• Sonuç bulunamadı

Mevlana töreni

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mevlana töreni"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Mevlânâ

töreni

Geçen hafta yur

iun her yanında Mevlânâ günü ya­ pıldı. Güzel yazı­ lar yazıldı. Buna vesile neydi?

Bil-r

V â z â o î

k

Prof. Hilmi Ziya Ülken

iniyorum. 681 n o yıl bir anma başlangıcı veya tekrarı için ve­ sile olabilir mİ? Bunları düşün­ meye lüzum yok. Her gün onu hatırlayacak vesilelerle dolu. Ge­ çen hafta olmazsa şimdi yazmalı veya başka bir gün, daima yaz­ malı. Eğer mutlaka büyük bir tören yapılacaksa, o zaman 700 üncü yılı beklemeli, ancak bu­ nun için iyi hazırlanmalı. Bağ- datta ve İranda İbn Sina için ya­ pılan tören gibi etraflı ve ona lâ­ yık bir tören olmalı. Bunun için de şimdiden işe başlamalı. Şu kadar var ki, bu hazırlık, komis­ yon seçmeden ibaret bir formali­ te ile kalmamalı. Çünkü Farabî, 500 üncü İstanbul günü, bilmem ne kongresi için de yıllar önce komisyonlar seçildi. Tecrübe gös­ terdi ki, bu yoldan hazırlık müm kün değil. Gönüllü olmadan zor­ la veya hatır için seçilenler top- anınca bir netice çıkmıyor. Gün jeçtikçe komisyon gevşiyor. Za­ manın geçtiğinin kimse farkına varmıyor. Yıllar baş döndürecek hızla akıyor. Sonunda, çok uzak sayılan gün gelip çatıyor: 700 üncü veya 1000 inci yıl. Fakat ne yapılmış? bir kaç toplantıdan başka bir şey yok. Son aylarda telâşlı bir çalışma başlar. Herkes kabahati birbirine atar. Bazıları küser, çekilir. Ortada işin delisi bir kaç mes’ul kalır. Onlar, va­ riyeti kurtarmak için, akıbet, pa­ laları sıvarlar, bütün güçlerini jarfederler. Fakat bu kadarcık zamanda ne yapılabilirse ancak mu yaparlar. Böylece tören günü geçer. Olan olmuş. Bir kaç kişi yükün altında ezilmiştir. Ve ne gariptir ki, sonradan sıygaya çeki­ len, tartaklanan da işin delisi ve son yükü taşıyan bu bir kaç ki­ şidir.

Dış görünüş kusursuzdur. Çünkü becerikli hâitpler, bilgiç kimseler bulunmuştur. Şöyle böyle görev zerine getirilmiştir. Belki de o gü­ lü anmak için bir kaç yaprak- ık bir şey de bastırılmıştır. An­ lak, bütün bunlar kendini aldat- nakttr. Şehirler veya demekle­ rin kendi başlarına yapacakları izel anma törenleri için bunlar yetebilir. Fakat bir milletin ken- ii fikir ve san’at zirveleriyle kay­ naşmasına yarayacak tam bir tö­ ren için bunlar hiçbir şey de­ ğildir. Böyle bir tören gelişi gü­ zel söylenmiş parlak sözler, öl­ çüsüz yazılar, indî, gerçekle ilgi­ siz düşünceler istemez. Bu süb­ jektif, dağınık izler silinip gitme­ ye mahkûmdur. Milletlere lâyık bir tören ise kalacak şey ister. Kalacak şey eserdir. Mevlânâ gi­ bi büyük bir fikir ve san'at ki­ şisine lâyık bir törende kalacak eser yıllarca önceden programla hazırlanmalıdır.

nınıri kütüphanesinde bulunabil­ sin. Böyle bir işe şimdiden baş­ lanırsa 19 yıl içinde ancak başa­ rılabilir. Nicholson gibi zatlar böyle külliyatları başka dillerde bu kadar zamanda başarmışlar­ dır.

II — Mevlânâ’nın türbesi ona rılmalı, onunla ilgili bütün kitap­ lar, eserler bir araya getirilmeli­ dir. Doğudan ve Batıdan bu in­ sanlık adamını görmeye gelenler için oturulacak yer temin edil­ meli, orada müzeye (Türbeye) kadar giden yol yapılmalı. Kon­ ya dünya ilim ve san’at adam­ ları için ziyaret edilecek bir yer hâline getirilmelidir. Çünkü Mevlânâ’nın dolaştığı o toprak­ larda her bina onun hâtırasını ta­ şır. Nitekim İbn Sina töreninde Hemedan bu hâle getirilmiştir.

III — Oraya kadar gidecek yollar şimdiden yoluna girmeli­ dir. Trenler Doğu ve Batıdan ge­ lenleri taşıyacak bir yetkinliğe ve düzenliliğe ulaştırılmalıdır. Daha şimdiden ulaştırma vasıta­ ları hazırlanmalıdır ki, bu iş öte­ kilerden -hiç de- kolay değildir.

IV — Mevlânâ deyince yalnız fikir ve şiir değil, en canlı terki­ bi ile Semâ’ anlaşılır. Semâ' âde­ ta İlâhî bir operadır. Wagner'in lıâyal seviyesinde bıraktığı ope­ ra, Semâ' da duyulardan başlaya­ rak hayalleri aşarak mânevi âle­ m e1 yükselmiştir. Oıada fikir, şiir, hareket. ı-itm, raks, musiki, hattâ resim birleşmiştir. Bu ter­ kibi bugünün imkânlariyle geniş bir san'at kompozisyonu hâlinde yeniden canlandırmak mümkün­ dür. Bu artık ne dinî bir âyin, ne de bir folklor gösterisidir. Bu, eski «Semâ'» in dehasından il­ ham alan yeni bir san'at terki­ bidir. Böyle bir terkip Mevlânâ- mn büyüklüğü ile nisbetli bir meydan icra yerinde, hattâ bir çok yerlerde fiile konabilir.

V — Mevlânâ’nın 20 defa res­ mini yapan Aynullalı Rumî adın­ da bir ressam var. Kraliçe Gürci Hatun’un ısmarladığı bu resim­ lerde bir türlü başarıya vararnl- yan. bu büyük ruh adamım bir şekle sığdırmanın güçlüğü önün­ de yeise düşen ressamın hâli, Wagner’in Venedikte resmini yapmağa çalıştığı halde bir türlü neticeden memnun olmayan Fran sız ressamını hatırlatıyor. Bu min­

yatürler kaybolmuştur. Eldeki bilgilere göre yeniden bir çok­ ları yapılabilir. Semâ'. Türbe, Mevlânâ, o zamanki Konya ve Anadolu resimlerinden ne yapıl­ mışsa ve yapılacaksa toplanır ve tören için bir sergi hâline getiri­ lir.

Bu hazırlıklar ayrı ayrı görü­ nüyorsa da gayede birleştiği için,

tek iş sayılmalı­ dır : «Mevlânâ’yı bütün buudları iİe yeııi kültürü­ müz ve dünya öl çüsünde değer­ lendirmek». Fakat maddî, fikrî, estetik, teknik bir çok etkileri toplayacak böyle bir işin başarıl ması için onu safhalara ayırma­ lıdır : A — Önce tercüme, araş­ tırma, kompozisyon, tablo, v. s., den ibaret fikir ve san’at etki­ leri vardır. Şüphe yok ki, bun­ ların altından heyetler değil, ba­ şaracak güçlü kişiler kalkar. Fa­ kat bu kişilere yardim edecek bütün imkânlar hazırlanmalıdır. B — Araştırılmış, yazılmış, tercü­ me edilmiş, kompozisyonu yapıl­ mış, tablo hâline gelmiş eser­ leri meydana, sahneye çıkarmak ayrı bir iştir. Burada basın, ya­ yın işi. kompozisyonu icra ede­ cek vasıta ve imkânları hazırla­ ma işi. tabloları teşhir işi mey­ dana çıkar. C — Tören haftalar­ ca süreceğine ve bir çok safhala­ rı olacağına göre, bunun Kon- yada, Ankarada, İstanbul veya başka şehirlerde toptan gerçek­ leştirilmesi, turistler ve çağırı­ lanların bütün gösterilere katıl­ ması için toplu bir program ha­ zırlanmalı, gereken ulaştırma, oturma ve yaşama vasıtaları a- dım adım düşünülmelidir. D — Bıı işleri başarabilmek daima maddiye fond’a dayandığı için, bunun da devlet yardımı, hususî yardım, vakıf. dernek gelirleri veya bağışlar ile şimdiden temi­ nine çalışılmalıdır. Fakat bu temellük israf edilmemesi için onu kimsenin alamayacağı bir banka hesabına yatırmalıdır. 19 yılın ilk bir kaç yılı bu hazırlıkla geçerse, asıl teşebbüse ancak 15 yıl içinde girilebilir.

Bu iş, başta dokunduğum gibi, komisyon seçmekle halledilemez. Bu kadar geniş ölçüde bir te­ şebbüsün yürütülmesi bir çok âşıklar ve fedailer ister. İş tama­ men gönüllü olmalı ve sevgiye dayanmalıdır. Mevlânâ'ya lâyık olmak için benlik dâvasını, ki­ bir ve hasedi, »sen dedin ben de­ dim» i bir tarafa bırakmalı; bu­ nu bir Tanrı, millet ve insanlık görevi olarak yapacak kimseler, karşılıklı tam «teslimiyet» içinde çalışmalıdır. Kimse kimseye bu- yuruk olmamalı, fakat herkes dirliğin buyuruğuna uymalıdır. O vakit toplantılar zoraki olmak­ tan çıkar. Boşuna nutuklar, iti­ razlar, küsmelerle yıllar kay­ bedilmez. Her gün küçük, fakat emin bir adım atılır; ve bir gün gelir 700 üncü yıla büyük bir eser­ le. belki de Mevlânâ'mn ruhunu şâdeden büsbütün yeni ve orijinal eserlerle girilmiş olur.

Bu İş başarılırsa şimdiye kadar yaptığımız kusurları bağışlatmış; bundan sonra yapılacak bütün dernekçe işler için yeter derece­ de yetki kazanmış oluruz. I — Mevlânâ’mn bütün eserle­

ri bir «Külliyat» hâline getiril­ meli ve bir sahifesi metin öbür sahifesi tercüme olarak çift dille basılmalıdır. Bu «Külliyat» m aynı biçimde; aynı yetkinlikte ol­

ması gerekir ki, her Türk aydı- İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

H ayat felsefesini anlamış, in sanlığa in anm ış bir kıym etti.. FE

Güney-batı kısmında yer alıp, önemli bir şehir dışı trafik bağıyla (düğümüyle) sınırlanmıştır. Bu bağ, yeni A n - kara merkezinden Eskişehire doğru giden ve

Yerini belirtmek istediğimiz bir A noktasından geçen uçlaklar çemberinin başlangıç yarı-çemberine göre yaptığı iki düzlemli açı, düzeneğin genellikle

çemberinden olan açısal uzaklığıdır.. Şekil olarak iki tabağın ağız ağıza yapışık olduğu şekle benzer. Bu iki tabağın birbiri üzerine kapandığı

Daha sonraki yıllarda aynı bölgenin aynı koşullarda çekilen resminde bu yıldızların yeni yerleri aynı dik kon düzeneğine göre tekrar ölçülerek  x,  y

Bu araştırmada; Atatürk Üniversitesi Merkez Kütüphanesi Seyfettin ÖZEGE Salonu Basma ve Yazma Nadir Eserleri kataloğunda 1223 demirbaş numarası ile kayıtlı olan Şeyh

halinde tesbit edar. Her I Fikir, kelime, tcşbihat bi)i emsalsiz bir san at, bir ^ itibariyle pek güzel şiir mal- incelik ve zerafet numune- | Zemesi toplayan ve

Bu çalışmada 2004:1-2017:4 yılları arasında Türkiye ekonomisi için Johansen Koentegrasyon ve VECM Granger nedensellik testleri uygulanarak büyüme ve enflasyon