tar i hi ne dair
' U
y
~»r V
ibişi ifnanın aslı
Arkadaşım Dr. Kemal Saracoğlunun
bana ithaf etmek nezaketinde bulun dukları yazıyı oku.
dum. Bahsettikleri
I__
Yazan:
Dr.
Sühe&i
makale bundan tam 2 sene evvel Dueu. tsehe Medizinische Woschenschrift’in 1911 senesine aid No. 17 ve 18 inde çıkmıştır. Bize bunu Ankaradan ayrıca meslekta şımız Dr. Kâmile Aygiin de bildirdi. Makalede bilhassa İbni Sinanın Acemli. ğinden bahsolunuyordu. Dr. Kâmile Aygiin buna cevab vermemizi temenni etti. O da Dr Kemal Saracoğlunun be lirtmek istediği nokta üzerinde duru yordu.
Muharririn istinad ettiği noktalar ti ze rinde çalışmalarımıza devam ediyo ruz. Böyle bir İddiaya hemen acele ce- , vab verilmesini doğru bulmuyoruz. Son
ra bu gibi iddialar Avrupada az değil dir. Beynelmilel Tıb Tarihi kongrelerin- j de hep bu bahis üzerine Türk murah- j hasları tarafından söz söylenmiş ve I münakaşa edilmiştir. Tıb Tarihi Ensti
tüsünde bunların safhalarını bildiren vesikalar vardır. Tıb Tarihi âlimleri, bu bahiste Türk tezi kabul edilirse Tıb Tarihlerini yeniden yazmak icab edecek tir; demişlerdir. Tezimiz budur, bunu kısaca izah edelim İlim âleminde Arab- lık ve Açemlik hakkında iki cereyan vardır. Arab, kendisinden gayri hangi din ve milliyette olursa olsun herkese Acem, der. Bu tabir Arab olmıyan (Non arabe) manasında yabancı demektir. Buna dair misaller pek çoktur. İşte, garbda geçen asrın müsteşrikleri -ki aralarında Anadolulu manasında olan
(Rumiyy-ül-asıl tabirini aslı Rumdan diye tercüme edenler vardır. - Arabın gayri milletlere yabancı (Etranger) di yecek yerde Pcrsan kelimesini almış ve şarkta, İslâm dünyasında karşımıza yal nız eski Arablar ve yepyeni bir millet olan Persan’lar çıkmış ve Türkün bü tün san’at ve edebiyat eserlerini, müte fekkirleri ve yazdıklarının azı Arablara, çoğu da bugünkü İraniler manasında Acemlere maledilmi.ştir. Bu manaca Belhli bir Türk babanın oğlu Buharalı İbni Sina da Acem olmuştur. Zaten A-cemwolmıyan kalmamıştır ki? Hindliler, Türkler, Anadolulular, Suriyeliler, Ro malılar ve bütün dünya milletleri bu arada İranlılar bile Acemdir.
Ebubekir Razi ve İbni Sina Arabın gayri Persan tabiri garbda moda olun- cıya kadar Arab, ondan sonra bugünkü İranlı manasında Acem sayılmıştır. Ebu bekir Razlnin Reyde oturan ve orada Tababet icra eden bir Türk hekimi ol ması ihtimalini tarihin tesadüfünden, İbni Kutcybeden öğreniyoruz. İbni Si- nanın Türklüğış üzerinde tıb tarihinde az durulmuştur. Fakat iki garblı tıb tarihi âlimi, biri beynelmilel Tıb Tarihi Ce miyeti miiessisi ve fahrî reisi, Prof. Tricot-Royer, diğeri beynelmilel Tıb Tarihi Cemiyeti reisi Prof. Gomoiu 1937 de İbni Sinanın 900 üncü yılı ihtifalinde İstanbulda bu esaslara dayanarak Türklüğü üzerinde konferanslar vermiş ler ve bunu makale ve eserlerinde garba
bildirmişlerdir. A l- do Mieli’i)in, La Sci ence Arabe, 1938, eserinde bir bahis i. çinde Persan keli mesini izah ettik. M. Şcmseddin Günaltay, Belleten’de (No. 13, 1910) İbni Sinanın Türklüğünü izah etti- Ölen İran Başvekili Fürugi Han ol dukça sert bir lisanla buna cevab ver mek istedi. Bu münakaşalar halen sürü yor. İbni Sinanın bugünkü İranlı oldu ğuna dair elde kuvvetli bir delil yoktur. Meslektaşlarımızın esaslı neşriyatı, A- merikada iyi akisler bırakmış ve onlar bu bahiste doğru yolu bulmuşlardır.
Ali bin Abbas meclisidir. Eski şark müelliflerindendir. Bunu bütün Tıb Tarihi kitabları gibi bugünkü manaca İranlı addetmek hakşinaslığını göster meliyiz. Ebulkasımı Zehravi Endülüste Zehra kasabasında doğmuş bir âlimdir. Bunları bahse karıştırmamak lâzımdır.
Avrppada yazılan mevzuların bitaraf vçyahud siyasî gayeleri olanlarını ve ol- mıyanlarını ayırd etmek icab eder. Garbda, zaman zaman bir takım cere yanlar belirir, buna ilmi beraber sü rüklemek isterler. Bazan çok kuvvetli dir. Onu burada yazmak istemiyorum. Çiçek aşısı tarihile Fransızların alâkadar olmaları da bu kabildendir. Buna biz Tasviriefkârda (11 kânunuevvel 1942) de çıkan (Çiçek aşısında Türklerin rolü) yazısında biraz temas ettik.
Arkadaşımın, yazdıkları esaslı nokta lara ve yazısının son satırlarına, bana ayrılan yerin azlığı dolayısile, bu kadar cevabı kâfi görüyorum.
Dr. Süheyl ÜNVER
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi