• Sonuç bulunamadı

6-12 yaş arası obez çocukların giysi sorunlarının incelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "6-12 yaş arası obez çocukların giysi sorunlarının incelenmesi"

Copied!
140
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

6-12 YAġ ARASI OBEZ ÇOCUKLARIN GĠYSĠ SORUNLARININ ĠNCELENMESĠ

Fahrünnisa SAYIM

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

GĠYĠM ENDÜSTRĠSĠ VE MODA TASARIMI EĞĠTĠMĠ ANABĠLĠM DALI

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

(3)

TELĠF HAKKI ve TEZ FOTOKOPĠ ĠZĠN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koĢuluyla tezin teslim tarihinden itibaren 2 yıl (24) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Fahrünnisa

Soyadı : SAYIM

Bölümü : Giyim Endüstrisi ve Giyim Sanatları Eğitimi

Ġmza :

Teslim tarihi :

TEZĠN

Türkçe Adı: 6-12 YaĢ Arası Obez Çocukların Giysi Sorunlarının Ġncelenmesi

(4)
(5)
(6)
(7)

TEġEKKÜR

AraĢtırmanın planlanmasından sonuçlanmasına kadar geçen süreçte değerli katkılarını hiçbir zaman esirgemeyen danıĢman hocam Sayın Yrd. Doç. Dr. H. Fatma ġENER‟e, araĢtırmanın yürütülmesi sırasında emeği geçen Yrd. Doç. Dr. Melek GÜNGÖR ÖZTÜRK‟e, Doç. Dr. NeĢe YaĢar ÇEĞĠNDĠR‟e, Doç. Dr. Bülent ALTUNKAYNAK‟a, bana olan inançlarını yitirmeyen ve her zaman yanımda olan aileme ve sevgili dostum Habibe ANMAÇ‟a teĢekkür eder, saygılarımı sunarım.

(8)

6-12 YAġ ARASI OBEZ ÇOCUKLARIN GĠYSĠ SORUNLARINI

ĠNCELENMESĠ

(Yüksek Lisans Tezi)

Fahrünnisa SAYIM

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

Haziran 2014

ÖZ

Bu araĢtırmanın amacı, 6-12 yaĢ grubu obez çocukların ve ailelerinin giysi kullanımı ve satın alma konusunda yaĢadıkları problemleri tespit etmek, çözüm önerileri getirmek ve çocuk hazır giyim üreticilerine üretim stratejilerini oluĢturmada öneriler sunmaktır.

Bu araĢtırmada, tarama modeline dayalı betimsel araĢtırma yöntemi kullanılmıĢtır. AraĢtırmada veri toplama aracı olarak anket kullanılmıĢtır. Anketin hazırlanması aĢamasında öncelikle konu ile ilgili literatür taranmıĢtır. Uzman görüĢleri alınarak kız ve erkek öğrencilere uygulanmak üzere I. ve II. bölümden oluĢan 32 soruluk anket hazırlanmıĢtır. Hazırlanan anket araĢtırmanın örneklem grubunu oluĢturan 6-12 yaĢ arası obez çocuklara ve ailelerine birlikte uygulanmıĢtır.

AraĢtırmanın evrenini, Ankara ilinde yaĢayan 6-12 yaĢ grubu obez çocuklar oluĢturmaktadır. AraĢtırmanın örneklemi, %99 güvenirlik düzeyi dikkate alınarak Yamane (2010) örneklem büyüklüğü formülü uygulanmıĢ, çıkan sonuç dahilinde tesadüfi yöntemle tespit edilen 200 çocuk ve aileleri araĢtırmanın örneklemini oluĢturmuĢtur.

Uygulanan anketlerden elde edilen verilerin değerlendirilmesinde „SPSS 21.0‟ paket programı kullanılmıĢtır. Ankette yer alan görüĢlerin frekans, yüzde, dağılımları hesaplanmıĢ, gerekli görülen cevapların standart sapmaları, aritmetik ortalamaları, maksimum ve minimum değerleri alınmıĢ ki-kare ve t testleri uygulanmıĢtır.

(9)

AraĢtırma sonucunda elde edilen veriler doğrultusunda anket sorularına verilen cevapların, frekansları, yüzdeleri ve ki-kare testleri dikkate alınarak 6-12 grubu arası obez çocukların giysi kullanımı ve satın alma sorunlarına iliĢkin obez çocukların (6-12 yaĢ grubu) ve ailelerinin görüĢleri tespit edilmiĢtir.

AraĢtırma verilerinden elde edilen sonuçlar incelendiğinde; obez çocukların hazır giysileri tercih ettikleri, yetiĢkin ve çocuk mağazalarından giysilerini temin ettikleri, en çok yaĢadıkları vücuda uyum sorunlarının giysilerde kol boyları ve paça boylarının uzunluğu olduğu, giysi seçimindeki en önemli faktörün giysinin bedene uygun olması olduğu, giysilerinde kumaĢ türü olarak pamuklu ve elastik (likralı) kumaĢları, kumaĢ yüzeyi olarak desenli kumaĢları ve kumaĢ yapısı olarakta dokuma kumaĢları tercih ettikleri görülmektedir.

AraĢtırmada çıkan sonuçlar kendi içinde tutarlı olup, daha önceki yıllarda çocuk giysilerine yönelik yapılan çalıĢmaların sonuçlarına da paralellik göstermektedir.

Bilim Kodu : -

Anahtar Kelimeler : Obezite, Çocuk, Giysi, Giysi sorunları, Sayfa Adedi : 120

(10)

A STUDY INTO THE CLOTHING PROMLEMS OF OBESE

CHILDREN AT THE AGE OF 6-12

(Master Thesis)

Fahrünnisa SAYIM

GAZĠ UNIVERSITY

INSTITUTE OF EDUCATIONAL SCIENCES

June 2014

ABSTRACT

The purpose of this research is to determine problems experienced by 6-12 age group obese children in purchase and use of readymade clothing, provide potential solutions and recommend possible production strategies for the readymade clothing manufacturers.

In this research, descriptive research method was used depending on survey method. As a data collection method, questionnaire was used in the research. At the stage of preparing the questionnaire, related literature was examined. Expert views were taken and the questionnaire with 32 items that was made up of 1st and 2nd part to apply boy and girl students was prepared. The questionnaire prepared was applied to obese children at the age of 6-12 and their parents who comprised the sampling group of the research.

The sample size of the population for the survey was determined by applying Yamane (2010) sample size formula with 99 percent confidence level. As a result, 200 obese children from the 6-12 age group living in Ankara were selected to conduct this research.

In the analysis of the data obtained in the questionnaire applied, SPSS 21.0 package software program was used. The frequency, percentage and distributions of the views in the questionnaire were calculated, standard deviations, arithmetic means, maximum and minimum values of the answers were taken when necessary and chi-square and t tests were applied.

(11)

The problems 6-12 age group obese children experience in purchase and use of readymade clothing were determined by conducting a survey completed by the obese children (6-12 age group) and their parents. The survey responses were statistically evaluated by using frequency, percentage and chi-square test methods.

Depending on the results obtained from the data of the research, it was found that obese children preferred readymade clothing, they bought their clothes from adult and child stores, the most important problem they had with clothing was with the sleeves, the length of legs, the most significant factor with the selection of clothes was its suitability to the body fit, they chose cotton and elastic (lycra) clothes, as the clothing surface, they chose patterned ones and they preferred woven clothes as the tissue of the clothing.

The results obtained in the research were consistent and there was a parallelism with the results of earlier studies carried out over child clothing.

Science Code : -

Key Words : Obesity, Child, Clothing, Clothing Problems Page Number : 120

(12)

ĠÇĠNDEKĠLER

Sayfa

ÖZ ... vii

ABSTRACT ... ix

ĠÇĠNDEKĠLER ... xi

TABLOLAR LĠSTESĠ... xiv

ġEKĠLLER LĠSTESĠ ... xvii

KISALTMALAR LĠSTESĠ ... xviii

BÖLÜM I ... 1 GĠRĠġ ... 1 1.1. Problem Durumu ... 1 1.2. AraĢtırmanın Amacı ... 6 1.3. AraĢtırmanın Önemi ... 6 1.4. Varsayımlar ... 8 1.5. Sınırlılıklar ... 8 1.6. Tanımlar ... 8 BÖLÜM II ... 11

KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR ... 11

2.1. Kavramsal Çerçeve ... 11

2.1.1. Çocukluk Döneminde Obezite ... 11

2.1.2. Obezitenin Sınıflandırılması ve Obeziteye Etki Eden Faktörler . 14 2.1.2.1. Eksojen (Basit) Obezite ... 14

2.1.2.2. Endojen Obezite... 17

2.1.3. Obeziteyi Saptama Yöntemleri ... 19

2.1.3.1. Direkt Yöntemler ... 19

2.1.3.2. Ġndirekt Yöntemler ... 21

2.1.4. Obezite Hastalığı ve Komplikasyonları ... 29

2.1.5. Obezitenin Dünyada ve Türkiye’de Yaygınlığı ... 30

(13)

Sayfa

2.1.5.2. Türkiye’de Çocuk ve Adölesan Obezite Prevalansı ... 35

2.1.6. Obez Çocukların Giysi Ergonomisi ... 38

2.1.7. Hazır Giyim Sektöründe Kullanılan Antropometrik Ölçüler ve Vücut Oranları ... 44 2.2. Ġlgili AraĢtırmalar ... 50 BÖLÜM III ... 57 YÖNTEM... 57 3.1.AraĢtırma Modeli ... 57 3.2. Evren ve Örneklem ... 57 3.3. Verilerin Toplanması ... 62 3.4.Verilerin Analizi ... 63 BÖLÜM IV ... 65 BULGULAR VE YORUM ... 65

4.1. Obez Çocukların Vücut Özelliklerinin Cinsiyete Göre Ġncelenmesi ... 65

4.2. Obez Çocukların Giysi Temin Etme ġeklinin ve Yerinin Cinsiyete Göre Ġncelenmesi ... 67

4.3. Obez Çocukların Hazır Aldıkları Giysilerde YaĢadıkları Problemlerin Cinsiyete Göre Ġncelenmesi ... 69

4.4. Obez Çocukların Giysi ÇeĢitlerinde YaĢadıkları Vücuda Uyum Sorunlarının Cinsiyete Göre Ġncelenmesi ... 71

4.5. Obez Çocukların Giysi Seçimini Etkileyen Faktörlerin Cinsiyete Göre Ġncelenmesi ... 79

4.6. Obez Çocukların Tercih Ettikleri KumaĢ Özelliklerinin Cinsiyete Göre Ġncelenmesi ... 81

4.7. Obez Çocukların Tercih Ettiği Giysi ÇeĢitleri ... 86

4.8. Obez Çocukların Giysilerinde Tercih Ettikleri Model Özelliklerin Cinsiyete Göre Ġncelenmesi ... 88

BÖLÜM V... 97

SONUÇ VE ÖNERĠLER ... 97

5.1. Sonuçlar ... 97

5.2. Öneriler ... 100

(14)

Sayfa EKLER... 111

EK 1: Anket Formu ... 112 ÖZGEÇMĠġ... 120

(15)

TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo Sayfa

Tablo 1. 6 -12 YaĢ Arası Çocukların Ortalama Boy ve Kilo GeliĢim Tablosu ... 2 Tablo 2. Rölatif Persentil Dağılımı ... 22 Tablo 3. Erkek ve Kız Çocuklar Ġçin Bel Çevresi Persentil Dağılımı (cm cinsinden) ... 23 Tablo 4. Triseps Deri Kıvrım Kalınlığı Erkek ve Kız Çocuklar Ġçin Persentil

Dağılımı ... 25 Tablo 5. Erkek ve Kız Çocuklar Ġçin Vücut Kitle Ġndeksi Persentil Dağılımı (kg/m²) ... 28 Tablo 6. AraĢtırmaya Katılan Obez Çocukların Cinsiyet ve YaĢ Gruplarına Göre

Dağılım ... 58 Tablo 7. Obez Çocukların Boy, Kilo ve VKĠ Değerlerinin Cinsiyete Göre

KarĢılaĢtırılmasına ĠliĢkin Dağılım ... 59 Tablo 8. AraĢtırmaya Katılan Obez Çocukların Boy, Kilo, VKĠ Durumuna ĠliĢkin

Frekans ve Yüzde Dağılımları ... 60 Tablo 9. Obez Çocukların Anne ve Babalarının Meslek Durumlarına ĠliĢkin Frekans

ve Yüzde Dağılımları ... 61 Tablo 10. VKĠ Değerinin Annenin ÇalıĢma Durumuna Göre KarĢılaĢtırılmasına

ĠliĢkin Dağılım ... 62 Tablo 11. Obez Çocukların Vücut Tipinin Cinsiyete Göre KarĢılaĢtırılmasına ĠliĢkin

Dağılım ... 65 Tablo 12. Obez Çocukların Vücut Tiplerine ĠliĢkin Frekans ve Yüzde Dağılımları ... 66 Tablo 13. Obez Çocukların Üst Giysi Bedeninin Cinsiyete Göre KarĢılaĢtırılmasına

ĠliĢkin Dağılım ... 66 Tablo 14. Obez Çocukların Alt Giysi Bedeninin Cinsiyete Göre KarĢılaĢtırılmasına

ĠliĢkin Dağılım ... 67 Tablo 15. Obez Çocukların Giysilerini Temin Etme ġeklinin Cinsiyete Göre

KarĢılaĢtırılmasına ĠliĢkin Dağılım ... 68 Tablo 16. Obez Çocukların Giysilerini Temin Ettiği Yerin Cinsiyete Göre

(16)

Tablo Sayfa Tablo 17. Obez Çocukların Giysi Kullanımında YaĢadıkları Sorunların Cinsiyete

Göre KarĢılaĢtırılmasına ĠliĢkin Dağılım ... 69 Tablo 18. Obez Çocukların Giysilerinde Yıpranmaların Olduğu Yerlerin Cinsiyete

Göre KarĢılaĢtırılmasına ĠliĢkin Dağılım ... 70 Tablo 19. Obez Çocukların Gömlek/Bluzda YaĢadıkları Vücuda Uyum Sorunlarının

Cinsiyete Göre KarĢılaĢtırılmasına ĠliĢkin Dağılım ... 71 Tablo 20. Obez Çocukların Pantolonlarda YaĢadıkları Vücuda Uyum Sorunlarının

Cinsiyete Göre KarĢılaĢtırılmasına ĠliĢkin Dağılım ... 73 Tablo 21. Obez Kız Çocukların Etekte YaĢadıkları Vücuda Uyum Sorunlarına ĠliĢkin

Dağılım ... 75 Tablo 22. Obez Çocukların Mont ve Kabanlarda YaĢadıkları Vücuda Uyum

Sorunlarının Cinsiyete Göre KarĢılaĢtırılmasına ĠliĢkin Dağılım ... 76 Tablo 23. Obez Kız Çocukların Elbise YaĢadıkları Vücuda Uyum Sorunlarına ĠliĢkin

Dağılım ... 78 Tablo 24. Obez Çocukların Giysi Seçimini Etkileyen Faktörlerin Cinsiyete Göre

KarĢılaĢtırılmasına ĠliĢkin Dağılım ... 79 Tablo 25. Obez Çocukların Giysilerinde En Çok Tercih Ettiği KumaĢ Türlerin

Cinsiyete Göre KarĢılaĢtırılmasına ĠliĢkin Dağılım ... 81 Tablo 26. Obez Çocukların Giysilerinde En Çok Tercih Ettikleri KumaĢ Yapısının

Cinsiyete Göre KarĢılaĢtırılmasına ĠliĢkin Dağılım ... 83 Tablo 27. Obez Çocukların Giysilerinde En Çok Tercih Ettikleri KumaĢ Yüzeyinin

Cinsiyete Göre KarĢılaĢtırılmasına ĠliĢkin Dağılım ... 83 Tablo 28. Obez Çocukların Giysilerini OluĢturan KumaĢ Tercihlerinin Cinsiyete

Göre KarĢılaĢtırılmasına ĠliĢkin Dağlım... 84 Tablo 29. Obez Çocukların Giysilerindeki Renk Tercihlerinin Cinsiyete Göre

KarĢılaĢtırılmasına ĠliĢkin Dağılım ... 85 Tablo 30. Obez Çocukların DıĢarı Çıkarken En Çok Giymeyi Tercih Ettikleri Giysi

ÇeĢitlerinin Cinsiyete Göre KarĢılaĢtırılmasına ĠliĢkin Dağılım ... 86 Tablo 31. Obez Çocukların Giysilerinde En Çok Kullanmayı Tercih Ettikleri

Kapama Yerlerinin Cinsiyete Göre KarĢılaĢtırılmasına ĠliĢkin Dağılım ... 87 Tablo 32. Obez Çocukların Giysilerinde En Çok Tercih Ettikleri Kapama

(17)

Tablo Sayfa Tablo 33. Obez Çocukların Giysilerinde En Çok Tercih Ettikleri Model Özelliklerine

ĠliĢkin Dağılım ... 89 Tablo 34. Obez Çocukların Gömlek/Bluzda En Çok Tercih Ettikleri Model

Özelliklerinin Cinsiyete Göre KarĢılaĢtırılmasına ĠliĢkin Dağılım ... 90 Tablo 35. Obez Çocukların Gömlek/Bluz/Elbiselerde En Çok Tercih Ettikleri Model

Özelliklerinin Cinsiyete Göre KarĢılaĢtırılmasına ĠliĢkin Dağılım ... 91 Tablo 36. Obez Kız Çocukların Elbiselerinde En Çok Tercih Ettikleri Model

Özelliklerine ĠliĢkin Dağılım ... 92 Tablo 37. Obez Kız Çocukların Eteklerde En Çok Tercih Ettikleri Model

Özelliklerine ĠliĢkin Dağılım ... 92 Tablo 38. Obez Çocukların Pantolonlarda En Çok Tercih Ettikleri Model

Özelliklerinin Cinsiyete Göre KarĢılaĢtırılmasına ĠliĢkin Dağılım ... 93 Tablo 39. Obez Çocukların Pantolon/Etek Bellerinde En Çok Tercih Ettikleri Model

(18)

ġEKĠLLER LĠSTESĠ

ġekil Sayfa

ġekil 1. Çocukluk çağı obezitesinin oluĢum aĢamaları ... 13

ġekil 2. Kol çevresi ölçümü ... 23

ġekil 3. Triseps deri kıvrım kalınlığı ölçümü ... 24

ġekil 4. Vücut kitle indeksi görsel grafiği ... 27

ġekil 5. Obezitenin Riskleri ... 29

ġekil 6. Ülkelere göre obezite istatistikleri ... 31

ġekil 7. Türkiye‟de obezite prevalans dağılımı ... 32

ġekil 8, 9, 10. Vücut üzerinde göğüs, bel ve basen çevresi ölçümü (Ġstanbul tekstil ve konfeksiyon ihracatçı birlikleri) ... 45

ġekil 11, 12, 13. Vücut üzerinde ön, sırt/arka geniĢlik ve arka uzunluk ölçümü ... 45

ġekil 14, 15, 16. Vücut üzerinde arka ortadan göğüs ucu, arka ortadan ön uzunluk ve omuzdan ön uzunluk ölçümü ... 46

ġekil 17, 18, 19. Vücut üzerinde omuzdan göğüs ucu, karın geniĢliği ve bel çevresi ölçümü ... 46

ġekil 20, 21, 22. Vücut üzerinde kol boyu, pazu ve bilek çevresi ölçümü ... 46

ġekil 23, 24, 25. Vücut üzerinde boyun, kafa çevresi ve basen açısı ölçümü ... 47

ġekil 26, 27, 28. Vücut üzerinde omuz geniĢliği, eğimi ve omuzdan omuza ölçümü ... 47

ġekil 29, 30, 31. Vücut üzerinde koltuk geniĢliği, derinliği ve ayak bileği çevresi ölçümü ... 47

ġekil 32, 33, 34. Vücut üzerinde boy uzunluğu, yan ve iç boy ölçümü ... 48

ġekil 35, 36, 37. Vücut üzerinde baldır, belden diz yeri ve vücut derinliği ölçümü ... 48

ġekil 38, 39. Vücut üzerinde oturuĢ yüksekliği ve kalça düĢüklüğü ölçümü ... 48

(19)

KISALTMALAR LĠSTESĠ

Anadolu Üniversitesi

BĠA Ġmpedans Ölçümü

DSÖ Dünya Sağlık Örgütü

HBSC DSÖ Ortak Çapraz Ulusal AraĢtırması

NHNES Beslenme Ve Sağlık Taraması

RA Rölatif Ağırlık

SBTSHGM Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü TEHARF Türkiye‟de EriĢkinlerde Kalp Hastalığı Risk Faktörleri

TKD Türk Kardiyoloji Derneği

TOAD Türkiye Obezite Profil ÇalıĢması

TOHTA Türk Diyabet, Obezite ve Hipertansiyon AraĢtırması

TURDEP Türkiye Diyabet, Obezite ve Hipertansiyon Epidemiyolojisi

VKĠ Vücut Kitle Ġndeksi

(20)

BÖLÜM I

GĠRĠġ

Bu bölümde araĢtırmanın giriĢ, problem durumu, araĢtırmanın amacı, araĢtırmanın önemi, sınırlılıklar, varsayımlar ve tanımlar kısmına yer verilmiĢtir.

1.1. Problem Durumu

Giyim, insanın temel fizyolojik ihtiyaçlarından biri olan, vücudu dıĢ etkilerden koruma amacıyla kullanılırken, günümüzde bu amacın yanı sıra kiĢinin kültürünü, gelenek ve göreneklerini, ait olduğu ve olmak istediği grubu, estetik, zevk ve beğenilerini, ekonomik durumunu, yaĢını, cinsiyetini ortaya koyan iletiĢim aracı halini almıĢtır.

Birey, çocukluğundan yaĢlılığına kadar geliĢen yaĢam çizgisi üzerinde farklı geliĢim dönemlerinden geçmekte ve bu dönemler içerisinde birbiriyle aynı olmayan fizyolojik ve psikolojik bazı özellikler göstermektedir. Bu kapsamda yaĢam çizgisi dikkate alınarak bireyin hayatı genel hatlarıyla; çocukluk, ergenlik/gençlik, yetiĢkinlik ve yaĢlılık gibi geliĢim dönemlerine ayrılabilmektedir (Koç, 2004, s. 232). 6-12 yaĢ arası çocukların fiziksel geliĢim tablosu Tablo 1‟de verilmiĢtir.

(21)

Tablo 1. 6 -12 YaĢ Arası Çocukların Ortalama Boy ve Kilo GeliĢim Tablosu

YaĢ Grubu Cinsiyet Ortalama Boy (cm) Ortalama Kilo (kg)

6 YaĢ Kız 114 20,2 Erkek 116 20 7 YaĢ Kız 120 22,5 Erkek 121,5 23,2 8 YaĢ Kız 125 25,4 Erkek 127 26,1 9 YaĢ Kız 130,5 29,4 Erkek 132 29,5 10 YaĢ Kız 137 34 Erkek 137,5 33,7 11 YaĢ Kız 145 40,0 Erkek 143,5 38,5 12 YaĢ Kız 152,5 44,8 Erkek 150 43,1 (Anonim 5, 2014, s. 1)

Normal geliĢim gösteren çocukların fiziksel geliĢimi incelendiğinde Tablo 1‟deki verilere ulaĢılırken, günümüzde dünyayı tehdit altına alan ve özellikle doğum öncesi ve doğum sonrasında çocuklarda sık görülen obezite hastalığının hızla artması sonucunda çocukların bedensel geliĢiminde farklılıklar görülmektedir. YaĢıtlarına göre daha iri ve hareketsiz olan obez çocukların sayısındaki artıĢ obez bir toplum sorununu da beraberinde getirmektedir (Aydemir, 2010, s. 45).

Tüm dünyada geleceğimizi oluĢturacak olan çocuklarda, obezite hastalığının ciddi boyutta olduğu anlaĢılmıĢ ve bunun üzerine birçok ülkede geniĢ kapsamlı araĢtırmalar yapılmaya baĢlanmıĢtır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından Asya, Afrika ve Avrupa‟nın 6 ayrı bölgesinde yapılmıĢ olan ve 12 yıl süren MONICA çalıĢmasında obezite görülme sıklığında 10 yılda %10 ila %30 arasında bir artıĢ saptanmıĢtır (Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü [SBTSHGM], 2010, s. 23).

Amerika BirleĢik Devletleri (ABD)‟nde çocuk nüfusun %25‟inin ĢiĢman olduğu söylenmektedir. ABD‟de gerçekleĢtirilen beslenme ve sağlık taramaları National Health and Nutrition Examination Survey, NHANES II. dönemine denk gelen 1976-87 yılları arasında 6- 11 yaĢ grubu %54 ve 12-21 yaĢ grubunda ise %64 oranında ĢiĢmanlık sıklığının

(22)

artmıĢ olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır. NHANES III 1988-94 yılları arasında gerçekleĢtirilen tarama sonuçlarında; VKĠ 95. persentil üzerinde olan (obez) 6-11 yaĢ arasındaki çocukların oranı %13,7 (erkeklerde %14,7, kızlarda %12,5) ve 12-17 yaĢ arasındaki çocukların oranı ise %11,5(erkeklerde %12,3, kızlarda %10,7) olarak belirlenmiĢtir (KurĢun, 2008, s. 5).

Avrupa‟da okul çağı çocuklarında fazla kilolu olma prevalansı en yüksek olan ülkeler Ġspanya (6-9 yaĢta %35) ve Portekiz (7-9 yaĢta %32) olarak bulunmuĢtur. En düĢük olan ülkeler ise Slovakya (7-9 yaĢta %15), Fransa (7-9 yaĢta %18), Ġsviçre (6-9 yaĢta %18) ve Ġzlanda (9 yaĢta %18) olarak belirlenmiĢtir (SBTSHGM, 2010, s. 23).

Türkiye‟nin obezite ile ilgili mevcut duruma bakıldığında ise; beslenme durumu geliĢmiĢ ve geliĢmekte olan ülkelerin sorunlarının her ikisini de içerdiği görülmektedir. Türkiye‟de halkın beslenme durumu; bölgelere, mevsimlere, sosyo-ekonomik düzeye ve kentsel-kırsal yerleĢim yerlerine ve benzeri özeliklere göre önemli farklılıklar göstermektedir. Gelir dağılımındaki dengesizlik beslenme sorunlarının niteliği ve obezite görülme sıklığı üzerinde etkili olurken beslenme konusundaki bilgisizlik, hatalı piĢirme ve saklama yöntemleri beslenme sorunlarının boyutlarının büyümesine yol açmıĢtır (SBTSHGM, 2010, s. 23-24).

Çocuklarda obezite sadece doğum sonrasında oluĢan bir hastalık değildir. Anne karnında bebeğin yağ hücrelerinin artıĢ gösterdiği bazı kritik dönemler vardır. Bu konuda anneleri bilinçlendirmek ve bu dönemlere dikkat etmek gerekmektedir (Samur, 2008, s. 10).

Çocuklarda obezitenin kritik dönemleri incelendiğinde;  Gebelikte son iki ay,

 Doğum sonrası ilk 18 ay,  Okul öncesi (5-7 yaĢ) ve

 Adölesan dönemi (kız çocuklarında 11-21 arası yaĢlar, erkek çocuklarında ise 13-21 arası yaĢlar) olduğu görülmektedir (Anadolu Üniversitesi [AÜ], 2011, s. 154-155).

Yağ hücre sayısında hızlı artıĢ görülen bu kritik dönemlerde aĢırı beslenme ve hareketsizlik çocuklarda yağ hücre sayısının gerektiğinden fazla artmasına ve çocukların ileride ĢiĢman yetiĢkinler olmalarına zemin hazırlamaktadır. Adölesan dönemine ĢiĢman olarak girmek ve bu dönemde aĢırı kilo almak veya aldıkları kiloların verilememesi durumları ileri yaĢlarda obeziteyi ve obezitenin getirdiği sağlık sorunlarını kaçınılmaz hale getirebilmektedir. Çünkü adölesan döneminden sonra yağ hücreleri sayısında artıĢ olmamakta, bunun yerine

(23)

aĢırı beslenme sonucu yağ hücreleri hacim olarak büyümeye baĢlamaktadır (Güler ve diğerleri, 2009, s. 4).

Bu yaĢ aralığındaki çocukların genel geliĢim özellikleri incelendiğinde ise;

 6-12 yaĢ, çocukların eğitim-öğretim süresini kapsayan dönemdir. Okul çağı, çocuğun topluma ilk kez bilinçli olarak girdiği bir dönemdir.

 Bu dönemde büyüme ve geliĢme hızlı olmaktadır. Bu dönemde çocuklar yaĢam boyu sürebilecek davranıĢlarını büyük ölçüde oluĢturmaktadır. En hızlı büyüme kızlarda 10-12 yaĢ, erkeklerde ise yaklaĢık 11-14 yaĢlarında baĢlamaktadır (SBTSHGM, 2011, s. 3) .

 Bu dönemde beden sağlığı ile düĢünme gücü arasında yakın bir iliĢki olduğundan çocukların sağlıklı ve dengeli beslenmeleri önemlidir.

 Çocukların en önemli duygusal ihtiyacı her dönemde olduğu gibi bu dönemde de sevilmek ve beğenilmektir. Çocuklar okula baĢladıkları için artık dıĢ çevredeki özellikle de okuldaki kiĢiler ve onlarla kurdukları iliĢki çok önem kazanmıĢtır. Ġlgi odağı olmak, baĢarılı olmak isterler. Sevilen ve beğenilen çocuğun ruh sağlığı daha sağlıklı bir görünüm arz eder.

 Bu dönemin özellikleri; somut düĢünceden soyut düĢünceye, çocukluk beden yapısından gençlik beden yapısına ve çocuksu duygulardan yetiĢkin duygulara geçiĢtir.

 6-12 yaĢ ergenlik dönemine geçiĢin yaĢandığı bir dönemdir. Bu dönemde çocuklar ergenlik döneminde meydana gelecek bedensel, zihinsel ve sosyal-duygusal yönden önemli değiĢikliklere hazırlanmaktadır (Mutlu Çocuklar Derneği, 2014, s.1).

Her geliĢim döneminin bir takım ihtiyaçları bulunmaktadır. Çocukluk ve ergenlik döneminde bedenin fizyolojik ve psikolojik geliĢimine uyum sağlayabilecek, hareketlerini kısıtlamayacak, kullanımı kolay giysilerin tercih edilmesi gerekmektedir.

Obez çocukların vücutları normal kiloya sahip çocuklara göre yapısal farklılıklar göstermektedir. Obez olarak ifade ettiğimiz (büyük beden) çocuklarda ĢiĢmanlık nedeniyle vücudundaki fiziksel geliĢimler ve ölçülerde oluĢan orantısızlık sonucunda normal fiziksel geliĢim gösteren çocuklar; giysi ihtiyaçlarını çocuk giysisi satan mağazalardan rahatlıkla karĢılayabilmekte iken, obez çocuklar giysi ihtiyaçlarını temin etme ve kullanım sürecinde pek çok problemle karĢılaĢmaktadırlar (Ataç, 2005, s. 1; AktaĢ, 2008, s. 11). Ġhtiyaç

(24)

duydukları giysileri mağazalarda bulamayan obez çocukların büyük çoğunluğu giysilerini diktirerek temin etmek zorunda kalmıĢlardır.

Obezitenin artıĢ göstermesi ve vücut ölçülerindeki hızlı değiĢim, Türkiye‟de ve dünyada hazır giyim sektöründe yeni bir pazar oluĢumunu sağlamıĢtır. Bu durumu fark eden firmalar pazarda oluĢan bu talebi karĢılamak amacıyla büyük beden giysi üretimi çalıĢmalarına baĢlamıĢlardır. BaĢlangıçta koyu renklerde, düz ve bol giysiler üreterek tüketicilerin beğenisine sunan firmalar tüketicilerden bekledikleri ilgiyi görememiĢlerdir. Son yıllarda talebin artması ile geliĢim gösteren firmalar büyük beden giysi üretimi yapan markalara dönüĢmüĢlerdir. Çocuk ve genç yetiĢkinler için üretim yapan markalardan çok azı ürün yelpazesini obez çocuklara hitap edecek Ģekilde geniĢletmiĢlerdir.

Türkiye‟de büyük beden çocuk giysi üretimi yapan firmaların yetersiz olması, obez çocukları yaĢ ve beden olarak kendilerinden büyük yaĢtaki çocuklar için üretilmiĢ giysileri almak zorunda bırakmaktadır. Bu durum da hazır alınan giysiler, tadilatlar yapılarak çocukların bedenlerine uygun hale getirilmeye çalıĢılmaktadır. Üretici firmalar, çocukların beden ölçülerindeki değiĢime uygun olarak büyük beden giysi tüketicisi olan çocukların ihtiyaçlarına yönelik beklentiyi karĢılayamadıkları görülmektedir.

Kendini giysileri ile ifade edebilme ve modaya uyum açısından bir takım güçlükler yaĢamakta olan obez çocuklarda, obezite sağlık sorunlarının yanı sıra fizyolojik, sosyal ve psikolojik sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu durum çocukların özellikle psikolojik geliĢiminde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Çocuklarının psikolojik geliĢimi aileleri de çok yakından ilgilendiren bir konudur. Bu nedenle çocukluk dönemi obezite sadece çocuklar için değil aynı zamanda aileleri için de sorun teĢkil etmektedir.

Bu dönemdeki çocuklarda obezitenin oluĢturmuĢ olduğu en önemli psikolojik sorun düĢük benlik saygısı ve beden imajı ile yaĢam kalitesinin azalmasıdır (Törüner K. ve SavaĢer, 2010, s. 64). Tolumda kendine yer edinmeye ve çevresine güzel görünmeye çalıĢan obez çocuk ve ergenlerde psikolojik destek olarak giysi önemli bir etkendir. Kendini görsel olarak güzel ve güçlü hisseden çocuk ve ergenler çevresiyle daha kolay iletiĢim kura bilmektedir. Giyim, çocukların kendi bedenlerinden memnun olma düzeylerini arttırmaya yardımcı olmaktadır (Civitçi ve Harmankaya, 2012, s. 50). Bu nedenle obez çocukların giysi sorunlarının detaylarıyla incelenmesi gerekmektedir.

(25)

1.2. AraĢtırmanın Amacı

AraĢtırmanın genel amacı: 6-12 yaĢ arası obez çocukların giysi kullanımı ve satın alma konusunda yaĢadıkları problemleri tespit etmek, bu problemler dahilinde çözüm önerileri getirmektir.

Bu amaçlar doğrultusunda;

1. Obez çocukların vücut özelliklerinin cinsiyete göre farklılık göstermekte midir? 2. Obez çocukların giysi temin etme Ģekli ve yerin cinsiyete göre farklılık göstermekte

midir?

3. Obez çocukların hazır aldıkları giysilerde yaĢadıkları problemler cinsiyete göre farklılık göstermekte midir?

4. Obez çocukların giysi çeĢitlerinde yaĢadıkları vücuda uyum sorunları cinsiyete göre farklılık göstermekte midir?

5. Obez çocukların giysi seçimini etkileyen faktörler cinsiyete göre farklılık göstermekte midir?

6. Obez çocukların tercih ettikleri kumaĢ özellikleri cinsiyete göre farklılık göstermekte midir?

7. Obez çocukların tercih ettiği giysi türleri cinsiyete göre farklılık göstermekte midir? 8. Obez çocukların giysilerinde tercih ettiği model özellikleri cinsiyete göre farklılık

göstermekte midir?

1.3. AraĢtırmanın Önemi

Gelecekteki toplumların temelini çocuklar oluĢturmaktadır. Bu nedenle sağlıklı bireyler yetiĢtirebilmek onların giriĢimci, üretken ve aktif olmalarını sağlamak kendi ebeveynleri kadar toplumu da ilgilendiren bir konudur.

Günümüzde yaĢam Ģartlarının değiĢmesi, teknoloji ve onun getirmiĢ olduğu kolaylıklar, beraberinde insanlarda fiziksel hareketsizliği de getirmektedir. Çocukların büyük bir çoğunluğu odalarından çıkmayarak, günün büyük bir bölümünü bilgisayar ya da televizyon baĢında geçirmeyi tercih etmektedir. Ayrıca beslenme alıĢkanlıklarının değiĢmesi, fast-food tarzı yüksek kalorili, hızlı tüketim sağlayan yiyeceklerin günden güne daha çok tercih edilmesi dünyayı ve ülkemizi de tehdit eden obezitenin nedenlerinin baĢında gelmektedir.

(26)

Vücudun ihtiyacından fazla besin tüketilmesi, ihtiyaç fazlası enerjinin vücuttan atılamaması kilo alımına hatta obezite hastalığının oluĢmasına neden olmaktadır.

Çocukluk dönemindeki obezite hastalığının önlenmesinde toplumu bilinçlendirmek ve sağlıklı yaĢam için gerekli bilgilerin aktarılması sağlıklı bir toplum açısından önem taĢımaktadır. OluĢan ĢiĢmanlığın tedavisinden çok ĢiĢmanlığın oluĢumunu önlemek çok daha önem taĢımaktadır. Çocukluk çağından itibaren bireye beslenme eğitimi hem aile içinde hem de okulda verilmelidir. Böylece çocuk küçük yaĢtan itibaren doğru beslenme bilgilerini alarak, yeterli ve dengeli beslenmeyi öğrenecektir. (Mercanlıgil, 2008, s. 7). Yapılan birçok araĢtırmada obezitenin küçük yaĢlarda (doğumdan itibaren) baĢladığı, 6-12 yaĢ arasındaki çocuklarda büyük oranda görüldüğü belirtilmektedir. Okul dönemini oluĢturan 6-12 yaĢ aralığındaki çocuklar günün büyük bir bölümünü okulda geçirmektedir. Bu yaĢ aralığındaki çocukların geliĢim döneminin özelliklerinden birisi; arkadaĢlarının düĢüncelerinden çok fazla etkilenmeleridir. Çocuklar kendileriyle ilgili arkadaĢlarının her türlü düĢüncesine özellikle dıĢ görünüĢü hakkındaki düĢüncelerini önemsemektedirler. Obez olan çocuklar ise dıĢ görünüĢleri konusunda çok daha fazla hassasiyet göstermektedirler. ArkadaĢlarına göre daha kilolu olan obez çocukların arkadaĢ grubu tarafından kabullenilme konusunda sorun yaĢamalarının yanı sıra obez çocuklar bedenine göre giysi bulmakta güçlük çekmekte, bedenlerine uygun kıyafetler bulduklarında ise kendi zevklerini ve isteklerini tam olarak karĢılamamaktadır. Model, renk, desen ve fonksiyon olarak tercih olanakları kısıtlanmaktadır (Harmankaya ve Civitçi, 2010, s.19). Giyim, psikolojik açıdan bireyin bedeninden memnun olmasına, özgüven kazanmasına, statü sahibi olmasına, akranları arasına kabul görmesine yardımcı olan bir araçtır. Bu nedenle obez çocuk ve ön ergenlerin giysi tercihlerinin incelenmesi gerekmektedir. AraĢtırma, kilo problemli kiĢilerin hazır giysileri temin edebilmesi, giysilerin vücuda uyumunda yaĢanan problemlerin belirlenmesi, uyum problemlerinin çözümü için geliĢtirilecek önerilerin sunulması açısından önem taĢımaktadır. (Civitçi ve Harmankaya, 2012, s.51).

Obez çocukların giysi problemlerini tespit etmeye yönelik yapılmıĢ olan araĢtırmaların sayıca azlığı araĢtırmayı önemli kılmaktadır. AraĢtırmadan elde edilen verileri, bu alanda faaliyet gösteren hazır giyim iĢletmelerine obez çocuklara yönelik giysi üretimleri konusunda fikir vermesi ve bundan sonraki araĢtırmalara katkı sağlaması açısından önem taĢımaktadır.

(27)

1.4. Varsayımlar

1. Kullanılan anketi geçerliliği konusunda uzman kanısı yeterlidir. 2. Örneklemin evreni temsil ettiği kabul edilmektedir.

3. Öğrencilerin ve velilerin ankete doğru ve samimi cevap verdikleri varsayılmaktadır.

1.5. Sınırlılıklar

1. AraĢtırmanın konusu 6-12 yaĢ arası obez çocukluların karĢılaĢtıkları giysi kullanımı ve satın alma sorunlarının incelenmesi ile sınırlıdır.

2. AraĢtırmanın örneklem grubu Ankara ilinde Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Hastanesi‟nin Pediatrik Endokrin bölümünde obezite tedavisi gören 6-12 yaĢ arasında bulunan 200 çocuk ve ailelerin görüĢleri ile sınırlıdır.

1.6. Tanımlar

AraĢtırmada kullanılan terimleri tanımları aĢağıdadır.

Giysi: Eski çağlada bireyin temel fizyolojik ihtiyaçlarından vücudu dıĢ etkenlerden koruma ve vücuda rahatlık sağlama amacıyla baĢlayan günümüzde bu amacın yanı sıra kiĢinin kültürünü, gelenek ve göreneklerini, ait olduğu ve olmak istediği grubu, estetik, zevk ve beğenilerini, ekonomik durumlarını, yaĢını, cinsiyetini ortaya koyan iletiĢim aracıdır.

Obezite (ĢiĢmanlık): Vücutta bulunan yağ kütlesinin yağsız (kas) kütleye oranının aĢırı artması sonucunda boya göre ağırlığın olması gereken düzeyin üzerine çıkması durumudur (Mercanlıgil, 2008, s. 7).

Prevalans: Yaygınlık (Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi [KÜTF], 2006, s. 64).

Persentil: Yüzdelik (KÜTF, 2006,s. 61).

Sedanter YaĢam Tarzı: Enerjinin fazla harcanmadığı bir yaĢam tarzı (Karacan, 2003, s. 134).

Son Çocukluk Dönemi: Ġlköğretim çağında kızlarda 6-11 yaĢ, erkeklerde 6-13 yaĢ aralığında bulunan çocukların oluĢturduğu dönemdir (Yavuzer, 1998, s. 31).

(28)

Tadilat: Daha öncesinde kullanılmıĢ veya kullanılma ömrünü yitirmiĢ giysi üzerinde yapılan yenileme, bakım onarım iĢlerinin tümüne verilen isimdir.

Vücut Kütle Ġndeksi (VKĠ): Bireyin kilosunun boy uzunluğunun karesine bölünmesi sonucunda elde edilen veridir. Bu veriler kiĢinin persentil değerlerini oluĢturmaktadır.

(29)
(30)

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR

2.1. Kavramsal Çerçeve

Bu bölümde araĢtırmanın kavramsal çerçevesi ve problemle ilgili araĢtırmaların kısa özetine yer verilmiĢtir.

2.1.1. Çocukluk Döneminde Obezite

Obezite; Latince ĢiĢman anlamına gelen “Obese” sözcüğü “Obesus” sözcüğünden türeyen bir isim olup “çok yemek yiyen” anlamına gelmektedir. Gün içerisinde vücudun ihtiyaç duyduğu enerjinin üzerinde tüketim yapılması, bu durumun uzun süre devam etmesi sonucunda vücudun sağlığını bozacak düzeyde vücut yağ dokusunun artması durumunda ortaya çıkan bir hastalık olarak kabul edilmektedir (Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği [TEMD], 2011, s. 50).

Obezite yaĢam kalitesini oldukça düĢüren bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından vücut kompozisyonunda insan sağlığını olumsuz Ģekilde etkileyecek düzeyde yağ miktarının artıĢı olarak tanımlamaktadır (MenteĢ, MenteĢ ve Karacabey, 2011, s. 967).

ġimĢek ve arkadaĢlarının tanımına göre obezite; vücutta aĢırı yağ depolanması ile ortaya çıkan, fiziksel ve ruhsal sorunlara neden olabilen bir enerji metabolizması bozukluğudur. Tüketilenden daha fazla enerji alınması obezitenin en önemli nedenidir (ġimĢek ve diğerleri, 2005, s. 164).

Obezite vücutta yağ dokusunun yani yağ hücrelerinin çapının büyümesi (hipertrpfi) ve yağ hücrelerinin sayısındaki artıĢ (hiperplazi) olarak tanımlanmaktadır (Köksal ve Özel, 2008, s. 7).

(31)

Obezite tüm dünyada yetiĢkinler, çocuk ve adölesanlarda görülme sıklığı gittikçe artan çeĢitli sağlık sorunlarına neden olan bir hastalıktır. Çocukluk döneminde obez olan kiĢilerin, yetiĢkinlik dönemlerinde de obez olmaya yatkın oldukları görülmektedir (Güler ve diğerleri, 2009, s. 6).

Obezitenin tarihsel geliĢimi incelendiğinde obezite hastalığına bakıĢ açısının günümüzle çok farklı olduğu görülmektedir. TaĢ devri kalıntılarındaki obez insan figürleri ve Frigya ana tanrıçası Kibele gibi semboller incelendiğinde o dönemde ĢiĢman insanlar kuvvetli, savunma ve mücadele gücü yüksek, doğurgan ve bereketli insanların sembolü olarak kabul edilmiĢtir (BaĢkal, 2002, s. 330; Özarmağan ve Bozbora, 2002, s. 1).

Daha sonraki yıllarda, Hipokrat (MÖ 460- 370) “ĢiĢman kiĢilerde ani ölüm zayıflara göre daha çok görülmektedir” iddiası ile yaptığı araĢtırmalar sonucunda ĢiĢmanlığın olumlu yönlerini çürüterek, insan sağlığını olumsuz yönde etkilediğini ortaya koymuĢtur (Sertkaya ve Orhan, 2008, s. 1; BaĢkal, 2002, s. 330). Fakat bu durumun kabul edilmesi uzun yıllar sürmüĢ ve günümüzde tedavi edilmesi gereken bir hastalık, bir halk sağlığı problemi olarak kabul edilmeye baĢlamıĢtır (SBTSHGM, 2010, s. 15).

Obezitenin sadece bireyi ilgilendiren estetik bir sorun olmadığı, fizyolojik, organik hormonal, metabolik, sistemik ve psikolojik etkileri ile toplumu tümüyle etkileyen çok ciddi bir problem olduğu görülmüĢ ve çok hızlı artıĢına dikkat çekilmiĢtir. (BaĢkal, 2002, s. 330). Günün hızlı çalıĢma temposuna uyum gösterecek fiziksel nitelikteki insanların tercih edilmesi kilolu kiĢilerin hantal, sorunlu, yavaĢ ve sağlıksız terimleriyle birlikte anılmalarına neden olmuĢtur (Özarmağan ve Bozbora, 2002, s. 1).

Kısacası günümüzde obezite;

 Tedavi edilebilen kronik bir hastalıktır.

 Genellikle sağlıksız beslenme alıĢkanlıklarının sedanter yaĢam tarzı ile birleĢmesi sonucu oluĢmaktadır.

 Fazla enerjinin vücut yağı olarak depolandığı, enerji alımı ve kullanımı arasındaki dengesizliktir.

 Obez bireylerin vücudunda deri altı ve iç organların çevresindeki yağlarda artıĢ görülmekte ve bu artıĢ sağlık risklerini arttıracak düzeylere ulaĢmaktadır (Yıldırım, Aksoy ve Ersoy, 2008, s. 7).

(32)

Çocukluk çağı obezitesi; çocuğun yaĢına uygun önerilen değerin en az %10 fazla olma durumudur. Daha geniĢ tanımla çocuklarda yaĢa ve cinsiyet özelliklerine göre VKĠ ≥ 95. persantil ĢiĢmanlık, VKĠ 85. ve 95. persantiller arasında olanlar ise hafif ĢiĢman olarak tanımlanmaktadır (Törüner K. ve ġavaĢer, 2010, s. 64).

Obezite, çocuk ve adölesanların %25-30‟unu etkileyen önemli bir beslenme problemidir. Çocukluk cağı obezitesi özellikle geliĢmiĢ ülkelerde olmakla beraber bütün dünyada artan bir prevalansa sahiptir. Adölesan döneme obez girenlerin %50‟sinin eriĢkin dönemde obez olduğu görülmektedir (Öztora ve diğerleri, 2006, s. 1). Çocuk obezitesinin oluĢum aĢamaları Ģekil 1‟de görülmektedir.

ġekil 1. Çocukluk çağı obezitesinin oluĢum aĢamaları (KarakaĢ, 2011, s. 8)

Çocukluk dönemindeki obezitenin %90‟ı büyüme için gerekenden fazla kalori alması sonucu ortaya çıkan ekojen (basit) obezitedir (Babaoğlu ve Hatun, 2002, s. 8). Beslenme, büyüme ve geliĢmenin hızlı olduğu bebeklik ve çocukluk döneminde büyük öneme sahiptir. Hayatının ilk evrelerinde baĢlayan beslenme alıĢkanlıklarına dikkat edilmediğinde, dengesiz ve yetersiz beslenildiğinde büyüme ve geliĢme aksamakta, dikkat edilmediği sürece tüm yaĢamımızı olumsuz yönde etkilemektedir. Yapılan çalıĢmalarda

(33)

obezite görülme sıklığının anne sütü ile beslenen çocuklarda daha düĢük oranda olduğu, anne sütü verme süresinin de obezite oluĢumunu etkilediği sonucuna ulaĢılmıĢtır (SBTSHGM, 2010, s. 18).

Okul çağı çocuklarda yaĢla birlikte artan obeziteyi etkileyen faktörler arasında sosyo-ekonomik durumun etkili olduğu görülmektedir. Özellikle çalıĢan annelerin çocukları obezite riski altında bulunmaktadır. Okul çağı çocuklarının beslenmesi, ailenin ve toplumun tüm kesimlerinin eğitimiyle birlikte ülke politikası haline oluĢturulmalıdır (Aköz, Dallar ve TaĢar, 2006, s. 258 ).

Obezite oranı eriĢkinlerde olduğu gibi çocuk ve adölesanlarda da giderek artmaktadır (TaĢçılar ve diğerleri, 2010, s. 32). Çocuklarda obezite değerlendirilmesi yapılırken yetiĢkinlerden farklı olarak değerlendirilmektedir. Kiloları fazla olmasına rağmen boyları uzun ve kas kitleleri fazla olan çocuklar obez değillerdir. Bu nedenle çocuklarda obezitenin değerlendirilmesinde, boya göre ağırlık ve vücut yağ kitlesini yansıtan ölçümler kullanılmalıdır. Bu duruma göre tanım yapılacak olursa obezite; çocuğun ağırlığının boyuna uyan ideal ağırlıktan %20 fazla olması durumudur (Aydemir, 2010, s. 10).

Çocukluk döneminde baĢlayan obezite, bulaĢıcı hastalıkların artmasına ve birçok hastalıkların oluĢmasına zemin hazırlayarak bireylerin yaĢam süresinin kısalmasına neden olmaktadır (KaĢ, 2009, s. 2).

2.1.2. Obezitenin Sınıflandırılması ve Obeziteye Etki Eden Faktörler

Çocukluk dönemi obezitenin sınıflandırılması iki ana baĢlık altında incelenmektedir. Bunlar basit obezite olarak bilinen Eksojen obezite, metabolik ve hormonal bozukluklar sonucunda genetik sendromlarla birlikte oluĢan obezite ise Endojen obezitedir (Gürel ve Ġnan, 2001, s. 42).

2.1.2.1. Eksojen (Basit) Obezite

Basit obezitenin oluĢumunda organik bir problem bulunmamaktadır. Obez çocuk ve adölesanların büyük bir kısmında var olan eksojen obezite, dengesiz beslenmeye bağlı olarak geliĢmektedir. Alınan enerji ve kullanılan enerji arasında dengesizlik sonucunda meydana gelmiĢse de bu tip obezitenin oluĢumunda çeĢitli faktörler etkili olmaktadır (Güler ve diğerleri, 2009, s. 170). Bu faktörler incelendiğinde; genetik, yaĢ, cinsiyet,

(34)

beslenme alıĢkanlıkları, fiziksel aktivite, sosyo-ekonomi ve kültür düzeyi ve psikolojik faktörlerdir.

Obezitenin oluĢumunda genetik faktörlerin %25-80 oranında rol oynadığı düĢünülmektedir. Ailedeki ĢiĢmanlık durumu, çocukluk çağı obezitesi için en güçlü risk faktörüdür. Aile, çocuğu hem genetik hem de çevresel olarak etkilemektedir (Köksal ve Özel, 2008, s. 8). Çocuk, çevresel faktörlere anne karnından itibaren maruz kalmaya baĢlamaktadır (Gürel ve Ġnan, 2001, s. 42). Obez anne babaların çocukları, obez olmayanlara göre daha fazla risk altında bulunmaktadır (Güler ve diğerleri, 2009, s. 170). Eğer bir çocuğun anne-babasının her ikisi de obez ise kendisinin obez olma oranı %80, bir tanesi obez ise kendisinin obez olma oranı %40, her ikisi de obez değilse kendisinin obez olma oranı %7 olarak saptanmaktadır (Törüner K. ve SavaĢer, 2010, s. 65).

Fizyolojik olarak vücut yağ dokusunun hızlı arttığı dönemlerde obezite daha sıklıkla görülmektedir. Bu dönemler yaĢamın ilk 5 yılı, 5-6 yaĢ arası ve adölesan dönemidir. Bu dönemlerde insan vücudunda büyük değiĢiklikler meydana gelmektedir. Süt çocukluğu dönemi sonunda yürümenin baĢlaması ile artan hareket için gereken enerji, adölesan döneminde ise hızlı büyüme nedeni ile gereken enerji ihtiyacı yağ dokusundaki artıĢa neden olmaktadır (Güler ve diğerleri, 2009, s. 171). BeĢ yaĢından önce ve on beĢ yaĢından sora oluĢan obezite çok daha tehlikeli olmaktadır (Köksal ve Özel, 2008, s. 8).

Yağ hücreleri, oluĢtuktan sonra kaybolmamaktadır. Ergenlik döneminden itibaren yağ hücrelerinde çoğalma meydana gelmemekte sadece yağ hücrelerinin büyüklüğü değiĢmektedir. ġiĢman çocuklarda yağ hücrelerinin sayısı çoğu kez normal çocuklarınkinin yaklaĢık üç katıdır. Ergenlik döneminden sonra yağ hücre sayısı yaĢam boyu hemen hemen aynı kalmaktadır. Bu nedenle çocukluk döneminde baĢlayan, yağ hücrelerinin sayıca çok artması ile oluĢan çocukluk obezitesinin kontrol altında tutulması önem taĢımaktadır (Güler ve diğerleri, 2009, s. 171).

Obezite her iki cinsiyette de görülmektedir. Fakat kız çocuklarında görülme sıklığı daha yüksektir. Her vücut ağırlığı birimi için kadınlar erkeklerden daha fazla yağ içermektedir (Parlak ve Çetinkaya, 2007, s. 27).

Türkiye‟de yapılan çalıĢmalarda ilkokul çağında ve ergenlik dönemlerinde kızlar arasında erkeklere kıyasla daha yüksek oranda ĢiĢmanlık olgusuna rastlanmaktadır (Güler ve diğerleri, 2009, s. 171).

(35)

Obezitenin geliĢiminde etkili olan en önemli faktör aĢırı ve hızlı yemek yeme davranıĢıdır. Beslenme tekniği, çeĢitliliği, sıklığı, miktarı çocukluktaki beslenme alıĢkanlığında önemli belirleyicilerdir (Köksal ve Özel, 2008a, s. 9).

Adölesan dönemde fiziksel aktiviteyi kısıtlayan en önemli faktörlerden biri de televizyon izleme süresidir. Günlük televizyon izleme süresi ile obezite arasında doğru orantı bulunmaktadır. Televizyon sedanter yaĢama neden olurken besin tüketimini de uyarmaktadır. Televizyon izleme süresince yüksek kalorili yiyecekler tüketilmesi obezitenin artmasına neden olmaktadır (MenteĢ, MenteĢ ve Karacabey, 2011, s. 970). Bilgisayar kullanımı, video oyunları, sınavlara hazırlanmak için oturularak geçirilen uzun saatler, okula servis ile gitmek çocuk ve adölesanlarda fiziksel aktivitenin azalmasına ve buna paralel olarak obezitenin artmasına neden olmaktadır (Köksal ve Özel, 2008a, s. 10). Çocukların yemek yeme davranıĢları çoğunlukla annenin bilgisi ve algısına göre Ģekillendiğinden annenin eğitim durumunun, çocukluk çağı obezitesinde önemli bir faktör olduğu bilinmektedir. Yapılan çalıĢmalarda düĢük eğitim düzeyine sahip annelerin çocuklarında, yüksek eğitim düzeyine sahip annelerin çocuklarına göre daha fazla oranda hafif ĢiĢmanlık ve ĢiĢmanlık riski olduğu bulgularına ulaĢılmıĢtır (Törüner K. ve SavaĢer, 2010, s. 66).

AraĢtırmalara göre geliĢmiĢ ülkelerde obezite düĢük sosyo-ekonomik düzeydeki insanlarda, geliĢmekte olan ülkelerde ise sosyo-ekonomik düzeyi yüksek insanlarda daha sık görüldüğü tespit edilmektedir (Babaoğlu ve Hatun, 2002, s. 8). Ülkemizde ise obezitenin, sıklıkla yüksek ve orta sosyo-ekonomik düzeydeki insanlarda görüldüğü tespit edilmiĢtir. Morbit obezite (ölümcül obezite) sosyo-ekonomik durumdan tamamen bağımsız bulunmaktadır (Öztora, 2005, s. 17).

Obezite ve psikolojik faktörler arasında doğru orantılı bir iliĢki olduğu kabul edilmektedir. Ev ortamının huzursuz olması, aile içi yaĢanan olumsuz iliĢkiler, çocuğun anne ya da babadan ayrı yaĢaması, arkadaĢ grupları tarafından kabul edilmeme, derslerdeki baĢarısızlıklar çocuğun ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyerek yeme bozukluklarına neden olmaktadır (KaĢ, 2009, s. 2). Obezite kendine olan güvensizlik, üzüntü, yalnızlık, sinirlilik, sosyal ortamdan kaçınma gibi psiko-sosyal sorunlara da yol açmaktadır. Ayrıca obez çocuklar sigara, alkol kullanımı gibi riskli ve sağlığını olumsuz yönde etkileyecek davranıĢlara yönelmektedirler (Öztora, 2005, s. 17).

(36)

Çocukluk döneminde fiziksel Ģiddet ve cinsel taciz görmek de obeziteye sebep olabilmektedir. Çocuk aĢırı kiloyu vücudunun dıĢ etkenlerden koruyan bir zırh olarak görmekte kilo vermeyi bilinçli ya da bilinçsiz olarak ret edebilmektedir (Anonim 1, 2001, s. 1).

Bazı çocukların yaĢadığı psikolojik sorunlara karĢı tepkilerinde farklılıklar bulunmaktadır (Parlak ve Çetinkaya, 2007, s. 31). Çocukların tepkileri incelendiğinde;

 Anoreksiya nevrozu (yemek yememe)

 Bakımia nevrozu (kusarak yediği besinlerden yararlanamama)  Gece yeme sendromları

 Binge eating (tırak yeme) sendromlarının olarak görülmektedir.

Yemek yeme bozuklukları, vücut ağırlığı sorunu, vücudun Ģekli ile ilgili olumsuz düĢüncelerin olduğu ruhsal rahatsızlık grubudur. Yeme bozukluğu yaĢayan kiĢilerin kendi vücutlarıyla ilgili yanlıĢ algıları vardır (Ege Üniversitesi, 2014, s.3) . Yeme bozuklukları sonucunda oluĢan obezitenin asıl nedeni psikolojik rahatsızlıklardır (KaĢ, 2009, s. 3). Bazı durumlarda obezitenin psikolojik sonuçları fizyolojik zararlarından daha ağır olabilmektedir. YetiĢkinlerde olduğu gibi çocuklar arasında da zayıf olmak beğeni toplamaktadır. Çocuk bedeninin biçimi ve kilosu ile ilgili aĢırı endiĢe duyması sonucu, aç kalma davranıĢı geliĢtirmekte ve yeme bozukluklarının oluĢmasında etken olmaktadır (KaĢ, 2009, s. 2). Çocukluk dönemi obezitesi hem duygusal hem de fiziksel bir hastalık olduğu için tedavide çok zorluk yaĢanmaktadır (Parlak ve Çetinkaya, 2007, s. 32).

2.1.2.2. Endojen Obezite

Hormonal veya genetik bir bozukluğa bağlı olarak geliĢen obeziteye sekonder veya endojen obezite denir (Güler ve diğerleri, 2009, s. 173). Endojen obezitenin nedenlerine bakıldığında üç faktörün etkili olduğu görülmektedir. Bu faktörler ilaç, genetik sendromlar ve hipotalamik bozuklukların oluĢturduğu faktörlerdir.

Obez çocuklarda kanda serbest yağ asitleri, gliseral, keton düzeyleri artmaktadır. Ġnsülin direnci bulunmakta ve buna bağlı hiperinsülinizm geliĢmektedir (MenteĢ, MenteĢ ve Karacabey,2011, s. 971). Obeziteye neden olan endokrin nedenler incelendiğinde;

 Cushing sendromu  Ġnsülinoma

(37)

 Hipotroidizm

 Büyüme hormonu eksikliği  Mauriac sendromu

 Psödohipoparatrodizm

 Hipogonalot sendromlarda oluĢmaktadır (Güler ve diğerleri, 2009, s. 173).

Çocuklarda bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların da endojen obeziteye neden olduğu öne sürülmektedir (Güler ve diğerleri, 2009, s. 173). Bu ilaçlardan bazıları aĢağıda verilmektedir.  Glikokortikoidler  Progesteron  Lityum  Fenotiyazin  Trisiklik Antidepresanlar  Antitroid ilaçlar  Siproheptadin

 Östrojen (MenteĢ, MenteĢ ve Karacabey, 2011, s. 971).

Bazı genetik sendromların endojen obezitesinin nedenleri arasında bulunmakta ve bu genler direkt olarak obeziteye neden olmaktadırlar (Sözen, 2006, s. 2). Bunlar incelendiğinde;

 Turner Sendromu

 Barbet-Biedl Sendromu (Direkt obeziteye neden olmaktadır)  Prader-Willi Sendromu (Direkt obeziteye neden olmaktadır)  Down Sendromu

 Cohen Sendromu ve Carpenter Sendromu olduğu görülmektedir (MenteĢ, MenteĢ ve Karacabey, 2011, s. 972).

Son 15-20 yıl içinde obezite görülme sıklığındaki artıĢın asıl nedeni olarak; endüstrinin geliĢmesi sonucunda fiziksel güce dayalı yaĢam tarzı yerine aktivite azlığına dayalı yaĢam tarzına geçiĢ ve beraberinde yüksek kalori içeren besinler tüketilmesi olarak görülmektedir (Uskun ve diğerleri, 2005, s. 20). Hipotalamik bozuklar incelendiğinde;

 Frohlich Sendromu  Travma

(38)

 Tümör ve Post-enfeziyös olduğu görülmektedir (Güler ve diğerleri, 2009, s. 174). 2.1.3. Obeziteyi Saptama Yöntemleri

Çocukluk yaĢ grubunda ne kadar yağ dokusunun morbidite ve mortaliteye neden olduğu ve dolayısıyla obezite olarak tanımlanacak yağ miktarı hala tartıĢmalıdır. Bu nedenle obezite tanı kriterlerini oluĢturmada zorluklar yaĢamaktadırlar. Vücut yağ miktarını ölçmek için kullanılan değiĢik yöntemler kullanılmaktadır (Bideci ve diğerleri, 2012, s. 38).

Bu yöntemlerin hepsinde amaç; vücuttaki yağ dokusu ile yağ dokusu dıĢında kalan doku miktarının belirlenmesidir. Vücutta bulunan yağ miktarı direkt ölçülebileceği gibi yağ dokusunun yağsız dokuya oranı alınarak ta ölçülebilmektedir (Gürel ve Ġnan, 2001, s. 40).

EriĢkin obezitesinin belirlenmesinde kullanılan bazı metotların çocuk hastalar üzerinde kullanılması uygun değildir. Bu nedenle obez çocuk hastalarda vücut yağ miktarını belirlemede kullanılan yöntemlerin özenle seçilmesi gerekmektedir.

Vücutta bulunan yağ miktarı ölçümü için direkt laboratuar metotları ve indirekt (antropometrik) yöntemler geliĢtirilmiĢtir (Güler ve diğerleri, 2009, s. 168). Obezitenin saptanmasında Ģu yöntemler kullanılmaktadır:

2.1.3.1. Direkt Yöntemler

Direkt yöntemler incelendiğinde 9 adet direkt yöntem olduğu görülmektedir. Bu yöntemler; Hidrodansimetri (Vücut Dansitesinin Hesaplanması), Toplam Vücut Suyunun Ġzotop Kullanılarak Hesaplanması, Toplam Vücut Potasyumunun Ölçümü, Dual Enerji Absorpsiyonun Ölçümü (Dual Enerji X-Ray), Ġmpedans Ölçümü (BĠA), Ġletkenliğin Saptanması (Total Vücut Elektriksel Geçirgenlik), Notron Aktivasyon, Magnetik Rezonans Görüntüleme, Bilgisayarlı Tomografidir. Çocuk obezitesinin belirlenmesinde kullanılan direkt yöntemler aĢağıda açıklamaları ile verilmektedir.

Toplam Vücut Potasyumunun Ölçümü; Vücut yağ miktarı hakkında bilgi veren bir yöntemdir. Kullanılan aletlerin pahalı olması nedeniyle yaygın olarak kullanılmamaktadır. Bu ölçümün yapılabilmesi ve çevreden gelen radyasyonun engellenebilmesi için oldukça korunaklı ölçüm odalarını yapılması gerekmektedir (Sertkaya ve Orhan, 2008, s. 55).

(39)

Dual Enerji Absorpsiyonun Ölçümü (Dual Enerji X-Ray); Çocuklar için rahatlıkla kullanılabilen ve çocukların daha az radyasyona maruz kaldığı bir yöntemdir. Fakat laboratuar Ģartları gerektirmesi ve küçük sağlık merkezlerinde veya doktor muayenehanelerinde kullanılamaması kullanım alanlarını kısıtlamaktadır (Gürel ve Ġnan, 2001, s. 40).

Ġmpedans Ölçümü (BĠA); Bu yöntem yağsız doku kütlesi ile yağ dokusunun elektriksel iletkenlik farkına dayalı bir yöntemdir. Vücuda zayıf elektriksel akım verilerek oluĢan direnç yani impedans ölçülür (Akbulut ve diğerleri, 2007, s. 5). BĠA yöntemi kolay ve doğrudan uygulanması, vücut yağ yüzdesinin iyi bir belirleyici olması nedeniyle çocuk ve adölesanlarda kullanılmaktadır (MenteĢ, MenteĢ ve Karacabey, 2011, s. 968).

Ġletkenliğin Saptanması (Total Vücut Elektriksel Geçirgenlik); Yağsız dokunun elektrik enerjisini yağ dokusundan daha iyi iletmesi sistemine dayanmaktadır. Ġçinden 2.5-5 mHz alternatif radyo dalgası geçen uzun ve uniform bir sarmal bobinden ibarettir. Ġçi boĢken ve hasta varken oluĢan manyetik alan ölçülerek aralarındaki farktan yağsız doku miktarı hesaplanmaktadır. Ġnsan vücudu elektromanyetik alanın içindeki enerjide değiĢiklik yapmaktadır. Bu değiĢiklik kiĢinin vücut ebadına ve yağsız dokunun iletkenliğine bağlıdır. Yağsız doku miktarı bulunduktan sonra yağ dokusu miktarı hesaplanmaktadır. Doğru ve hızlı sonuç veren kolay bir yöntemdir ve çocuklarda da kullanılabilmektedir. Buna rağmen cihazın pahalı oluĢu yaygınlaĢmasını engellemektedir. Tekrarlanabilirliği oldukça yüksek bir yöntemdir (Özbey ve Orhan, 2002, s. 49).

 Notron Aktivasyon; Ġnsan vücudunun multielementar ölçümü için mevcut tek yöntemdir. Vücut içeriğini belirleyerek yağ miktarının hesaplanmasında kullanılmaktadır. Protein, su, mineral ve yağdan oluĢan “dört kompartımanlı” bir modele dayanmaktadır ve total vücut protein miktarını hesaplamaktadır. Oldukça doğru sonuçlar vermesine rağmen sistemin pahalı oluĢu, deneyimli personel gerektirmesi ve radyasyon yayması geniĢ çapta kullanılmasını engellemektedir (Özbey ve Orhan, 2002, s. 47).

Magnetik Rezonans Görüntüleme; Bilgisayarlı tomografi gibi vücut yağ miktarının hesaplanmasından daha çok vücut yağ miktarının yağ dağılımının saptanmasında kullanılmaktadır (Sertkaya ve Orhan, 2008, s. 57). Bu yöntemde

(40)

manyetik bir alana yatırılan hasta radyo dalgaları ile taranmaktadır. Görüntünün parlaklığı incelenen bölgedeki yağ ve su protonlarının yoğunlaĢmasına ve reklasyon özelliklerine bağlıdır. Radyasyon saçmamasına karĢın iĢlemin uzun sürmesi çocuklarda kullanılmasını güçleĢtirmektedir. Diyet, ilaç ve egzersizin etkilerinin takip çalıĢmalarında hastalara tehlike yaratmadan tekrarlanabilmektedir (Özbey ve Orhan, 2002, s. 48).

Obezite yaygın bir sorun olduğu için değerlendirmede kullanılan yöntemlerin ucuz, kolay ve tekrarlanabilir olması gerekmektedir (Köksal ve Özel, 2008, s. 13). Direkt laboratuar yöntemleri pratik ve ekonomik değildir. Ayrıca bu yöntemlerin büyük çoğunluğunun çocuklarda uygulanması uygun olmadığı gibi çocuklar tarafından da tolere edilmemektedir (Güler ve diğerleri, 2009, s. 168).

2.1.3.2. İndirekt Yöntemler

Ġndirekt yöntemler incelendiğinde 4 adet indirekt yöntem olduğu görülmektedir.

Boya Göre Ağırlık Ölçümleri (Rölatif Ağırlık-RA); Obezite yönünden çocuklar ve adölesanlar değerlendirilirken, özellikle boyları göz önüne alınıp çocuğun ağırlığı ile ideal ağırlığı karĢılaĢtırılmaktadır (MenteĢ, MenteĢ ve Karacabey, 2011, s. 968). Ġdeal ağırlığın tespit edilmesinde her ülke kendi standartlarını kullanmaktadır. YaĢ ve cinsiyete göre düzenlenmiĢ boy ve vücut ağırlığı tablosundan yararlanılarak çocuğun boy-yaĢına uygun ağırlığı bulunmalıdır. Boyunun 50 persentilde olduğu yaĢın 50 persentildeki ağırlığı o çocuğun ideal ağırlığıdır (Öztora, 2005, s. 19).

Rölatif ağırlık; Hastanın Ölçülen Ağırlığı/aynı boydaki çocuğun ağırlığı X 100 formülü ile elde edilmektedir. Bu yöntemle yapılan değerlendirmeler Tablo 2‟de gösterilmektedir (Öztora, 2005, s. 19).

(41)

Tablo 2. Rölatif Persentil Dağılımı

< %70 Ciddi beslenme yetersizliği % 70-80 Orta derece beslenme yetersizliği % 80-90 Hafif beslenme yetersizliği

%90-110 Normal

%110-120 Obezite riski taĢıyan grup (owerweight)

%120-140 Obezite

>%140 Ciddi obezite

(Gönç, 2012, s. 40).

Tablo 2 incelendiğinde rölatif ağırlığın %120‟nin üzerinde olan çocuklar obezite hastası olarak kabul edilmektedir.

Çevre ölçümleri; vücut dansitesi (yağsız vücut dokusu), adipoz doku kitlesi, total vücut protein kitlesi ve enerji depoları çevre ölçümleri ile tespit edilmektedir. Çevre ölçümlerinde üst orta kol, bel, kalça ve baldır çevreleri kullanılmaktadır (Güler ve diğerleri, 2009, s. 169).

Bel çevresi ölçümü santral obeziteyi gösteren en önemli araçlardan biridir. Çocukluk yaĢ grubunda bel ölçümünün santral obeziteyi göstermede duyarlılığı saptanmıĢtır (Gönç, 2012, s. 46).

Bel çevresi ölçümü; kiĢi ayakta, karın rahat, kollar yanda ve ayaklar birleĢik durumda iken ölçülmelidir. Esnemeyen bir mezura yardımı ile kalça ve göğüs arasında vücudun en ince olduğu bölge tespit edilerek ölçüm yapılmaktadır. Farklı ülkelerin çocukluk yaĢ grubu için yaĢa ve cinsiyete göre değiĢkenlik gösteren bel çevresi ölçüm çizelgeleri bulunmaktadır. Türkiye‟deki çocuklar için 7-17 yaĢ grubu için bel çevresi persentili Tablo 3‟te verilmektedir (Gönç, 2012, s. 46).

(42)

Tablo 3. Erkek ve Kız Çocuklar Ġçin Bel Çevresi Persentil Dağılımı (cm cinsinden) E rkek Ç ocukl ar YaĢ 3% 5% 10% 25% 50% 75% 85% 90% 95% 97% 7 46,0 46,9 48,4 50,9 54,2 57,7 59,8 61,3 63,7 65,3 8 47,6 48,5 50,1 52,9 56,4 60,4 62,7 64,4 67,1 68,9 9 49,0 50,0 51,7 54,7 58,5 62,8 65,5 67,3 70,3 72,5 10 50,4 51,5 53,2 56,4 60,5 65,1 67,9 69,9 73,2 75,5 11 51,9 53,0 54,9 58,3 62,5 67,4 70,3 72,5 75,9 78,3 12 53,6 54,7 56,7 60,2 64,6 69,7 72,7 74,9 78,5 80,9 K ız Çocuk lar YaĢ 3% 5% 10% 25% 50% 75% 85% 90% 95% 97% 7 45,6 46,5 47,9 50,3 53,3 56,7 58,7 60,1 62,3 63,8 8 46,5 47,5 48,9 51,5 54,7 58,4 60,5 61,9 64,4 65,9 9 47,7 48,7 50,2 52,9 56,4 60,2 62,5 64,1 66,6 68,4 10 49,2 50,2 51,8 54,6 58,2 62,2 64,6 66,3 69,0 70,9 11 50,8 51,8 53,4 56,3 59,9 64,1 66,6 68,4 71,2 73,1 12 52,4 53,4 55,0 58,0 61,7 65,9 68,5 70,3 73,2 75,2 (Gönç,2012, s. 46)

Tablo 3 incelendiğinde 95. persentil ve üstü ölçümler obezite olarak kabul edilmektedir. Kız ve erkek çocukların persentil dağılımlarında yaĢ arttıkça aralarındaki farkın da arttığı görülmektedir.

ġekil 2. Kol çevresi ölçümü (Gönç, 2012, s. 42)

Kol çevresi ölçümü çocuğun beslenmesi ve yağ dağılımı hakkında bilgi vermektedir. ġekil 2‟de de gösterildiği gibi kiĢinin kol çevresi ölçümü için ilk olarak üst kol bölümünün orta

(43)

noktası belirlenmelidir. KiĢi ayakta iken kol yanda serbest durumda, iĢaretlenen orta noktadan geçecek Ģekilde kolun çevresi mezura yardımı ile ölçülmektedir. Aynı iĢlem üç kez yinelendikten sonra ölçümlerin ortalaması alınarak ölçüm sonlandırılmaktadır. Çıkan sonuçlar kol çevresi persentil tablosundaki verilerle karĢılaĢtırılarak çocuğun obezite hastası olup olmadığına karar verilmektedir (Gönç, 2012, s. 40).

Cilt Kıvrım Kalınlığı (Triseps Deri Kıvrım Kalınlığı); Çocuklar için kullanılabilen bir diğer metot ise cilt altı yağ dokusunu ölçen cilt kıvrım kalınlığıdır. Obezitede yağın bir kısmı deri altında toplanmaktadır. Deri alt yağ dokusunu belirlemek için ölçümde kaliper adı verilen özel bir alet kullanılmaktadır (Gürel ve Ġnan, 2001, s. 40). Cilt kıvrım kalınlığı ölçümünde triseps (kolun arka kısmı), biseps (kolun ön kısmı), subskapular ve supailiak ve son olarak ta medial (baldır) bölgelerinde kullanılmaktadır. Bu bölgeler arasında en yaygın olarak triseps (kolun arka kısmı) cilt kıvrım kalınlığı ölçümü kullanılmaktadır (MenteĢ, Mente, Karacabey, 2011, s. 968).

ġekil 3. Triseps deri kıvrım kalınlığı ölçümü (Gönç, 2012, s. 42).

Triseps deri kıvrım kalınlığı ölçümünde ilk basamak üst kolun orta noktasının belirlenmesidir. Ölçüm esnasında çocuk dik oturmalı ve kol yanda rahat bir Ģekilde serbest durmalıdır. Deri kıvrımları aletin uçları arasında tutturulduktan sonra kalınlık göstergeden okunarak ölçüm gerçekleĢtirilmektedir. Aynı iĢlem üç kez tekrarlandıktan sonra ortalaması alınarak ölçüm sonlandırılmaktadır (Gönç, 2012, s. 42).

Boy ve ağırlık ölçümlerine göre cilt kıvrım kalınlığı ölçümlerinin avantaj ve dezavantajları vardır. Yağ kalınlığının gerçek değerini ortaya çıkarması avantaj iken, çocukların cilt kıvrım kalınlığı ölçümünden rahatsız olması dezavantajdır (Gürel ve Ġnan, 2001, s. 40).

(44)

Triseps cilt kıvrım kalınlığı yaĢa ve cinsiyete göre değiĢkenlik göstermektedir. Bu nedenle gerçekleĢtirilen yaĢa göre cilt kıvrımın kalınlığı persentil çizelgelerine göre değerlendirilmesi gerekmektedir (Gürel ve Ġnan, 2001, s. 40).

Tablo 4. Triseps Deri Kıvrım Kalınlığı Erkek ve Kız Çocuklar Ġçin Persentil Dağılımı

E rkek Ço cu kla r Ġçin P er se n til Da ğılım ı YaĢ 3% 5% 10% 25% 50% 75% 85% 90% 95% 97% 6.00-6.49 y 4,73 5,06 5,62 6,73 8,30 10,35 11,70 12,75 14,51 15,82 6.50-6.99 y 4,59 4,91 5,47 6,59 8,20 10,32 11,73 12,83 14,71 16,11 7.00-7.49 y 4,49 4,81 5,38 6,52 8,17 10,39 11,88 13,06 15,07 16,59 7.50-7.99 y 4,44 4,77 5,35 6,52 8,24 10,57 12,17 13,43 15,62 17,29 8.00-8.49 y 4,43 4,77 5,36 6,58 8,39 10,87 12,59 13,96 16,36 18,20 8.50-8.99 y 4,45 4,80 5,42 6,69 8,59 11,25 13,11 14,61 17,25 19,30 9.00-9.49 y 4,49 4,86 5,50 6,83 8,84 11,68 13,70 15,34 18,25 20,54 9.50-9.99 y 4,55 4,92 5,59 6,98 9,10 12,14 14,33 16,12 19,33 21,87 10.00-10.49 y 4,60 4,98 5,67 7,12 9,35 12,59 14,95 16,88 20,40 23,21 10.50-10.99 y 4,63 5,02 5,73 7,22 9,55 12,97 15,49 17,57 21,39 24,46 11.00-11.49 y 4,63 5,03 5,75 7,28 9,68 13,26 15,91 18,12 22,21 25,54 11.50-11.99 y 4,60 5,00 5,73 7,28 9,73 13,42 16,19 18,51 22,83 26,38 12.00-12.49 y 4,53 4,94 5,66 7,22 9,70 13,45 16,30 18,70 23,20 26,93 12.50-12.99 y 4,44 4,84 5,56 7,10 9,58 13,36 16,25 18,70 23,33 27,19 K ız Ço cukla r Ġçin P er sent il Da ğılım ı YaĢ 3% 5% 10% 25% 50% 75% 85% 90% 95% 97% 6.00-6.49 y 5,45 5,87 6,58 7,98 9,90 12,31 13,86 15,02 16,93 18,30 6.50-6.99 y 5,40 5,83 6,55 7,99 9,98 12,51 14,13 15,36 17,39 18,85 7.00-7.49 y 5,39 5,82 6,57 8,05 10,13 12,78 14,50 15,81 17,97 19,54 7.50-7.99 y 5,41 5,86 6,63 8,18 10,35 13,15 14,98 16,37 18,69 20,38 8.00-8.49 y 5,46 5,93 6,73 8,34 10,63 13,60 15,55 17,03 19,52 21,34 8.50-8.99 y 5,54 6,03 6,86 8,55 10,96 14,10 16,18 17,77 20,44 22,41 9.00-9.49 y 5,63 6,13 7,00 8,77 11,30 14,64 16,84 18,54 21,40 23,51 9.50-9.99 y 5,72 6,24 7,14 8,99 11,64 15,16 17,50 19,30 22,34 24,59 10.00-10.49 y 5,80 6,34 7,28 9,19 11,97 15,65 18,12 20,02 23,23 25,61 10.50-10.99 y 8,87 6,43 7,40 9,38 12,27 16,12 18,69 20,68 24,05 26,55 11.00-11.49 y 5,94 6,51 7,52 9,57 12,56 16,56 19,24 21,31 24,82 27,42 11.50-11.99 y 6,09 6,70 7,64 9,76 12,85 16,98 19,76 21,90 25,53 28,23 12.00-12.49 y 6,19 6,82 7,76 9,95 13,14 17,40 20,26 22,47 26,22 28,99 12.50-12.99 y 6,19 6,82 7,91 10,16 13,45 17,84 20,78 23,04 26,89 29,73 (Gönç, 2012: 43,44)

Şekil

Tablo 1. 6 -12 YaĢ Arası Çocukların Ortalama Boy ve Kilo GeliĢim Tablosu
Tablo 2. Rölatif Persentil Dağılımı
Tablo 4. Triseps Deri Kıvrım Kalınlığı Erkek ve Kız Çocuklar Ġçin Persentil Dağılımı
Tablo 5. Erkek ve Kız Çocuklar Ġçin Vücut Kitle Ġndeksi Persentil Dağılımı (kg/m²)  Erkek çocuklar vki persentil dağılımı  YaĢ 3%   10% 25%  50%  75%  90%  97%613,6114,0414,5515,2516,1317,20 18,706,513,2013,7914,4815,4216,6118,0219,92713,3914,0214,7715,731
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

醫病也醫心,北醫導入「安寧靈性照顧」

Musul Valiliği, Musul ve çevresinde görülen kolera hastalığının yayılmasını engellemek için Diyarbakır, Bağdat, Basra ve Van vilayetlerine telgraflar göndererek,

As a result, range-separated functionals overestimate the excitation energy of the strongly allowed state of ferrocene severely, even with large basis sets (compare with Figure

Hızlı yeme ve az çiğneme de obezite olu- şumunda etkili olan faktörlerdir Yemeği hızlı yeme belirli süre içerisinde fazla besin ve enerji alımına neden olarak

İstatistiksel olarak spor yapan grupta SDNN değerleri hem kontrol grubu hem de obez gruba göre istatistiksel olarak anlamlı derecede fazlaydı (p=0,001). İstatistiksel

Annelerin ADÖ Genel İşlevler puan ortalamaları ile çocukların Denver II kaba motor gelişim sonuçları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu,

İnteraktiv metronom çalışmalarının dikkat eksikliği ve hiperaktivite olan 6-12 yaş arasında 56 erkek çocuk üzerinde Shaffer ve arkadaşları tarafından yapılan

Önceki konularda babanın çocuğuna dini ve ahlaki eğitim vermesinin ibadet ve inanç gelişiminde etkili olduğunu, annenin ise çocuğun gelişiminin her alanında etkili