• Sonuç bulunamadı

Tiyatrocuların gözü ile Türk tiyatrosu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tiyatrocuların gözü ile Türk tiyatrosu"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Tiyatrocuların gözü ile

;

M . 1 '■

İTURK TİYATROSU r

Tunç

Yalman

Çetin

KöroOlu

Haldun

Dormen

Ergun

Köknar

ııılılıııiH in i n ıı ıı ıı ı ıııı iiiiiiiiiii ı m ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı m ı ı ı u ı ı ı ı ı n ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı t ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı i f i ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı (Ankara Tiyatrosu yöneticini)

So/ı on yit içinde yurdumuz­ daki tiyatro gelişm esi hiç bir ülkeye nasip oim ıyacak dere­ cede önemlidir. Bu yıllar süre­ since büyük kentlerimizin

gün-(Durman Tiyatrosu yöneticisi) Son on yılda Türk tiyatrosu nun dev adımlarla ilerlediği münakaşa edilem iyecek bir geı çektir. M emlekette bir tiyatro hayatı başlamıştır, eskiden sa­ dece _ytiyatro* vardı. Tiyatro sayısının «ri),.i», tem jyy^ hem de kötü olm uştur. Bir tara tan halkta tiyatroya karşı merak u yanmışsa da, diğer taraftan ti­ yatro kalitesi düşmüş ve her ö- nüne gelen sahneye çıkmaya başlam ıştır.

(Seitir T ıyatrart rejisörlerinden) Genç kuş k laı.n oyun—’ "e yazar o lir a s ' a i a t ’lm .. sı, batı liyatrus'.-.ıup ■?*>■ d»'- ıkîc..me*>. iye; onan h- r n meye baş :«-naşı, -/Hu', a

çelişm esi en briTibariı melerdir. Tiyatro -..yi ması, kaliteyi düşürmüş gundan ilerlem e sayılamaz Türk tiyatrosunun çeşitli

m eseleleri üzerinde belli başlı tiyatro rejisör ve vo ncticilerim ize m uhtelif so­ rular sorduk. Bu soruları­ mıza verilen cevapları bu­ günden itibaren neşretme­ ye

başlıyoruz-(D evlet Tiyatrosu rejisörlerinden)

Derecesini bilmem ama çok ilerlem iştir. Tiyatroların adet­ leri artmıştır, yazar fazlalaşm ış tır. Bunu tiyatronun etkisine ve toplumdaki hizmetine bağ­ lıyorum . Çünkü tiyatro olm a­ saydı, bu kadar büyük bir ge­ lişme de olmazdı.

(K ent Oyuncuları yöneticisi) Seyircinin çoğalması bakımın­ dan ilerlem e var, ama çıkıp çıkıp sönen tiyatrolar ölçüyü bozuyor, seyirciyi aflak bullak ediyor. Zaman zaman yabancı m em leketler ayarında oyunlar çıkıyor, ama bunlar şuursuz ol­ duğu için sonu gelmiyor. 1yı eleman yok, iyi eleman yetişti­ recek okullar yok, her şev te­ melsiz. Ucu2dnn “caçmak oyun­ cu ve seyirci kalitesini yük­ seltmek gerek. Bunun için de e- saslı hocaları olan ciddî dram okulları kurmak şart.

; ... SORU : 1 ...

| Son 10 yı! içinde

{

j Türk Tiyatrosu ne

:

s

derece ilerlemiş -

9 * m

9

: tir? Tiyatro sayısı-

j

| mn artması sizce

:

i

bir ilerleme midir? :

H azırlıyan:

H. Pınar KÜR

delik yaşantısı içinde tiyatro kendine sağlam bir yer edin­ miştir. Haik kitleleri artık ti­ yatrodan bir eğitim aracı ola­ rak yararlanmayı arzulam akta­ dır. Eskinin vodvil adaptasyon­ larına gösterilen ilgi gün geç­ tikçe gerilem ektedir. Bulvar sınıfı tiyatrolar Avrupada oldu­ ğu gibi seyirci sıkıntısı çek­ meye başlamışlardır. Tiyatro sayısının artması hem bir iler­ leme, hem de gerilem e olarak kabul edilebilir. Çok sayıda ti­ yatro, çok sayıda seyirci demek tir. Fakat ülkem izde bu kadar tiyatroyu yürütebilecek yete­ nekte sanatçı olmadığı için mes lek. eski deyim le ayağa düş­ müştür.

(Oraloğlu Tiyatrosu yöneticisi) Bu yıllarda sanat kolları için de en çok ilerleyeni tiyatrodur Tiyatro sayısının artması iler­ lem edir, çünkü tiyatronun ^ıalk tarafından arandığını gösterir, aranan tiyatro da iyi demektir. Vüksek tahsil gençlerinin ti­ yatroyla alâkalanmaları da t- lerlemedir.

(D evlet Tiyatrosu Genel Müdürü)

Bu sualim ize cevabını henüz hazırlıyamamıştır.

(Şehir Tiyatrosu rejisörlerinden)

Son on yıl içinde Türkiyede diğer çalışma alanları tiyatro­ nun yarısı kadar ilerlem iş ol­ salardı, bugün geri kalmış ül­ ke damgasından kurtulmuş o- lurduk Tiyatro sayısının art­ ması elbette ilerlem edir, çünkü: a) Seyirci sayısı artmış demek­ tir; b) Çok sayıda tiyatro reka­ bete ve dolayısiyle gene! orta­ mın yükselm esine yol açar.

(Küçük Sahne yöneticisi) Seyirci kalitesi ve sayısı ba­ kımından çok ilerlem e var. Es- kidenberi iyi olan oyuncular normal gelişm e için d eler, ama yeni oyuncu yetişm iyor. Çünkü tiyatro «tahsil» edebilecekleri bir yer yok. Tiyatro sayısının artması ilerlem e olarak kabul edilem ez. Tersine, bu durum bir «enflâsyon» yaratm ıştır ve böyle devam ederse Türk ti­ yatrosu batar.

(M eydan Sahnesi yöneticisi) Son zamanlarda aktör ve re­ jisör bakımından ilerlem e var­ dır. Tiyatro sayısının aı iması, ilerlem e sayılamaz. Açılan ti­ yatrolar gişe endişesi içinde olduklarından çağdaş tiyatro ataklarını izliyem em ektedirler.

K i II II II I II il ll ll ll it ll ll ll ll ll ii ll ll ll ll ll ll ll ll ll lt ll ll ll ll li ll ll j il ll ll ll ll ll ll ll ll ll ll ıl ll ll ll ll t lf ll ıl ll ll ıl ll ll ll ll ın ıı ıı ıı ıı if ıı ıı ıı ıı ıı ıı ıı ıı ıt ıı ıı ıı ıı ıı ıı ıı t ıl ıı ıi ıl ll ıı ıı ıı ıl ıı ıı ıı ıl ıı ıı ıı ıı ıı ıt ll ll ll ll ll ll lt ll lt f ll ll ll ll f ll ll ll l

(2)

S uçak IİM

î

İ

Tiyatrocuların gözü ile

• • 3 f ,■ t ju ıııiıııı

TURK TİYATROSU

ı i ı m m ı p

Eleştirmeci yok

Yıldız

Kenter

(D evlet Tiyatrosu rejisörlerin­ den).

Tiyatro eleştirm ecilerinin gö­ revleri. sanatçılarla seyirci ara­ sında yol göstericilik ve ışık tu­ tuculuk olm alıdır. Bizdekiler daha ziyade kusur buluculuk ya­ pıyorlar. Zannediliyor ki kusur bulmakla hizmet ediliyor. Fakat bize boncuktan anlıyan değil, mücevherden anlıyan gerek. Bi­ raz daha kuyumcu hassasiyetiy­ le yetişm iş olm aları, tiyatronun bir ilm i olduğunu bilm eleri ge­ rek. Tecrübe, bilgi, teknik ve bununla birlikte bir de sanat değeri bulunması elzemdir.

SORU: 2

Sizce eleştirmecilerin

görevleri nelerdir?

Türkiyede eleştirme­

ci var mı? Görevleri-

yapıyorlar

Neden?

m

Tunç

Yalman

(K ent Oyuncuları yöneticisi). Bizdeki eleştirm ecilerin ölçü­ sü yok. Herhangi bir şeyin iyi ya da kötü olduğuna karar ver­ mek için bir ölçüye dayanmak gerekmez mi? Sonra, eleştirm eci sayılan kim selerin tiyatro bilgi­ si de yok. Bizdeki eleştirm ecili­ ğin en sakat tarafı, bunun mes­ lek haline gelm em iş olm ası. Hiç­ bir eleştirm ecim iz hayatını sa­ dece bu işle kazanmıyor ve ta­ biî ki tam bir eleştirm eci olam ı­ yor.

(Ankara Tiyatrosu yöneticisi). Tiyatro eleştirm ecisi, tiyatro, ile okur arasında bir kılavuz­ dur. Bizim eleştirm eciler bu gö­ revlerini unuturlar ve burunla­ rını kulise uzatırlar, örneğin, e- ser yazarlar, sanat kurulu üye­ si olurlar. Bir eleştirm eci özgür­ lüğünü böyle kendi kendine ze­ delerse, ona eleştirm eci dene­ mez. Yurdumuzda özel çıkarları bakımından tiyatroyla ilg ili ol- mıyan bir eleştirm eci bulmak güçtür.

( Şehir Tiyatrosu rejisö-lerin- den).

Tiyatro eleştirm ecilerinin gö­ revi bir yandan seyrettikleri o- yunun, tiyatro sanatının 2500 y ıl­ lık geleneği içinde medenî dün­ yaca kabul edilen yerini bilmek ve okuyucularına bildirm ek, öte yandan da tem silin çeşitli yön­ leri (reji, oyun, dekor, kostüm, ışık, v.s.) hakkında esaslı bir ti­ yatro bilgisine dayanan, taraf­ sız yargılarda bulunm aktır. Tür­ kiye’de günlük basın tiyatroya karşı ciddî bir ilgi duymağa başladığı gün, bütün medenî ül­ kelerde yapıldığı gibi, bizde de, her yeni tem silin tenkidinin bü­ yüklü küçüklü bütün gazeteler­ de günü gününe çıkm ası âdet haline gelecek ve m em lekette Batı anlamında tiyatro eleştir­ mesi geleneği kurulm uş olacak­ tır. Bir futbol maçının ya da M eclisteki bir tartışmanın bası­ na günü gününe aksetmemesi akla geliyor mu? Oysa tiyatro alanında bu ne yazık ki oluyor. Bir eserin eleştirm esini tem sil­ ler başladıktan bir ay sonra ya- ym lıyan, ya da hiç yayınlamı- yan gazetelerim iz Türkiye’de e- leştirme geleneğinin yerleşm esi­ ni baltalam akla kalm ıyor, diğer ülkelerdekine benziyen bir «ti­ yatro umumi efkârının» bizde gelişm esine imkân verm em iş o- luyorlar.

(O raloğlu Tiyatrosu yöneticisi). Eleştirm ecinin ilk işi oynanan oyun hakkmdaki fikrini, bita­ raf olarak ve çabuk duyurmak. Bir oyunun tutup tutmaması e- leştirm ecilere bağlıdır. Ama biz­ de kritikler çok geç yazılıyor ve mânası kalm ıyor. Sonra, eleştir- ; meçinin halkın seviyesine inme­ si gerek. Yoksa seyircinin ve okuyucunun kendisine itimadı kaimaz. Eleştirm ecinin batırdı­ ğı bir oyunun uzun zaman afiş- : te kalması, onu utandırmalıdır. ;

Çetin

Körofilu

(Meydan Sahnesi yöneticisi). Tiyatronun ilerlem esine yar­ dım edeceklerin başında eleştir­ m eciler gelir. İyi bir eleştirici objektif olarak önce metni, son­ ra, sahneye koyucuyu, dekora­ tör ve oyuncuyu doğru yorumlı- yabilen ve sebepler göstererek eleştiren kimsedir. Eleştirm eci ne kadar zorlu bir iş yüklendi­ ğini bilm elidir ve özel kamla­ rından sıyrılm ası gereklidir. Biz - deki eleştiriciler dünya tiyatro­ sundaki ilerlem eyi izlem em ekte, çağdaş Batı tiyatrosuna yabancı kalm akta ve dolayısiylfe çağdaş tiyatronun özelliklerini bilme­ mekte, anlıyamamaktadırlar. Ti­ yatromuza faydadan ziyade za­ rarları dokunmakta.

Ergıın

Köknar

Engin

\

Gezzar

*

(Şehir Tiyatrosu rejisörlerin­ den).

G örevleri sanatçı ve halkı iyi­ ye doğru yöneltm ektir. Biade b u r ’ yapan eleştirm eci yok. Ül­ kem izdeki eleştiriciler birer ha­ berci olm aktan ileri gidem iyor­ lar.

(D evlet Tiyatrosu Umum Mü­ dürü). Bu sorumuza cevap ver- n'emiştir.

ı m im ııııı m m ııı ı ı ı m m ... ıı ıı ıı

(Küçük Sahne yöneticisi). Eleştirm ecinin görevi aslında çok basit. İyiyi, güzeli, doğruyu belirtmek. Kötüyü ve yanlışı o- lum lu bir şekilde ikaz etmek, düzelm esine yardım cı olmak, normal bir seyircinin gözüne çarpmıyacak iy i veya kötü nok­ talan ortaya çıkarmak. Bunun için geniş bir tiyatro kültürüne ve anlayışına sahip olma ge­ rek tabiî. Bizde eleştirm eci yok gibi bir şey.

ıım ııııııım ıııııııııı .,ç\ T:»«nmınıı*1,,fll,ll,l>, «,llll,ll,l*, , *l , l |i |lllll|ı>l"

(Dorroeıı Tiyatrosu yöneticisi). Eleştirm ecinin görevi tiyatro- uiarın yam sıra halkı eğitm ek­ tir. Bizdekiler tiyatrocuları eğit­ meğe kalkıyorlar. im il ll ll ll ll il ll ll ll ll ll ll ll ll lt

(3)

Tiyatrocuların güzü ile

TÜRK TİYATROSU

X ö İ ü eser

o y n a n a m a z

SORU: i — (A ) Kötü oldu­ ğunu bildiğiniz bir yerli oyuna teşvik m aksadiyle oynadı­ nız mı, yahut oynar mısınız? (B ) Politik sebeplerle repertua­ rınıza alam adığınız eserler var nu?

Röportaj: H. Pınar KÜR

D ev let Tiyatrosu Başrejisörü: Çok kötü olduğunu bilsem ve buna kanaat getirsem ben, şahsen, teşvik m aksadiyle bunun ele a- lınm asına taraftar değilim . Seyir­ ci deneme m ahiyetindeki şeylere mâna verm em ektedir. Seyirci al­ datılm am alıdır. B) Benim bunda yetkim yok.

Kerıt oyuncuları yöneticisi: Oynadığım oyunların hepsi dört başı mamur olm ıyabilir, ama ger­ çekten kötü bir e-seri oynamam. B ) Politik sebeplerle repertuara alm adığım ız eser yok.

Ankara Tiyatrosu yöneticisi: Hayır, hayır.. Yararlı yabancı o- yt^nlar, kötü yerli oyunlardan da-! ha önem lidir. B ) Bir eserin reper­ tuarımıza girm eyiş seb ep lerin in 1 başında o eserin toplum um uza ya­ rarlı olm ayışı gelir. Bizce önem li j olan sorum luluktur.

Oraloğlu Tiyatrosu yöneticisi: Şim diye kadar böyle bir şey yap madım ve bundan sonra da yap­ mam . B) Şu son oyuna kadar ol-!

m adı. Ama Hint D om uzlan k o-. m edisinı oynamaya karar verme-! den önce hayli düşündüm. Aelında oyunu T ürkiyeye adapte ederek oy namak istiyordum , ancak mahzur­ lu gördüğümden adapte etmeden oynamak zorunda kaldım.

Dorraan Tiyatrosu yöneticisi: Bir oyunu, kötü olduğunu b i l e ! b ile oynamam. Ama iy i zan n ed ip ! de sonradan kötü olduğunu anla- i dığım oyunlar olm uştur. B) Pek! yok. Daha ziyade halkın tutup tut m ıyacağını düşünürüm

Tunç

Yalman

Şehir Tiyatrosu rejisörlerinden: İnsan kötü olduğunu bildiği bir şeyi nasıl teşvik eder? B ) Türk tiyatrosu hiç bir sansüre bağlı değildir, ama devletin genel poli­ tikası bazı ederlerin, özellik le res- ]

mi tiyatrolarda oynanmasına en­ gel teşkil edebilir.

Küçük Sahne yöneticisi;

Şim diye kadar kötü olduğunu i bildiğim bir eser oynamadım, oy­ namam da. B) Yok.

Meydan Sahnesi yöneticisi: Kötü oyunu teşvik etm ek ka­ nımca faydasızdır. Kötüyü teşvik ikinci bir kötünün ortaya çıkmasın dan başka bir işe yaramıyor. Üs­ telik, oyun sahibini şımartıp «Ben yazar oldum» dem esine sebep olu yor. Onun için teşvik m aksadiyle kötü oyunların oynanmaması ta­ raftarıyım. B) Tiyatro bir siyasi fikrin propaganda vasıtası olm a­ dığı için şim diye kadar böyle bir sıkıntı çekmedim.

Şehir Tiyatrosu rejisörlerinden:! Kötü olduğunu bildiğim bir o- j yun oynamadım, oynamam. B ) Re-! pertuarı ben yapsam, politik se­ beplerden dolayı oynanmıyan eseri

(4)

Tiyatrocuların gözü ile

• •

1TÜRK TİYATROSU Í

Ş ik â y et p«k çok!

(K ent Oyuncuları yöneticisi): En büyük derdimiz ölçüsüzlük. Çok kolay ve çok amatörce zih­ niyetle tiyatro yapılma yönüne gidiliyor. Bunun bir çok neden­ leri var tabiî, en mühimmi de tem elsizlik.

(Ankara Tiyatrosu yöneticisi): D evlet Tiyatrosu ile ilgili çev relerin başka tiyatroların varlı­ ğını kabul etmez tavır takınma ları ve bölge tiyatroları konu­ sunu kendi çıkarlarına istismar etmelerinden şikâyetçi olmamak mümkün değil.

(Oormen Tiyatrosu yöneticisi): Her önüne gelenin tiyatro aç­ masından, sahneye çıkmasından, tiyatro hakkında konuşmaya kalkmasından (eleştirm eciler da hil) şikâyetçiyim .

(Şehir Tiyatrou rejisörlerin­ den):

(D evlet Tiyatrosu Kaşrejisörü): Y elkensizliğinden. Rasyonel çalışm a sistem inin eksikliğin­ den. Daha düzenli ve daha şu­ urlu bir ekol takip etm eyişim iz­ den.

SORÜ : 6

Türk tiyatrosunun

bugünkü durumun­

da en çok neden

şikâyetçisiniz?

ha iazla hakkı var. Tiyatromuz m illetlerarası seviyeye yakın­ dır, ihele oyuncular m illetler­ arası seviyededirler.

R öportaj:

H. Pınar KÜR

Tiyatro sanatını Batı medeni­ yetinden almışız. Tiyatro sana­ tının çalışma, disiplin ve idari düzen yönlerinden, yüzyıllar boyunca gelişm iş bazı sağlam ilk eleri, gelenekleri vardır. Türk tiyatrosu dünya tiyatrosu­ nun geçmiş tecrübelerinden ör­ nek almak zorundadır. Bunu bilen bir azınlığın parçası ola­ rak, tiyatronun içinde olsun, dı şmda olsun, tiyatro sanatını ken di istedikleri yöne çekmek, dün yaca kabul edilm iş ilk elere, ge­ leneklere aldırmamak m eylin­ de olan bir çoğunluktan şikâ­ yetçiyim . Ama şunu da biliyo­ rum ki benim kuşağım kendini bu yönden gene de mutlu say­ malı. Bizler de durumdan şikâ­ yetçi olureak, uzun yıllar Tür- kiyede Avrupai tiyatro anlayı­ şının tek başına tek önderi, tek bayraktarı olmanın çilesini ve yalnızlığını çeken Muhsin Er- tuğrul hocamız ne desin?

Çetin

Köroğlu

(Meydan Sahnesi yöneticisi): Türk tiyatrosuna devletin at­ tığı çelm e her tiyatronun birin­ ci şikâyetidir. D evletin malî yardımı sağlandıktan sonra Türk tiyatrosunu ciddi bir buh­

rana götüren gişe endişesi ile seçilen oyunlara rağbet edilmi- yeceğini sanırım . Ayrıca çok tiyatro sayısının bir oyuncu en­ flâsyonuna yol açması da bir rahatsızlıktır.

* Engin

Cezzar

(Küçük Sahne yöneticisi); Tiyatroların sayılarının çoklu­ ğu. ekiplerin zayıflığı, genç ti­ yatrocuların m üsait şartlar al­ tında gelişm e imkânı bulama­ maları en çok şikâyet edilecek

noktalar.

Oraloğlu Tiyatrosu yöneticisi): En çok gazetecilerin İlgisizli­ ğinden şikâyetçiyim , Türk sine­ masına çok yardım ediyorlar ve m üsamahakâr davranıyorlar a- ma, tiyatroya öyle değil. Oysa tiyatronun bu vardıma çok da­

(Şehir Tiyatrosu rejisörlerin­ den):

Nesinden şikâyetçi değiliz ki? İstenilen oyunlar oynanamıyor. D evlet tiyatrolarına kadar bile giren «tüccar zihniyeti», öğreti­ ci olm ıyan, belli bir politikası olm iyan tiyatrodan şikâyetçi yim. Tiyatro bir âlettir, belli zamanlarda belli görevleri var­ dır. Bu görevi anlamak, âleti gerektiği gibi kullanm ayı bil­ mek gerek. Tiyatroyla beraber halk da forme olm alı.

Ö Z Ü R

Geçen haftaki cevaplarda yan­ lışlık eseri bir atlama ve karış­ ma olm uştur. Çiğiltepe ile O- raloğlunun cevaplarını doğrulı- yarak yayınlıyoruz:

Asaf Çiğiltepe: D evlet tiyatro­ ya yardım yapm ıyor ki... Yalnız işlettiği bir tiyatro grupu var onun. Oraya yatırılan para da bence çarçur edilm ekte. A ynı para ile yurdumuzun bütün ti­ yatro sorunlarına çare bulunur. Lâle Oraloğlu: D evlet kendi tiyatrolarına fazlasiyle yardım yapıyor, ama özel tiyatrolara hiç. Vergilerin daha da inmesi gerek. Salonlar inşa ettirip u- zun vâdeyle kiraya verebilir, gene uzun vâdeyle krediler aça bilir.

ı i ı ı ı r ı ı ıı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı u m ı ı m i i i ı ı n ı u u s ı ı ı ı n i i U i ı ı ı i i H i ı ı ı ı i i i ı ı ı ı U H i ı ı ı u m ıM t y m u n ı ı j i j i l u ı ı t ı u ı u uı ı j u i i f i i v i f f m m m i m u m

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bunlar­ dan, Yahya Kemal Yaşarken ki­ tabında, senin gençlerimize bir bilgi ve tahlil yoluyla tanıtılma­ sını uygun bulduğun şiirlerin, fi­ kirlerin ve

Sonuç olarak medikal tedaviye rağmen tekrarlayan obstrüktif parotidit semptomları olan tüm olgularda pa- rotis bezi taşı ayırıcı tanıda düşünülmelidir. Tanıda

Kolonizasyon olarak kabul Özet: Kocaeli Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi Eriflkin Yo¤un Bak›m Ünitesi (YBÜ)'nde yatan hastalardan izole edilen infeksiyon etkenlerinin

Solungaçları arkada olan salyangozlar değişik yerlerde, örneğin süngerlerin, hidroyitlerin, kayaların ko- vuklarında ya da girintilerinde yaşayan diğer deniz can-

Sayfalarını çevirirken Piyer Loti’- tıin muhayyilesini dirilmiş görüyorum ve muhtelif formalara sıkıştırılmış re­ simler arasında dünyanın bir çok

Bu matem saçan havanın içinde daha fazla durmak istemeyen Voli Hâşim Bey, mâtemzede kızın kolun­ dan tutarak onu teselli etmeğe gay­ ret ederken, kahraman

BAHAR TANR1SE VER___________ ANKARA - Hükümetin MHP ka­ nadının, Nâzım H ikm et’e yurttaşlık hakkının geri verilmesine ilişkin ka­ rarnameye soğuk bakması, sanatçı ve

Gösteri içinde Bedia Muvahhit’in sine­ ma oyunculuğu üstüne, Si- nema-TV Merkezi tarafından hazırlanan kısa bir belgesel de izleyicilere sunulacak. Aynca Vasfi Rıza