f
' N A LIN A 1
i n e r i MIHINA!
«t-nnı
oaçma bir yazıya cevab
5
stanbulun bir sokağına bâlâ adını | verdiğimiz Claude Farrere’in birFransız gazetesine yazdığı makale bugünkü Cumhuriyet’te çıkıyor. Bu ya zıya cevab vermek vazifesi onu vaktile müdafaa etmiş olan bana teveccüh etti.
Mütareke senelerinde, hatta Umumî Harb içinde Türkiyeyi müdafaa ettiği için kendisini karagün dostu addettiğimiz bu aksakallı Fransız edibi, şimdi, kara bir düşman olmak istidadındadır. Onun dostluğunu elde etmek hiç te güç birşey değilse de ipliği değil; kendisi pazara çı kan dostluğun bizce kıymeti yoktur.
Claude Farrere, makalesinde, T ü rk r yeye hücum etmekten ziyade haricî siya sete dayanarak dahilî siyaset yapmak is temiş, fakat bilgisizliği yüzünden işi yü- züne gözüne bulaştırmıştır. Fransız kabi neleri haricî siyasetlerinde zâf gösterdi ler, A lm anyaya karşı boyun iğdiler, onun, için şimdi ektiğimizi biçiyoruz; diyor.
İhtiyar denizcinin saçmaladığı noktar lar şunlardır:
• 1 — İskenderun asla Türk olmamış imiş. Hataym 40 asırdanberi Türk oldu ğunu bilmiyorsa son asırlarda Türk oldu ğunu kolayca öğrenebilirdi.
2 — Biz, Fransanm 1936 da A lm aır yanın tecellüdü karşısında gösterdiği ta bansızlıktan cesaret almış değiliz. Biz* ta 1918 denberi İskenderun Sancağı üze rindeki hakkımızı müdafaa ediyoruz.
3 — Fransızların parası olduğunu da biliyoruz; fakat Fransa zenginmiş veya değilmiş bize, ne? Onu Claude Farrere düşünsün. Biz H atay Türklerine mev’ud istiklâllerinin verilmesini istiyoruz. Fran sa, bu istiklâli versin de isterse daha zen- gin olsun. Dostumuz olduğu için memnuıi oluruz.
4 — Fransızların cesur olduğunu bili yoruz; fakat Türklerin Fransızlardari daha cesur olduğunu, Çanakkalede ve Gazi Aymtabda kendilerine gösterdiği mizi de biliyoruz.
5 — Fransanm akıl erdiremediğimiz şeyi, Almanyanm karşısındaki zâfı de ğ il; H atay meselesindeki manasız ısrar ve inadı ve Türk dostluğunun yüksek kıymetini, hâlâ, anlıyamamış olmasıdır.
6 — İntikam adlı gizli cemiyetin han gi memlekette olduğu yazıdan pek anla şılamıyor. Fransız Akademisi azasından meşhur bir edibin böyle iki manalı ve
3
« i iy
,«
! ♦ i\'-T
T
-S
ö
müphem yazı yazması biraz beyninin su landığına delâlet eder. Yalnız şunu söy- liyelim ki Türkiyede «İntikam» adlı bif cemiyet yoktur. Çünkü Türkiyenin kinr seden alacağı hiçbir intikamı yoktur.
7 — Fransız - Sovyet paktının Türki- yeye Fransadan yüz çevirttiği iddiası ise denizci Akademi azasınm politika işler- rinden hiç haberi olmadığını gösteriyor. Bizim meslektaşın bu kadar cahil oldu ğuna utandım, doğrusu... Türkiye, Sov< yet R usya ile ilk dostluk paktı yapan millet olduğuna göre Fransanm Sovyet Rusya ile anlaşmasına kızmaz, bilâkis memnun olur. Onun için «siyeset incelik" lerinde beceriksiz» olan biz değiliz; bilâ- kis muharririn ta kendisidir.
8 — intikam cemiyetinin aslı faslı ol madığına göre, Türkiyede halkı harbe teşvik edecek kimse yoktur.
9 — Claude Farrere, Türk ricalinin bugünkü metalibi ileri sürmek geçen sene akıllarından geçmezdi; on iki sene evvel ham bir hayal olan şey, şimdi acı bir ha kikat haline geldi; diyor.
Dostumuz, vallahi bunamış! İskende run Sancağı için bugünkü isteklerimizi, geçen sene değil; 12 sene .evvel değil; 15-16 sene evvel iki elimiz kanda iken de aynen ileri sürmüş ve Fransaya kabul et tirmiştik.
10 — Fransa, hakikaten ektiğini bi çiyor. Fakat Claude Farrere’in düşündü ğü gibi değil; T ürkiye; ve H ataylılarâ verdiği sözü tutmadığı için ektiğini biçi yor.
Geçenlerde Beyoğlu sinemalarından birinde bir havadis filmi görmüştüm. Bunda Claude Farrere dostumuzu bir şarab içenler cemiyetine merasimle aza yapıyorlardı. Fransız edibi, deniz ilâhı Neptün’ün müridliğinden çıkıp şarab ilâ hı Baküs’ün çömezliğine girdiğindenberi zırvalamağa başladı. Fakat bunu tabiî görmek lâzım gelmez mi?
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi