• Sonuç bulunamadı

İLKÖĞRETİM VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ DERSİNDE ELEŞTİREL OKUMA TEKNİĞİNİN KULLANIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İLKÖĞRETİM VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ DERSİNDE ELEŞTİREL OKUMA TEKNİĞİNİN KULLANIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ"

Copied!
82
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

İLKÖĞRETİM ANABİLİM DALI

SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİ BİLİMDALI

İLKÖĞRETİM VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ DERSİNDE ELEŞTİREL OKUMA TEKNİĞİNİN KULLANIMININ

DEĞERLENDİRİLMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Özlem ORHAN

Danışman

Yrd. Doç. Dr. Muhammed ŞAHİN

(2)

İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER i ÖZET iii ABSTRACT iv BÖLÜM I GİRİŞ 1 1.1. Problem Durumu 1 1.2. Problem Cümlesi 2 1.3. Alt Problemler 2

1.4. Araştırmanın Amacı ve Önemi 3

1.5. Varsayımlar 4 1.6. Sınırlılıklar 5 1.7. Tanımlar 5 BÖLÜM II KAVRAMSAL ÇERÇEVE 7 2.1. Düşünme 7 2.2. Eleştirel Düşünme 14

2.2.1.Eleştirel Düşünme ve Eleştirel Düşünmenin Boyutları 15

2.2.2. Eleştirel Düşünmenin Beş Ana Kuralı 21

2.2.3.Eleştirel Düşünme Becerilerinin Eğitim Proglamlarındaki Yeri ve Önemi 22

2.2.4.Eleştirel Düşünen Birey Özellikleri 28

2.2.5.Eleştirel Düşünme Öğretimi 35

2.3.Okuma 42

2.3.1.Okumanın Öğrenme Sürecindeki Yeri 45

2.3.2.Okumanın Amaçları 48

2.4.Eleştirel Okuma 48

2.5.İnsan Hakları Eğitimi Dersi Senaryoları 53

(3)

BÖLÜM III

YÖNTEM 59

3.1. Araştırma Deseni 59

3.2. Evren ve Örneklem 59

3.3. Veri Toplama Araçları 59

3.4. Veri Toplama Araçlarının Uygulanışı 60

3.5. Verilerin Analizi BÖLÜM IV BULGULAR VE YORUMLAR 61

4.1. Araştırmaya Katılan Öğretmen Adaylarının Cinsiyet Dağılımları 61

4.2. Öğrencilerin Eleştirel Okuma Tekniğini Kullanarak Okuduklarını Anlayabilmeleri ile İlgili Bulgular ve Yorumlar 62

4.3.Öğrencilerin Eleştirel Okuma Tekniğini Kullanarak Okuduklarını Analiz Etmeleri İle İlgili Bulgular ve Yorumlar 63

4.4.Öğrencilerin Eleştirel Okuma Tekniğini Kullanarak Okuduklarını Anlayabilmelerinin Cinsiyetlere Göre Farklılık Göstermesi İle İlgili Bulgular ve Yorumlar 64

4.5.Öğrencilerin Eleştirel Okuma Tekniğini Kullanarak Okuduklarını Analiz Edebilmelerinin Cinsiyetlere Göre Farklılık Göstermesi İle İlgili Bulgular Ve Yorumlar 65 BÖLÜM V SONUÇLAR VE ÖNERİLER 67 5.1. SONUÇLAR 67 5.2. ÖNERİLER 69 KAYNAKÇA 70 EKLER 72

(4)

İLKÖĞRETİM VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI DERSİNDE ELEŞTİREL OKUMA TEKNİĞİNİN KULLANIMININ

DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖZET

Bu çalışmanın amacı, öğrencilerin vatandaşlık ve insan hakları eğitimi dersinde eleştirel okuma tekniği kullanmadaki başarılarını ölçmektir.

Son yıllarda eğitimde eleştirel düşünme becerisi pek çok alanda karşımıza çıkmaktadır. Öğrencilerin merak etme, araştırma yapma, eleştirme ve şüphe duyma becerilerini geliştiren eleştirel düşünme, öğrencilere bilimsel düşünmenin kapılarını açmaktadır.

. Bu araştırma, 2006- 2007 eğitim- öğretim yılı güz döneminde Boğazevci İlköğretim Okulu’nda yapılmıştır. Araştırmanın veri toplama süreci Mart 2006- Haziran 2006 dönemleri arasıdır.

Araştırmada öğrencilere verilen okuma metnine göre eleştirel düşünce becerisinin bir uygulaması olan eleştirel okuma tekniği kullanılmış ve öğrencilerin eleştirel okuma becerisine sahip olma düzeyleri belirlenmiştir.

Bu araştırma sonucunda, vatandaşlık ve insan hakları eğitimi dersinde öğrencilerin eleştirel okuma tekniğini başarıyla kullandıkları söylenebilir.

Anahtar Kelimeler: Vatandaşlık, eleştirel düşünme, eleştirel okuma, insan hakları.

(5)

THE EVALUATION OF USING THE CRITICAL READING TECHNIQUE AT ‘CITIZENSHIP AND HUMAN RIGHTS EDUCATION’ LESSON IN THE

ELEMENTARY SCHOOLS ABSTRACT

The purpose of this study is to evaluate the success of the students using the critical reading techniques at ‘Citizenship and Human Rights Education’ lesson.

Recent years we’ve come across the skill of critical thinking at education in every field. Critical thinking that improves the skills of being curious, doing research, making criticism and doubting leads the students to critical thinking.

This research was studied at Bogazevci Primary School in the fall semester of 2006-2007 Education Year.The process of gathering information was between the terms of March 2006 and June 2006.

In this study critical reading technique, which was one of the practise of critical thinking ability, was used according to the text given to the students and the level of students’ possession of critical thinking was determined

At the end of this study it can be said that the students used the critical reading technique successfully at Citizenship and Human Rights Education Lesson.

(6)

I.BÖLÜM

GİRİŞ

Bu bölümde araştırmaya konu olan problem durumu açıklanmış, problem cümlesi, alt problemler, araştırmanın amacı ve önemi, varsayımlar, sınırlılıklar ve tanımlar verilmiştir.

1.1.Problem Durumu

Eğitim, yaşantılar yoluyla bireyde istenilir nitelikte davranış değişiklikleri meydana getirme süreci olarak tanımlanmaktadır(Sönmez,1996). Öğrenme ise, yaşantılar yoluyla öğrencide meydana gelen istenilir nitelikte davranış değişiklikleridir. Öğretim; öğrenme etkinliklerinin planlanması, yürütülmesi ve anlamına gelmektedir. Öğretim hedefleri; öğretilen alanın özgün yapısına ve Mili Eğitim Bakanlığınca belirlenen amaçlara göre değişmektedir.

Bilgi çağı ve toplumunda, öğrencilerin öğretmenin sunduğu uyarıcıyı pasif olarak işleyen bireyler olarak yetiştirilmesi yerine, öğrencinin aktif katılımının sağlandığı bir sürece dönüştürülmesi önemli görülmektedir. Öğrencinin bilgiyi nasıl bir süreçten geçirdiği kadar, karşılaştığı durumlara ilişkin eleştirel düşünme becerilerini ne ölçüde etkili bir şekilde kullanabildiği de dikkate değer bir önem kazanmıştır. Eleştirel düşünme becerilerini kazanmış bir öğrenci ile hiç edinmemiş ya da sınırlı düzeyde edinebilmiş öğrencilerin, bilgi içeriğine, örgütlenmesine, olaylara, kendisine bakışı ve değerlendirme biçimleri arasında önemli farklılıklar vardır(Öztürk-Dilek,2003:213)

Geleneksel eğitim anlayışının sürdürüldüğü ülkemiz okullarında, öğrencilerin geçirdiği öğrenme-öğretme yaşantıları ve süreçleri ile temel düşünme becerilerini kazanma açısından okula, öğretmene, sınıf özelliklerine göre farklılıklar dikkati çekmektedir. Bu durum her eğitim düzeyinde göze çarpacak kadar kendini

(7)

yaşamında gerekse sosyal yaşamda ne kadar yeterli, mutlu, üretken ve iyi düşünüp doğru karar verebilen bireyler olarak hazırlandıkları hakkında bir ipucu vermektedir. Eğitim, çocuklar için felsefe ve özgür toplumun doğasını birleştirecek, uzmanlar tarafından dikkatlice tasarımlanacak programlar aracılığıyla ilköğretimin ilk yıllarından başlayarak eleştirel düşünme becerilerini gerçekleştirme amacını taşımalıdır. Böylece öğrencilere mantıksal düşünmenin temel ilkeleri başarıyla öğretilebilir. Eleştirel düşünebilmek için gerekli bilişsel ve duyuşsal becerilerin tamamı çocuklarda okuma ve dinleme kapasiteleri aracılığıyla zaman içinde köklü bir biçimde geliştirilebilir(Öztürk-Dilek,2003:215)

1.2. Problem Cümlesi

7.sınıf öğrencilerinin vatandaşlık ve insan hakları dersinde eleştirel okuma tekniğini kullanabilmeleri ne düzeydedir?

1.3.Alt Problemler

1. Öğrenciler, eleştirel okuma tekniğini kullanarak okudukları bir metni algılayabilirler mi?

2. Öğrenciler, eleştirel okuma tekniğini kullanarak okudukları bir metni analiz edebilirler mi?

3. Öğrencilerin, eleştirel okuma tekniğine göre okudukları bir metni algılayabilmeleri cinsiyetlere göre farklılık göstermekte midir?

4. Öğrencilerin, eleştirel okuma tekniğine göre okudukları bir metni analiz edebilmeleri cinsiyetlere göre farklılık göstermekte midir?

(8)

1.4. Araştırmanın Amacı ve Önemi

Geleneksel yapıdaki öğrenme-öğretme süreci genellikle, bir dizi bilgi parçalarının öğrencilere aktarılması ve bu bilgi parçalarının öğrenciler tarafından daha sonra olduğu gibi hatırlanmak üzere ezberlenmesi üzerinde yoğunlaşmaktadır. Söz konusu bu tür bir süreçte öğrencilerin düşünme ve problem çözme yeteneklerinin geliştirilmesine yönelik öğrenme etkinliklerine pek fazla yer verilmemektedir. Sonuçta, düşünme yetenekleri gelişmeyen öğrencilerin en büyük zihinsel etkinlikleri de depoladıkları bilgileri kendilerinden istendiğinde geri çağırmak olduğundan, bu öğrenciler, dağarcıklarındaki bilgileri nerede ve nasıl kullanacaklarını dahi bilmemektedirler.

Günümüzde televizyon, radyo ve basılı yayınları içine alan medyada büyük bir patlama olmuştur. Bu bakımdan çocukların karşılaştıkları fikirleri ezberleme yerine değerlendirmeleri bir zorunluluk olmuştur. Bu özellikle basılı yayımlar yönünden büyük önem taşımaktadır.

Eğitimin pek çok tanımı olmasına karşın, bireyin varlığını sürdürebilmesi, çevresine uyum sağlayabilmesi, kendini gerçekleştirmesi için gerekli becerileri edinmesi süreci olarak ifade edilebilir.

Çağdaş toplumda eğitimin amacı, yalnız varolan bilgiyi tüketen değil, yeni bilgi üreten, ürettiği bilgileri sorunların çözümünde kullanan, bilgiye dayalı bağımsız kararlar alabilen, sürekli öğrenen ve gelişime açık bireyler yetiştirmektir.

Ezber, “bir metni ya da bir sözü eksiksiz yineleyebilecek biçimde akılda tutma” olarak tanımlanmaktadır. Ezber eğitim ise, öğrenci beyinlerini cd gibi düşünerek bilgileri sorgulamadan, eleştirmeden olduğu gibi vermek-almak temeline dayanan eğitim olarak ifadelendirilebilir.

“Ezber eğitim” hatırlama, “anlayarak eğitim” düşünme becerisini geliştirir. Taklit eden, ortaya yeni bir şey koyamayan insanlar ezberci eğitimin ürünleridir.

(9)

Beynin en temel fonksiyonu olan düşünmeyi göz ardı ederek daha az önemli olan hatırlama üzerine odaklanmış eğitim yaklaşımının sonucu olarak “ezber”, düşünmenin, yaratıcılığın ve özgür düşüncenin önündeki en önemli engeldir.

Olaylar arasındaki ilişkileri keşfetmeden, sistematik düşünme sorgulama yapmadan, eleştirmeden bilgileri olduğu gibi algılamayı amaçlayan, öğretmenin aktif olduğu eğitim ortamları ezberci sistemin sonucudur

Düşünmeyi öğrenmek, eleştirel ve yaratıcı düşünceyi geliştirir. Öğrenci, nasıl düşüneceğini planlayıp, gözlemleyip, değerlendirerek, eleştirel ve yaratıcı düşünme becerilerini geliştirir. Bu nedenle öğrenci merkezli eğitimde her öğrencinin düşünmeyi öğrenmesine öncelik verilir.

Eleştirel düşünceden yoksun kişiler, neyi neden yaptıklarının ayrımına varamazlar. Öğrendikleri düşünceyle zıtlaşan bir düşünceyle karşılaştıklarında, o düşünceyi savunan kişileri susturmanın yolunu ararlar. Kendilerini yenileme ihtiyacı hissetmezler. Belli kalıpların içinde kalmışlardır. Bu kişiler gerçek anlamda yapıcı ve yaratıcı olamaz. Buna karşılık eleştirel düşünen kişi, düşüncelerini beğenmediği kimseye “düşüncelerini kabul etmiyorum ama onları özgürce söyleme hakkını, ölünceye kadar savunacağım” diyen Voltaire’nin yargılarını bir ilke olarak benimsemiştir(Özden,2005:162-163)

Varsayımlar

1. Araştırmanın uygulama sürecinde, gönüllü katılımcı olan öğrencilerin istenmeyen etkenlerden eşit düzeyde etkilendikleri,

2. Öğrencilerin kendilerine verilen ölçme araçlarını içtenlikle cevapladıkları,

3. Araştırma için seçilen grubun belirlenen sınırlar içinde alındıkları evreni temsil ettikleri,

(10)

5. Veri toplama araçlarının, öğrencilerin bilgisini makul seviyede ölçebilecek güce sahip olduğu kabul edilmiştir.

1.6. Sınırlılıklar

Araştırma;

1. 2006 - 2007 eğitim-öğretim yılı birinci yarıyılı ile,

2. Kırşehir ili Çiçekdağı ilçesi Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı Boğazevci İlköğretim Okulu ikinci kademe 7-A ve 7-B öğrencileri ile,

3. Eleştirel okuma tekniğini kullanacağımız okuma metni ve soru sayfaları ile,

4. İlköğretim 7.sınıf Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi dersi kişisel haklar ve özgürlükler ünitesindeki konu ile sınırlandırılmıştır.

1.7.Tanımlar

Eğitim: Bireyde kendi yaşantısı ve kasıtlı kültürleme yoluyla istenilen davranış değişikliğini meydana getirme sürecidir (Demirel, 2000).

Öğretim: Bireyde davranış değişikliğinin okulda planlı ve programlı bir şekilde yapılması sürecidir (Demirel, 2000).

İlköğretim: 6–14 yaş grubundaki öğrencilere temel beceri kazandırarak onları hayata ve bir sonraki eğitim kurumuna hazırlayan devredir.

(11)

Eleştirel Düşünme: Bir kanıt ya da olayı değerlendirirken, o bilgiyi doğruladığı halde, ona karşı çıkan araştırma, inanış ve hareketleri mantıklı sebeplere dayanarak objektif olarak yargılama ve bunu yaparken düşünce tarzını da sorgulama ve izleme yeteneğidir.

Düşünme: Bireyin rahat ve başarılı olabilmesi için, o konuda bilmediklerini ortaya çıkarma sürecidir.

Eleştirel Okuma: Okuyucunun, okuma süreci boyunca okuduklarını sorgulaması, desteklemesi ve yargılamasıdır.

Vatandaş: Vatanları veya vatan duyguları bir olanlardan her biridir (Duman,2003:7).

İnsan Hakları: İnsanların doğuştan sahip oldukları ve asla ellerinden alınamayacak olan, devredilemez, vazgeçilemez hakların tümü.

Okuma: Basılı bir sayfadaki yazıdan, düşünceyi anlamak yahut bir sayfadan anlam çıkarmaktır.

(12)

II. BÖLÜM

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. DÜŞÜNME:

Düşünme, Türk Dil Kurumunca hazırlanan Türkçe sözlükte, zihinden geçirmek; göz önüne getirmek; bir sonuca varmak amacıyla inceleme; karşılaştırma ve oradaki ilgilerden yararlanma gibi zihin işlemlerden geçirmek, muhakeme etmek, zihin ile arayıp bulmak, bir şeye karşı ilgili ve titiz davranmak, tasarlamak, hatırına getirmek, değerlendirmek, ayrıntılarını incelemek olarak tanımlanmıştır. Değişmenin ve gelişmenin çok hızlı olduğu bir dönemdeyiz. Varolan problemler çeşitlenerek artmakta ve buna bağlı olarak çözüm yoları da değişmektedir. Ayrıca insan davranışlarının temelinin kendi varlığını sürdürme güdüsü olduğunu göz önüne alırsak bu durum, zamanla insanları problemleri çözebilmek için düşünmeye sevk etmiştir. Bu problemlere bulunan çözümler düşünme birikimini arttırmış ve hızlandırmıştır. Çünkü canlılar için hava, su, güneş ve yiyecek ne kadar önemli ise insanların düzenli, başarılı ve rahat bir yaşam sürdürebilmesi için de düşünme o denli önemlidir.

Ayrıca Kazancı(1989),düşünmeyi kendine kasıtlı olarak hedef seçmeyen hiçbir faaliyete eğitim süreci içinde yer verilemeyeceğini vurgulayarak, düşünmenin yararlarını dört ana başlık altında toplar:

A)Düşünme, insan çabasını belli bir amaca ya da sonuca yöneltir.

B)Düşünme, insanın karşılaştığı güçlükleri ya da problemleri önceden kestirmesine yardımcı olarak, onlara karşı hazırlıklı olmada en önemli rolü oynar.

C)Düşünme, kavramların oluşmasında ve gelişmesinde, her kavramın birey için anlam kazanmasında rol oynar. Düşünme geliştikçe, kavramların anlamlarının niteliği ve niceliği de artar.

(13)

D)Düşünme, hem bireylerin hem de toplumların güvenilir ve sürekli bir yaşayış biçimine kavuşmaları için gerekli ortamın hazırlanması ve bu ortamın sürekliliğinin sağlanmasında etkin rol oynar(Özden:2005,139-140)

Akarsu’ ya göre düşünmeyi, duyum ve izlenimlerden; tasarımlardan ayrı olarak aklın bağımsız ve kendine özgü eylemi olarak tanımlamaktadır.

Thomson’a göre düşünme “ akıl yürütme, sorun çözme eleştiriye yönelik zihinsel bir süreçtir.”

Skinner’e göre düşünme “öğrenmede, fark gözetmede, ayrıntıları incelemede ve soyut olaylarda gerçekleşen davranış değişikliğidir.”

Günümüz psikologlarına göre düşünme, bir problemin doğması ve bunun farkına varılması ile başlar. Birey tam olarak anlam veremediği problemi düşünmeye başlar. Bu tür bir düşünme süreci, akıl yürütme, problem çözme, yansıtma ve eleştirme gibi zihinsel süreçleri kapsar. Bu doğrultuda birey, karşılaştığı problemi saptar, giderilmesi için çözüm yolları arar. Bu çözüm yollarına bağlı olarak öneriler geliştirerek uygulamaya geçer.

Toplumdaki problemlere duyarlılık gösterme, farklı bilgi kaynaklarından gelen bilgileri yorumlayabilme, öğretim sürecinde sunulan bilgileri kendi düşünme kalıpları içinde düşünme ve yazılı sınavlarda sorulan sorulara kendi düşünce kalıpları ile cevap verme, öğrendiklerinin ne işe yaracağını, işe yarayacaksa nasıl kullanılacağını ve neden böyle olduğunu sorgulayan bireyler yetiştirmek eğitimin temel amaçlarından biridir.

İlköğretimden yüksek öğretime kadar öğretimin her aşamasında sunulan bilgileri alan, aldığı bilgilerin günlük yaşamda geçerliliğini, kullanılabilirliğini ve doğruluğunu sorgulayan bir gençlik yetiştirmek toplumsal bir özlemdir. Bu

(14)

ekonomik, siyasi ve politik düzeydeki düzenlemelerin yanında; eğitim sürecinde atılacak küçük ama tutarlı etkinlikler düşünme süreçlerinin gelişmesini pekiştirecektir. Böyle bir sürecin işe koşulması öğrencilerin yaşamdan beklentilerini, felsefelerini ve hatta öğrenme stratejilerini şekillendirir. İlgili alanda diploma almayı birinci hedef haline getirmek yerine, ilgi alanının getirdiği yeterlikleri edinmek öğrencilerin öğrenme stratejisini oluşturur. Öğrencinin hedefleri bu kadar berraklaşıp, derinlik kazanınca da doğruyu yanlıştan ayırma, benzerlikleri ve farklılıkları keşfetme, bilgiye yeni boyutlar katma gibi güdüleyici süreçleri işe koşabilir.

Sürekli okuma, eleştirme ve yeni bilgiler üretme alışkanlığı edinen öğrenciler hazır düşünme kalıpları ile düşünmek ve onları aynı kalıplar içinde ifade etmek yerine düşünme stratejilerini geliştirmeye yönelir(Özden:2005,139-140)

YÜRÜTÜCÜ BİLİŞ ( Metacognition)

Bir kimsenin bir görevi yerine getirirken kendi düşünme sürecinin farkında olması yürütücü biliş terimi ile ifade edilmektedir. Çoğu zaman stratejik düşünme diye adlandırılan yürütücü biliş bireyin herhangi bir etkinliğe yönelmeden önce gerçekleştireceklerini tasarlanma, tasarıma ilişkin düşüncelerini düzenleme, faaliyet tamamlanınca da kişinin sonucun kendi düşünme performansına uygunluğunu değerlendirmesini içerir. Bu aşamada geçen düşünme sürecini planlama, düzenleme, kontrol etme gibi üst düzey düşünme etkinliklerini zihnin yürütücü biliş kısmının gerçekleştirdiği ileri sürülmektedir.

Eleştirel ve yaratıcı düşüncenin, düşünmede kullanılan sürecin biçimi açısından ele alındığında aynı olduğu söylenebilir. Ancak insanlar problem çözerken, karar verirken ve araştırmaları yönetirken yaratıcı ve eleştirel düşünme süreçlerini farklı boyutlarda kullanmaktadırlar. Yaratıcı düşünmenin can alıcı noktasını düşünme süreci sonunda bir yeniliğin ortaya çıkmış olması oluşturmaktadır. Ancak yaratıcılık tek bir olaya da indirgenemez. Horman’a göre düşünme süreci sonunda ortaya yeni bir şey çıkıyorsa yaratıcı düşünmeden bahsedilebilir Yaratıcı düşünmenin

(15)

ortaya çıkmasında bireyin içinde bulunduğu fiziki ve psikolojik ortam önemlidir. Rogers’a göre bireylerde yaratıcı düşünme sürecini besleyen temel öğeler şunlardır:

• Bireyin değeri kayıtsız şartsız kabul edilmeli

• Dış değerlendirmelerden yoksun bir çevre yaratılmalı • Bireyin empatik bir ortamda yetiştirilmesi sağlanmalı

Düşünme süreci içinde apayrı bir yer tutan eleştirel düşünme ise hiçbir görüşün doğruluğunu ve geçerliliğini sorgulamadan kabul etmeyen bir düşünme biçimidir. Ancak eleştirel düşünme çoğu zaman bireylerde olumlu çağrışımlar oluşturmaz.Bir şeyin eksiklerinin, yetersizliklerinin ortaya konması bireyi rahatsız eder.Bu rahatsızlık kimi zaman bireyin ortaya koyduğu şeylere gerektiğinden fazla değer vermesinden, kimi zamanda düşüncelerinde katı ve muhafazakar davranmasından kaynaklanmaktadır.

Eğitimde program geliştirme çalışmalarının hedefi, daha az kusurları olan bir tasarım gerçekleştirmektir. Bu nedenle program geliştirmeciler eleştirel düşünmenin niteliklerine yönelik hedeflere eğitim hedefleri arasında apayrı bir yer ve önem verirler. Çünkü öğretim programları bireyde etkili bir biçimde bilgiyi elde etme, değerlendirme, kullanma yetenek ve eğilimlerini vurgular. İnsanı insan yapan özellikler arasında yer alan, insanın varlık gerekçesini belirleyen, bilgi üretmenin kaynağını oluşturan düşünme becerileri öğretim yolu ile gerçekleştirilebilir mi? bu önemli bir sorudur. O halde öğretim yoluyla düşünme becerileri öğretilebilir mi? (Semerci:2000,37-38).

2.1.1.DÜŞÜNME BECERİLERİ

Düşünme özel düşünme becerilerinin tümünde oluşan karmaşık bir süreçtir. Birey belli bir amacı başarmak için pek çok zihinsel işlemi işe koşar.Literatür incelendiğinde bireyin düşünmede hangi zihinsel işlemleri işe koştuğuna yönelik pek çok araştırmaya rastlamakta, bu araştırmalarda bireyin değişik durumlarda tavır ve davranışlarını dışa yansıtmalarından hareketle temel zihinsel becerilere ilişkin değişik sınıflamaların yapıldığı görülmektedir.

(16)

Zihnin kendi kendisini yönetmesini temel alan Sternberg, düşünme biçimlerini altı kategoride ele almıştır. Bunlar:

Küresel (global) Düşünme: Oldukça soyut ve değişkenlik gösteren konularda başarılı olma.

Sınırlı Düşünme: Bir çalışmanın ayrıntılarını içeren somut problemlerle uğraşma.

İçsel Düşünme: Yalnız başına çalışmaktan hoşlanma, işi ile uğraşma, kendi iç dünyası ile ilgilenme.

Dışsal Düşünme: Düşüncelerini başkaları ile paylaşmaktan hoşlanma, düşüncelerini yüksek sesle dışa vurma.

Liberal Düşünme: Mevcut kural ve işlemleri beğenmeyip daha fazlasını isteme, değişmemeden kaçınma, bir derece belirsiz ve kapalı konular üzerinde durmaktan hoşlanma.

Muhafazakar Düşünme: Mevcut kural ve işlemleri koruma, değişmeden kaçınma, mümkün olduğunca belirsiz durumlardan uzak durma(Semerci:2000,37-38).

Öğrencilerde düşünme süreçlerini geliştirmek için atılabilecek adımlar altı alt başlıkta toplanmıştır:

Öğrencilerin Bilgilerini Organize Etmesine Yardımcı Olma

Öğrenciler oldukça kapsamlı bilgilerle yüz yüze geldiğinde ön yaşantı eksikliği ve zihinsel hazırlıksızlık nedeniyle öğrenmede zorlanır ve öğrenmeye karşı olumsuz tavırlar geliştirir. Bu durumda öğretmenler, öğrencilere çok sayıda problem çözdürmek, onları farklı yaşantılarla yüz yüze getirmek suretiyle öğrencilerde yaşantı eksiğini giderebilirler. Belleğin depolama yükünü azaltmak için hatırlatıcı dış uyaranlar sonuna kadar kullanılmalıdır Örneğin bir problemin çözümünde problemin

(17)

belleğin yükü azaltılabilir. Bu bağlamda kavram haritaları, öğrencinin yeni bilgileri organize etmesinde öğrenciye yardımcı olan dış bellek uyarıcılarıdır.

Yeni Bilgileri Öğrencilerin Bildikleri Üzerine Kurma

Öğrenme teorilerinde, öğrencilerin yeni bilgileri elde etme ve kullanma yeterliliğini daha önceki bilgilerinin oldukça etkilediği ifade edilmektedir. Öğrenciler sınıf içinde sunulanları anlamada ve yorumlamada mevcut bilgilerini işe koşmaktadır. Mevcut bilgilerle sunulan bilgiler arasında doğrudan veya dolaylı ilişkilendirmeler yapılmadığında veya bu ilişkiler sezdirilmediğinde öğrenci düşünsel sürecinde bir gelişme kaydedememektedir. Öğrenciler bulundukları sınıf seviyesine, uygun ön bilgilerle katılmadığında yeni muhtevayı anlamada ve yorumlamada güçlük çekmektedir. Öğretmen sunacağı mesajları öğrencinin ön yaşantıları üzerine kurmak suretiyle bu güçlüğü aşabilir.

Öğrencilerin Bilgi İşleme Sürecini Kolaylaştırma

Öğretim sürecinde öğrencilerin bilgileri öğreniş tarzı sonra bilgiyi daha sonra kullanmalarını etkilemektedir. İhtiyaç duyulduğunda yeni bilgiler kolayca hatırlanıyorsa bu öğrenmeye ilişkin zihinde gösterge oluşmuş demektir. Bu durumda öğrenilen bilgilerin daha sonra kolayca hatırlanıp işe koşulması mümkün olmaktadır. Bu bağlamda öğretmenlerin bilgiyi işleme sürecini kolaylaştıracak taktikleri uygulamaları gerekir. Bu taktikler yazdırma, sözlü olarak açıklama, grafiksel olarak sunma, kavramların mümkünse gerçek temsilcilerini kullanma, öğrencilerin deneyimlerine ve ilgilerine uygun etkinliklere yer vermeden oluşur.Bu tür uygulamaların bütünü öğretim sürecinde düşünmeyi destekleyici etkinlikler içinde yer alır (Özden:2005,139-140).

Öğrencilerde Derinliğine Düşünmesini Sağlama

Öğrencilerin düşünme sürecini geliştirme her şeyden önce öğrenciler için fiziki ve entelektüel çevre düzenlemesini gerektirir. Öğretmenin öğrencilerin birbirleriyle yakın ve sürekli etkileşimini sağlayacak fiziksel bir düzenleme yapması

(18)

öğretim yöntemlerini seçip uygulayabilir. İyi seçilen yöntemler özellikle yeni bilgilerin açıklanması, anlaşılması ve hatırlanmasını kolaylaştırır.

Öğretim sürecinde öğrencilerde düşünmeyi sağlayacak etkili yollardan birisi de öğretim materyalleri üzerinde ayrıntılı ve ısrarlı bir şekilde durmaktır. Öğrencilerin düşünmeleri ve akıl yürütmeleri, sunulan materyali anlamalarına bağlıdır.Öğrencilerin zihinlerinde problemi canlandırmaları için dramalar, şekiller, şemalar ve grafikler kullanılabilir.Kullanılan haritalar, öğrenciler için soyut olan bilgiyi somutlaştırmalarına ve daha kolay anlamalarına yardım eder.Öğrencilerin öğrendiklerini benzer durumlara transfer etmeleri halinde deneyimlerinin arttığı göz önünde tutulduğunda gerçek durumlara uygun muhteva ile öğrencinin etkileşmesini sağlamak uygun bir yaklaşım olur.

Materyalin içindeki mesajlar üzerinde öğrencilerin düşüncelerini oluşturmaları, bu düşünceleri daha önceki bilgileriyle ilişkilendirmeleri, mevcut bilgiler arasındaki benzerlikleri ve zorlukları fark etmeleri, öğrendiklerini genellemeleri, ileriye dönük tahminlerde bulunmaları, mevcut materyallere ilişkin sorular sormaları öğrencilerin düşünme stratejilerini kullandıklarının göstergeleridir. Öğretmenler, işbirlikçi öğretimi, akran gruplarıyla öğretim ve eşleştirilmiş problem çözme gibi düşünmeyi artırıcı öğretim tekniklerini işe koşabilir(Özden:2005,145-146).

Öğrencilere Düşüncelerini Açıklama Olanağı Verme

Öğretmenlerin öğretme sürecinde öğrencilerine hem yürütücü biliş hem de biliş stratejisine ilişkin uygulamaların işe koşuluş biçimini doğrudan ve açık bir şekilde öğretmeleri gerekir. Doğrudan öğretim stratejisini sadece strateji olarak açıklamaktan ziyade bu stratejilerin nerede, nasıl, niçin ve ne zaman kullanılacağını açıklayıp uygulayarak ve aynı zamanda öğrencilere uygulatarak beceri haline getirmelidir. Bu bağlamda öğretmenlerin temel işlevi, bilgi aktarmak değil, öğrenmeyi kolaylaştıracak bir ortamı sağlamaktır. Öğrenciler arası etkileşimi artırmak suretiyle farklı düşüncelerle öğrencileri yüz yüze getirmektir. Öğretmen öğrencilerin düşünme potansiyelini ortaya çıkarmak için grup içinde her öğrencinin düşüncelerini özgürce

(19)

başarabileceği inancını onda uyandırarak motivasyonunu artırmalıdır. Öğrencilere tek bir doğru cevabı olmayan açık uçlu sorular yönelterek, cevaplandırılması sırasında öğrencinin düşüncesini bütün boyutları ile ortaya koymasını sağlayacak fırsatları ona sunmalıdır.

Problem çözme, karar verme, planlama, değerlendirme ve teknolojik destekli pekiştiriciler kullanarak öğrencilerin düşünme becerileri somutlaştırılabilir. Becerilerin doğrudan öğretilmesi ve ayırt edilmesinin sağlanması yanında öğrencilere nasıl daha iyi öğreneceklerinin modelleri sunulabilir. Bu durum öğrencinin zihinsel, duygusal ve psikomotor nitelikli performansını tam olarak ortaya çıkarma işlevi üstlenir. Söylenilenleri kısaca ifade etmek gerekirse öğretmenin öğrencilerine “balık yemeyi değil, balık tutmayı” öğretmesi gerekir.

Öğrencilerin Düşünme Süreçlerinin Geliştirilmesinde Öğretmenin Rolleri

Öğretmenler öğrencilerin tutumlarını, eğilimlerini ve gelişimlerini kontrol etmeli, zihinsel yetenek ve düşüncelerinin farkında olmalı, onların zihinsel süreçlerine ilişkin durumları hakkında sık sık geri bildirim sağlayabilmelidir.

Öğretmen düşünmenin aracı olan temel kavram ve sınıflamalarda, kavramı sınıflamayı doğrudan vermek yerine örnekten kurala giderek öğrencilerin örnekler arası benzerlikleri, zıtlıkları, farklılıkları ve ilişkileri görmesini sağlayarak ilke ve kurallar oluşturmalarını istemelidir. Öğretme-öğrenme sürecinin nihai amacı hazır düşünme kalıpları ile öğrencileri düşündürmek değil, eleştirel düşünme alışkanlığı kazandırmaktır. Bunun yolu ise sürekli okuyan, gelişmeleri ve değişimleri günü birlik izleyen ve üzerinde zihin egzersizleri yapan öğrenciler yetiştirmekten geçer(Özden:2005,146-147).

2.2.ELEŞTİREL DÜŞÜNME:

(20)

anlamında kullanılmaktadır.“Eleştirel” sözcüğü de sıklıkla yukarıdaki anlama koşut olarak eleştiriyle ilgili olan, eleştiriye dayanan, eleştiri niteliği taşıyan anlamında algılanmaktadır. Fakat eleştirel düşünme kavramı bu tanımlamalardan çok farklı bir anlam içermektedir. Eleştirel düşünme, özel bir düşünce alanına ya da biçimine ilişkin kusursuz düşünceyi ortaya çıkaran disiplinli ve öz denetimli düşünme biçimidir.(Şahinel:2002,98)

Düşünmek yeterli değildir; bir şeyi eleştirel düşünmek gerekir. Eleştirel düşünme, eğitim hedeflerinin bir seçeneği olarak görülmemelidir; çünkü eleştirel düşünebilme her bireyin sahip olması gereken etik bir haktır.

2.2.1. ELEŞTiREL DÜŞÜNME VE ELEŞTİREL DÜŞÜNMENİN BOYUTLARI

Eleştirel düşünme kavramı, felsefe ve psikoloji gibi iki ana disiplin temel alınarak açıklanmaya çalışılmıştır. Felsefi yaklaşım iyi düşünmenin normları, insan düşüncesi kavramı ve gerçekçi, tarafsız bir dünya görüşü için gerekli olan zihinsel beceriler üzerinde odaklanırken, psikolojik yaklaşımlar düşünce ve düşünmeyi temel alan deneysel çalışmalar, karmaşık görüşlerin öğrenilmesindeki bireysel farklılıklar ve eleştirel düşünmenin bir parçası olan problem çözme kavramı üzerine odaklanmıştır.

Literatürde problem çözme, karar verme, usa vurma, informal mantık, basit biçimde düşünme, yansıtıcı düşünme, yaratıcı düşünme, üst düzey düşünme becerileri(analiz, sentez ve değerlendirme) gibi kavramların eleştirel düşünmeyle eş anlamda kullanıldığı gözlenmektedir. Bu kavramlar sık sık eleştirel düşünme kavramı yerine kullanılmaların rağmen, uzmanlar bu kavramları çok farklı biçimlerde tanımlamaktadır. Tüm bu kavramlarda yer alan zihinsel işlemler düşünmeyle ilişkili olmalarına rağmen, eleştirel düşünme bu kavramlardan farklı tutularak tanımlanmalıdır.

(21)

Ennis’e göre eleştirel düşünme; “anlatımın anlamını bulmak, onun kabul ya da reddedilmesine karar vermektir”. Yine Ennis’in yaptığı diğer bir tanıma göre ise eleştirel düşünme; “neye inanacağımıza ya da ne yapacağımıza karar verirken kullandığımız mantıklı ve yaratıcı bir düşüncedir.”

Kazancı’ya göre eleştirel düşünme; “bir olayı, olguyu, durumu ya da tutumu doğruluk - geçerlilik - tutarlılık ve güvenilirlik açısından inceleme, yargılama ve değerlendirme işidir:”

Chance’ye göre eleştirel düşünme; “ olguları analiz etme, düşüme ve onu örgütleme, görüşleri savunma, çıkarımlarda bulunma, tartışmaları değerlendirme ve problem çözme yeteneğidir.”(Şahinel,2002:56)

Eleştirel düşünme; kendi düşüncemizi ve etkileşim halinde olduğumuz kişilerin düşüncelerini göz önünde tutarak kendimizi, çevremizdeki olayları, durumları ve düşünceleri anlamayı amaç edinen aktif ve organize edilmiş zihinsel bir süreçtir. Bu tanıma göre eleştirel düşünmenin beş temel özelliği ortaya çıkmaktadır:

1) Eleştirel düşünme aktif olmayı gerektirir: Eleştirel düşünme sırasındayken zekamızı, bilgimizi, belleğimizi ve bilişsel becerimizi aktif olarak kullanırız. Aktif olarak düşünen kişi, kendini etkileyen olayın dışında kalmaz; olaylara yön vermeye çalışır. Harekete geçmek için başkasından emir beklemez; kendi verdiği kararla harekete geçer. Karşılaştığı sorunlarla uğraşmaktan hemen vazgeçmez. Çözmeye karar verdiği sorunun sonucunu alıncaya kadar devam eder ve zorluklardan yılmaz.

2) Eleştirel düşünme, bağımsız olmayı gerektirir: Eleştirel düşünme hiçbir ön yargıyla bağdaşmaz, hiçbir otoriteye bağlanmaz.

(22)

3) Eleştirel düşünme yeni düşüncelere açık olmayı gerektirir: Eleştirel düşünen kişi kendi düşünceleriyle farklı düşünceleri gözden geçirir ve alması gerekenleri alarak düşüncelerini zenginleştirir.

4) Eleştirel düşünme düşünceleri destekleyen delilleri ve nedenleri dikkate almayı gerektirir: Eleştirel düşünen kişi ortaya attığı düşüncenin nedenlerini ve delillerini açıklayabilir, nedenini açıklayamadığı ve delil gösteremediği düşünceleri savunmaz.

5) Eleştirel düşünme, organizasyonu gerektirir. Neyin sebep, neyin sonuç olduğunu, nelerin delil olarak kullanıldığını, hangi düşüncelerin temel, hangilerinin destekleyici olduğunu açıklamayı sağlar.

Eleştirel düşünme becerilerini altı sınıfa ayıran Facione ise her bir kategoriye ve bu kategorilere ait alt becerileri örnekleri ile şu şekilde açıklamaktadır:

1. Anlama: Tecrübe, olay, veri, yargı, inanç, kurallar, işlemler ve ölçütleri anlamak ve anlamları ile önemlerini gösterebilmek.

Alt Beceriler:

• Kategorize etme

i. Bilginin özelliklerinin ortaya konulması, tanımlanması ve anlaşılması için kategorileri, farklılıkları ve çerçeveleri formüle etme,

ii. Kategorileri, farklılıkları ve çerçeveleri iyi anlamak için tecrübeleri, durumları, inançları ve olayları tanımlama.

(23)

i.Dil, sosyal davranış, çizim, sayılar, grafikler, tablolar, işaret ve sembollerden içeriği, tutumu, niyeti, motifleri, görüşleri, kuralları, değerleri ve prosedürleri anlama ve tanımlama.

• Anlamın önem ve açıklığını ortaya koyma.

Örnekler: Bir problemi fark etme ve tarafsız bir şekilde onu tanımlama; bir kişinin niyetini yüzünden okuyabilme; bir metindeki ana fikri yan fikirlerden ayırabilme; düzenleme; başkasının fikirlerini kendi cümleleriyle açıklama; bir grafiğin, resmin, işaretin veya çizelgenin ne anlama geldiğini açıklama(

2.Analiz: İnanç, yargı, tecrübe, sebep, bilgi veya fikirlerin gösterilmesi için kullanılan cümleler, sorular, kavramlar, tanımlar ve diğer şeyler arasındaki çıkarılabilir ilişkileri tanımlamaktadır.

Alt Beceriler:

• Fikirleri sınama, • Savları çıkarma, • Savları analiz etme

Örnekler: Verilen bir problemle ilgili iki çözüm yaklaşımı arasındaki benzerlik ve farlılıkları ortaya koyma; bir gazetedeki iddiayı bulup, bu iddia ile ilgili geçmişe yönelik olarak ortaya konulan sebepleri bulmak; ana sonucu ortaya koyacak yolları oluşturmak ve onu destekleyecek veya eleştirecek sebepleri ortaya koymak; cümleler ile paragraflar arasındaki ilişkileri ve bunların ana fikirle olan ilişkilerini taslak olarak ortaya koymak.

(24)

3.Değerlendirme: Bir kişinin algılama, tecrübe, olay, yargı, inanç veya fikirlerinin tanımlarını içeren cümle veya ifadelerin güvenilirliğini değerlendirmek ve cümleler, tanımlar, sorular arasındaki ilişkilerin mantıksal gücünü değerlendirmedir.

Alt Beceriler:

• Bir yazarın güvenilirliğini değerlendirme,

• Farklı anlamaların güçlü ve zayıf yönlerini karşılaştırma, • Bir bilgi kaynağının güvenilirliğini belirleme,

• Eldeki delillerin sonucu destekleyip desteklemediğini ortaya koyma.

Örnekler: Verilen bir olayda şahitlik yapan bir kişiyi güvenilir kılan faktörleri fark etme; hipotetik durumlara dayanan savların mantıksal gücünü yargılama; verilen bir savın eldeki olay ile olan ilişkilerini tanımlama.

4.Çıkarım: Mantıklı sonuçlar çıkarmak için gereken öğeleri tanımlama ve sağlamlaştırma; hipotez ve tahminler oluşturma; gelen veriler, fikirler, prensipler, deliller, yargılar, inançlar, kavramlar, tanımlar ve sorulardan sonuç çıkarma.

Alt Beceriler:

• Delilleri sorgulama, • Alternatifleri tahmin etme, • Sonuç çıkarma.

(25)

Örnekler: Bir kişinin savunma yaptığı pozisyonun anlamını görme; bir okumadaki öğelerden anlam çıkarma; bir sentez formüle etmek için gerekli olan bilgiyi birden çok kaynak kullanarak tanımlama.

5.Açıklama: Bir muhakemenin sonuçlarını dile getirme; bir muhakemenin dayandığı delilleri, kavramları, yöntemleri, ölçütleri savunma; bir muhakemeyi inandırıcı savlarla sunma.

Alt Beceriler:

• Sonuçları dile getirmek, • İşlemleri savunmak, • Savları sunmak.

Örnekler: Bir kişinin bulgularını düzenleyen bir çizelge oluşturma; bir metnin anlaşılmasındaki kaliteyi yargılamakta kullanılacak standart ve bağlamsal faktörleri belirleme; bir araştırmanın sonuçlarını dile getirme ve sonuçları ortaya çıkarmada kullanılan ölçüt ve yöntemleri tanımlama; bir kavramın alt ve üst kavramları ile olan ilişkilerini ortaya koyacak çizelgeleri düzenleme.

6.Kendini Düzenleme: Bir kişinin bilinçli olarak sorgulamak, doğrulamak, düzeltmek amacıyla çıkarımlar yapmak üzere analiz ve değerlendirme becerilerini uygulamaya koyduğu bilişsel etkinliklerini, bu etkinliklerde bulunan öğeleri ve alınan sonuçları gözlemlemesidir.

(26)

Alt Beceriler:

• Kendini sınama, • Kendini düzeltme.

Örnekler: Bir şeyin ne kadar anlaşıldığını gözlemleme, kendi görüşlerini metnin yazarının fikirlerinden ayırabilme, figürleri tekrar gözden geçirerek kendini iki defa kontrol etme, cevapları, hataları gördükten sonra düzeltme; yargı ve düşünceleri, bazı şeyleri yanlış anladığını görerek değiştirme(Özdemir:2005,198-200)

2.2.2.ELEŞTİREL DÜŞÜNMENİN BEŞ ANA KURALI

1. Tutarlılık: Eleştirel düşünen, düşüncedeki tezatlıkları elemelidir.

2. Birleştirme: Eleştirel düşünen, düşüncenin tüm boyutlarını ele alabilmelidir.

3. Uygulanabilme: Kişi deneyimlerini de ekleyerek anladıklarını bir modele uygulayabilmelidir.

4. Yeterlilik: Eleştirel düşünen kişi, deneyimlerini ve sonuçlarını sağlam bir şekilde oturtabilmelidir.

5. İletişim kurabilme: Eleştirel düşünen kişi, düşündüklerini birleştirerek anladıklarını çevresine anlaşılabilir bir şekilde iletebilmelidir.

Demirci’ye göre, eleştirel düşünme, bireye ait önemli bir görevdir.Eleştirel düşünmenin geçerliliği, doğruluğu, adaletliği ve doğrulanabilir oluşu şu üç kuralı takip etmelidir:

 Bildikleri ve anladıkları doğru ile çakışmamalı,  Bildikleri ve anladıkları şeylerin dayanağı olmalı,

(27)

2.2.3.ELEŞTİREL DÜŞÜNME BECERİLERİNİN EĞİTİM PROGLAMLARINDAKİ YERİ VE ÖNEMİ

Eleştirel düşünmenin birçok tanımı vardır. Bir şeyin doğruluğunu veya yanlışlığını değerlendiriyor, farklı olduğunu düşünüyor, onun hakkında karar veriyorsak, bu eleştirel düşünmedir. Eleştirel düşünmeyi, kendi kendine düşünmek, başkasının etkisi altında kalmadan karar verebilmek, tutarlı olmak gibi yorumlayanlar da vardır.

Eleştirel düşünme genel olarak bize olumlu çağrışımlar yapmaz. Çoğumuz eleştirilmekten hoşlanmayız.

Çok genel bir tanımla eleştirel düşünme, hiçbir savın geçerliğini ve doğruluğunu sorgulamadan benimsemeyen bir düşünme biçimidir. Günümüz eğitim sistemi içerisinde yetiştirilen öğrencilere baktığımızda genelde sorgulamayan, irdelemeyen dolayısıyla yeni bir şeyleri üretmeyen bireyleri rahatlıkla görebiliriz. İlkokuldan başlayarak bir takım bilgiler verilmeye başlanır, fakat bilgilerin ne işe yaradığı, nerede ve nasıl kullanılacağı veya neden böyle olduğu hakkında bilgi verilmez. Sadece bunları bilmemiz istenir. Böylece üretici çalışmalara da sevk ettirilmeyiz.

Bilgi üretiminin yapılabilmesi için öncelikle var olanların geçerliklerinin ve doğruluklarının sorgulanması gerekir. Yorumlamayı öğretmelidir. Bu da düşünmeyi, bilimsel düşünmeyi, sorgulamayı, irdelemeyi bilen bireylerin yetişmesiyle olur.

Eğitim programları geliştiricileri, eğitim araştırmacıları, ebeveyn veya işverenlere sorulduğunda, eleştirel düşünüş niteliklerini eğitim hedefleri arasında önemli bir yerde gösterirler. Eleştirel düşünüş oldukça farklı tanımlamaları olmasına karşın aşağı yukarı hepsi bilgiyi etkili bir biçimde elde etme, değerlendirme ve kullanma yetenek ve eğilimini vurgular(Özdemir:2005,298-299)

(28)

Eleştirel düşünmedeki entellektüel özellikler; entellektüel bütünlük, entellektüel empati, entellektüel cesaret, entellektüel alçakgönüllülük ve sabır gibi değerlerden oluşur.

Eğer düşüncelerimizdeki tutarsızlıkların farkındaysak, bu entelektüel bütünlük ile ilgilidir. Diğer düşünceleri dikkate almadan, kendi düşüncelerimizde ve insanların bu düşünceleri kabul etmelerinde ısrarcı olmamız demek, entelektüel bütünlükten yoksun olduğumuz anlamına gelir. Böylece eleştirel düşünme zorunlu olarak entelektüel bir karakter taşır. Eğer biz entelektüel sağduyumuzdan yoksunsak, değişik perspektiflerden bakma durumumuz olamaz. Entelektüel alçak gönüllülük yoksa düşünüş tarzımızdaki zayıflıkların farkına varamayız. Entelektüel sabır olmazsa sorunların karışıklığının üstesinden gelemeyiz, sorunlar karşısında ayakta duramayız. Öğrencilerin zihinlerindeki Entelektüel yetinin gelişmesine yardımcı olmalıyız.

Entellektüel düşünmede sorgulama, zihinsel yetilerin geliştirilmesinde gerekli bir unsurdur. Bunun koşullarını oluşturma eleştirel düşünürler yetiştirmek demektir(Demirci:2000,3)

Eleştirel düşünmenin tanımı ile eğitimdeki yeri ve önemi arasındaki ilişki açık bir biçimde ortaya konulduğunda, eleştirel düşünmenin eğitim programlarındaki var olma gerekliliği de gerekçeleri ile vurgulanmış olmaktadır. Özellikle toplumlara ve kültürlere göre değişkenlik gösteren sosyal sorunlar göz önüne alındığında, öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerinin geliştirilmesi gereksinimini açıklamak ve kanıtlamak için pek çok neden ileri sürülebilir:

(29)

Neden 1

Türk Milli Eğitim Bakanlığının eğitime ilişkin genel amaçlarında eleştirel düşünen birey özelliklerine açık bir biçimde yer verilmektedir.

Neden 2

Vatandaşlar politik sürece ya doğrudan katılarak ya da temsilcilerini seçerek anlamlı ve mantıklı kararlar vermelidir. Her vatandaş güncel sosyal sorunları kusursuz olarak anlayabilmeli, yorumlayabilmeli, analiz edebilmeli ve sonuçta sorunun çözümünde baskı grubu olarak süreç içinde konumunu almalıdır. Kısaca, vatandaşlar eleştirel düşünebilmelidir.

Neden 3

Gençlik arasında eleştirel düşünebilmeyi geliştirebilmenin sorumluluğu hem eğitim programlarının geliştirilmesinde hesaba katılmalı hem de okulların temel görevlerinden biri olmaya devam etmelidir.

Neden 4

Sağlıklı bir demokrasi için eleştirel düşünmeyi bilen ve bütünü gören çoğunluk vazgeçilmez bir ön koşuldur. Demokrasinin en önemli yönlerinden olan kamuoyu eleştirel düşünebilen, okuduğunu anlayabilen, olayları ve eşyayı kendi bakış açılarına göre değerlendirebilen kişilerce oluşturulur(Şahinel,2005:123-124)

Eleştirel düşünen birey özelliklerinin geliştirilmesinde Milli Eğitim sisteminin demokratikleştirilmesinin de ayrı bir önemi vardır. Çünkü bireye çağdaş, yaratıcı, eleştirel, bilimsel, demokratik düşünce gücünü kazandırma; sorumluluk

(30)

uzlaştırıcı ve hoşgörülü özellikler kazandırabilmenin ön koşulu, öğrencinin öğrenme biçimini sınırlamayan ve yeteneklerinin geliştirilmesini engellemeyen; onların gizil sığalarını ortaya çıkarmalarına olanak tanıyan zenginleştirilmiş eğitim durumları tasarlamaktır. Aslına bakılırsa demokratik eğitim sitemi, Türk Milli Eğitim sisteminin hedeflerinde de yer aldığı gibi; bireyde kalıplaşmış davranış, ezbere dayalı ve dayatılmış bilgiler yerine, yaratıcı ve eleştirel düşünme becerilerine dayalı öğrenmelere olanak veren, öğrendiklerini yorumlayabilen ve düşünmelerinde tarafsız olan bireyler yetiştirme temeline dayanmaktadır.

Demokratik eğitim sisteminde öğretmene düşen görevler;

• Birey olarak her gencin değerini ve önemini kabul etmek • Ortak varılmış kararların sağlamlığına inanmak

• Gençlerin kendi problemlerini karşılama ve çözme yeteneklerine inanmak • Demokratik işleyişin görünüşteki yavaşlığı karşısında sabırlı olmak

Bu anlayışın ışığı altında bir öğretmen;

• Öğrencilerin sınıf etkinliklerini ve hatta amaçlarını tartışma ve tercih yoluyla saptamada geniş çapta paydaş olmalarına izin vermeli

• Gittikçe artacak bir şekilde öğrencilerin kendi davranma yollarını kendi kararlarına dayandırmaları için izin vermeli ve onlara olanaklar hazırlamalı

• Belli bazı davranma yollarının gereğini söyleyip durmak yerine onları öğrenciye gerektikçe örneklerle, eleştirilerle, açıklamalarla göstermeli ya da yaptırmalı

• Öğrencilerin bireyler olarak yeteneklerini ortaya çıkartmaları, geliştirmeleri ve bunlardan faydalanmaları için olanaklar sağlamalı

• Sınıf içi ve dışı etkinliklerde, öğrenci katılımını ve gerektikçe kişisel girişimini özellikle özendirme yollarıyla öğrencilerle işbirliği içinde gruplaşarak hoş bir hava içinde çalışmalı.

(31)

Neden 5

Eleştirel düşünme becerilerinin eğitim programlarında işe koşulmasının önemli bir nedeni de günümüz bilgi teknolojisinin bireylerin kullanımına sunduğu bilgi miktarı ve çeşitliliğidir. Bilginin edilgen alıcıları olarak yetiştirilen öğrencilerin böyle bir bilgi patlaması karşısında, eleştirel seçimler yapmak, karşılaştıkları karmaşık sorunları çözmek ve akademik çalışmalarında başarılı olmak için ölçüt ve stratejiler oluşturmada güçlük çekecekleri bir olgudur. Bu nedenle öğrencilerden bilgiyi edilgen bir biçimde edinmeleri değil, bilgiyi ayıklamada ve işlemede eleştirel seçici olabilmeleri öğretilmelidir

Neden 6

Son yıllarda yazılı ve görsel medyada yayınlanan insan kaynaklarına ilişkin haber ve ilanlar da günümüzün karmaşık ve sürekli değişen çalışma alanları açıkça sergilenmektedir. Bu çeşitliliğin işverenleri, özel alanlarda üst düzey akademik ve-veya iş deneyimleri olan bireyler kadar, düşünme ile ilişkili genel becerilere (kendi kendine öğrenme, yazma ve sözel ifade becerileri gibi) sahip bireyleri de işe almaya yönelttiği söylenebilir.

Neden 7

Gerçekçi, tarafsız bir dünya görüşü için gerekli olan zihinsel beceriler ve karmaşık görüşlerin öğrenilmesindeki bireysel farklılıklar ve sorunların çözümündeki çoklu perspektifler, eleştirel düşünmenin eğitim programlarının temel hedeflerinden biri olarak eğitim ve öğretim sisteminin merkezinde yer alması gereğini ortaya çıkarmaktadır.

Eleştirel düşünme becerilerinin eğitim programlarında işe koşulması ile, öğrencilerin yetişkinler gibi bireysel özerklik kazanmaları, toplumda ve ulusal sosyal sorunlarda bilgili insanlar olarak yer almaları ve katkıda bulunmaları, eleştirel

(32)

savunucuları olmaları ve de çalışma alanında kolay bir biçimde ilerlemeleri ve ekonomik başarılar elde etmeleri sağlanabilir(Şahinel,2005:124-125).

Eleştirel düşünme eğitimi öğrencilere şu becerileri kazandırmayı amaçlar:

 Gerçekler ve iddialar arasındaki farklılığı ayırt edebilme  Kaynak güvenirliğini test etme

 İlgisiz bilgilerle ilgili bilgileri ayıklama becerisi  Önyargı ve bilişsel hataların farkında olma  Tutarsız yargıların farkına varma

 Etkili soru sorma becerisi

 Sözel ve yazılı dilin etkin kullanımı  Düşünmeyi düşünme yeteneği

Öğrencilerine eleştirel düşünme becerisini kazandırmaya çalışan bir öğretmen, öğrenciler öğrenirken; aralarındaki etkileşimi arttırmak için grup çalışması yaptırabilir. Tek bir doğru cevabı olmayan açık uçlu sorular sorabilir. Öğrencilerin sorulan soruları ve ortaya atılan problemleri düşünebilmeleri için yeterli zamanı tanımalıdır. Öğretmen, öğrencilere yeni kazandıkları bir yeteneği başka durumlara ve kendi deneyimlerine uygulayabilecekleri şartları ve olanakları sağlamalıdır.

Öğretmenin bütün bunları gerçekleştirmesi, bu konuda eğitilmiş olmasını gerektirir. Bu etkinlikler sırasında öğretmen, kolaylaştırıcı ve motive edici olmalıdır. Öğrencileri zihin jimnastiği yaptırmaya yoğunlaştırmalıdır. Soru sorarken öğrencilerin gözünü korkutmamalıdır, çünkü düşüncelerini sağlıklı bir biçimde yansıtamayan öğrencilerin eleştirel düşünme becerisi kazanması mümkün değildir. Eleştirel düşünme becerisinin gelişmesinde özetler, kısa analitik düşünmeyi gerektiren ödevler kullanılabilir. Medya kullanılarak problem çözme, sınıf dışı projelerde eleştirel düşünme amacıyla kullanılabilir.

(33)

alçakgönüllü olabilmelidir. Sınıf ortamının tartışmaya, soru sormaya açık olmasını sağlamalıdır.

2.2.4.ELEŞTİREL DÜŞÜNEN BİREY ÖZELLİKLERİ

İyi düşünen bir birey;

1. Bir sorunun, problemin veya iddianın açık biçimde ifade edilmesi, 2. Diğer bireylerin kesin bir dil kullanmasını isteme,

3. Düşünmeden hareket etmeme, 4. Çalışmalarını kontrol etme,

5. Bir düşünceyi oluşturmada azimli olma,

6. Öne sürülen iddiaları destekleyen nedenleri ve kanıtları araştırma ve sunma,

7. Daha çok dogmalar ve özlem duyulan düşünceler yardımıyla değil, sorunlar, amaçlar ve sonuçlar yardımıyla yargılama,

8. Ön bilgileri kullanma,

9. Yeterli kanıt bulana kadar yargıdan şüphe duyma eğilimi içindedir(Şahinel:2005,132).

Bu eğilimlerin göstergesi olan öğrenci davranışları da şu şekilde açıklanabilir:

a) Kesin bir dil kullanma eğiliminde olan öğrenciler;

• Öğretmenleri ve sınıf arkadaşları tarafından kullanılan sözcüklerin açıklanmasını ister.

• Argo kullanımlardan kaçınarak, görüşleri ve nesneleri doğru adlandırır.

• Temel düşünme işlemleri için teknik terimleri kullanır.

• Yeni sözcüklerin veya terimlerin kullanımında örnekler ya da tanımlar vermeye isteklidir.

(34)

b) Düşünmeden hareket etmeme eğiliminde olan öğrenciler;

• Yanıt vermeden önce düşünür ve duraklar.

• Bir seçim yapmadan önce seçenekleri tek tek düşünür. • Eyleme geçmeden önce, yönergeleri bütünüyle okur.

• Eyleme geçmeden önce, planını ifade eder ya da bir taslak çıkarır.

c) Çalışmalarını kontrol etme eğiliminde olan öğrenciler;

• Bir problemi çözdükten sonra, problem cümlesini gözden geçirir. • Yanıtın nasıl elde edildiğini yeniden inceler.

• Yanıtın nasıl elde edildiği konusunda dönüt verme arzusu duyar. • Kendi çözüm sürecini diğerlerinin çözüm süreci ile karşılaştırır.

• Önceki yanıtın yanına işaret koyar ve doğru yanıtı onun yanına ya da yerine yerleştirir veya siler.

• Problemi yeniden çözmek için başka bir yol dener.

d) Düşünce oluşturmada azimli olan öğrenciler;

• Şaşırdıklarında süreç hakkında sorular sorar.

• Kafaları karıştığında “böyle olsaydı ne olurdu?” soruları sorar. • Bir problemi yeniden tanımlar veya alt problemlere ayırır.

e) Ön öğrenmeleri kullanma eğiliminde olan öğrenciler;

• Yeni bir problem ile karşılaştıklarında, “ben bu problemi daha önce yaptığımızı hatırlıyorum” der.

• Başka bir derste öğrenileni diğer bir derste uygulamaya koyar. • “ Bu bana şunu hatırlatıyor.” ifadesini kullanır.

• Yanıtları kontrol etmek için daha önce kullandığı kaynakları kullanır(Şahinel:2005,133-134)

(35)

Eleştirel düşünme sadece çok iyi düşünebilmeyi değil, tarafsız düşünebilmeyi de gerçekleştirmektedir. Hem eleştirel hem de tarafsız düşünebilen bir birey otuz üç stratejiye ilişkin aşağıdaki belirgin tutumları sergiler:

2.2.4.1.DUYUŞSAL STRATEJİLER

S-1) Kendi için karar verirken kendi düşünme biçimini oluşturur. Diğer kişilerin ne düşündüğünü araştırmak için onları dinler, fakat neye inanacağına ve ne yapacağına karar vermek için mutlaka kendi düşünme biçimini kullanır.

S-2 ) Eğer kendi karar vermek istiyorsa, ne istediğini göz önüne alarak arkadaşlarının söylediklerini dinlemek ister. Herkesin genellikle kendi isteğini öncelikle ortaya koyacağını ve arkadaşlarının inandığına inanacağını hatırlamak zorundadır. O ve arkadaşları bazı şeylerin öyle olmayacağını düşünür.

S-3 ) Birisiyle ne zaman aynı görüşü paylaşsa, o konuya onların bakış açısıyla bakar. O kişinin neden onunla aynı görüşte olmadığını anlarsa, söylediklerinin bir kısmına da olsa aynı görüşte olmak için bir neden bulmaya çalışır.

S-4 ) Kızgın ya da üzgün olduğunda, bunun nedenini düşünür. Belki olaylara bakış açısını değiştirir ve böylece kızmaktan ve üzülmekten vazgeçer.

S-5 ) Doğru olduğunu bilmediği şeyleri söylemez. Ona göre insanların söylediği çok şey doğru değildir. Televizyon ve kitaplar bile bazen doğru olmayabilir. Kendine daima “bunu nereden biliyorum?” ya da “ bunu nereden biliyor?” sorularını sorar.

S-6 ) Beraber olduğu arkadaşları arasında kabul gören bir görüş olmasa bile, doğru olduğunu düşündüğü konu hakkında konuşmaya hazırdır. Nazik olması, fakat farklı düşünmekten korkmaması gerektiğini bilir.

(36)

S-7 ) Problemleri çözmek her zaman kolay değildir. Bazen çok uzun süre düşünmek gerekebilir. Zihni yorulduğunda kolayca vazgeçmez.

S-8 ) İnandığını uygulama konusunda dikkatlidir. Gerçekten yerine getiremeyecekse, o şeye inandığını söylemenin doğru olmadığını bilir.

S-9 ) Mantıklı düşünmeye, kanıt bulmaya ve sadece doğru, etkin ve iyi nedenleri kabul ettiği taktirde, aklının sorunları çözebileceğine inanır(Şahinel:2005,136)

2.2.4.2.BİLİŞSEL STRATEJİLER-MAKRO-YETENEKLER

S-10 ) “Bir çok kişi” demek yerine “herkes” ya da “ hiç kimse” demek yerine, sadece “birkaç kişi” demenin yanlış olduğunu bilir. Doğruluğundan bir şey kaybetmemek koşuluyla sorunları basitleştirmenin yararlı olacağını düşünür.

S-11 ) Bir çok şey bir diğerine benzer. Şehirde kaybolmak bir yönüyle yaşamda kaybolmaya benzer. Her ikisinde de bir haritaya gereksinim olduğunun farkındadır.

S-12 ) Gerçekten ne düşündüğümüzü ortaya koymak zaman alır. Bazen yıllar gerekir. İnsanların ne düşündüğünü ve nedenini dinlemeye hazırlıklıdır. Görüşlerin paylaşıldıkça büyüyüp çoğalacağına inanır.

S-13) Çoğu kez insanların söyledikleri düşündükleri kadar açık değildir. Daima “ ne demek istediğinizi biraz açar mısın?” ya da “ o konuyu açıklar mısınız?” sorularını sormaya hazırlıklıdır.

(37)

S-14 ) Sözcükler eğlencelidir. Bazen anlamını bilmediğinizde de size biliyormuşsunuz gibi gelebilir. Örneğin “demokrasi” sözcüğünün anlamı sorulduğunda, bildiğinizi zannedebilirsiniz, fakat anlamını açıklayamayabilirsiniz.

S-15 ) Bir şeyin iyi ya da kötü olarak yargılanması durumunda bunu yapmak için bir yönteme gereksinim duyar. Bir şeyin iyi ya da kötü olduğuna kara verirken neden öyle söylediğini gerçekten bilir.

S-16 ) Diğer insanlardan, kitaplardan ve televizyondan birçok şeyin öğreniriz, ancak bazen öğrendiğimiz istenilen şey değildir. İnsanların söylediklerini, televizyonda gördüklerini sorgulamaya gereksinim duyar. “Gerçekten biliyorlar mı?”, “Belki biliyorlar, belki de bilmiyorlar” diye kendi kendine sorar.

S-17 ) Öğretmen sıkça öğrencilere görünüşte kolay gelen, gerçekte kolay olmayan sorular sorar. Bazen basit gibi görünen şeylerin çok basit olmadığını düşünür.

S-18 ) Problemleri çözme uğraşı oldukça ilginçtir. Bazen aynı sonuca ulaşan farklı çözüm yolları olabileceğinin farkındadır.

S-19 ) Okurken tam olarak ne kastedilmek istendiğini anlamaya çalışır. Okurken kendini dedektif gibi hisseder. Sorular sorar ve yanıtlarını arar.

S-20 ) Birisini dinlerken söylediklerini yineleyip yinelemeyeceğini ve başka birine açıklayıp açıklamayacağını kendi kendine sorar. Bazen benzer bir şeyin başından geçip geçmediğini kendine sorar. Bu durum, ona dikkatli dinleyip dinlemediğini anlamaya yardımcı olur.

S-21) Bir başka konu üzerinde çalışırken önceden öğrendiklerini nasıl kullanabileceğini araştırır. Birçok görüşün bir başka alanda da iş görebileceğini düşünür.

(38)

S-22 ) Çok sayıda soru sorarak daha iyi öğrenebileceğinin farkındadır. Farklı soru biçimleri olduğunu ve farklı sorular sorarak farklı şeyleri araştırabileceğini bilir.

S-23 ) Bir şeyi öğrenme uğraşı verirken diğer bireyler ile konuşmak ona yardımcı olur. Böyle bir tutum ile bazen onların iyi görüşlere sahip olduğunu görür ve bazen de bu tutumun kendine ait konuları diğer bireylere açıklamasına yardımcı olduğunu fark eder.

S-24 ) Diyalektik düşünme kendinizden farklı düşünen bireyler ile konuşmanıza yardımcı olur. Bazen sizin bilmediğiniz şeyleri bilirler ve bazen de karar vermeden önce daha fazla düşünmeniz gerektiğini anlarsınız(Şahinel:2005,138-139)

2.2.4.3.BİLİŞSEL STRATEJİLER-MİKRO-BECERİLER

S-25 ) İnandığımız, söylediğimiz birçok şey vardır, fakat bunları yapmayız. Herkesin eşit olduğunu söyleriz, fakat kişilere eşit şans vermeyiz. Onları iyi ayırt edip belirler; böylece söylediğini ve kastettiğini daha açık belirtebilir.

S-26 ) Zihnimizde olanları ifade etmemize yardımcı olan özel sözcükler vardır. Örneğin; bazı şeyleri öğrenirken ve bir şeyin etkisiyle diğer şeylere karar verirken çıkarımlar oluşur. Hakkında düşünmeksizin inandığınızda da varsayımlar oluşur. Her zaman çıkarım ve varsayımlar göz önüne almaya çalışır.

S-27 ) Bazen farklı olan şeylerin nasıl birbirine benzediğini görmek önemlidir. Onların nasıl hem benzer hem de farklı olduklarını görmeye çalışır.

S-28 ) İyi bir düşünce biçimi oluşturmak için düşünmeksizin inandığımız şey hakkında dikkatli olmamız gerekir. Bazen hakkında yeterince düşünmediğimiz birçok şey ile karşı karşıya kalırız. Bunu yaparken dikkatli olur, çünkü önemli olan bir şeyi gözden kaçırmamaya gayret eder.

(39)

S-29 ) “Doğru olabilir, fakat ilişkili mi?” sorusunu sıkça sormayı unuturuz. Karar verirken bir noktaya odaklaşır ve diğer konuları karıştırmamaya özen gösterir.

S-30 ) Bazen bazı şeylerin doğru olmadığına karar veririz.O zaman neden onu öyle yaptığımız hakkında durup düşünmemiz gerekir. Bir sonraki seferde daha dikkatli olmaya çalışır. Çünkü şu anda bazı şeyler tek yönlü, daha sonra farklı görülebilir.

S-31 ) Dedektif ve polisler kanıtı çok dikkatli ararlar, böylece olayı kimin gerçekleştirdiğini bulabilirler. Okurken, dinlerken, konuşurken ve yazarken kanıtlar arar.

S-32 ) Bazen çocuklar bugün bir şey, ertesi gün farklı bir şey söylerler. Bazen bunu anne, babalar ve öğretmenler de yaparlar. Bu kafa karıştırıcıdır. Ne demek istediğine karar verir ve bu doğrultuda hareket eder.

S-33 ) Bir şeyin meydana gelmesi, beraberinde bir başka şeyin meydana gelmesine neden olur. Birini kastederek bir şeyler söylersiniz, uzun süre o kişi kendini kötü hissedebilir. Yaptığı tüm şeylerin nelere sebep olacağını fark edemeyeceğini bilir(Şahinel:2005,140-141)

ELEŞTİREL DÜŞÜNME;

 Düşünce özgürlüğü kazandırır.

 Bir şeyin doğru ifadesini anlamamızı sağlayarak iyi sonuçlar elde edilmesine neden olur.

 Bilgi birikimini arttırır.

 Düşünce sorunlarını çözmede yardımcı olur.  Mantıksız düşüncelerden alıkoyar.

 Eleştirel düşünme esnasında insan, aklını kullandığını hisseder.  Okuduğu bir metne, söylenen bir söze farklı açılardan bakmayı

(40)

 Her şeyin sebebini, sonucunu ve olabilme imkanını düşünür.

Eleştirel düşünceden yoksun kişiler, neyi neden yaptıklarının ayrımına varamazlar. Öğrendikleri düşünceyle zıtlaşan bir düşünceyle karşılaştıklarında, o düşünceyi savunan kişileri susturmanın yolunu ararlar. Kendilerini yenileme ihtiyacı hissetmezler. Belli kalıpların içinde kalmışlardır. Bu kişiler gerçek anlamda yapıcı ve yaratıcı olamaz. Buna karşılık eleştirel düşünen kişi, düşüncelerini beğenmediği kimseye “düşüncelerini kabul etmiyorum ama onları özgürce söyleme hakkını, ölünceye kadar savunacağım” diyen Voltaire’nin yargılarını bir ilke olarak benimsemiştir(Demirci:2000,7)

2.2.5.ELEŞTİREL DÜŞÜNME ÖĞRETİMİ

ELEŞTİREL DÜŞÜNME BECERİLERİNİ GELİŞTİRMEK İÇİN

STRATEJİLER

Sınıf içi öğrenci etkinliklerini ve öğrenci katılımını önemseyen pek çok öğretmen aslında farkında olmadan, öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerinin gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Gerçekte bilginin edinilme süreç ve etkinliklerinden haberdar edilen öğrenci, bu etkinliklerle amaçlı olarak meşgul olurken amatörce eleştirel düşünmektedir. Eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek için öngörülen stratejilerden aşağıdaki bazıları öğrencilerin amatör yetkinliklerini daha etkin ve verimli kılmak içindir(Köksal:2005,89)

GRUPLA ÖĞRENME STRATEJİLERİ: Cooper, eleştirel düşünceyi geliştirmenin en iyi yolunun öğrencileri grupla öğrenme konumuna getirmek olduğunu söylemektedir. Uygun bir şekilde düzenlenen grupla öğrenme çevresini, öğrenciyi daha aktif, katılımcı ve uyanık olmaya zorlayacağından ötürü, eleştirel düşünme becerilerinin geliştirilmesine yardımcı olacağını belirtir(Köksal:2005,89).

VAKA İNCELEMESİ: McCade, bu metodu, herhangi bir karar içermeyen bir tarihsel öykü ya da durumun öğretmen tarafından öğrencilere sunumu olarak

(41)

tartışmaya ve durum ya da öykü hakkında bir karara varmaya heveslendirir(Köksal:2005,89).

SORU SORMA: King, sınıf içinde soru sorma tekniğinin eleştirel düşünce biçimlerinin gelişimi açısından iki biçimde kullanılabileceğinden bahseder:

1. Akranlar Arasında Karşılıklı Sorular Sorma: Öğretmenin ders ya da konu hakkında farklı iki veya daha çok kararı destekler nitelikteki soruları sınıf içinde oluşturduğu gruplara dağıtarak onların bu sorular doğrultusunda tartışmalarını sağlamasıdır.

2. Okuyucu Soruları: Ders ya da konu hakkında öğrencilerin kendi kendilerine sorular hazırlayıp bunları tartışmalarını içerir(Köksal:2005,89).

KONFERANS TİPİ ÖĞRENME: Underwood ve Wald’a göre eleştirel düşünce becerilerini geliştirmeye yönelik konferans, öğretmenin kendisinin verdiği değil, öğrencilerinin vermelerine destek olduğu konferanstır. Öğretmen kendilerine daha önceden anlaşılır fakat meydana okuyucu materyaller verilmiş öğrencilerin birbirlerine kısa süreli konferanslar vermelerini ve bu doğrultuda onların, konu hakkındaki görüşlerini, birbirlerinden esinlenerek oluşturmalarını sağlar(Köksal:2005,89).

YAZI KULLANMA: Wade, yazıyı, eleştirel düşünce becerilerinin gelişiminin temeli olarak görür. Yazı yoluyla öğrenciler eleştirel düşünme konusunda cesaret kazanabilirler.

DİYALOG: Robertson ve Rane-Szostak iki tür diyalog tanımlamışlardır:

1. Yazılı Diyalog: Gruplara ayrılmış öğrencilere analiz etmeleri için yazılı diyaloglar verilir. Öğrencilerden kasıtlı olarak hazırlanmış bu diyaloglarda, önyargılar, ilgisiz kanıtlar, alternatif yorumlar, yanlış söylenmiş olgular ve hatalı yorumlar aramaları; bunları doğrulardan ayırt etmeleri ya da doğruları kendilerinin bulmaları istenir.

Şekil

Tablo  4.2.1.  Öğrencilerin  Eleştirel  Okuma  Tekniğini  Kullanarak  Okuduklarını Anlayabilmeleri İle İlgili Sonuçlar
Tablo 4.3.1.Öğrencilerin Eleştirel Okuma Tekniğini Kullanarak Okuduklarını  Analiz Etmeleri İle İlgili Sonuçlar
Tablo  4.4.1’de  öğrencilerin  okudukları  metni  anlayabilmelerinin  cinsiyetlere  göre  durumu  verilmiştir
Tablo  4.5.1.’de  öğrencilerin  okudukları  metni  analiz  edebilmelerinin  cinsiyetlere  göre  durumu  verilmiştir

Referanslar

Benzer Belgeler

Mümkün mertebe yerel malzemeler ve yol inşaatında kullanılmaya elverişli malzemeler (molozlar, cüruflar, inşaat atıkları gibi) kullanılmaya çalışılır

Daha önce Ercan (2016) tarafından yapılan çalışmanın bulguları, anneye bağlanma ile tutkulu ve arkadaşça aşk arasında pozitif, oyun gibi aşk arasında negatif ilişki

sınıf öğrencilerinin okuduğunu anlama becerilerini inceledikleri çalışmalarında her iki ülkedeki okuma güçlüğü olan öğrencilerin tüm soru türlerini yanıtlamada

1945’de serbest reasürans piyasasında faaliyet göstermek üzere İş Bankası, Milli Reasürans şirketi, Güven Sigorta, Anadolu Sigorta ve Ankara

Tanıtım yazıları, davetiye, açılış konuşması, broşür, el ilanı, afiş, basın bülteni, basın bildirisi, basın kiti, rapor, dilekçe ve resmi yazıları kurallarına

- metindeki olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi kurmada - metindeki bilgi ve olayları organize etmede.. -

 Beşinci sınıf öğrencilerin dakikada 140 kelimedir (Güneş, 2008, s.. Küçük yapıları anlama: cümledeki kelimeleri, deyimleri, cümlecikleri ve cümleyi anlama

o Bu nedenle insan hakları ve vatandaşlık eğitimi, yalnızca okulda değil, ailede, iş yerinde, kitle iletişim araçlarında kısaca tüm toplumda verilir.... İNSAN HAKLARI