M
eh
m
ed
K
em
al
H
a
ft
a
d
a
n
H
<
• ■Keşanlı A li’nin
3-Babası
Bundan birkaç hafta önce Beyoğlu’nda raslaâım. Göbeğimi göstererek, “Erit bunları a rif' dedi. “Sağlığa zararlıdır.f
“Eritemiyorum, Haldun b ir türlü yakamıyorum.”
“Bana bak nasıl! Her gün yürüyorum. Elmadağ’dan başladım Tünel’e kadar yürüyeceğim, ordan geri döneceğim."
Hoşbeşten sonra aynldık.
Haldun Taner’i ilk tanıdığımda, Cihat Baban’ın çıkardığı eski Tercüman’ın başyazarı idi. Semih Tuğrul da yazı işleri müdürü. Beşiktaş’ta Nuri Demirağ’ın deniz kıyısındaki basımevinde çıkardı. Şimdi Askeri Mûze’nin olduğu yer sanıyorum. Tanışır tanışmaz hemen dost olmuştuk. Gerçi dostluğu biraz mesafeli id i, ama güvenilir kişiydi.
Her Ankara’ya gelişinde uğrar, hatır sayardı. Çok iyi bir öğrenim görmüştü. Galatasaray’da okumuş, Fransızcayı öğrenmişti, ama gözü Almancadaydı. ilk fırsatta Almanya’ya gitmiş, dili öğrenmişti. Semih Günver anılarında okul arkadaşı Haldun’a geniş yer ayırır. Cahit Sıtkı Tarancı’nın yurt dışında tedavisi sırasında Haldun da ordaymış. Ölünce, cenazesini Adnan Bulak’la birlikte uçağın alt ' deposuna yerleştirmişler. Uçaklarda ölü taşımanın yolcularca iyi karşılanmadığı söylenince, erkenden, kimse görmeden cenazeyi getirip yerleştirmişler. Böylece cenaze yurda gelebilmiş.
Kürt Cemali diye bir kabadayı vardı. Hacettepe’nin kabadayıları, Hergele Meydam’nda pusu kurarak Cem ali’yi öldürmüşlerdi. Olayı gazeteler yazmış, yakınları ağıtlar düzmüşlerdi. Ağıdı çocuklar, gençler yanık yanık söylerdi.
Bir gün Haldun çıkageldi.
“Şu Kürt Cemali olayını nasıl öğreneceğiz, biraz bilgi toplamak istiyorum."
"O lu r" dedim. “Altındağ’a gideriz, Hacettepe’deki kabadayılar kahvesine uğrarız, gereken bilgiyi toplanz, kolay!”
Gerçekten çalıştık, çabaladık, gerekenlerle görüştü, epeyce bilgi topladı. Acaba bu bilgileri ne yapacaktı, bilmiyorduk ^İstanbul’a . döndü.
Sonradan bir de baktık ki, Kürt Cemali olayından Keşanlı A li x- --çıkmıştı. Uzun süre İstanbul’da oynandıktan, epeyce ilgi çektikten sonra bir gün Ankara’ya gelmişti. Bir de baktım bir davetiye göndermiş. Arkasına, “Senin de katkın bulunan oyuna gelmeni rica
ederim," diye yazmıştı. Ankara’nın kondu bölgelerini dolaştırmak ne
kadar katkıysa!..
Gülriz Sururi ile Engin Cezzar’ın başarı ile oynadığı oyunu o gece görmüştüm. Kürt Cem ali olayından esinlenmişti, ama olayla hiçbir ilişkisi yoktu.
Hikâyeci, yazar, gazeteci nitelikleri vardı. Son günlerde, tanıdıklarının portrelerini çizen bir dizi yapmıştı.
146’lar döneminde üniversiteden uzaklaştırmalardı. Sonra üniversiteye yeniden döndü. Bu dönüşünden çok mutlu olmuştu. Ölümün nereden, ne zaman geleceği belli olmuyoc. Fakat
görüyoruz ki BabIâli üstünde son günlerde çok dolanmaya başladı, j