• Sonuç bulunamadı

Titanyumtetrafluorid Solüsyonunun Yerel Fluorid Ajanı Olarak Kullanımı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Titanyumtetrafluorid Solüsyonunun Yerel Fluorid Ajanı Olarak Kullanımı"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Dişhekimliği Fakültesi Dergisi Cilt 5, Sayı 2, 2002

TİTANYUMTETRAFLUORİD SOLÜSYONUNUN YEREL FLUORİD AJANI

OLARAK KULLANIMI

Dr Aysun AVŞAR*

\

ÖZET

Yerel fluorid uygulamaları, diş çürükleri oluşumunun ön-lenmesinin temelini oluşturmaktadır. Diş dokularının yerel fluo-rid ajanlarından fluofluo-rid alınımının arttırılabilmesi için fluofluo-ridin ti-tanyum ve kalay gibi polivalant katyonlara bağlanması etkili ol-maktadır. Titanyumtetrafluorid solüsyonu (TİF4) diş yüzeyinde titanyumdan zengin bir yüzey tabakası oluşturarak fluoridin re-tansiyonunu arttırmakta ve fluoridin diş dokularına penetrasyo-nunu kolaylaştırmaktadır. TİF4 solüsyonu diş sert dokuları ile çok hızlı reaksiyona girebildiği için klinik olarak uygulama süresi diğer yerel fluorid ajanlarına göre daha kısa olabilmektedir. TİF4 solüsyonunun daimi dişlerin okluzal yüzeyine uygulanma-sı, fissür örtücü olarak cam iyonomer simanlara veya rezinlere alternatif bir uygulama olabilir. TİF4 solüsyonu kök yüzeyinde organo- metalik bir kompleks oluşturarak diğer yerel fuorid ajanlarına göre yüzeyden daha fazla fluorid salınımına neden olmaktadır. Fluorid titanyumla beraber kullanıldığında antimik-robiyal etkisinde artış gözlenir. TİF4 solüsyonu kısa dönemde plak oluşumunu azaltabilir. Bu etki fluoridden çok katyona bağ-lıdır. TİF4 solüsyonu uygulaması sonucunda diş yüzeyinde asi-de dirençli bir tabaka oluşması, total mineral kaybını da önemli ölçüde azaltmaktadır.

Anahtar Kelimeler TiF4 Solüsyonu, mine çözünürlüğü,

kök çürüğü, mikrobiyal dental plak

SUMMARY

Topical fluoride applications are fundamental in preven-ting the dental caries. To increase the dental tissue fluoride absorption from the topical fluoride agents, the fluoride needs to be bonded with polyvalent cationics such as titanium and stannous. Titanium fluoride solution creates a titanium-rich la-yer over the teeth surface. This lala-yer increases the fluoride retention and eases the fluoride penetration to the tissue.Sin-ce TiF4 solution reacts with the hard dental tissue very fast, it will reçuire less clinical application time when compared to that of the other topical fluoride agents. Application of the TiF4 solution on the occlusal surface of the permanent teeth can be used as an alternatife fissure sealant method to the glass ionomer cement or resins. By creating an organo-metallic complex at the root surface, TiF4 solution increases the surfa-ce fluoride release as compared to the other local fluoride agents. When used together with the titanium, fluoride will ha-ve increased antimicrobial effects. TiF4 solution can decrease the plaque formation in short term. This effect is attributed to the cationic rather than the fluoride. As a result of the TiF4 so-lution application, there will be an acid-resistant layer on the dental surface. This layer slows down the total mineral loss considerably.

Key words :TiF4 solution, enamel solution ,root caries,

microbial dental plaque.

V

GİRİŞ

Diş çürüğü ülkemizde en yaygın görülen sağlık sorunlarının başında gelmektedir. Bu ne-denle ağız-diş sağlığı eğitiminin verilmesi ve bes-lenme alışkanlıklarının düzenbes-lenmesinin yanı sıra çeşitli fluorid uygulamaları diş çürüklerinden korun-ma çalışkorun-malarının temelini oluşturkorun-maktadır.1,4

1940'lı yıllardan günümüze değin geliştirilen sistemik ve yerel birçok yöntemle diş çürüklerinden korunmak amacıyla fluoridlerden yararlanılmakta-dır. Florun dişler üzerindeki sistemik etkinliği dişle-rin sürmesi ile sonuçlanmaktadır. Bundan sonra florun sadece yerel etkisinden bahsedilir.1,5 Siste-mik fluorid uygulamaları içinde en yaygın ve etkili olanları; içme suyuna, tuza, süte, diğer besin mad-delerine fluorid ilave edilmesi ve fluorid tabletleri-nin kullanılmasıdır.1,2,3,6 Günümüzde 1mg/lt fluorid konsantrasyonu diş florozise neden olmaksızın maksimum düzeyde çürük azalması sağlayan opti-mal fluorid konsantrasyonu olarak tanımlanmakta-dır.1 İçme sularının fluoridlenmesi ile %50-60' lara varan değerlerin sadece sistemik fluoride değil ay-nı zamanda kullaay-nılan yerel yöntemlerin ve fluoridli suyun yerel etkisine bağlı olduğu belirtilmiştir. Op-timal fluoridlemeyle beraber fluoridli diş macunu-nun yutulması ve sudaki fluorid seviyesi bilinme-den fluorid tabletlerinin kullanılmasının florozis ris-

* O.M.Ü. Dişhekimliği Fakültesi Pedodonti A.B.D.

kini büyük ölçüde arttıracağı ileri sürülmektedir.7,9 Suların fluoridlenmediği koşullarda uygulanan di-ğer sistemik fluorid tedavilerinin uygulama zorluğu ve olası yan etkileri yerel fluorid uygulamalarının önemini artırmaktadır. 10,11

Günümüzde çürük sıklığı üzerine yapılan son epidemiyolojik çalışmalarda çürük sıklığı açı-sından fluoridli su kullanan ve kullanmayan top-lumlar arasındaki farkın gittikçe azaldığı izlenmek-tedir. Bu sonuç suların fluoridlenmediği toplumlar-da yerel uygulamaların sıklıkla kullanılması ile açıklanmaktadır.8

Yerel fluorid uygulamaları uygulanan ajanın konsantrasyonuna, içerdiği fluorid bileşiklerine ve kullanım şekillerine göre sınıflandırılır. Yere! rid tedavilerindeki yüksek konsantrasyondaki fluo-rid solüsyon, vernik, jel, proflaksi patı veya yavaş salınım sistemleri gibi ajanlarla diş hekimleri tara-fından uygulanır. Düşük konsantrasyondaki yerel fluorid uygulamaları ise diş macunu, diş ipleri ve gargaralarla yapılan bireysel tedavilerle yapılır.

Diş dokularının yerel fluorid ajanlarından flu-orid alınımının arttırılabilmesi için fluflu-oridin titan-yum ve kalay gibi polivalant katyonlara bağlanması etkili olmaktadır.5,12,25 Polivalant katyonlardan olan titanyum toksik olmayan bir elementtir. Metalik formu insan vücudunun pek çok yerinde kulla-

(2)

nıma elverişlidir ve kalaydan daha potent bir bağ-layıcıdır. 5,14

Titanyum ve kalay gibi polivalant katyonların flor iyonları ile beraber kullanılmasının temelinde ;

1) Bu metal iyonlarının kompeks bağlayıcı özelliklerinin aynı mamanda hem flora hem de diş yüzeyine bağlanmasına imkan vererek bu surette fluoridin retansiyonunu arttırması,

2) Asidik fiuorid solüsyonlarının yüzeyel yü zey deminerilizasyonu yapması ve HF formasyo nunu arttırmak suretiyle fluoridin diş dokularına penetrasyonunu kolaylaştırması,

3) Fluoridin - metal komplekslerinin yüzey tabakası oluşturarak çürük oluşumunu önleyici etki göstermesi bulunmaktadır .20

TİF4 Solüsyonunun Mine Üzerine Etkisi TİF4

solüsyonu diş yüzeylerine uygulanan çeşitli yerel fiuorid ajanları ile karşılaştırıldığında ilginç özellikler gösterir. İlk kez Mundorff ve arkadaşları, yerel TİF4 solüsyonu uygulaması sonucunda minenin organik kısmı ile titanyum arasında organo- metalik bir kompleks oluşması sonucu diş yüzeyinin aside dirençli ve glaze tarzında bir taba-ka ile taba-kaplandığını göstermişlerdir.21 Aynı araştır-macılar, çıplak gözle yapılan incelemelerde yüze-yin sert ve hidrofobik olduğunu, spektrum renkleri-ni yansıttığını belirtmişlerdir.21 Shrestra ve arka-daşları TİCI3 uygulaması sonucunda diş yüzeyin-de böyle bir tabaka izlenmediğini, bu tabakanın oluşabilmesi için titanyumun florla birlikte bulunma-sı gerektiğini belirtmişlerdir.19

Bazı araştırmacılar yaptıkları kimyasal ana-lizlerin sonucunda, bu tabakanın titanyum ile mine yüzeyindeki proteinlerin etkileşimi sonucu oluştu-ğunu savunurken,13,16 bir diğer görüş titanyumun diş yüzeyindeki oksijen grupları ile reaksiyona gir-mesi sonucu oluştuğunu savunmaktadır. Bu görü-şe göre titanyum düşük pH'da fosfat gruplarının atomu ile birleşmekte ve mine yüzeyinde yoğun bir dağılım göstermektedir. Diş yüzeyinde titanyum sıklıkla Ti-O-Ti-O zinciri şeklinde yer alır ve bu se-beple titanyum ile hidroksiapatit arasında bekleni-len güçlü kompleksler oluşur. SEM incelemeleri de TİF4 solüsyonu kullanımı sonucu deneysel şartlar altında diş yüzeyinde oluşan tabakanın TİO2 for-masyonundan kaynaklandığını göstermekte- dir18,21,25

TİF4 solüsyonu, diğer fiuorid ajanları ile kar-şılaştırıldığında minenin çözünürlüğünün azaltıl-masında daha etkilidir. Bu etki, titanyumdan zen-gin olan yüzey kaplamasının asitlere dirençli olma-sından kaynaklanır ve bu tabaka, dişler in vitro olarak KOH veya yapay tükürük ile muamele edil-diğinde bile diş yüzeyinden uzaklaştı rılamamakta-dır. Böylece asidik ortam varlığında bile bu tabaka

fiuorid kaybını önleyici bir bariyer görevi gö-rür.13,16,18 Yerel TiF4 solüsyonu uygulanan dişlerin minelerinde asit- etching biyopsi tekniği ile yapılan ölçümlerde, elde edilen derinliklerin sürekli sığ bulunması, minenin çözünürlüğünün azalmasında önemli bir göstergesidir. 15

TiF4 solüsyonu, diş dokuları ile çok hızlı re-aksiyona girebildiği gibi uzun süreli retansiyon da göstermektedir.15,22 Titanyumdan zengin olan yü-zey kaplaması diş aşınmaları ve attrisyona bağlı olarak meydana gelebilecek fiuorid kaybının ön-lenmesinde önemli bir rol oynar ve diffüzyon bari-yeri gibi işlev gördüğü için dişten fiuorid salınımını yavaşlatır.15,19 Skartveit ve arkadaşları 1,1 M fiuorid içeren ve pH'ı 1 olan TİF4 solüsyonunun açık dentin yüzeyine dört dakika uygulanması sonucun-da ağız ortamı şartlarınsonucun-da değişiklik olmasına rağ-men 22 hafta sonra bile dentin yüzeyinin bu taba-ka ile taba-kaplı olduğunu göstermişlerdir.22

Fluoridin neonatal ratlara sistemik olarak uy-gulandığında diş formasyonunun preerüptif fazı boyunca çürük önleyici etki gösterdiğini bildiren ça-lışmalar vardır. 5,19

Shrestra ve Olsen,5 TiF4 solüsyonu neona-tal ratlara diş formasyonu boyunca intragastinal olarak verildiğinde dişlerde gözlenen çürük oranı-nın NaFsolüsyonu verilmiş ratların çürük oranı ile karşılaştırıldığında daha düşük olduğunu belirt-mişlerdir. Bunun nedenini ise genç rat minelerinde fiuorid ve titanyum salınımının artması şeklinde açıklamışlardır. Titanyumun fiuorid iyonlarına kar-şı olan güçlü afinitesi nedeni ile mine matriksi ve mine fiuorid molekülleri arasında organo - metalik köprü oluşturmaktadır. Ratlarda titanyum gastroin-testinal yolla absorbe olur. Bu absorbe olan titan-yum bir şekilde gelişmekte olan minede fiuorid tu-tunumunu ve alınımını artırmaktadır. TİF4 solüs-yonu uygulanan ratların minelerinde F/Ti oranının 6.7 olarak belirtilmesi kalsiyumhekzaflorürotitanat ( Ca2TiF6 ) formasyonu oluşabileceğini göstermek-tedir. Sistemik TİF4 solüsyonunun neonatal ratia-rın gelişen minelerindeki etkileri aynı dozda fiuorid içeren NaF solüsyonu ile karşılaştırıldığında daha yüksek fiuorid alınımı sağlaması çürük oluşumunu engellemede daha etkili olduğu saptanmıştır. Skartveit ve arkadaşları21 ratlarda yaptıkları klinik çalışmalarında TiF4 solüsyonu, nötral ve asitlendi-rilmiş NaF solüsyonunun diş çürüğü oluşumunu önlemedeki etkilerini karşılaştırmışlardır. Aynı pH'a sahip TİF4 ve NaF solüsyonlarının diş çürü-ğü oluşumunu önleyici etkileri arasındaki farklılığın TiF4 solüsyonunun içerdiği metalik iyonlardan kaynaklandığını belirtmişledir.

Yerel fiuorid solüsyonlarının uygulama süre-sinin kısa olması kliniksel olarak önemli bir avan-

(3)

tajdır. TİF4 solüsyonu, diş sert dokuları ile çok hızlı reaksiyona girmektedir. Bu nedenle uygulama süresinin kısaltılması kabul edilebilir bir işlemdir. Pek çok çalışma kısa süreli yerel TİF4 solüsyonu uygulamasının diğer fiuorid ajanlarına göre mine-nin çözünürlüğünü azaltmada daha etkili olduğunu ve diğer fiuorid ajanlarının TİF4 solüsyonu kadar etkili olabilmesi için daha uzun süreli uygulanması gerektiğini belirtmişlerdir.20,22,23

Wei ve arkadaşları25 TİF4 solüsyonunun yerel olarak senede bir kez uygulanmasının APF jeli-nin senede bir kez uygulanmasına göre çürük insi-dansında daha fazla azalmaya neden olduğunu bildirmişlerdir. Aynı konsantrasyondaki TİF4 so-lüsyonunun ve APF soso-lüsyonunun mine üzerine etkisini asit ecthing biyopsi yöntemi ile in vitro şart-lar altında incelemişler, TİF4 solüsyonunun mine-nin çözünürlüğünü azaltmada APF solüsyonuna göre daha etkili olduğunu saptamışlardır. TİF4 so-lüsyonu uygulanan örneklerde mine yüzeyinde olu-şan titanyumdan zengin tabakanın mine çözünür-lüğünü azalttığını SEM ile tespit etmişlerdir.25

Andrew ve arkadaşları12 iki yıl boyunca 110 hastanın yarım çenesindeki dişlere yılda bir defa bir dakika %1'lik TİF4 solüsyonu, diğer yarım çe-nesindeki dişlere dört dakika APF uygulamışlar ve üç yıl sonunda yerel TİF4 uygulanan dişlerde APF'ye göre daha az yeni çürük yüzeyi gözlemiş-lerdir.

Shrestra ve Mundorff19 minenin çözünürlü-ğünün %1'lik TiF4 uygulamasının sonucunda %90'dan fazla azaldığını, bu oranın APF, SnF2 ve nötral NaF uygulamalarından sonra %70'lerin altı-na indiğini belirtmişlerdir.

Klinik olarak aynı diyet altındaki raflarda ya-pılan in vitro bir çalışmada TİF4 solüsyonu eşit konsantrasyondaki sodyum fiuorid solüsyonuna göre çürük oluşumunu engellemede daha etkili bu-lunmuştur.5

Son günlerde uzun süreli gastroözofaringe-al reflux hastgastroözofaringe-alığında ve aşırı yeme ya da iştah-sızlık problemi olan kişilerde gözlenen mide içeri-ğinin ağza gelmesi gibi endojen faktörlerin dental erozyona neden olabileceği üzerinde durulmakta-dır.26 Bu hastalarda dişler, mideden gelen hidrok-|orik asit ile temas eder ve diş yüzeyinde pH 1-2'ye iek düşer. Fiuorid vernikleri veya gargaraları gibi onvansiyonel koruyucu yöntemler tavsiye edilirse ^e tam etkili olamayacağı tahmin edilmektedir. Bu, caşlıca düşük pH'ın fluorapatiti de hidroksiapatit gibi çözmesinden kaynaklanır. İn vitro olarak mine üzerindeki pellikül koruyucu bir etki gösterse de, bu hastaların dişlerinde erozyon oluşumunu önle-medetam etkili değilken, hidroklorik asitle muamele erimiş minelere TİF4 solüsyonu uygulanması so

nucu mineral kaybının azaldığı gösterilmiştir.13 TiF4 solüsyonu uygulamaları sonucunda diş yüzeyinin tükürük veya asit etching işleminden sonra bile uzaklaştırılamayan küresel partiküller içeren bir tabakayla kaplanmasının yanı sıra uy-gulamanın kısa süreli, kolay ve ucuz olması, dar ve derin fissürlere TİF4 solüsyonunun yerel uygu-lamasının fissür örtücü olarak kullanılan cam iyo-nomer simanlara veya rezinlere alternatif bir uygu-lama olabileceğinin göstergesidir. Büyükyılmaz ve arkadaşları molar dişlerin okluzal yüzeylerine bir dakika boyunca yerel olarak % 4'lük TİF4 so-lüsyonu uyguladıkları çalışmalarında mastikatör kasa ve diş fırçalamanın veya gıda partiküllerinin abraziv etkilerine rağmen aside dirençli TiF4 taba-kasının bir yıl sonra dahi okluzal yüzeylerde bu-lunduğunu göstermişlerdir.15

Asit etching işleminin mine yüzeyinde aşın-maya neden olmasının fluorid alınımını arttırdığı bilinmektedir. TİF4 solüsyonu uygulamalarında or-ganik komponent, minenin fiuorid alınımında önemli rol oynar. Bu etkinin, artan yüzey alanı ve etching işleminden sonra mine yüzeyinde nispeten daha fazla organik komponent ortaya çıkmasına bağlı olduğu düşünülmektedir. İn vitro olarak orga-nik komponentin ortadan kaldırıldığı mine yüzeyle-rinde fiuorid alınımında artış olduğu gösterilmiş-tir.18

Etchinglenmiş mine yüzeylerinde yerel fiuo-rid ajanlarının etkilerinin incelenmesi için bond-strength testleri uygulanmaktadır. Yerel fiuorid ajanları asit-etching işlemi sonucu oluşan interpriz-matik boşlukları doldurur ve mine yüzeyinde bir bariyer gibi işlev görerek adezivlerin bonding kapa-sitesini düşürebilmektedir. Büyükyılmaz ve arka-daşları bonding kapasitesinin azalmasının adeziv ajan türlerinden kaynaklandığını, TiF4 solüsyonu-nun metil metakrilat esaslı materyallerin bonding kalitesini etkilemediği gösterilmiştir.14

TİF4 Solüsyonunun Kök Çürükleri Üzerine Etkisi

Anatomik olarak kökte sement ve dentinde oluşan çürüklere kök çürükleri denilir. Bu çürükler ilk olarak sıklıkla mine-sement sınırında başlar, nadir olarak mineye yayılım gösterebilir. Kök çü-rükleri prevalansı yüksek ve tedavisi zor olduğu için ciddi bir ağız sağlığı problemidir. Özellikle yaşlı bireylerde kök çürüklerine sık rastlanılmaktadır. 65-74 yaş arası kişilerde kök çürüklerinin görülme sıklığı %47 iken, bu oran 75 yaş üstünde %56'ya çıkmaktadır.23 Bu çürüklerin etiolojisi mine çürük-lerine benzerlik gösterdiği için benzer koruyucu yöntemler uygulanabilmektedir. Bu yöntemler için-de yerel fiuorid uygulamaları önemli bir yer tut-maktadır. Kök dentinindeki apatit kristallerinin çö-

(4)

zünürlüğü mineden daha fazla olmasına rağmen sistemik ve yerel olarak fluorid daha kolay alır, da-ha kararlı ve az çözünen kristallere dönüşür.27,33 Düşük konsantrasyondaki fluorid, asidik ortam var-lığında dentinin deminerilizasyonunu önemli oran-da düşürür ve yeterli kalsiyum ve fosfat varlığınoran-da reminerilizasyona destek olur. Proton prob ile ya-pılan analizler kök dentinindeki fluorid konsantras-yonunun 110-290 ppm arasında değiştiğini göster-mektedir. Dentindeki fluorid konsantrasyonunun değişik olabilmesi aynı zamanda birleşmiş fluoridin daha önceki reminerilizasyonunu göstermesi açı-sından da önemlidir.17

TİF4 solüsyonu değişik özellikleri nedeniyle kök çürüğü oluşumunun önlenmesinde de daha et-kili olmaktadır. Kuvvetli kompleks bağlayıcı gücü nedeniyle kök yüzeyine ve fluoride çok sıkı bağ-landığı için KOH yıkaması ile yüzeyden uzaklaştı-rılamayan bir tabaka oluşturur. Bu tabaka mine yü-zeyinde olduğu gibi kök yüyü-zeyinde de uzun süreli retansiyon gösterebilmektedir. TiF4 solüsyonu uy-gulanmış kök yüzeylerindeki fluorid konsantrasyo-nu ve penetrasyon derinliğindeki farklılıklar, se-mentin kalınlığındaki ve geçirgenliğindeki lokal farklılıklar ile dentin tübüllerinin periferial obliteras-yonuna bağlanabilir.20 Diğer yerel fluorid ajanların-dan farklı olarak TİF4 solüsyonunun bir dakikalık uygulaması yüzeyin glaze tarzı bir tabaka ile kap-lanması için yeterli olabilmektedir. Tveit ve arka-daşları in vitro olarak %1 konsantrasyondaki TİF4 solüsyonunun kök yüzeylerine bir dakika uygulan-ması sonucunda fluorid ve titanyum konsantrasyo-nunun en az 21 hafta boyunca yüksek olduğunu belirtmişlerdir.8

Polivalant katyonlar içeren yerel fluorid ajanları kök yüzeyine aynı asiditede uygulansa bi-le farklı deminerilize etki göstermektedirbi-ler. Bu etki titanyum iyonunun sudaki protonu çekmesi solüs-yonun hidrolize olması ile açıklanabilir. Düşük pH'da metal fluoridlerinin hidrolizi gerçekleştiğinde, metal kök yüzeyindeki fosfat ile kompleks oluştur-ma eğilimi gösterir. Bu kompleks olasılıkla kök do-kularının organik matriksi ile olur ve kök yüzeyle-rinde etkin bir koruma sağlar. TİF4 solüsyonunun yerel uygulamasının uygun şartlar altında yüzeyel bir deminerilizasyon yaptığı söylense de prensip olarak minumum düzeyde kabul edilmektedir.8

Pek çok araştırmacı in vitro koşullarda kök çürüklerinde reminerilizasyon ve deminerilizasyon ile ilgili çalışmalar yapmıştır: Derand ve arkadaşları17, konsantrasyonları %0 9 olan NaF , SnF2 , TİF4 ve Fe - Al NaF solüsyonları uygulan-mış örnekleri pH'ı, 4 olan laktik asit jeli içersinde bekleterek oluşturdukları çürük benzeri lezyonların derinliğini mikroradyografi ile ölçtükleri in vitro

çalışmalarında, SnF2 ve özellikle TİF4 solüsyonla-rının lezyon formasyonunda belirgin bir azalmaya neden olduğunu göstermişlerdir. Azalma gözlenen bu örneklerde radyoopak bir yüzey tabakası izlen-miştir. Bu yüzey tabakasının kalsiyumla beraber ti-tanyum veya kalay çökelmesi ile ilişkili olduğu dü-şünülmektedir. Radyografide izlenen radyoopasite-nin bu tabakanın gerçek yapısı hakkında bilgi ver-mesi imkansız olmasına rağmen Tveit ve arkadaşları24 da kalay ve titanyum metallerinin yü-zeyde böyle bir tabaka oluşturduğunu ifade etmiş-lerdir . SIMS ile yapılan element analizleri hem ka-layın hem de titanyumun lezyonlara penetre olma-sına rağmen sementte SnF2 ve TİF4 depolandığı-nı göstermiştir. SnF2 ve özellikle TİF4 solüsyonu uygulanmış örneklerde fluorid alınımının yüksek olması , metal iyonu içeren bu tip solüsyonlarının pH ' mm düşük olmasına bağlanabilir.17

Fluorid diş dokularının içine girebildiğinden dolayı çürük bölgesinde ortama fluor salabilecek önemli bir depo olarak kabul edilebilir. Bu salınım modelinden daha sonraki zamanlarda ağız dokuları tarafından fluor alma olasılığı önemlidir. TİF4 solüsyonu kök yüzeylerinde organo-metalik bir kompleks oluşturduğu için diğer yerel fluorid ajan-larına göre yüzeyden daha fazla fluorid salmımma neden olurlar.20,23

TİF4 Solüsyonunun Mikrobiyal Dental Plak Üzerine Etkisi

Fluoridler yüksek konsantrasyonda patojen plak bakterileri üzerinde bakterisid etki meydana getirirler.34 Özellikle yerel fluorid uygulamalarının bu bakteriler üzerindeki spesifik etkileri ile dişetini de olumlu etkilerler.

Streptokokus mutansların mineye tutunma-sında fluorid etkisinin hücre dışı polisakkarit üreti-mine bağlı olmadığı, üreti-mine yüzeyindeki değişiklerle ilgili olduğu düşünülmektedir.34,36 Diş plağı oluşu-munda hidroksiapatit yüzeyine proteinlerin yapış-ması görüşü giderek ağırlık kazanmaktadır. Yü-zeyde bulunan pozitif kalsiyumlar ve negatif yüklü fosfat grupları proteinlerle etkileşerek proteinleri tutarlar. Proteinlerin karboksilik grupları kalsiyum-la, amino grupları ise fosfatlarla elektrostatik bağ-lar yaparak hidrokstapatite yapışırbağ-lar. Fluorid bu bağlanmayı kalsiyuma olan yüksek ilgisi nedeni ile engeller. Fluorid, bunun dışında diş yüzeyinin nemliliğini etkiler ve serbest yüzey enerjisini azal-tır. Daha zor nemlenen yüzeye plak tabakalarının yapışması zorlaşır.37,43

Ulukapı ve arkadaşları APF jelinin yerel uy-gulamasından sonra tükürük ve plak mikroorganiz-ma koloni sayılarında belirgin bir farklılık görülme-mesine karşılık plak indekslerindeki düşüşün ne-deninin mine yüzey enerjisindeki değişim olduğunu

(5)

belirtmişlerdir.44

Fluorid, çeşitli fluorid tuzları ve bakır, kalay, aliminyum, titanyum gibi polivalant katyonlarla be-raber kullanıldığı zaman antimikrobiyal etkisinde artış gözlenir. Metal iyonları içeren katyonik fluorid bileşikleri kısa dönemde plak oluşumunu azaltabi-lir. Bu etki fluoridden çok katyona bağlıdır.42

Temiz diş yüzeyleri tükürük ile temas edince dental plak formasyonundan önce kazanılmış pel-likül ve protein tabakası hızlı bir şekilde depolanır. Polivalant katyonlar minenin asidik pellikül mater-yali tutunumunu arttırır. Pellikülün değişmiş kom-pozisyonu bakterilerin ilk absorbsiyonunu etkileye-bilir ve böylece genç plağın kompozisyonu yüzey-deki polivalant katyonlarla değişebilir. Bu nedenle TİF4 solüsyonu tedavisi çürük proçesini hem diş yüzeyinde fluorid konsantrasyonunu artırarak hem de titanyumdan zengin bir tabakanın genç bakteri plağı üzerinde birikmesinin bakteriler üzerinde kali-tatif ve kantikali-tatif etkileri sayesinde yönlendirir.15

Ortodontik tedavi gören hastalarda apareyler sıklıkla plak oluşumuna neden olur. Bazı hastalar-da bu plak minenin deminerilizasyonuna ve çürük oluşumuna neden olabilir. Ortodontik braketler et-rafında oluşan yaşlı ve asidik plakta, plağın sıvı fazında hidroksiapatit ve fluorapatitin satüre oldu-ğu anda reminerilizasyon oluşmaz. Bu an, diğer yerel fluorid başarılı olabilmesi için bir sınır oluştu-rurken, TİF4 solüsyonu diş yüzeyinde oluşturduğu aside dirençli tabaka sayesinde etkisini halen sür-dürebilmektedir ve total mineral kaybını önemli öl-çüde azaltmaktadır.16

TİF4 solüsyonunun antimikrobiyal etkisini sık kullanılan yerel fluorid ajanları ile kıyaslayarak in vitro koşullarda değerlendirmek amacı ile bir dizi deney yapılmış ve bu bileşiğin mine - kök yüzeyle-rinde in vitro koşullarda bakteri birikimi üzerine et-kisi araştırılmıştır. Yapılan bu çalışmada TİF4 so-lüsyonu diğer fluorid ajanları gibi yeterli konsant-rasyon ve miktarda in vitro olarak uygulandığında bakterisel gelişimi inhibe edici etkisi gösterilmiş-tir.42

KAYNAKLAR

1.Akıncı T. Florun genel yolla alınımı . M Ü Diş Hek Fak Der 1987; (13): 66-73.

2.Balamir A , Batırbaygil Y. Fluoridlerin etki mekanizma-ları. H Ü Diş Hek Fak Der 1983; 7(2): 117-124.

3.Bayırlı GS, Şirin Ş . Konservetif Diş Tedavisi. Dünya Tıp Kitapevi 1982;342.

4.Bottenberg P, Bultmann C, Graber HG. Distribution of fluoride in the oral cavity after application of a bioadhesive fluo-ride- releasing tablet. J Dent Res1998; 77(1): 68-72.

5.Shrestra BM. Effect of systemic titanium tetrafluoride on fluoride uptake by developing rat enamel. Car Res 1983; 17: 264-266.

6.Özperk G. Diş çürüğünden korunmada etkili bir yön-tem: sofra tuzunun florlanması. Atatürk Üniv Diş Hek Fak Derg 1997; 7(2): 110-114.

7.Hamın Naınar SM,Clarkson BH. Fluorıde prome in mature unerupted enamel follovving removal of surface ofgantc material. Car Res 1994; 28: 83-86.

8.Takeuchi K, Nakagaki H, Totama Y, Kimata N. Ite F, Robinson C, VVeatherell JA, Stösser L, Kunzel W. Fluoride zor-centrations and distribution in premolars of children from kM and optimal fluoride areas. Car Res 1996; 30: 76-82.

9.White DJ. Reactivity of fluoride dentifrices vvith artte-al caries. Car Res 1988; 22: 27-36.

10.Erkan Z, Harputoğlu S, Yanıkoğlu F. 14-15 yaş araş bireylerde yapılan fissür sealant ve topikal flor uygulamaları -12 ve 18 aylık süreler sonundaki koruyuculuklarının incelenr-e-si. D Ü Dişhek Fak Der 1991; 2 (2-3): 89-93.

11.Obersztyn A, Kolvvinski K, Tryovvski J, Starosciak S Effects of stannous fluoride and amine fluorides on caries inci-dence and enamel solubility in adults. Austrralian Dent Jour 1979;24:395-397.

12.Andrew JR, Bibby B. Preliminary report on effect of topical applications of titanium tetrafluoride on dental caries. J Den Res 1976; May-June: 337-358.

13.Büyükyılmaz T, Ogaard B, Rolla G. The resistance of titanium tetrafluoride - treated human enamel to strong hydrochloric acid. Eur J Oral Sci 1997; 105: 437-477.

14.Büyükyılmaz T, Ogaard B, Sverre D. The effect of the tensile bond strength of ortodontic bracets of titanium tetraf-luoride application after acid etching. Am J Orthop Dentofac Orthop 1995; 108:256-61.

15.Büyükyılmaz T, Şen HB, Bjorn O. Retention of titani-um tetrafluoride, used as fissure sealant on htitani-uman deciduous molars. Odontol Scand 1997; 55: 73-78.

16.Büyükyılmaz T, Tangugsorn V, Ogaard B, Arends J, Ruben J, Rolla G. The effect of titanium tetrafluoride application around ortodontic brackets. Am J Orthod Dentofac Orthop 1994; 105:293-6.

17.Bawden JW, Deaton TG, Crawford BP. Fluoride and caleium content of enamel organ, muscle, liver and plasma in rats. Car Res 1992; 26: 263-267.

18.Gu Z, Jianguo L, Söremark R. Influence of tooth sur-face conditions on enamel fluoride uptake after topical applicati-on of TİF4 in vitro. Açta Odapplicati-ontol Scand 1996; 54: 279-281.

19.Shrestra BM, Mundorff SA, Bibby BG. Enamel disso-lution. 1.Effects of various agents and titanium tetrafluoride. J Dent Res 1972; 51:1561-1566.

2O.Skartveit L, Knut S, Tveit AB. Root surface reactions to TİF4 and SnF2 solutions in vitro. Açta Odontol Scand 1991; 49: 183-190.

21.Mundorff SA, Little MF, Bibby BG. Enamel dissolu-tion:II.Action of titanium tetrafluoride.J Dental Res 1972;51:1567-71.

22. Skartveit L, Tveit AB, Klinge B, Totdal B, Selvig KA. İn vivo uptake and retention of fluoride after a brief application of TİF4 to dentin. Acta Odontol Scand Scand 1989; 47: 65-68.

23.Skartveit L, Tveit AB, Totdal B, Selvig KA. Effects of TİF4 solutions on root surfaces in vitro after different application periods. Açta OdontolScand 1989; 47: 25-30.

24.Tveit AB, Klinge B, Totdal B, Selvig K. Long-term re-tention of TİF4 and SnF 2 after topical application to dentin in dogs. Scand J Dent Res 1988; 96:536-40.

25.Wei SHY, Soboroff DM, Wefel JS. Effects of titanium tetrafluoride on human enamel. J Dent Res 1976; May-June: 428-431.

26.0'Sullivan EA, Curzon MEJ, Roberts GJ, Milla PJ, Stringer MD. Gastroesophageal reflux in children and its relati-onship to erosion of primary and permanent teeth. Eur J Oral Sci 1S98; 765-769.

27.Acuna V, Maria VB, Michail C, Folke S. in vitro fluori-de uptake by enamel and fluori-dentin. Açta Odontol Scand 1990; 48:89-91.

28.Derand T, Lodding A, Petersson LG. Effect of topical F- solutions on caries- like lesions in root surfaces. Car Res 1989; 23: 135-140.

29.Chow LC, Beaudreau GM, Brovvn WE. Enamel fluo-ride profile constructon from biopsy data. Car Res 1985; 19:

(6)

103-112

30. Doğan F, Oktay İ, Saydam G, Dişçi R. Sağlıklı minede fluorid dağılımı ve çözünen mine derinliğinin standardizasyonuA.Ü Diş Hek Fak Derg 1992; 19 (1): 157-164.

31. Driessens FCM, Theuns HM, Borggreven JMPM, Van Dijk, .WE. Solubility behavior of vvhole human enamel. Car Res. 86.:20:103-110.

32.Hamdtng AM, Zero DT, Featherstone JDB, Mc Cor-marck SM Shields CP, Proskin HM. Calcium fluoride formation or ount; namel using fluoride solutions with and without lac-tate.Carid Res 1994; 28:1-8.

33 Vogel GL, Chow LC, Brovvn WE. A microanalytical procedure for the determination of calcium, phosopate and fluo-ride in enamel biopsy samples. Car Res 1983; 17: 23-31.

34.Kashket S, Preman RJ. Fluoride uptake and fluoride resistance in oral streptococci. J Dent Res 1982 :64(11) 1290-1292. (78)

35.Camoski DA, Tinanoff N. Anti-bacterial determinants of stannus fluoride. J Dent Res 1984; 63(9) : 1121 -1125.

36.Tatevossian A. Fluoride in dental plaque and its ef-fects . J Dent Res . 1990 69(spec iss). 645-652.

37.Dawes C, VVeatherell JA. Kinetics of fluoride in the oral fluids. J Dent Res 1990; 69(spec ıss.) :638-644.

38.Duckworth RM, Morgan SN, Murray AM. Fluoride in saliva and plaque following use of fluoride-containing mouth-washes. J Dent Res 1987 ; 66(12): 1730-1734.

39.Ekstrand J. Fluoride in plaque fluid and saliva after NaF or MFP rinses. Eur J Oral Sci 1997; 105: 478- 484.

40.Rose RK, Turner SJ. Fluoride-ınduced enhancement of diffusion in streptococcal model plaque biofilms. Car Res 1998:32:227-232.

41 .Seppa L. Effect of dental plaque on fluoride uptake oy enamel from sodium fluoride varnish in vivo. Car Res 1983;17:71-75.

42.Skartveit L , Selvig KA , Myklebust S, Tveit B. Effect of TiF4 solutions on bacterial grovvth in vitro and on tooth surfa-ces . Açta Odontol Scand. 1990: 48:169-174 .

43.Yotis WW , Brennan PC . Binding of fluoride by oral bacteria. Car Res 1983; 17: 444-454.

44.Ulukapı I , Külekçi G , Akıncı T, Demirel K. APF jeli uygulamasının plak oluşumu ve plak mikroorganizmaları üzeri-ne etkisi. İ. Ü Diş Hek Fak Der. 1994: 28: 49-52.

YAZIŞMA ADRESİ:

Dr. Aysun AVŞAR Ondokuz Mayıs Üniversitesi Pedodonti A.B.D Kurupelit-SAMSUN Tel:0 362 4576000-2784

Referanslar

Benzer Belgeler

• Eserin adı, müellifi, te'lif tarihi gibi hususlar tesbit Eserin adı, müellifi, te'lif tarihi gibi hususlar tesbit.. edildikten sonra kaynak olarak kıymetinin

yüksek ısı, nem, asidik toprak şartları ve tuzlu sudan etkilenmezler, bu nedenle çok değerli delil kaynaklarıdır.. Dişlerden kimliklendirmede; her insanda bir tür

Ankara Üniversitesi Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Diş Hekimliği Fakültesi... Ölülerde Kimlik Belirlenmesi

 İnsanlarda süt dişleri 20 adet (her bir çene yarımında incisive 2, canine 1, molar 2 adet) iken, erişkinlerde 32 adet (her bir çene yarımında incisive 2, canine 1, premolar

 Alveolar kayıplar, diş soketlerinde meydana gelen periyodontal hastalıklar sonucunda meydana gelen kemik kayıplarıdır.  Diş taşı, apse, kötü ağız sağlığı,

Diş çekimi sırasında da, dokuya yapılan az veya çok travmalar Diş çekimi sırasında da, dokuya yapılan az veya çok travmalar doku dirençinin azalmasına neden olur

Rezorbsiyon eğer kök pulpasında oluşmuş ise önce dentin sonra sement rezorbe olarak lezyon kökün dış yüzeyine kadar ulaşır.. Rezorbsiyonun olduğu kısımdaki pulpa

yapılan kontrollü kalsinasyonla (117 kPa,123 ˚C, ˚C, 5-7 saat) elde edilen alçı ürünüdür.Bu kristalden 5-7 saat) elde edilen alçı ürünüdür.Bu kristalden suyun