• Sonuç bulunamadı

Türk - Ermeni ilişkilerinde zamanın yıpratamıyacağı bağlar:Bu şehre damgasını vuranlar:Balyanların Türk mimarlığına getirdikleri büyük katkı (2)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk - Ermeni ilişkilerinde zamanın yıpratamıyacağı bağlar:Bu şehre damgasını vuranlar:Balyanların Türk mimarlığına getirdikleri büyük katkı (2)"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

.. ... ... ... .. „ „ „ „ m ... .. .. ... ... ... ... ... ... .. ili ni n ... ... il im ... ... . mut i ... ... . ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... .. İli ... ... II I ... ... . ıııııııı ıı ııı ııı ııı ı ... ... ... ... ... . ıı mn ıı ııs ıımıııııııtı ... .. . ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... im in ... .. ıııı ım m tı ım ... ... ıııı ııı ııı ııı ... .. ııı ııııtııııımıı... ... . ... ... ... ... ... .. . IIIIIIIIIIIIIIIMIIIIUIII IHIMI*

TÖRK-ERMENÎ İLİŞKİLERİNDE ZAM A N IN V1PRATAMIYACAĞI BAĞLAR

BU Ş E H R E

D A M G A S IN I V U R A N L A R

■sfe. ı f 4ae

BALYANLARİN TÜRK MİMARLIĞINA GETİRDİKLERİ

B D Y D K K A T K I

Bere E rziyan

(2)

BALYAN KARABET AM İRA (1 8 0 0 -1 8 6 6 )

OsmanlI Devleti Hassa Mimarı

Ermeni asıllıdır. İstanbul’da doğdu. Bazı yazarlara göre Bayburt’un Lusonk Ermeni köyünde doğdu. Babası yine Has­ sa Mimarı KİRKOR AMİRA BALYAN’dır. İki defa evlendi. İlk zevcesi NAZENİ’den altısı erkek olmak üzere onbir evlâ­ dı ve ikinci zevcesi MARİSA’dan biri erkek olmak üzere iki ev­ lâdı oldu.

Bunlardan NİGOĞOS (1826-1858), SARKİS (1835-1899), HAGOP (1838-1875) ve SİMON (?? -1897) bilâhare Hassa Mi­ marları oldular.

Karabet Amira Balyan’m ilk gençlik çağı ve tahsili hak­ kında kesin bilgiler mevcut değildir. Tahsilini zamanın ade­ tine göre herhalde evinde özel öğretmenler eliyle görmüş olup mimarî bilgisini de pederinin yanında öğrenip geliştirdi.

Bilindiği gibi 19. cu asırda İstanbul’da ecnebi, bilhassa İtalyan ve Fransız mimarları da faaliyette bulunmaktaydılar. Hassa Mimarı Kirkor Balyan’m ölümünden sonra, bunlardan bazıları Hassa Mimarlığını elde etmek istedilerse de yine Dev­ let hizmetinde bulunan HARUTYUN AMİRA BEZCİYAN «KAZEZ ARTİN»’in aracılığıyla Garabet Amira Balyan ba­ basının yerine SULTAN MAHMUT II. (1808-1839) tarafından hassa mimarlığına tayin edildi.

Garabet Balyan ilk çağlarda eniştesi, yine Hassa Mimarla­ rından HOVHANNES AMİRA SERVERYAN’la ve sonraları büyük oğlu NİGOĞOS BALYAN’la çalıştı.

Garabet Balyan Avrupa memleketlerine seyahat etmemiş­ se de, gençlik çağlarında, bilhassa mimarî kalıntılarıyla bugü­ ne kadar ün salmış Ermenistan’ın ortaçağ başkentlerinden ANİ şehrini (halihazırda KARS ilinde) ziyaret etti. Ancak eserlerinde Ermeni mimarî üslûbundan fazlaca esinlenmemek- le beraber, ileride bazı unsurlar kullanmıştır. Bunlardan en belirlisi Harbiye Okulu yanında inşa ettiği SİPAHİ OCAĞI binasının cephesi olmuştur. Maalesef bugün bu bina mevcut değildir, yıktırılıp yerine Radyoevi binası yapıldı.

Garabet Balyan SULTAN MAHMUT II. (1808-39), SULr TAN ABDÜLMECİT (1838-61) ve SULTAN ABDÜLAZİZ (1861-76) devirlerinde faaliyette bulunup, her üçünün de tak­ dir ve itimatlarını kazandı.

Bilhassa İmparatorluğun sanayileşmesi yönünde büyük gayretler sarfeden SULTAN ABDÜLMECİT, Zeytinburnunda 1845’te kurdurduğu Demir Çelik Fabrikası inşaatını kısa za­ manda sonuçlandıran Garabet Balyan’m çalışmalarını takdir ederek onu İFTİHAR MADALYASIYLA taltif etti.

Garabet Balyan’m en ünlü eseri 1856’da inşası biten DOL- MABAHÇE Sarayı’dır. İstanbul’un en muhteşem ve güzel ya­ pıtlarından biri olan bu saray, G. Balvan eniştesi Hassa Mima­ rı OHANNES SERVERYAN ve büyük oğlu NİGOĞOS BAL­ YAN eşliğinde inşa etmiştir. Bu sarayda, bilhassa süsleme un­ surları Avrupa’da tahsil görüp, Avruna binalarını etüd edip memlekete dönen istidatlı bir san’atkâr olan genç mimar Nİ­ GOĞOS BALYAN deruhte etmiştir. Bu husus özellikle MU- AYEDE SALONUNDA Ve iki ŞEREF KAPILARINDA ve yi­ ne dışta bulunan SAAT KULESİNDE açık şekilde göze çarp­ maktadır.

Genellikle kuvvetli ve usta bir mimar olan KARABET KALFA «O zamanlar mimarlara KALFA denirdi» ustalığı gi­ bi san’atmda da ilerici bir şahıs olduğundan, hizmet ettiği Sultanların yenilik ve çağma uyma arzularını lâyikiyle cevap­ landırıyordu.

K İ Ş İ L İ Ğ İ :

Karabet Balyan usta bir mimar olmakla beraber, babası Kirkor Balyan gibi aynı zamanda mahir bir diplomattı da. Böylece mesleği yönünden elde ettiği muvaffakiyetler yanında nmıııııııııııııııııııııııııiiiıımıummımmmıımımııııııııımıııııımmıııuıııııııııımmıımmiıımııııımıııtııııııiııtHiıın» umumu

D ö m f l B f l H Ç E S A R

2

Î Y I

Dolmabahçe Sarayı, Avrupa etkisinde, Rönesans ve Barok kırma­ sı mimari bir üslûpta yapılmıştır. Deniz yönünde 600 metre uzunluğun­ da mermer bir rıhtımla sınırlandırılmış, karaya bakan yönü, yüksek du­ varlarla kapatılmıştır- Dolmabahçe Camii karşısında, çok süslü iki büyük kapısı vardır,Kapılardan saray bahçesine, buradan da geniş merdivenler­ le selamlık bölümünün birinci katına girilir. Oradaki asıl yapı (Muayye- de Salonu) dur. Bayramlaşma ve resmi törenlerin yapıldığı bu süslü salondaki dört buçuk tonluk ve 7 5 0 mumluk kristal avizeyi Ingiltere Kı- raliçesi Viktorya hediye etmiştir.Muayyede Salonunun kuzeyinde Hünkâr Dairesi ve Harem vardır. 17 büyük salonu ve 200 odası ayrı ayrı süslenmiş ve döşenmiştir. Salondaki yağlı boya tablolar,avizeler çini porselenler, ve tüm eşyalarla Dolmabahçe Sarayı.bir sanat müzesi gibidir.

Dolmabahçe Sarayı birçok tarihi olaylara sahne olmuş, birçok ya­ bancı devlet büyükleri bu sarayda ağırlanmıştır.

Dolmabahçe Sarayı Parlamento tarihimiz için de önemli bir geçmi­ şe sahiptir. İkinci Abdülhâmid tahta geçer geçmez ilk Osmaniı Mebusan Meclisini burada toplamıştır.

Nihayet Atatürk 10 Kasım 1938 günü saat 9da burada dünyaya gözlerini yumdu.

İstanbul şehrini simgeliyen en ünlü yapıtlardan başta geleni olan bu saray Balyanların unutulmaz bir hatırası olarak tarihe kalmıştır.

hizmet ettiği her üç Sultanın da itimat ve teveccühlerini ka­ zandı. Aslında Karabet Balyan’m reformcu bir anlayışta ol­ duğu, mimarî eserlerinde de bariz bir şekilde gözükmektedir. Ermeni Cemaatinin idari ve kültürel işlerinde de kendini gös­ termiştir. Şöyle ki mutlakî bir usulde idare edilen OsmanlI

ülkesinde, Ermeni Cemaat işlerini mutlak ve keyfî usuller­ den sıyırıp, halk seçimiyle işbaşına gelen fahrî idareciler eliy­ le sürdürülmesini sağlamıştır. Bu yolda muhakkak ki Sultan­ lar ve Hükümet ricali nezdinde elde ettiği itibar sayesinde Hükümetten Cemaat .leyhine birtakım mühim kararname­ ler elde etmiştir. Böylece 1847 yıllarında kendisi gibi mute­ ber bir şahıs olan Barutçubası DADYAN AMİRALAR ve Güm- rükemini CEZAYİRLİYAN AMİRALAR’la birlikte Ermeni Cemaat işlerini yürütecek RUHANÎ ve CÎSMANÎ KURUL- LAR’ın seçim müsaadelerini elde etmişlerdir.

Karabet Balyan Ermeni Cemaatinin yalnız idari isleriyle uğraşmakla kalmayıp, aynı zamanda kültür ve bilhassa eği­ tim işleriyle de madden ve mânen meşgul olmuştur. Bu alan­ da eniştesi Hovhannes Servervan’la birlikte 1836’da Üsküdar- da kurduğu CEMARAN YÜKSEK OKULU’nun masraflarını, okul açık kaldığı müddetçe bizzat karşılamıştır.

Yine 1845 te Yedikule Ermeni Hastanesi methalinde bir nevi ZİRAAT OKULU (veyahut KURSU) açmıştır. Bunlar­ dan başka 1858’de aym yerde kültürlü ruhanilerin yetişmesi için bir Ruhban Okulunun açılmasına önderlik etmiştir. Bu teşebbüsler ancak kısa ömürlü olmuşlardır. Nedeni çevresi­ nin ve zamanının zihniyetinin bu gibi ilerici teşebbüslere ha­ zırlıksız olmasıdır.

Bunlar meyanîttda HARUTYUN AMİRA BEZCİYAN’m (KAZEZ ARTİN) 1832 yılında kurmuş olduğu YEDİKULE ERMENİ Hastanesi inşası ve tesisinde başlıca desteği olmuş­ tur. fDevamı 7. sahifede) l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l v ı . ı i r t f f l I l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l i l M l l l l l ı l l l l f l I l l l i m m i l U m i l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l U l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l I l l U l

6

ııı ııı ılı n lıı ııı ııı m ııı ım ııt ııı ııı ım ııl ıii iıı ıım ııı ııı n .... . ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ııH ııı ııı ııı ııı ılı lıı ılı ııı ııı ııı lıı ıı .... ... .... ... i u n u m ı i n ıı m ı u n u ııı ııı n in n in i ıl ıt .... . ııı lın ııl ıil ııı iıl ııl n ııı iıı ııı ııı ın ııı ııı ııı n iın ıı ıli ın ill iıi llı ııı ııi ıli ıiH liı ılı ııl ııl lıı nı ııı ıiı lıı ııı ııı liı ılı ııl ıiH iıı ııı ıli H in ıım ııı ıim iii ııı ııi ilı lli lli jl

(2)

AA ^\/\X \A X \A ^iV A /'-A /v>\yv>V A-A/v-^V/v^/vx\y\xV\XV/V^\/VXVA^V>X\A^VVX\/\X\/\X\/\XV/>XV/\X\A^\AX\A<^/^

BU ŞEHRE DAMGASINI VURANLAR

(b . sahifeden^

Karabet Balyan genellikle yeniliğe yakın, bir karakter ta­ şımakla beraber, bir cemaatin sağlamlığını ve devamlılığını sağlayan temel an’ane ve âdetlere de sadık kalmasını bile ve bunların muhafazasının gereğini kavrayan bir kişi olmuştur.

15 Kasım 1966 da ikamet ettiği Beşiktaştaki konağında

ani olarak ahbaplarıyla sohbet ettiği sırada ölmüştür. Beşik­ taştaki Ermeni Mezarlığında gömülmüş, son yıllarda Yıldız yolu yapımı için gereken istimlâklerde mezarlık ortadan kalk­ mış olup, bu meyanda Karabet Balyan’m kabri de kaybolmuş­ tur.

KARABET BALYAN’ın BAŞLICA ESERLERİ: 1 — Eski Çırağan Sarayı (Ahşap) 1836-39.

2 — Beykoz’da (Boğaziçi) Deri ve Kösele Fabrikası (1842). 3 — Zeytinbumu Demir Fabrikası (1845).

4 — Eyüpte Çifte Saraylar. 5 — Eski Yıldız Köşkü. 6 — Harbiye Mektebi.

7 — Harbiyede Sipahi Ocağı. 8 — İzmitte Çuha Fabrikası. 9 — Hereke Bez Fabrikası. 10 — Bakırköy Bez Fabrikası.

11 — Sultan MAHMUT, MECİT ve AZİZ TÜRBESİ. (Di-vanyolu İst.).

12 — Terkos Valide Bentleri. 13 — Bahçeköy' Bentleri.

14 — Dolmabahçe Sarayı (1856).

15 — Salıpazarı Cemile ve Münire Sultan Sarayları (1856-59). Bilâhare Meclis-i Mebusan binası, Güzel Sanatlar Ak. v.s.

16 — İzmitte Hünkâr Köşkü.

17 — Yedikule Ermeni Hastanesi (bazı kısımlar) 1832-34. 18 — Kuruçesmede Yerevman Surp Haç Ermeni Kilisesi

(1834). ’

19 — Beyoğlunda Surp Yerortutyun Ermeni Kilisesi (1836). 20 — Beşiktaşta Surp Asvazazin Ermeni Kilisesi (1838). 21 — Zeytinburnunda Surp Hagop Ermeni Kilisesi onarımı

(1852).

22 — Bandırmada Ermeni köyü Surp Sarkis Ermeni Kilisesi (1858).

23 — Bayburtta LUSON Ermeni köyü S. Lusavoriç Manas­ tırı.

2 4 _ Beşiktaş Ermeni Mezarlığı onarımı ve çevre duvarları

(1849).’

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

devam etmiş bulunmaktadır. Bu mabedlerin inşa tarzları Mısırlılarmkine benzemediğine göre bu muazzam taş kütlelerini zamanının insanları nasıl bir usul ile nakil

kalısaı-ıı r&#34; clers el&lt;leııre kıltrvtızı.ıncla bclirtilc,ıı

Dizide 1ıl;,ete yazılarına yer verilmemiş olmakla birlikte, Dünya gazeresinde yıyımlanmış olan &#34;Yanlış Türkçe Kılavuzu&#34; (24 nomaralı) adlı maka|e,

İdari Yargılama Usilü Kanunu'nun 28 nci maddesine göre de &#34;..yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlann icaplanna göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye

boğularak ölınesi olayuıda agır ihmali butunan İzınir Vrniğ, Biiy'ıiğehir Belediye BaşkaıJığ ve Bomova Belediye Bakanhğ aleyhine, İzmir'li yurtdaşlar

ktil dağına ponpalaır-ıelr ıanılan atık su;run çevre kirliliğiıre se- bebiyet veımeden kil1 ı slatım:-nda kullan:.]-ması Mahal.li Çevfe Kuru- 1ıınca

Gökova ve Yaıagan'ın Balğnlar Kurulu kararıyla çalıştırılacağınf' söylemiş; Enerji ve Tabii Kaınaklar Bakanı'ru krramayan Bakanlar Kurulu üyeleri de, mevcut

arttğ|nl w'guladl, ' YaptğlmE araşllrmalarda santal bealarlndan gkan zehirli gazlarln kansere ),ol adlğınl tesPit eüir di}€