• Sonuç bulunamadı

Büyük dostum Halide Edip

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Büyük dostum Halide Edip"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

+ ¥

) V - U

f

i*

SAYFA: 2

~ri

v S / U J 2 - o 6 ■ M İ L L İ X

.

;■?,*$• • • »

Büyük dostum

H alide Edip

M

EŞRUTİYET inkılâbının ilk sonuçlarından biri basın ve edebiyat âlemimizde adları hiç işitilmemiş bir yazar ve şair kalabalığının türemesi olmuştu. Herhangi gazete veya dergiyi aç­ tığımız zaman — ki bunların sa­ yısı da sayılmayacak kadar çok­ tu — gözümüz önüne bir yazının bir şiirin altında daima yeni bir imza çıkıyor ve birini aklımızda tutmaya vakit kalmadan öbürüyle karşılaşıyorduk.

İşte o tarihlerde bir «Halide Sa­ lih» (Halide Edip Adıvar) imzası da bize ilk defa, bütün bunlar arasından görünmüş, fakat çoğu­ muzun zihnine hiç silinmemesiye nakışlanmıştı. Üzerinden 56 yıl geçti hâlâ hatırlıyorum. Bu, hür­ riyet mücahitlerinden Nuri Bey

adında bir zata dair Tanin Gaze­ tesinin ikinci sayfasına basılmış bir yazının altında idi ve bunun biç bilmediğimiz kadın yazarın, bize hiç tanımadığımız o hürriyet mücahidinin meşrutiyet

inkılâbı-rin hiç biinkılâbı-rine benzemiyordu ve o zamanki yazı Tiirkçesine yeni bir ses, yeni bir ahenk getirmiş gi­ biydi.

Halide Edibin bunu takip eden edebî yazılarında bu sesin ve bu

Yazarı :

Yokup Kadri KARAOSMAHOĞLU

ua erişmeden ölüsüne açmıyordu. Ama öyle içli, öyle dokunaklı bir dille ki, sadece bir günlük gazete «Nekrolojisi» mahiyetini taşıması lâzım gelen o yazıya âdeta yük­ sek derece bir edebi değer ver­ mekte idi. Bundan başka Üslûbu­ nun da özgür ve özel bir çeşnisi vardı. Kendinden önceki

nesille-ahengin bâzım gramer ve sentaks kurallarının sınırlarını aşan ken­ dine göre bir dalgalanışla aktığını görecektir. «Harap Mabedler» baş­ lığı altında yayınladığı nesirlerle biz bu sayededir ki alışılmış ifade şekillerine sığmayan bir ruh mü­ ziğinin yankılarını dinleyebilmi- Şİzdir.

y. J f k

★ ★ ★ ★

★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ * ■ ★ ★ ★ -Ar ★ + A" «■ Ur f + f

f

*

Gene bu sayededir ki, büyük romancınızı «Handan», «Seviye-i Talip» ve «Mev’ud Hüküm» roman ları kelimelerle anlatılan hikâye­ lerden ziyade birer senfoniyi an- dırmıştır. Nitekim bu görüşümü onunla yakından tanışmak şerefine erdiğim zaman bizzat kendisine söyleyince hiç itiraz etmemiş «Kimbilir, belki de öyledir» de­ mişti.

Lâkin günün birinde Halide Edip bu öz san’atçı tarafından yavaş yavaş uzaklaşıp kendini millet ve memleket dâvalarına vermeye başladıktan sonra ister istemez, bir nevi realizme daha doğrusu Fransızların «Engage» dedikleri edebiyata kaymıştır. İyi mi etmiştir, fena mı? Onu burada mütalâa edecek değilim. Çünkü ben onunla birlikte aynı istihale­ yi geçirmişimdir ve Halide Edip‘- le münasebetlerimiz de asıi bun­ dan sonra samimî bir dostluk ha­ lini almıştır.

Millî Mücadele devrinde, Anka­ ra'da, Kalaba köyünün bir çiftlik binasında olsun, harb cephesinde. Polatlı'nuı han odalarında bir arada geçirdiğimiz uzun zamanlar boyunca Kurtuluş Savaşının to­ zundan dumanından baş alıp da edebiyat ve san’attaıı bahsetmek fırsatını bulamazdık. * * f +

f

*" ► ►

fc-Yalnız Sakarya Meydan Muha­ rebesi kazanıldıktan sonra Garp Cephesi Karargâhının Sivrihisar kasabasına nakletmesi üzerine rahat sayılabilecek bir yaşama şartına kavuştuğumuz günlerin birinde Halide Edip hana bir Mil­ li Mücadele romanı yazmak niye­ tinde olup olmadığımı sormuş, ben de ona «Evet» demiştim. Hattâ şimdiden adını bile koymuş bu­

lunuyorum: «Ateşten Gömlek».

Bu ad Halide Edib in o kadar bo­ şuna gitmişti ki «Ya siz bir ro­ man yazmayacak mısınız?» diye sorduğum zaman «Yazmak isterim fakat Ateşten Gömlek başlığını bana verirseniz» demişti. Bunıın üzerinedir ki. zaferden sonra o «Ateşten Gömlek», ben de «An­ kara* ile «Yaban» romanlarını yazmıştık...

* K +

Birkaç yıl sonra, yollarımız na­ şı! ayrıldı bilmiyorum. Aramıza politika denilen ifritin gölgesi mi girmişti? San at bakkaldaki dü­ şünüşlerimiz gibi millet ve mem­ leket dâvalarını görüşlerimiz mi değişmişti? Son yıllarda kendi­ sinden uzaklaşır gibi olmuştum. Ölümünü baber alınca duyduğum acıyı itiraf ederim ki, bunun için bir hicrana benzetiyorum.

(2)

DÜZELTME

önceki gün Ya kup K adri Karaoa- m anoğlu'nun «Büyük Dostum Halide Edip» başlıklı A nkara’dan verilen yazısında bâzı y a n lışlık la r olm uştur. Aşağıda düzelteceğimiz bu y a n lış ­ lık lar dolayısiyle okuyucularım ızdan özür dileriz.

1 — ikinci sütunun dördüncü sa tı­ rın ın sonundaki «yazarın» «ya­ ğar»

2 — Ayni sütunun ondördüncü sa tı­ rın d a «Özgür» «özgün**

3 — Gene bu sütunun onbeşJnci sa­ tır ın ın sonunda «nesillerin» «nesirlerin»

4 — Üçüncü sütunun onuncu sata­ rın d a «görecektir» «görülecektir» 5 — Dördüncü sütundaki «Han O da­ larında» sonuna d a bir «olsun» U âvt edilecektir.

Referanslar

Benzer Belgeler

İslâm iyet’in değerler sistemi ve bununla yaratılan insan ilişkileri bireyselliğin dışında m anevî b ir bütünselliğe sahip olduğu için cam i yalnızca ibadet

Kayak yapmayı öğ­ reten bu bilgisayar NEC'in bilgisayar yardımıyla spor yapmayı öğretme projesinin bir parçası olarak geliştirildi.. Üzmanlar, aynı

Halil, bundan 266 yıl önce başlattığı isyanla dönemin sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın asılmasına, 3. Ahmet’in tahttan indirilmesine ve Lale Devri’nin sona

İ lkeniz Türkiye’yle Almanya arasında, gerek ta­ rihten gelen, gerekse, özellikle bugünümüzü paylaş­ maktan kaynaklanan kopmaz dostluk bağlan mev­

fiğ, Şadan Kâmil, Vedat Ar, oyuncu olarak Hümaşah Hiçan, Nedret G ü ­ venç, Ayla Karaca, Eşref Kolçak, Şener Şen, edebiyat eleştirmeni olarak Konur Ertop,

Ali Karsan üç portresiyle bu türdeki objektif yaklaşımını ustaca vurgularken Enver D e­ mokan, Sabiha Bozcalı’nın b i­ rer portresi de gerçekçi anla­

Gene süvari birinci fırka muallimi mirliva Süleyman Faik Paşa, topçu kutr,sr~ dam Birinci Ferik Şükrü Paşa, top­ çu istihkâm komisyonu azası Ferik Rıza

‹V uyuflturucu kullan›m›, steroid al›nmas›, diyabet, lomber ponksiyon, spinal anestezi ve lomber bölgeye cerrahi giriflim apse oluflumu için risk faktörlerindendir