• Sonuç bulunamadı

Bodrum'daki yo

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bodrum'daki yo"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bodrum'daki yoğun turizm yapılaşması "çevre" planında adeta "kazanılmış hak"! sayılıyor. Rize'deki doğal çevreyle uygunsuz apartmanlaşma durdurulmuyor. Giresun basınında çevre düzeni planına tepki.

" Bu çalışmalarla yılların ihmalini gideriyoruz; Türkiye'de plansız bölge kalmayacak..."

Bu sözler önceki çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe 'ye aitti... Bakanlığınca düzenlenen "çevre Düzeni Planı" nın (ÇDP) İzmir toplantısında şunu da söylemişti; "Artık isteyenin istediği yere istediğini yapma devri kapanıyor.." (Hürriyet-24 Ocak 2007)

Yani, tarım alanlarına fabrika; zeytinliklere TOKİ betonları; SİT bölgelerine otel; tarihin üstüne baraj; hatta Kaz Dağı'na altın madeni kurmak isteyenlere bile artık izin verilmeyecek!.. ÇDP'ler "engel" olacak!

Gelişmeler kısa sürede gösterdi ki bakanın bu konuşması da tıpkı şu "Acarkent'i yıkacağım" sözü gibi "hayali" ... çünkü, yurt düzeyinde yaygınlaştırılan ÇDP'ler de doğaya ve kültürel değerlere özensizlikleri yüzünden artık "yargı" dalar...

Üstelik sadece meslek odaları değil; yılların "betonlaşma mağduru" belediyeler ve il genel meclisleri bile itiraz ediyorlar. Yani Anadolu, 50 yılın plansızlığından sonra şimdi de "planlı darbe" ler altında.

'ÇEVRE'NİN ANLAMI

Önce şu "çevre planı" nın anlamını özetleyelim... Kentlerin ve bölgelerin sanayiden tarıma, turizmden ulaşıma kadar tüm sektörlerle ilişkilerinin kurulduğu çDP'ler, geçen AKP iktidarında çevre ve Orman Bakanlığı'nın yetkisine verildi...

Eskiden bu yetki Bayındırlık Bakanlığı'ndaydı. "Adı" ndan ötürü çevre Bakanlığı "bu iş bana ait" deyince mahkemelik oldular. Derken çevre ve ormanı birleştirme yasası "fırsat" bilindi ve aynı planların bu yeni bakanlığa bağlanması sağlandı...

Oysa ne "orman" cılar, ne de "çevre" ciler böylesine kapsamlı bir "fiziksel planlama" dan anlarlar. çünkü "şehircilikte uzman" değiller.

Hele planlardaki "çevre" sözcüğünün, aslında doğayı değil, bir yörenin "çevresiyle birlikte ele alınması" nı tanımladığı bilindiği halde, sadece sözcük benzeşmesiyle, çevre Bakanlığı'nı, tutup "imarcı" yaptılar...

Asıl amaç Bayındırlık Bakanlığı'ndaki, Cumhuriyetin en değerli "planlama birikimi" ni işlevsiz kılmak olunca; "bilim" yine bir kenara itildi. Şehir Plancıları Odası da bu rant oyununa tepki göstermek yerine, "nasıl olsa planları bizim üyelerimiz yapacak" mantığıyla "tarafsız" kalmayı yeğleyince, kamuoyuna gerçekler anlatılamadan operasyon tamamlanmış oldu...

Şimdi ise aynı planların neredeyse tümüne yapılan itirazlarla birlikte, çoğuna da yine Şehir Plancıları Odası'nca davalar açılmış durumda; çünkü meslek odalarının anayasadan aldıkları "toplumsal yarar" sorumluluğu, üyelerinin "iş beklentisi" nden çok daha öncelikli...

Kimi çDP'ler için her biri sayfalar dolusu eleştirileri içeren itiraz raporlarından bazı vurgulamalar ise özetle şöyle: DENİZLİ, AYDIN, MUĞLA...

Plana meslek odalarının yanı sıra Muğla İl Genel Meclisi, CHP ve hatta AKP bile itiraz etti. Örneğin, daha önce "plansız" olarak "turizm bölgesi" ilan edilen yerler "aynen devam" ediyor. Hatta bu alanlardaki ormanların korunmasına yönelik kurallara bile yer verilmiyor...

(2)

"geçerli" sayılıyor!

Bir doğa cenneti olan bölgede, sanayi ve enerji yatırımlarının "plana bakılmadan, bakanlık izniyle yapılabileceği" ne ise adeta "infial" var...

MANİSA, KÜTAHYA, İZMİR...

Özellikle İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırlarındaki, "1/100 bin" ölçekli planlamalarla "karmaşa" yaratan bu planda da sanayi ve ulaşım gibi temel konularda tam bir "belirsiz" lik var. Yıllardır tartışılan "kuzeydeki 2. havaalanı" için bile olumlu ya da olumsuz bir "önerme" yok; su ürünleri üretim alanlarının hangi kıyılarda olabileceği de belli değil... Planlama alanı olarak sadece il sınırlarıyla yetinilip, "havza" gerçeği göz ardı edildiğinden; Gediz ve Bakırçay nehirlerinin önemli bölümü, çevresindeki tarım alanlarıyla birlikte planın dışında!..

Hele hele yasadışı yapılaşma alanlarının, çevreyi gözeten bir karar üretilmeden "yerleşik alan" sayılması ise bir tür "imar affı" sağlıyor...

ISPARTA'SIZ ANTALYA, BURDUR!..

Bakanlığın "iki" ille sınırladığı bu planda, özellikle Burdur Gölü'ne "ortak" olan Isparta'nın da neden yer almadığı, "belli" bile değil...

Antalya'nın, Isparta'yla ekonomik ve kültürel bağları öteden beri güçlüyken bu üç il arasında adeta kurumsallaşmış olan bölgesel beraberliğin böylesine ayrıştırılması tepki topluyor.

Öte yandan, geleceğe dönük önermelerden yoksun olan planda çevrenin korunmasına yönelik kararlar da çok yetersiz...

SAMSUN, ÇORUM, TOKAT

Biri Karadeniz "kıyı" kuşağının; diğeri "Hitit" uygarlığının; öbürü "Kelkit" çayı vadisinin kültürel birikimlerini içeren bu üç ildeki "çok özel kimlikler" e aldırılmadığı gibi, "tarihsel komşuluklar" ı da önemsenmemiş. Şehircilerin

itirazlarında, aynı bölgenin yol kademelenmesine yönelik kararsızlıklara dikkat çekilirken tarım alanlarının, yaylaların ve nüfus yığılmalarındaki dengesizliklerin gözetilmiyor olması eleştiriliyor.

ORDU'DAN ARTVİN'E...

Bu plan ise Ordu, Trabzon, Rize, Giresun, Gümüşhane ve Artvin olmak üzere 6 ilimizi kapsıyor... Ne var ki Karadeniz'in kıyı ve iç kesimleri arasındaki ilişkilerle süregelen kentleşme süreçlerini çevre ve kültür öncelikli irdelemiyor...

Nitekim özellikle yaylalara yönelik "yaşatılarak koruma" hedefini yeterince önemsemediği için de yerel basında plana tepkiler şu manşetle duyuruldu; "çevre Planı Değil; Giresun'u İmha Planı..."

çevre ve Orman Bakanlığı'nca Türkiye'yi plansızlıktan kurtarma adına sürdürülen çevre düzeni planlamalarındaki durum işte böyle...

Bakalım, yeni Bakan Veysel Eroğlu , böylesine "planlı" bir çevre ve orman "duyarsız" lığını ne zaman durduracak? ÇDP'lerin geniş katılımlı bir forumda tartışılarak ilke ve hedeflerinin ulusal çıkarlara göre belirlenmesi; Anadolu'nun böylesi bir aymazlıktan bir an önce kurtarılması gerekiyor...

(3)

Referanslar

Benzer Belgeler

Hükümetin kemer sıkma politikalar ına karşı düzenlenen eylemde "Genel Grev" çağrıları giderek daha yüksek sesle duyuluyordu.İngiltere Sendikalar Birli

l~yların sakinleşmesine ramen yine de evden pek fazla çıkmak 1emiyorduk. 1974'de Rumlar tarafından esir alındık. Bütün köyde aşayanları camiye topladılar. Daha sonra

,ldy"ryon ordı, ırnığ rd.n ölcüm cihazlan uy.nş ü.rinc. saİıtrd fıatiycılcri

Bir tarafta siyasal iktidar gücünü ve meşruiyetini tüm kolluk kuvvetleriyle simgelerken, diğer taraftan toplumun daha çok özgürleşme talebiyle kamusal alanda var olma

Erzincan'ın İliç ilçesinin çöpler köyünde altın çıkarmaya hazırlanan çokuluslu şirketin, dönemin AKP'li milletvekillerini, yerel yöneticileri ve köylüleri gruplar

Öte yandan, hemen her konuda "bize benzeyeceksiniz" diyen AB'nin, kendi kentlerinde yüz vermedikleri imar yolsuzluklar ını bizle müzakere bile etmemesi; hemen tüm

do ğalgazlı, çift katlı ve özürlüler için otobüslerin kendi döneminde hizmet vermeye başladığını anlatan Sözen, Erdo ğan'ın "İstanbul'da CHP iktidardayken

İstanbul'da önce Orman Bakanlığı'na verilen 1000 dönümlük orman arazisi, Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından rayiç bedel tespitleri yapt ırılarak özel şahıslara