• Sonuç bulunamadı

Boğaziçi kıyıları:Tanzimat devri, Boğaza yeni bir hayat getirmişti

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Boğaziçi kıyıları:Tanzimat devri, Boğaza yeni bir hayat getirmişti"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

mm*

B o ğ a z iç i kıyılan

Tanzimat devri, Boğaza

yeni bir hayat getirmişti

r -JE M İ

Boğaziçinin mavi kubbesinde la Vâsıftan da bazı hoş la r kalinistir. Şair Boğaziçi , bazı seyranlarından ekseriya da mehtap âlemle­ rden bahsetmektedir:

Ieml âb eyle Göksudao olup «em ik suvar Kıl Kalender bahçesin

ta snphe dek çayı karar Şen sefayı mehtap ettikçe

hu çeksin httzaı Seyre çık gtilzara serviler

gibi eyle hıram Şair o devrin zevklerinden bi­ ri olan kayık tan ez zillilerine sık sık çıkmış, bazan çapkınlıkları­ nı ve bazan İçli tahassüslerini mısralarla anlatmıştır:

Kani ey mah geçen şeb

Yeniköyden beride Bir kayıkta iki but var idi

bizden geride O vesileyle süz açtım sana

geldi yeri de Yazmış idim e sözü kalmış

öbür entaride <Çakır keyifli), (Oök kandilli) mısralardan sonra Vâsıf, yal­ nız bir şarkısının son kıtasında Boğaziçlni hissettirebilen İştir: Bahrin bu şeb emvacı sefa

aştı boyundan Vâsıf binelim kayığa

Boğaziçi bu devirde Divan E- debiyâtfhdaki yerini de kaybet­ miş gibiydi, Tanzimat edibleri arasında Abdülhak Hâmlt Bey­ le, Recalzado Ekrem Bey Bo- ğaziçinde doğmuşlardı. Bu ede­ bi mektebe mensub olanlar a- r asm da Boğazlçinden en fazla bahseden Recalzado Ekrem Bey olmuştu.

Tazan

Halûk Y.

Şehsuvaroğhı

Hâmldin büyük şair ruhu, Boğaziçi gecelerinden korku­ yordu. O bu kıyıların karanlı­ ğına ve mehtabına şiirler söyle­ memişti. Gençlik yıllarını nak­ lettiği bir yazısında Boğaziçi gecelerini şöyle tarif etmekte­ dir: «Boğariçi bihesap mesire ve mahafil ülfeti ile gündüzleri ne kadar şen ise, geceleri o ka­ dar nâruşen İdi. Yalnız bir ge­ ce Am&vutköyünde Akmtıbur- nundaki tepede kâin Mısırlı Hanım Yalısı muhierik oldu­ ğundan, zulmet muvakkaten zail ve başka bir gece de zuhur eden bir fecri şimali sadesinde biraz aydınlık görmek kabil cla- İstinye koyundan bUml|fcL Ve denilebilir ki asır-8agar çekerek şevk ile

Kandilli suyundan Oöbsuya gel ey çeşml kebût

âlemi ab et. İP. Asrın birine! yarısında şii­ rimizde bu mısralarla yer alan Boğaziçlni III. Selim devrindeki haliyle Müverrih Cevdet Paşa kaleminden okuyoruz; (Zürafa ve şuara meydan aldı ve fenni musiki pek ziyade revaç buldu. Kâğıthane, Boğaziçi, Çamlıca mesireleri seyircilerle doldu. Zevk ashabı korkusuzca gündü­ zün bu misillû çayı ferahfeza­ larda gezer ve yaz geceleri ka­ yıklara binip hanende ve sazen­ delerle mehtap seyrine giderler­ di.

Hiçbir yerde zabitan tarafın­ dan seyircilerin eğlencesine ke­ der verecek ve zevk ve safasına halel getirecek bir muamele e- dilmezdl. Lâkin bir taraftan nârayı mestane ve arbedel bi- edebane dahi işitilmezdi.

Doğrusu eğlence, zevk ve sa­

lardan beri memleketimizi ten­ vir etmekten bitap düşmüş gibi duran mehtap ile yıldızlar mer­ hamete n tâbaver ve arada ley­ le! cülûsu hümayun şehrâyinle- ri cilvekfir olmasa payitahtı saltanatın her gecesi bir zindan olurdu...)

Boğaziçi mesireleriyle, meş­ hur sulariyle, sazlı, şarkılı eğ­ lence yerleriyle Ahmet Rasim'ln yazılarında geniş bir yer al­ mıştır. îstanbulun büyük mu­ harriri (Boğaziçinin Rumeli kı­ yılarında), (Boğaziçlnln Anado­ lu kıyılarında isimli makalele­ riyle bazı semtlerin ve binaların tarihlerine de kısaca temas et­ miştir.

Muharririn gençlik devirle­ rindeki Göksuyu kendisinin ka­ leminden şöyle dinliyoruz:

(Göksu, hele o lâtif derecik bir İki sene sonra en muntazam, en lâtif bir methal ile zinetyab o- lacaktır. Zaten dere Boğaziçinin

Suyu, Otuz bir Suyu, Kızılcık Suyu, Çırçır, Hünkâr Suyu, a r­ tık sayın; itikadımca oraya Sa- ryar denileceğine (Suluyar) demeli İdi. Amma diyeceksiniz ki sulu yar sevilmez. Kim blUr,

belki ona da alışırdık.

Ah Sarıyer, fakat mevsim hasebiyle çiban * karanlar, fıtık illetine uğnyanîar, beli ağrı­ yanlar, midesi dolu olanlar, başı dönenler o taklak arabalarına binerlerse güzelce tebdil hava ederler.

Bir zıplayıp, bir daha zıpladı mı çıban fayrap barsaklar fi- llsbit, mide tornistan, kan stop eder.

Fakat ne olursa olsun, ben yi­ ne Çır çın severim Sahipleri de naziktir, terbiyelidir, temiz ve mtikrimdirler. İnce sazı da şık, Kemani Klrkor, Kanuni Şemsi, Hanende Karakaş, yine, onun cinsinden ismini bilmediğim top çehre, top sakal, düzgün dudak, yusyuvarlak biri, Udu Selim ça­ lıyor. Hattâ geçen cuma günü bana bir eemilel mahsusa ol­ mak üzere bir uşşak faslı oku­ dular kİ hakikaten râna idi.

Ben hem faslı tatlı tatlı din­ ledim, hem de te Hilkatimi icra ettim. Gelen gelene, celsei hafi­ ye ve celsei vakuranenln envai burada. Fes yandaki iskemleye atılmak, bacak bacak üstüne konmak, bastonu koltuğa des­ tek İttihaz etmek buraya mah­ sus evzadandır. tnce «az bu ev- zaa başka bir lisanı hal veriyor. İnsanili gözleri kafese doğru ba­ kıp kalmak, eliyle bıyık bUTmak, rüzgâr eserken terleyip mendil ile silinmek, ufacık tebessüm etmek, İkide birde saati yokla­ mak, mendili ağzına götürmek, fesi düzeltmek bahanesiyle işa­ ret çakmak, sigara yapıp içmek gibi hallerden başka et- van müştakaneyl de değiştiri­ yor...)

faca Îstanbulun pek güzel kiriSâdâbadı olduğu için faslı ba- ftleml ve Boğaziçinin en parlak j haran mürur eder etmez, eyya- blr devri idi...) 1111 sayf ve hazanı orada

geçir-Tanzimat, Bcğazlçlne yeni bir î mek istiyenler hemen her gün hayat getirmişti. Eski Türk ve İSİn orada bir sermayel neşat Ermeni mimarların yerine Av­

rupa mimarları büyük bir faa­ liyetle devrin vezirlerine kâşa­ neler kurmakla meşguldüler. Eski yalılarda yeni bir muaşeret

orada bir

bulmaktadırlar. Meselâ çarşam­ ba, cuma, pazar tiyatro var. Pa­ zartesi, perşembe Zuhuri kolu oynuyor, arada bir cumartesi 1- le salı mı kaldı? Ona da dlnlen-tarzı başlamış, her şeyde bir

[

mek. evde oturmak gibi bir lez- Avrupalılaşma modası alıp yü- (Mt kifayet eder...)

rihnüştü. İstanbullu mimarların j Üstat muharrir, Göksuyu ol- Boğaziçl kıyılarına uygun dü- j duğu kadar Sarıyer! de sevmek- şürdüklerl yalı plânlan Fransız, tedir; Şehir mektuplarında o ve İtalyan sanatkârlannm ’ semtten de bahsediyor: (Sanyer Garptan getirdikleri resimlerle denildi mi sular hatıra gelir, fa- bir hayli şekil değiştirmişti. kat kaç su, Fındık Suyu, Fıstık

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

化者,如論中腹滿、吐食、自利、不渴、手足自溫、時腹

Öğretmenlerin algılarına göre, okul yöneticilerinin kullandıkları ödül, zorlayıcı, karşılıklı, uzmanlık, bilgi, bağlılık ve karizmatik güç türleri yaş

B303097007 張明逸

case, the spectral index of curvature perturbations (a measure of the deviation from the temporal de Sitter symmetry), the expansion anisotropy and the ratio of the energy density

find exact interior solutions of the charged radiation fluid stars, since the trace of the gravitational field equations gives a zero Ricci scalar for the radiative equation of state

學習心得 : 第一次知道專利要如何利用電子系統做查詢,有了 thomson innovation 這

The round towers consist of an ornamental gate added in the Early Imperial period, an oval courtyard with a cut in its northern side, and three archways built in Hadrian’s period

第六條 每年館藏淘汰註銷量,應在總館藏量之百分之三以下。 第七條