• Sonuç bulunamadı

Ölümünün 10. yılında Eyüboğlu ve denemeleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ölümünün 10. yılında Eyüboğlu ve denemeleri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

• 13 OCAK 19S3

r • •

-Eyüboğlu ve

10. yılında

dene meleri

Atilla ÖZKIRIMLI

O

n yıl önce, 13 ocak 1973’te öldü Sabahat tin Eyüboğlu. Ardın­ da yüzlerce deneme, Eilatun’dan Babeuf’e sayısız çeviri bırakarak... örnek bir aydiD kimliğiyle Cumhuri­ yet scnrası Türk kültüründe yer almakla kalmadı yalnız; bu kültürün oluşturulmasın­ da etkili oldu. Her yeni adı­ mın ya başında, ya içindey­ di. Diion (1928), Lyon (1930) ve Paris (1931) üniversite- lerinae edebiyat, estetik öğ­ renim* görüp yurda döndü­ ğü (1932) günden öldüğü gü ne kadar... Eğitimci, düşün­ ce adamı, deneme yazarı, sa nat tarihçisi ve çevirmen o- larak...

Kısaca özetlenirse. «Ten- kid» adlı ilk sazısı Hakimi­ yet-! Milliye’de (sonradan Ulus) çıkar Sabahattin Eyu boğlu’nun. Ama asıl 1934’- ter sonra edebiyat konuları n ıc yanısıra tiyatro, müzik, sinema, resim konularında da eleştiri, deneme, inceleme türlerinde yazılar yayımlar. Sürekli yeniden yana olan. Doğu ile Batı’yı karşılaştıra­ rak araştırıcı düşüncenin ya ratıcılığına inanan, çağdaş kültürle eski Anadolu uygar lığı arasında bağ kurmaya çalışan hümanizma yanlısı denemeleriyle' bir düşünce adamı olarak belirir. 1940’- lt yıllar ortak çalışmanın, Eyuboğlu’ndan kaynaklanan bir imecenin coşkusunun ya­ şandığı yıllardır. Tercüme Bürcsu’nda yöneticilik ve çe virmenlik, Hasanoğlan Yük­ sek Köy Enstitüsü’nde öğret­ menlik yılları... Ama çok sürmez bu mutluluk. Köy Enstitüleri üzerine koparılan fırtınanın ilk kurbanı Ha­ san Âl! Yücel’den sonra hem Hasanoğlan’daki, hem de Tercüme Bürosu’ndaki göre­ vinden uzaklaştırıldı Eyuboğ lu.

1950’lj yıllarda Sabahattin Eyuboğu’nu daha çok bir sa­ nat tarihçisi ve deneme ya­ zan olarak görürüz. Mazhar Şevket İpşiroğlu ile başladı­ ğı. sonradan Macit Gökberk

ve Aziz Albek’le de işbirliği

— Değerli kültür adamı Sa bahattin Eyuboğlu’nu on yu önce yitirmiştik..

yapıp sürdürdüğü Anadolu uygarlığını belgelemeye yö­ nelik filim çalışmalan da bu doneme rastlar. Berlin Filim Festivalinde ödüllendirilen Hitit Güneşi’nin (1957), ar­ dından çektiği Siyah Kalem, Karanlıkta Renkler - Göre­ me. Surname. Anadolu Yol­ ları. Anadolu’da Roma Mo­ zaikleri. Eski Antalya’nın Sulan gibi filimleri, Anado­ lu kültürüne ve uygarlığına bakış açısının somut bel­ geleridir.

Bir de deneme yazan Sa­ bahattin Eyuboğlu vardır. Ama deneme yazan Eyuboğ lu. öğıetmen, çevirmen, sa­ nat tarihçisi Eyuboğlu’ndan ayn düşünülemez. Düşünce­ leri eylemi, yapıp ettikleriy le bir bütündür Eyuboğlu. Düşündüğünü eyleme dönüş türen aydındır. Deneme tü­ rünün özellikle Cumhuriyet döneminde geliştiği düşünü­ lürse. bu gelişimde Nurul­ lah Ataç’la onun payı bü­ yü ktür. Deneme yazan ola­ rak İkisinin karşılaştırılma­ sı. bir bakıma oluşturulmak istenen Cumhuriyet kültürü­ nün de kaba çizgilerini ve­ rir

Nurullah Ataç’m yazıları, tıpkı Montaigne’de olduğu gibi deneme türünün bütün başat özelliklerini taşır. Ko­ nuşur gibi yazar Ataç d a ,. alabildiğine öznel, kişiseldir yargılarında, bireyciliği sa­ vunur. üstelik onun çıkış

m

Sabahattin Ali / Bütün Eserleri 4: Yeni Dünya

BASKIYA HAZIRLAYAN ATİLLA ÖZKIREVILI / 64 SAY­ FA / CEM YAYINEVİ

Sabahattin Ali’nin «Bütün Eserleri»ni yayımlamayı sürdüren Cem Yayınevi, dördüncü kitabı da çıkardı. İlk baskısı 1943 yı­ lında Remzi Kitabevi, ikinci baskısı da 1966’da Varlık Yayıne­ vi tarafından yapılan «Yeni Dünya» bu. Kitapta, çoğu daha önce dergilerde çıkmış on üç öykü var. Bunlar, Çaydanlık, Hanende

nı_ XToc1*»5fn B a ş

-noktası da Yunan - Latin kül türüdür. Sabahattin Eyuboğ lu ise halkçı bir tavrı benim ser O da kişiseldir. Ama ki­ şiselliği bireycilikle özdeşleş

mez. Ataç’m tersine dil ve anlatım amaç değil, araçtır onun için. Ataç’ta hümanizm insanın' bireyliğini vurgula­ yan bir kavramdır. Eyuboğ- lu’nda ise bir inanç, bir dün ya görüşü olarak çıkar karşı miza. Ataç dalla çok edebi­ yatın, ezellikle de şiirin çev­ resinde dolaşır. Eyuboğlu ise bütün bir kültürü kucakla­ maya çalışır. Çıkış noktalan aynıdıı ama bakış açılan farklıdır. Bu farklılık ikisini ayrı yerlere götürmüş, Ataç tümüyle Batı’va yönelirken, Eyuboğlu uyanışı halk kül­ türünde, Anadolu uygarlığın da aramıştır.

Sabahattin Eyuboğlu’nun denemelerinin bir bölüğü il­ kin.Mavi ve Kara adıyla ya yımladı (1961. genişletilmiş 2. bas. 1967). Ölümünden sonra bu kitap dışında ka­ lanlar Sanat Üzerine Dene­ meler (1974) adıyla birara- ya getirildi. Her ölüm yıldö­ nümünde Eyuboğlu’nun bir kitabının yeni basımını ger çekiştirm eyi gelenekleşti­ ren Cem Yaymevi’nin kuru­ cusu Oğuz Akkan, bir Saba­ hattin Eyuboğlu dizisi oluş­ turmaya karar verince, bü­ tün yazılarını toplama işini de Azra Erhat yüklendi.

Azra Erhat’m eleştirel ya­ yıma hazırladığı Sabahattin Eyuboğlu’nun bütün yazıları ilet ciltten oluşuyor. Sanat Üzerine Denemeler ve Eleş­ tiriler genel başlığını taşıyan yapıtın birinci cildi Söz Sa­ nattan (1981), ikinci cildi ise Görsel Sanatlar (1982) üzeri ne yazılmış yazılan kapsı­ yor. Yapıtın önemi .salt Eyu boğlu'nun bütün yazılarının toplanmış olmasından gelmi yor. Yazılar yazıldıkl.an, ya- yımlandıklan biçimiyle, ya­ yımlandıkları yer belirtile­ rek veriliyor. Böylece, Eyu­ boğlu’nun dilsel ve düşünsel gelişimi de yansıtılmış olu­

yor.

A yn ca belki bunlar kadar önemli duygusal bir yanı da h& var bu yayımın. Yapıtın hazırlanmasına önayak olan Oğuz Akkan’la, yapıtı hazır­ layan Azra Erhat da aramız da değiller artık. Belki ger­ çekdışı. belki saçma, ama şöyle düşünmek güzel: Eyu­ boğlu’nun iki dostu, ellerin­ de dostluklarının ürünü ar­ mağanlarıyla Eyuboğiu’na gittiler sanki. Onun çok sev dıği Yunus Emre’nin belirt- tiğmce: «Ben benliğimden geçtim gözüm hicabın açtım

/ Dost vaslrna eriştim güma nım yağma olsun.»

Referanslar

Benzer Belgeler

“Bu Itisaf zindanı (haksızlık), masum ve günah­ sız vatandaşların can çekişen iniltilerini, sağır ve dilsiz duyarlan İle sarmış, uğursuz bir binadır.”

Son Halife Abdülmecid Efendi'nin şimdi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'nde bulunan "Haremde Beethoven" isimli tablosu.. Hatife bu tabloda iki hanımıyla

Pulmonary alveolar microlithiasis (PAM) is a rare lung disease characterized by the deposition of calcium in the alveolar spaces and bilateral diffuse micronodular

Cenazesi 17 Şubat 1987 Salı günü (bugün) Şişli Camii’nden alınarak Feriköy Mezarlığı’nda toprağa verilecektir.. Allah

eşlik ettiği heterojen iç yapıda, yaklaşık 75x80 mm boyutlu radyolojik olarak kitle ve distalinde sağ akciğerde bronşektatik lezyonlar ve heterojen infiltratif alanlar

Bunun üzerine çekilen toraks BT tetkikinde, arkus aortanın trakeanın sağında seyir gösterdiği, arkustan özafagusa uzanan divertiküler yapılar ve sol subklavian arterin

Türk edebiyatındaki yüksek mev - kiini benden iyi bilen sîzlere tekrar - tamağa lüzum görmediğim Tevfik Fikretin Aşıyanını bir Fikret ve Edebiyatı cedide

23 Haziran 1908’de Fethiye’nin Kaya Köyü’nde dünyaya gelen Nadir Nadi, babası Yunus Nadi Abaltoğlu’nun gaze- teci-yazar olması nedeniyle gazetecilikle