• Sonuç bulunamadı

Hikmet Şinasi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hikmet Şinasi"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

II - H İK M E T Ş İ N Â S Î

Siyâsî T anzim ât’ta n sonra, edebiyatım ızda görülen yenilik­ ler gözönüne alınınca, bu bakım dan m ühim te ’siri b u lun an şah­ siy etler arasında b aşta gelen, hatırlad ığım ız ilk isim Ş inâsî’dir. H ay âtın ın son y ılların a doğru eşinden ayrılm ış olan Şinâsî’nin âile çevresinde, biricik oğlu H ik m et Şinâsî’den başka kimsesi kalm am ıştı.

K em al Paşa-zâde Said B ey’in H a k â y ıku ’l-Vakâyı‘ gazete­ sinde yay ım lan an İngiliz M ektupları başlıklı yazısının sekizin- 2 3 4 5

2 Melıtncd Akif, Hayâtı, Eserleri ve Yetmiş Muharririn Yazıları, İst., 1357 — 1938, Â sâ r-ı İlm iy y e K ü tü p h a n e si N e şriy y â tı, s. 123, n o t— 1.

3 Melımed A kif, İst., 1939, S em ih L u tfi K itâ b ev i, s. 181, n o t—2. 4 Son Asır Türk Şâirleri, c. 1., İst., 1930, O rh â n iy y e M a tb a a ­ sı, s. 91.

5 Mehnıcd Akif, Safalıât, İst., 1943, K e n a n M atb aası, s. v, vıı.

(2)

F. A. TANSEL çişinde verdiği bilgiye göre Şinâsî, b ir teyzesi, onun kızı ve to ru n u v arsa da, onlara yakınlık gösterm em iş, Tasvir-i Efkâr gazetesini neşre başladığı sıralard a m üvezzi' ta ’yin ettiği Y u­ suf A ğa’dan başka kim seyi evine alm am ıştır. Y apayalnız yaşa­ yan Şinâsî, oğlunu yatılı olarak M ekteb-i S u ltâ n î’ye verm işti; onu ancak haftad a-b ir evine geldikçe görebiliyordu. H ikm et Şi- nâsî’yi yakından tan ıy a n A hm ed Râsim, onun, «babasının meş- reb ve m izacından b ir haylisini tev arü s ettiğini, b ir fazla ola­ rak işrete çok düşkünlüğünü, babasından pek az söz ettiğ in i y a z m ış tır6.

H ikm et Şinâsî m u sahh ih olarak çalışmış, ara-sıra b a’zı y a­ zıları da neşredilm iştir. Bu yüzden, basın hayâtım ız m ensûb- ların d an birçoğu onu yakından tan ım ışlar, h â tıra la rın a y e r v e r­ dikleri yazılarında ondan da bahsetm işlerdir. Bu yolda yazı­ lan ların birleşik b ir yanı da, H ikm et Ş inâsî’nin pek garibse- nen h u y ları bulunduğu, b u n lara d âir verilen örneklerin, mi- zâhî b ir fık ra m âhiyetinde olduğudur. A hm ed R âsim ’in de, onun k a ra k terin i can landıran fık raların a, m u htelif yazılarında y er-y er rastlarız. Aşağıya olduğu gibi aldığım ız fıkra, b u n la ­ rın güzel, m a’nâlı ö rneklerinden birini teşkil eder:

«1310 zelzelesinde îk d â m ’m ilk m atbaası dâhilinde b u lu n u ­ yordum . B inânın d ıvarları açılıp kapanm ağa, döşem eler gidip gelm eğe başlayınca birden şaşaladım . E tra fta n kopan çığlıklar, feryâdlar, hızlı-hızlı işitilen koşuşm alar, çağırışm a, bağırışm a- la r teh liken in b ir sallanm adan ib âre t olm adığını kuvvetli-kuv- vetli anlatınca, ilk işim kendim i kapının eşiğine atm ak, orada d urm ak oldu. Böyle zam anlarda binâ dâhilinde, ta ’biri câiz ise en emin, en m ahfûz m ahal b u ralarıd ır; hâlbuki, Şiııâsî-zâde H ikm et m erhûm , boylu boyuna yazı m asasının altın a yatm ış idi. Şaşkınlık, ona yalnız tavan ın yıkılacağını hissettirm iş... B il­ m iyordu, y attığ ı y er de diğer b ir tav an ın ü s tü d ü r!» 7

«İnsan böyledir. H er işin altını-ü stü nü düşünm ek büyük b ir m etânet-i fikriyyeye, büyük b ir nufûz-i nazara m uhtâçtır.»

6 Matbuat Târihine Medhal — İlk Büyük Mıılıarrirler’den Şi­ nâsî, İst., 1927, Y eni M atbaa, s. 48 v.d.

7 İstanbul Mektupları, Hâkimiyet-i Milliyyc gzt., Yıl 4, nu. 1227, 22 E ylül, 1924.

(3)

TT- 5B.M 3¿aP

NOTLAR VE TENKİDLER

Y eni d evirler edebiyatım ızda, birçok şahsiyetler, birçok m es’eleler olduğu gibi, H ikm et Ş inâsî’n in h a y â tın ın da ele alın ­ dığı, ciddî çalışm a v erim i b ir a ra ştırm a yoktur; onun h ay âtını ay d ınlatacak m alzem e, m addî ve m a’nevî b ir parçası b u lu n d u ­ ğu Şinâsî’nin h ay âtı hakk ın da ileride yazılacak esaslı b ir mono­ g rafi için de faydalı olacaktır.

IIIÇİFTE F İİL EKİ: B E L İR L E M E K

A rapça’daki bedihî, zahir, F arsça’daki âşikcîr kelim elerinin T ürkçe’m izde aynı fikri an la tan güzel b ir karşılığı vardır: Belli,

besbelli... Bu kelim eler A rapça, F arsça’daki k arşılık ları gibi

açık; açık olan; delil ve isbâta lü zu m gösterm eyecek derecede m eydanda olan anlam ında da kullanılır. K elim enin kökü, açık m a’nâsm a gelen beZ’dir; A hm ed Vefik P aşa’nın lügatinde beZ-

bel bakm ak; belin; belinlem ek kelim eleri, m u ayı/sn etm ek;

gözleri şaşkın, açık-açık bakm ak; hayretle bakm ak anlam ına geldiği b e lirtilm iş tir8. Şem seddin Sâm i, bel kelim esinin «bizce bugün bırakılm ış ise de» belli, belirm ek, bellem ek gibi keli­ m elerin, bu esas kelim eden tü re tild iğ in i y a z m ış tır9. O nun k a y ­ dettiği gibi, bel kelim esi bırakılm ış değildir; bel-bel bakm ak kelim esinin halk hikâyelerinde kullanıldığı gibi, günüm üzde de, halk arasında yaşadığına, canlılığını sakladığına birçoklarım ız ara-sıra tan ık olm uşuzdur. Bel, an lattığ ı fik irle r dolayısıyle sık- sık başvurduğum uz, bu yüzden, ondan tü re tile n le r de çok k u l­ lanılan kelim elerim izdendir. U ygur Lehcesi’nde, bel’den tü re ­ tilen, alâm et, alâm eti-i fârika, sim bol (eser, nişan, iz; birşeyi, veyâ şahsı ötekilerden ayırdetm ek için konulan işâret; birşe- yin benzerini, onu h a tırla ta n , onun içine aldığı izler aracılı- ğıyle canlandırm a, şekillendirm e, anlatm a) fik irlerin i ifâde eden b ir kelim em iz de var: Belgü I0... F ıransızca’daki Sym bole

8 Lehçe-' Osmânî, îst., Receb, 1293 (1877), c. ı., T a b ’h â n e -i  m ire, bel m ad. b u n d a n ü re tile n le r.

9 Kâmûs-ı Türkî İst., 1317, İkdâm M atbaası, a y n ı m a d d e le r. Bu gibi k elim e leri, b irço k lü g a tle rim iz d e b u lu ru z .

10 A hm ed C aferoğlu, Uygur Sözlüğü, İst., 1934, B u rh â n e d d in M atb aası, Belgü, b u n d a n tü r e tilm iş k elim e ler: Belgülük, belgürmek

( b e lirm e k ), belgiirtmek (b e lirtm e k ).

44

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Danıştay Birinci Dairesi 17.11.2005 tarihli karar ında, sendikamız TÜM BEL SEN ile Niğde Ulukışla Belediyesi arasında yapılan toplu sözleşmenin suç teşkil

Bunlara göre; akut bel ağrısında spinal manipülasyon tedavisi yapar gibi yapmaktan daha etkili değildir, ancak konuyla ilgili değerlendirilen çalışmalar nitelik olarak

Moffet ve ark., 92 hastayı randomize olarak bel okulu ve sadece egzersiz grubu şeklinde iki gruba ayırarak yaptıkları çalışmada 16 haftalık gözlem sü- resince ilk 6

Bu çal›flmada, hastaneye bel a¤r›s› flikayeti ile baflvuran hastalarda kronik bel a¤r›s›n›n etiyolojik nedenleri incelendi.. Kronik bel a¤r›- s›nda altta

Yorgunluk şikayeti olan- larda bel ağrısı yaşama durumu, yorgunluk şikayeti olma- yanlara göre daha fazla olup, aralarında istatistiksel olarak anlamlı

Beyin ve sinir cerrahisi kliniklerinin medikal tedavi ve endikasyonu olan olguların operasyonu dışında bel ağrısı tedavisinde alternatif tedavi seçenekleri olmamasına

 Sıklıkla bel kasları, tendonları ve ligamanlarındaki günlük zorlayıcı aktivitelere (ağır kaldırma, uzun süre oturma, ayakta kalma gibi) bağlı olarak ortaya çıkan

 Gün içinde eğilme, ağır kaldırma, uzun süre oturma veya ayakta kalma ile ağrı kötüleşir ve istirahat.. durumunda da