• Sonuç bulunamadı

Türk Kültürünün Geleneksel Sanatlardaki Yeri Günümüz Çağdaş Sanatına Etkisi ve Eğitime Yansımaları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk Kültürünün Geleneksel Sanatlardaki Yeri Günümüz Çağdaş Sanatına Etkisi ve Eğitime Yansımaları"

Copied!
122
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRK KÜLTÜRÜNÜN GELENEKSEL SANATLARDAKİ YERİ

GÜNÜMÜZ ÇAĞDAŞ SANATINA ETKİSİ VE EĞİTİME

YANSIMALARI

Gizem Şendur

YÜKSEK LİSANS TEZİ

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(2)

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren ...(....) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Gizem

Soyadı : ŞENDUR

Bölümü : Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı, Resim - İş Eğitimi Bilim Dalı İmza :

Teslim tarihi :

TEZİN

Türkçe Adı : Türk Kültürünün Geleneksel Sanatlardaki Yeri Günümüz Çağdaş Sanatına Etkisi ve Eğitime Yansımaları

İngilizce Adı : The Place of Turkish Culture in Traditional Arts, Its Effects on Contemporary Modern Arts and Reflections on Education

(3)

ii

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: Gizem ŞENDUR İmza:

(4)

JÜRİ ONAY SAYFASI

Gizem ŞENDUR tarafından hazırlanan “Türk Kültürünün Geleneksel Sanatlardaki Yeri Günümüz Çağdaş Sanatına Etkisi ve Eğitime Yansımaları” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Güzin ALTAN AYRANCIOĞLU

Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi ...

Başkan: ….………

Üye: ….………

Tez Savunma Tarihi: …./…./2017

Bu tezin Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Prof. Dr. Selma YEL

(5)

iv

TEŞEKKÜR

Çalışma konusunun belirlenmesinde ve çalışmanın hazırlanma sürecinin her aşamasında bilgilerini, tecrübelerini ve değerli zamanlarını esirgemeyerek bana her fırsatta yardımcı olan değerli hocam Yrd. Doç. Dr. Güzin ALTAN AYRANCIOĞLU’na, Ankara, Elvankent Hasan Şükran Saruhan Orta Okulu Görsel Sanatlar Dersi 8. Sınıf öğrencilerine ve değerli öğretmenleri Bingül TÜRKMEN’e, her fırsatta yanımda olan sevgili aileme ve değerli kuzenim İsmail Hakan YILMAZ’a teşekkürlerimi borç bilirim.

(6)

TÜRK KÜLTÜRÜNÜN GELENEKSEL SANATLARDAKİ YERİ

GÜNÜMÜZ ÇAĞDAŞ SANATINA ETKİSİ VE EĞİTİME

YANSIMALARI

(YÜKSEK LİSANS TEZİ)

Gizem ŞENDUR

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

EKİM, 2017

ÖZ

Kültürün bir yaşanmış ve yaşanmışlıkların dışında geleneksel formlar halinde gelecek nesillerce yaşanacağı bilinmektedir. Bu tez çalışmasında da geleneksel kültürün sanatsal değerlerin ve çağdaş sanat bilgisinin öğrencilere kazandırılması ele alınmıştır.

Kültürün bir parçası olan sanatın, geleneksel düzeyi Orta Asya'dan başlayarak ele alınmıştır. Osmanlı Devleti dönemindeki geleneksel sanat çalışmaları ve Batı sanatının etkileri işlenmiştir. Cumhuriyet Dönemi ile birlikte Avrupa'da alınan sanat eğitimleri, bu eğitimlerden etkilenen Türk resim sanatçıları ve eserleri incelenmiştir. Yüzyıllar içerisinde oluşan bütün geleneksel formlardaki sanat ve sanatçıların, günümüze kadar gelen modern tarzdaki sanatçılara etkileri belirtilmiştir. Çalışmanın yöntem bölümünde Ankara Elvankent Hasan Şükran Saruhan Orta Okulu Görsel Sanatlar Dersi 8. Sınıf öğrencilerinin kültür, geleneksel sanat ve çağdaş sanat konularında ön test yapılarak hazır bulunuşluk seviyeleri değerlendirilmiş daha sonra kendilerine ödev niteliğinde çalışma konuları

(7)

vi

çalışma konusu hakkında sunum yapılarak bilgilendirilmeleri sağlanmıştır. Yapılan eğitim sonucunda değerlendirilmek üzere öğrencilere son test yapılarak ön test ve son test arasındaki farklılıklar sayısal verilerle değerlendirilmiş, tez konusu bulgular ve sonuçlar ile desteklenmiştir.

Anahtar Kelimeler : Kültür, Geleneksel Sanat, Çağdaş Sanat, Sayfa Adedi : 102

(8)

THE PLACE OF TURKISH CULTURE IN TRADITIONAL ARTS, ITS

EFFECTS ON CONTEMPORARY MODERN ARTS AND

REFLECTIONS ON EDUCATION

(POST GRADUATE THESIS)

Gizem ŞENDUR

GAZİ UNIVERSITY

INSTITUTE OF EDUCATIONAL SCIENCES

OCTOBER, 2017

ABSTRACT

It is known that culture will be experienced by the future generations either in the experienced traditional forms or other forms that have not been experienced. The gaining of knowledge by the students on traditional arts, artistic values, and modern arts has been studied.

The traditional level of arts, which is a part of the culture, has been examined since the migration from the Central Asia. Works of traditional arts in the Ottoman period and the effects of Western arts have been studied. Arts educations taken in Europe in the Republic period, Turkish painters and their works affected by these educations have been examined. The effects of arts and artists in all traditional forms, which have developed over the centuries, on the extant modern artists have been determined. In the method section of the study, the readiness levels of the 8th grade students of Visual Arts Course at Ankara Elvankent Hasan Şükran Saruhan Middle School were assessed by applying pretest on

(9)

viii

they gained knowledge on their study topics and also they were informed by giving presentations on the study topics during the course. After the training, the students were subjected to the post-test and the differences between the pre-test and the post-test were analyzed quantitatively thus the thesis has been supported by findings and conclusions.

Keywords : Culture, Traditional Art, Contemporary Art Page Number : 102

(10)

İÇİNDEKİLER

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU ... i

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI ... ii

JÜRİ ONAY SAYFASI ... iii

TEŞEKKÜR ... iv

ÖZ ... v

ABSTRACT ... vii

TABLOLAR LİSTESİ ... xiii

ŞEKİLLER LİSTESİ ... xv

BÖLÜM I ... 1

GİRİŞ ... 1

1.1. Problem Durumu... 1 1.2. Araştırmanın Amacı ... 4 1.3. Araştırmanın Önemi ... 5 1.4. Tanımlar ... 5

BÖLÜM II ... 7

İLGİLİ ARAŞTIRMALAR... 7

BÖLÜM III ... 9

KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 9

3.1. Kültür Tanımı ve Türk Kültürü ... 9 3.2. Geleneksel Sanat ... 13

3.3. Geleneksel Türk Sanatının Gelişimi ... 13

3.3.1. Hititler... 13

3.3.1.1. Hitit Sanatı ... 13

3.3.2. Urartular ... 18

(11)

3.3.3.1. Frig Sanatı... 20 3.3.4 Hunlar ... 23 3.3.4.1 Hun Sanatı ... 23 3.3.5. Göktürkler ... 26 3.3.5.1. Göktürk Sanatı ... 26 3.3.6. Uygurlar ... 28 3.3.6.1. Uygur Sanatı ... 28 3.3.7. Minyatür Sanatı ... 31 3.3.8. Hat Sanatı ... 32 3.3.9. Tezhip Sanatı... 33 3.3.10. Yazmacılık Sanatı ... 34

3.3.11. Kağıt Oyma Sanatı ... 35

3.3.12. Kaligrafi Sanatı ... 37

3.3.13. Halı Sanatı ... 37

3.4. Türk Sanatında Çağdaşlaşma ... 39

3.4.1. Çağdaş Türk Sanatının Gelişimindeki Etkiler ... 39

3.4.2 Çağdaş Türk Resminde Öncü Hareketler ... 40

3.4.2.1. Primitifler ... 40

3.4.2.2. 1914 Çallı Kuşağı ... 41

3.4.2.3. Asker Ressamlar ... 43

3.4.2.4. D Grubu ... 44

3.4.2.5. Yurt Gezileri ... 45

3.4.3. Yeni Bir Bakış- Modern - Çağdaş - Postmodern ... 46

3.5. Çağdaş Sanatta Gelenekselcilik ... 47

3.5.1. Bedri Rahmi Eyüboğlu ... 47

3.5.2 Balkan Naci İslimyeli... 49

3.5.3. Nurullah Berk ... 51 3.5.4. Murat Morova... 52 3.5.5. Erol Akyavaş ... 53

BÖLÜM IV ... 55

YÖNTEM ... 55

4.1. Araştırmanın Modeli... 55

4.2. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi ... 55

4.3. Verileri Toplama Teknikleri ... 56

(12)

BÖLÜM V ... 57

BULGULAR VE YORUMLAR ... 57

BÖLÜM VI ... 83

SONUÇ VE ÖNERİLER ... 83

KAYNAKÇA ... 85

EKLER ... 91

Ek 1. Öğrenci Çalışma Yaprağı ... 92

Ek 2. Öğrenci Çalışma Yaprağı ... 93

Ek 3. Öğrenci Çalışma Yaprağı ... 94

Ek 4. Öğrenci Çalışma Yaprağı ... 95

Ek 5. Öğrenci Çalışma Yaprağı ... 96

Ek 6. Öğrenci Çalışma Yaprağı ... 97

Ek 7. Öğrenci Çalışma Yaprağı ... 98

Ek 8. Öğrenci Çalışma Yaprağı ... 99

Ek 9. Öğrenci Çalışma Yaprağı ... 100

Ek 10. Öğrenci Çalışma Yaprağı ... 101

(13)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1 Deney Grubu Ön Test – Son Test Değerlendirmesi 1. Soru ... 57

Tablo 2. Deney Grubu Ön Test – Son Test Değerlendirmesi 2. Soru ... 58

Tablo 3. Deney Grubu Ön Test – Son Test Değerlendirmesi 3. Soru ... 59

Tablo 4. Deney Grubu Ön Test – Son Test Değerlendirmesi 4. Soru ... 60

Tablo 5. Deney Grubu Ön Test – Son Test Değerlendirmesi 5. Soru ... 61

Tablo 6. Deney Grubu Ön Test – Son Test Değerlendirmesi 6. Soru ... 61

Tablo 7. Deney Grubu Ön Test – Son Test Değerlendirmesi 7. Soru ... 62

Tablo 8. Deney Grubu Ön Test – Son Test Değerlendirmesi 8. Soru ... 62

Tablo 9. Deney Grubu Ön Test – Son Test Değerlendirmesi 9. Soru ... 63

Tablo 10. Deney Grubu Ön Test – Son Test Değerlendirmesi 10. Soru ... 64

Tablo 11. Deney Grubu Ön Test – Son Test Değerlendirmesi 11. Soru ... 65

Tablo 12. Deney Grubu Ön Test – Son Test Değerlendirmesi 12. Soru ... 66

Tablo 13. Deney Grubu Ön Test – Son Test Değerlendirmesi 13. Soru ... 66

Tablo 14: Kontrol Grubu Ön Test - Son Test Değerlendirmesi 1. Soru ... 67

Tablo 15. Kontrol Grubu Ön Test - Son Test Değerlendirmesi 2. Soru ... 68

Tablo 16. Kontrol Grubu Ön Test - Son Test Değerlendirmesi 3. Soru ... 69

Tablo 17. Kontrol Grubu Ön Test - Son Test Değerlendirmesi 4. Soru ... 70

Tablo 18: Kontrol Grubu Ön Test - Son Test Değerlendirmesi 5. Soru ... 71

Tablo 19. Kontrol Grubu Ön Test - Son Test Değerlendirmesi 6. Soru ... 71

Tablo 20. Kontrol Grubu Ön Test - Son Test Değerlendirmesi 7. Soru ... 72

Tablo 21. Kontrol Grubu Ön Test - Son Test Değerlendirmesi 8. Soru ... 72

Tablo 22: Kontrol Grubu Ön Test - Son Test Değerlendirmesi 9. Soru ... 73

Tablo 23. Kontrol Grubu Ön Test - Son Test Değerlendirmesi 10. Soru ... 74

Tablo 24. Kontrol Grubu Ön Test - Son Test Değerlendirmesi 11. Soru ... 75

Tablo 25. Kontrol Grubu Ön Test - Son Test Değerlendirmesi 12. Soru ... 76

Tablo 26. Kontrol Grubu Ön Test - Son Test Değerlendirmesi 13. Soru ... 76

Tablo 27. Deney Grubu Eser Analizi 1. Soru ... 77

(14)

Tablo 29. Deney Grubu Ön Test - Son Test - Fark ... 79

Tablo 30. Kontrol Grubu Ön Test - Son Test - Fark ... 79

Tablo 31. Deney Grubu - Kontrol Grubu Ön Test - Fark ... 79

Tablo 32. Deney Grubu - Kontrol Grubu Ön Test - Fark ... 80

Tablo 33. Deney Grubu Eser Analizi Ön Test - Son Test - Fark ... 80

Tablo 34. Kontrol Grubu Eser Analizi Ön Test - Son Test - Fark ... 80

Tablo 35. Deney Grubu Eser Analizi - Kontrol Grubu Eser Analizi Ön Test - Fark ... 81

(15)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1. Eren Eyüboğlu, “Efe”, duralite marufle kağıt üzeri karışık teknik, 100x70

cm. ... 11

Şekil 2. İbrahim Çallı, “ Zeybekler Kurtuluş Savaşında”, Tuval Üzerine Yağlı boya, 154x186 cm, 1917 ... 11

Şekil 3. Şükran Pekmezci, “Düğün” Tuval Üzerine Yağlı Boya, 50x60cm. 2005 ... 12

Şekil 4. Bedri Rahmi Eyüboğlu, “Han Kahvesi”, Kontrplak Üzerine Yağlı Boya, 1973... 13

Şekil 5. Sol üst ve alt: Altından iki kupa Sağ üst: Bir altın kap Alt: Siyah Perdahlı pişmiş topraktan bir kap Hepsi Alacahöyük’ten, Anadolu Medeniyetleri Müzesi ... 14

Şekil 6. Bir geyik ve iki panterin oluşturduğu, altın ve gümüş karışımı bronzdan bir kült standardı. Alacahöyük’ten, Anadolu Medeniyetleri Müzesi ... 15

Şekil 7. Tanrı heykelciği biçimli yapı-adak çivisi. ... 16

Şekil 8. Altın varak kaplı tanrı heykelciği. ... 16

Şekil 9. Pişmiş topraktan kızıl-kahverengi boğa biçimli rhyton. ... 17

Şekil 13. Tek kulplu testi, tunç ... 18

Şekil 12. Demir mızrak uçları. Ayanıs Kalesi MÖ 7. yy ... 18

Şekil 14. Tunç adak levhası, Van Müzesi ... 19

Şekil 15. Tunç ok uçları. Ayanıs Kalesi ... 19

Şekil 17. Tunçtan üretilmiş çeşitli mutfak eşyaları, Van Müzesi ... 19

Şekil 16. İşlemeli tunç göğüslük, Van Müzesi ... 19

Şekil 18. Kalkanların kayelere asıldığı tunç çiviler ... 19

(16)

Şekil 20. Kibele ve müzisyenleri ... 21

Şekil 21. Kibele ... 21

Şekil 22. Ağız kenarı siren eklentili tunç kazan, Gordion ... 21

Şekil 20. Göbekli tunç kase, Gordion... 21

Şekil 24. Tunç Frig fibulaları, Gordion ... 22

Şekil 25. P Tümülüsün’den kakmalı tırnak ... 22

Şekil 26. P Tümülüsün’den kakmalı tabure ... 22

Şekil 27. Pazırık halısı ... 23

Şekil 28. Pazırık Kurgan’ından çıkarılan eyer örtüde yer örtüsünün üzerinde yer alan kartal grifonunun geyiğe saldırısını gösteren tipik hayvan mücadelesi ... 24

Şekil 29. Pazırık Kurgan’ından çıkarılmış keçe alan atlı ve tanrıca figürü ... 24

Şekil 30. Pazırık Kurgan’ından çıkarılan keçe örtüye ait bir ayrıntıdaki sfenks tasviri ... 24

Şekil 31: Ahşap oyma ve Deri Tös, “Kartal’ın Böke/Geyik’i Isırması”, MÖ V-IV. yy. Pazırık Kurganı II, Altay, Rusya, Sazak 2013 ... 25

Şekil 32. Pazırık kurganlarından çıkarılan ile işlenmiş, at başlığına takılan boyalı ahşap heykelcik. Hayvan mücadele sahnelerinin değişik bir ifadesi olarak ağzında bir geyik başı bulunan grifon... 25

Şekil 33. Ahşap üzerine kısmen altın kaplamalı, günümüze kadar gelebilmiş, muhtemelen yaradılış destanlarıyla ilgili bir su kuşunu gösteren bir III. Pazırık kurganı buluntusu... 25

Şekil 34. Moğolistan Altayları’nda Char Chad (Hangay Dağları) kaya resimlerinde betimlenen Göktürk süvarileri ... 26

Şekil 35. Kara-yüs kaya resimlerinde yer alan bir av sahnesi ... 26

Şekil 36. Doğu Türkistan’da Göktürk devrinde mezar başına dikilmiş bir heykel ... 27

Şekil 38. Cagaan Nur’dan (Moğolistan) Göktürk Devrine ait taş baba ... 27

Şekil 37. Kaplumbağa şeklindeki kaidesi ve yukarısındaki kurttan süt emen çocuk kabartmasıyla Göktürklere ait ünlü Bugut Kitabesi ... 27

(17)

Şekil 40. Bezeklik. 9. tapınaktan Buddha tasvirleri (fresko)... 29

Şekil 41. Bezeklik. 9. yy. ait bir uygur prensesini gösteren duvar resmi ... 29

Şekil 42. Bir Uygur korosunu gösteren Bezeklik duvar resmi, Tokyo Privel koleksiyonu ... 29

Şekil 43. Uygur Tipinde tasvir edilmiş çiçek tutan ilah, Sengim 9. yy. duvar resmi ... 29

Şekil 44. Uygur minyatürü, koço K Tapınağı, Uygur Mani rahipleri, 8-9. yy ... 30

Şekil 45. Uygur minyatürü, koço K Tapınağı kıvrık dal beyaz giysili süslemeli ve müzikli eğlence sahnesi içeren tasvirler ... 30

Şekil 46. Uygur kağanının Maniciliği kabul edişini gösterdiği varsayılan minyatür, 8-9. Yy., Koço A Tapınağından ... 30

Şekil 47. Hz. Muhammet, Hira dağında ... 31

Şekil 48. Hz. Muhammet'in doğum anı ... 31

Şekil 49. Hz. Muhammet'in ölüm anı ... 32

Şekil 50. Hz. Muhammet, arkadaşları ile birlikte Kabe'ye geliyor ... 32

Şekil 52. Bir din adamının camide vaaz ve nasihatta bulunması ... 32

Şekil 51. Macaristan Kralı John Sigismund, Kanuni Sultan Süleyman’ın otağ-ı hümayunun’da görülüyor ... 32

Şekil 53. Günümüz hattatlarından Ali Toy tarafından tuğra şeklinde tertiplenen Besmele ... 33

Şekil 54. Günümüz hattatlarından Ali Toy tarafından tertiplenen Besmele ... 33

Şekil 55. Hattat Hamid Aytaç tarafından tuğra şeklinde tertiplenen Besmele (Bilal Sütcü Koleksiyonu) ... 33

Şekil 56. Hattat Mustafa Halim Efendi’nin Muhakkak Besmelesi ... 33

Şekil 57. Erzurum Çifte Minareli Medrese giriş kapısı taş süslemesinde rûmili ve geometrik bordür ... 34

Şekil 58. Fatih dönemi tezhiplerinden bir şemse tezyinatı ... 34

Şekil 59. İlhanlı Sultanı Olcayto Hüdabende için Abdullah ibn Muhammed ibn Mahmud el Hemedani tarafından yazılan 1313 Kura’an’ın zahriye sayfası ... 34

(18)

Şekil 60. XVI. yüzyılda Tebriz’de yapılmış Ali Şir Nevai’nin divanından sadece

altınla boyanmış bir sayfa ... 34

Şekil 61. Beyaz fon üzerine, iri renkli çiçeklerden oluşan bir Bartın yazması ... 35

Şekil 62. “Elvan yazmalarına” İstanbul’dan bir bohça örneğinden detay ... 35

Şekil 64. “kalıpla baskı” tekniği ile yapılmış yazma bohçadan bir detay ... 35

Şekil 63. Kandilli “kalem işi” yazmalarından bir yorgan yüzü ... 35

Şekil 65. Dişi oyma tarzında yapılmış “Allah-Muhammed” levhası Osman Rıfkı Eseri ... 36

Şekil 66. “dişi” ve “erkek” kağıt oyma örneği (A. Süheyl Ünver oyması) ... 36

Şekil 67. Kağıt oyma olarak yapılmış bir Mevlevi derviş tasviri ... 36

Şekil 68. Gazneli Mahmud Albümü içindeki kağıt oyma çiçekler ... 36

Şekil 70. Arap kaligrafisi... 37

Şekil 69. İngiliz Kaligrafisi ... 37

Şekil 71. Çin Kaligrafisi ... 37

Şekil 72. Holbein Tipi Bergama Halısı 157x212 17. yy. sonları ... 38

Şekil 73. Kafkas Halısı, Yıldızlı Kazak 170x220 cm 18.-19. yy. ... 38

Şekil 75. Pazırık Kurganı, Pazırık Halısı 200x189 cm M.Ö. 3.-6. yy. ... 38

Şekil 74. Konya, Çumra Kilimi 132x200 cm. 19. yy. ... 38

Şekil 76. Süleyman Sami Kulları: Ihlamur Kasrı, Tuval üzerine yağlı boya. Ykl. 120x90 cm ... 41

Şekil 77. Şefik: Sarayda Ziyafet Sofrası, Tuval üzerine yağlı boya, 73x92 cm ... 41

Şekil 78. İmzasız: Sultan Ahmet Meydanı, Tuval üzerine Yağlı boya, 65x85 cm ... 41

Şekil 79. Sanatçısı bilinmiyor: Edirne’de Köprü, Tuval üzerine yağlı boya. 65x85 cm... 41

Şekil 81. Selahattin: Kağıthane’de Çadır Köşkü, Tuval üzerine yağlı boya, 120x90 cm ... 41

(19)

Şekil 83. Namık İsmail: Hayrünisa Venç’in Portresi. (1922) mukavva üzerine yağlı

boya. 50x70 cm ... 42

Şekil 82. İbrahim Çallı: Oturan Kadın, Tuval üzerine yağlı boya. 57x97 cm ... 42

Şekil 85. M. Ruhi Arel: Emziren Kadın, Tuval üzerine yağlı boya. ... 42

Şekil 84. Nazmi Ziya: Köprü. Tuval üzerine yağlı boya, 31x44 cm ... 42

Şekil 86. Feyhaman Duran: Portre, Kontrplak üzerine yağlı boya, 35x25 cm... 43

Şekil 87. Hikmet Onat: Topkapı Sarayı (1953), 55x65 cm ... 43

Şekil 88. Arif Kaptan: Beyaz Ev, 1980, duralit üzerine yağlı boya 43x43 cm ... 44

Şekil 89. Hikmet Onat: Siperde Mektup Okuyanlar, 150x124 cm ... 44

Şekil 90. Namık İsmail: Son Mermi, 144x204 cm ... 44

Şekil 91. Nurullah Berk: Destici, Tuval üzerine yağlı boya. ... 45

Şekil 92. Zeki Faik İzel: Dolma Bahçe Sırtlarında, Tuval üzerine yağlı boya 40x58 cm ... 45

Şekil 94. Elif Naci: Çarşamba’nın Çarşambası (Samsun) ... 46

Şekil 93. Selim Turan: Bodrum Genel Görünüş (Muğla) ... 46

Şekil 95. Malik Aksel: Denizlili Gelin (Denizli) ... 46

Şekil 96. Soyut Adam Kilimli, 124x184 cm, kilim üzerine akrilik ... 48

Şekil 97. Aşık Veysel, 70x96 cm, kağıt üzerine guaj ... 48

Şekil 98. Ana, 224x70 cm, kağıt üzerine guaj ... 49

Şekil 99. İbrikli, 205x85 cm, kağıt üzerine guaj ... 49

Şekil 100. Son Kalan III, 1978, 25x25 cm, Kolaj ve çini ... 50

Şekil 101. Doğu – Batı II, 2001, 70x70 cm, keçe üzerine boya, bakır ... 50

Şekil 102. Dersaadet’ten Sevgilerler I, 1978, 12x24, Kolaj ve çini ... 50

Şekil 103. Karayazı serisi, 2009, 150x50 cm, Manipülasyonlu dijital fotoğrafçılık ... 51

Şekil 104: İskambil Kağıtlı Natürmort, 60x80 cm, tuval üzerine yağlı boya ... 52

Şekil 105: Ütü Yapan Kadın, 99x99 cm, tuval üzerine yağlı boya ... 52

(20)

Şekil 107: Çömlekçi, 98x30 cm, tuval üzerine yağlı boya ... 52

Şekil 108. Vavmeran, lazer kesim demir ... 53

Şekil 109. Dem Bu Dem, 30x30 cm, tuval üzerine karışık teknik ... 53

Şekil 110. Tahammül Mülkü, 265x165, folyo kesim ... 53

Şekil 111. Kerbela IV, 125x100 cm, Tuval üzerine akrilik ... 54

Şekil 112. Miraçname, 65x55 cm, Orijinal litografi ... 54

(21)

BÖLÜM I

GİRİŞ

1.1. Problem Durumu

Sanat, güzeli arama ihtiyacından ortaya çıkmış, tarihin en eski dönemlerinden beri var olan, algılayabildiğimiz her şeyi içine alan bir olgudur. Sanat, her alanda ve her konuda kendini gösterebilir. Bu gösterim ise çevresini sanat yoluyla algılayabilen insanların çabasıyla vücut bulur (Balcı, 2010, s. 13).

Sanatı bir başka şekilde tanımlamak gerekirse, insan duygularına güzel gelen insanı etkileyen olguları ortaya çıkarma gayretidir (Read, 2014, s. 1).

Sanatın insanlık tarihi kadar eski olmasının yanı sıra, insanlığı geride bıraktığı en güzel hazinelerden biri de kültürdür.

Kültür toplumların bir araya gelerek, tarih sahnesi boyunca birçok sosyal olguyu içine alarak, maddi ve manevi yaşantının içinden ortaya çıkmasıyla mümkündür. Kültürün içine pek çok olguyu alabiliriz. Yaşadığımız topraklar üzerinde tarih boyunca ve bizden önce var olan tüm medeniyetlerin biriktirdiği her türlü tarihi bilgi ve güzel sanatlar bilgisi, kültürümüz hakkında pek çok şeyi anlatır (Kuban, 1970, s. 7).

Türk kültürü, derin bir tarihi sürece dayandığı kadar, geniş coğrafyalara uzanmış oldukça zengin bir yapıya sahiptir. Zaman içerisinde sahip olduğumuz bu kültür, sanatımıza, mimarimize, yaşamımızın her alanına etki etmiş, geleneklerimize dahil olmuş ve varlığını sürdürmüştür.

Manevi ve maddi kültür arasında bazı farklar vardır. Güzel sanatlar, edebiyat gibi sanat dalları ve bu sanat dallarının getirdikleri manevi kültüre nazaran çok hızlı değişim gösterir. Ancak maddi kültüre göre hızlı bir gelişim sergilemez. Güzel sanatlar, edebiyat ve diğer sanat dalları bir toplumun gelişimi ve değişimi hakkında çok fazla rol oynar. Var olan

(22)

düzendeki sorunlar, değişimler bu alanlar aracılığıyla belirlenir ve çözümlenir (Kongar, 1989, s. 40-41).

Türk kültürü, gelenek ve göreneklerin içinde varlığını koruduğu gibi geleneksel sanatların içerisinde de yerini almıştır. Her dönemin kendine özgü bir sanatı olmuş ve içinde kültürel öğelere yer verilmiştir fakat yine de bir tarafımız Batı’ya yönelmiştir. Zaman içerisinde Batı’dan da etkilenerek yeni sanat eserleri oluşturulmuş, her oluşturulan sanat eseri içerisinde geleneğimizin ve ulusal kimliğimizin korunması gayretine girilmiştir.

Türk toplumunun kültür ve sanat alanındaki değişimi 18. yy.’da Batı’ya açıldığı tarihe denk düşmektedir. 1720’de 28 Mehmet Çelebi Paris’e elçi olarak gönderilmiş ve Batı’dan sanat alanında yararlanma böylece başlamıştır. Türkiye’ye Batı Avrupa’dan pek çok sanatçı gelmiştir. Bu sanatçılar sayesinde Türk sanatçıların çalışmalarında da değişimler kaydedilmiştir. O dönemin ünlü nakkaşı Levni’nin çalışmalarında bu etkileri görmek mümkün olmuştur. Işık-gölge ve renk değişimleriyle eserlerine yeni bir boyut kazandırmıştır (Gültekin, 1992, s. 11). Gültekin’in yanı sıra bu olayları farklı şekilde yorumlayan sanatçılar da olmuştur.

Batıya yöneldiğimizden bu yana, resimsel biçimleme anlayışlarını dışarıdan hep hazır olarak aldık. Bu geçen yüzyılın ikinci çeyreğinden bu yana değişmedi. Klasisit – romantik melezi bir resim yorumlama anlayışı ile izlenimci anlayışlar ve sentetik - kübist akımı ile kimi dışavurumcu resimleme çabaları da, hep Batı’da olup bittikten sonra ülkemiz sanatçılarınca benimsendi (Berk & Turani, 1980, s. 167).

Böyle bir durumda sanatın hem Batı kolu hem de gelenek kolu bir araya getirilerek Batı sentezli bir sanat inşasının temelleri atılmaya başlandı.

Sanatın tüm toplum tarafından anlaşılabilmesi ve benimsenmesi ancak kendi hayatımızdan ve kültürümüzden gelen olguların işlenişiyle mümkündü. Nitekim resmin içinde ne kadar bizden olan konulara yer verilmiş ve işlenmişse bunlar edebiyat ve çevresi tarafından da dikkat çekmişti (Özsezgin, 1982, s. 24-26).

Çağdaşlaşma dönemini Türk sanatında belirli bir tarihe bağlı olarak bulamayabiliriz. Ancak 1795 yılında, Mühendishane-i Berr-i Hümâyun’un kuruluşu ve bu kurumun Batı’ya yönelik etkileri içinde barındırmış olması nedeniyle, çağdaşlaşma sürecinin başlangıcının belirlenmesinde yardımcı olduğu kabul edilebilir (Tansuğ, 2008, s. 11).

Türkiye’de batılılaşma sürecinin getirdiği değişikliklerin belirli ölçülerde Avrupa’dan kaynaklandığı yönünde ön yargıları da beraberinde getirmiştir. Ancak belirli bir sanat

(23)

kendine has üslubunun çağdaşlaşma sürecinde bir avantaj olarak dahil olduğu kabul edilebilir. Batıdan alınan modern verilerle bir araya gelerek aktif bir iç etken oluşturmuşlardır (Tansuğ, 2008, s. 11).

Tarih boyunca edinilen kültür öğeleri, Batı etkisinde dahi Türk sanatındaki yerini korumayı başarmıştır. Yeni bir bakış açısı olarak Batı ile buluştuğumuz ve çağdaş sanatın ilk temellerinin atıldığı bu noktada dahi, kendi öz benliğimizden gelen pek çok noktanın bize bu yolda ışık tuttuğunu anlıyoruz.

Batı ile buluşup, yeni biçimler ve kavramlar edinen Türk sanatı, çağdaşlaşma yolunda ilerlerken aslında bu yolda gereken her şeyi kendi değerleri içinde barındırdığının farkına varmıştır. Bu sayede oluşturulan sentez ile çağdaşlaşma yolunda büyük adımlar atılmış, hem Batı’ya dahil olup hem de Batılı olmamayı başarmıştır.

Yaklaşık 1980’den beri ortaya çıkan yapıtlar için “çağdaş sanat” terimi kullanılmaktadır. Çağdaş sanat olarak nitelendirilmesinin nedeni günümüze yakın olan sanat eserlerini, “modern” olarak nitelenen daha önceki oluşumdan ayrı tutmaktır (Whitham & Pooke, 2013, s. 9).

Çağdaş sanat Türk sanatı tarafından da benimsenmiş, ileri düzeyde eserler verilmiştir. Her ne kadar ülkemizde genel kitlenin sanat anlayışı sahnesinde kabul edilirliği değişik yorumlansa da, zaman içerisinde bu sancılı dönem atlatılmış, bugün hemen her sanat yapıtı içerisinde gerek dolaylı gerek direkt olarak çağdaşlığa, çağdaş sanata yer verilmiştir.

Günümüz sanatının gereği içerisinde bulunduğumuz bu durumdan dolayı sanat eserleri, tüketiciye karşı daha talepkâr olmuş ve tüketiciden eserleri anlaması ve yorumlaması açısından belli bir bilgi düzeyi, estetik bir bakış açısı ve görsel anlamda hazır bulunurluk seviyesinin oluşmuş olmasını beklemektedir. Bu birikimin olması da ancak bireylere verilecek eğitim ile olabilmektedir. Henüz aşina olduğumuz çağdaş sanatı tam anlamıyla sanat tüketicilerinin benimseyebilmesi için öncelikle çağdaş sanat hakkında belirli bir bilgiye sahip olmaları, görsel anlamda bakış açılarının zenginleştirilmiş olması gereklidir. Fakat bundan da önce kendi sanat eserlerimizi benimseyip yorumlama gücüne sahip olunmalıdır. Bu da ancak, kültürünü, öz benliğini, kendi sanatının gelişimini, örneklerini incelemiş, öğrenmiş kısacası kendi kabuğunu tam anlamıyla kavrayabilmiş olmasından geçmektedir. Zira kendi kültürünü, kendi sanatını kavrayamamış bir kitleden, Batı temelli çağdaş sanatı anlamasını beklemek çok da doğru değildir. Bu nedenle eğitime temelden başlanmalıdır.

(24)

Öncelikle Türk kültürü, Türk sanatı hakkında verilecek bir eğitimle geliştirilen görsel hafızaları, daha sonra çağdaş sanat ile tanıştırıp, estetik yönlerini geliştirip, bilgi düzeyi daha yüksek bir sanat tüketicisi topluluğu haline getirerek, geleceğe hazırlamak gerekmektedir. Dolayısı ile günümüzde orta öğretim ve lise kurumlarında verilen sanat eğitiminin çağdaş sanatı daha iyi anlayabilmeleri, yorumlayabilmeleri ve günümüz sanatına ayak uydurabilmeleri adına, öncelikle kendi kültür ve sanatlarını bilmeleri, bu doğrultuda eğitim almaları ve temeli sağlam bir sanat bilgisi ile günümüz sanatını yorumlayabilmeleri için bu konuda verilecek olan sanat eğitiminin nasıl olması gerektiği ve geleneksel sanatımızın çağdaş sanatlarla etkileşimi ve görsel sanatlar 8. sınıf dersi öğrencilerinin başarısına etkisi problem durumunu oluşturmakta ve araştırmanın yapılması gerekliliğine inanılarak bu probleme cevap aranmaktadır.

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı; günümüz sanat eğitiminde okullarda uygulanan müfredata ek olarak, öğrencilerin sanatsal anlamda kendi kültürlerini benimseyip geleneksel sanat çalışmalarını inceleyerek, Türk sanatı hakkında bilgi sahibi olmalarına yardımcı olmak, çağdaş ve modern sanatı anlamlandırmalarını bilişsel düzeye çıkarmak ve özgün düşünerek estetik bakış açılarını güçlendirip kendi özleriyle bugünü sentezlemeyi başarabilmelerini sağlamaktır. Deney ve kontrol grubu öğrencileri ile yapılan çalışmada elde edilmesi hedeflenen, öğrencilere eğer eğitimi verilirse bu verilen eğitim neticesinde sanat ve kültür konusunda yeterli ve bilinçli bireyler yetiştirilebileceğini ortaya koymaktır. Deney grubuna sunum ve çalışma yaprakları, kontrol grubuna ise klasik ders anlatımı yapılmıştır. Deney ve kontrol grubu öğrencilerinin başarıları arasındaki farkı belirlemek araştırmanın amacını oluşturmaktadır.

Araştırmanın alt amacını ise

 Deney ve kontrol grubunun ön testler arasında anlamlı bir fark var mıdır?

 Deney grubunun ön testleri - son testleri arasında anlamlı bir fark var mıdır?

 Kontrol grubunun ön testleri - son testleri arasında anlamlı bir fark var mıdır?

 Deney ve kontrol grubunun son testleri arasında anlamlı bir fark var mıdır?

(25)

 Deney grubu eser analizi ön testleri - son testleri arasında anlamlı bir fark var mıdır?

 Kontrol grubu eser analizi ön testleri - son testleri arasında anlamlı bir fark var mıdır?

 Deney grubu ve kontrol grubu eser analizi son testleri arasında anlamlı bir fark var mıdır?

maddelerinden oluşturmaktadır.

1.3. Araştırmanın Önemi

Türk kültürünün geleneksel sanatlarımıza etkisini, çağdaş sanattaki yerini ve eğitimde de bunlara yer verilmesinin önemini vurgulayan bu araştırmada, bugün uygulanan eğitim sistemi müfredatında bu konuya gerektiği ölçüde yer verilmemesi, nitekim bu konuların önemle vurgulanıp öğretilmesi hususuna ilişkin olarak eksikliklerin tespiti ve önemine dikkat çekmek amacıyla araştırmanın yapılması ihtiyacı ortaya çıkmış ve önem kazanmıştır.

Öze bağlı kalınarak, bugünle sentezleyip özgün yapıtlar ortaya koymak ve olağan sanat eserlerini estetik ve sanatsal açıdan daha bilinçli bir şekilde değerlendirebilmek ve özümseyebilmek için böyle bir araştırmada Türk kültürünün, geleneksel sanatların ve çağdaş sanatın içeriği araştırılarak özellikleri ortaya konacaktır. Öğrencinin henüz aşina olduğu çağdaş sanatı, anlayabilmesi ve yorumlayabilmesi için, öncelikle kendi kültürünü ve sanatını iyi bilmesi ve değerlendirmesi gereklidir.

Öğrencinin kendi kabuğundan yola çıkarak oluşturacağı sanat yaşamında, kültürünün değerini anlaması, kendinden bir şeyler katarak günümüze uyum sağlayan, sentezlenmiş özgün yapıtlar ortaya koyması ve bugünümüzü oluşturan çağdaş sanat eserlerini belirli bir birikim dahilinde anlayabilmesi için araştırmanın sanat ve eğitim boyutunda önem kazandığı düşünülmektedir.

1.4. Tanımlar

Ahenk : “Eski dilde uyum” (Sözen ve Tanyeli, 2010, s. 17).

Estetik : “İlk defa 1750 yılında Alman filozof Baumgarten tarafından yayımlanan “Aesthetica” adlı kitabında estetik sözcüğü derinlemesine irdelenerek bir bilim olarak açıklanmaya çalışılmıştır. Baumgarten estetiği “Duyulardan elde edilen bilgilerle, güzel üzerine düşünme bilimi” olarak tanımlamıştır” (Balcı, 2010, s. 11).

(26)

Klasizm : “Sanatta klasik ilke ve örnekleri izleme anlayışı. Her sanat ve üslubun bir klasik dönemi var olabileceğine göre, klasizm genelde her sanat ve üslup için söz konusu olabilir” (Sözen ve Tanyeli, 2010, s. 172).

Romantizm : “Sanatta ülküselleştirilmiş doğanın yoğun bir duygusallık ve duyarlılık yansıtacak nitelikte ele alınıp yapıtların bu doğrultuda oluşturulması anlayışı” (Sözen ve Tanyeli, 2010, s. 261).

Empresyonizm: İzlenimcilik “bir izlenimin uyardığı duyumların duyulduğu biçimde üretildiği bir resim yöntemidir” ve sanatçının nesneleri kendi kişisel izlenimine göre resimlemesini amaçlayan akımdır (www.frmtr.com/edebiyat/5049934-izlenimcilik-empresyonizm-nedir.html).

Kübizm: “İzlenimcilk ‘e tepki olarak ortaya çıkan ve G. Braque ile P. Picasso’nun önderlik ettiği bir modern resim akımı” (Tanyeli, Sözen, 2010, s. 185).

Postmodernizm: ““Sonra”, “sonrası” ya da “ötesi” anlamındaki post ekinden anlaşılacağı üzere, postmodernizm kavramı “modernizm” sonrası demektir” (Yılmaz, 2013, s. 204).

(27)

BÖLÜM II

İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Yurt (2012) “geleneksel Türk sanatlarının 1970 sonrası çağdaş Türk resmine yansıması” adlı yüksek lisans tezinde Türk sanatlarından minyatür ve hat sanatının çağdaş Türk resmine yansıtılarak özgün sanat oluşturma ve geleneksel sanatları günümüz sanat anlayışı ile yorumlayarak tuvallerine yansıtan sanatçıları ve eserlerini konu almıştır. Geleneksel Türk resminin çağdaş sanat anlayışında sentezlenip Türk ulusallığının Türk resimlerine aktarımı incelenmiştir. Bu araştırma, bu inceleme ile birlikte Türk sanatlarının etkilerini yapıtlarına yansıtan sanatçılardan Erol Akyavaş, Ömer Uluç, Ergin İnan, Devrim Erbil ve Süleyman Saim Tekcan’ın sanat anlayışları ile sınırlandırılmış, hat ve minyatür sanat anlayışlarının çağdaş sanat senteziyle yapılandırılmış hali temel alınmıştır.

İnan Öztürk (2006) “geleneksel Türk kültür ve sanatının çağdaş Türk resim sanatına etkileri” adlı yüksek lisans tezinde geleneksel kültürün Türk resim sanatının tüm dönemlerinde etkili olduğunu ifade ederek, evrensel bir sanat dilinin yaratılması çabasının karşısında ulusal bir sanat dili yaratma çabasını baz alan sanatımızın çağdaş sanata etkilerini incelemiştir. Ülkemizde Batı’dan alınan üsluplarla, yerel temaların birleştirildiği sanat anlayışından bahsedilmiştir. Henüz 1950’li yıllarda Batı’dan alınan soyut sanatın içinde bile kendi geleneksel sanatlarımızdan izlerin arandığı gerçeğini vurgulayarak, sanatçıların üretimini esas alarak araştırmasını oluşturmuştur.

İncelenen geleneksel sanat, çağdaş sanat ve birbiri üzerindeki etkilerini araştıran tez çalışmalarında, genel olarak tek yönden incelenmiş ve bu sentezlemenin eğitimdeki yeri hususundan bahsedilmemiş daha çok teorik bir biçimde araştırıldığı fark edilmiştir. Çağdaş sanatın bu kadar gündemde olduğu dönemde, eğitimdeki yansımasına dikkat çekilmemiş ve çağdaş sanatın anlaşılması hususunda temel bir eğitim niteliğinde ilk önce geleneksel sanatlarımızın öğrenilmesi gerekliliğine değinilmemiştir.

(28)

Türk kültürünün, geleneksel sanatlarımızın, çağdaş sanatın ve birbirleri üzerindeki etkilerini görmenin, çağdaş sanatı anlayıp yorumlamanın, öğrencilerin günümüz sanatını doğru yorumlayabilmeleri, çalışmalarında yer vermeleri adına böyle bir çalışmanın yapılmasının, sanattaki bilgi düzeyinin artmasına faydası olacağı ve öğrencilerin sanat üzerindeki başarısında etkili olacağı düşünülmüştür. Bu doğrultuda öğrenci çalışmaları incelenerek, çağdaş sanat eserleri yorumlatılarak, çalışma açısından değerlendirilecektir.

(29)

BÖLÜM III

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

3.1. Kültür Tanımı ve Türk Kültürü

Kültür bir milletin dününü yansıtır, yansıtmakla kalmaz o milletin fertleri için geleceğe ilişkin önemli ipuçlarını da içinde barındırır. Çünkü toplum geçmiş dönemde kendisi için hayati önem taşıyan zorlukları, engelleri aşma yollarını belli kurallar üzerine oturtmuştur. Kendine göre bu zorluklarla baş etmenin standartlarını da zaman içerisinde geliştirmiştir. Bu standartlar kendi içerisinde maddi ve manevi değerleri de barındırır. Zaten bütün bu maddi ve manevi değerler kültürün ana omurgasını oluşturmaktadır (Güngör, 1999, s. 68). Kültür, ait olduğu milletin bütün özelliklerini yansıtan bir yapıdır. Öyle ki bir milletin gerek siyasi ve sosyal yaşamı, gerekse sanatsal beğenilerinin tamamı kültür kavramının içerisinde yer bulur (Şimşek, 2000, s. 54).

Kültür kavramının içerisinde yer alan manevi kültür, toplumun örf, adet, gelenek gibi geçmişten gelen kültürel değerlerini yansıtır. Kültür kavramının diğer yarısını oluşturan maddi kültür ise toplumun ulaşmış olduğu sanayi ve teknik alanda gelişmişlik seviyesi ile üretim ve tüketim değerlerini ifade etmektedir (Öksüz’den aktaran Şimşek, 2000,s. 66). Manevi kültür, toplumun ahlak anlayışını da içine alır. Diğer yandan bir cep telefonunun kullanılma seviyesi teknik olarak maddi kültürü yansıtmaktadır. Bu cep telefonunun kullanılma şekli ise manevi kültürün kapsamı içerisinde yer alır. Manevi kültürün içerisindeki değerler gelişim gösterdiği oranda, maddi kültürde gelişim gösterir (Şimşek, 2000, s. 66).

Bir millet, ne kadar çok uygarlık kurabilmiş ise kültürü de o oranda zengindir. Ülkemiz bu yönüyle bakıldığında zengin bir kültüre sahiptir. Yüzyıllar içerisinde kurulan devletler, yaşamış ve bitmiş uygarlıklar kültürümüzün her noktasını zenginleştirmiştir (Güngör,1999, s. 69).

(30)

Kültürü bir insan vücudu olarak düşünebiliriz. Kültürü oluşturan maddi ve manevi bütün kaynaklar, değerler insan vücudundaki damarlar gibi kültürü beslemektedir. Yaşanmışlıklar, savaşlar hepsi damarlarda dolaşan kan gibi kültürün her noktasını besler. Ulusal değerler kültür kavramı içerisinde yer alan bireyler tarafından geliştirilmelidir. Ulusal değerler geliştiği ölçüde toplumsal gelişmişlikte beraberinde gelişimini tamamlar. Kültür, sanat dallarından, toplumu etkileyen büyük olaylardan örneğin; ekonomik krizler, doğal afetler gibi olgulardan ve her türlü bilimsel gelişmeden etkilenir ve beslenir (İzdem, 1972, s. 196).

Kültür ait olduğu toplumun her hücresinden etkilenir ve aynı oranda gelişir. Sahip olduğumuz kültürümüzde tarihimizden, toplumumuzun pek çok yöresinden, her türlü insan kesiminden, etkilenmiş ve gelişmiştir. Kültür olgusu, tıpkı bir kartopu gibi büyüyerek toplumsal değerleri oluşturmuştur. Sahip olduğumuz renkler, kıyafetler, yemekler, folklorik değerler, ve hatta efsaneler bile bize kültürümüz hakkında bilgi verir. Örneğin; kültürümüzde yer alan efeler (zeybekler) o dönemin idare sisteminin vatandaşta yarattığı baskı ve haksızlıkların belli kişiler öncülüğünde karşı çıkışını anlatır. Böylece efeler haksızı koruyan, hakkı arayan, haksızlığı önleyen bir sosyal olgu olarak tarihteki yerini almıştır.

Nitekim efelerin sosyal yaşantıdaki yerinin önemi olduğu kadar, geleneksel kıyafetlerinin de kültürümüzde önemli bir değeri vardır. Örneğin; efelerin ve kızanlarının giyinişleri farklıdır. Efeler ya çizme ya da meşin dizlik, kızanlar ise çorap, başlarına ise nar çiçeği renginde fes giyerlerdi. Gerek dizlikler gerekse çoraplar geleneksel motiflerden oluşurlardı. Çuhadan yapılmış işlemeli başlıkları “koza” adı verilen püskül sağ tarafta omuza doğru sarkar (Eröz, 1978, s. 148-149).

(31)

Şekil 1. Eren Eyüboğlu, “Efe”, duralite marufle kağıt üzeri karışık teknik, 100x70 cm.

Şekil 2. İbrahim Çallı, “ Zeybekler Kurtuluş Savaşında”, Tuval Üzerine Yağlı boya,

154x186 cm, 1917

Efelerin ortaya çıkışında görüldüğü gibi yaşanan toplumsal olgular Türk kültürünün ve geleneğinin oluşumunda ve gelişiminde etkili olmuştur. Bu etkilerle şekillenen ananeler, töreler, düğün, kına gecesi ve daha birçok konuda belirli ritüellerin ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Geleneğin tanımını yapacak olursak bir toplumun atalarından miras kalmış olması sebebiyle saygıyla karşılanarak bir olay esnasında aynı davranış ve ritüellerin tekrarlanması olarak düşünebiliriz (Çınar, 1997, s. 196).

Toplumda ananeler süreklidir fakat yaşanan çağda oluşan ihtiyaçlar ve değişiklikler neticesinde mevcut töre ve geleneklerde insan toplulukları değişime ihtiyaç duyarlar.

(32)

İnsanların ekonomik, sosyal ve kültürel farklılarından bağımsız olarak aynı dili, ortamı ve tarihi paylaşıyorlarsa o toplumda gelenekten söz edilebilir ( Çınar, 1997, s. 198-199). Düğünlerimizde kızların giydiği gelinliğin beyaz olması saflığı ve temizliği simgelemektedir. Bellerine bağlanan kırmızı kuşak toplumun adet ve törelerine uygun olarak gelin olan kızın yetiştirildiğine ve yaşadığına işaret eder.

Şekil 3. Şükran Pekmezci, “Düğün” Tuval Üzerine Yağlı Boya, 50x60cm. 2005

Türk kültüründe ve geleneğinde renklerin geleneksel olarak anlamları vardır. Gelinliğin beyaz olması örneğinde olduğu gibi beyaz renk saflığı, temizliği ve aynı zamanda yaşlılık, tecrübe ve bilgeliği de temsil eder.

Kırmızı rengin Türkler’de adı “kızıl”dır. Kızıl rengin anlamı ve sembol ettiği değer kandır. Kırmızı rengin aynı zamanda “ahlak ve duygular” içeren bir anlamı da vardır. Anadolu’nun çoğu yerinde Al-karısı diye anılan kötü bir ruhu temsil ettiği bilinmektedir (Memiş, 2015, s. 198).

Kara diğer adıyla siyah renk kuzeyi işaret ederdi. “Kara-yel” ve “kara-kış” deyimi neredeyse bütün Türk dünyasında kuzeyden gelen soğuk rüzgarlar için kullanılır (Memiş, 2015, s. 202).

“Gök” ve “mavi” renk, ak, kızıl Türkler’de en çok değer gören renklerdir. “Gök” kelimesi kullanılınca renk skalasının daha geniş bir yelpazesi düşünülerek maviyle beraber yeşili de hesaba katmak gerekir. Gök, Tanrı’nın ve sonsuzluğa bağlanmanın sembolüdür. Doğumda ruhun gökten inmesi, ölümde ruhun göğe yükselmesi inancı bundan dolayı ortaya çıkar (Memiş, 2015, s. 210).

(33)

Şekil 4. Bedri Rahmi Eyüboğlu, “Han Kahvesi”, Kontrplak Üzerine Yağlı Boya, 1973

3.2. Geleneksel Sanat

Türkiye’de batı etkilerinin artmaya başladığı 18. yy. öncesinde Türk sanatındaki betimleme anlayışıyla yapılan sanat ürünlerine denir. Batılı sanat anlayışının aksine resim düzleminde görülen iki boyutluluğun kabul edilmesidir. Geleneksel Türk Resmi, varlıkların ve nesnelerin gerçekte olan üç boyutlu görünümünü resmetmek yerine iki boyutluluğunu kabul etmesi ve bir düzlem üzerinde betimlenen her şeyin iki boyutlu olduğu kanaatine varmasıyla ortaya çıkan sanattır. Bu durumdan yola çıkarak Geleneksel Türk Resmi’nde perspektif, derinlik, ışık-gölge gibi teknikler aranmaz (Sözen & Tanyeli, 2015, s. 114-115).

3.3. Geleneksel Türk Sanatının Gelişimi

3.3.1. Hititler

Hititler’in M.Ö. 2200’lü yıllarda Anadolu’ya geldikleri düşünülmektedir. Ana yurtları tam bilinmesine rağmen Kafkaslardan geldiği düşünülmektedir. Hitit İmparatorluğunun başkenti Hattuşa’dır. Hattiler ve Asurlu tüccarlar tarafından M.Ö. 19. yy.’da kullanılırdı. M.Ö. 1200 yıllarına kadar başkentliğini korumuştur (Taş, 2014, s. 25-26)

3.3.1.1. Hitit Sanatı

Hititlerin imparatorluk döneminde ortaya çıkardığı eserler de Asur ve Arami sanatıyla karıştığı geç Hitit dönemindeki eserler gibi saf Hitit kültür sanatı olarak adlandırılamaz.

(34)

Hitit kültürü karma bir kültüre sahiptir. Dolayısıyla sanatta kültür gibi bu karma etkilere sahiptir. M.Ö. 3000 – M.Ö. 2000 arası döneme denk gelen tarihte İç Anadolu’nun kuzey kesiminde çeşitli kral mezarları bulunmuş ve mezarlarda kaliteli bir sanat olduğu görülmüştür. Mezarların içindeyse armağan niteliğinde çeşitli madeni kaplar, süs eşyaları, silahlar ve bunların yanında nitelikli bir heykel sanatının kanıtları olarak tasvip edebileceğimiz madeni heykeller ele geçirilmiştir (“Anadolu Uygarlıkları Görsel Anadolu Tarihi Ansiklopedisi”, 1982, s. 109).

Şekil 5. Sol üst ve alt: Altından iki kupa Sağ üst: Bir altın kap Alt: Siyah Perdahlı pişmiş

topraktan bir kap Hepsi Alacahöyük’ten, Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Hitit imparatorluk dönemi sanatında hayvan figürlerinden olan boğalar ve geyikler çeşitli tanrıların betimlerini yansıtan kutsal hayvanlar olarak kabul edilmiştir (“Anadolu Uygarlıkları Görsel Anadolu Tarihi Ansiklopedisi”, 1982, s. 110).

(35)

Şekil 6. Bir geyik ve iki panterin oluşturduğu, altın ve gümüş karışımı bronzdan bir kült

standardı, Alacahöyük’ten, Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Hitit maden ve heykel sanatının plastik eserlerini, yapı-adak çivileri oluşturmuştur. Yapı-adak çivilerinin görünümü yassı üst kısımları ise stilize insan gövdesi biçiminde alt kısımlarıysa çivi ya da kama şeklinde yapılmıştır (Darga, 1992, s. 34).

(36)

Şekil 7. Tanrı heykelciği biçimli yapı-adak çivisi

(37)

Şekil 9. Pişmiş topraktan kızıl-kahverengi boğa biçimli rhyton

Krallık dönemi hitit keramik sanatı ustaları önceki dönemin formunu korumuş olsalar da özgün biçimde büyüleci eserler üretmeyi başarmışlardır. Keramik yapımında açık kahverengi ya da et kırmızısı renkler hakimdir. Kap şekillerinin içinde en yoğun görülen gaga ağızlı testilerdir (Darga, 1992, s. 46).

(38)

3.3.2. Urartular

Urartu uygarlığının kökeninin MÖ 3000 yıllarında Van Gölü çevresinde yaşayan Hurri topluluklarına dayandığı düşünülmektedir. Göçebe yaşam tarzını benimseyen Urartular kerpiç evlerde yaşıyorlar ve geçimlerini ise küçükbaş hayvancılık ile sağlıyorlardı. Urartular MÖ 6. yy. sonunda henüz bilinmeyen bir nedenden dolayı yok olmuşlardır (Taş, 2014, s. 46-52).

3.3.2.1. Urartu Sanatı

Urartular genellikle tanrı ve dinsel figürler üzerinde yoğunlaşmışlardır. Sanatları köşeli şekillere ve geometrik esaslara dayanan Urartular kemer, kalkan ve miğfer gibi madeni eşyaları nitelikli bir şekilde işliyor süslemesini ise dal motifleri ve tomurcuk yaprak gibi bitkisel motifleri kullanarak yapıyorlardı (Taş, 2014,s. 57).

Yapılan kazı çalışmalarında Urartu medeniyetine dair en çok el geçirilen eserler tunç ve bakırdan üretilen eserler olmuştur (Çilingiroğlu, 1997, s. 108).

Şekil 11. Demir mızrak uçları, Ayanıs Kalesi

MÖ 7. yy

(39)

Şekil 16. Kalkanların kayelere asıldığı tunç çiviler Şekil 12. Tunç adak levhası, Van

Müzesi

Şekil 13. Tunç ok uçları. Ayanıs

Kalesi

Şekil 15. İşlemeli tunç göğüslük, Van

(40)

Urartu maden sanatında kullanılan tunçtan kemerler toplumun neredeyse bütün sınıfından vatandaşların mezarlarından ölülerine hediye olarak çıktığı için sayısal olarak büyük bir bölümü oluştururlar (Çilingiroğlu, 1997, s. 121).

Şekil 17. Bezemeli tunç kemer parçası, Van Müzesi

3.3.3. Frigler

Hitit krallığının yıkılışa geçmesiyle Anadolu göçmenlerin etkisine girmeye başlamıştı. Makedonya tarafından göçerek Marmara denizinin güney ve güneydoğu bölgesine gelen göçmenler Phryg adıyla anılıyorlardı (Sevin, 2003, s. 239). Ege kıyıları ve Kızılırmak arasındaki bölgede krallıklarını kurmaları MÖ 8. yy. ortalarına denk gelmektedir (Taş, 2014, s. 64).

3.3.3.1. Frig Sanatı

Frig vadisi olarak anılan Eskişehir ve Afyon arasında kalan bölgede Tanrıça Kibele adına birçok tapınak cephesi yontmuşlardır (Taş, 2014, s. 72).

(41)

Özelikle tunç işçiliğinde ün kazanmış olan Frigler’in yaptıkları ortası göbekli ya da makarayı andıran kulpları olan kaseler, boğa başı süslü (T) biçimli tutamaklı kazanlar, kemerler, kepçeler ve iğneler (fibulalar) ortaya çıkardıkları eserlerden bazılarıdır (Sevin, 2003, s. 259-260).

Şekil 18. Kibele ve müzisyenleri Şekil 19. Kibele

Şekil 21. Göbekli tunç kase, Gordion Şekil 20. Ağız kenarı siren eklentili

(42)

Şekil 22. Tunç Frig fibulaları, Gordion

Zengin ormanlarla çevrili olması sayesinde Frigler mobilyacılıkta büyük bir özgünlük ve ustalık sergilemişlerdir. Frigler’e has geometrik şekillerle oyulmuş ve bezenmiş sehpalar, tabureler metal çivi kullanmadan ağaç çiviler ya da geçmelerle birbirine tutturulmuştur (Sevin, 2003, s. 255-256).

Şekil 23. P Tümülüsün’den kakmalı

tırnak

Şekil 24. P Tümülüsün’den kakmalı

(43)

3.3.4. Hunlar

Çin kaynaklarına göre Hun imparatorluğunun MÖ 1677 yılında kurulduğu kabul edilir. Kavimler göçünün oluşturduğu etkiler dolayısıyla MS 216 yılında yıkıldığı kabul edilmektedir (“Hunlar”, 2016)

3.3.4.1. Hun Sanatı

Hun sanatına baktığımızda dokumalar ve ahşap eserler dikkat çekmektedir. Bu dokumalardan en önemlisi ise Pazırık Kurganı’ndan çıkan Pazırık Halısı’dır.

Pazırık Halısı’nın dünya tarihindeki önemi, V. Pazırık Kurgan’ından çıkarılmış ve elimizde bütün halde bulunan en eski düğümlü halı olmasıyla arkeolojik ve sanatsal açıdan çok önemli bir malzeme olarak bilinmesidir. Türk halı sanatının gelişiminin başlangıcına Pazırık halısını koymak sanat tarihi açısından mümkündür. Halının orta bölgesinde bulunan nilüfer çiçeği süslemeleri, halının genelinde hakim olan renk ve motifler Türk halı sanatının inceliklerini yansıtmaktadır (Çoruhlu, 2007, s. 128-130).

(44)

Pazırık Kurganları’ndan sanatsal açıdan değeri çok büyük olan pek çok dokuma elde edilmiştir.

Türk Hun Sanatı, hayvan motiflerini içinde bulunduran eserler kullanır ve bu motifler sanat tarihçileri açısından hayvan stili olarak tanımlanır (Sazak, 2014, s. 41).

Şekil 26. Pazırık Kurgan’ından

çıkarılan eyer örtüde yer örtüsünün üzerinde yer alan kartal grifonunun geyiğe saldırısını gösteren tipik hayvan mücadelesi

Şekil 27. Pazırık Kurgan’ından

çıkarılmış keçe alan atlı ve tanrıca figürü

(45)

Şekil 29. Ahşap oyma ve Deri Tös, “Kartal’ın Böke/Geyik’i Isırması”, MÖ V-IV. yy.

Pazırık Kurganı II, Altay, Rusya, Sazak 2013

Şekil 31. Pazırık kurganlarından

çıkarılan ile işlenmiş, at başlığına takılan boyalı ahşap heykelcik. Hayvan mücadele sahnelerinin değişik bir ifadesi olarak ağzında bir geyik başı bulunan grifon

Şekil 30. Ahşap üzerine kısmen altın

kaplamalı, günümüze kadar gelebilmiş, muhtemelen yaradılış destanlarıyla ilgili bir su kuşunu gösteren bir III. Pazırık kurganı buluntusu

(46)

3.3.5. Göktürkler

Hun İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra MS 552-745,753 yılları arasında Göktürk Kağanlığı Orta Asya bölgesinde hüküm sürmüştür. Hun İmparatorluğu’ndan miras kalan Türk kültür ve sanatının Orta ve Batı Asya’ya yayılmasını ve bu bölgelerde artan Türk nüfusuyla beraber Türk kültür ve sanatının gelişimine büyük katkı sağlamıştır (Çoruhlu, 2007, s. 151).

3.3.5.1. Göktürk Sanatı

Bronz çağından ve neolitik dönemden itibaren karşımıza çıkan kaya resimleri ve bu resimlerde genelde Orta ve İç Asya’da hakim olan ve bölgenin tasvir biçimini yansıtan çizgisel tarz Göktürk sanatında geçmişiyle ayrıntılarında farlılıklar olsa da Hun İmparatorluğu döneminden beri gelişen kaya resimleriyle bütünlük içerisindedir. Göktürk dönemi kaya resimlerinde av ve savaş sahneleri, dini figürler, hayvan tasvirleri, damga ve semboller kullanılırken hayvan tasvirlerinde genelde “hayvan üslubuna” sadık kalınsa da bazen natüralist üsluba ait eserler de görülmektedir (Çoruhlu, 2007, s. 176-177).

Göktürk döneminde yapılan heykeller ile ilgili genel görüş ilkel çağlardan itibaren Avrupa ve Asya’da görülen menhirler ile aynı kaynağa sahip olduğudur. Menhirler açık alanlarda ya da tapınak alanlarında bulunan tanrı, ruh ya da mezar taşını simgeleyen taştan heykellerdir (Çoruhlu, 2007, s. 198).

Şekil 32. Moğolistan Altayları’nda Char

Chad (Hangay Dağları) kaya resimlerinde betimlenen Göktürk süvarileri

Şekil 33. Kara-yüs kaya resimlerinde yer

(47)

Şekil 34. Doğu Türkistan’da Göktürk devrinde mezar başına dikilmiş bir heykel

Birçoğu mezar heykeli veya ölüyü bazen de saygı duyulan ruhları temsil eden yontular yapılan ilk araştırmalar da balbal olarak tanımlanmıştır. Göktürk dönemi eserleri arasında çok önemli yeri bulunan bu heykellere toplumda “taş baba” ya da “taş nine” denilmektedir (Çoruhlu, 1998, s. 99).

Şekil 35. Cagaan Nur’dan

(Moğolistan) Göktürk Devrine ait taş baba

Şekil 36. Kaplumbağa şeklindeki kaidesi

ve yukarısındaki kurttan süt emen çocuk kabartmasıyla Göktürklere ait ünlü Bugut Kitabesi

(48)

Şekil 37. Göktürk çağı taş heykelleri ve balbalları

3.3.6. Uygurlar

Göktürklerin siyasi egemenliğine son vererek 745 yılında Ötüken ve civarında devlet kuran Uygurlar 8. yy. ortalarında Turfan bölgesini fethetmişler ve 840 yılında da Kırgız Türkleri tarafından mağlup edilerek göç etmek zorunda kalmışlardır (Çoruhlu, 2007, s. 229).

3.3.6.1. Uygur Sanatı

Uygur minyatür ve duvar resimleri Modern Türk Resmi’nin temelini oluşturmuştur. Uygurlar, minyatürlerinde Orta ve İç Asya üslubunda pek kullanılmayan ışık-gölge ile hacim çıkartarak eserler ortaya koysalar da zamanla Türk üslubuna dönüş yapmışlardır. Bazen yaldız da kullandıkları eserlerde Türk renkleri olan kırmızı, gök rengi ve yeşil tonlar canlı ve parlak şekilde kullanılmıştır. Sanatlarında kullandıkları kompozisyonlarını, duvar yüzeylerine, ipek kumaşlara, ahşap ve kağıt üzerine uygularken bazen tempera tekniği ile elde edilmiş boyalar kullanmış ve duvar boyalarında düzleştirilmiş yüzeyler ya da yaş sıva üzerine uygulamışlardır (Başbuğ M. & Başbuğ, 2007, s. 56-65).

Manihaizmin ve Budizmin ikonogrofik olarak yansıdığı bir karışım Uygur duvar resimlerinde görülürken Türk geleneklerinin izlerini de devam ettirir (Çoruhlu, 1998, s. 115).

(49)

Şekil 38. Bezeklik. 9.

tapınaktan Buddha tasvirleri (fresko)

Şekil 39. Bezeklik. 9. yy. ait bir

uygur prensesini gösteren duvar resmi

Şekil 40. Bir Uygur korosunu gösteren

Bezeklik duvar resmi, Tokyo Privel koleksiyonu

Şekil 41. Uygur Tipinde tasvir

edilmiş çiçek tutan ilah, Sengim 9. yy. duvar resmi

(50)

Şekil 44. Uygur kağanının Maniciliği kabul edişini gösterdiği varsayılan minyatür, 8-9.

Yy., Koço A Tapınağından

Şekil 43. Uygur minyatürü, koço

K Tapınağı, Uygur Mani rahipleri, 8-9. yy

Şekil 42. Uygur minyatürü, koço K

Tapınağı kıvrık dal beyaz giysili süslemeli ve müzikli eğlence sahnesi içeren tasvirler

(51)

3.3.7. Minyatür Sanatı

Kitap, madalyon gibi küçük nesneleri süslemek ve işlemek için yapılan küçük boyutlu resimleri adlandırmak için kullanılan sanat dalıdır. Türkler minyatür sanatçılarına “nakkaş” sanata da “nakış” adını vermişlerdir (Elmas, 2000, s. 3).

8.-19. yy. arasında bin yılı aşkın sürece birçok eser veren Türkler, Maniheizm, Budizm ve İslam dinleri çerçevesinde pek çok eser ortaya koymuşlardır. Uygur Türklerinin 8. yy. ortalarından itibaren Hoço merkezli Turfan civarında ortaya koydukları minyatürler, az sayıda ve parçalar halinde bulunmuşlar ve gerçekçi tarzı ve portre özelliği göstermeleri bakımından Türk minyatür sanatının gelişiminde çok önemli rol oynamışlardır (Aslanapa, 1987, s. 851).

İçerdiği her figürün bütün detaylarıyla aktarılmasını sağlayan ve batı sanat anlayışının aksine derinlik algısı içermeyen, her figürün eşit boyda olduğu, cisimlerin ve figürlerin birbirlerini örtmeyecek şekilde, göründüğü gibi değil hayal edildiği şekilde çizilmesiyle oluşan minyatürlerde padişahların daha büyük olarak çizilmesi onların fikirdeki büyüklüğünü göstermek amaçlıdır. Minyatür sanatının köklerinin de birçok Türk süsleme sanatı gibi Uygur dönemi Maniheist duvar resimlerine dayandığı görülmektedir. Uygur devletinin dağılması sonucu yayılan sanat hareketleri Selçuklu Türkleri İslam Minyatür sanatının temellerini oluşturmuştur (Koç, 1994, s. 287-288).

(52)

3.3.8. Hat Sanatı

Kökeni Arapçaya dayanan hat kelimesi çizgi, yol gibi sözlük anlamına sahip olmakla beraber “hat” kelimesi estetik şekilde yazı yazma sanatı anlamında kullanılır ve bu şekilde estetik ve güzel yazanlara ise “hattat” denir. Türklerin İslam’a geçişiyle beraber Arap alfabesi kullanılarak hat sanatına büyük önem verilmiş ve Osmanlı döneminde hat sanatı büyük ilerleme göstererek sayısız şaheser ortaya konulmuş ve milli sanat haline

Şekil 48. Hz. Muhammet,

arkadaşları ile birlikte Kabe'ye geliyor

Şekil 47. Hz. Muhammet'in

ölüm anı

Şekil 49. Bir din adamının

camide vaaz ve nasihatta bulunması

Şekil 50. Macaristan Kralı John

Sigismund, Kanuni Sultan Süleyman’ın otağ-ı hümayunun’da görülüyor

(53)

kendine has özellikleri bulunan kalemtıraş, hokka, divit, mıstar, altlık gibi malzemeler de kullanılır (Özkeçeci, İ. & Özkeçeci, 2014, s. 207-216).

3.3.9. Tezhip Sanatı

Küçük boyutlarda ana malzemesi altın olarak kullanılan zeheb (altın) kelimesinden gelen ve hassas bir biçimde ortaya çıkarılan kitap süsleme sanatıdır. Tezhip sanatı ince fırça tekniği ile altının yanı sıra toprak boyalardan farklı renklerin de kullanıldığı yazma eserlerde ki hattın en nitelikli şekilde sarılıp süslenmesi ile olarak ortaya çıkmıştır. Müzehhip olarak adlandırılan tezhip sanatçıların genel olarak büyük biçimde çiçekler ve motifleri kullanarak sadece altınla işlenmiş süsleme biçimi olan hâlkâr tarzda eserler ortaya koydukları görülür. Tezhip sanatı geçmişten günümüze kadar gelen, aynı zamanda estetik ve bir zenginlik ibaresi olmuştur. Hat sanatı gibi tezhipte Türk sanatında önemli bir yer

Şekil 51. Günümüz hattatlarından Ali

Toy tarafından tuğra şeklinde tertiplenen Besmele

Şekil 52. Günümüz hattatlarından Ali

Toy tarafından tertiplenen Besmele

Şekil 53. Hattat Hamid Aytaç tarafından tuğra

şeklinde tertiplenen Besmele (Bilal Sütcü Koleksiyonu)

Şekil 54. Hattat Mustafa Halim

(54)

edinmiş ve hüsn-i hattı süslemek için kullanılarak devlet büyüklerinin büyük ilgisini de arkasına alarak kitapları ve eserleri süslemek için kullanılmıştır. Tezhip sanatının tanımını aşan çok daha büyük bir önemi vardır bu sebeple klasik sanatlarımızı daha iyi anlamak açısından da önem arz eder (Özkçeci İ. & Özkeçeci, 2014, s. 25).

3.3.10. Yazmacılık Sanatı

Medeniyetin gelişmesiyle birlikte, insanların örtünmek için kullandığı giyim eşyalarına estetik nitelik katması sanatsal bir şekil ortaya çıkarmıştır. Yazmacılık da bu sanatlardan biri haline gelmiştir. Yazma; çoğunlukla pamuklu ve ipek kumaşlara elle çizilerek ya da

Şekil 55. Erzurum Çifte Minareli Medrese

giriş kapısı taş süslemesinde rûmili ve

geometrik bordür Şekil 56. Fatih dönemi tezhiplerinden bir şemse tezyinatı

Şekil 58. XVI. yüzyılda Tebriz’de

yapılmış Ali Şir Nevai’nin divanından sadece altınla boyanmış bir sayfa

Şekil 57. İlhanlı Sultanı Olcayto Hüdabende

için Abdullah ibn Muhammed ibn Mahmud el Hemedani tarafından yazılan 1313 Kura’an’ın zahriye sayfası

(55)

daha yakındır. Baskı işi ise daha çok üretilebilen ve çoğaltılabilen diğer yazma türüdür. Baskı işi yazmalarda ıhlamur ağacı tercih edilir ve bunun nedeni yumuşak ve kolay oyulmasından kaynaklıdır. Desen, ağacın üzerine sabit kalem ile çizilir ve bıçakla oyulmak suretiyle desen oluşturulur (“Yazmacılık”, 2017).

3.3.11. Kağıt Oyma Sanatı

Kağıt ya da derinin kalemtıraş vasıtasıyla oyularak desen halinde parça çıkarılması ve bu parçanın bir cam, ahşap veya deri üzerine işlenmesine Katı’ denir. Bu oyulma işlemi

Şekil 59. Beyaz fon üzerine, iri renkli

çiçeklerden oluşan bir Bartın yazması Şekil 60. “Elvan yazmalarına” İstanbul’dan bir bohça örneğinden detay

Şekil 62. Kandilli “kalem işi”

(56)

sırasında çıkartılan parçaya erkek, oyulmuş boş kalan parçaya ise dişi denir. Sanatın Osmanlı kültürüne girişi 16. yy. başlarına denk gelmiş ve özellikle Kanuni Sultan Süleyman zamanında sanat dalı olarak çok değer kazanan kağıt oyma tezhip sanatının ardından en önemli süsleme sanatı halini almıştır (Mesara, 1998, s. 13-16).

Şekil 63. Dişi oyma tarzında yapılmış

“Allah-Muhammed” levhası Osman Rıfkı Eseri

Şekil 64. “dişi” ve “erkek” kağıt oyma

örneği (A. Süheyl Ünver oyması)

Şekil 66. Gazneli Mahmud Albümü

içindeki kağıt oyma çiçekler

Şekil 65. Kağıt oyma olarak

(57)

3.3.12. Kaligrafi Sanatı

İnsanların geçmişten beri birbirleriyle süre gelen iletişiminde kaligrafinin sanatsal bir yeri vardır. Osmanlı İmparatorluğu döneminden beri günümüze gelen Hat sanatı da bu sanatın en güzel örneklerindendir. Arap kaligrafisi ülkemizde Hat sanatı olarak bilinmekte ve beğeni ile takip edilmektedir. Arap kaligrafisi diğer adıyla Hat sanatı ülkemizde önemli sanat dallarından biridir. Ülkemizde Osmanlı döneminden beri Hat sanatının işlenmesiyle birlikte dünyaca ünlü hattatlar yetişmiş ve ülkemizi yurt dışında güzel bir şekilde temsil etmiştir. (Ünver, 2013, s. 1-6).

Şekil 67.Arap kaligrafisi Şekil 68. İngiliz Kaligrafisi

Şekil 69. Çin Kaligrafisi

3.3.13. Halı Sanatı

Türkler, tarih sahnesine ilk çıktığı andan itibaren halı dokumasına önem vermiş 3. yy.’dan evvel de Orta Asya’da ilk düğümlü halı dokumacılığına örnekler vermişlerdir. Hayvan, Orta Asya’dan günümüze Türk insanının hayatında olduğundan hayvan postuna benzer halılar dokumuşlardır. Bu şekilde dokunan halı örnekleri Orta Asya’da yapılan kazılarda ele geçirilmiştir. Çin Türkistanı’nda kazılar sonucunda elde edilen eserlerde, renkler canlı ve parlak olduğu gibi koyu mavi, kırmızı, mat yeşil ve kahve renkleri hakim durumdadır.

(58)

Araştırmalar sonucu Orta Asya’da ele geçirilen halıların en eskileri MS 3. yy. en yenileri ise MS 6. yy.’a aittir. Böyle olsa da ilk düğümlü halıların MÖ 1. yy.’a ait oluğu düşünülmektedir (Aslanapa, 1972, s. 5).

Şekil 70. Holbein Tipi Bergama

Halısı 157x212 17. yy. sonları Şekil 71. Kafkas Halısı, Yıldızlı Kazak 170x220 cm 18-19. yy.

Şekil 73. Konya, Çumra Kilimi

132x200 cm. 19. yy.

Şekil 72. Pazırık Kurganı, Pazırık Halısı

Şekil

Şekil 2. İbrahim Çallı, “ Zeybekler Kurtuluş Savaşında”, Tuval Üzerine Yağlı boya,
Şekil 4. Bedri Rahmi Eyüboğlu, “Han Kahvesi”, Kontrplak Üzerine Yağlı Boya, 1973
Şekil 5. Sol üst ve alt: Altından iki kupa Sağ üst: Bir altın kap Alt: Siyah Perdahlı pişmiş
Şekil 6. Bir geyik ve iki panterin oluşturduğu, altın ve gümüş karışımı bronzdan bir kült
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

We checked the correlations between ERCP findings and the severity of pancreatitis, biochemistry values (which were sampled during the acute phase), and. ultrasonographic

RESİM LİSTESİ ... RESİM SANATINDA KADIN FİGÜR YORUMLARINA GENEL BİR BAKIŞ ... İlk Çağlardan Modern Sanat Akımlarına Kadar Kadın Figürüne Genel Bir Bakış ...

Vatandaş kelimesini; dünya görüşü milliyetçi olan kişilerin sosyalist kişilerde daha fazla kullandığı, muhafazakâr olan kişilerin liberal ve sosyalist

Birlikte yaşanılan kişilere göre katılımcı öğrencilerin Beklenen Hizmet Kalitesi Ölçeği alanları ile ilgili olarak elde ettikleri sayısal değerler

[r]

[r]

Bununla ilgili olarak Gademer şöyle söy- ler: ‘Heidegger’in zamansal Dasein analitiğinin, anlamanın farklı mümkün davranışlardan biri değil yalnızca, aynı

Tezin amacı, üzerinde fazla araştırma yapılmamış olan Alevi- Bektaşi inancında ki yazı-resim sanatının heteredox inancı taşımadığı ve piktogram