• Sonuç bulunamadı

Ülke gündemi çok yo

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ülke gündemi çok yo"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ülke gündemi çok yoğun, Erzincan Başsavcısı’nın tutuklanması üzerine, HSYK’nın aldığı kararlar, yargı

bağımsızlığı- yargı bürokrasisi, hukukun üstünlüğü-hukukçunun üstünlüğü, yargının tarafsızlığı – yandaş yargı vb tartışmalar gündemimizi kapladı. Bunların yanında bir konunun sürekli gündemimizde olması gerekiyor; insanın da içinde bulunduğu canlıların yaşamının sürdürülebilmesi, dünyanın havası, suyu, toprağı, iklimiyle yaşanabilir olması, yaşamın sürdürülebilirliği.

Başta değindiğim sorunları ve diğerlerini yok saymadan, yaşamın sürdürülebilirliği de hep gündemimizde olmalı. Bir yandan çatışmalar, savaşlarla insanlar arasındaki barış ortamı kaybolurken, diğer yandan insanın doğayla barışı da bozuluyor. Birisini diğerinin yerine koymadan, insanın insanla, insanın dünyayla barışını sağlamak zorundayız. İnsanın barış içinde yaşamaması, insanın dünyaya, doğaya daha acımasız davranmasına yol açıyor. Diğer yandan insanın dünyayla, doğayla barışı sağlanamadığı sürece, insanın insanla barışı, canlı yaşamının sürekliliğini sağlamaya yetmiyor. Yaşam için zorunlu olan hava, su ve toprağın kirlenmesi sonucu, sağlıklı yaşamın olmadığı bir dünyada, insanlar arasındaki eşitliğin ve barışın sağlanmış olması, tek başına yaşamın sürmesini sağlayamayacaktır.

Bu nedenle, öncelikle canlı yaşamının sürmesini sağlayacak yaşam alanlarını korumak zorundayız. Ancak bunu sağlamak çok kolay değil. Yaşamın sürdürülebilirliğinin karşısına “sürdürülebilir kalkınma” ya da kısaca “kalkınma” ortaya atılıyor. Sihirli bir sözcük olarak sunulan kalkınmanın ne olduğu, kimin kalkınması, kimin yararına kalkınma hiç sorgulanmıyor. Birkaç somut olayda sorgulamaya ne dersiniz?

Kalkınmanızı alın başınıza çalın

Muğla’nın Köyceğiz ilçesi’nde Yuvarlakçay kıyısında köylüler nöbet tutuyorlar. Neyi bekliyorlar? Yuvarlakçay’ın mütevazi suyu üzerine kurulmak istenen Hidro Elektrik Santralı (HES) için kesilen Anıt Ağaçları bekliyorlar, Yuvarlakçay’ı HES’ten koruma nöbeti tutuyorlar. Aslında yörenin ekosistemini oluşturan tüm canlıların yaşamının nöbetini tutuyorlar. HES’in yapılmasını savunanlara bakarsanız, “enerjiye gereksinim var, kalkınmamız gerekiyor”. Yöre köylüleri de Doğu Karadeniz’dekiler gibi “kalkınmanızı alın başınıza çalın, biz yaşamak istiyoruz” diyorlar. Haksızlar mı?

Balıkesir ili sınırları içinde Havran Barajı’nın göl alanı içinde kaldığı için binlerce yıldır yarasaların barındığı mağaralardan yarasalar zorla çıkartıldı, onlara yapay mağaralar yapıldı. Yapay mağaralara girmeyen yaklaşık 20 bin yarasa kayboldu, nereye gittikleri bilinmiyor. Şimdi bu olaya, “ne var canım, baraj yapılıyor, yöre insanı kalkınacak, kuşlarla mı uğraşacağız?” deniyor. Ama, kaybolan yarasaların yöredeki zeytin ağaçlarına zarar veren zeytin sineğini yiyerek ekolojik dengeyi korumadaki katkıları görmezden geliniyor, ekosistemin bir parçası olan yarasaların da yaşama hakkı olduğu unutuluyor.

Kültür Varlıklarını Koruma ve Müzeler Genel Müdürü Hasankeyf’teki eserleri “vakumlayıp su altında bırakarak koruyacaklarını” söylemiş. En az 12 bin yıllık tarihi olan Hasankeyf niçin su altında bırakılmak isteniyor? Enerji üretmek için yapılan Ilısu Barajı’nın yapılabilmesi için. Benzer biçimde Bergama’daki 2 bin yıllık sağlık yurdu Allianoi de üzeri mille kaplanıp, sulama amaçlı yapılan Yortanlı Barajı’nın göl suları altına bırakılmak isteniyor. Bu tarihsel değerleri yok etme pahasına yapılan barajların yapımının gerekçesi de kalkınma. İnsanlığın binlerce yıllık yaşanmışlığının izleri ne olacak, o izler silindiği zaman, insanlığın geleceği nasıl kurulacak?

Madencilik ülkemizin kimi yörelerinde kabus halini aldı. Bunun en çarpıcı örneklerini siyanür kullanılan altın

madenciliğinde yaşıyoruz. Maden işletmelerinin bulunduğu yöre insanları kabus yaşıyorlar, diğer yandan madenciliği ne pahasına olursa olsun savunanlar ise “zengin kaynakların fakir bekçileri mi olacağız” diyorlar. Zengin kaynakların çıkartılmasının kimi zengin ettiği, kimlerin yoksulluğuna çare olamadığı sorgulanmıyor Kâbusun asıl nedeni, yaşam alanlarının geri dönüşü olmayacak biçimde kirletilmesi, ‘şimdilik’ tilkilerin, kuzuların, kuşların, börtü böceğin açıklanamayan ölümleri, sakat ve ölü yavru doğurmaları. “Şimdi kuzularımız ölü doğuyor, sıra bizim çocuklarımıza da gelirse” diye kaygılanan İnay’lı kadının sesine kulak tıkarsanız, yaşamı önemsemiyorsunuz demektir. Zengin kaynakların kimi zengin ettiği Tüprag’ın Uşak’a harcadığı 4 milyon dolarlık “sosyal sorumluluk” harcamasından anlaşılmıyor mu? ( bakınız: TÜPRAG Cumhuriyeti) Altıncı şirket neden damızlık boğa dağıtır, neden kaldırım taşı döşer, neden kanalizasyon yapar, neden imamevi inşa eder? Uşaklıları çok sevdiği için mi, yoksa altın kazançlarını sorunsuz sürdürmek için mi?

(2)

EGEÇEP Kurultayı

En iyisi mi kalkınma masalının ardında yatan gerçekleri sorgulamak.

EGEÇEP 3.Bileşenler Kurultayı’nda madencilik sorgulanacak. Kendisini “antikapitalist”, “savaş karşıtı” olarak tanımlayan “doğal ve kültürel varlıkların, çevre sağlığı ve canlı yaşamının korunması konusunda çalışmalar yapan, sendika, dernek, meslek odası, sivil inisiyatif, platform ve diğer insan topluluklarının ve tek tek bireylerin

çalışmalarını, sorunları ortaklaştırmak, güç birliğini sağlamak” üzere kurulan EGEÇEP’in 3.Bileşenler Kurultayı 27 ve 28 Şubat 2010 günleri toplanıyor.

TMMOB Makine Mühendisleri İzmir Şubesi Tepekule Kongre Merkezi’nde toplanacak. Kurultayın ikinci günü (28 Şubat 2010 Pazar) saat 13.00’de başlayacak “Madenciliğin Yaşam Alanlarına Etkileri” konulu forumda, madencilik kabusunu yaşayanlar ile TBMM Madencilik Araştırma Komisyonu üyeleri buluşacak ve kalkınma masalının madencilik boyutu tartışılacak. Davetlisiniz. (bakınız: EGEÇEP EGE ÇEVRE VE KÜLTÜR PLATFORMU 3. BİLEŞENLER KURULTAYI )

Arif Ali Cangı 21.02.2010

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak dünya barışına bu kadar zarar vermiş ve vermekte olan İngiltere’nin törende kendini sevimli ve barışçıl gösterme gayesi bir çelişki olarak karşımıza çıkıyor.

Saygı göstermek önemli olmakla birlikte önemli olan bir başka husus da, farklı kültürlerdeki insanıann kutsallarına nasıl değer.. verdiklerini göz örninde

Ayrıca, 17/11/2020 tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer

Ancak güneş ışınına fazla maruz kalındığında bu mekanizma hatalı çalışıp kollajen yapısında değişikliklere ve zaman içerisinde de ciltte kırışıklıklara yol

Kavernöz hemanjiomlar erişkinlerde en sık görülen benign primer orbital neoplazmlar olup kadınlarda daha sık görülür.. dekatında pik

Bu maksatla, Günümüz NATO Barışı Destekleme Harekâtları arasında başta harekât alanının sınırlılığı ve özelliği ile en önemli harekât alanı olma özelliğine

Çinli Müslümanların Gözünden Lozan Barışı: TBMM Arşivinde Bulunan Bir Kutlama Mesajı 84 incelemiş ve Hanbalık olarak da bilinen ve günümüz Pekin şehrinin selefi

Rubor (kızarıklık): Damar genişlemesine bağlı olarak gelişen kırmızılık Tumor (şişlik): Damar dışı sıvı birikimi sonucu oluşan ödem.. Dolor (ağrı): İnterstisyel