• Sonuç bulunamadı

Ülkemiz Çok Zor ve Sıkıntılı Bir Süreçten Geçmektedir

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ülkemiz Çok Zor ve Sıkıntılı Bir Süreçten Geçmektedir"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

23

başkandan

TBB Dergisi, Sayı 76, 2008

ÜLKEMİZ ÇOK ZOR

ve

SIKINTILI BİR SÜREÇTEN GEÇMEKTEDİR

Av. Özdemir ÖZOK*

Ülkemiz son yıllar ve aylarda çok zor ve sıkıntılı bir süreçten geç-mektedir. Özellikle 22 Temmuz 2007 genel seçimleri öncesi ve sonrası yaşanan hukuki ve siyasi gelişmeler ulusal ve uluslar arası alanda bü-yük yankılar uyandırmıştır. TBB olarak tüm bu gelişmelere ön yargısız ve soğukkanlı bir biçimde yaklaşarak sorunların hukuk ve yargı zemi-ninde çözülmesini önerdik.

Kurulduğu 1969 yılından bu yana, hukuk devleti başta olmak üze-re hukukun üstünlüğü, insan hakları ve yargı bağımsızlığı yolunda ödünsüz yürüyüşünü sürdüren Türkiye Barolar Birliği ve barolarımız eksiksiz demokrasi ve adil yargılanma yanında, tüm özgürlüklerin en-gelsiz bir biçimde kullanılmasını amaçlamaktadırlar. Bu amacın an-cak, çoğunluğun azınlığın haklarını gözettiği ve katılımcılık yanı sıra çoğulculuğun özümsendiği bir ortamda gerçekleşeceğine inanmakta-yız. Çoğulcu, katılımcı ve eksiksiz demokrasinin temel koşulu ise hu-kukun üstünlüğünün egemen olduğu hukuk devletidir. Hukuk dev-leti ilkesi; devdev-letin tüm organları yanı sıra, gerçek ve tüzel kişilerin de kendilerini hukuk kurallarıyla bağlı kabul ettiği bir anlayışı içerir. Bu bağlamda Anayasa’nın 90. maddesinde yapılan düzenlemelerle ulu-sal hukuk kurallarıyla, evrensel-uluulu-sal üstü hukuk kurallarının etki ve bağlayıcılığı aynı olmuştur.

Kuşkusuz tüm kurum ve kurallarıyla işleyen hukuk devletinin olmazsa, olmaz koşulu ise bağımsız yargıdır. Ülkemizde olduğu gibi yasama ile yürütmenin birlikteliği ve tek bir elde toplanması durum-larında yargı bağımsızlığının önemi daha da artmaktadır. Zira

(2)

24

başkandan

TBB Dergisi, Sayı 76, 2008

manın yapamadığı “denetim” görevini yargı yerine getirmek suretiyle iktidarın sınırsız gücünün keyfiliğe dönüşmesini engellemektedir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Anayasa’nın 69. maddesi ve Siyasi Partiler Kanunu’nun 101. maddesindeki görev ve sorumluluk-larının yasal gereği olarak Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne açtığı dava sonrası yaşananlar ve sergilenen hukuk dışı davranışlar karşısında hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı olgularına ne denli uzak olduğumuz bir kez daha acı bir biçimde ortaya konulmuştur.

Yine TCK 312, 313 ve 314. maddelerine göre başlatıldığı anlaşılan ve kamuoyunda “Ergenekon” olarak bilinen soruşturma evresinde ya-şananlarda hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı ilkeleri yönünden kimi olumsuzlukları çağrıştırmıştır.

Olayların başından bu yana sürekli olarak dillendirdiğimiz söy-lemimizi bir kez daha yineleyeceğiz. En sade yurttaştan, en sorumlu kamu görevlisine kadar herkes kendini hukukla bağlı hissetmeli ve hukukun dolayısıyla yargının dokunamayacağı hiçbir kurum ve kişi olmamalıdır. Hepimiz bu kuralın yaşama geçmesi için gerekli duyar-lılığı göstermeliyiz.

Halkın adalete ve yargıya olan güvenin gereği olarak da soruştur-ma ve kovuştursoruştur-maların hukuki ve meşru zeminlerde usul kurallarına uygun gerekleştirilmesi gerekmekte, sağlıklı ve güçlü kanıtlar olmadan kişi ve kurumların itham edilmemesi gerekmektedir. Unutulmamalı-dır ki, çağdaş ceza yasası ve ceza muhakemesindeki yeni gelişmele-rin başında ceza soruşturma ve kovuşturma evrelegelişmele-rinde “lekelenmemek

hakkı”na duyarlılık gösterilmesi gelmekte ve “masuniyet karinesi” ile

birlikte değerlendirilmektedir.

Bu bağlamda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın 14.3.2008 gün-lü kapatma davasını ve yine aynı şekilde kamuoyunu doğrudan ilgi-lendiren ve “Ergenekon Soruşturması” olarak tanımlanan ve yaklaşık 8 aydır sürdürülen soruşturmanın da 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun ifadeye çağırma (CMK 145), zorla getirme (CMK 146/1), yakalama ve aramaya ilişkin (CMK 90/1-98/1-116-118/1 ve 118/2) maddeleri doğrultusunda değerlendirilmesi gereklidir. Halbuki ilgili ilgisiz, bilgili bilgisiz kimi kişiler ve medya tarafından yapılan eleştiri

(3)

25

başkandan

TBB Dergisi, Sayı 76, 2008 ve yorumlarda bu yasal hükümlere bağlı kalınmamış kamuoyu yanlış bilgilendirilmiştir.

Oysa bu konuda TCK’nın 288, 5187 sayılı asın Kanunu’nun 19, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkın-da Kanun’nun 4, 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanun’un 2, Anayasa’nın 17 ve 20. maddelerinde hüküm altına alınan

“Temel hak ve Özgürlükleri” koruyan düzenlemeler hukuk dışı yayım

ve söylemlerle ihlal edilmiştir.

John Locke’un yıllar önce vurguladığı gibi “Hukukun bittiği yerde

tiranlık başlar” öz deyişi yanında, Alfred E. Smith’in “Hukuk, demokra-side azınlıkların haklarını ve özgürlüklerini koruma aracıdır” biçimindeki

tespitte ve değerlendirmede de vurgulandığı gibi hukuk hepimizin koruması ve sahip çıkması gereken bir toplumsal olgudur. Bu nedenle hukuk ve dolayısıyla yargıya yaklaşırken gerekli özen ve duyarlılığın gösterilmesi gereklidir. Pierre Calamanderi’nin “Hiç kimse onu

bulan-dırmadığı ve ihlal etmediği sürece hukuk,teneffüs ettiğimiz hava gibi görün-mez ve tutulmaz bir şekilde etrafımızı kaplar. Hukuk ancak kaybettiğimizi anladığımız zaman değerinin farkına vardığımız sağlık gibi sezilmez bir şey-dir” tanımında da olduğu gibi hukukun yok olması ülke ve ulus için

sağlıksız sonuçlar doğurur.

Gelinen bu noktada, ülkemizin güncel sorunları dikkate alındı-ğında, bağımsız yargı, gerçek hukuk devleti ve eksiksiz demokrasiyi oluşturma yolundaki sorunlarımızın giderek daha da ağırlaştığını be-lirtmekten üzgünüm.

Tam bağımsız olamadığı için kurumlaşamayan ve sürekli eleştiri altında olan “yargı”nın savunma ayağı altmış beş bin avukat olarak, bağımsız savunmayı oluşturamamanın sıkıntısını ve sorumluluğunu yaşamaktayız.

Yaşanan mesleki sorunlar yanında, cumhuriyetimiz seksen beş yılına ulaşırken Türkiye’nin yapay iç sorunlara dönmüş olmasını, reji-min temel nitelikleri üzerindeki tartışmaların hala sürdürülmesini asla kabul edemiyoruz. Dünyanın bütünleştiği ve iletişimin sınır tanımadı-ğı bir dönemde Türkiye’nin dünya gündeminden farklı bir gündeme sahip olması düşünülemez. Bu nedenle Türkiye’nin gündemi

(4)

26

başkandan

TBB Dergisi, Sayı 76, 2008

Türk halkı, geçmişten günümüze sahip olduğu kimi birikimler ya-nında, pratik sağduyusu ve dayanışma gücünü kullanarak, İslamlık ve modernlik arasında çatışmaya düşmeksizin, hem özgürlük ve ilerleme yolunu, hem de tanrı yolunu izleme yeteneğini verecek uzlaşmayı ger-çekleştirmiştir.

Yine Türkiye Cumhuriyet ile; okuryazarı yok denecek kadar az, feodaliteden kurtulamamış, rönesans, reform, aydınlanma, sanayi devrimi gibi süreçleri yaşamamış, sınıf katmanları oluşmamış, kültü-rel değerleri farklı bir halk olarak, yılları yıllara sığdırarak ve devrim yoluyla yoğunlaşma ivmesini yakalayarak demokrasiye, hukukun üs-tünlüğüne ve hukuk devletine yönelen uygar, akılcı, demokrat yurtta-şı yaratmayı başarmıştır.

Tüm bu gerçekleri ve gelişmeleri içte ve dışta unutarak ve gör-mezden gelerek halkımızın yeniden oluşan çağdaş ve toplumsal do-kusuna aykırı eylem söylem ve davranış sergileyen herkese gerçekleri hatırlatmaktan yılmayacağız. Bu duygu ve düşüncelerle “Laik

demokra-tik cumhuriyete ve ülkenin üniter yapısını bozmaya yönelik her türlü saldırı karşısında bir bütün olduğumuzu bir kez daha hatırlatıyor, bütün sorunla-rımızın eksiksiz demokrasinin oluşturulabilmesine bağlı olduğunu, eksiksiz demokrasinin ise ancak çağdaş bir siyasi partiler yasası ve seçen ile seçilen arasında en kısa en düzgün ilişkiyi kuracak bir seçim sistemi ile oluşturula-bileceğini, hukukun üstünlüğü ilkesi ve hukuk devletinin ancak eksiksiz de-mokrasiyle gerçekleştirilebileceğini bir kez daha içtenlikle hatırlatıyor herkesi bu ilkelerde birleşmeye çağırmayı bireysel ve kurumsal görev saymaktayız”

bu ilke ve kavramlara meslektaşlarımızın da yürekten bağlı olduğuna inancımız tamdır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kamu İnternet Erişim Merkezleri, halk eğitim merkezleri, gençlik merkezleri, kütüphaneler, e-devlet hizmeti verecek hastane ve İŞ-KUR binaları gibi yerler, yerel

Bununla beraber 2011 yılı sonu itibariyle, Avrupa Komisyonu, çok daha kat ı yasalar için bir taslak direktif sunacak ve Avrupa Parlamentosu da bu taslağın kabul edilip

Bana şimdiye kadar adığım, bundan sonra da alacağım en değerli ödülü verdiniz, bir parkorman ödülü, sağ olunuz. Ya şar Kemal'in 8 Eylül Cumartesi günü Batman

Çokgenin kenar sayısı en az üç olmalıdır. Üç kenarı olan çokgene “üçgen”, n kenarı olan çokgene “n-gen” denir. Bütün kenarları ve bütün açıları eşit olan

VVERTHEİM asansörlerinin her üni- tesi; uzun yılların tecrübesi ile ve yapılan araştırmalar sonucunda, ka- lite ve fonksiyonda üstün, kullan- mada kolay olacak şekilde

Marsiyas, günümüzde sık sık düzenle- nen müzik yarışmalarının bugün için bi- lindiği kadarı ile ilk'i ile ilgilidir Zama- nımızdan 2700 - 2600 yıl önce yapılmış

Batıda temel başvuru kitapları arasında olan disertasyon sözlüklerinin Türkçe’de aynı ilkelerle yazılmış olanlarına rastlanılmamaktadır, ancak bazı

1 bütünde …… çeyrek vardır. 2 bütünde ……