• Sonuç bulunamadı

Resim ve Heykel Müzesi ve Resim ve Heykel Müzeleri Derneği Kültür ve Sanat Çizelgesi Mart 1980

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Resim ve Heykel Müzesi ve Resim ve Heykel Müzeleri Derneği Kültür ve Sanat Çizelgesi Mart 1980"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

■"% i

r e s i m v e h e y k e l m ü z e s i

ve

RESİM VE HEYKEL MÜZELERİ DERNEĞİ KÜLTÜR VE SANAT ÇİZELGESİ MART 1980, ÖZGÜN BASKI SANATÇISI H f t R T M U T f i . B E R L I N I C K E S E R G İS İ A C İ L İ Ş : 1 4 M A R T 1 9 8 0 S 'Ü R E : 14 M A R T - 11 N İ S A N 1 9 8 0 A T A T Ü R K K Ü L T Ü R M E R K E Z İ S E R G İ S A L O N U AÇIK OTURUM Ç A Ğ D A Ş M Ü Z E C İ L İ K V E İ S T A N B U L R E S İM V E H E Y K E L M Ü Z E S İ N İ N S O R U N L A R I Z A M A N : 2 8 M A R T 1 9 8 0 C U M A , 1 6 :0 0 V E R : D E V L E T G Ü Z E L S A N A T L A R A K A D E M İ S İ K O N F E R A N S S A L O N U K O N U Ş M A C I L A R ; P R O F . D R . İ S M A İ L T U N A L I ■ Y ö N E T İ M İ N O E , N E C A T I D O L U N A Y , S E Z E R T A N S U Ğ , P R O F . N U R U L L A H B E R K , P R O F .H U S E Y İ N G E Z E R V E D O Ç .D E V R İ M E R B İ I — SANATSAL FİLM GÖSTERİLERİ ' ---- Z A fi/İ A N : Ç A R Ş A M B A G Ü N L E R İ - 1 6 : 0 0 Y E R : İ S T A N B U L D E V L E T T A T B İ K İ G Ü Z E L S A N A T L A R Y Ü K S E K O K U L U Ü M İ T D O Ğ A N A Y S A L O N U

DUYURU: SANAT GEZİSİ SÜ R E : 2 2 M A Y I S - 1 H A Z İ R A N 1 9 8 0 Y E R : I S T A N B U L - İ Z M İ R D A T Ç A - M A R M A R IŞ F I N 1 K E - A N T A L Y A - F E T H İ Y E - B O O R U M K U S A O A S I - I Z M İ R - İS T A N B U L B İ L G İ : R E S İM V E H E Y K E L M Ü Z E S İ 6 1 - 4 2 - 9 9 _______ A

(2)

RESİM VE HEYKEL MÜZESİ SORUNLARININ GÜNCELLİĞİ

n ; ,. i *

Doç.Devrim ERBlL

Resim ve Heykel Müzesi Müdüıü

Müzemizin ilk sorunu halka açık olmamasıdır. Uzun süreli açılış ha­ zırlıkları sonunda 20 Ekim 1979 günü bir hafta süreyle özel önlem ve güvenlik koşullan altında açılabilen Müze yine kaderiyle ve yalnız­ lığıyla başbaşa kaldı. \

. > «f

Çağdaş Sanat Müzeciliği kapsamı içinde programladığımız çalış­ maların tümü anlamsızlaştı; açıklayıcı, öğretici sergiler sanatçı reh­ berliğinde Müze gezileri, retrospektifler, uluslararası karşılıklı sergi girişimleri, film ve dia gösterileri, konserler, müze kafeteryası, açık hava sergileri, seminerler, kitaplık çalışmalan, sanatçı atölyeleri, kon­ feranslar, vb.

Bunlar, amacı toplamak, korumak ve sergilemekten öte kültür yaşa­ mına etkin olarak katılma işlevi yüklenen çağdaş sanat müzelerinin doğal görevleri arasındadır. Etkin çağdaş müzelerin büyük parasal ola­ naklarla yeterli ve çok sayıda elemanlarla başardığı bu denli çalışma­ ları küçük bir gönüllü kadroyla, sınırlı kaynaklarla gerçekleştirmeye kararlı ve inançlıydık.

Neki kapılarımızı halka açamıyorduk. Görkemli bir sarayda bulunma­ mıza karşın günümüz müzecilik anlayışına uygun olmayan bir yapıday­ dık, Üstelik Dolmabahçe Sarayının bu kesimine sabotaj ve yangın ne­ deniyle hiç bir zaman açılma izni verilmeyecekti.

isteklerimiz içimizde düğümlendi. Çağdaş bir sanat müzesinin İstan­ bul kenti için yadsınamaz zorunluluğu ve gerekliliğine karşın çabala­ rımız sonuçsuz kaldı, öncejikle müzenin yeri sorunu çözümlenmeliy­

di. > f

Müze Demeğimizin kuruluşu ve üyelerinin özverili katkıları müze ko­ nusunun çağdaş insan yaşamında çok yönlü anlam boyutları ile yeri olduğu inancımıza yürekli bir destek oldu. Çağdaş insan, çağdaş ya­ şam ortamında güncel olayların üstüne açıkabilmeli, yaşamı anlamlı, katlahabilir duruma getiren değerlerin farkına varabilmeliydi. Gerilim, tedirginlik ve bunalımlarını aşabilme gücünü bulabilmeliydi. Sürekli bölünen bir dünyanın birleştirici bir yanı olmalıydı.

Sanat, Uluslararası sevgi vş düşünce birliğinin tek umutlu yönü olarak görülüyor. Sanatın gelişeceği, tanıtılacağı yerler de sanat müzeleridir. Batıdaki müzelerin ve daha yeni biçimiyle kültür merkezlerinin günün her saatinde inanılmaz yoğunlukta seyirciyle dolup taşması bu neden­ den ötürüdür. O halde bir an önce kentimizin yeni bir müze binasına kavuşması için çaba göstermemiz gerekir.

Resim ve Heykel Müzeleri Derneği bu gereksinimin öncül bir belir­ tisidir. Bu girişim çağdaş uygarlık düzeyinin altına düşmeme kavga­ sıdır.

Ankara Resim ve Heykel Müzesinin açılmasının yakınlaştığı günlerde İstanbul Resim ve Heykel Müzesinin sorunları bir kez daha güncellik kazanıyor.

1. Istanbulda uzun yıllar kapalı kalan bu müzenin varlığı tartışılır ol ma yolundadır.

2. Müzenin yapısal koşulları, içindeki kolleksiyonu sağlıklı olarak ko­ rumaya elvermemektedir.

3. Eldeki olanaklarla alınan güvenlik ve yangın önlemleri bu denli ö- nemli bir tarihsel yapıyı korumaya yetmemektedir.

Bu gerçekleri tüm sanatseverler, yetkililer, aydınlar ve kamu oyunun bilmesini istiyorum. Çözüm önerileri ve gerçekleşmesi geciktikçe neler kaybedildiğinin bilincine varmalıyız. ■

(3)

/.

/

RESİM VE HEYKEL MÜZESİ'VE ANA SORUNU

■ \. -.T. ' >' J*/ ' Prof.Dr. İsmail TUNALI

Resim Heykel Müzeleri Derneği Başkanı

Atatürk'ün emriyle 1937 yılında açılmış bulunan Türkiye'nin biricik görsel sanat müzesi uzun bir süredir kapalı bulunuyör. Geçen yüzyıl­ dan beri Türk görsel sanatları alanında meydana getirilmiş en değerli yapıttan içine alan biricik ulusal bir kurumun süresiz olarak kapatıl­ ması, bir anlamda, fransızlar için Louvre ün, ingilizler için National Gallery'nin , avusturyalılar için Kunsthistorisches Museum un ve al manlar için Alte Pinatothek'in kapatılmasına benzer. Gerçi , Resim ve Heykel Müzesi, dünyanın bu sayılı müzeleriyle zenginlikçe hiç kuşkusuz karşılaştırılamaz. Ama, ulusal kültürümüz yönünden, Resim ve Heykel Müzesi de bizim için o derece değerli bir kültür kurumudur. Çünkü, bir ulusu ulus' yapan kültür varlığını oluşturan en önemli yapı elemanlarından biri görsel sanatlardır. Görsel sanatlarda bir toplumun tüm duygu ve düşünü somutlaşır. Ulusları tanımak için, onların görsel sanat birikimlerine, resim-heykel ürünlerine bakmak yeter. Toplumla- rm duygulan, beğenileri, felsefeleri ve bilim anlayışları ve dünya gö­ rüşleri, en somut biçimde, onlann görsel sanat yapıtlannda dile gelir. Leonardo, Michelangelo olmadan Renaissance’ı anlıyabilir miyiz?

\ y

,

: , ■ r • / . ; * . Kaldı ki, çağdaş müzecilik anlayışı müzeleri yalnız bir tarihsellik kategorisi içinde anlamıyor, belki de daha çok bir ulusal eğitim konu­ mu olarak düşünüyor. Bu eğitsel nitelik, müzeleri içinde tüm k'bltür olaylarının yaşadığı, toplumla iç içe, canlı, yaşıyan bir kültür varlığı olarak görüyor. Bu anlamda müzeler, tıpkı üniversiteler gibi akadeıpifc- eğitsel kurumlardır. Ama, hiç kuşkusuz, müzelerin bu kültürel-eğitsel görevlerini yerine getirebilmeleri için, herşeyden önce onlann uygun bir binaya sahip olmalan gerekir. Bina, bir anlamda onlann varlık ko­ şuludur. Resim ve Heykel Müzesi ile ilgili tüm kültürel etkinlikleri düzenlemek, yönetmek amacıyla kurulmuş olan "Resim-Heykei Mü­ zeleri D em eği", ne yazık ki, bu etkinliklerini, süresiz kapalı bulunan Resim ve Heykel Müzesi binasının dışında sürdürmek gereğinde bulu­ nuyor. Bu durum, büyük bir kültürel çelişkidir. Bu çelişkinin ortadan kaldınlmasınm güncel bir sorun olan Resim ve Heykel Müzesinin bina sorununun çözümlenmesi gerekir. Demeğimiz, kültürel etkinlikleri düzenlemenin yanısıra, bu etkinlerin içinde oluşacağı Müze bina so­ rununu çözümlemeği de doğal üstlenmiş bulunuyor. Bu sorunun ide­ al çözümü, bize göre, çağdaş teknolojinin olanaklarından yararlana­ rak, kendisi de bir anıt olacak olan modem bir resim heykel müzesi binası yapmak yolundadır, özellikle, Atatürk'ün kurduğu ve bugün yanmak tehlikesi karşısında süresiz kapanmış bulunan müze için, Atatürk'ün doğumunun 100. yılında böyle bir müze binasının temel­ lerini atmak, sanırız ki, siyasal iktidarlar için de hem bir görev hem de kaç ırılmıyacak bir şans olacaktır. .

(4)

ULUSLARARASI SANAT ETKİLEŞİMİNDE İSTANBUL MODERN SANAT MÜZESİNİN İŞLEVSİZLİĞİ

' t ^ __ 'v

Sezer Tansu ğ.

Modem sanat müzeleri, yapıt toplama, koruma, sergileme, araştırma ve eğitim işlevlerini, ulusal bir görev anlayışı içinde yerine getirmenin yanısıra, bu görev anlayışım pekiştirmenin bir zorunluğu olarak ulus­ lararası etkileşimde önemli rol oynayan yabancı sergileri kendi fiziksel mekân olanakları içinde değerlendirmekle yükümlüdürler. Her alanda olduğu gibi modem sanat alanında da bir ülkenin dış dünyaya kapalı kalması olanaksızdır. Ancak karşılıklı etkileşim' fırsattan yaratılarak, sanatsal alanda her ulus kendi değer ölçülerini kavrar ve bu ölçülerin kaynaklandığı ulusal yaratma iradesi hakkında bilinçlenir. Uluslar­ arası sanat etkileşiminde öngörülen üstün amaç sadece bundan iba­ rettir, hiç T>ir suretle bir ulusun, sanat alanında bir başka ulusun etki alanı içine girmesi anlamında ele alınamaz. Çünkü hiç bir ulusun sa­ natı, bir başkasından daha üstün nitelik taşımaz; bu kesin ve açık bir gerçektir.

Modem çağda uluslar ne eşit teknolojik düzeydedirler, ne de ekono­ mik olanaklar yönünden aralarında eşitlik sağlanabilmiştir. Bundan en çok ulusların yaratıcı'iradesini temsil eden sanat tedirgindir çün­ kü sanat ne kadar yoksul bir ülke halkının iradesinden kaynaklanmış olursa olsun, etkinlik düzeyi yönünden en zengin ülkenin sanatından aşağı değildir ve çünkü sanat ulusal halk iradesinden kaynaklanmayı bildiği ve başardığı sürece insan onurunu da anıtlaştırmayı başarmak­ tadır.

Bina sorunu nedeniyle kuruluşundan bu yana 43 yıldır yükümlü ol­ duğu işlevleri yeterince yapamıyan İstanbul Devlet Resini ve Heykel Müzesi, açık bulundurulmasına olanak bulunamıyan koşullarda, bir modem sanat müzesi olarak, modem bir mimari yapı anıtı içinde yer /

alabilme hakkını belirlemek için bir kamu oyu oluşumunu gereksin­ mektedir. Büyük lider Gazi’nin 1937 de Dolmabahçe Sarayının bir eki olan Veliaht dairesinde kurulmasını emrettiği müze, Gazinin geri kalan bir yıllık yaşamına yoğunluk denk sayılmak ve Gazi'nin Dol­ mabahçe sarayında vefatından sonra artık yanıbaşmda içten içe yaşayarak duymasına olanak kalmayan bu çağdaş .yapıtlar hâzinesi mutlaka yeni bir yapıya taşınmalıydı. Sorunun bu özlü yanı kavrana­ mamış ve yeni bir bina konusunda içine düşülen ihmal bugünkü ağır olanaksızlık boyutlarını yaratmıştır. Bu ağır olanaksızlık koşulların­ da bugün hâlâ mevcut binanın yeterliliğinden söz edenler yanılmak-- tadırlar.

■'

Uluslararası sanat ilişkileri çerçevesinde, modem sanat müzesinin üstlendiği herhangi bir yabancı sergi, müzenin bşşlsca-işlevleri yönün­ den mutlaka kendi fiziksel mekân olanakları içinde değerlendirilme­ lidir. Böyle bir sergi başka herhangi bir mekân içinde yer alabilir, an­ cak bunun bir modern sanat müzesinin işlevleri yönünden bir anlamı ' olmaz, özellikle kendi koleksiyonunu halka göstermek ve bu kolek­ siyonun değer ve nitelikleri yönünde eğitici yükümlülüğünü yerine ge- tiremiyen bir modem sanat müzesi, kendi sorumluluk alanı içine giren herhangi bir yabancı serginin başka bir mekânda yer almaşıyla, çağdaş evrensel uygarlığa katılım hakkı bakımından, yaratıcı uiukal halk ira­ desinin horlanmışlığına dikkat çekmiş olur. İstanbul Atatürk Kültür Merkezinin böyle bir sergi için mekân tahsis etmiş olmasını, modem sanat müzesinin yeni ve modem bir yapı gereksinmesi yolunda kamu oyunun uyarılması girişimlerini destekleyen bir katkı olarak değer­ lendiriyoruz. Kesinlikle modem bir yapı gereksinildiği hususunda İs­ rar ediyoruz, çünkü koleksiyonun modern sanat yapıtlarından oluşan niteliği bunu gerektirmektedir. ^

(5)

İSTANBUL

DEVLET

GÜZEL SANATLAR

AKADEMİSİ

(6)

HARTMUT R. BERLINICKE HAKKINDA

1942 de Berlinde doğan sanatçı, Almanya'da Bremen kentinin yakı- mnda Wildeshausen'de yaşamakta, ve sahibi bulunduğu bir galeriyi yönetmektedir.

196^ 'ten sonra sanatçı olarak yaşamını sürdüren Berlinicke 1968 senesinde gravür tekniğini çalışmağa başlamış, kendi kendini yetiş­ tirmiş bir sanatçıdır.

Eserlerini Almanyanm bir çok kentinde kişisel ve gurup sergilerin­ de sergilemiş; yine bir çok eserleri müzelerin koleksiyonlanndadır. Trieste Bienalinda 1971 de altın, 1973 de gümüş, 1975 de yine altın, Frechen Milletlerarası Bienalinde 1974 özgün baskı madalyasını al­ mıştır.

Kendi sanatı hakkında, "Beni etkijiyen, benim için değeri olan bir çok olayları hayattan alır, belleğimde uzun süre sakladıktan sonra, sanatçı olarak işime başlar, çinko levhaya çizer, siler, böylelikle izlenimlerimi levha üzerinde belgelendiririm," demektedir.

f ■f «*

İ

» /

/ ;

.

;;

s¡ '

y

\

, f v ; . / . {

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Giderek, kendi gereksinimleri içerisin­ de güzel sanatlara gereken önemi veren insanoğlu, "sanat" kavramının yüceliğinin ve kendi kültürel gelişimindeki

Yurttaşlık Hakkı” adlı kitap, 27 Haziran 1987’de başlatılan ve 3 Haziran 1988’de Nâzım’ın kız kardeşi Samiye Yaltırım’ın avukatlarının

Eklem kapsülü kıkırdağı oluşturan hücreleri besleyen ve sinoviyal sıvı adı verilen kaygan bir sıvı içerir.. Sinoviyal sıvının içinde aynı zamanda oksijen, nitrojen ve

Geri kalmış ülkeler için İkinci Cihan Savaşı sonrası, dış görünüşlere göre, Birinci Cihan Savaşı sonrasın­ dan farklı manzaralar gösterir.. Bu,

Bu akşam TRT 2’de, Simurg belgeselinin dördüncü bölümünde, yalnızca şiirleriyle değil, oyunları ve denemeleriyle de edebiyatımızda önemli bir yer tutan Melih

Tabloları kendisi için aldığını belirten Akpınar, ayrıca şamdan tespih hat levhayı da bir milyar liranın üzerinde para ödeyerek satın aldı. Conrad Otel’de, 315 parça

Kontrol ve tedavi grubundan elde edilen serum desaçile ghrelin sonuçları hem grup içi hem de gruplar arası karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı

Primer infertilite grubunda operasyon sonrası, operasyon öncesine göre sperm motilitesinin ve total motil sperm sayısının, sekonder infertil grupta ise sperm sayısının, sperm