• Sonuç bulunamadı

Papa Eftim ifşaatına devam ediyor:Fener patrikhanesi Türkiye aleyhine kumpas kuruyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Papa Eftim ifşaatına devam ediyor:Fener patrikhanesi Türkiye aleyhine kumpas kuruyor"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

P a p a Eftim ifşa a tın a d ev a m ed iy o r

Fener patrikhanesi Türkiye

aleyhine kumpas kuruyor

f Anadoluda tek ortodoks kalmamıştır. Bu hale göre, Fener kilisesi nasıl oluyor I

I da bu memleketin muhtelif şehirlerine mevhum Metropolitler tâyin edebiliyor. I

t_________________ ________________

i Dün kendisilc görüştüğümüz Türk! «Fener patrikhanesi papazları a- i Ortodoksları Ruhanî Reisi Papa Ef-Irasında vukubulan anlaşmazlık e- îım Fener patrikhanesi hâdiseleri i- jhemmiyelsiz telâkki edilmekte \e bu cin şunları söylemiştir:

1

( D e v a m ı Sa: 7, S ü : 4 de)

* ★

i Fener Sen Sınod Meclisi

Reisicumhur Celâl Bayar a, Adnan Menderese, Ko I

raltan’a ve Millî Savunma Vekili Ethem Menderes'e

t--- --- --- ---

Tebrik telgrafları çekti

Fener Patrikhanesindeki ihtilâf devam etmektedir. Bazı Metropolit­ lerin Sen Sinod meclisine hitaben bir referandum vermiş bulunmaları ve böylece Athenagoras’a karşı cep­ henin büyümesi üzerine Patrik, Sen Sinod meclisini dün toplantıya çağır­ mıştır. Athenagoras için bbu toplan­ tıda nisabı temin etmek çok güç ol­ muştur. Patrik’in gayretine rağmen son dakikaya kadar ancak 5 Sen Si­ nod âzası toplantıya katılmayı kabul etmiş, bunun üzerine Athenagoras

(2)

Yeni Sabah

Fener Patrikhanesi

Türkiye aleyhinde

kumpas

(Baş tarafı l.inci de) his uyandırılmak istenmektedir. A- çıklanmasından çekinilen bu hâdise, esaslı sebeplere dayanmaktadır. Biz, neticeyi aldıktan sonra düşünceleri­ mizi bildirmeyi münasip gördük. Fa kat, hasımlanmın aleyhimde dema­ goji yollarına sapmaları, sıfat ve haklarıma tecavüze kalkışmaları üze rine artık konuşmanın zamanı geldi- kanaatindeyim. Bu kimseler, gerçek ten Türk vatandaşı ise ve Türk ka­ nunlarına riayeti bir borç ve vazifl biliyorlarsa, benim de kanun karşı­ sında ruhanî bir reis olduğumu ve vazife gördüğümü bilmeleri lâzım­ dır.

Bu memlekette bir Rum Orto­ doks azınlığı olduğunu iddia eden­ ler, farkında olmıyarak tefrik ya­ ratmaktadırlar. Buna karşılık elbet­ te ki Türk Ortodoksları da hakları­ nı müdafaa etmek hakkına sahiptir­ ler.

Bugün Amerikada da bir Orto­ doks kilisesi kurulmuştur; âyinlerini, ibadetlerini İngilizce yapmaktadır­ lar. Onlar arasında da ihtilâf aşağı yukarı bizde olduğu gibidir.

Bence, kilise politika ile uğraş­ mamalıdır. Kiliseler, siyaset ocağı değillerdir, Allahın evidir. Fener patrikhanesi, dinî ve ruhanî vazife­ sini ihmal ederek desiseler ile Türk Ortodokslarını Rum yapmağa kal­ kışmaktadır. Esasen Fener patrikha nesi ötedenberi Türkiye aleyhine kumpaslar kurmaktadır. Fener pa­ pazları dinî âyinleri neden Rumca yapıyorlar? Herhalde kendilerince e- saslı bir sebep olsa gerektir. Milli kurtuluş hareketinden sonra yapılan anlaşmada devlet ve kilise kanunla­ rına riayet etmeleri kararlaşmıştı. Halbuki, Fener papazları bu anlaş­ mayı ilk patrik seçiminde bozmuş­ lardır. Devlet ve kilise kanunlarını ihlâl etmişlerdir. Devlet içinde dev­ let gibi lâyüs’el bir teşkilât kurmuş­ lardır. Hükümete danışmadan iste­ dikleri gibi hareket etmektedirler. Türk milletine en büyük düşmanlığı yapan birini patrik seçmekle bütün anlaşmaları bozmuşlardı. Nihayet otuz beş bu kadar yıl sonra, Mavri ¡cemiyetinin faal âzalarından biri her ne sebepten ise, Amerikadan gelerek Fener patrikhanesine postu sermiş, karargâh kurmuştur. Halbuki, Athe- nagorasın Türk tabiyetinde olmadığı herkesçe malûmdu. Lozan andlaşma sına ve tabiiyet kanununa göre yeni den muamele görmesi gerekirdi.

Athenagoras, Amerikadan gelince ilk iş olarak bana karşı cephe aldı. Sinsi bir mücadeleye girişti ve beni bertaraf etmek istedi.

Senelerdenberi bütün temasları - mız ve müracaatlarımıza rağmen millî izzeti nefsi sarsan, bir kin ve garaz mahsulü olan Fenerdeki orta kapıyı da bir türlü açtırmağa mu­ vaffak olamadık. Türlü vasıtalara tevessül ederek bundan kaçındılar.

Şunu da sormak istiyorum: Türk Ortodoksları mübadeleye tâbi olmuş lardır ve Anadoluda tek Ortodoks kalmamıştır. Bu hale göre, Fener ki lisesi nasıl oluyor da bu memleketin muhtelif şehirlerine mevhum metro­ politler tâyin edebiliyor? ve yine mevhum bir Sen Sinod meclisi ku­ rabiliyor? Türkiye kudutları dahi­ linde azınlıkta bulunan bir cemaat var mıdır ki, bunların başına metro­ polit tâyin ediliyor? Bu adamlar kim dır? Sen Sinod meclisi, mübadeleder istisna edilen ve Türk vatandaşı o- larak kalan altı ruhanî dairenin met ropolitlerinden teşkil edilmesi lâzım gelirdi. Binaenaleyh, şimdiki Sen Sinod meclisini keenlemyekûn addet mek lâzımdır.

Athenagoras, eğer hakikî bir Türk dostu ise, teşkilâtını kanunî bir du­ ruma sokmalıdır, benim ruhanî re­ isliğimi tanımalı ve orta kapıyı aç- maladır. O zaman yarım asırdır a- ramızda sürüp gelen ihtilâf

halledil-kuruyor

miş olur.

Şunu da belirtmek isterim ki: Be­ nim patrikhane lâğvedip yeniden kurma yetkilerim vardır. Aforoz da edebilirim; nitekim, Kıbrıs metropo- lini afaroz etmiştim. Bundan böyle, aramızdaki ihtilâf halledilmediği tak­ tirde, uhtemde bulunan yetkilere da­ yanarak icap ederse Fener patrikha nesini lâğveder ve Athenagorası afo­ roz edebilirim.»

Referanslar

Benzer Belgeler

yabancı sermayeyle müştereken otel Yaşlanmış olmasına rağmen güzelliğinden pek fazla kaybetmemiş bu- ler açan Conrad Hilton, İstanbul da yaptırdığı ve

Eski Boğaziçi'nin yalıları güya hendesi bir he­ sap neticesi değil de bir kalbin temayülleri, bir heve­ sin alakaları, bir vücudun hastalıkları, bir ömrün te­ sadüfleri

“ Düşünebiliyor musu­ nuz; bu koyu renk tahtanın bile kullanılmadığı, pastel renk boyalı m obilyalarla sade döşenmiş ’yalıya, saksı saksı palmiyeler,

Küresel küme merkezleri böylesine s›k›fl›k olunca da ikili y›ld›z sistemleri çok daha s›k olufluyor ve ikili sistemlerdeki atarcalar da efl y›ld›z

Öte yandan University College London’dan Sophie Scott, beyin sinyali verilerinin anlamlı bir biçimde konuşmaya dönüştürülmesinin henüz çok uzak bir hedef

— Ev muhterem Efendiler haberinim olsun ki, bu zatı şerif bizi kendilerine evlâd ©dînd’ , bizde onu kendimize manevî bi- peder ittihaz evle dik-dive

Orhan Barlas: Yazar, hu­ kukçu, partili, Antepli, hemşe- ri, yurttaş... Öldüğünü duydu­ ğumda onu, bütün bu özellik­ leriyle düşündüm. Pek çok ki­ şi gibi benim

Ancak şid- detli sepsis ve septik şok olan hastalarda YBÜ’ye yatışında taburculuğa kadar olan zamanda yüksek pozitif sıvı dengesi mortalite riskini