• Sonuç bulunamadı

Gölgelemenin sırık domates yetiştiriciliğinde verim, kalite ve bazı argonomik özellikleri üzerine etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Gölgelemenin sırık domates yetiştiriciliğinde verim, kalite ve bazı argonomik özellikleri üzerine etkisi"

Copied!
49
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

GAZĠOSMANPAġA ÜNĠVERSĠTESĠ Bilimsel AraĢtırmalar Projeleri Komisyonu

Sonuç Raporu Proje No:2012/83

Gölgelemenin Sırık Domates YetiĢtiriciliğinde Verim, Kalite ve Bazı Argonomik

Özellikler Üzerine Etkisi

Proje Yöneticisi

Prof.Dr. Naif GEBOLOĞLU Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü

Yardımcı AraĢtırıcı Zir.Yük.Müh.Duygu YILDIZ

(2)

ÖZET*

Sera domates yetiştiriciliğinde gölgeleme yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Gölgeleme domateste güneş ışınlarından kaynaklanan fizyolojik bozuklukların önlenmesinde kullanılmaktadır. Açıkta domates yetiştiriciliğinde gölgeleme çok az kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı açık alanda domates yetiştiriciliğinde gölgelemenin verim, kalite ve bitki gelişimi üzerine etkilerini belirlemektir.

Çalışma 2013 yılında Tokat’ta yürütülmüştür. Denemede beyaz (%15, %35, %55) ve yeşil (%15, %35, %55) gölge tülü kullanılmıştır. Bitkisel materyal olarak Sedir F1 sırık domates çeşiti kullanılmıştır. Fideler 15 Mayıs 2013 tarihinde dikmiştir. Gölge tülünün kullanılmasına 1 Haziran 2013 tarihinde başlanmıştır. Deneme tesadüf bloklarından bölünmüş parseller deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak yürütülmüştür.

Çalışmada, pazarlanabilir verim, meyve sayısı, meyve ağırlığı, pH, suda çözünebilir kuru madde, titre edilebilir asitlik ve C vitamini değerleri incelenmiştir.

En yüksek meyve sayısı 31,51 ve 31,76 adet/bitki ile sırasıyla beyaz %35 ve %55 gölge tülü uygulamasından elde edilmiştir. Kontrol uygulamasında meyve sayısı 28,14 adet/bitki olarak gerçekleşmiştir. En yüksek meyve ağırlığı 154,57 ve 158,37 gram ile sırasıyla beyaz %15 ve yeşil %15 gölge uygulamasından elde edilmiştir. Kontrol uygulamasında meyve ağırlığı 142,16 gram olmuştur.

Pazarlanabilir verim 7,74 ton/da (yeşil %55) ile 13,92 ton/da (beyaz %35) arasında değişmiştir. Kontrol uygulamasında pazarlanabilir verim 11,21 ton/da olarak gerçekleşmiştir. Denemede ıskarta verim oranı %12,35 ile en yüksek kontrol uygulamasından elde edilmiştir. Çalışmada suda çözünebilir kuru madde dışındaki kalite özellikleri gölgeleme ile azalmıştır. Ancak uygulamalar arasındaki farklılıklar istatistiksel olarak önemli çıkmamıştır.

Anahtar kelimeler: Domates, Gölgeleme, Verim, Kalite, Çatlama

* Bu çalışma Gaziosmanpaşa Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu Tarafından desteklenmiştir. (Proje No:2012/83)

(3)

ABSTRACT

EFFECT OF SHADĠNG ON YĠELD QUALĠTY AND SOME AGRONOMĠC CHARACTERĠSTĠCS OF IN DETERMĠNATE TOMATO

Shading is common pranctice in gren house tomato cultivation. I is to prevent phsiologicai disorders, caused by solar radiation in tomato. There is little application of shading in open field tomato cultivation. Aim of this study is to determine the effect of shading aplication on yield, growth and quality in open field tomato cutivation.

This study was carried out in 2013, Tokat/Turkey. In the study, white (15%, 35%, 55%) and Green (15%, 35%, 55%) shading nets were used as shading material. Sedir F1 indeterminate tomato variety was used as plant material. Tomato seedlings were planted in May 15, 2013. Shading nets were used in 1st July, 2013. The study was carried out a randomized complete block desing with three replication in split plots. Marketable yield, fruit number, fruit weight, pH, souble solid dry matter, titretable acidity and vitamine C were determined in the study. The highest fruit number as obtained froum white 35% and 55% shading applications as 31,51 and 31,76 fruit/plant respectively. Fruit number was obtained from control application realized as 28,14 fruit/plant.

The highest fruit weight was obtained from white 15% and gren 15% shading nets as 154,57-158,37 gr, respectively. Fruit number obtained from unshaded plants realized as 142,16 gr. The marketable yield were changed between 7,74 ton/da (green 55%) and 13,92 ton/da (white 35%). Marketable yield of unshaded application was realized as 11,21 ton/da. The highest unmarketable yield was obtained from unshaded plants (12,35%).

In the study, quailty characteristics were decreased by shading except solible solid dry matter. Differences were found important as statistically.

(4)

ĠÇĠNDEKĠLER Sayfa ÖZET………... i ABSTRACT………... ii GRAFĠK DĠZĠNĠ……….. iii ġEKĠLLER DĠZĠNĠ………... iv TABLOLAR DĠZĠNĠ………. v 1.GĠRĠġ………... 1 2.LĠTERATÜR ÖZETLERĠ……… 5

2.1. Domatesin Anavatanı, Taksonomisi, Tarihçesi ve Yayılışı………... 5

2.2. Domatesin Genel Bitkisel Özellikleri………. 6

2.3. Domatesin Ekonomik Önemi ……… 7

2.4. Gölge Tülü Faydaları ve Çeşitleri……….... 7

2.5. Kullanım alanları……… 8

2.6. Gölge Uygulamalarının Domateste Verim ve Kalite Özelliklerine Etkileri……….. 8

3.MATERYAL VE YÖNTEM……… 14

3.1.Materyal……….. 14

3.2. Yöntem……….. 18

3.2.1. Gözlemler……… 20

3.2.1.1. Domateste Pazarlanabilir Meyve Sayısı (adet/bitki)……… 20

3.2.1.2. Domateste Pazarlanabilir Toplam Verim (ton/ha)………... 20

3.2.1.3.Domateste Ortalama Meyve Ağırlığı (g)………... 20

3.2.1.4.Domateste Iskarta Verim (ton/ha) ve Iskarta Meyve Sayısı (adet/bitki)………... 20

3.2.1.5.Hastalık, Zararlı ve Yabancı Ot Gelişmesi………... 20

3.2.1.6. C Vitamini (mg/100g)……….. 23

3.2.1.7. Suda Çözünebilir Kuru Madde (SÇKM) (%)………... 24

3.2.1.8. Titre Edilebilir Asitlik (%)………... 25

3.2.1.9. pH………... 25

3.2.1.10. Kuru Ağırlık (%)... 25

4. BULGULAR VE TARIġMA... 26

4.1. Ortalama Meyve Sayısı... 26

4.2. Meyve Ağırlığı... 27

4.3. Pazarlanabilir Verim... 28

4.4. Iskarta Verim... 30

4.5. Kuru Ağırlık... 31

4.6. Suda çözünebilir kuru madde (SÇKM)... 32

4.7. Domateste C Vitamini... 33

4.8. Titrasyon Asitliği... 34

4.9. Domateste pH... 35

5. SONUÇLAR VE TARTIġMA... 37

(5)

ġEKĠLLER DĠZĠNĠ

ġekil Sayfa

Şekil 3.1. Deneme alanından genel bir görünüm... 18

Şekil 3.2. Deneme alanında yabancı ot kontrolü ve genel bir görünüm... 21

Şekil 3.3. Pazarlanabilir meyve ağırlıkları ve hasat... 22

Şekil 3.4. Deneme alanından genel görünüm... 22

Şekil 3.5. Spektrofotometrede C vitamini analizi... 24

(6)

TABLOLAR DĠZĠNĠ

Tablo Sayfa Tablo 2.1. 2011- 2012 (ocak-aralık ayı) Türkiye Geneli Yaş Sebze 'de İhracat Yapılan

İlk 5 Ürün... 7

Tablo 4.1 Ortalama Meyve Sayıları ( Adet/Bitki )... 27

Tablo 4.2 Ortalama Meyve Ağırlıkları (gram /meyve)... 28

Tablo 4.3 Pazarlanabilir Toplam Verim (ton/da)... 29

Tablo 4.4. Iskarta Verim (%)... 30

Tablo 4.5 Kuru Ağırlık (%)... 31

Tablo 4.6. Suda Çözünebilir Kuru Madde (SÇKM)... 32

Tablo 4.7. Gölgeleme Renkleri ve Oranlarına Bağlı Olarak C Vitamini (mg/100 g)... 34

Tablo 4.8. Gölgeleme Renkleri ve Oranlarına Bağlı Olarak Titrasyon Asitliği... 35

(7)

GRAFĠK DĠZĠNĠ

Grafik Sayfa Grafik 3.1. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı aylık ortalama

sıcaklık değerleri... 15 Grafik 3.2. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı en yüksek sıcaklık değerleri (Anonim, 2013 a ve b)... 16 Grafik 3.3. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı en düşük sıcaklık

değerleri (Anonim, 2013 a ve b)... 16 Grafik 3.4. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı aylık yağış

değerleri (Anonim, 2013 a ve b)... 17 Grafik 3.5. Deneme alanında uygulamalara bağlı oluşan ışık intensiteleri... 19

(8)

1.GĠRĠġ

Türkiye tarımında sebze yetiştiriciliği oldukça önemli bir yere sahiptir. Son 30-40 yıllık sürede sebze üretim alanları ve üretim miktarı sürekli artış göstermiştir. Ayrıca sebzelerde verimlilik % 40-45 oranında artmış, bazı sebze türlerinde ise daha yüksek verimlilik değerlerine ulaşılmıştır. Bu değişimde, modern tarım teknikleri ve yüksek verimli ve kaliteli hibrit çeşitlerin payı oldukça büyüktür (Kaymak ve ark., 2005).

Türkiye’de en yüksek verim, iklim avantajının ve seracılık bölgesi olmasının doğal sonucu olarak Akdeniz bölgesinden alınmaktadır. Örtü altında üretilen sebze miktarları toplam sebze üretiminin % 85 gibi önemli bir kısmını meyvesi yenen sebzeler oluşturmaktadır (Abak ve ark., 2010). Türkiye’de yıllık toplam sebze üretiminin yaklaşık % 40’ını ise domates üretimi oluşturmaktadır (Aybak ve Kaygısız, 2004). Ülkemizde sebze tarımında son 20 yılda ekim alanlarında % 35, üretim miktarlarında %88 ve verimde ise % 39’luk artış kaydedilmiştir. Türkiye’de 2012 yılında sebze ürünleri üretim miktarlarına bakıldığında bir önceki yıla göre % 0,7 oranında artışla yaklaşık 27,8 milyon ton olarak gerçekleşmiştir (Anonim, 2012 a). Sebze üretimi içinde önemli sebzelerden olan domateste bir önceki yıla göre %3,1 oranında azalış gerçekleşmiştir.

Domates Dünya’da ve Türkiye’de en önemli sebze türlerinden biridir. Dünyanın değişik ülkelerinde en çok yetiştirilen ve tüketilen, adaptasyon yeteneği oldukça fazla olan bir sebze türüdür (Ercan ve ark., 2002). Dünya’da 2011 yılı itibariyle domates üretimi 4.73 milyon hektar alanda yaklaşık 159 milyon ton olarak gerçekleşirken, Türkiye’de 2011 yılında domates üretimi yaklaşık 269 bin hektar alanda 11 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Türkiye domates üretimi bakımından Dünya’da Çin (48,5 milyon ton), Hindistan’dan (16,8 milyon ton) ve ABD’ den (14,1 milyon ton) sonra 4. sırada yer almaktadır (Anonim, 2012 b). Geniş bir tür ve tip zenginliğine sahip olması, çok değişik şekillerde tüketilebilmesi ve tarıma dayalı sanayi için önemli bir ham madde olması domatesi öne çıkaran özelliklerindendir.

Türkiye’ de açık alanda domates üretimine bakıldığında Karadeniz bölgesinin önemli bir yeri bulunmaktadır. Ağırlıklı olarak en fazla üretim Samsun ve Tokat’ta yapılmaktadır. Bölgede açıkta yetiştiricilikte yer domatesi yaygın olmakla birlikte son yıllarda başta Tokat olmak üzere Samsun ve Amasya’da yoğun olarak sırık domates yetiştiriciliği yapılmaktadır (Aybak ve Kaygısız, 2004).

(9)

Gerek Dünyada ve gerekse Türkiye’de bu denli popüler olan domates, sebze türleri arasında yetiştiriciliği en zor ve sıkıntılı türlerden biridir. Domates yetiştiriciliğinde birçok biyotik ve abiyotik stres faktörü etkili olabilmektedir. Biyotik stres faktörleri arasında birçok fungal ve bakteriyel hastalıklar, virüs hastalıkları ve zararlı böcekler yer almaktadır. Abiyotik stres faktörleri arasında ise sıcaklık, yüksek ışık intensitesi, kuraklık ve tuzluluk en önemlilerindendir. Bu stres faktörleri arasında yüksek ışık intensitesi doğrudan ve dolaylı olarak domateste kalite ve kantite kayıplarına yol açabilmektedir. Son 15-20 yılda Dünyada yaşanan ilklim değişikliklerine bağlı olarak ortaya çıkan yüksek ışık şiddeti ve buna bağlı oluşan yüksek sıcaklıklar domateste birçok biyotik ve abiyotik stres faktörünü tetiklemektedir. İklim değişikliğinin yanında domateste fizyolojik bozuklukların değişik nedenleri vardır. Genetik hassasiyet, çevresel faktörler, sulama, gübreleme, budama ve askıya alma gibi kültürel uygulamalar bu faktörlerden bazılarıdır. Çevresel faktörler içinde de ışık ve sıcaklık ayrıca önemli yer tutmaktadır.

Tarımsal üretimde bitkileri güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korumak için başvurulan yöntemlerin başında gölge tüllerinin kullanılması gelmektedir (Ilic ve ark., 2011). Gölge tüllerinin kullanımı aşırı ışık zararını önlemesinin yanında rüzgarın zararlı etkisini önlemekte, kuş ve virüs hastalıklarını taşıyan böcekleri bitkilerden uzak tutmakta ve bitkilerin bulunduğu ortamda sıcaklığın yükselmesini önlemektedir (Shahak, 2008; Teitel ve ark, 2008; Kittas ve ark, 2009). Gölge tüllerinin kullanımı önceleri örtü altı yetiştiriciliğinde başlamıştır. Özellikle seralarda yapılan yetiştiriciliklerde yetiştiriciliğin yaz aylarına kaymasıyla birlikte gölge tülü kullanımı başlamıştır. Açık alanda domates yetiştiriciliği ekonomik açıdan önem kazanmaya başlayınca, özellikle yaz aylarında yapılan bu yetiştiricilik şeklinde yüksek ışık şiddetinin başta meyvelerde olmak üzere oluşturduğu zararlı etkilerden korunmak maksadıyla gölge tülleri kullanılmaya başlanmıştır.

Gölge tülleri tarla koşullarında yetiştirilen bitkilerin örtülmesinde uygulanabildiği gibi seralarda, sera dış yüzeyine veya sera içinde bitkilerin üzerine örtülerek de uygulanabilmektedir. (Shahak ve ark., 2004). Sera içinde gölge tülü uygulamalarında gölge tülleri hareketli şekilde monte edilmekte, güneşli saatlerde gölge tülleri açılmakta, güneşin olmadığı veya etkisini kaybettiği saatlerde gölge tülü kapanmaktadır (Adams ve ark., 2001). Domateste gölge uygulamaları uygulama şekline ve uygulama zamanına, gölgelemede kullanılan materyalin özelliklerine, yetiştiriciliğin yapıldığı dönem ve koşullara, bölgede etkili olan stres faktörlerine ve çeşidin genetik davranışına bağlı olarak verim ve kalite özelliklerinde artış veya azalışa neden olabilmektedir. Örneğin; Mısır’da %30 gölgeleme

(10)

verimi artırırken %40 gölgeleme olumsuz etki yapmaktadır (Abdel-Mawgoud ve ark., 1996). Buna benzer çalışmalarda Brezilya’da %52’ lik gölgelemenin verimi %20 azalttığı (Sandri ve ark, 2003), İngiltere’de %23 gölgelemenin verimi %20 azalttığı (Cockshull ve ark, 1992), İspanya’da hareketli gölge tülü kullanmanın pazarlanabilir verimi %10 arttırdığı (Lorenzo ve ark, 2003) gibi sonuçlar araştırmalarla ortaya konmuştur. Domateste yaygın olarak görülen fizyolojik bozukluklardan meyvelerde güneş yanıklığı, meyve yüzeylerinde çatlama ve düzensiz olgunlaşma doğrudan ya da dolaylı olarak güneş ışığından etkilenmektedir (Adegoroye ve Jolliffe, 1987; Peet ve Willits, 1995; Dorais ve ark., 2001).

Tokat özellikle son 15-20 yıl içerisinde açık alandaki domates üretimi ile Türkiye’ de önemli üretici illerden biri olmuştur. Yıllık domates üretimi 450-600 bin ton arasında gerçekleşmektedir. Bu üretimin %95’ten fazlası açık alanda yapılmakta ve üretimin önemli bir kısmını sırık çeşitler oluşturmaktadır. Tokat’ta domates tarımı yapılan alanlarda karşılaşılan en büyük sorunlardan biri güneş yanıklığıdır. Özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında gerçekleşen yüksek ışık intensitesi meyvelerde güneş yanıklığı, çatlama ve düzensiz olgunlaşmalara neden olmaktadır. Bu fizyolojik bozukluklara bağlı olarak da önemli verim ve kalite kayıpları meydana gelmektedir. Açık alanda sırık domates tarımına Tokat’tan daha sonra başlayan illerde bu sorunları çözmek maksadıyla yaz aylarında gölge uygulamalarına başlandığı görülmektedir. Tokat’ta ise açıkta domates yetiştiriciliğinde gölgeleme yapılmamaktadır. Bu konu ile ilgili olarak bölgede bu güne kadar herhangi bir araştırma da yürütülmemiştir. Özellikle domates tarımı bakımından son yıllarda Tokat’ın rekabet gücünün zayıfladığı, bu durumun sebeplerinden birinin de kalitedeki düşme olduğu görülmektedir (Geboloğlu ve ark., 2012).

Bu çalışma, yukarıda belirtilen durumlar dikkate alınarak Tokat’ta yaz aylarında açık alanda sırık domates yetiştiriciliğinde gölgeleme uygulamalarının verim, kalite ve bazı fizyolojik bozukluklar üzerine etkisini belirlemek maksadıyla yürütülmüştür. Çalışmada değişik renk ve gölge oranlarına sahip gölgeleme tülleri Temmuz-Kasım ayları arasında uygulanmıştır.

(11)

2.LĠTERATÜR ÖZETLERĠ

2.1. Domatesin Anavatanı, Taksonomisi, Tarihçesi ve YayılıĢı

Domates (Lycopersicon esculentum L.), Solanaceae familyasının önemli türlerinden biridir. Patatesle birlikte dünyada üretimi en yaygın olan türdür. Güney Amerika orijinli olan domates yüksek adaptasyon yeteneği sayesinde dünya üzerinde birçok ülkede yaygın olarak yetiştirilebilmektedir.

Bu durum farklı çevre koşullarına adapte olabilen çeşitlerin geliştirilebilmesiyle mümkün olmuştur. Çok değişik çevre koşulları ve kullanımlara adaptasyon gösteren çeşitlerin geliştirilmesi, Lycopersicon cinsinde mevcut büyük genetik varyabilite zenginliğinin bir yansımasıdır. Solenaceae familyasının önemli türlerinden biri olan domatesin (Lycopersicon

(12)

yayılmıştır. Yeryüzünde yetiştiriciliği yapılan domatesler oldukça geniş bir varyasyona sahiptir. Ticari özelliğe sahip olmamakla beraber birçok biyotik ve abiyotik stres faktörüne karşı yürütülen ıslah çalışmalarında dayanıklılık kaynağı olarak kullanılan geniş bir yakın akraba tür zenginliğine sahiptir. Lycopersicon pimpinellifolium, Lycopersicon hirsutum ve

Lycopersicon peruvianum bu yakın akraba türlerden en önemlileridir. Kültür domatesi olarak

yetiştiriciliği yapılan Lycopersicon esculentum türü içinde de oldukça geniş bir varyasyon mevcuttur. Kültür domatesleri bodur (determinate), yarı bodur ve sırık (indeterminate) olmak üzere gelişme şekli bakımından 3 farklı grup içermektedir. Bodur veya sırık çeşitlerin yanında sofralık domates, beef domates, kokteyl domates, salkım domates, kiraz domatesi gibi meyve özellikleri bakımından da geniş bir tip zenginliğine sahiptir. (Kalloo, 1991; Kalloo ve Bergh. 1993; Vural ve ark., 2000; Razdan ve Mattoo, 2007).

Güney Amerika’da yabani formlarına deniz seviyesinden itibaren 3000 metreye kadar farklı yüksekliklerde rastlanan domateste yabani tipleri çok yıllık özellik göstermektedir. Kültüre alınmış domatesler ise tek yıllıktır. Domates Avrupa’ya 16. Yüzyılda gelmiştir. Başlangıçta ilaç olarak kullanılan domatesin kültüre alınması ile ilgili çalışmalar 1700’lü yıllardan itibaren başlamıştır (Peralta ve Spooner, 2007). Türkiye’ye ise domates 19. Yüzyılda Sultan Abdülmecit zamanında ilk olarak İstanbul’a girmişti

2.2. Domatesin Genel Bitkisel Özellikleri

Ucuz ve bol vitamin kaynağı olan domates besleyici ve lezzetli özelliğinden dolayı Dünyanın birçok ülkesinde en çok üretilen sebzelerin başında gelmektedir. Turfanda olarak yetiştirilebilmesi nedeni ile her mevsimde tüketilebilmektedir. Taze domatesin %94.1' ini su oluşturmaktadır. Domates meyvesinin 100 g’ ında 4.71-8.30 g kuru madde, 8.4-59.0 mg C vitamini, 92-376 mg potasyum, 7.7-53 mg fosfor, 4.0-21 mg kalsiyumun yanında A, B6ve B1 vitaminleri, protein, yağ, karbonhidrat, demir ve yüksek miktarda likopen bulunmaktadır (Anonim, 2008). Sofralık çeşitlerde C vitamin içeriği önem kazanmaktadır (Özbahçe ve Padem, 2007).

Ülkemizin iklim şartları domates yetiştiriciliği için oldukça uygundur. Domates ılıman iklim sebzesi olup, optimal sıcaklık isteği gece 18 °C ve gündüz 27 °C’ dir. Bu nedenle Kuzey ve Güney yarım kürenin 30. ve 40. paralelleri arasında kalan ılıman bölgelerde dış koşullarda yetiştiriciliği kolaylıkla yapılabilmektedir. 10 °C' nin altındaki sıcaklıklar çiçek oluşumu üzerine olumsuz etki etmekte ve sıcaklık 0 0C’ nin altına düştüğünde don zararları

(13)

görülmektedir. 35 °C üzerindeki sıcaklık ve düşük nem koşullarında kuruluk nedeniyle polen canlılığı şiddetli bir şekilde azalırken çiçek dökümleri meydana gelmektedir. Dengeli beslenme koşullarında bu yüksek sıcaklıklar altında çiçek dökümlerinin dengesiz beslenmeye oranla daha az olduğu bilinmektedir. Domates ışık isteği bakımından seçici olmamakla beraber düşük ışık intensitesine ve kısa güne karşı olumsuz tepki verir (Wien, 1997; Vural ve ark., 2000). Domates seçici olmamakla birlikte süzek, humus ve organik maddece zengin, su tutma kabiliyeti iyi, tınlı topraklardan hoşlanmaktadır (Ünlü, 2008). Domates taze olarak tüketildiği gibi yemeklerde diğer sebzeler ile pişirilerek veya dayanıklı domates suyu, konsantre domates suyu, turşu, konserve, salça, ketçap, sos, pulp ve püresi, dondurularak, kurutularak da tüketilmektedir (Gazozcuzade, 2010).

2.3. Domatesin Ekonomik Önemi

Tarımsal üretimin tüm kollarında olduğu gibi domates tarımında da temel hedef birim alandan en yüksek gelirin elde edilmesidir. Bu bağlamda domates yetiştiriciliğinde birçok yeni teknik uygulamaya konmuştur. Günümüzde bu konudaki arayışlar devam etmektedir. Bu arayışlar arasında domates arzının azaldığı ve dolayısıyla fiyatların yükseldiği dönemde domates meyvelerinin pazara sunulması da önemli bir yer tutmaktadır.

2012 yılı Ocak-Aralık döneminde Yaş Sebze’de Türkiye geneli en fazla ihracatı yapılan ürün değerde 405,2 milyon $, miktarda 562.665.979 kg ile domates olmuştur. Bunu sırasıyla, Biber, Hıyar-Kornişon ve Kabak izlemiştir. İşlenmiş domates buna dahil değildir (Anonim, 2013).

Tablo 2.1. 2011- 2012 (ocak-aralık ayı) Türkiye Geneli Yaş Sebze 'de İhracat Yapılan İlk 5 Ürün

Madde 01.01.2011/ 1.12.2011 01.01.2012/ 31.12.2012 Miktar (ton) Değer (1000$) Miktar (ton) Değer (1000$)

Domates 581189 439390 562665 405168

Biber 69329 78189 70107 75158

Hıyar.kornişon 81133 59910 89509 67711

(14)

Soğan 121664 22371 141891 20743 Kaynak: Akdeniz İhracatçılar Birliği

2.4. Gölge tüllerinin faydaları ve çeĢitleri

 Gölgeleme yapılan alan üzerinde, eşit gölgeleme yapar  Güneşin zararlı ışınlarına karşı koruma sağlar.

 Kullanılan alanlarda, yapılan sulamanın buharlaşmasını azaltır.

 Seralarda gölgeleme altında bulunan sera naylonlarının ve diğer tarımsal ekipmanların kullanım ömrünü uzatır.

 Gölgeleme yapılan alanı çiğ, kırağı, toz gibi çevresel etmenlerden korur.  Tarımsal ürünleri kuş ve zararlı böceklere karşı korur.

 Üzerine çekildiği alanın gölgelenmesini sağlarken aynı zamanda gözenekli dokusu ile ihtiyaç duyulan hava sirkülasyonunu sağlar.

%15 Gölgeleme tülü %35 gölgeleme tülü %55 gölgeleme tülü

%75 gölgeleme tülü %95 gölgeleme tülü

İstenilen renklerde üretimi yapılabilir. Koyu yeşil, yeşil ve siyah en çok tercih edilen renklerdir.

2.5. Kullanım alanları

*Seralar (Domates, salatalık, biber…) *Fidanlıklar ve Meyve Bahçeleri *Tarlalar (Domates, Karpuz, Kavun…)

(15)

*Turistik amaçlı plajlarda, spor sahalarında, havuzlarında ve otoparklarda gölgelik ve rüzgarlık olarak kullanılmaktadır.

2.6. Gölge Uygulamalarının Domateste Verim ve Kalite Özelliklerine Etkileri

Serada domates yetiştiriciliğinde, farklı gölgeleme yöntemleri ile farklı gölgeleme oranlarının araştırıldığı bir çalışmada, gölgelemenin sera sıcaklığı ile domatesin verim ve kalitesi üzerine etkisi araştırılmıştır. Gölgelemenin radyasyon seviyesindeki azalmaya yol açması nedeniyle verimin düştüğü, % 30' dan fazla gölgelemenin sera klima koşullarında herhangi bir iyileşmeye yol açmadığı ve verimin azaldığı belirlenmiştir. Çalışmada gölgeleme yapılmayan seralarda meyve kalitesinin gölgeleme uygulaması yapılanlara göre daha düşük olduğu belirtilmektedir (Zipori ve Dayan, 1990).

Geç sonbahar dönemi domates yetiştiriciliğinde gölgelemenin meyve verimi ve kalitesi üzerine etkisinin araştırıldığı bir çalışmada, gölgeleme meyve sayısı ve toplam verimi önemli ölçüde artırırken maksimum verim %35 gölgelemeden elde edilmiştir. Araştırıcılar gölgelemenin fiziksel özelikler üzerine etkisine baktıklarında bitki boyunun önemli ölçüde artığını meyve ağırlığı, meyve çapı ve meyve büyüklüğünün %35 gölgelemede en yüksek olduğunu; gölgelemenin titre edilebilir asit oranını artırırken, meyvede suda çözünebilir kuru madde (SÇKM) ve askorbik asit miktarını azalttığı; gölgelemenin aynı zamanda güneş yanıklığını önemli ölçüde önlerken gölgeleme yapılmayan uygulamalar ile ağır gölgeleme (% 63) yapılan uygulamalarda meyvede yumuşama ve lekeli olgunlaşmanın en yüksek düzeye çıktığını belirlemişlerdir. (El -Gizawy ve ark ., 1993). Aynı çalışmada gölgelemenin bitkide çiçeklenme ve kimyasal kompozisyonunu araştırdıklarında, gölgeleme bitki boyunun uzamasına ve yaprak alanının artmasına neden olurken yaprak sayısı ve yaprak kuru ağırlığında azalmaya neden olmuştur. Gölgelemeye bağlı olarak çiçeklenmeye kadar geçen süre daha uzamış krolofil a, krolofil b, karatonoidler ve total pigment seviyesi gölgelemenin artmasıyla yükselmiş, bununla beraber yapraklardaki karbonhidrat miktarı azalmıştır.

Yaz dönemi domates yetiştiriciliğinde, gölgelemenin verim ve kalite üzerine etkisinin araştırıldığı bir çalışmada besleyici film tekniği ile yaptıkları çalışmada % 0-30-55-83 gölgeleme yapmışlar ve gölgelemeyi ilk çiçek tomurcuğu oluşumundan 10 gün sonra başlatmışlardır. Araştırıcılar gölgeleme oranı arttıkça toplam verimin azaldığını belirtmektedirler. Araştırıcılara göre ışık şiddetinin düşük olduğu dönemlerde kontrol uygulamasında verimin yüksek seyrettiği ancak yaz ortalarına doğru ışık şiddetinin artmasıyla

(16)

birlikte meyvedeki çatlamanın etkisiyle, verim azalmaya başlamıştır. Gölgeleme uygulaması meyvelerde çatlamayı azaltmıştır. Gölgeleme titre edilebilir asiti artırırken birix’ in azalmasına neden olmuştur (Wada ve ark., 2006).

Callojen-Ferre ve ark. (2009), domateste sera koşullarında alüminyumlu gölge aparatlarıyla gölgelemenin meyve verimi ve kalitesi üzerine etkisini araştırdıkları bir çalışmada % 40, % 50, % 60 oranlarında gölgeleme yapmışlar, kontrol uygulamasında ise gölgeleme yapmamışlardır. Araştırıcılar gölgelemenin veya gölge oranlarının bitkilerin bulunduğu ortam sıcaklığına etkisinin olmadığını, ancak hava oransal nemini gölgelemeye bağlı olarak arttırdığını, gölge uygulamalarının verim ve ortalama meyve ağırlığı üzerine etkisinin olmadığını belirlemişlerdir. Brix miktarının ise sadece %60 gölgelemede düşüş gösterdiğini, gölgelemeye bağlı olarak gölgeleme arttıkça PH’ ında kısmen düştüğünü ve meyve eti sertliğinin gölgeleme ile arttığını belirlemişlerdir.

Kittas ve ark., (2009), Yunanistan’ da açık alanda yaz aylarında yürüttükleri bir çalışmada gölgelemenin domates yetiştiriciliğine etkilerini araştırmışlardır. Araştırıcılar gölgelemenin; yaprak alan indeksini ve pazarlanabilir verimi % 50 oranında arttırdığını, meyvelerde çatlamayı %50 oranında azalttığını belirtmektedirler.

Naraghi ve Latfi., 2010, yaz aylarında % 0, % 15, % 35 ve % 60 gölgeleme uygulamalarının hıyarda verim ve kalite özelliklerine etkisini araştırmışlardır. Araştırıcılar, %35’e kadar yapılan kadar yapılan gölgelemenin meyve sayısını arttırdığını, %60 gölgelemede ise meyve sayısını azalttığını belirtmektedirler. Çalışmada gölge uygulamasının hıyar meyvelerinde güneş yanıklığı gibi fizyolojik bozuklukları önemli düzeyde azalttığını belirten araştırıcılar, en yüksek verimin %35 gölgelemeden elde edildiğini belirtmektedirler.

Kyriakopoulou ve ark. (2012), yüksek sıcaklığın söz konusu olduğu koşullarda gölgelemenin bamyada bitki gelişimi ve verime etkisini araştırmışlardır. Araştırıcılar %0, %30 ve %70 gölgeleme yaptıkları bir çalışmada bitki boyunun % 70 gölgelemede en yüksek olduğunu bitkideki çiçek sayısının azalmadığını ancak bakla veriminin gölgelemeye bağlı olarak düştüğünü ve yaprak sayısında azalma meydana geldiğini belirten araştırıcılar sonuç olarak Akdeniz bölgesinde sıcak dönemlerde gölgelemenin bamya için yararlı bir uygulama olmadığını belirtmektedirler.

Yüksek ışık şiddeti bitkilerde fizyolojik bozukluklara neden olmakta ve bu bozukluklara bağlı olarak önemli verim ve kalite kayıpları meydana gelmektedir. Yüksek ışık yoğunluğunun en belirgin olumsuz etkisi özelikle meyvelerde oluşturduğu güneş yanıklığıdır. Bunun yanında

(17)

bitkinin şiddetli güneşe maruz kalan bölgelerinde pigment oluşumu yavaşlamakta ve hücre ölümleri meydana gelmektedir. Işığın bitkilerde oluşturduğu bu stres etkisi ağırlıklı olarak ışığın termal etkisiyle ortaya çıkmaktadır. Domates başta olmak üzere (Dodds ve ark., 1997; Harender ve ark., 1995), bir çok bitki türünde güneş yanıklığının önemli bir problem oluşturduğu araştırıcılar tarafından ortaya konmuştur (Kays, 1999).

Milenkovic ve ark., 2012, domateste fizyolojik bozuklukların önlenmesinde ışık kırıcı gölge tüllerinin etkisini araştırdıkları bir çalışmada kırmızı, mavi, siyah ve gümüş renkte % 40 ve %50 gölgeleme yapan gölge tülleri kullanmışlardır. Araştırıcılar, kontrolünde içinde bulunduğu uygulamalar arasında en yüksek verimi % 40 gölgelemede ve kırmızı ve gümüş renkli gölge tüllerinden elde etmişlerdir. Meyvelerde çatlamanın kontrolde en yüksek düzeye ulaştığını belirten araştırıcılar en az çatlamanın % 40 gümüş ve kırmızı renkli gölge tüllerinde oluşturduğunu; meyvelerde güneş yanıklığının kontrolde %11 iken gölge uygulamalarında % 0 olduğunu belirtmişlerdir. Araştırıcılar gölge uygulamalarının çiçek burnu çürüklüğü yumuşama ve şekilsiz meyve oluşumunu da azalttığını belirtmektedirler.

Araştırıcılar domateste meyvelerdeki C vitamininin kontrolünde ışığın mekanizmasının henüz yeterince anlaşılmadığını belirtmiş ve bu etki mekanizması ile ilgili olarak bir çalışma yürütmüşlerdir. Araştırıcılar cam sera koşullarında kiraz domateste yürüttükleri çalışmada kontrol (gölgeleme uygulaması yapılmamış bitkiler), yaprak gölgelemesi, meyve gölgelemesi ve bütün bitki gölgelemesi uygulamalarını karşılaştırmışlardır. Araştırıcılar kontrol veya meyve gölgelemesi yapılan uygulamalarda kuru madde miktarının diğer gölge uygulamalarına göre daha yüksek ve farkın önemli olduğunu (% 6,3-7,8), 100 gram kuru ağırlıktaki sitrik asit miktarının ise gölge uygulamalarında daha yüksek ve aradaki farkın önemli olduğunu (7,2-10,7 g/100g kuru ağırlık) belirlemişlerdir. Meyvelerde yapılan gölgelemenin meyvedeki C vitamini miktarını azalttığı, suda çözünebilir asit üzerine etkisi olmadığını, yaprak gölgelemesinin bitkideki askorbik asit miktarıyla doğrusal bir ilişkisi olduğunu ve meyvedeki askorbik asit miktarı ile SÇKM arasında bir kolerasyonun olmadığını belirtmektedirler. (Gautier ve ark., 2009).

Mısır’da 2001 yılı yaz mevsiminde tarla koşullarında yürütülen bir çalışmada siyah ve beyaz renkli gölge uygulamalarının domateste etkilerini araştırmışlardır. Siyah renkli gölge uygulamasında bitki boyu, klorofil içeriği, karotenoidler, bitkideki meyve sayısı, ortalama meyve ağırlığı, meyve verimi ve titrasyon asitliğinin daha yüksek olduğunu, beyaz renkli gölge tülünde ise suda çözünebilir kuru madde ve askorbik asit miktarının daha yüksek olduğunu belirtmektedirler. (Adam ve ark., 2002).

(18)

Afrika gibi sıcak bölgelerde yaz aylarında açık alanda domates yetiştiriciliği yapmak yüksek ışık yoğunluğu ve yüksek sıcaklığın oluşturduğu olumsuz koşullar nedeniyle neredeyse mümkün olamamaktadır. Güney Afrika’da Gana’da yürütülen bir çalışmada sıcak yaz aylarında domates yetiştiriciliğinde gölgelemenin etkisini araştırmışlardır. Araştırıcılar gölgelemenin bitki boyunda % 67 ve kök ağırlığında % 47' lik bir azalmaya neden olduğunu ancak meyve veriminin gölgelemeden etkilenmediğini belirlemişlerdir. (Kugblenu ve ark,. 2013).

Janse (1990), 4 yıl süre ile serada gölgelemenin domateste etkisi araştırılmıştır. Araştırıcı gölgelemenin meyvenin olgunlaşması üzerine olumsuz etki yaptığını ancak; raf ömrünü 4 günden, 6 güne çıkardığını, gölgeleme arttıkça domates meyvelerinde yeşil veya sarı omuz oluşumunun ve çatlamanın azaldığını belirtmektedir.

İsrail’ de 2006-2010 yılları arasında 5 yıl süre ile farklı renklerdeki gölge uygulamalarının domates ve biberde vektörle taşınan virüs hastalıkları üzerine etkisini araştırmışlardır. Araştırıcılar yarı arit koşullarda yürüttükleri çalışmada sarı, sedef renkli gölge tüllerinin diğer gölge tüllerine göre virüs hastalıklarını 2-3 kat azalttığını belirtmektedirler. (Ben-Yakir ve ark., 2012).

Gölgeleme aynı zamanda sulama suyundan da tasarruf sağlayabilmektedir. Topraktaki nemin buharlaşması üzerine gölgelemenin etkili olduğu ve gölgelemeye bağlı olarak topraktan suyun daha az buharlaştığı değişik araştırıcılar tarafından ifade edilmektedir (Horton, 1989; Todd ve ark., 1991). Tarımsal üretimde çok yönlü kullanım olanakları olan tüllerin bir diğer avantajıda bitkileri dolu zararından korumasıdır. Castellano ve ark, (2004), Tony ve ark, (2009) ve Shahak ve ark, (2004). Değişik bitki türlerinin yetiştiriciliğinde dolu zararından korunmak için tül kullanımı önermektedir.

Sebze yetiştiriciliğinde gölge uygulamaları çoğunlukla Akdeniz ülkelerinde seralarda başvurulan bir yöntemdir. Bununla beraber yazların sıcak veya yaz döneminde ışık intensitesinin çok yüksek olduğu bölgelerde açık alanlarda yapılan sebze yetiştiriciliklerinde de gölgeleme yapılmaktadır. Seralarda gölgeleme seranın dış yüzeyine gölge materyali örtülerek veya seranın iç kısmında bitkilerin üzerine gölge tülü çekilerek iki şekilde gölgeleme yapılmaktadır. Seralarda daha çok üretimin yaz mevsimi başına veya yaz mevsiminin sonuna denk geldiği zamanlarda gölgeleme önem kazanmaktadır. Işık şiddetinin çok yüksek olmadığı kış döneminde gölgelemenin herhangi bir etkisinden söz edilememektedir. Zira bu dönemlerde yapılan gölgeleme çalışmalarında kayda değer bir sonuçtan söz edilememektedir.

(19)

Domateste güneş ışınlarının doğrudan meyveye temas ettiği durumlarda güneş yanıklığının yanı sıra meyvelerde olgunlaşma bozukluklarına da neden olmaktadır. Yazları sıcak ve ışık şiddetinin yüksek olduğu bölgelerde açık alanda yapılan domates yetiştiriciliğinde yüksek ışık şiddeti doğrudan ve dolaylı bazı fizyolojik bozukluklara yol açmaktadır. Bu olumsuz etkiyi önlemek için açık alanda yapılan domates yetiştiriciliklerinde de gölgeleme yapılması gerekmektedir.

(20)

3.1. Materyal

Çalışma Tokat’ ta 2012 Mayıs-Kasım ayları arasında Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü araştırma ve uygulama alanında yürütülmüştür.

Tokat ili Orta Karadeniz bölgesinde, Karadeniz Bölgesi ile İç Anadolu Bölgesi arasında geçit iklimine sahip olup, 390 51', 400 55' Kuzey enlemleri ile 350 27', 370 39' Doğu boylamları arasında yer almaktadır. Denemenin yürütüldüğü alanın 2012 yılı ve 1970-2011 yıllarını kapsayan uzun yıllar aylık ortalama sıcaklık değerleri Grafik3.1’ de, aylık en yüksek sıcaklık değerleri Grafik 3.2’ de, aylık en düşük sıcaklık değerleri Grafik 3.3’ te ve aylık ortalama yağış değerleri Grafik 3.4’ te karşılaştırmalı olarak verilmiştir. Deneme alanının 2012 yılında ve uzun yıllarda gerçekleşen ortalama meteorolojik değerleri incelendiğinde aylık ortalama sıcaklık seyri bakımından denemenin yürütüldüğü 2012 yılı ile uzun yıllar ortalaması arasında önemli farklılıkların olmadığı görülmektedir. Şubat ve Mart aylarında aylık ortalama sıcaklık değerleri uzun yıllar ortalamasının 3 ile 5 0C altında gerçekleşmiş olmasına rağmen Nisan– Aralık ayları arasındaki periyotta 2012 yılında gerçekleşen aylık ortalama sıcaklık değerleri uzun yıllara ait aylık ortalama sıcaklık değerlerine göre ile 3 0C daha yüksek seyretmiştir. Deneme alanının 2012 yılında ve uzun yıllarda gerçekleşen ortalama en yüksek sıcaklık değerleri incelendiğinde Ocak- Mart ayları arasında 2012 yılı aylık ortalama en yüksek sıcaklık değerleri uzun yıllar ortalamasının 7-10 0C altında gerçekleşirken, Mart ayından itibaren Mayıs ayına kadar aylık ortalama sıcaklık değerleri daha da düşerek 26-27 0

C dolaylarında bir azalış gerçekleşmiştir. Mayıs-Aralık ayları arasında aylık ortalama en yüksek sıcaklık seyri bakımından denemenin yürütüldüğü 2012 yılı ile uzun yıllar ortalaması arasında önemli farklılıkların olmadığı, denemenin yürütüldüğü 2012 yılında uzun yıllara göre 3-4 0

C azalış meydana geldiği görülmektedir.

Deneme alanının 2012 yılında ve uzun yıllarda gerçekleşen ortalama en düşük sıcaklık değerleri incelendiğinde Ocak- Nisan ayları arasında 8-14 0

C düzeylerinde farklılıklar görülmektedir. 2012 yılında gerçekleşen düşük sıcaklıklar uzun yıllar ortalamalarına göre Nisan ayına kadar daha düşük gerçekleşmiş olup, Nisan ayından sonra Aralık ayına kadar uzun yıllar ortalamasının üzerinde gerçekleşmiş olup 1-5 0

C dolaylarında farklılıklar görülmektedir.

Deneme alanının 40 yıllık yağış ortalaması incelendiğinde yıl içerisinde düzenli bir dağılış göstermektedir. Ocak- Mart ayları arasında 40 mm dolaylarında gerçekleşen aylık ortalama yağış Nisan –Mayıs aylarında 60 mm dolaylarında seyretmiş, Ağustos ayında 2 mm’ ye kadar

(21)

düşüş göstermiş, Ekim-Kasım aylarında tekrar 40 mm’ nin üzerine çıkmıştır. Deneme alanında 2012 yılındaki yıllık yağış dağılımına bakıldığında Mart ayına kadar ki yağış dağılımı uzun yıllar ortalamasına paralellik göstermiş ancak Mayıs ve Kasım aylarındaki yağış miktarları uzun yıllar ortalamasına göre önemli sapmalar göstermiştir. Deneme alanının uzun yıllar ortalamasına göre yıllık yağış miktarı 441,3 mm iken, 2012 yılında bu rakam 540,5 mm olarak gerçekleşmiştir. 2012 yılındaki bu fark Mayıs ve Kasım aylarındaki aylık 100 mm’ yi bulan aşırı yağışlardan kaynaklanmaktadır.

Grafik 3.1. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı aylık ortalama sıcaklık değerleri (Anonim, 2012 c ve d).

oC

Grafik 3.2. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı en yüksek sıcaklık değerleri (Anonim, 2012 c ve d).

oC

(22)

Grafik 3.3. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı en düşük sıcaklık değerleri (Anonim, 2012 c ve d).

oC

Grafik 3.4. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı aylık yağış değerleri (Anonim, 2012 c ve d).

mm

1970-2011 yılları 2012 yılı

(23)

Denemede bitkisel materyal olarak Tofida firmasına ait Sedir F1 sırık domates çeşidi kullanılmıştır. Gölgeleme materyali olarak %15, %35 ve %55 gölge oranlarına sahip beyaz ve yeşil renkli gölge tülü kullanılmıştır. Denemede bitkilerin sulama ihtiyacı damlama sulama yöntemiyle karşılanmıştır. Sulama aralıkları görsel olarak topraktaki nem seviyesi ve bitkilerin su ihtiyacı dikkate alınarak yapılmıştır. Deneme alanında yabancı ot kontrolü için 2 defa çapa yapılmıştır. Bitki kök bölgesinde çıkan otlarla elle koparılarak mücadele edilmiştir. Gübreleme programı ise literatürde önerilen dozlar dikkate alınarak hesaplanmıştır. Buna göre 35 kg/da N, 25 kg/da P2O5, 40 kg/da K2O, 4 kg/da Ca ve 4 kg/da Mg fertigasyon yöntemiyle uygulanmıştır. Gerekli mikro elementler yaprak gübresi şeklinde uygulanmıştır.

3.2. YÖNTEM

Deneme açık tarla koşullarında yürütülmüş ve fideler hazır olarak temin edilen fideler 15 Mayıs 2013 tarihinde dikilmiştir. Fide dikiminde çift sıralı sistem uygulanmıştır. Dar sıra arası 60 cm, geniş sıra arası 120 cm ve sıra üzeri 40 cm alınmıştır. Dikimden 30 gün sonra

(24)

boğaz doldurma yapılmıştır. Bitkilerin askıya alınmasında 2,5 cm kalınlığında, 2 metre yüksekliğinde ''T'' şeklinde galvanizli boru kullanılmıştır. Askı kazıkları fidelerin dikilmesine 1 hafta kala deneme alanına yerleştirilmiştir.

Gölge tülleri 30 Haziran 2013 tarihinde kullanılmaya başlanmıştır. Kontrol parsellerinde gölge materyali kullanılmamıştır. Gölge tülleri 5 m genişliğinde ve 25 m uzunluğunda Doğu-Batı doğrultusunda çekilmiştir (Şekil 3.1). Bitki sıraları Kuzey- Güney doğrultusunda oluşturulmuştur. Denemede yeşil gölge tülü olarak % 15, % 35 ve % 55 gölgeleme oranlarına sahip tüller kullanılmıştır. Ancak yeşil % 15’ lik gölge tülü temin edilemediği için beyaz % 15' lik gölge tülü yeşil renge boyanarak kullanılmıştır. Denemede beyaz % 15-35-55 gölgeleme tülleri kullanılmıştır.

Şekil 3.1. Deneme alanından genel bir görünüm

Denemede bitkiler tek gövdeli, sistemde askıya alınmıştır. Bitkilerin budanmasını ve askıya alınması Sevgican (2002)’ e göre yapılmıştır (Şekil 3.4).

Çalışmada yabancı ot kontrolü için 2 defa çapalama yapılmış, fideler dikim öncesi toprak kökenli patojenlere karşı ilaçlanmıştır. Denemenin yürütüldüğü periyot boyunca mildyö, külleme, fusarium solgunluğu, bakteriyel leke gibi hastalıklar ile yeşil kurt, beyaz sinek, trips, tuta ve benzeri zararlılara karşı mücadele edilmiştir.

Araştırmada Temmuz, Ağustos aylarında uygulamalara bağlı olarak ışık intensiteleri ölçülmüş ve lux olarak kaydedilmiştir. Uygulamalara göre ışık intensiteleri Grafik 3.5’ te verilmiştir. Buna göre ışık intensitesi en yüksek kontrol uygulamasında gerçekleşmiş olup 12.000-15.000 lux arasında ölçülmüştür. Gölge materyalleri uygulamaları arasında ise en yüksek %15 beyaz

(25)

gölge uygulamasında olup 8.000 ile 12.000 arasında gerçekleşmiştir. %35 yeşil gölge uygulamasında ise ışık intensitesi 7.000-9.000 arasında gerçekleşmiştir. Temmuz ayında ışık intensitesi genellikle en yüksek değerlere ulaşmıştır. Ağustos ayına baktığımızda ise havaların kapalı ve yağmurlu gitmesi nedeniyle Temmuz ayına göre baya bir düşüş gerçekleşmiştir. %15 yeşil gölge uygulamasında 6.000-8.000 arasında gerçekleşmiştir. %35 beyaz gölge uygulamasına baktığımızda ise Temmuz ve Ağustos aylarında havanın kapalı gitmesi sebebiyle bir düşüş yaşanmıştır. % 55 beyaz gölge (2000-6000) uygulaması ve %55 yeşil gölge (3000-6000) uygulaması ışık intensitelerine bakıldığında birbirine yakın seviyelerde gerçekleşmiş olup 4. Aydan sonra genellikle artış göstermiştir.

Grafik 3.5.Deneme alanında uygulamalara bağlı oluşan ışık intensiteleri

Deneme tesadüf bloklarında bölünmüş parseller deneme desenine göre 3 tekerrürlü kurulmuştur. Her parselde 24 bitki yetiştirilmiş ve 10 bitkide gözlem yapılmıştır. Denemede 2 gölge tülü rengi, 3 gölge oranı ve 3 tekerrürlü dikkate alındığında 21 parsel kullanılmıştır.

Domateslerin hasadına Temmuz ayının sonunda başlanmış ve hasattan Ekim ayı sonuna kadar devam etmiştir. Toplamda 14 hasat yapılmıştır. Hasat edilen meyveler uluslar arası domates standartlarına (UN/ECE STANDARD FFV-36) göre ıskarta ve pazarlanabilir meyve şeklinde gruplandırılmıştır (Anonim, 2009). Iskarta meyveler aynı zamanda güneş yanıklığı, çatlak ve irilik bakımından standart dışı olacak şekilde gruplandırılmış, böylece çatlama ve güneş yanıklığı ayrıca takip edilmiştir.

Kontrol %15 Beyaz %35 Beyaz %55 Beyaz

(26)

3.2.1. Gözlemler

3.2.1.1. Domateste Pazarlanabilir Meyve Sayısı (adet/bitki): Hasat döneminde açıkta yapılan yetiştiricilikte her parselde hasat edilen domateslerin pazarlanabilir meyve sayıları belirlenmiştir. Meyveler pazarlanabilir ve ıskarta meyve olarak gruplandırılmıştır.

3.2.1.2. Domateste Pazarlanabilir Toplam Verim (ton/ha):Denemede her parselden hasat edilen domateslerin ağırlıkları kaydedilmiş, hektara ton olarak hesaplanmış ve pazarlanabilir toplam verim kaydedilmiştir.

3.2.1.3.Domateste Ortalama Meyve Ağırlığı (g): Parsellerden hasat edilen domateslerin ağırlıkları, toplam meyve sayısına bölünerek hesaplanmıştır (Şekil 3.3)

3.2.1.4.Domateste Iskarta Verim (ton/ha) ve Iskarta Meyve Sayısı (adet/bitki): Denemede her parsel için yapılan hasatlarda pazarlanabilir özelliğe sahip olmayan meyveler uluslararası domates standartlarından UN/ECE STANDART FFV-36' a göre belirlenmiş ve bu meyveler ıskarta meyve sayısı ve ıskarta verim olarak hesaplanmıştır. (Anonim, 2009).

3.2.1.5.Hastalık, Zararlı ve Yabancı Ot GeliĢmesi: Denemede dikimden itibaren domateste hastalık ve zararlı etmenleri ile özellikle yabancı ot gelişimleri görsel olarak takip edilmiş ve bu konuda uygulamalar arasında farklılıklar görsel olarak değerlendirilmiştir (Şekil 3.2)

(27)

Şekil 3.2. Deneme alanında yabancı ot kontrolü ve genel bir görünüm

(28)

Şekil 3.4. Deneme alanından genel görünüm

3.2.1.6. C Vitamini (mg/100g): C vitamini miktarı spektrofotometrik yöntemle Pearson ve Churchill (1970)’ e göre belirlenmiştir. Çalışmada Shimadzu UV mini–1240 marka spektrofotometre kullanılmıştır (Şekil 3.5). Bu yöntemin uygulanması için 4 çözelti hazırlanmıştır.

% 6’lık Metafosforik Asit Çözeltisi: 60 g Metafosforik asit tartılmış ve ve saf su içerisinde

eritilerek 1000 ml’ ye tamamlanmıştır.

Stok Askorbik Asit Çözeltisi (1000 ppm): 100 mg askorbik asit bir balon joje içerisine alınmış

ve üzeri saf su ile 100 ml’ ye tamamlanmıştır.

Standart Askorbik Asit Çözeltisi: Hazırlanan stok askorbik asit çözeltisinden %6’lık

metafosforik asit çözeltisi kullanılarak 100, 200, 300, 400, 500, 600, 800 ve 1000 ppm’lik askorbik asit çözeltileri hazırlanmıştır. Kontrol için (kör) metafosforik asit çözeltisi kullanılmıştır.

Standart Boya Çözeltisi (50 ppm): 50 mg 2,6 diklorofenolindofenol tartılarak saf su içerisinde

eritilmiş ve üzeri saf su ile 1000 ml ye tamamlanmıştır. Böylece 50 ppm boya çözeltisi hazırlanmıştır.

(29)

Standart Kurvenin Hesaplanması: Standart askorbik asit çözeltilerinden 0,5 ml alınmış,

üzerine 0,5 ml %6’lık metafosforik asit ve 4 ml standart boya çözeltisi ilave edilmiştir. Bu örnekler 15 sn içinde 520 nm dalga boyunda okunmuştur.

Örneklerde askorbik asit tayini: Bitki örnekleri çinko havanlarda ezilmiş, elde edilen özsu filtre edilmiştir. Filtre edilen örneklerden 0,5 ml alınmış ve üzerine 0,5 ml %6’lık metafosforik asit çözeltisi ve 4 ml boya çözeltisi ilave edilerek 520 nm dalga boyunda okunmuştur. Örnek okumalarından elde edilen değerler standart kurveden elde edilen formülde yerine konularak ppm cinsinden hesaplanmış ve daha sonra mg/100 gram olarak hesaplanmıştır. Standart kurve ve oluşan formül Grafik 3.6’ da verilmiştir.

Grafik 3.6. Standart askorbik asit çözeltilerinden elde edilen standart kurve

3.2.1.7. Suda Çözünebilir Kuru Madde (SÇKM) (%): Laboratuara alınan bitki örneklerinin suyu çıkarıldıktan sonra dijital refraktometrenin prizması üzerine 1-2 damla gelecek şekilde damlatılmış ve suda çözünebilir kuru madde % olarak ifade edilmiştir (Şekil 3.6).

y = -0,0006x + 0,6254 R² = 0,9936 y = -0,0006x + 0,6254 R² = 0,9936 Seri 1 Doğrusal (Seri 1) Doğrusal (Seri 1)

(30)

Şekil 3.5. Spektrofotometrede C vitamini analizi

Şekil 3.6. SÇKM ve titrasyon asitliği analizleri

3.2.1.8. Titre Edilebilir Asitlik (%): Cemeroğlu (1992)’ na göre suyu çıkarılan bitki örneklerinden 10 ml alınmış ve 0,1 N NaOH çözeltisi ile pH’ sı 8,1 oluncaya kadar titre edilmiştir. Titrasyon sonuçları aşağıdaki formüle göre sitrik asit cinsinden % olarak hesaplanmıştır.

Titrasyon Asitliği (%) = (V.F.E.100)/M V: Harcanan 0,1-N NaOH miktarı (ml)

(31)

F: Titrasyonda kullanılan bazın normalitesi (Çözeltinin normalitesi 0.1 ise F= 1’dir) E: 1 ml 0,1-N NaO’ in eşdeğeri asit miktarı (g)

M: Titre edilen örneğin gerçek miktarı (ml veya g)

3.2.1.9. pH: Her parsel için ayrı ayrı alınan bitki örnekleri bir blenderda suyu çıkarılacak şekilde öğütülmüş ve elde edilen bitki öz suyunda pH metre yardımı ile ölçüm yapılmıştır. 3.2.1.10. Kuru Ağırlık (%): Her parselde 4. ve 6. salkımlardan alınan meyvelerde yaş ağırlıkları belirlendikten sonra bu meyveler 80 0

C sıcaklığa sahip inkübatörde ağırlıkları sabitleninceye kadar kurutulmuş ve tekrar tartılmıştır. Kuru ağırlık miktarı, yaş ağırlık miktarına oranlanarak kuru madde miktarı belirlenmiştir.

BULGULAR VE TARIġMA 4.1. Ortalama Meyve Sayısı

Denemede uygulamalara göre pazarlanabilir ortalama meyve sayısı 21,06 adet/ bitki ile 31,76 adet/bitki arasında değişmiştir. Beyaz gölgeleme uygulamasında gölgeleme arttıkça pazarlanabilir ortalama meyve sayısı artmıştır. En yüksek pazarlanabilir meyve sayısı beyaz % 55 gölgeleme uygulamasından elde edilmiştir. Yeşil gölgelemede ise gölgeleme oranı arttıkça pazarlanabilir meyve sayısı azalış göstermiştir. Kontrole göre mukayese edildiğinde beyaz renkli gölgeleme materyallerinin tamamında pazarlanabilir ortalama meyve sayısı daha yüksek gerçekleşmiş, yeşil gölgeleme uygulamasında ise %15 ve % 35 gölge uygulaması daha yüksek sonuç vermiştir. Gölge uygulamaları arasındaki fark 0,05 düzeyinde istatiksel olarak önemli bulunmuştur. Gölge uygulamalarına bağlı olarak ortalama meyve sayısı değerleri Tablo 4.1 ’de verilmiştir.

Çalışmada beyaz gölge tülü kullanımı hem yeşil gölge tülüne göre, hem de kontrole göre meyve sayısında artış sağlamıştır. Beyaz % 35-55 gölge oranları en yüksek meyve sayısını vermiştir. Domateste gölge tüllerinin kullanılmasının meyve sayısını arttırdığı değişik araştırıcılar tarafından da ifade edilmektedir. El-Gizawy ve ark., 1993 ile Naraghi ve Lotfi, 2010, gölgelemenin domateste meyve sayısını arttırdığını ve maksimum meyve sayısının %35 gölgelemede elde edildiğini belirtmektedirler. Benzer şekilde Adam ve ark., 2002, gölgelemenin domateste meyve sayısını arttırdığını ortaya koymuşlardır. Gölgelemenin domateste meyve sayısı üzerine etkisi ile ilgili çalışmada elde edilen sonuçlar literatürle benzerlik göstermektedir. Ayrıca sıcak dönemde gerek örtü altında ve gerekse açık alanda

(32)

gölgelemenin domateste meyve sayısı üzerine olumsuz etkisi ile ilgili herhangi bir literatüre de rastlanmamıştır.

Tokat’ta özellikle Ağustos ayında yüksek hava sıcaklıkları bu dönemde oluşan çiçeklerde döllenmeyi olumsuz yönde etkilemekte ve meyve tutumunda sorunlar yaşanmaktadır. Gölge tülü kullanımı bu dönemde sözü edilen olumsuzluğu ortadan kaldırıcı bir etki göstermiştir. Meyve sayısının gölgeleme yapılan parsellerde daha yüksek olması kanaatimizce bu durumdan kaynaklanmaktadır.

Tablo 4.1 Ortalama Meyve Sayıları ( Adet/Bitki )

Gölge Rengi Gölgeleme Oranı (%) Meyve Sayısı (Adet/bitki)

BEYAZ 15 29,39 ab 35 31,51 a 55 31,76 a YEġĠL 15 29,99 a 35 26,33 ab 55 21,06 b Kontrol 0 28,14 ab

İstatistiksel önem düzeyi *

*: Uygulamalar arasındaki farklılıkların 0,05 düzeyinde önemli olduğunu ifade eder.

4.2. Meyve Ağırlığı

Denemede uygulamalara göre ortalama meyve ağırlığı 158,37 gr/meyve ile 131,22 gr/meyve arasında değişmiştir. Yeşil gölgeleme uygulamasında ortalama meyve ağırlığı en yüksek %15 gölgelemeden elde edilirken, beyaz gölge uygulamasında ortalama meyve ağırlığı en yüksek %35 gölgeleme uygulamasından elde edilmiştir. Kontrole göre mukayese edildiğinde beyaz renkli gölgeleme materyallerinin tamamında ortalama meyve ağırlığı daha yüksek gerçekleşmiş, yeşil gölgeleme uygulamasında ise %15 ve % 35 gölge uygulaması daha yüksek sonuç vermiştir. Gölge uygulamaları arasındaki fark 0,05 düzeyinde istatiksel olarak

(33)

önemli bulunmuştur. Gölge uygulamalarına bağlı olarak ortalama meyve ağırlığı değerleri Tablo.4.2’ de verilmiştir.

Denemede gölge uygulaması meyve ağırlığı üzerine olumlu etki yapmakla beraber gölge şiddeti arttıkça meyve ağırlığının azaldığı görülmektedir. Domates yetiştiriciliğinde gölgelemenin meyve ağırlığını arttırdığı ancak artan gölge şiddetine bağlı olarak meyve ağırlığının azaldığı değişik araştırıcılar tarafından da ifade edilmektedir (El- Gizawy ve ark., 2003). Araştırıcıların buldukları bu sonuçlar denemde elde edilen bulgularla bir paralellik göstermektedir. Bununla beraber Wada ve ark., 2006, topraksız tarımda domates yetiştiriciliğinde gölgelemenin meyve ağırlığının önemli bir etkisinin olmadığını bununla beraber gölgeleme şiddeti arttıkça meyve ağırlığının azaldığını belirtmektedirler. Wada ve arkadaşlarının bu sonuçları deneme sonuçları ile kısmen de olsa uyuşmamaktadır. Bu durumun çalışmanın yürütüldüğü koşulların yetiştiriciliğin yapıldığı dönemin farklılığından kaynaklandığı kanaatindeyiz. Genel bir yargı olarakta ışık şiddetinin ışık şiddetinin çok yüksek olmadığı zamanlarda yapılacak gölgelemeler bitkinin yeterli ışık almasını engelleyeceğinden kantitatif özellilerde düşüşler görülebilir.

Tablo 4.2 Ortalama Meyve Ağırlıkları (gram /meyve) Gölge Rengi Gölgeleme Oranı (%) Meyve Ağ.

BEYAZ 15 154,47 a 35 155,79 a 55 148,48 ab YEġĠL 15 158,37 a 35 145,69 ab 55 131,22 b Kontrol 0 142,16 ab

İstatistiksel önem düzeyi *

*: Uygulamalar arasındaki farklılıkların 0,05 düzeyinde önemli olduğunu ifade eder. 4.3. Pazarlanabilir Verim

(34)

Denemede pazarlanabilir toplam verim 7,74 ton/da ile 13,92 ton/da arasında değişmiştir. Beyaz gölge uygulamasında en yüksek verim %35 gölgelemeden elde edilirken, yeşil gölge uygulamasında en yüksek verim %15 gölge uygulamasından elde edilmiştir. Kontrole göre mukayese edildiğinde beyaz renkli gölgeleme materyallerinin tamamında pazarlanabilir verim daha yüksek gerçekleşmiş, yeşil gölgelemede ise %15’ lik gölge uygulaması daha yüksek sonuç vermiştir. Gölge uygulamaları arasındaki fark 0,05 düzeyinde istatiksel olarak önemli bulunmuştur. Gölge uygulamalarına bağlı olarak pazarlanabilir verim değerleri Tablo.4.3’ de verilmiştir.

Domateste gölge uygulamasının pazarlanabilir verimde önemli artışlar sağlandığını ortaya koyan çalışmaların yanı sıra gölgelemenin etkisinin olmadığını veya olumsuz etkisinin olduğunu savunan araştırmalarda mevcuttur. Burada gölgelemenin hangi mevsimde yapıldığı, gölgeleme yapılan dönemde radyasyon düzeyi ve gölgeleme materyalinin renk gölge oranı önem kazanmaktadır. Nitekim bizim çalışmamızda beyaz renkli gölge uygulaması daha iyi sonuç verirken yeşil renkli gölgelemede %15 gölgelemede daha etkili olmuştur Kittas ve ark., (2009), gölgelemenin domateste % 50’ ye varan oranlarda artış sağladığı; Lorenzo ve ark., (2003), gölgelemenin %10’ luk bir artış sağladığı; Abdel-Mawgoud, 1996, ise %30 gölgelemede pazarlanabilir verim artarken % 40 gölgelemede pazarlanabilir verimin azaldığını; El-Gizawy ve ark., 1993, ise gölgelemenin pazarlanabilir verimi arttırdığını ve en iyi sonucun %35 gölgelemeden elde edildiğini belirtmektedirler. Bu sonuçlar bizim çalışmamızda elde edilen sonuçları desteklemektedir. Bununla beraber Callojen-Ferre ve ark., 2009; Wada ve ark., 2006 gölgelemenin verimde azalmaya yol açtığını yada etkisinin olmadığını belirtmektedirler. Deneme sonuçları ile uyuşmayan bu bulgular kanaatimizce araştırma koşullarının farklılığından kaynaklanmaktadır.

Tablo 4.3 Pazarlanabilir Toplam Verim (ton/da)

Gölge Rengi Gölgeleme Oranı (%) Toplam verim

BEYAZ 15 12,76 a 35 13,92 a 55 13,19 a YEġĠL 15 13,31 a 35 10,83 ab 55 7,74 b

(35)

Kontrol 0 11,21 ab

İstatistiksel önem düzeyi *

*: Uygulamalar arasındaki farklılıkların 0,05 düzeyinde önemli olduğunu ifade eder. 4.4. Iskarta Verim

Denemede ıskarta verim uygulamalara bağlı olarak farklılıklar göstermiş, ancak bu farklılıklar istatiksel olarak önemli çıkmamıştır. En yüksek ıskarta verim %12,35 ile gölgelemenin yapılamadığı kontrol parsellerinden elde edilirken en düşük ıskarta verim %7,48 ile %15 yeşil renkli gölgelemeden elde edilmiştir. Gölge oranları arttıkça ıskarta verim artış göstermiştir. Gölgeleme ıskarta verimin düşmesinde etkili olmuştur. Gölgeleme uygulamalarına bağlı olarak ıskarta verim (%) Tablo.4.4’ deverilmiştir.

Denemede gölgeleme uygulaması yapılan parsellere göre gölgeleme yapılmayan parsellerde ıskarta meyve verimi daha yüksek çıkmıştır. Domateste gölgelemenin ıskarta meyve verimi üzerine etkisini araştıran çalışmalara rastlanamamıştır. Kontrol parselinde en yüksek ıskarta meyve veriminin elde edilmesinin yanı sıra, gölgeleme oranı arttıkça ıskarta verim artmıştır. Bu durum bitkilerin güneş ışığından yeterli yaralanamamasından ve meyvenin yeterli beslenememesinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Kontrol parselinde de ıskarta verimin yüksek çıkmasının nedeni meyvelerin direk güneş ışınlarına maruz kalarak güneş yanıklığı, çatlama gibi fizyolojik bozuklukların görülmesidir.

Tablo 4.4. Iskarta Verim (%)

Gölge Rengi Gölgeleme Oranı (%) Iskarta verim (%) BEYAZ 15 8,61 35 10,07 55 9,71 YEġĠL 15 7,48 35 9,64 55 10,78 Kontrol 0 12,35

(36)

İstatistiksel önem düzeyi ö.d.

ö.d. : Uygulamalar arasındaki farklılıkların önemli olmadığını ifade eder. 4.5. Kuru Ağırlık

Denemede uygulamalara göre meyve kuru ağırlığı % 5,09 ile % 6,07 arasında değişmiştir. Beyaz gölgelemede meyve kuru ağırlığı %35’e kadar artarken, %55 gölgelemede meyve kuru ağırlığı azalış göstermiştir. Yeşil gölgelemede ise gölgeleme oranı arttıkça kuru ağırlık azalış göstermiştir. En yüksek meyve kuru ağırlığı gölgelemenin yapılmadığı kontrol uygulamasından elde edilmiştir. Gölgeleme uygulamaları arasındaki farklılıklar istatiksel olarak önemli bulunmamıştır. Gölgeleme uygulamalarına bağlı olarak meyve kuru ağırlıkları (%) Tablo.4.5’ teverilmiştir.

Domateste gölge uygulamasının meyvede kuru ağırlık üzerine etkisi ile ilgili literatür bilgisi bulunmamaktadır. Ancak gölgelemenin domates yapraklarının kuru madde miktarına etkisini inceleyen El-Gizawy ve ark., 2003, gölgelemenin yaprakta kuru madde miktarını azalttığını belirtmektedirler. Gölgelemenin meyvede veya yaprakta kuru madde veya kuru ağırlıkta kontrole göre azalışa neden olması fotosentez aktivitesinin ışık miktarına bağlı olarak azalmış olacağı ve bunun da assimilat birikimini azalttığı düşünülmektedir.

Tablo 4.5. Kuru Ağırlık (%)

Gölge Rengi Gölgeleme Oranı (%) Kuru Ağırlık (%)

BEYAZ 15 5,45 35 5,66 55 5,19 YEġĠL 15 5,99 35 5,75 55 5,09 Kontrol 0 6,07

İstatistiksel önem düzeyi ö.d.

(37)

4.6. Suda çözünebilir kuru madde (SÇKM)

Denemede uygulamalara göre Suda çözünebilir kuru madde (SÇKM) 4,27 ile 4,60 arasında gerçekleşmiştir. Kontrol ve gölgeleme uygulamaları kıyaslandığında en yüksek SÇKM, gölgeleme yapılmayan kontrol parsellerinden elde edilmiştir. Gölgeleme yapılan parsellerden alınan meyvelerde ise gölgeleme oranı arttıkça SÇKM oranı azalmıştır. Gölgeleme uygulamaları arasındaki farklılıklar istatiksel olarak önemli bulunmamıştır. Gölgeleme uygulamalarına bağlı olarak SÇKM değerleri Tablo.4.6’ da verilmiştir.

Tablo 4.6. Suda Çözünebilir Kuru Madde (SÇKM)

Gölge Rengi Gölgeleme Oranı (%) SÇKM

BEYAZ 15 4,50 35 4,27 55 4,30 YEġĠL 15 4,50 35 4,47 55 4,47 Kontrol 0 4,60

İstatistiksel önem düzeyi ö.d. ö.d. : Uygulamalar arasındaki farklılıkların önemli olmadığını ifade eder.

Denemede bütün gölgeleme uygulamalarında SÇKM miktarı gölge uygulanmayan kontrol parsellerine göre daha düşük çıkmıştır. Yeşil ve beyaz gölge uygulamalarının her ikisinde de en yüksek SÇKM %15 gölge oranından elde edilmiştir. Ayrıca her iki gölge tülünde de gölge oranları arttıkça SÇKM oranı düşüş göstermiştir.

Domateste gölge tüllerinin kullanılmasın SÇKM oranını azalttığı değişik araştırıcılar tarafından da ifade edilmektedir. El-Gizawy ve ark., 1993 ; Wada ve ark., 2006; Pek ve ark., 2012, gölgelemenin domateste SÇKM oranını azalttığını ifade etmektedirler. Benzer şekilde Adam ve ark., (2002), domateste SÇKM miktarının siyah gölge tülüne göre, beyaz gölge

(38)

tülünde daha yüksek olduğunu ortaya koymuşlardır. Denemede gölgelemenin domateste SÇKM miktarı üzerine etkisi ile ilgili çalışmada elde edilen sonuçlar literatürle benzerlik göstermektedir. Bu durumun ışık azalmasına bağlı olarak fotosentez aktivitesinin düşmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir.

4.7. Domateste C Vitamini

Denemede uygulamalara göre meyvede C vitamini 12,58 (mg/100g) ile 18,83 (mg/100g) arasında gerçekleşmiştir. Kontrol ve gölgeleme uygulamaları kıyaslandığında en yüksek C vitamini kontrol uygulamalarından elde edilirken, en düşük C vitamini %55 beyaz ve %55 yeşil gölge uygulamalarından elde edilmiştir. Bu da gölgeleme uygulamalarının domateste C vitamini içeriğini düşürdüğünün göstergesidir. Gölge uygulamaları arasındaki fark 0,01 düzeyinde istatiksel olarak önemli bulunmuştur. Gölge uygulamalarına bağlı olarak C vitamini değerleri Tablo 4.7. de verilmiştir.

Çalışmada en yüksek C vitamini içeriği kontrolden elde edilmiştir. Gölge tülü kullanımı ile C vitamini içeriği düşmüştür. Domateste gölge tülü kullanımının C vitamini içeriğini düşürdüğü değişik araştırıcılar tarafından da ifade edilmektedir. Guatier ve ark,. (2009), yaptığı çalışmada meyvede yapılan gölgelemenin kontrole göre C vitaminini düşürdüğünü savunmaktadırlar. Başka bir çalışmada Pek ve ark., (2012), gölge uygulanan parsellerden alınan örneklerle, gölge uygulanmayan parsellerden aldıkları örneklerde C vitamini içeriklerine baktıklarında en yüksek C vitaminini gölgeleme yapılmayan parsellerden elde etmişlerdir. Denemeden elde edilen sonuçlarla literatür sonuçları paralellik göstermektedir.

Tablo 4.7. Gölgeleme renkleri ve oranlarına bağlı olarak C vitamini (mg/100 g) Gölge Rengi Gölgeleme Oranı (%) C vitamini

BEYAZ

15 16,40 ab

35 16,41 ab

(39)

YEġĠL

15 15,12 bc

35 15,11 bc

55 13,90 bc

Kontrol 0 18,83 a

İstatistiksel önem düzeyi **

**: Uygulamalar arasındaki farklılıkların 0,01 düzeyinde önemli olduğunu ifade eder.

4.8. Titrasyon Asitliği

Denemede uygulamalara göre titrasyon asitliği % 0,34 ile % 0,42 arasında gerçekleşmiştir. Kontrol ve gölge uygulamaları kıyaslandığında, en yüksek titrasyon asitliği % 35 ve % 55 yeşil gölge uygulamasından elde edilmiştir. Beyaz gölge uygulamasında ise en yüksek titrasyon asitliği %15 ve % 55 gölge uygulamasından elde edilmiştir. Kontrol uygulaması % 35 beyaz gölge uygulaması ve % 15 yeşil gölge uygulamasına göre daha yüksek çıkmıştır. Gölge uygulamaları arasındaki fark 0,05 düzeyinde istatiksel olarak önemli bulunmuştur. Gölge uygulamalarına bağlı olarak titrasyon asitliği değerleri Tablo.4.8’de verilmiştir.

Çalışmada yeşil gölge tülü kullanımı hem beyaz gölge tülüne göre hem de kontrole göre titrasyon asitliğinde artış sağlamıştır. Yeşil %35-55 gölge oranları en yüksek titrasyon asitliği değerini vermiştir. Domateste gölge tülü kullanımının titrasyon asitliğini arttırdığı değişik araştırıcılar tarafından da ifade edilmektedir. El-Gizawy ve ark. (1993) ve Wada ve ark., (2006), gölgelemenin domateste titrasyon asitliğini arttırdığını, Adam ve ark.,( 2002), siyah gölge uygulamalarında beyaz gölge uygulamalarına göre titrasyon asitliğinin daha yüksek olduğunu ortaya koymuşlardır. Denemede gölgelemenin domateste titrasyon asitliği üzerine etkisi ile ilgili elde edilen sonuçlar literatür çalışmalarından elde edilen bulguları desteklemektedir.

Tablo 4.8. Gölgeleme renkleri ve oranlarına bağlı olarak titrasyon asitliği Gölge Rengi Gölgeleme Oranı (%) Titrtasyon Asitliği (%)

(40)

BEYAZ 35 0,34 b 55 0,37 ab YEġĠL 15 0,35 ab 35 0,41 a 55 0,42 a Kontrol 0 0,36 ab

İstatistiksel önem düzeyi *

*: Uygulamalar arasındaki farklılıkların 0,05 düzeyinde önemli olduğunu ifade eder.

4.9. Domateste pH

Denemede meyvelerde PH içeriği uygulamalara bağlı olarak farklılıklar göstermiş ancak bu farklılıklar istatiksel olarak önemli çıkmamıştır. Denemede uygulamalara göre en yüksek PH 4,38 ile %15 yeşil renkli gölgeleme uygulanan parselden elde edilirken, en düşük PH 4,28 ile %35 yeşil renkli gölgelemeden elde edilmiştir. Gölgelemenin yapılmadığı kontrol uygulamasında ise pH 4,32 olmuştur. Gölge uygulamalarına bağlı olarak PH değerleri Tablo.4.9’ da verilmiştir.

Çalışmada gölge uygulamaları ile gölge yapılmayan kontrol parselleri kıyaslandığında fark önemli olmayıp, gölge uygulamalarının domateste PH üzerine etkisinin olmadığı sonucu elde edilmiştir. Literatürde ise Callojen-Ferre ve ark., (2009), gölgelemenin domateste pH üzerine olumsuz etkisinin olduğunu ve gölge oranları arttıkça domateste pH’ ın kısmen düşüş gösterdiğini ortaya koymuşlardır.

Tablo 4.9. Gölgeleme renkleri ve oranlarına bağlı olarak pH değişimi Gölge Rengi Gölgeleme Oranı (%) pH

Referanslar

Benzer Belgeler

Buna karşılık Prunus cerasifera grubuna giren (2n=16) erik çeşitleri kendine kısırdırlar, iyi bir verim için çeşit karışımı yapılmalıdır. Grup

Amasya elması mutlak periyodisite gösterirken, Hüryemez çeşidi bir yıl çok, ertesi yıl daha az meyve vererek kısmi periyodisite göstermektedir.. Turunçgillerden

According to the results of the research, it is recommended that Bacillus atrophaeus MFDV2 increases the vegetative growth, yield and fruit quality of the banana plant of

Benzer şekilde, başta çilek olmak üzere bir çok üzümsü meyveler ve kivi gibi çekirdek sayısı fazla olan meyve türlerinde arı ziyaretinin defalarca olması

Klemantin mandarininde GA3GA3 ve bilezik alma uygulamalar›n›n meyve verim miktar› ve tutum oran›.

Örne¤in, yaklaflan bir araban›n farlar›n› iyi seçiyor ama araba geçti¤inde karanl›¤a uyum göstermesi daha uzun sürüyor ve bir süre için yaln›zca önün- deki k›sa

Çalışma kapsamında bitki morfolojik özellikleri (zuruf boyu, zuruf taban kalınlığı, yaprak alanı, yaprak eni, yaprak boyu, yaprak kalınlığı, yaprak sapı uzunluğu,

almaları gerektiği, bazılarının ise önce uzun, sonra kısa , veyahut daha almaları gerektiği, bazılarının ise önce uzun, sonra kısa , veyahut daha önce kısa daha sonra