• Sonuç bulunamadı

Yeni Symposium Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeni Symposium Dergisi"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

New/Yeni Symposium Journal • www.yenisymposium.net 34 Ocak 2006 | Cilt 44 | Sayı 1

Psikotik Özelliklerle Seyreden Bir Nörosifiliz Olgusu

Şükran Telci*, Demet Dankı**, Nesrin Dilbaz**, Esen Uz**, Göksel Bayam**

*As. Dr. , Ankara Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastânesi 2. Psikiyatri Klini¤i **As. Dr., A.N.E.A.H 2. Psikiyatri Klini¤i

**Doç. Dr., A.N.E.A.H 2. Psikiyatri Klini¤i **Uzm. Dr,. A.N.E.A.H 2. Psikiyatri Klini¤i **Uzm. Dr., A.N.E.A.H 2. Psikiyatri Klini¤i

Yaz›flma Adresi: Demet Dank›, A.N.E.A.H 2. Psikiyatri Klini¤i 06100 Samanpazar› /Ankara E-posta: daisydemet@yahoo.com ‹Ü Cerrahpafla Psikiyatri AD, Duygudurum Bozukluklar› Birimi Tel: (+90) 312 310 30 30 / 5307

ÖZET

Nörosifiliz, sifilizin Santral Sinir Sistemi (SSS) invazyonu ve nörolojik belirtilerle seyreden bir formu-dur. Demans, depresyon ve grandiozite nörosifilizin en sık görülen psikiyatrik belirtileridir. Nörosi-filizin oluşturduğu psikiyatrik tablolar, fonksiyonel psikiyatrik hastalıklara büyük benzerlik göste-rir veya birçok psikiyatrik hastalığı taklit edebilir. Nörosifiliz psikiyatrik hastalığa sebep olmaktan farklı olarak psikiyatrik hastalığın prognozunu da etkileyebilir. Şizofrenideki psikotik epizodların sıklığı artabilir, tedaviye cevap zorlaşabilir ve bilinçte bulanıklığa sebep olabilir. Tedavinin izlenme-si için de kullanılan non-treponemal testler arasında BOS’ta (Beyin Omurilik Sıvısı) VDRL seviyeizlenme-sini ölçmek tanı konması açısından değerlidir ancak bu sonucun daha duyarlı olan treponemal testler-le doğrulanması gerekir. Nörosifilizde en etkin tedavi yüksek doz i.v. kristalize penisilin’dir. Burada 7 ay önce âni olarak başlayan uykusuzluk, küfürlü ve kendi kendine konuşmaları, garip davranışları olan ve aldığı antipsikotik tedaviye rağmen psikotik belirtilerinde düzelme olmayan sonradan yapılan tetkiklerinde nörosifiliz tanısı alan bir hastayı sunduk.

Nörosifilizin birçok psikiyatrik hastalığa benzer görünüm gösterebilmesi, tanı karmaşası yaratması bu hastalığı gizemli bir hâle getirmektedir. Bu olguyu sunmaktaki amacımız nörosifiliz hastaları-nın salt nöropsikiyatrik belirtilerle başvurabileceklerini belirtmek ve özellikle dirençli psikotik bo-zuklukta bu hastalığı akla getirmek gerektiğine dikkati çekmektir.

Anahtar Kelimeler: nörosifiliz, nöropsikiyatrik belirtiler, psikotik bozukluk, penisilin ABSTRACT

Neurosyphilis is a form of syphilis with invasion of CNS (Central Nervous System) and neurological signs. Dementia, depression and grandiosity are commonly observed psychotic signs in neurosyp-hilis. Psychiatric symptoms due to neurosyphilis resemble functional psychiatric diseases or they can mimic psychiatric diseases. Neurosyphilis can effect the prognosis of the psychiatric disease instead of causing the illness. Frequency of psychotic episodes in schizophrenia may increase, response to treatment can decrease and organic involvement can cloud consciousness. Monitoring VDRL titers in CSF (Cerebrospinal Fluid) is valuable for the diagnosis but it has to be confirmed with non-tre-ponemal tests. Effective treatment of neurosyphilis is iv form aqueous penicillin.

We present a 42-year old male patient with symptoms of insomnia, speaking by oneself and cur-sing speech, strange behaviors. There was no improvement on his psychotic symptoms even tho-ugh application of antipsychotic medication. His serum and CSF detection findings showed the di-agnosis of neurosyphilis.

Neurosyphilis is a mysterious disease because of imitating psychiatric diseases and leading difficul-ties in differentiating the diagnosis. Our aim of presenting this case is that neurosyphilis is presen-ted with only neuropsychiatric symptoms and especially in resistant psychotic disorder neurosyp-hilis should be evaluated in differentiating the diagnosis.

(2)

G‹R‹fi

Sifiliz etkeni Tripanazoma Pallidum hastal›¤›n her döneminde Santral Sinir Sistemi (SSS) envazyonu ya-pabilir (Hook 1989). Sifilizin bir formu olan nörosifi-liz SSS ile iliflkili klinik bir sendromdur ve nöropsiki-yatrik belirtilerle kendini gösterir. Tedavisiz sifiliz hastalar›n›n %7 ilâ %9’unda nörosifiliz görüldü¤ü be-lirtilmifltir (Bharucha 1996).

Nörosfilizde en s›k görülen psikiyatrik bozukluk-lar demans, depresyon ve grandiyözitedir. Nörosifili-ze ba¤l› psikotik belirtilere duygudurum belirtilerin-den daha nâdir rastlanmakla birlikte, en s›k iflitsel var-san›lar görülmektedir. Johnstone ve arkadafllar› 268 zofren hastada yapt›klar› bir çal›flmada 3 hastan›n fli-zofrenik bozuklu¤unun nörosifilize ba¤l› oldu¤unu saptam›fllard›r (1987). Nörosifiliz psikiyatrik hastal›¤a sebep olmaktan farkl› olarak psikiyatrik hastal›¤›n gi-diflat›n› da etkileyebilmektedir. Nörosifiliz efltan›l› du-rumlarda flizofrenideki psikotik alevlenmelerin s›kl›¤› artabilir, antipsikotik tedaviye cevap zorlaflabilir ve bi-linçte bulan›kl›¤a sebep olabilir (Sivakumar ve Okoc-ha 1992).

Bu olguyu sunmaktaki amac›m›z nörosifiliz hasta-lar›n›n salt nöropsikiyatrik semptomlarla baflvurabile-ceklerini belirtmek ve özellikle dirençli psikotik bo-zuklukta bu hastal›¤› akla getirmek gerekti¤ine dikka-ti çekmekdikka-tir.

OLGU

42 yafl›nda, ilkokul mezunu erkek hasta. Poliklini-¤imize yak›nlar› taraf›ndan “uykusuzluk, kendi ken-dine küfürlü konuflma, garip davran›fllarda bulunma” yak›nmalar› ile getirilen hastaya yak›nmalar› soruldu-¤unda sâdece “bafl›nda a¤›rl›k hissi, bafl a¤r›s›” târif ediyordu.

Al›nan öyküsüne göre bu yak›nmalar› ilk olarak 7 ay önce uykusuzluk ile bafllam›fl. Sonras›nda kendi kendine küfürlü konuflmalar› olmufl. Ard›ndan hasta-n›n “fleytan gördü¤ünü” ifâde ederek evden kaç›p git-meleri oluyormufl. Hastaland›¤› döneme kadar çal›flan hastan›n ifline olan ilgisinde azalma ve çal›flamama ya-k›nmalar› bafllam›fl. Bu dönemde h›rs›zl›k giriflimleri ve uygunsuz cinsel davran›fllar› oluyormufl. Hastal›¤›-n›n bafllamas›ndan 1 ay sonra götürüldü¤ü doktor ta-raf›ndan “psikotik bozukluk” ön tan›s› ile de¤erlendi-rilerek risperidon 4 mg/gün, tiyoridazin 50 mg/gün ve biperiden 2 mg/gün per os fleklinde tedavisi bafllanan hasta 5 ayl›k düzenli ilâç kullanmas›na ra¤men belirti-lerinde düzelme olmam›fl. Samsun Ruh Sa¤l›¤› ve Has-tal›klar› Hastânesi’nde 15 gün süresince yatarak tetkik ve tedavi edilen hastan›n belirtilerinin fliddetinde de-¤ifliklik olmamas› üzerine tioridazin 100 mg/gün, ris-peridon 4 mg/gün ile hâliyle taburcu edilmifl.

Samsun’da normâl do¤um ile dünyaya gelen has-tan›n motor ve mental gelifliminde normâl d›fl› bir özellik tan›mlanm›yor. Hasta on y›l kadar önce Rus-ya’ya çal›flmaya gitmifl. 5-6 ay kadar orada kalm›fl ve bu dönemde korunmas›z cinsel birliktelikleri olmufl. Hastan›n soygeçmiflinde herhangi bir özellik târif edil-medi.

Klini¤e yat›fl› yap›lan hastan›n fizik muayenesinde ve nörolojik muayenesinde vücudunda istemsiz hare-ketler ve orofasiyal diskinezi hâricinde anormâl bir bulgu saptanmad›.

Yap›lan psikiyatrik görüflmesinde pozitif bulgu olarak yafl›ndan büyük gösteren, kendine bak›m› azal-m›fl hastan›n hâl ve tavr›nda durumuna karfl› ald›r-mazl›k ve ilgisizlik mevcuttu.

Bilinç aç›k, kooperasyon k›s›tl›yd›. Yere zamana -kifliye ve hastal›¤›na yönelimi k›smen bozuktu. ‹stem-li ve istemsiz dikkati ve konsantrasyonu azalm›flt›. Ya-k›n ve uzak bellek hipomnezik olarak saptand›. ‹drak kusuru târif etmedi (öyküsünde görsel idrak kusuru mevcuttu). Düflünce yap›s›nda gerçe¤i de¤erlendir-me, yarg›lama ve soyutlama bozuktu. Düflünce ak›fl›n-da konuflmas› soru - cevap fleklinde, ça¤r›fl›mlar›n›n miktar› ve birbiriyle ba¤lant›s› azalm›flt›, yandan ya-n›tlar› mevcuttu, konuflmas› amac›na k›smen ulaflabi-liyordu. Fikir üretimi azalm›flt›. Düflünce içeri¤i fakir-leflmifl, organize olmayan grandiyöz düflünceleri var-d›. Duygulan›m› düflünce içeri¤iyle uyumsuzdu. Duy-gudurumu genelde ötimikti, zaman zaman daha çok disfori tarz›nda elevasyon gözleniyordu. Psikomotor aktivitesi azalm›fl, uyku kalitesi bozuk, ifltah› artm›fl, kilo al›m› mevcuttu. Afl›r› terlemesi, a¤›z ve yüz bölge-si dâhil tüm vücudunda istembölge-siz diskinezik hareketle-ri vard›.

Yap›lan psikolojik de¤erlendirmesinde mini-men-tal testinde demansiyel bulgular saptanmas› üzerine hastaya nörokognitif batarya uyguland›. Nörokognitif bataryada belirlenen temporo-parietal ve frontal bölge ifllevlerindeki bozulma saptand›.

Laboratuar de¤erlerinde rutin kan testleri sonuç-lar› normaldi. BOS kültüründe PCR ve Tbc negatif ola-rak de¤erlendirildi.

Kranial CT’sinde sol temporo-parietal bölgede sul-kus genifllemesi tesbit edilmesi üzerine Kranial MR’› istendi. Kranial MR’da erken bafllang›çl› hidrosefali ve minimal kortikal atrofi saptand›.

Hastan›n klinik seyrinde kognitif ifllev bozuklu¤u-nun psikotik semptomlar›na efllik etmesi, bizi organik etiyolojiyi araflt›rmaya yönlendirdi. Ay›r›c› tan›s› için tetkikleri sürdürülürken mevcut klinik belirtilerine yönelik olarak klonazepam 2 mg/gün baflland›. Vücu-dundaki istemsiz hareketleri tedavinin üçüncü gü-nünden itibâren tam olarak düzelirken, orofasial

(3)

kinezisinde k›smen azalma gözlendi.

BOS mikroskopisi normâldi, kültüründe üreme ol-mayan hastan›n BOS TPHA pozitif bulundu. Kanda da VDRL, TPHA ve RPR pozitif bulundu.

Hastaya nörosifiliz (paretik nörosifiliz - dementia paralitica) tan›s› konuldu. Enfeksiyon hastal›klar› ta-raf›ndan nörosifilize yönelik 4x5milyon Ü/gün krista-lize penisilin ile 10 gün süreyle tedavisi önerilen hasta klinik takibe al›nd›.

Biliflsel yetilerinde (bellek, dikkat-konsantrasyon, gerçe¤i de¤erlendirme, yarg›lama, alg›) zaman içinde bir de¤ifliklik gözlenmedi. Yat›fl›nda bafllanan klona-zepam 2 mg/gün’den sonra istemsiz yüz ve vücut ha-reketlerinde azalma oldu. Düflünce içeri¤inde ve duy-gusal kat›l›m›nda bir de¤ifliklik olmazken psikomotor gerilemesi bir miktar azald›, uyku süresi uzad›.

TARTIfiMA

Parankimatöz nörosifiliz veya “demans paralitica” ilk enfeksiyondan sonra yaklafl›k 10 ilâ 20 y›l sonra gö-rülebilen klinik bir tablodur. En s›k 35-40 yafllar›nda ve erkeklerde, kad›nlardan 4-5 kat daha fazla görülür. Mental ve fiziksel kapasitenin genel olarak bozulmas› ile karakterizedir. Sinsi bafllang›c› birçok nörolojik ve psikiyatrik hastal›¤› taklit edebilir. Nörolojik semp-tomlar› dudak, dil, fasiyal kaslarda ve parmaklarda tremor, duygulan›mda küntlük, konuflma ve yaz› yaz-mada bozulma ile kendini göstermektedir. Hastal›¤›n bafllang›ç döneminde, kiflinin özgeçmiflinde olmad›¤› hâlde plânlanmam›fl, anlams›z bir flekilde suç iflleme görülebilir. Bu nedenle, bu döneme Medikolegal Evre de denir. Bizim olgumuzda bu klinik görünümle uyumlu olarak dil, dudak, el ve tüm vücudunda is-temsiz hareketler, h›rs›zl›k gibi suç iflleme ve uygun-suz cinsel davran›fllar mevcuttu. Bu semptomlar›n ko-runmas›z cinsel iliflkilerden 10 y›l sonra ortaya ç›kma-s› “demans paralitica” klini¤iyle uyumludur.

Roberts ve arkadafllar› psikiyatrik bozukluklardaki nörosifiliz oran›n› araflt›rd›klar› bir çal›flmada psiki-yatri klini¤ine baflvuran hastalar›n %1.3’ünde nörosi-filiz tan›s› oldu¤unu saptam›fllard›r (1992). Nörosifi-lizle iliflkili olgu bildirimleri ülkemizde s›n›rl› say›da-d›r (Tomruk ve ark. 1998, Bozdemir ve ark 2000). Tom-ruk ve arkadafllar› flizofrenik bozukluk tan›s› ile mü-kerrer hospitalizasyonlar› ve biliflsel yetersizlikleri, te-daviye cevaps›zl›k oran› yüksek olan, y›llar sonra nö-rosifiliz tan›s› konan bir olguyu bildirmifllerdir. Bu ol-gunun klinik gidifli olgumuzla benzer özelliktedir (1998).

Nörosifilizde en etkin tedavi yüksek doz i.v.

krista-lize penisilindir. Tedavi yan›t› BOS ile izlenmelidir. ‹lk 3 hafta boyunca her hafta, sonraki ilk y›l 3 ayda bir, ikinci y›l›n sonuna dek 6 ayda bir ve 3. y›l›n sonunda BOS tetkiki tekrarlanmal›d›r. Tedaviye yan›t olarak BOS’ta hücre say›s› azal›r. Nörosifilizde iyileflme, te-davi öncesi oluflan parankima hasar›n›n derecesine ba¤l›d›r. BOS’un spontan normâle dönmesi ard›ndan iyileflme nâdirdir. Bozdemir ve arkadafllar›n›n sun-duklar› iki sifiliz olgusundan 14 günlük iv penisilin te-davisi sonras› birinde tam düzelme gözlenirken di¤e-rinde hiçbir de¤ifliklik olmad›¤›n› saptam›fllard›r. ‹yi-leflme göstermeyen hastan›n daha ciddi nörolojik tu-tulumu oldu¤u ve bu dönemden sonraki klinik duru-mun geri dönüflsüz oldu¤u belirtilmifltir (2000). Bizim olgumuz da bununla uyumlu olarak nörosifilizin ileri evresinde oldu¤undan biliflsel yetilerde ve psikotik özelliklerde penisilin tedavisine ra¤men iyileflme göz-lenmemifltir.

SONUÇ

Nörosifilizin birçok psikiyatrik hastal›¤a benzer görünüm gösterebilmesi, tan› karmaflas› yaratmas› bu hastal›¤› gizemli bir hale getirmektedir. Sifilizin geç evreye gelmeden tan›nmas› ve tedavisinin uygulan-mas› sonradan oluflabilecek klinik belirtilerin gelifl-mesini engellemektedir. Dirençli psikotik bozukluk tan›s› ile baflvuran hastalar›n sifiliz belirteçlerine bak›lmas› tan›y› netlefltirmede ve bu hastal›¤a hekim-lerin daha duyarl› olmalar›n› sa¤lamada önem arz et-mektedir.

KAYNAKLAR

Bharucha NE (1996) Infections of the Nervous System. Bradley WG, Daroff RB, Fenichel GM, Marsden CD, editors. Neurology in Clinical Practice - The Neurological Disorders Vol. 2 Chap. 60. 2nd Edition, Butterworth-Heinemann New-ton MA, 1181-1243.

Bozdemir H, Tamam L, Özeren A, Zeren M (2000) Neurosyp-hilis; report of two patients. Ann Med Sci; 9: 27-30. Johnstone EC, MacMillan R, Crow TJ (1987) The Occurrence of

Organic Disease of Possible or Probable Aetiological Sig-nificance in a Population of 268 Cases of First Episode. Schizophrenia. Psychol Med; 17: 371-379.

Hook EW (1989) Treatment of Neurosyphilis. Rev Infect Dis; 6: 1511-1517.

Roberts MC, Emsley RA, Jordaan GP (1992) Screening for Syphilis and Neurosyphilis in acute psychiatric admissions. South African Med J; 82: 16-18.

Sivakumar K Okocha Cl (1992) Neurosyphilis and schizoph-renia. Br J Psychiatry; 161: 251-254.

Tomruk NB, Karamustafal›o¤lu N, Kükürt R, Alpay N (1998) Nörosfiliz: bir olgu sunumu. Klinik Psikofarmakoloji Bül-teni; 8: 235-240.

Referanslar

Benzer Belgeler

Psikiyatrik semptomlarla en fazla iliflkili nörosifiliz formu olan paralizi jeneral, parankimatöz hastal›kla ortaya ç›kar ve nörosifilizin ço¤u di¤er formlar›n›n

Dergimizin yay›n organ› olan TÜRKDERM “Deri Hastal›klar› ve Frengi Arflivi”nin amac›, Türk dermatoloji bilim dünyas›na katk›da bu- lunacak etik kurallar

Histopatolojik olarak tan› konulan 48 sarkoidoz olgusu, klinik ve radyolojik bulgular, tan› yöntemleri, uygulanan tedavi ve tedaviye yan›t aç›s›ndan de¤erlendirildi..

Her iki cerrahi aras›nda ortalama kanama miktar›n›n de¤erlendirildi¤i çal›flmalar incelendi¤inde, 50 vakal›k bir seride laparoskopik histerektomi uygulananlarda (n=25)

Dergimize gönderilecek olgu yaz›lar›n›n yay›nlanmak üzere kabul edilen olgu sunumu makalelerinin say›ca fazlal›l›¤› sebebiyle fazlaca bekleme riski oldu¤unu

Reid ve arkadafllar›ysa, k›ta ölçüsündeki uzakl›klarda kurulu çok say›da radyo teleskoptan oluflan Çok Genifl Tabanl› Dizge’yle (VLBA) radyogiriflim

CP ihlalinin s›nan- mas› için B-mezonlar› üzerinde du- rulmas›n›n nedeni, bunlar›n dedek- törlerde görece daha iyi izlenebilme- leri ve eflitsizli¤in belirlenebilece¤i

Projenin en önemli katk›y› sa¤lad›¤› t›ptaysa, yak›n gelecekte bireylerin baz› hastal›klara yatk›nl›¤› çok önceden sapta- nabilecek, hastalar gen