• Sonuç bulunamadı

Ölümünün 50. yılında Kuva-ı Milliye misyoneri Mehmet Akif Ersoy

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ölümünün 50. yılında Kuva-ı Milliye misyoneri Mehmet Akif Ersoy"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

UŞUNENLERIN

ÜŞÜNCELERİ

Ölüm ünün 50. yılında Kuva-ı Milliye misyoneri

MEHMET AKİF

ERSOY

Prof. Dr. Safa ERKÜN

1921’de İstanbul'da doğdu. İ.Ü. Hukuk Fakül- tesi’nde lisans, iktisat Fakûltesi'nde dokto­ ra yaptı. İnönü Üniversitesi’nde rektörlük gö­ revinde bulundu. Halen, Mimar Sinan Üniver­ sitesi Atatürk ilkeleri ve İnkılap Tarihi Ensti­ tüsü Müdürlüğü’nü yapıyor.

J

Mehmet Akif sadece, Müdafaa-i Hukuk un

inançlı bir mücahidi ve bir milli şair değil,

aynı zamanda aydın bir doğabilimcisidir

M

Ii, yarım asır doldu. O günden bu yana, yurtta ve dünyada büyük değiş­ meler oldu. Kendisine hizmet edenleri unutma­

yan Türk milleti onu, ölümünün ellinci yılın­ da saygıyla anıyor. Mimar Sinan Üniversitesi

de “ İstiklal Marşı Şairi Mehmet Akif Ersoy”

seminerini bu amaçla düzenledi. Bizler onu, bu sıfat ve hizmetleriyle anıyoruz.

ATATÜRK'ÜN YANINDA

İnkılap tarihimizin (Kurtuluş-Kuruluş- Kalkınma) aşamalarından ilkini oluşturan kur­ tuluş evresinde, Mehmet Akif, Atatürk’ün ya­ nındadır. İstiklal Marşı’nın TBMM’de kabu­ lü sırasında Maarif Vekili olan Hamdullah Suphi Tannöver, Atatürk’ün Ankara’da top­ ladığı birinci TBMM’yi ve bu Meclis’in kür­ süsündeki Mustafa Kemal Paşa’yı şöyle anla­ tır: “ Onu, ilk defa Meclis’in öniinde ve kür­ süde görüyorum. Eski Anadolu, onun dave­ tine, her şekilde, her kıyafette birtakım adam­ lar göndermişti: Bektaşi şeyhleri, Konya çe­ lebileri, medrese uleması, ayaklarında Hitit çarıkları, Ninova duvarlarından inmiş Asuri şeklinde şarkh ağalar. İç Anadolu'nun dört bin senelik kerpiç evi, koynunda ne varsa ora­ da teşhir ediyordu. Mektebin yetiştirdiği kim­ seler, dağın, kırın, anane ve masahn yetiştir­ diği kimselerle beraber, içtima halindeyiz (İ).”

Gerçekten, birinci TBMM, kapatılan İs­ tanbul Mebusan Meclisi’nden Ankara’ya ge­ lebilen mebuslarla, İngilizler tarafından tutuk­ lanarak M alta’ya sürülmüş olup oradan kur­ tularak Meclis’e katılanlar ile, Anadolu ve Ru­ meli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adına seçi­ lenlerden oluşmuştu. Meslek dokusu bakman­ dan, bu Meclis’te 115 bürokrat-emekli, 61 il­ miye sınıfından sarıklı din adamı, 51 kumandan-subay, 46 çiftçi, 37 tüccar, 29 hukukçu-avukat, 15 hekim, 10 aşiret reisi-ağa, 8 tarikat şeyhi, 6 gazeteci, 2 de mühendis ol­ mak üzere toplam 380 üye bulunmaktaydı (2). İşte aralarında Mehmet Akif’in de olduğu, za­ man zaman bozguncu girişimleri ikna gücüy­ le bastırarak, halkı kuva-yı milliye çevresinde bütünleştirerek bağımsızlık meşalesini Anado­ lu’nun bağrında tutuşturmak için görevler üst­ lendiği, kendi kaleme aldığı ve Fransızların Marsellaise’i gibi ulusal bağımsızlık ve özgür­ lük inancının coşkun haykırışını dile getiren İstiklal Marşımızı benimseyen Meclis, budur. Adıyla sanıyla büyük Türk miletinin ilk Mec- lisi’dir.

AYDIN VE DOĞABİLİMCİ

Mehmet Akif sadece, Müdafaa-i Hukuk’ un inançlı bir mücahidi, didaktik-moralist bir milli şair değil, aynı zamanda aydın bir do­ ğabilimcisidir. Bu açıdan bakıldığında, onun şu dizeleri, belirgin bir anlam kazanır:

“ Doğrudan doğruya Kuran’dan alıp ilamı, Asrın idrâkine söyletmeliyiz İslâmî.’’

Görülüyor ki Akif, Müslümanlığın temeli olan Kuran’m 1400 yıl öncesinin ölçü, yön­ tem ve bilgi düzeyine göre değil, çağımızın bi­ lim boyutunun yarattığı idrake göre yorum­ lanmasından yanadır (3). Yani m ü’mindir, fa­ kat sanıldığının tersine “ mürteci” sayılmaz.

Nasıl ki, onun “ mazlum doğu” ya bakışı

da ilginç ve çağdaştır:

“ Ne gördün, şarkı çok gezdin -diyorlar... Gördüğüm: Yer yer Harâb iller, yıkılmış hânümanlar,

başsız ümmetler... Y akılm ış ta rla la r, ot basm ış evler, küflü harm anlar...”

Gerçekçi gözlemleri böylece uzayıp gider ve belki şu mısra’ı ile özetlenebilir: “ Utan­ dım ağlayarak... Ağladım utanm ayarak...”

SAYGIYLA ANIYORUZ

Ve nihayet gurbetten yurda dönüşünde, ölümünden az önce, T ann’ya şu yakarışı, ne kadar insancıldır:

“ ...Ne saadet, bani ondan bile

mahrumum ben. Daha yıllarca eminim ki, hayatın yükünü Dizlerim titreyerek çekmeğe

mahkûmum ben... Çöz de artık, yükümün kördüğüm

olmuş bağını, Bana çok görme İlahi, bir avuç toprağını...”

Onu, o “ Kuva-yı Milliye Misyoneri” ni,

saygıyla anıyoruz.

(1) Hamdullah Suphi Tannöver: “ Fırtı­ na Kuşu.”

(2) Damar Arıkoğlu: “ Hatıralarım.” (3) Nahit Saçlıoğlu: “ Gericilik ve Din” Cumhuriyet 17.12.1986.

Referanslar

Benzer Belgeler

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, lisans eğitimi veren 6 fakülte ve 6 yüksekokul, ön lisans eğitimi veren 10 meslek yüksekokulu, lisansüstü eğitim veren 4 enstitü,

Üniversiteler bilimsel özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip olarak yüksek düzeyde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak üzere kurulan

Sa­ natçı Ankara Gazi Eğitim Ens- titü s ü ’nü bitirdikten sonra 1972-76 yılları arasında Alman­ ya’da Kassel Devlet Güzel Sanat­ lar Akademisi’nde

Seven hun­ dred and twenty-four poem s were submitted in the competition organised fo r this march, and the one by the poet, Mehmet A k if Ersoy was adopted unanimously by

• There is no evidence that using CPAP makes you more likely to catch COVID-19, and nothing to suggest that CPAP will make you more unwell if you do catch it.. • If a CPAP

İlk olarak 2003 yı- lındaki Irak savaşına karşı çıktı; sonra 2010 yı- lındaki Gazze Filosu uluslararası sularda, do- kuz Türk’ün öldürülmesiyle

Heger Jaba li derekê destnîşan kiriba ka ev helbestên stranî ji deve kê hatine guhdarkirin, belkî em îro fêrî navê çendîn îcrakerên (dengbêj, stranbêj yan

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Burdur milletvekili olarak katılan Mehmet Akif, milletvekili olduktan sonra da Milli Mücadele içerisindeki hizmetlerine devam etmiştir..