.Yapay ( S u n i ) Deriler: DıĢ görünümü bakımından tabu deriye benzer Suya karĢı dayanıklıdır. Mobilyacılıkta, ayakkabı, bavul, çanta, cilt vb. eĢyaların yapımında kull anılı r(Gökçesu,1996,s.18).

2.9.Deri Konfeksiyon Sanayinin Türkiye’deki ve Dünyadaki Durumu, Üretimi ve Pazarlaması

Şekil

ġekil No:26 Kalıbı hazırlama
ġekil No:28 Çanta kısımlarının birbirine birleĢtirilmesi
ġekil No:30 Astarla derinin birleĢtirilmesi
ġekil No:32 Çantanın kapak kısmına çıtçıt yerleĢtirilmesi
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Ham derideki hatalar hayvanın yaşamı, derinin yüzümü ve konservasyon işlemi sırasında oluşur.. CANLI HAYVANDAKİ KUSUR

Bu deliklerden geçirilen çözgüler döndürülerek açılan aralıklara atkı ipliklerinin geçirilmesi ile dar ene sahip dokumalar elde edilmektedir... BEZ

dolayısıyla da ait olduğu doku ve/veya organın herhangi bir nedenle zarar görmesine, doku bütünlüğünün bozulmasına, dokuların tahrip olmasına yara denir..  Bu

Salgılar sıvı yada katı halde olabilir ve bu salgıları bitkiye değişik şekillerde fayda sağlar: örneğin tanen, reçine bitkiyi çürümekten koruyan antiseptik

 Yüzünüzde daha önceden bir ameliyatınız varsa veya yüzünüze ilişkin veya diğer şekillerde herhangi bir ameliyat geçirme ihtimaliniz varsa (eğer alın

Mehmet Emre ERDOĞAN ONLINE.. Muhammed

Arslanoğlu ve arkadaşları Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Isı tekniği laboratuarında şartlandırma odasında yaptığı deneylerde farklı şartlandırma

Deri ve deri ürünleri imalat sanayi; tabaklama ve deri işleme, ham deriden suni deriye, deri kimyasallarından deri konfeksiyona, ayakkabıdan ayakkabı yan