• Sonuç bulunamadı

SALYANGOZLAR Solungaçları Arkada Olan

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "SALYANGOZLAR Solungaçları Arkada Olan"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Fotoğraflar: Bülent Gözcelioğlu

Solungaçları Arkada Olan

SALYANGOZLAR

İ

çinde bulunduğumuz ekosistemi deği-şik özellikleri olan çok sayıda canlıyla pay-laşıyoruz. Her canlı bulunduğu ortamın ko-şullarına uyum sağlayarak yaşamını devam ettirmeye çalışıyor. Tüm canlıların yaşam-sal özelliklerine, avlanmalarına, düşmanla-rından kaçmak için izledikleri yöntemlere, beslenme biçimlerine ayrıntılı baktığımız-da hepsinin çok farklı olduğunu görebiliriz. Hayatta kalmak için bazı türlerde gizlenme (kamuflaj) becerileri, bazılarında zehirli ya-pılar, bazılarında yavaş hareket etme liği, bazılarında da değişik beslenme özel-likleri gelişmiştir. Tüm bu özellikler, Opist-hobranchia denen yumuşakçalar şubesinin bir alt sınıfı olan “solungaçları arkada olan salyangozlar”da görülebiliyor.

Solungaçları arkada olan salyangozlar çok sayıda tür içerir. En iyi bilinen grup

Nudibranc-hia alt takımıdır. Çıplak solungaçlılar

anlamı-na gelen Nudibranchia üyeleri ülkemizde de-niztavşanları olarak bilinir. Solungaçları arka-da olan salyangozların en belirgin ve tanımla-yıcı özelliği, başlarında iki çift dokunaç (tenta-kül) bulunmasıdır. Genel olarak vücut yapıları yumuşaktır. Bazı akraba türlerde olduğu gibi bunlarda vücudu koruyan herhangi bir kabuk yoktur. Ancak, çok değişik savunma becerileri geliştirmişlerdir. Bazılarının gizlenme özelliği gelişmişken, bazıları da zehirli salgıları sayesin-de hayatta kalmayı başarır. Gizlenme becerisi bazı türlerde (örneğin Rostanga elandsia) o ka-dar iyi gelişmiştir ki fark edilmeleri hayli zordur. Solungaçları arkada olan salyangozların

çoğu-nun vücudu parlak ve renklidir. Renk doğadaki diğer canlılar için “zehir” anlamı taşır. Bu küçük uyarı onlar için koruyucu bir mekanizmadır. Bazı türler, yakıcı hücreler taşıyan hidroyitlerle beslenir. Hidroyitlerin yakıcı hücrelerini alarak kendi savunma mekanizmalarında kullanırlar.

Solungaçları arkada olan salyangozlar her-mafrodittir, yani hem sperma hem de yumurta üretebilirler. Beslenme özellikleri de hayli de-ğişkendir; etçil, otçul ve leşçil beslenirler. Hatta bazı türlerde kannibalizm de (yamyamlık) var-dır; bu türler avlayabildiklerinde kendi türlerini ve yumurtalarını yiyebilir. Oldukça yavaş hare-ket ederler. Etçil olanlar daha çok sabit yaşayan hayvanlarla, örneğin süngerler, yosunhayvan-ları ve hidroyitlerle beslenir. Bazı durumlarda, örneğin hidroyitlerle beslenirken

Zooxanthel-Dr. Bülent Gözcelioğlu

84

(2)

Kaynak

Yokes, B., Rudman, B., “Türkiye Sularında Tespit Edilen Aeloniida (Opisthobranchia, Gastropoda) Türleri-Türkiye için 11 yeni kayıt”, Sualtı Bilim ve

Teknolojisi Toplantısı Kitapçığı, Sabancı Üniversitesi,

2004.

Wägele, H., Klussmann-Kolb, A., “Opisthobranchia (Mollusca, Gastropoda) - More Than Just Slimy Slugs. Shell Reduction and Its Implications on Defence and Foraging”, Frontiers in Zoology, 2005.

http://www.sciencedaily.com/ releases/2008/11/081125112958.htm

lae denen tek hücreli, mikroskopik deniz alglerini de (yo-sunları) yerler. Zooxanthellaeler genellikle simbiyotik (her iki canlının da karşılıklı yarar sağladığı birlikte yaşama biçi-mi) alg olarak mercanlarla birlikte yaşar ve mercanlara be-sin sağlar. Aynı durum, solungaçları arkada olan salyangoz-lar için de geçerlidir. Zooxanthellaeler, güneş ışığını kullana-rak fotosentez yapar. Fotosentez sonucu oluşan ürünler, ör-neğin karbonhidrat, solungaçları arkada olan salyangozlar tarafından besin olarak kullanılır. Fotosentez için güneş ışı-ğı gereklidir. Bu nedenle, Zooxanthellaelerle ortak yaşayan solungaçları arkada olan salyangozlar güneş ışığının gire-bildiği çok sığ yerlerde yaşar. Vücutlarının büyük bir kısmı da saydam olduğundan güneş ışığı vücut içinde yaşayan Zooxanthellaeler tarafından rahatlıkla kullanılabilir.

Enerjisini Güneşten

Alan Deniztavşanları

Solungaçları arkada olan salyangozlardan olan ba-zı deniztavşanı türleri (Vaucheria litorea, Elysia

chloroti-ca vb.) beslenme stratejilerinde değişik bir yol izliyor. Bu

türler tıpkı bitkiler gibi güneş enerjisini kullanarak ha-yatlarını sürdürüyorlar. Bilindiği gibi bitkiler güneş ener-jisi yardımıyla fotosentez yapar ve yaşamak için gerek-li enerjiyi bu şekilde sağlar. Texas A&M Üniversitesi’nden biyolog Prof. Dr. James Manhart’ın yaptığı bir araştırma bu konuya ışık tutuyor. Deniztavşanları deniz algleriy-le besalgleriy-lenirken önce deniz algalgleriy-lerini keser, sonra emeralgleriy-ler; sindirim bunun ardından başlar. Sindirim sırasında algle-rin plastit denen, fotosentezde görevli organelleri sindi-rilmez. Deniztavşanının dokularında kalan bu organeller, fotosentez yapmaya devam ederek deniztavşanları için besin sağlar. Dr. Manhart fotosentez için 2000-3000 civa-rında gene gereksinim olduğunu ve bu genlerin hiçbiri-nin hayvanlarda bulunmadığını, bu yüzden de deniztav-şanlarında fotosentezin nasıl devam ettiğini araştırdıkla-rını belirtiyor. Dr. Manhart yaptıkları çalışmalarda deniz-tavşanlarının çekirdek genomlarında fotosentez için ge-rekli en az bir gene rastladıklarını ve bunun başka hiç-bir hayvanda olmadığını da söylüyor. Bununla hiç-birlikte plastitlerin işlevlerini yapabilmeleri için daha fazla ge-ne gereksinim olduğunu da ekliyor. Deniztavşanları bü-yümek, gelişmek ve yaşamlarını devam ettirebilmek için alglere gereksinim duyar. Bununla birlikte, ortam koşul-larının değişmesi, besin bulamama gibi olumsuz durum-larda alglerden sağladıkları plastitlerle ve bunun sonu-cunda elde ettikleri besinlerle uzun süre (9 ay kadar) ha-yatta kalabilirler. Demek ki, deniztavşanı yavruları foto-sentez için gerekli olan gene doğuştan sahip. Ama kendi plastitlerini sonradan kazanıyorlar. Şu anda durum böy-le olsa da koşulların değişmesiyböy-le (örneğin iklim değişik-liği) belki çok uzun bir süre sonra deniztavşanları da tıpkı bitkiler gibi fotosentez yapar hale gelecek. Dr. Manhart ikinci adım olarak deniztavşanının genomunu ortaya çı-karmaya başladıklarını da belirtiyor.

Türkiye’deki Araştırmalar

Türkiye denizlerinde yaşayan, solungaçları arkada olan salyangozlarla ilgili fazla araştırma yok. Ancak, son yıllarda tüplü dalışla yapılan araştırmaların artmasıyla ülkemizde yaşayan türler de yavaş yavaş belirlenmeye başladı. Solungaçları arkada olan salyangozlar değişik yerlerde, örneğin süngerlerin, hidroyitlerin, kayaların ko-vuklarında ya da girintilerinde yaşayan diğer deniz can-lılarının üzerlerinde yaşadıklarından, fotoğraflarının çe-kilmesi ve araştırma için yakalanmaları sadece tüplü da-lış yapmakla mümkün. Tüplü dada-lışta sualtında kalma sü-resinin sınırlı olması bu yöntemin olumsuz yönü. Ancak tüplü dalışla uğraşan, sualtı yaşamına meraklı dalgıçlar ve sualtı fotoğrafçılarının gözlemleri bu alandaki araştır-malara büyük katkı sağlıyor.

Kıyılarımızda yaşayan ve boyları 2-3 cm kadar olabilen mor renkli deniz tavşanı (üstte), fotoğraf Kemer (Antalya)’da çekildi. Boyları 15 cm kadar olabilen turuncu renkli deniz tavşanı (altta), fotoğraf Hatay’da çekildi .

bulent.gozcelioglu@tubitak.gov.tr

Bilim ve Teknik Mayıs 2009

Referanslar

Benzer Belgeler

Midyeler iyi su kalitesine ihtiyaç duyarken, salyangozlar daha geniş toleransa

 Lomber omurga birbiriyle eklem yapmış 5 vertebra ile torakolomber ve lumbosakral eklemlerden oluşur..  İki

Her ne kadar memeli dişleri çene alveolune bağlıysa da diğer omurgalılarda çok çeşitli diş bağlantıları vardır.. Dişler onları destekleyen kemiklere üç genel

• Karbonatlı kayaların çözünmesinde en önmeli etken olan CO 2 , gaz halinde atmosferde, çözünmüş durumda okyanuslardabulunur.. Oksijenin deposu atmosfer CO 2

Askerî  Heyet‐i  Mahsûsa’nın  tahkikatı  sırasında,  İstanbul  gizli  gruplarında  çalışmış  olan  subayların  durumunda  büyük  sıkıntılar 

Bourbaki grubu başlarda sadece bir kitap yaz- mayı hedeflediyse de bu kitap için gereken ön bil- gilerin derli toplu olarak hiçbir yerde bulunmadı- ğını fark ettiler.. Onlar da

Colorado Üniversitesi ve Ulusal Atmosferik Araştırma Merkezi'nden araştırmacılar, deniz seviyesinin yükselmesinin, iklim değişikliğinin bir parçası olduğunu ve

Aditus laryngis adı verilen girişi, önde epiglottis’in serbest üst kenarı, arkada cartilago arytenoideus’lar arasında uzanan mukoza ve yanlarda da plica