• Sonuç bulunamadı

Özal'ın sonu gelmedi mi?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Özal'ın sonu gelmedi mi?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EVET/HAYm

0KT4Y AKBAL

— — ---— --- --- — ■■— f —

Özal’ın Sonu Gelmedi mi?

Geceyarısıydı. Saat ikiye doğru ilerliyordu. A z sonra sınır ka­ pıları kapanacaktı. Türk hükümeti, Bulgaristan Türklerine giriş yasağı koymuştu. Gözümün önüne değişik görüntüler geliyor­ du: At arabasına varını yoğunu yüklemiş insanlar, at yerine ken­ dini koşmuş gençler, çocuk arabasına nesi var nesi yok doldur­ muş kadınlar, zorla yürüyen nineler, dedeler, kucaklarda yavru­ lar. On binlerce soydaş dizilmişlerdi sınırın öteki yanında...

Kimi saat ikiye varmadan kendini Türkiye’ye atmak istiyordu. Malını mülkünü Bulgaristan’da bırakarak... Kimi saat ikiye ka­ dar sınırı geçemeyeceğini anlamış, yeniden köyüne, kasabası­ na dönüyordu. Gözleri yaşlı, yürekleri buruk. Yıkılmış umutlar dağlar gibiydi. Uykum kaçtı. Kalkıp balkona çıktım. Gece serin­ di. Şu anda Edirne’de, Kapıkule’de olmalıydım diye düşündüm. Daha sonra Özal ve arkadaşları gözümün önüne geldi. Bu sa­ atte ne yapıyorlardı? Nasıl uyuyabiliyorlardı? Bu kişilerde

duy-S

u diye bir şey yok muydu? Umutla, güvenle yollara düşmüş, izal’tn büyük sözlerine inanmış soydaşlarımız sınır kapılarında çile doldururken hiçbir sıkıntı duymadan ‘koy kasete neşeli bir şarkı Semra, neşemizi bulalım’ mı diyorlardı?

Son damla bardağı taşırmıştır. Özal ve hükümetinde görev alan politikacıların sonu gelmiştir. Türkiye tarihinde bundan acı, bun­ dan daha utanç verici bir durum yaşanmamıştır. Sen kalk mey­ danlarda avazın çıktığı kadar bağır, gözdağları ver, ‘hepsi gel­ sin, Türkiye 52 milyon, iki milyon daha fazla olursak ne çıkar, yakında 70 milyona ulaşacağız. Bulgari yaptıklarına pişman ede­ ceğiz, Türkiye büyük devlettir, soydaşlarımızın hepsine yer var’ diye böbürlen, sonra da ‘vizesiz Türkiye’ye girilemez’ diye kes ati

Buna verilecek ad, sorumsuzluktur; kendini bilmeyiştir, bece­ riksizliktir, acizliktir, ülkemizi dünya karşısında bir kez daha kü­ çük düşürmektir. Madem ki birkaç yüz bin soydaşı barındıracak, besleyecek, iş verecek gücün yoktu, öyleyse neden bu vize ka­ rarını üç ay önce almadın?

Gelm iş geçmiş hiçbir başbakan, Bay Özal kadar sorumsuz davranmamıştır. Büyük büyük sözler söylemek kolaydır. ‘Onla­ ra Bulgar domuzu derler. Ümüklerine basarız. Hesap sorarız. Asrın sonunda 75 milyonuz. Bir kez ayranımız kabarmasın. Aç­ tım kapıyı, hepsini göndersinler.’ Birkaç ay geçmeden de ‘yo yo, bu kadarı fazla, vizesi olmayan soydaş Türkiye’ye giremez, 22 ağustos saat 02.00’ye kadar Türkiye’ye gelemeyenler vize alma­ dan sınırlarımızda bekleşmesinier!’

Anlatıyorlar, on binden çok soydaş sınır kapısında bekliyormuş, sokaklar doluymuş, insanlar birbirini iterek bir an önce Kapıku­ le’ye koşuyormuş. Kadın erkek, çoluk çocuk, yaşlı genç. Bir dram, bir tragedya... Bunun yaratıcısı kim? Bay Turgut Özal...

Bay Turgut Ö zal’ın bir dakika biie hükümet başkanlığı göre­ vinde kalmaması gerekir. Kendiliğinden ayrılmasını bilemezse, — ki bilemezi— en başta kendi partisi onu oturduğu yüce ma­ kamdan aşağı indirmelidir. Muhalefet partileri elbirliğiyle bu be­ ceriksiz, başarısız, Türklüğün saygınlığını sıfıra indiren kişinin; dersini vermelidir. Bay Ö zal’dan kurtulmak, ülkemizi, halkımızı bir karabasandan kurtarmak anlamına gelmiştir.

Hani Bulgaristan bir cehennemdi? Orda bir tek Türk bırakmak bile ayıptı, çirkindi! Belene’ler, bilmem neler Türk azınlığı acılar içinde bırakıyordu. Ne yapıp edip Türkleri böyle bir cehennem­ den kurtarmak gerekliydi. Şimdi birden Bulgaristan değişti mi? Bu ülkede yaşayan 300 bin insan ülkemize geldi. Geri kalan bir milyondan çok soydaş ne olacak?

Bu sorular hemen akla geliyor. Bay Özal’ın sonu gelmiştir. ‘So­ rumsuz ve tutarsız politikalarla devleti küçük düşürmek’le suç­ lanan A N A P lideri Mecliste kendisini bakalım nasıl savunacak? Savunmaya cüret edebilecek mi? A N A P grubu hâlâ bu kişiyi ‘lider’ olarak koruyacak mı? Bunca bozguna, bunca yenilgiye karşın Özal ve takımı Türkiye’yi birkaç yıl daha yönetecek mi? Hatta Çankaya’ya çıkmak gibi bir heveste direnebilecek mi?

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Diğer yandan insan ın dünyayla, doğayla barışı sağlanamadığı sürece, insanın insanla barışı, canlı yaşamının sürekliliğini sağlamaya yetmiyor.. Yaşam için zorunlu

İkinci Dünya Savaşı sırasında faşizme karşı direnişi genel olarak komünistler örgütlüyor, bölgedeki 59 bin.. direnişçinin 42

Türkiye Yeşilleri'nden Ümit Şahin, destekledikleri bağımsız "yeşil" adaylar 22 Temmuz seçimlerinde Meclise giremese de seçim sürecinde binlerce insan ula

Panelde, tüketilen g ıdaların tarladan sofraya kadar gecirdigi süreçler, organik ürünlerle beslenmenin yararları, GDO'lar, pestisistler, hamileler üzerindeki etkiler,

ASFA 3 kategoride TPD uygulanan olguların yoğun bakımda kalış süreleri ve mortalite oranları ASFA 1-2 endikasyonla TPD uygulanan olgulara benzer bulunmuşken,

Sonuç olarak, hayvan çalışmalarında ve in vitro çalışmalarda yüksek doz N-Asetil Sisteinin kolistinin böbrek hasarı etkisinden koruyuculuğu gösterilmiş olmasına

Sonuç olarak biz; hematolojik maligniteli ve yoğun bakım endikasyonu olmuş hastalarda, gerekli asepsi kurallarına uyulduğunda femoral kateterizasyonun enfeksiyon

Amatör futbolcularda Yo-Yo AT1 testi sırasındaki internal yükün mevkilere göre incelenmesini amaçlayan bu çalışmanın sonucunda her ne kadar incelenen