• Sonuç bulunamadı

Yeniden Yoğun Bakım Ünitesinde Bebeği Yatan Ebeveynlerin Gereksinimleri ve Kaygı Düzeyleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeniden Yoğun Bakım Ünitesinde Bebeği Yatan Ebeveynlerin Gereksinimleri ve Kaygı Düzeyleri"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YENĐDOĞAN YOĞUN BAKIM ÜNĐTESĐNDE BEBEĞĐ YATAN EBEVEYNLERĐN

GEREKSĐNĐMLERĐ ve KAYGI DÜZEYLERĐ*

Hüsniye ÇALIŞIR**, Sibel ŞEKER***, Funda GÜLER****, Gamze TAŞÇIOĞLU ANAÇ****,

Münevver TÜRKMEN*****

ÖZ

Amaç: Bu araştırma, yenidoğan yoğun bakım ünitesine bebeği yatan anne-babaların kaygı düzeylerini belirlemek gereksinimlerine göre kaygı düzeylerindeki farkı ortaya koymak amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır.

Yöntem: Veriler, Adnan Menderes Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Pediatri Servisi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde Ağustos 2005- Mart 2006 tarihleri arasında toplanmıştır. Araştırmaya olasılıksız örneklem yöntemine göre seçilen 48 anne ve 44 baba alınmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, Mann-Whitney U ve Student t-testi kullanılmıştır.

Bulgular: Annelerin kaygı puanları, babaların kaygı puanlarından anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (p=0.008). Anneler en fazla, istedikleri zaman bebeklerine bakan hemşire ile konuşmaya, babalar ise en fazla, bebeklerini istedikleri zaman ziyaret edebilmeye gereksinim duyduklarını belirtmiştir. Çocuğuyla benzer sağlık sorunu olan anne/babalarla konuşabilme gereksinimi (p=0.022) ve hastanede sürekli olarak bebeğinin yanında kalma gereksinimi olan annelerin (p=0.006) kaygı puanları yüksek bulunmuştur.

Sonuç: Bu çalışma yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan annelerin babalara göre daha fazla kaygı yaşadıklarını, annelerin en fazla bebeklerine bakan hemşire ile konuşmaya ve babaların en fazla bebeklerini ziyaret edebilmeye gereksinimleri olduğunu ortaya koymuştur.

Anahtar Sözcükler: Ebeveyn gereksinimi, Kaygı, Yenidoğan, Yoğun bakım

ABSTRACT

The Anxiety Levels and Needs of Infants’ Parents in a Neonatal Intensive Care Unit Aim: This descriptive study was carried out to determine the anxiety levels and needs of mothers and fathers, and the difference between their anxiety level with the needs of parents of infants hospitalized at a neonatal intensive care unit.

Method: The data were collected in the Newborn Intensive Care Unit on the Pediatric Service of Adnan Menderes University Research and Training Hospital between August 2005 and March 2006. Using the nonprobability sampling method 48 mothers and 44 fathers were taken into the study. The descriptive statistics, Mann-Whitney U test and Student t test were used in the analysis of the data.

Results: In this study, more anxiety scores of the mothers were found than the fathers’ (p=0.008). The mothers' greatest need was to talk with the nurse caring for their infant whenever they wanted. The fathers' greatest need was to be able to visit their infant whenever they wanted. A significant difference was found between the mothers' total anxiety scores regarding their need to talk with parents having a child with a health problem similar to their infant (p=0.022) and the parents’ needs to stay with their infant continuously at the hospital (p=0.006).

Conclusion: In conclusion mothers had experienced more anxiety than fathers. The greatest need of mothers having infants in a newborn intensive care unit is to talk with the nurse caring for their infant, and for fathers was to be able to visit their infant.

Key Words: Parental needs, Anxiety, Newborn, Intensive care

* 50. Milli Pediatri kongresinde poster bildiri olarak sunulmuştur (10 Kasım 2006, Antalya) ** Yrd.Doç.Dr., Adnan Menderes Üniversitesi Aydın Sağlık Yüksekokulu, Aydın

*** Öğr.Gör.Dr., Adnan Menderes Üniversitesi Aydın Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Aydın **** Hemşire, Adnan Menderes Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Pediatri Servisi, Aydın ***** Doç.Dr., Adnan Menderes Üniversitesi Aydın Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD, Aydın

(2)

GĐRĐŞ

Hastalık, hastaneye yatma, prematüre doğum gibi beklenmedik durumlar ailede krize yol açmaktadır. Ebeveynler, sağlıklı doğmasını hayal ettikleri bebeklerinin prematüre doğması ya da ağır hasta olması durumunda şok, endişe, keder, suçluluk veya utanç gibi çeşitli olumsuz duygular yaşayabilirler (Boxwel 2000, Ward 2001, Çelebioğlu 2004, Wigert, Johansson, Berg ve ark. 2006). Bebeğin yoğun bakım ünitesine yatırılmasıyla, ebeveynlerin bebekle sürdürmeleri gereken etkileşim süreci kesintiye uğrar ve yaşadıkları olumsuz duygular daha da artabilir. Böylece ebeveynlerin bebeklerini görmeleri ya da ona dokunmaları gecikebilir (Griffin 2006, Wigert, Johansson, Berg ve ark. 2006). Bebek yoğun bakım ünitesindeyken, ebeveynlerin bebeğin bakımına katılmaları da zorlaşır. Bu durumda ebeveynlerin sıklıkla yaşadıkları olumsuz duygulardan birisi de kaygıdır.

Kaygı (anksiyete), bireyin kendini güvensiz hissettiği durumlara karşı geliştirdiği bir duygudur. Kaygıya neden olan faktörler arasında gebelik, doğum, ebeveyn olma, hastalık, hastaneye yatma, duygusal kayıplar ve ekonomik sorunlar sayılabilir (Öz 2004). Ebeveynler, bebeğin hastalığının seyri, olumsuz sonuçları ve özellikle kaybedilme olasılığına ilişkin kaygı ve endişe yaşayabilirler. Ebeveynlerde kaygı yaratabilen diğer etmenler ise, hastane ortamının yabancı olması, alışık olmadıkları rutinlerin olması ve kontrol kaybı hissetmeleridir (Öz 2004, Çelebioğlu 2004). Yenidoğan yoğun bakım ünitesindeki teknolojik araçlar, farklı ses, koku ve yüzler (Boxwel 2000, Franklin 2006) bazen ebeveynler için ürkütücü ve hatta korkutucu olarak algılanabilir (Boxwel 2000). Ebeveynlerin, hastane ortamıyla ilgili bu olumsuz algıları kaygılarını daha da arttırabilir.

Ebeveynler, kaygı ile baş edemediklerinde, korku, öfke, çaresizlik, gerginlik –sinirlilik ve depresyon gibi olumsuz duyguları da beraberinde yaşayabilir (Öz 2004). Aşırı kaygı yaşayan ebeveynler, açıklamaları işitme ve anlamada, bebeğin bakımına katılmada, sağlık ekibi ile işbirliği yapmada ve ebeveynlik rollerini gerçekleştirmede zorlanabilirler (Ward 2001, Öz 2004, Çelebioğlu 2004).

Yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan ebeveynlerin diğer ünitelerdeki ailelere göre bazı gereksinimleri öncelik taşımaktadır. Bunlar, fizyolojik gereksinimler (yeme-içme, uyku vb), iletişim, sosyal destek, güven, çocuğun bakımına katılma ve bilgi

edinme gibi temel gereksinimlerdir (Meyer, Snelling ve Myren-Manbeck 1998). Yoğun bakım ünitesindeki çocuğun ebeveynleri, sürekli olarak çocuklarının yanında bulunmayı ve bakımına katılmayı istemektedirler (Meyer, Snelling ve Myren-Manbeck 1998). Ayrıca ebeveynler, sağlık ekibinin bebeklerini birey olarak kabul ettiklerini ve en iyi şekilde tedavi etmek için çabaladıklarını bilmek istemektedirler (Meyer, Snelling ve Myren-Manbeck 1998, Curley ve Meyer 2001). Ebeveynler, bebeklerinin sağlık durumu, hastalığın seyri, kullanılan araç-gereç, ünitenin rutini, sağlık ekibi ve kendilerine düşen roller hakkında bilgilenmeye gereksinim duyarlar (Bass 1991, Fisher 1994, Seideman, Watson, Corff ve ark. 1997, Meyer, Snelling ve Myren-Manbeck 1998, Bialoskurski, Cox ve Wiggins 2002, Hall 2005). Bialoskurski, Cox ve Wiggins (2002) yaptıkları çalışmada, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan annelerin bebeklerini ziyaret edebilecekleri uygun zaman ve bebeklerinin durumundaki değişiklikler hakkında bilgi almaya gereksinim duyduklarını belirlemişlerdir. Ebeveynlerin, sosyal çevresinden ve sağlık çalışanlarından destek almaya (Bialoskurski, Cox ve Wiggins 2002), bebeğin hastanede yattığı süre boyunca zaman geçirebilecekleri, uyuyabilecekleri ortama ve yeterli beslenmeye gereksinimleri vardır (Wigert, Johansson, Berg ve ark. 2006).

Ebeveynlerin, bebeğin hastalığı, tedavisi ve yapılan işlemler hakkında yeterli bilgilerinin olmaması kaygı yaşamalarına neden olabilir (Kristensson-Hallström ve Elander 1997). Ayrıca sosyal destek yetersizliği ebeveynin kendisine olan güveni ve saygısını azaltmaktadır (Öz 2004). Yenidoğan yoğun bakım ünitesindeki sağlık çalışanları tarafından ebeveynlerin bilgilendirilmesi, bebeklerinin bakımına katılmaları konusunda cesaretlendirilmesi ve emosyonel destek sağlanması kaygılarıyla baş etmelerini kolaylaştıracaktır (Wigert, Johansson, Berg ve ark. 2006, Franklin 2006). Bialoskurski, Cox ve Wiggins (2002), yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan annenin gereksinimlerinin karşılanmasının, annenin iyilik halinin sağlanması için ön koşul olduğunu belirtmişlerdir. Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde çalışan hemşireler, ebeveynlerin kaygı ve stresleriyle baş etmelerine katkıda bulunabilecek politikalar ve yaklaşımlar geliştirmelidirler (Seideman, Watson, Corff ve ark 1997).

Literatür incelendiğinde yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan annelerin gereksinimleri hakkında yurt dışında yapılan birçok çalışmanın

(3)

bulunduğu (Bass 1991, Miles, Carlson ve Funk 1996, Curley ve Meyer 2001, Ward 2001, Bialoskurski, Cox ve Wiggins 2002, Hall 2005, Griffin 2006, Wigert, Johansson, Berg ve ark. 2006), fakat bu konuda ülkemizin toplumsal özelliklerini yansıtan yeterli sayıda çalışmanın bulunmadığı görülmüştür. Ayrıca, Türkiye’de yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan anne-babaların gereksinimleri ile kaygı düzeylerinin ayrı ayrı ele alındığı ve karşılaştırıldığı çalışmaya rastlanmamıştır. Böylece bu çalışma, yenidoğan yoğun bakım ekibi üyelerine, ünitede yatan bebeğin anne ve babasının farklı gereksinimlerinin olabileceği konusunda fikir verecek ve her iki ebeveyne farklı yönlerden destek sunmada önemli veri sağlayacaktır.

Yukarıdaki gerekçeler doğrultusunda yapılan bu araştırma, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan anne-babaların kaygı düzeyleri ile gereksinimlerini belirlemek ve gereksinimlerine göre kaygı düzeylerinde farkın olup olmadığını saptamak amacıyla yapılmıştır.

GEREÇ VE YÖNTEM

Araştırmanın Şekli, Yeri ve Süresi

Tanımlayıcı ve kesitsel olarak planlanan araştırmanın verileri, Adnan Menderes Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Pediatri Servisi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde 15 Ağustos 2005- 1 Mart 2006 tarihleri arasında toplanmıştır.

Evren ve Örneklem

Araştırmanın evrenini, çalışma süresince Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde yatan tüm bebeklerin anne ve babaları oluşturmuştur. Araştırma örneklemine, en az ilkokul mezunu olan, Türkçe yazıp konuşabilen, araştırma sırasında en az bir kez bebeğini ünitede ziyaret etmiş olan, kendisinde anket doldurmasını engelleyecek bedensel ya da psikolojik bir hastalığı bulunmayan, bebeklerinde gözle görülen bir deformite saptanmayan ve araştırmaya katılmaya gönüllü anne-babalar alınmıştır. Bu kriterleri taşıyan ve olasılıksız örneklem yöntemine göre seçilen 48 anne ve 44 baba araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Araştırma sonuçları Adnan Menderes Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Pediatri Servisi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde bebeği yatan anne ve babalarla sınırlıdır.

Araştırmanın Etik Đlkeleri

Araştırmanın yürütülebilmesi için Adnan Menderes Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi

Başhekimliği’nden yazılı izin alınmıştır. Araştırma süresince, hastanede yatmakta olan bebeklerin anne ve babalarıyla görüşülüp, araştırmanın amacı ve içeriği hakkında yeterli açıklama yapılarak, araştırmaya katılmayı kabul ettiklerine dair sözel olurları alınmıştır.

Verilerin Toplanması

Araştırmanın verileri, bebekler yenidoğan yoğun bakım ünitesine yatırıldıktan sonraki 48. saat ve 10. günler arasında toplanmıştır. Araştırmaya katılmayı kabul eden anne ve babalara doldurulmak üzere bilgi toplama formu (bilgi toplama formundaki bebeklere ilişkin tanıtıcı bilgiler araştırmacılar tarafından doldurulmuştur) ve Beck Anksiyete Envanteri (BAE)

verilmiş ve formları birbirlerinden

bağımsız/etkilenmeden doldurabilecekleri bir ortamda doldurmaları sağlanmıştır.

Veri Toplama Araçları

Bilgi toplama formu, araştırmacılar tarafından literatür bilgilerinden yararlanarak hazırlanmıştır (Ward 2001, Bialoskurski, Cox ve Wiggins 2002, Sönmez 2002). Bu form, anne ve babalara ilişkin sosyo-demografik özellikleri (yaşı, eğitim düzeyi, evlilik durumu, cinsiyeti, çalışma durumu, mesleği, sosyal güvencesi, gelir düzeyi, çocuk sayısı), bebekleri tanıtıcı bilgiler (doğum yeri, gestasyon yaşı, doğum ağırlığı, şimdiki ağırlığı, postnatal yaşı, tanısı ve cinsiyeti) ve anne-babaların destek alma, iletişim, bilgi alma, fiziksel ortam ve rahatlığa ilişkin gereksinimleri ile ilgili bilgilerin yer aldığı 28 sorudan oluşmuştur. Bilgi toplama formunda yer alan gereksinimler, yukarıdaki gruplar altında (destek alma, iletişim, bilgi alma, fiziksel ortam ve rahatlık) sıralanmış ve ebeveynlerden bu gereksinimlerin içinden kendileri için geçerli olanları seçmeleri istenmiştir.

Beck Anksiyete Envanteri (BAE), ergen ve yetişkinlerde anksiyete belirtilerinin sıklığını belirlemek amacı ile Beck, Epstein Brown ve Steer (1988) tarafından geliştirilen, 21 maddeden oluşan, likert tipi bir kendini değerlendirme ölçeğidir. Bu ölçek Ulusoy, Şahin ve Erkmen (1996) tarafından Türkçe’ye uyarlanmıştır. Bireylerin kendi kendilerine cevaplandırabilecekleri, uygulanışı kolay bir ölçektir. Her madde için “hiç, hafif derecede, orta derecede ve ciddi derecede” seçeneklerinden birinin seçilmesi ve işaretlenmesi istenir. Cevaplara 0 ile 3 arasında değişen puanlar verilir, böylece en düşük puan 0, en yüksek 63 puan elde edilir. Ölçekten alınan toplam puanın yüksekliği bireyin yaşadığı anksiyetenin şiddetini

(4)

gösterir. Ölçeğin Cronbach Alfa iç tutarlılık katsayısının .93, madde-toplam test korelasyon katsayılarının .45 ve .72 arasında değiştiği, test-tekrar test güvenirlik katsayılarının r=.57 olduğu bildirilmiştir. Subjektif anksiyete (1,4,5,7,8,10,11,14,15,16,17,19 maddeler) ve somatik belirtiler (2,3,6,12,13,18,20, 21 madde) olmak üzere iki alt boyuttan oluşan bu ölçeğin, anksiyeteli grubu, diğer tanı gruplarından (depresyon, karışık ve kontrol gruplarından) anlamlı olarak ayırt edebildiği belirtilmektedir (Savaşır ve Şahin 1997).

Verilerin Değerlendirilmesi

Verilerin değerlendirilmesi için Statistical Package for the Social Sciences (SPSS) for Windows 11.0 istatistik programı kullanılmıştır. Veriler sayı ve yüzde ile ifade edilmiş, analizinde Mann Whitney U ve Student t-testi kullanılmıştır. P<0.05 değerleri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.

BULGULAR ve TARTIŞMA

Annelerin yaş ortalaması 29.33 ± 6.47 (Aralık:19-43 yaş) ve babaların yaş ortalamasının 33.1 ± 0.89 (Aralık:23-54 yaş) olarak bulunmuştur. Annelerin % 52.1’inin ve babaların % 34.1’inin ilkokul mezunu olduğu, annelerin % 25’inin ve babaların ise % 90.9’unun gelir getiren bir işte çalıştığı belirlenmiştir. Ebeveynlerin % 95.9’unun evli, % 73.5’inin sosyal güvencesinin olduğu, % 40.8’inin gelir düzeyinin düşük, % 40.8’inin gelir düzeyinin orta ve % 51’inin yaşayan çocuk sayısının bir olduğu saptanmıştır.

Bebeklerin ortalama gestasyon yaşının 36.35 ± 3.93 hafta (aralık 25-43 hafta), postnatal yaşının 7.61 ± 6.09 gün (aralık 2-30 gün) ve şimdiki ağırlığının 2639.23 ± 723 gr olduğu belirlenmiştir. Bebeklerin % 63.3’ünün cinsiyetinin erkek olduğu, % 57.1’inin aynı hastanede ve % 69.4’ünün 2500 gr ve üzerinde doğduğu belirlenmiştir.

Tablo 1. Anne ve Babaların Toplam Kaygı Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması

X ± Ss Min-max t p

Anneler (44*) 15.81±15.12 0-51 Babalar (40*) 7.87 ±11.31 0-50

2.704 0.008**

* Araştırmaya katılan dört anne ve dört baba anksiyete ölçeğini doldurmamıştır.

** p<0.01

Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan ebeveynler, ebeveynlik rollerini yerine getirememeleri, bebeğin hastalığı, tedavisi ve kendilerine düşen rollerle ilgili yeterli bilgilerinin olmaması gibi nedenlerle kaygı yaşayabilirler (Kristensson-Hallström ve Elander 1997, Çelebioğlu 2004). Bebeğin hastalığının olumsuz sonuçları ve kaybetme olasılığının bulunması da ebeveynlerin kaygı yaşamalarına neden olabilir (Çelebioğlu 2004). Bu çalışmada ebeveynlerin kaygı düzeyleri BAE ile değerlendirilmiştir. BAE’yi dolduran birey 0-63 arasında puan almaktadır. Ölçeğin tanıtımında kaygı puanına göre kaygı derecesi ile ilgili bir kesme noktasından söz edilmemektedir (Savaşır ve Şahin 1997). Bu araştırmaya katılan ebeveynlerin genel kaygı puan ortalamaları 12.04±13.95 olarak bulunmuştur. Đlgili literatür incelendiğinde, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan ebeveynlerin kaygı düzeylerinin BAE kullanılarak değerlendirildiği çalışmaya rastlanmamıştır. Bu nedenle çalışmada ebeveynlerin kaygı düzeyleri, başka bir araştırma bulgusu ile karşılaştırılamamaktadır. Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan ebeveynlerin kaygı düzeyleri ile ilgili benzer araştırmaların yapılması, elde edilen sonuçların tartışılmasına ve böylece yenidoğan hemşireliği alanındaki uygulamalara katkı sağlayacaktır. Anne ve babaların toplam kaygı puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır (p=0.008). Buna göre annelerin toplam kaygı puan ortalamaları babaların toplam kaygı puan ortalamalarından yüksek bulunmuştur (Tablo 1). Anneler, doğum ve doğum sonrasında kendisinde meydana gelen değişikliklere uyum sağlamaları gerektiği için babalara göre daha fazla kaygı yaşayabilirler. Bu konuda yapılan bir çalışmada, annelerin doğuma bağlı yorgunluğu ve bebeklerine bakamamalarından dolayı oluşan suçluluk duygusunu aynı anda yaşadıkları bildirilmektedir (Wigert, Johansson, Berg ve ark. 2006). Yeni doğum yapmış annenin hormonal durumundaki ani ve dramatik değişiklikler onu normalde kolaylıkla baş edebileceği durumlara karşı duyarlı hale getirir. Annenin desteğe gereksinim duyduğu bu dönemde, bebeğinin hastaneye yatırılması bu duyarlılığın artmasına neden olur (Çelebioğlu 2004). Bir çalışmada, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan annelerin, babalara göre doğum sonrası dönemde bebeklerine daha erken bağlandıkları için bebekteki olumsuz değişikliklere daha duyarlı oldukları; daha fazla korku, depresyon, değersizlik ve huzursuzluk hissettikleri belirtilmektedir (Hall 2005).

(5)

Tablo 2. Annelerin Çocuğuyla Đlgili Destek Alma Konusunda Tanımladıkları Gereksinimlere Göre Kaygı Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (N:44)

*MWU: Mann -Whitney U; **p<0.05

Annelerin destek almaya ilişkin tanımladıkları gereksinimlere bakıldığında; en fazla hastane personelinin onları anladığını göstermesine (% 65.3), desteğine ihtiyaç duydukları kişilerin yanlarında olduğunu bilmeye (% 59.2), çocuğu için umut olduğunu hissetmeye (% 50) gereksinim duydukları saptanmıştır. Araştırmaya katılan annelerin, yanında arkadaşlarının olduğunu bilme, umut olduğunu hissetme, maddi konularda yardım alabilme, hastane personelinin onu anladığını göstermesi, sağlığıyla ilgilenen birisinin var olduğunu, desteğine gereksinimi olan kişilerin yanında olduğunu ve aile problemleriyle ilgilenen birisinin olduğunu bilme gereksinimi olanlarla, bu gereksinimi olmayanların toplam kaygı puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır (p>0.05). (Tablo 2). Çocuğuyla benzer sağlık sorununa sahip olan anne/babalarla konuşma gereksinimi olan annelerin kaygı puan ortalaması (21.94 ± 15.87) ile gereksinimi olmayan annelerin kaygı puan ortalaması (11.58 ± 13.28) arasında istatistiksel olarak anlamlı fark

bulunmuştur (p=0.022). Bu araştırmanın bulgularına paralel olarak, Curley ve Meyer (2001), ebeveynlerin benzer sağlık sorunu olan diğer ebeveynlerle konuşması veya destek almasının kaygının azalmasında ve yeni baş etme becerileri kazanmalarında önemli olduğunu vurgulamaktadırlar.

Araştırmaya katılan anne ve babalar arasında destek almaya ilişkin gereksinim sıralamasının benzerlikler gösterdiği, her iki grupta da en fazla hastane personelinin onları anladığını göstermesine gereksinim duydukları saptanmıştır (Tablo 2 ve 3). Araştırma grubundaki babaların en fazla hastane personelinin onları anladığını göstermesine (% 65.9), bebeğin sağlık durumu ile ilgili umut olduğunu hissetmeye (% 54.5) ve çocuklarıyla benzer sağlık sorunu olan ebeveynlerle konuşabilmeye ve desteğine ihtiyaç duyduğu kişilerin yanında olduğunu bilmeye (% 40.9) gereksinim duydukları saptanmıştır (Tablo 3).

Araştırma sonuçlarına benzer şekilde Bialoskurski, Cox ve Wiggins (2002), annelerin Gereksinimler

Sayı % X ± Ss MWU*;

p Yanında arkadaşlarının olduğunu

bilme Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 10 38 20.4 79.6 13.90±11.53 16.38±16.14 169.00; 0.978 Umut olduğunu hissetme

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 24 24 50.0 50.0 15.48±15.82 16.19±14.70 243.50; 0.869 Maddi konularda yardım alabilme

Gereksinimi olan

Gereksinimi olmayan 10 38 20.4 79.6 21.90±18.49 14.03±13.80 137.50; 0.362 Hastane personelinin onu

anladığını göstermesi Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 32 16 65.3 34.7 14.83±13.28 17.93±18.88 209.00; 0.980 Sağlığıyla ilgilenen birisinin var

olduğunu bilme Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 20 28 42.9 57.1 16.32±16.62 15.44±14.22 229.00; 0.840 Desteğine ihtiyaç duyduğu

kişilerin yanında olduğunu bilme Gereksinimi olan

Gereksinimi olmayan 29 19 59.2 40.8 16.26±13.85 15.12±17.38 196.50; 0.425 Aile problemleriyle ilgili yardımcı

olacak birisinin olduğunu bilme Gereksinimi olan

Gereksinimi olmayan 10 38 20.4 79.6 16.30±17.66 15.68±14.59 157.50; 0.726 Çocuğunda benzer sağlık

sorununa sahip olan

anne/babalarla konuşabilme Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 20 28 42.9 57.1 21.94±15.87 11.58±13.28 138.00; 0.022**

(6)

bebeklerini ziyaretleri sırasında çevresindekilerin duygularını anladıklarını göstermelerine gereksinim duyduklarını ve annelerin bu gereksinimlerinin karşılanmasını çok önemli bulduklarını bildirmişlerdir. Miles ve arkadaşları (1996) yaptıkları çalışmada, yoğun bakım ünitesinde bebekleri yatan ebeveynlerin doğum, hastalık ve hastaneye yatmaya ilişkin baş etmelerinde hemşirelerin yardım sağlamasının oldukça önemli olduğunu belirtmektedirler. Sönmez (2002) yaptığı çalışmada ve Curley ve Meyer’in (2001) yaptıkları çalışmada yoğun bakım ünitesinde çocuğu yatan ebeveynlerin bebeklerinin sağlığıyla ilgili umut olduğunu hissetme gereksinimlerinin en önemli ilk 10 gereksinim içinde yer aldığını saptamışlardır. Benzer şekilde, Fisher (1994) yoğun bakım ünitesinde çocuğu yatan ailelerle yaptığı çalışmada, çocuğun sağlık durumu ile ilgili olarak umut olduğunu hissetmenin en önemli gereksinimlerden biri olduğunu saptamıştır.

Bu çalışma sonuçlarından farklı olarak, Sönmez (2002) yaptığı çalışmada, yoğun bakım ünitesinde çocuğu yatan ebeveynlerin en önemli buldukları ilk 10 gereksinim içinde yeteri kadar bilgilenme, hastane personelinin çocuklarıyla ilgilendiğini ve çocuklarına en

iyi tedavinin verildiğini bilme gereksinimi olduğunu saptamıştır. Sönmez’in (2002) çalışmasına benzer şekilde, Curley ve Meyer’in (2001) yaptıkları çalışmada, yoğun bakım ünitesinde çocuğu yatan ebeveynler tarafından tanımlanan en önemli gereksinimler arasında, çocuklarının en iyi şekilde bakıldığını bilme, sürekli olarak çocuklarının yanında bulunma, diğer ebeveynlerle konuşma ve ibadet etmenin yer aldığı bildirilmektedir. Bu farklılıklar, örneklem grubunun özelliğinden ve veri toplama araçlarındaki gereksinim sorularındaki farklılıklardan kaynaklanmış olabilir.

Araştırma grubundaki anne ve babaların en fazla hastane personeli tarafından anlaşılmaya gereksinim duymalarının nedeni yoğun bakım ekibinin onları anladıklarını ve desteklediklerini her zaman görmek istemeleri olabilir. Bu bağlamda yoğun bakım ekibinin, ebeveynleri yargılamadan empatiyle yaklaşması ve yeterli emosyonel destek sağlaması önemlidir.

Babaların destek almaya ilişkin tanımladıkları gereksinimlerine göre kaygı puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı saptanmıştır (p>0.05) (Tablo 3).

Tablo 3. Babaların Çocuğuyla Đlgili Destek Almaya Đlişkin Tanımladıkları Gereksinimlerine Göre Kaygı Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (N:40)

Gereksinimler Sayı % X ± Ss MWU; p

Yanında arkadaşlarının olduğunu bilme Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 11 33 25.0 75.0 9.20±15.62 7.43±9.75 129.50; 0.519

Umut olduğunu hissetme Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 24 20 54.5 45.5 7.13±10.86 8.88±12.17 167.50; 0.440

Maddi konularda yardım alabilme Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 12 32 27.2 72.8 12.55±18.92 6.10±6.22 148.50; 0.737

Hastane personelinin onu anladığını göstermesi Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 29 15 65.9 34.1 8.70±12.79 6.15±7.53 155.00; 0.551

Sağlığıyla ilgilenen birisinin var olduğunu bilme Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 11 33 25.0 75.0 7.27±14.60 8.10±10.10 117.00; 0.194 Desteğine ihtiyaç duyduğu kişilerin

yanında olduğunu bilme Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 18 26 40.9 59.1 8.31±12.53 7.58±10.70 187.00; 0.889

Aile problemleriyle ilgili yardımcı olacak birisinin olduğunu bilme Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 8 36 18.1 81.9 6.88±8.39 8.13±12.03 117.50; 0.720

Çocuğunda benzer sağlık sorunu olan anne/babalarla konuşabilme Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 18 26 40.9 59.1 9.38±12.67 6.88±10.48 172.50; 0.587

(7)

Araştırmaya katılan annelerin iletişim kurma ve güven duymaya ilişkin tanımladıkları ilk üç gereksinim incelendiğinde; sırasıyla istedikleri zaman bebeklerine bakan hemşire ile konuşmaya (% 85.7), her gün doktor

ile konuşmaya (% 67.3) ve çocuğunun iyileşmesi için kendisinin önemli olduğunu hissetmeye (% 65.3) gereksinim duyduklarını bildirmişlerdir (Tablo 4).

Tablo 4. Annelerin Đletişim Kurma ve Güven Duymaya Đlişkin Tanımladıkları Gereksinimlere Göre Kaygı Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (N:44)

Gereksinimler Sayı % X ± Ss MWU; p

Her gün doktor ile konuşma Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 33 15 67.3 32.7 16.17±14.80 15.07±16.34 183.50; 0.503 Herhangi bir durum hakkında duygularımı ifade edebilme

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 14 34 28.6 71.4 18.86±17.19 14.40±14.15 189.00;0.596 Hastane personeli tarafından kabul edilme

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 20 28 42.9 57.1 16.16±14.84 15.56±15.64 236.00; 0.972 Bebeğini kaybetme olasılığı ile ilgili konuşma

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 12 36 24.3 75.7 16.58±15.73 15.53±15.14 182.50; 0.805 Đstediği zaman ağlayabilme

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 15 33 30.6 69.4 18.64±17.02 14.50±14.27 177.50; 0.412 Đstediği zamanlarda yalnız kalabilme

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 13 35 26.5 73.5 18.55±17.46 14.91±14.45 7.500;0.708 Çocuğunun iyileşmesi için önemli olduğunu hissetme

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 32 16 65.3 34.7 17.21±16.99 13.36±11.22 221.00; 0.942 Eşiyle ilişkisini sürdürebilme

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 20 28 42.9 57.1 16.72±15.15 15.19±15.37 216.00; 0.667 Đstediği zaman bebeğine bakan hemşire ile konuşma

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 42 6 85.7 14.3 15.23±15.03 20.40±16.85 73.00;0.364

Babaların dörtte üçü her gün bebeğin doktoru ile konuşmaya (% 75), ikinci sırada istediği zaman bebeğine bakan hemşire ile konuşmaya (% 65.9) ve üçüncü sırada ise hastane personeli tarafından kabul edilmeye (% 52.2) gereksinim duyduklarını bildirmişlerdir (Tablo 5). Araştırma grubunda yer alan anneler, en fazla hemşire ile konuşmak isterken, babalar

ise daha çok doktor ile iletişime geçmeyi istemektedirler (Tablo 4 ve 5). Bunun nedeni; annelerin ve hemşirelerin aynı cinsiyette olmalarının yanında bebeğin bakımı sırasında daha fazla etkileşim içinde bulunmayı istemelerinden kaynaklanabilir. Fakat her iki grupta da hemşire ve hekimle konuşmanın çok önemli gereksinimlerden olduğu görülmektedir.

(8)

Tablo 5. Babaların Đletişim Kurma ve Güven Duymaya Đlişkin Tanımladıkları Gereksinimlere Göre Kaygı Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (N:40)

Gereksinimler Sayı % X ± Ss MWU; p

Her gün doktor ile konuşma Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 33 11 75.0 25.0 8.26±12.52 6.56±5.83 132.00;0.807 Herhangi bir durum hakkında duygularımı ifade edebilme

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 17 27 38.6 61.4 13.19±16.20 4.33±3.64 137.00; 0.126 Hastane personeli tarafından kabul edilme

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 23 21 52.2 47.8 9.65±15.04 6.10±5.48 189.00; 0.764 Bebeğini kaybetme olasılığı ile ilgili konuşma

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 8 36 18.1 81.9 4.88±7.86 8.63±12.00 83 .500;0.129 Đstediği zaman ağlayabilme

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 6 38 13.6 86.4 4.17±8.40 8.53±11.73 56.00; 0.079 Đstediği zamanlarda yalnız kalabilme

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 9 35 20.5 79.5 4.78±6.55 8.77±12.30 102.00; 0.221 Çocuğunun iyileşmesi için önemli olduğunu hissetme

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 16 28 36.4 63.6 13.07±17.40 5.08±4.35 159.00; 0.511 Eşiyle ilişkisini sürdürebilme

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 12 32 27.3 72.7 5.36±7.23 8.83±12.50 124.50; 0.285 Đstediği zaman bebeğine bakan hemşire ile konuşma

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 29 15 65.9 34.1 9.21±13.11 4.75±4.11 151.00; 0.613

Bu araştırma sonuçlarına benzer şekilde, Bialoskurski, Cox ve Wiggins (2002) yaptıkları çalışmada, annelerin bebeğinden ayrı kaldığı süre boyunca sağlık çalışanlarıyla etkili iletişim sağlanmasının öncelikli gereksinimleri olduğunu belirtmektedirler. Sağlık çalışanlarının ebeveynlere karşı emosyonel destek sağlaması, empatik yaklaşımda bulunması ve güven verici tutumları ebeveynlerin kendilerini daha rahat ifade etmelerine katkı sağlayabilir. Ayrıca ebeveynlerin sağlık çalışanları ile sürekli iletişim halinde olmaları, bebeğin sağlık durumuyla ilgili her türlü bilgiyi tartışmalarını kolaylaştırabilir ve böylece bebeğin bakımına katılımları artabilir.

Hastanede yatan bireyler ve yakınları için sağlık çalışanlarıyla iletişimi sürdürmek kaygılarıyla ile baş etmede önemlidir. Bireyin duygu ve düşüncelerini ifade etmesi, sosyal çevresiyle olumlu etkileşim içerisinde olması ve kendini güvende hissetmesi, kaygı ve korkularını azaltabilir. Ancak bu çalışmada, annelerin ve babaların iletişim kurmaya ve güven duymaya ilişkin tanımladıkları gereksinimlere göre kaygı puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı saptanmıştır (p>0.05) (Tablo 4 ve 5). Bu

durum, ebeveynlerin kaygılarının kendi emosyonel gereksinimleriyle birincil derecede ilgili olmayabileceğini düşündürebilir.

Annelerin fiziksel ortam ve rahatlığa ilişkin tanımladıkları gereksinimlere göre dağılımları Tablo 6’da verilmiştir. Araştırmaya katılan anneler (% 71.4) en çok bebeklerini istedikleri zaman ziyaret edebilmeye gereksinimlerinin olduğunu bildirmişlerdir. Annelerin, ikinci sırada en çok hastanede sürekli olarak bebeğinin yanında kalabilmeye (% 57.1), daha azının ise gece ya da gündüz kalabileceği veya dinlenebileceği bir yere gereksinimi (% 53.1) olduğu saptanmıştır (Tablo 6).

Yenidoğan yoğun bakım üniteleri enfeksiyon riski nedeniyle ziyaretçi girişine sınırlı izin verilen ünitelerden birisidir. Araştırmanın yapıldığı hastanede annelerin yenidoğan yoğun bakım ünitesindeki bebeklerini ziyaret etmelerine kontrollü olarak izin verilmekte ve sürekli olarak bebeklerinin yanında kalmalarına izin verilmemektedir. Yoğun bakım ünitesinin durumu uygun olduğunda özellikle bebekleriyle birlikte olmaları ya da bakıma katılmaları için bebeklerini ziyaret etmeleri sağlanmaktadır. Ayrıca hastanede yenidoğan yoğun bakım ünitesinin yakınında annelerin kısa süreli dinlenebilecekleri ve sütlerini sağabilecekleri bir oda

(9)

vardır. Fakat bu oda annelerin sürekli kalmaları için uygun değildir.

Bebekleriyle mümkün olduğu kadar birlikte olamama annelerin kontrol kaybına ve bebeklerine neler yapıldığını görememesine yol açabilir, bunun sonucu olarak da kaygıları artabilir. Annelerin kaygı ve korkularının azaltılmasında, bebeklerini istedikleri zaman görebilecekleri ortamın oluşturulması önemlidir. Annelerin fiziksel ortam ve rahatlığa ilişkin gereksinimlerine göre kaygı puan ortalamaları karşılaştırıldığında; hastanede sürekli olarak bebeğinin

yanında kalma gereksinimi duyan anneler (20.72 ± 16.02 ) ile bu gereksinimi duymayan annelerin (9.37 ± 11.27) kaygı puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p=0.006). Bu gereksinimi tanımlayan annelerin kaygı puanları, gereksinimi tanımlamayan annelerin kaygı puanlarından istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (p<0.01) (Tablo 6). Bu durum, araştırma grubundaki annelerin, sürekli bebeğin yanında kalmaya gereksinimlerinin olmasının kaygı düzeyleri üzerinde çok önemli etkisi olabileceğini düşündürmektedir.

Tablo 6. Annelerin Fiziksel Ortam ve Rahatlığa Đlişkin Tanımladıkları Gereksinimlere Göre Kaygı Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (N:44)

Gereksinimler Sayı % X ± Ss MWU; p

Hastanede sürekli olarak bebeğinin yanında kalabilme Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 28 20 57.1 42.9 20.72±16.02 9.37±11.27 121.50; 0.006* Bebeğini istediği zaman ziyaret edebilme

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 35 13 71.4 28.6 17.09±15.73 12.42±13.41 160.00; 0.412 Hastanede yalnız kalabileceği bir yerin olması

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 17 31 34.7 65.3 19.00±13.96 14.17±15.67 151.00; 0.099 Gece ya da gündüz kalabileceği veya dinlenebileceği bir

yerin olması Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 26 22 53.1 46.9 16.87±15.05 14.67±15.50 215.00; 0.533 Hastanede banyo yapabileceği bir yerin olması

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 16 32 32.7 67.3 17.20±14.06 15.10±15.84 191.00; 0.511 Hastanede kaliteli yemek olması

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 16 32 32.7 67.3 16.69±14.21 15.32±15.86 202.00; 0.591 Hastanede bir bekleme odası olması

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 21 27 42.9 57.1 19.21±15.49 13.24±16.42 174.50; 0.135 Bekleme odasının yakınında telefon olması

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 18 30 36.7 63.3 15.33±13.61 16.15±16.35 229.00; 0.905 *p<0.01

(10)

Tablo 7. Babaların Fiziksel Ortam ve Rahatlığa Đlişkin Tanımladıkları Gereksinimlere Göre Kaygı Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (N:40)

Gereksinimler Sayı % X ± Ss MWU; p

Hastanede sürekli olarak bebeğinin yanında kalabilme Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 16 28 32.7 67.3 11.33±16.77 5.80±5.66 177.50; 0.778 Bebeğini istediği zaman ziyaret edebilme

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 37 7 84.1 15.9 8.53±12.08 4.17±3.92 82.50; 0.457 Hastanede yalnız kalabileceği bir yerin olması

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 11 33 25.0 75.0 6.55±7.62 8.38±12.51 150.00; 0.772 Gece ya da gündüz kalabileceği veya dinlenebileceği bir

yerin olması Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 20 24 45.4 54.6 12.05±14.75 4.10±4.72 117.00; 0.024 Hastanede banyo yapabileceği bir yerin olması

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 11 33 25.0 75.0 9.72±14.89 7.17±9.86 154.00; 0.867 Hastanede kaliteli yemek olması

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 13 31 29.5 70.5 11.77±17.93 6.00±5.70 175.50;1.00 Hastanede bir bekleme odası olması

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 22 22 50.0 50.0 10.55±14.06 4.61±5.37 148.00; 0.171 Bekleme odasının yakınında telefon olması

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 18 26 40.9 59.1 9.89±15.82 6.23±5.37 173.00; 0.493

Araştırma grubunda yer alan babalar en çok bebeklerini istedikleri zaman ziyaret edebilmeye gereksinimlerinin olduğunu (% 84.1) bildirmişlerdir. Babaların ikinci sırada en çok hastanede bir bekleme odası olmasına (% 50), üçüncü sırada ise gece ya da gündüz kalabileceği veya dinlenebileceği bir yerin olmasına (% 45.4) gereksinim duydukları belirlenmiştir (Tablo 7). Curley ve Meyer (2001), ebeveynler tarafından tanımlanan en önemli gereksinimler içerisinde mümkün olduğu kadar bebekleriyle birlikte olmayı istemenin yer aldığını bildirmektedirler. Benzer şekilde, bu araştırmada da anne ve babaların çoğunluğunun bebeklerini istedikleri zaman ziyaret etmeyi istedikleri saptanmıştır. Araştırmanın yapıldığı hastanede yenidoğan yoğun bakım ünitesinin uygun olduğu saatlerde babaların günde bir ya da iki kez bebeklerini ziyaret etmelerine izin verilmektedir. Sağlanan bu olanakların babalar için yeterli olmadığı görülmektedir. Araştırmanın yapıldığı hastanede babalar

için bekleme odası ve gece ya da gündüz kalabilecekleri yer bulunmamaktadır. Babaların yaklaşık yarısının bekleme odası ve dinlenebilecekleri yere gereksinim duyduğunu bildirmesi, bu gereksinimin karşılanmasının oldukça önemli olduğunu ortaya koymaktadır.

Babalardan gece ya da gündüz kalabileceği veya dinlenebileceği bir yere gereksinim duyanların kaygı puan ortalamaları (12.05±14.75), gereksinimi olmayanlara göre (4.10±4.72) daha yüksek bulunurken, aralarındaki bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p=0.024) (Tablo 7). Araştırma grubundaki annelere, hastaneye çağrıldıkları zamanlarda kısa süreli dinlenebilecekleri veya bekleyebilecekleri bir yerin sağlanmasına karşın, babalar için böyle bir ortam bulunmamaktadır. Bu durum, babaların hastanede kalabilecekleri ya da dinlenebilecekleri bir yere daha fazla gereksinim duymalarına ve gereksinimi olanların kaygı puanlarının daha yüksek olmasına neden olmuş olabilir.

(11)

Annelerin hastane ve bebeğin hastalığı ile ilgili bilgi alma gereksinimleri incelendiğinde; en çok çocuğunun durumu ile ilgili değişiklikler ya da gelişmeler hakkında (% 83.7), ikinci sırada yapılan açıklamaların açık ve anlaşılır olmasına (% 73.5) ve üçüncü sırada ise çocuğunun tanısı, tedavisi ve uygulanan diğer işlemler hakkında bilgi almak istedikleri (% 71.4) belirlenmiştir (Tablo 8).

Annelerin hastane ve bebeğin hastalığı ile ilgili tanımladıkları bilgi gereksinimlerine göre kaygı puan ortalamaları karşılaştırıldığında, çocuğu için kendisinin yapabileceklerinin neler olduğu hakkında bilgi alma gereksinimi duyan anneler (18.13 ± 14.80) ile bu gereksinimi duymayan annelerin (9.67 ± 14.84) kaygı puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p=0.021). Bu gereksinimi tanımlayan annelerin kaygı puanları, gereksinimi tanımlamayan annelerin kaygı puanlarından anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (p<0.05). Bu sonuç, yoğun bakım

ünitesinde bebeği yatan annelerin, bebekleri için kendilerinin neler yapabileceğini çok önemsediklerini ve bilgi gereksinimlerinin kaygılarını artıran önemli bir faktör olduğunu düşündürmektedir. Ayrıca sorularına doğru ve yeterli düzeyde yanıt verilmesine gereksinim duyan anneler (18.07 ± 14.86) ile bu gereksinimi duymayan annelerin (11.00 ± 15.07) kaygı puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p=0.04). Bu gereksinimi tanımlayan annelerin kaygı puan ortalamaları, gereksinimi tanımlamayan annelerin kaygı puan ortalamalarından anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (p<0.05) (Tablo 8). Çalışma grubundaki annelerin önemli bir çoğunluğu hastane ve bebeğin hastalığı hakkında verilen bilgilerin doğru ve anlaşılır olmasına gereksinimleri olduğunu bildirmişlerdir. Bu grupta yer alan annelerin kaygı puanlarının daha yüksek olması, yeterli ve doğru bilgilendirmenin kaygıyla baş etmede çok önemli olduğunu göstermektedir.

Tablo 8. Annelerin Hastane ve Bebeğin Hastalığı ile Đlgili Bilgi Gereksinimlerine Göre Kaygı Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (N:44)

Gereksinimler Sayı % X ± Ss MWU; p

Yattığı servis hakkında tanıtıcı açıklamalar Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 20 28 42.9 57.1 14.32±13.98 16.96±16.13 221.50; 0.704 Sağlık ekibindeki kişiler hakkında tanıtıcı açıklamalar

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 18 30 36.7 63.3 15.41±14.76 16.07±15.62 228.00; 0.971 Çocuğunun tanısı, tedavisi ve uygulanan diğer işlemleri

bilme Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 35 13 71.4 28.6 17.44±15.14 11.50±14.83 129.00; 0.096 Çocuğunun durumu ile ilgili değişiklikler ya da gelişmeleri

bilme Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 41 7 83.7 16.3 15.49±14.20 17.57±20.61 129.50; 1.000 Çocuğu için kendisinin yapabileceklerinin neler olduğunu

bilme Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 34 14 69.4 30.6 18.13±14.80 9.67±14.84 104.50;0.021* Ona yardım edebileceklerin kimler olduğunu bilme

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 26 22 53.1 46.9 15.00±13.95 16.89±16.88 237.50; 1.000 Sorularına doğru ve yeterli düzeyde yanıt verilmesi

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 33 15 67.3 32.7 18.10±14.86 11.00±15.07 128.50;0.040* Bilgilerin yeterli sıklıkta verilmesi

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 28 20 57.1 42.9 17.14±15.16 13.50±15.27 176.50; 0.246 Açıklamaların açık ve anlaşılır olması

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 36 12 73.5 26.5 16.24±15.03 14.55±16.10 162.50; 0.606 *p<0.05

(12)

Tablo 9. Babaların Hastane ve Bebeğin Hastalığı ile Đlgili Bilgi Gereksinimlerine Göre Kaygı Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (N:40)

Gereksinimler Sayı % X ± Ss MWU; p

Yattığı servis hakkında tanıtıcı açıklamalar Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 20 24 45.5 54.5 10.63±15.04 5.38±5.69 173.00; 0.469 Sağlık ekibindeki kişiler hakkında tanıtıcı açıklamalar

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 19 25 43.2 56.8 10.94±16.16 5.61±4.93 191.00; 0.901 Çocuğunun tanısı, tedavisi ve uygulanan diğer işlemleri

bilme Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 34 10 77.3 22.7 8.91±12.35 3.75±3.65 98.50; 0.315

Çocuğunun durumu ile ilgili değişiklikler ya da gelişmeleri bilme Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 34 10 77.3 22.7 8.34±12.34 6.00±5.86 128.00; 1.00

Çocuğu için kendisinin yapabileceklerinin neler olduğunu bilme Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 28 16 63.6 36.4 7.54±10.83 8.50±12.56 162.00; 0.568

Ona yardım edebileceklerin kimler olduğunu bilme Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 23 21 52.3 47.7 9.43±14.94 6.16±4.83 172.50; 0.461 Sorularına doğru ve yeterli düzeyde yanıt verilmesi

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 28 16 63.6 36.4 9.81±13.44 4.29±3.91 148.50; 0.338 Bilgilerin yeterli sıklıkta verilmesi

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 29 15 65.9 34.1 8.07±10.52 7.46±13.26 155.50; 0.560 Açıklamaların açık ve anlaşılır olması

Gereksinimi olan Gereksinimi olmayan 25 19 56.8 43.2 9.29±13.96 5.75±5.08 189.50; 0.945

Araştırma grubundaki babaların en çok çocuğunun tanısı, tedavisi, uygulanan diğer işlemler ve sağlık durumu ile ilgili değişiklikler ya da gelişmeler hakkında bilgi almak istedikleri (% 77.3), ikinci sırada ise bilgilerin yeterli sıklıkta verilmesini istedikleri (% 65.9) saptanmıştır (Tablo 9).

Çalışmalarda yoğun bakım ünitesinde yatan bebek/çocuk hakkında bilgi almanın ebeveynler için önemli ve öncelikli gereksinim olduğu belirtilmektedir (Fisher 1994, Hall 2005). Bass (1991) çalışmasında, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan ebeveynlerin en önemli gereksinimlerinin bilgi ve bireysel destek alma olduğunu belirlemiştir. Hall’ın (2005) yaptığı çalışmada, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan ebeveynler, sürekli ve gerçekçi

bilgiye gereksinim duyduklarını belirtmişlerdir. Fisher (1994) yoğun bakım ünitesinde çocuğu yatan ailelerle yaptığı çalışmada, hastalığın prognozu, çocuk için yapılanlar ve ağrıyı azaltmak için uygulanan tedaviye ilişkin bilgi sahibi olmanın en önemli gereksinimler arasında yer aldığını saptamıştır.

Literatürde yoğun bakım ünitesinde çocuğu yatan ebeveynlerin çoğunlukla gereksinme duydukları konular içerisinde yeteri kadar bilgilenmenin yer aldığı belirtilmektedir (Curley ve Meyer 2001, Sönmez 2002). Sönmez (2002) yoğun bakım ünitesinde çocuğu yatan ailelerin gereksinimleri ile ilgili yaptığı çalışmada, ailelerin en önemli gereksinim sıralamasında birinci sırada günde en az bir kez çocuğu hakkında bilgi almak olduğunu saptamıştır.

(13)

Bu çalışmada da benzer şekilde çocuğun sağlık durumundaki değişiklikler, tanısı ve tedavisi hakkında bilgi almanın gereksinimler sıralamasında öncelikli olduğu görülmüştür. Araştırmaya katılan anne ve babalar, en fazla çocuklarının durumu ile ilgili değişiklikler ya da gelişmeler hakkında bilgi almaya gereksinimleri olduğunu belirtmişlerdir. Çalışmaya katılan anneler daha çok verilen bilginin yeterince anlaşılır ve açık olmasını isterken, babalar daha çok bilgilerin yeterli sıklıkta verilmesine gereksinim duymuşlardır (Tablo 8 ve 9).

Bu çalışma sonuçlarıyla benzer şekilde, Franklin (2006), ebeveynlerin öncelikle bebeklerinin sağlık durumu ve hastalığın seyri hakkında bilgiye gereksinim duyduklarını belirtmektedir. Ayrıca yenidoğan yoğun bakım ekibi tarafından anne-babaya verilen bilgilerin yeterli, açık ve anlaşılır olması gerektiğini vurgulamıştır.

Araştırmaya katılan babaların hastane ve bebeğin hastalığı ile ilgili bilgi gereksinimlerine göre kaygı puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır (p>0.05).

SONUÇ ve ÖNERĐLER

Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan anneler, babalara göre daha fazla kaygı yaşamaktadırlar. Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan annelerin en fazla istedikleri zaman bebeklerine bakan hemşire ile konuşmaya babaların en fazla bebeklerini istedikleri zaman ziyaret edebilmeye gereksinimleri vardır.

Anne ve babaların gereksinimlerine göre kaygı düzeyleri arasındaki fark incelendiğinde; annelerde, çocuğunda benzer sağlık sorunları olan anne ve babalarla konuşabilme, hastanede sürekli bebeğinin yanında kalabilme, çocuğu için kendisinin yapabileceklerinin neler olduğunu bilme, sorularına doğru ve yeterli düzeyde yanıt verilmesine gereksinimi olanların kaygı düzeylerinin gereksinimi olmayanlara göre daha yüksek bulunmuştur. Babaların ise gece ya da gündüz kalabileceği veya dinlenebileceği bir yere gereksinimi olanların kaygı düzeylerinin gereksinimi olmayanlara göre daha yüksek olduğu saptanmıştır. Buna göre;

- Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde çalışan hekim, hemşire ve diğer sağlık çalışanlarının, hastanede bebeği yatan anne ve babaların gereksinimlerini bilmeleri, uygun ortam ve desteği sağlamaları

önemlidir. Bunları gerçekleştirirken etkili iletişim yöntemlerini kullanmalıdırlar.

- Hemşireler, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan ebeveynlerin gereksinimlerini saptadıktan sonra planladığı bakım ile gereksinimlerini karşılayabilirler ve böylece kaygı düzeylerini azaltabilirler.

Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde çalışan hemşireler annelerin kaygı düzeylerini azaltmak için; - Çocuğuyla benzer sağlık sorunlarına sahip

anne/babalarla bir araya gelmeleri sağlanmalı, - Hastanede mümkün olduğunca uzun süreyle

bebekleriyle birlikte olmaları sağlanmalı

- Çocuğu için yapabileceklerinin neler olduğu paylaşılmalı ve bakıma katılımları arttırılmalı - Sağlık ekibi üyeleri anneye zaman ayırmalı, onu

dinlemeli ve sorularına doğru ve yeterli düzeyde yanıt vermelidir

Babaların kaygı düzeylerinin azaltılması için ise;

- Gece ya da gündüz kalabilecekleri veya dinlenebilecekleri ortamların düzenlenmesi sağlanmalıdır.

- Sağlık ekibi üyeleri babaya zaman ayırmalı, onu dinlemeli ve sorularına doğru ve yeterli düzeyde yanıt vermelidir

KAYNAKLAR

Bass LS (1991) What do parents need when their infant is a patient in the NICU? Neonatal Network, 10 (4), 25-33. Bialoskurski MM, Cox CL, Wiggins RD (2002) Issues and Innovations in Nursing Practice: The relationship between maternal needs and priorities in a neonatal intensive care environment. Journal of Advanced Nursing, 37(1):62-69. Boxwel G (2000) Neonatal Intensive Care Nursing. London. http://site.ebrary.com/lib/amenderes/Top?channelName=ame nderes&cpage=1&docID=10054091&f00=text&frm=smp.x&hit sPerPage=10&layout=document&p00=high+risk+newborn+nu rsing&sch. Erişim Tarihi: 17.08.2006. p:392-400.

Curley MAQ, Meyer EC (2001) Caring Practices: The Impact of the critical care experience on the family. Critical Care Nursing of Infants and Children, Editor: Martha AQ Curley, Patricia A Moloney-Harmon, Saunders, 2nd Ed., Philladelpia, p:47-67 Çelebioğlu A (2004) Yenidoğanın hastaneye kabulünde ebeveynlerin duyguları ve hemşirelik yaklaşımı. Uluslararası Đnsan Bilimleri Dergisi, 1 (1), www.insanbilimleri.com, Erişim tarihi: 27.03.2007.

(14)

Fisher MD (1994) Identified needs of parents in a pediatric intensive care unit. Critical Care Nurse, 14 (3): 82-90.

Franck LS, Cox S, Allen A ve Winter I (2005) Measuring neonatal intensive care unit-related parental stress. Journal of Advanced Nursing, 49(6):608-615.

Franklin C (2006) The neonatal nurse’s role in parental attachment in the NICU. Crit Care Nurs Q. 29(1):81-85. Griffin T (2006) Family-centered care in the NICU. J. Perinat Neonat Nurs. 20(1):98-102.

Hall EOC (2005) Being in an alien world: Danish parents’ lived experiences when a newborn or small child is critically ill. Scand J Caring Sci. 19: 179-185.

Meyer EC, Snelling LK, Myren-Manbeck LK (1998) Pediatric intensive care: The parents’ experience. AACN Clinical Issues. 9(1):64-74, http://gaetway.ut.ovid.com/gw1/ ovidweb.cgi, Erişim Tarihi: 11.11.2007

Miles MS, Carlson J ve Funk SG (1996) Sources of support reported by mothers and fathers and of infants hospitalized in a neonatal intensive care unit. Neonatal Network, 15 (3): 45-52.

Kristensson-Hallström I ve Elander G (1997) Parents’ experience of hospitalization: Different strategies for feeling secure. Pediatric Nursing, 23(4):361-367.

Öz F (2004) Sağlık Alanında Temel Kavramlar. Đmaj Đç ve Dış Ticaret AŞ, Birinci Baskı, Ankara, s:157-173.

Savaşır I, Şahin NH (1997) Bilişsel-Davranışçı Terapilerde Değerlendirme: Sık Kullanılan Ölçekler. Türk Psikologlar Derneği Yayınları, Ankara, s:67-70.

Seideman RY, Watson MA, Corff KE, ve ark (1997) Parent Stress and Coping in NICU and PICU. Journal of Pediatric Nursing, 12 (3): 169-177.

Sönmez S (2002) Pediatrik Yoğun Bakım Ünitesinde Çocuğu Yatan Ailelerin Saptadıkları Gereksinimlerin Hemşireler Tarafından Algılanması. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ege Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Đzmir.

Ward K (2001) Perceived needs of parents of critically ill infants in a neonatal intensive care unit. Pediatric Nursing. 27(3):281-286.

Wigert H, Johansson R, Berg M et al (2006) Mothers experiences of having their newborn child in a neonatal intensive care unit. Nordic Collage of Caring Science, Scand J Caring Sci, 20:35-41.

Referanslar

Benzer Belgeler

While using MF-BIA as the reference method, all anthropometric equations including 58% of body weight and the Watson, Hume, and Chertow formulas overes- timated TBW; these fi

ESCI, Web of Science Core Collection’›n, Science Cita- tion Index Expanded, Social Science Citation Index ve Arts and Humani- ties Citation Index adl› dizinlerinin yan›

Ancak, simit- çi esnafını anlattığı bölümde anladığı- mız kadarıyla, narh defterlerinde 115 dirhemle 60 dirhem arasında değişen büyük ve kalın “araba

Alt ölçek puan ortalamaları incelen- diğinde, hastaların YBÜ’de yaşadığı kötümser deneyimlerinin yüksek olduğu, yoğun bakım- da yatarken yaşadıkları

Sonuç olarak yoğun bakım hastalarının trans- portlarının daha güvenli hale getirilmesi için, trans- port endikasyonunun iyi belirlenmesi, transport eki- binin nitelikli

İthal edilen ete değinmeden önce Benin’de kişi başına toplam et tüketimi, kanatlı hayvanların Benin ekonomisindeki değeri, kanatlı hayvan etinin üretimi ve

42-49. Stres ve Başa Çıkma Yolları. Postpartum Depresyonunun Annelerin Bebeklerini Emzirmeleri ve Bebek Büyümesi üzerine Olan Etkisi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans

Islak, dolu, resimden fırlayacak gibi gözler.. Işık olmuş, göz­ yaşı olmuş