• Sonuç bulunamadı

J. J. Raussau

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "J. J. Raussau"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Haydar.

J. J. Rausseau’yu tanırsınız. Tanımazsanız demokrasi idaresinde cumhuriyetçi olamazsınız, tanımazsanız, terbiyeci olamazsınız, tanı­ mazsanız. Hep bildiğiniz düşüncelerin ötesinde düşünceler elde edemezsiniz. Büyük adam siyasete, terbiyeye dâir kitaplar yazdı. Aaradan yüz elliden çok yıl geçti. Bunları anlamak ve anlatmak için binlerce kitap yazıldı. Yüzbinlerce konferans verildi. Her siya­ set hocası, her hukuk hocası her terbiyeci bu adamı anlatmağa çalıştı. Kimi anlatabildi, pek çoğuda anlatamadı. Çünkü kendisi anhyamamıştı. J. J. Rousseau çok açık yaşamıştı. Kitapları da çok, çok açıktı. Ama bayağı düşünmiyordu. Düşüncelerimizden öteye çıkıyordu, zamanını düşünmiyordu. Gelecek zamanlara ğöre yazı­ yordu sağlığında kendisini sürüdüler kitaplarını yaktılar, ondan sonrada kötü adam kötü, düşünceli adam diyenler olduğu gibi peygamber diyenler de oldu.

Size bu kadar düuyanın okuduğu, beğendiği ve ya aykırı ay­ kırı şeyler diye bahs ettiği bir kitabının başlanğıcmı veriyorum. Bakalım siz ne diyeceksiniz.

BAŞLANGIÇ

EMİL

Şu karma karışık görgüler ve düşünceler yığınına, düşünme­ sini bilen bir adamın hoşuna gitmek için başlamıştım. Bir kaç kâğıtlık olacaktı, mevzuum sürükledi götürdü, koca bir kitap ol­ du. koca bir kitap ama laflar yığını olduğundan.. Yoksa mevzuuna jröre küçük bile sayılır.

Bittikten sonra ortaya atup atmamağı çok düşündüm. Yazar­ ken de anlamıştımya. Bir kitap yapabilmesini öğrenmek için evelce bir kaç kitapçıklar yazmış olmak yetişmiyor. Daha iyisi yapmak için biraz didindikten sonra bunu, dedim, olduğu gibi ortaya ko­ yayım. Hiç olmazsa alemin gözünü bu yana çeviririm ya. Benim düşüncelerim saçma olacakmış. İyilerinin ortaya çıkmasına sebep olabilirsem bu da bir iş. sürgün bir adam düşüncelerini saçarsa ve onun ne tutanı ve nede arka alanı varsa bu adam korkar mıki

(2)

yalan yanlış düşüncelerini olduğu gibi ahverecekler ve hemen işe girişiverecekler?

İyi bir terbiyenin değeri için az söyleyeceğim, şimdiki terbiye­ nin de kötü olduğunu söylemek için çok durmayacağım. Benden evel binlerce kişi bunu söyledi. Herkesin bildiği şeylerlerle kiîabı mı doldurmak istemem. Yalnız şunu diyeceğimki yıllar ve yıllardan beri şimdiki terbiyenin kötü olduğuna her kes bağırmıştır ama kimsede daha iyisini bulmağa ve söylemeğe özenmemiştir.

Günümüzün yazıcıları yapmaktan çok yıkmağa uğraşıyorlar. Yorğun adamlar bir şey beğenmiyorlar, siz daha iyisini yapın der­ sek bize yukardan bakıyorlar. Yapmak için aşağı inemiyorlar.

Bu kadar yazılar yazılmıştır, ve hepsi de insanlığın iydiği için çalıştıklarını söylemişlerdir. İyiliklerin başı ise insan yetiştirebil­ mektir. İşte bunu hepsini de unutmuşlardır, çocukluğu kimse tanı­ mıyor. Yanlış yoldan ne kadar ileri gidilirse o kadar çıkmazlara va/ılır. En okumuş adamlar insanlara yaraşan şeyler üzerinde sap- lanup kalıyorlar. Düşünmiyorlarki çocukluk daha insan olmamış insanlıktan evel bir çağdır. İşte benim en çok uğraşacağım yer burasıdır Tuttuğum yol yanlış olabilirsede görgülerim öyle değil, çok kuvvetli, çok değerlidir. Yapılması gereğen şeyi yanlış göster­ miş olabilirsemde üzerinde işlenmesi gereğen şeyi çok iyi gördü­ ğüme inanıyorum

Çocuklarınızı iyi görmiye başlayın artık. Yazık ki siz bu za­ vallı arı biç tanımıyorsunuz Eğer bu kitabı bu gözle okursanız çok kazanırsınız.

Benim bu kitapta tuttuğum yol tabiatın yolu, tabiatin gidişidir. Çocuk ve insan yapma bebek, kukla değil, yaratıldığı gibi düpe düz olmalıdır. Okuyanlar işte burada şaşırıp kalacaklardır. Ve iş­ te burada bana kakışacaklardır. Onlara öyle gelecek ki terbiye kitabı değil, bir sapgınm saçmasını okuyorlar. Eh! ne yapayım? Ben şunun bunun kafasına göre değil kendi kafama göre yazanm.Eskiden beri başıma kakarla. Başkalarının gözlerini, başkalarının düşüncele rini kendime uydura bilir miyim? Hayır. Yalnız düşüncelerim de pek ileri gitmemek, ve kendimi dünyanın en değerli adamı sanmamak... Düşün-üşlerimi değiştirmek değil; ancak kendime pek inanmamak... İşte elimden ğele bilecek şeyler... Ben yalnız bunları yapa bilirim ve

(3)

yaptım. Ara sıra «Bu böyle olacaktır. Şu şöyle yapılacaktır.» gibi söyliyor sam bu, okuyanlar mutlaka böyle yapsınlar deme değil­ dir. Bu, düşündüklerimi düpe düz söylemek içindir. Şüphe etme­ diğim şeyleri neye yavaş söyleyeyim. Kafamdan geçen şeyleri demir gibi söylerim.

Düşüncelerimi istediğim gibi ortaya koyorum. Bunlarda emir ve kuman da kokusu olacakmış. Hiç tınmam. Düşüncelerimin ö- türülerini de yan yana koyorum. Artık siz de kesin, düşünün, so- nun da deyeceğinizi deyin. Yalnız şuna inanın ki benim düşünce­ lerim yabana atılacak şeyİer değildir. Bunların doğru mu, eğri iri olduklarını bilmek gerektir, insanlığın kurtuluşu, batışı bunlara bağjıdır. «Yapılacak şeyi söyleseniz a canım.» derler. Bu şu demek­ tir: yapılan şeyleri söyleyin. Hiç değilse eldeki kötülüklere uyuşa bilecek iyilikleri söyleyin. Bu daha kötüdür. Bu karışık işte iyilik bozulur. Kötülükte düzelmez.

Analar, babalar! sizin istediğiniz şey yaptığınız şeydir. Ben si­ zin keyfinize mi uyacağım?

Her prüjede göz önünde tutulacak iki şey vardır: Birisi prüje- nin temelinde iyi olması İkincisi de yapılmasının kolay olmasıdır. Benim terbiye prüjem insanlığa yaraşır, insan yüreğine uygun bir şey ise birinci dilek aîmuş demektir’ İkinci dileğe gelince: Bura­ da gözden kaçırılmıyacak yerler vardır: Bu prüje nerelerde yapı­ lacak? İsviçre’de yörüyen bir iş Fransa’da gitmez. Zenginlere iyi gelen yoksullara gelmez. Dün iyi olan bu gün kötü olur. Ben bun­ larla uğraşmıyacağım. Ben temele bakıyorum. Ben nerde. ne za­ man insan doğarsa doğsun yapılması yaraşan şeyi söyleyeceğim. Ama nasıl yapılacak? Bununla da başkaları uğraşsın. Bunu da göstermezsem kitabım eksik kalır: Doğru, ama gösterirsem elim­ den gelmiyecek işlere yeltenmiş olurumki bu da yanlıştır. Ben yalnız elimden gele bilen şeylerle uğraşırım.

J. J. Rausseau. Başlangıcı böyle olan bir kitabın ne olacağını artık düşünün. «Emil» bir çocuktur. “Rausseau,, bu çocuğu doğarken almış, bü­ yük adam oluncıya kadar yanın da kalmıştır. Bunu olduğu gibi, düpe düz bir adam etmeğe çalışmıştır. Okuyun. Ne kadar ince, ne kadar derin göreceksiniz.

(4)

Halk Şiirleri

Karahisar’da D eli Bekir adım duym ıyan yoktur. Çok

kuvvetli bir hiecav olan bu halk şairini „ Taşpmar" ileride bir tetkik halinde

verecektir. Şimdiden Bekir’in hicivlerinden her sayıda kovacağız. Aşağıdaki yazılardan birini geçgin sevgilisine, birini Kadılara söylemiştir:

Bir zaman âlemi yakıp kavuran Felek sillesi mi yedin şaşkın yar Niçe yeğitleri kalbinden vuran Bunamış acuze eski bıçkın yar

Çehrenden akıyor katran zifiri Çarkı felek gibi dönen firfiri Muytap çıkıntısı saçının kırı Haydi şimden geri yörü eşkin yar

Peteği sallanır balı kalmamış O nazik vücudun alı kalmamış Buruşmuş yanağın gülü kalmamış Git bana görünme çağı geçgin yar

Cihan yandı derler senin adına Bal, şeker uymazdı eski tadına Hiç gelir mi geçen günler yadına Saçı buçuk şirazesi kaçkın yar

Harab’ m aklını çeldiren sensin Sırrını ellere bildiren sensin Âlemi keşine güldüren sensin Bana derdin yanma derdim taşkın yar

Doğru yol dururken eğriye sapma Y o l azdıran ehli fesat değil m i? Mazlumun başından sen külâh kapma Küfrün başlangıcı inat değil mi ?

Somurtma hediye gelmiş kaz gibi Çekme yüz karası hilebaz gibi Ehli zulmün kışı geçer yaz gibi Sor. demi topraktan bünyat değil mi?

Bizleriz eşrafa hanedan diyen Eşek başlarından bir kaç dost beğen Kürklüyü azleder kepenek giyen İnceyi marseden gubat değil mi ?

Yetim malini yer ölümden korkmaz Vücudu Üâşedir tuzluda kokmaz Malin sahibini evine sokmaz Bundan insaflıdır şeddat değil mi?

Harabî bu cihan bikarar olur Ev yıkanın evi hakisar olur Kadıların çoğu ehli narolur Yedikleri hakkı ibat değil mi?

Geçen sayıda ki «J. J. Rousseau» adlı yazı da «Rousseu» keli­ mesi nasılsa gözümüzden kaçmış ve «J. J. Raussau» şeklinde çık­ mıştır.

Bir yanılma yüzünden yapılan bu hatadan dolayı, okuyucu­ lardan ve yazının saygı değer sahibi üstat Haydar Beyden özür dileriz.

Referanslar

Benzer Belgeler

Onu, sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize

Kıyasın gerekliliği ile ilgili olarak ileri sürülen ve İbn Hazm tarafindan reddedilen diğer bir delil ise telefedilen şeylerin tazmin edilmesi, misl-i mihir, nafaka

1) K1bns'ta iki e§it halktan biri olarak kendi kendini yonetme hakkma sahip bulunan K1bns Turk Halki, kendi topraklarmda hur ve demokratik bir di.izen i~inde, kendi varhgm,, milli

[r]

Aşağıdaki görsellerin isimlerini heceleyerek söyleyiniz.. İçinde J-j sesi geçen

It is well known that in a Lorentzian Manifold we can find three types of submanifolds: Space-like (or Riemannian), time-like (Lorentzian) and light-like (degenerate or null),

The present study confirms that anaerobic bacteria are an important component of the bacterial flora in chronic otitis media.. The aerobic organisms recovered

This project is complete teacher affairs system, that covers all services needed in most universities, such as the general services listing insertion searching and reports and