• Sonuç bulunamadı

Münâvî'nin Feyzu'l-Kadîr adlı eserinde Süyûtî'ye itirazları (III.Cilt)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Münâvî'nin Feyzu'l-Kadîr adlı eserinde Süyûtî'ye itirazları (III.Cilt)"

Copied!
142
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TEMEL İSLÂM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI HADİS BİLİM DALI

MÜNÂVÎ’NİN FEYZU’L-KADÎR ADLI ESERİNDE

SÜYÛTÎ’YE İTİRAZLARI

(III. CİLT)

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Doç. Dr. Mahmut YEŞİL

Hazırlayan Mukaddes ÇİTE

(2)

İ

ÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ ... 3

KISALTMALAR... 5

GİRİŞ... 6

I- Konunun Önemi ve Metodu ... 6

II- Süyûtî ve Münâvî’nin Hayatı ... 9

A- Süyûtî’nin Hayatı ... 9 1-Doğumu ve Nesebi ... 9 2- Tahsili ve İlmî Kişiliği... 10 a- Hocaları... 14 b- Talebeleri ... 15 c- Eserleri... 15 d- el-Câmiu’s-Sağîr ... 17 3- Vefatı: ... 20 B- Münâvî’nin Hayatı ... 21 1- Doğumu ve Nesebi ... 21 2- Tahsili ve İlmî Kişiliği... 21 a- Hocaları... 22 b- Talebeleri ... 23 c- Eserleri... 23 d- Feyzu’l-Kadîr ... 25 3- Vefatı ... 26 BİRİNCİ BÖLÜM ... 27

MÜNÂVÎ’YE GÖRE el-CÂMİU’S-SAĞÎR’DEKİ ZAYIF RİVÂYETLER ... 27

I- Süyûtî’nin Sahîh Kabul Ettiği Rivâyetlere Münâvî’nin İtirazları... 30

II- Süyûtî’nin Hasen Kabul Ettiği Rivâyetlere Münâvî’nin İtirazları ... 58

III- Değerlendirme... 85

İKİNCİ BÖLÜM ... 87

MÜNÂVÎ’YE GÖRE el-CÂMİU’S-SAĞÎR’DEKİ UYDURMA RİVÂYETLER ... 87

I- Süyûtî’nin Sahîh Kabul Ettiği Rivâyetlere Münâvî’nin İtirazları... 87

II- Süyûtî’nin Hasen Kabul Ettiği Rivâyetlere Münâvî’nin İtirazları ... 92

III- Süyûtî’nin Zayıf Kabul Ettiği Rivâyetlere Münâvî’nin İtirazları ... 99

IV- Değerlendirme... 122

SONUÇ ... 124

BİBLİYOGRAFYA... 127

(3)

ÖNSÖZ

Allah’a hamd, Rasûlüne, âl ve ashâbına salât ve selâm olsun.

İslam dininin en doğru şekilde anlaşılıp yaşanıldığı dönem sahabe, tâbiûn ve etbâ dönemidir. Ashâb-i kirâm, Hz. Peygamber’in sohbetiyle müşerref olmuş, vahye bizzat şâhid olarak İslam dinini yaşamışlardır. Tâbiûn ve etbâ ise onlara en yakın nesil olmaları sebebiyle Kur’an’ı ve sünneti onlardan öğrenme şerefini elde etmişlerdir. Bu dönemde hadisler tedvin edilmiş, hadis mecmuaları oluşturulmuştur. Aynı dönemde itikadî, fıkhî, siyasi mezheb ve fırkalar ortaya çıkmış, ümmet arasında ihtilaflar oluşmuştur. Bu ihtilaflarla birlikte, Kur’an ve hadis metinlerinden faydalanmak isteği, Kur’an ayetlerini te’vile, hadis metinlerini de diledikleri gibi tahrife sevketmiştir. Hatta bu tahrif Hz. Peygamber’in söylemediği sözleri ona isnâd etmeye kadar varmıştır.

Bu süreç içerisinde, Ashâb-i Kirâm, hadislerin Hz. Peygamber’e âidiyeti ve bunların nasıl anlaşılıp yorumlanacağıyla ilgili birtakım kurallar ortaya koyarak hadislerin sahîhini sakîminden ayırma işini ilk üstlenen nesil olmuşlardır. Onlardan sonraki nesiller de, hadislerin zabtı, yazımı, nesilden nesile aktarımı, şartları, hükümleri ve çeşitleriyle ilgili pek çok eser meydana getirmişlerdir.

Süyûtî’nin el-Câmiu’s-Sağîr min Ehâdîsi’l-Beşîri’n-Nezîr isimli eseri ve onun şerhi olan Münâvî’nin Feyzu’l-Kadîr bi Şerhi’l- Câmii’s-Sağîr min Ehâdîsi’l-Beşîri’n-Nezîr adlı eserleri ilk dönem eserlerine dayalı olarak te’lif edilmiş iki eserdir ve araştırmamızın konusunu oluşturmaktadır.

Bu çalışmanın hedefi, Münâvî’nin Süyûtî’ye, hadislerin Hz. Peygamber’e âidiyeti konusunda yönelttiği itirazların mahiyetinin ortaya konulması, bu itirazların bilimsel değerinin araştırılması ve Münâvî’nin hadis ilmindeki yerinin tesbitine, kitabının üçüncü cildi çerçevesinde katkı sağlamaktır.

Çalışma, giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Girişte, konunun önemi ve bu iki kitap etrafında yapılan çalışmalar söz konusu edilmiştir. Ayrıca, Süyûtî ve Münâvî’nin hayatı incelenmiş, el-Câmiu’s-Sağîr ve Feyzu’l-Kadîr adlı eserlerin tanıtımı yapılmıştır.

(4)

diyerek yapmış olduğu itirazları tesbit edilmiş, bu rivâyetlerin tahrîci ve değerlendirilmesi üzerinde durulmuştur.

İkinci bölümde ise, Süyûtî’nin sahih, hasen ve zayıf kabul ettiği rivâyetlere Münâvî’nin uydurma diyerek yapmış olduğu itirazların tesbiti, tahrîci ve değerlendirilmesi yapılmıştır.

Araştırma boyunca, dipnotlarda, şahıs ve kitap isimleri kısaltılarak verilmiş, tafsilatlı bilgi ise bibliyoğrafyada gösterilmiştir. Özellikle ikinci bölümde zikredilen ricâlle ilgili ıstılahların tercemeleri verilmemiş, orijinal Arapça metniyle verilmesi uygun görülmüştür. Metin içinde geçen şahıs isimlerinin her bölümde ilk geçtiği yerde parantez içinde hicrî ve mîlâdî olarak vefat tarihleri yazılmıştır.

Çalışmam esnasında, bilgi ve tecrübeleriyle yardımlarını esirgemeyen değerli danışman hocam Doç. Dr. Mahmut Yeşil’e, ayrıca konunun belirlenmesinde yardımcı olan hocam Prof. Dr. Zekeriya Güler’e, Doç. Dr. Mehmet Eren’e ve yardım ve desteğini gördüğüm hocalarıma ve arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

Selçuklu- Konya Mukaddes ÇİTE 14.05.2007

(5)

KISALTMALAR

age :Adı geçen eser agm :Adı geçen makale b. :İbn

bkz. :Bakınız bs. :Baskı

DİA :Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi İ.A. :Milli Eğitim Bakanlığı İslam Ansiklopedisi Hz. :Hazreti

nşr. :Neşreden

(r.a) :Radiyallahu anh / anha (s.a.v.) :Sallallâhu aleyhi ve selem thk. :Tahkîk eden thr. :Tahrîc eden trc. :Tercüme eden trs. :Tarihsiz tsh. :Tashih eden y. :Yayınevi, yayınları

(6)

GİRİŞ

I- Konunun Önemi ve Metodu

Tarihi süreç içerisinde, bir dine mensup olan insanları en çok meşgul eden meselelerden biri, Allah’ın Kitab’ının ve Peygamber’in söz ve davranışlarının nesilden nesile aktarılması ve bu nassların doğru bir şekilde anlaşılıp, yorumlanması olmuştur. Hiç şüphesiz bu mesele İslam dinine mensup insanları da meşgul etmiş ancak bu dine inanan insanlar Kitab’ın anlaşılıp yorumlanmasında birtakım ihtilaflara düşmüşlerse de “Hiç şüphe yok ki Kur’an’ı Biz indirdik ve muhakkak onu biz koruyacağız.”1 kavlince Kur’an-ı Kerim’in nesilden nesile aktarılmasında herhangi bir problemle karşılaşmamışlardır. Ancak Hz. Peygamber’in söz ve davranışlarının aktarılması, aktarılan sözün sıhhati ve Hz. Peygamber’e ait bu sözlerin yorumlanmasında müslümanlar da birtakım problemlerle karşılaşmıştır.

Hz. Peygamber’in söz, fiil ve takrîrlerinden meydana gelen sünnetin yazılı şeklini ifade eden hadisler, sahabî efendilerimizin zamanında yazılmaya başlanmış ve bu şekilde nesilden nesile aktarılmıştır. Onlar, hadisleri nakletmek suretiyle rivâyetü’l-hadis ilminin temelini atarlarken, hadis metinlerinin korunması ve anlaşılmasıyla da dirayetü’l-hadis ilminin temelini atmışlardır. Rivâyetü’l-hadis ve dirayetü’l-hadis ilimleri vesilesiyle Hz. Peygamber’den sadır olan söz, fiil ve davranışlarla ilgili bilgiler günümüze kadar yazılı bir şekilde zabtedilmiş ve bu bilgilerin sıhhati ve yorumlanmasıyla ilgili pekçok eserler telif edilmiştir.

Bu süre içerisinde muhaddisler, insanlık gereği farklı zeka, hafıza gücü, anlayış, farklı fıtri özelliklere sahip olmaları sebebiyle hadislerin sıhhati ve yorumlanmasıyla ilgili farklı fikirler öne sürmüşler, birbirlerini ilmî ölçüler içerisinde tenkid etmişlerdir. Bu tenkid ve itirazlar doğru bilgiye ulaşmada birer vesiledir. Özellikle, bu bilgi Hz. Peygamber’e nisbet ediliyorsa, önemi bir derece daha artmaktadır.

Doğruya ulaşmada yapılan tenkidler muhaddislerin ilmi yönlerini ortaya koymakta, hadisleri değerlendirme ve yorumlamadaki güçlerini, bu ilimdeki ehliyet ve liyâkat ölçülerini göstermektedir.

(7)

“Münâvî’nin Feyzu’l-Kadîr Adlı Eserinde Süyûtî’ye İtirazları” adlı çalışma, bu iki âlimin ilmî ehliyet ve hadisleri değerlendirmedeki durumlarını ortaya koymak açısından önem arzetmektedir. Bununla birlikte, Münâvî’nin Süyûtî’ye yönelttiği itirazların bilimsel değerinin ortaya konularak, Münâvî’nin hadis ilmindeki yerinin tesbit edilmesi ve el-Câmiu’s-Sağîr’deki hadislerin sıhhatinin ortaya konulmasıyla bu ilme katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Ancak bu katkı, Feyzu’l-Kadîr adlı şerhin sadece üçüncü cildinde bulunan Süyûtî’ye itirazlar çerçevesinde yapılacaktır.

Bu iki eser üzerinde bazı çalışmalar yapılmıştır. Bu eserlerden, çalışmamızla doğrudan alakalı dört tanesine değinmek istiyoruz:

Bunlardan birincisi, Ebu’l-Feyz Ahmed b. Muhammed b. es-Sıddık el-Ğumârî (1380/1960)’nin, el-Müdâvî li ‘İleli’l-Münâvî isimli eseridir. Bu eser, Feyzu’l-Kadîr’in hâşiyesi olup Münâvî’nin hadisleri değerlendirirken yapmış olduğu hataları göstermek amacıyla te’lif edilmiştir. Ğumârî, eserinde Münâvî’nin değerlendirdiği bütün hadisleri ele almayıp, sadece Münâvî’nin hata yaptığını düşündüğü hadisleri incelemiştir. Önce hadis metnini, ardından Süyûtî’nin rivâyette bulunduğu sahabi râvîyi ve kitabı zikretmiştir. Şayet Münâvî Feyzu’l-Kadîr ve onun muhtasarı et-Teysir’de çelişkiye düşmüşse, önce “kâlı’ş-şârih” diyerek et-Teysir’deki bilgiyi aktarmakta, daha sonra “kâle fi’l-Kebîr” diyerek Feyzu’l-Kadîr’den Münâvî’nin değerlendirmelerini vermektedir. “Kultü” diyerek de kendi açıklamalarına geçmektedir. Ğumârî, bu eserinde sadece Münâvî’nin hatalarını değil, aynı zamanda Süyûtî’nin hatalarını da zikretmiştir. Münâvî’yi eleştirdiği yerler olduğu gibi takdir ettiği yerlerde olmuş, bazı hadisleri sadece onların sıhhat durumunu açıklama kabilinden vermiştir. Ancak, Ğumârî, Münâvî’yi tenkid ederken bazen gereksiz eleştirilerde de bulunmuştur.2

Bizim incelediğimiz hadislerin yarısını, Ğumârî kitabında zikretmemiştir. Hadislerin tahrîcini yaparken bu kitabı göz önünde bulundurduk. Ama, çalışmanın sınırlarını aşması sebebiyle hadisin sıhhatini değiştirmeyecek küçük eleştirileri almadık.

Ğumârî’nin, el-Muğîr ale’l-Ehâdisi’l-Mevzûâ fi’l-Câmii’s-Sağîr adlı eseri de istifade ettiğimiz kitaplar arasındadır. Müellif, Süyûtî’nin eserine uydurma rivâyet almadığını

(8)

belirttiğini, ancak eserinde kezzâb ve vadda’ kişilerin rivâyetlerinin olduğunu, hatta el-Leâlî’l-Masnûa’da uydurma olduğuna hükmettiği haberleri el-Câmiu’s-Sağîr’de zikrettiğini belirtir. Bunu da Süyûtî’nin unutması, hata etmesi veya mütesâhil olmasına dayandırır. Müellif, kitabı “bu kitap, kezzâbların teferrüd ettiği mevzû haberlere ve tarîklere tahsis ettiğim bir cüzdür.” şeklinde tanımlar. Bununla birlikte, kitabı, tutukluluk döneminde te’lif etmeye başlaması, başvuracak ve itimad edilecek kaynakların olmaması sebebiyle derinlemesine bir incelemede bulunamadığını söyler. Uydurmalarla tesbit ile yetinip, şüpheli hadisleri de “ vâhî” olarak değerlendirdiğini belirtir.3

Ğumârî, Feyzu’l-Kadîr’in III. Cildine tekabül eden el-Câmiu’s-Sağîr’deki hadislerden doksan haberi “mevzû” ve “vâhi” şeklinde değerlendirmiştir. Bizim mevzû olarak değerlendirdiğimiz birçok hadisi Ğumârî incelememiş, Ğumârî’nin incelediği birçok hadisi de, bu hadislere Münâvî herhangi bir itirazda bulunmadığı için biz incelemedik. Ancak çalışmış olduğumuz bütün rivâyetlerde, Ğumârî’nin değerlendirmelerine yer verilmiştir.

İstifade ettiğimiz kaynaklardan bir diğeri ise Elbânî’nin el-Câmiu’s-Sağîr’de bulunan haberlerin sağlamlık derecesini tesbit etmek için ele aldığı, zayıf ve mevzû rivâyetleri bir araya getirdiği Zaîfu’l-Câmiu’s-Sağîr ve Ziyâdetihi adlı eserdir. Elbânî, bu kitapta hadis hakkındaki hükmü vermiş, bu hükmün sebebini açıklamamış, Silsiletü’z-Zaîfe isimli eserine atıfta bulunmuştur. Biz de, Elbânî’nin vermiş olduğu hükmün sebebini araştırmak için bu kitaba başvurduk ve çalışma boyunca bu iki esere atıfta bulunduk.

Münâvî’nin et-Teysîr ale’l-Câmii’s-Sağîr’i, Feyzu’l-Kadîr’in muhtasarı olup, çalışmamızda Münâvî’nin Süyûtî’ye itirazlarını tesbit ederken kullandığımız kaynaklardandır. Münâvî, bu eserinde, hadislerin tahrîç ve değerlendirmesiyle ilgili uzun açıklamalara girmeden, haberle ilgili hükmü doğrudan vermiş, başka bir muhaddisin vermiş olduğu hükmü zikretmiş veya senetteki cerh edilmiş râvîyi belirtmiştir. Bunula birlikte herhangi bir değerlendirmede bulunmadığı hadisler de vardır. Ancak, Münâvî’nin bu iki eser arasında hadislerin hükümleriyle ilgili çelişkiye düştüğü yerler de olmuştur. Bu çelişkilere çalışmamızın bir ve ikinci bölümümde yer verilmiştir.

Bu girişten sonra, “ Süyûtî ve Münâvî’nin Hayatı” adlı kısma geçebiliriz.

(9)

II- Süyûtî ve Münâvî’nin Hayatı

A- Süyûtî’nin Hayatı

1-Doğumu ve Nesebi

Süyûtî, 1 Recep 849’da Kâhire’de doğmuştur. Künyesi Abdurrahman b. Ebî Bekir b. Muhammed b. Ebû Bekir b. Osman b. Muhammed b. Hızır b. Eyyüb b. Muhammed b. el-Hummâm el-Hudayrî el-Esyûtî’dir.4 Süyûtî ailesinin aslen şarktan geldiğini, önce Bağdât’ın doğu taraflarında bir mahalle olan el-Hudeyriya’de daha sonrada Mısır’a göçerek Asyut’a yerleştiklerini bildirir. Bu yüzden ailesinin nisbeti el-Asyûtî veya es-Süyûtî’dir.5

Süyûtî ailesinin bazı fertlerinin kadılık ve muhtasıplık mevkiinde bulunduğundan bazılarının zengin tâcirler olduğundan bahseder. Hatta bunlardan birinin Emir Şeyhû’nun (758/ 1357) dostlarından olup Asyut’ta bir medrese yaptırdığını zikreder.6

Süyûtî babası Kemâleddîn Ebû Bekir Süyûtî’nin doğum tarihini yüzyılın başlarına doğru olduğunu söyler. Sehâvî de Ebû Bekir Süyûtî’nin doğum yılının 804/1402 olduğunu belirtir.7

Kemâleddîn Ebû Bekir, Asyut’ta doğmuş, burada kadılık görevinde bulunmuştur. Daha sonra ilim tahsil etmek için Kâhire’ye gitmiştir. Zamanının değerli âlimlerinden olan İbn Hacer Askalânî (852/1448), Muhammed el-Cîlânî, İzzeddîn el-Kudsî gibi âlimlerden ders almıştır.8 Bu zat, Şeyhûniye Camiindeki fıkıh dersleriyle, Tolunoğlu Camiindeki okuduğu hutbeleriyle tanınmış ve yıllarca tedris ve fetvâ vermekle meşgul olmuştur. Ayrıca Mısır Abbâsi halîfelerinden II. Mustakfibillah’ın yanında onun dostluğunu elde etmiştir.9 Kemâleddîn Süyûtî, 5 Safer 855/9 Mart 1451’de vefat etmiştir.10

4 Süyûtî, Hüsnü’l-Muhâzara, I, 335; Sartaın, Elısabeth, Celâleddîn Süyûtî, 11; Karahan, Abdülkâdir,

“Süyûtî”, İA, XI, 258

5 Süyûtî, age, I, 336 6 Süyûtî, age, I, 336

7 Süyûtî, age, I, 336; Sehâvî, Dav’, XI, 72 8 Süyûtî, age, I, 337,338; Sartaın, age, 12, 13

9 Süyûtî, Târîhu’l- Hulefa, 511,512; Sehâvî, age, XI, 72, 73 10 Sartaın, age, 14; Karahan, agm, XI, 258

(10)

Süyûtî’nin annesi Sehâvî’nin belirttiğine göre bir Türk cariyesidir.11

Kemâleddîn Süyûtî 855’te vefat edince, Celâleddîn Süyûtî 6 yaşında yetim kalmıştır. Fakat çocuğunun yetiştirilmesi için gerekli parayı bırakmış ve bazı arkadaşlarını çocuğun himayesi için vazifelendirmiştir. Süyûtî bunu şu şekilde ifade eder: “ Bahsi geçen şahıs beni himaye edenlerden biriydi ve babamın benim için bıraktığı paradan kullanırdı. Her ay annemden bu iş için ihtiyacı kadar olan parayı alırdı; harcanan para onun cebinden çıkmazdı. Ben babamın bize miras bıraktığı evde annem tarafından büyütüldüm. Beni himeye edenlerden hiçbiri beni kendi evine almadı ve benim de onların parasına ihtiyacım olmadı. Benimle ilgilenenlerin başı, büyük Şeyh Kemâleddîn İbnü’l-Hummâm’dı.”12

Süyûtî’nin hâmileri arasında Muhîbeddîn b. Museyfe, Celâleddîn Muhammed b. Ahmed el-Mahallî (864/1460), Şehâbedîn b. et-Tabbâk yeralır.13

2- Tahsili ve İlmî Kişiliği

Kemâleddîn Ebû Bekir, oğlunu çok küçük yaşta da olsa Şeyhûniye Medresesine götürmüş ve Süyûtî burada âlim Zeyneddîn Rıdvan, İbn Hacer Askalânî, Sirâceddîn Ömer b. İsa el-Ververi’nin derslerini dinlemiş ve bu âlimleri hocaları arasında saymıştır.14

Sekiz yaşına basmadan Kur’an’ı ezberlemiş, daha sonra el-Cemâili’nin Üddetü’l-Ahkam’ını, İmam Nevevî (676/1277)’nin Minhâcu’t-Tâlibîn’inin, Beyzâvî’nin Minhâcu’l-Usûl’ünü ve İbn Mâlik’in Elfiye’sini ezberler. İlk üç eserden Alemuddîn Salih el-Bulkînî (868/1464) , Şerefeddîn Yahya Münâvî (871/1466), İzzeddîn Ahmed Kinânî el-Hanbelî (876/1471), Emineddîn Yahya el-Aksarâyi ve diğer başka âlimler tarafından Safer 864’te imtihana tabi tutulur ve akabinde onlardan icâzet alır. Şihâbeddîn Ahmed eş-Şârimsâhî (865/1461)’den ferâiz dersleri alırken, hocasının 865’te vefât eder ve ders tamamlanamaz. Şeyhûniye Camii imamı Şemseddîn Muhammed b. Mûsâ es-Seyrâmî el-Hanefî (871/1466)’den nahîv ve hadis dersleri alır ve el-el-Hanefî 866’da İmam Mâlik’in

11 Sehâvî, age, IV, 65 12 Sartaın, age, 15

13 Sehâvî, age, IV, 60; Sartaın, age, 15 14 Sartaın, age, 16

(11)

Elfiye’si nahv ile ilgili orta seviye eserleri ve edebiyat konusundaki kitaplardan Süyûtî’ye icâzet verir.15 Ayrıca Süyûtî, nahîvle ilgili olarak İbnü’l-Hacîb’in Kâfiyecîye ve el-Şâfiye’sini, Sibeveyh’in el-Kitâb’ını, Şemseddîn Muhammed el-Merzubânî el-Hanefî (868/1464))’den okur. Seyfeddîn Muhammed b. Kutluboğa el-Hanefî’den ise, Zemahşeri’nin Keşşâf’ını, İbn Hişam’ın Tevzih’ini, Şerhu’ş-Şuzûru’nu ve Miftâh’ını, İci’nin Akâidu’l-Azûdiyye’sini okur. Muhyiddîn Muhammed el-Kâfiyecî ise 868’de kendisinin ona okuttuğu kitaplarla, kendi kitaplarını nakletmesi için Süyûtî’ye icâzet verir. Bununla birlikte Süyûtî, 868/1463’te Takiyeddîn Ahmed eş-Şemunnî (872/1467)’nin hadis, sarf ve nahîv ile belâgat derslerini de takip eder.16

Süyûtî’nin vâkıf olduğu ilimler şunlar: tefsir, hadis, fıkıh, arap dili, mantık, ferâiz, mikât ve tıp ilmidir. Fakat Süyûtî, mantık eğitiminin haram olduğu kanaatine varır. Ve bu ilmi bırakmasının karşılığında Allah’ın kendisine hadis ilminde âlim olmayı nasip ettiğini söyler.17

Süyûtî, ilimlerde vukûfiyet sahibi olduktan sonra hocalığa şeyhi şeyhülislam Alamuddîn Bulkîni (868/1464)’nin icâzet vermesi üzerine Şeyhûniye Camii’nde 867/1463’de fıkıh hocası olarak başlamış fakat 870/1466’ya kadar burada ders vermemiş, 870’den sonra ders vermeye başlamıştır.18

869’da Hicaz’a gitmiş ve burada Muhyiddîn Abdülkâdir b. Abdulmûtî ve hadis âlimi Necmeddîn Ömer b. Muhammed b. Fahd’la tanışmıştır. 870/1465’in başında Mısır’a dönmüş fakat burada uzun süre kalmamış, Dimyat ve İskenderiye’ye gitmiştir. Buranın âlimleri ile görüşmüştür. İcâzet aldığı hadisleri nakletmiş ve kendi kitapları ile ilgili dersler vermiştir.19

Elisabeth Şartain bazı çağdaş yazarların Süyûtî’nin Suriye, Yemen, Hindistan, Mağrip ve Takrur’a gittiğini söylediklerini fakat bunun bir hata olduğunu çünkü “kitaplarım

15 Süyûtî, Hüsnü’l-Muhâzara, I, 136, 138; İbn İmâd, Şezarât, VIII, 52 16 Sehâvî, Dav’, IV, 66; Hamid Vehbî, Meşâhir-i İslâm, IV, 1428 17 İbn İmâd, age, VIII, 53; Süyûtî, age, I, 338, 339

18 Sartaın, age, 27, 28; Karahan, agm, 259

(12)

buralara kadar yayıldı” cümlesinin “seyehat etti” şeklinde anlaşıldığını belirtir. ‘sefaret’ kelimesinin ‘sefertü’ şeklinde algılandığını söyler.20

870/1466’dan sonra Süyûtî hocalık yapmaya başlamış, derslerine sadece talebeler değil, dönemin bazı âlimleri de katılmıştır.21 872/1467’de hutbe irad ettiği İbni Tolun Camii’nde hadis nakletmeye başlamış ancak 874/1469’da dersler sona ermiştir. Ayrıca bu camî’de 879/1475’de Nevevî’nin Minhâcü’t-Tâlibin isimli eserini okutmuştur.22

Süyûtî 877/1472’de Şeyhûniye Medresesi’ne hadis hocası olarak atanır ve ilk dersini Şeyhûniye Şeyhi el-Kâfiyecî’nin ve diğer hocalarının bulunduğu bir topluluk önünde verir.23

Bu görevlerinin yanında Süyûtî, 891/1486’da Sultan Kayıtbay (904/1498)’ın atamasıyla Baybarsiye Hankâh’ının şeyhliğine geçer.24

Dönemin ilmî ve fikrî tartışmalarına katılan Süyûtî’nin muâsır diğer âlimlerle arası açılmıştır. Bu tartışmalardan bir kaçını zikredersek ilk münakaşa 866/1461’de mantığın haram olup olmama meselesi idi. Süyûtî mantığın haram olduğu kanaatine varmış ve karşı fikri savunan bir kısım âlimle arası açılmıştır.25 İkinci bir münakaşa konusu ise 875/1470’de mutasavvıf şair İbnü’l- Fâriz’in hulûl ve ittihâdı savunmasından dolayı kâfir olup olmama konusuydu. Bu konuda tüm ulemanın tartışmaya girdiği görülmektedir. Zekeriya el Ensârî (871/1466), Zeyneddîn Kâsım b. Kutluboğa (881/1476), el-Kâfiyecî (879/1474) ve Süyûtî, İbnü’l-Fariz’in Sünnî olduğunu savunur. Sultan Kayıtbay’ın Zekeriyâ el-Ensârî’den fetva istemesiyle tartışma sona ermiştir.26

888/1483’de diğer bir tartışma İbn Arabî’nin kâfir olup olmadığı meselesiydi. Âlimler bu konuda da ikiye bölünmüş, Süyûtî, İbnü’l Fariz meselesindeki tavrını takınmıştır.27

20 Sartaın, age, 29 21 Karahan, agm, XI, 259

22 Sehâvî, age, IV, 68; Sartaın, age, 30

23 Süyûtî, age, I, 338; Hamid Vehbî, age, IV, 1429; Karahan, agm, XI, 259 24 Süyûtî, age, I, 338; Hamid Vehbî, age, IV, 1429; Karahan, agm, XI, 259 25 Sehâvî, age, IV, 66

26 İbn İyâs, Bedâ’i, III, 48 27 İbn İyâs, age, III, 203

(13)

Süyûtî’nin en çok tartışmaya girdiği âlimler Şemseddîn et-Tulûnî, Şemseddîn Muhammed el-Bânî, Şemseddîn Muhammed b. Abdulmünim el-Cevcerî’dir. Burada son şahısla Süyûtî onbeş konuda farklı fikirlere sahip olup tartışmışlardır.28

Bu tartışmalar silsilesinde Süyûtî müctehid olduğunu açıklar fakat diğer birçok meselede olduğu gibi bir kısım ulemanın tepkisiyle karşılaşır. Bu âlimler et-Tulûnî, el-Cevcerî, Abdulberr b. Muhammed b. eş-Şehnah, el-Kâtib, el-Vezîrî, İbnü’l Kerakî ve Sehâvî’dir.29

Süyûtî, döneminde birçok ithamla karşılaşmış, ulemayla çok fazla sert ilmi

münakaşalara girmiştir. Biz bu münakaşaların hepsine çalışmamızda yer

veremeyeceğimizden dolayı birkaç örnekle yetindik. Fakat şunu söylemeliyiz ki Süyûtî bu münakaşalar yüzünden pek çok düşman kazanmıştır. Dönemin emiri Sultan Kayıtbay’la düşmanlarının kışkırtması sebebiyle arası açılmıştır. Sultan Kayıtbay’ın vefatından sonra Süyûtî Halîfe el-Mütevekkilalellah ile iyi ilişkiler kurmuş kendisinin başkâdî olarak atanmasını istemiştir. Bu haber kâdîlar ve halk arasında yayılmış ve hoşnutsuzluğa sebep olmuştur. Bunu üzerine Halîfe bu fikrinden vazgeçmiştir.30 Bunun akabinde Baybarsiye Hankâhı’nda sûfilerle birtakım anlaşmazlığa girmiş, Sultan Tomunbay, sûfilerin tarafını tutmuş ve Süyûtî için tutuklama kararı çıkartmıştır. Bu haberi duyan Süyûtî Recep 906/ Ocak-Şubat 1501’de saklanmış, 1 Şevval 906/ 20 Nisan 1501’de Kansuh Gavri’nin tahta geçmesinden sonra saklandığı yerden çıkmıştır.31 Bununla birlikte Süyûtî, Şeyhûniyedeki hadis hocalığından ve Berkûkiyedeki vazifesinden de istifa etmiştir.32

Bütün bu olanlardan sonra Süyûtî’nin maneviyatı kırılmış ve Nil Nehri ortasındaki adacıklardan biri olan Ravza’daki evine çekilmiş, burada inziva hayatı yaşamıştır. Dönemin sultanı kendisine yeni vazifeler teklif etmiş, hediyeler göndermiş ancak o bunları kabul etmemiştir.33

28 Sartaın, age, 41, 42 29 Sartaın, age, 43 30 İbn İyâs, age, III, 380 31 İbn İyâs, age, III, 471 32 Sehâvî, age, IV, 69 33 İbn İmâd, age, VIII, 53

(14)

Süyûtî devrinin hadis fıkıh ve Arapça dilbilgisi bakımından büyük âlimi olduğunu görmeye başlamış, kendisini IX. asrın müceddidi olarak addetmiştir. İzzet-i nefsine düşkün ve gururlu biri olarak yardım kabul etmemiş ilim haysiyetini üstün tutmuştur. Geçim sıkıntısı çektiği günlerde kütüphanesindeki kitaplarından bazılarını satmış, gelen hediyeleri kabul etmemiştir. Vefatından sonra Sultan Gavri’den terekesini kaydetmek istediklerinde Sultan: ‘Süyûtî hayatta iken bizden bir şey almadı ki, biz de onun terikesine el koyalım’ demiştir.34

a- Hocaları

1- Muhammed b. Saîd b. Halîl Şemseddîn el-Merzubâni el-Hanefî (868/1464)35 2- Sâlih b. Ömer b. Raslân el-Kinânî el-Bulkînî (868/1464)36

3- Ebû Zekeriyâ Yahyâ b. Muhammed el-Münâvî el-Mısrî eş-Şâfiî (871/1466)37

4- Ebu’l-Abbâs Ahmed b. Muhammed b. Yahyâ eş-Şumunnî el-Kostantînî (872/1467)38

5- Ebû Abdillah Muhammed b. Süleyman b. Sa’d b. Mesûd Muhyiddîn Kâfiyecî el-Bergumî er-Rûmî (879/1474)39

6- Muhammed b. Muhammed Ömer b. Kutluboğâ el-Buktemeri el-Kâhirî el-Hanefî (881/1476)40

7- Ebû Abdillah Muhammed b. Ahmed b. Muhammed Celaleddîn el-Mahallî eş-Şâfiî (864/1460)41

8- Ahmed b. Ali b. Ebî Bekr Şihâbeddîn eş-Şârimsâhî (865/1461)42

34 İbn İmâd, age, VIII, 53; İbn İyâs, age, 83; Hamid Vehbî, age, IV, 1432 35 Bedî’u’s-Seyyid el-Lahhâm, Celâleddîn Süyûtî, 109

36 el-Lahhâm, age, 110; Süyûtî, age, I, 444; Sehâvî, age, III, 312 37 Süyûtî, age, I, 445; İbn İmâd, age, VII, 312

38 Süyûtî, Buğyetü’l-Vuât, I, 375

39 Süyûtî, age, I, 117, Hüsnü’l-Muhâzara, I, 549 40 Süyûtî, age, I, 478, Buğyetü’l-Vuât, I, 231 41 Süyûtî, Hüsnü’l-Muhâzara, I, 443 42 el-Lahhâm, age, 117

(15)

9- Ebu’l-Berekât Ahmed b. İbrâhîm b. Nasrillah İzzeddîn el-Kinânî el-Hanbelî (876/1471)43

b- Talebeleri

1- Hasan b. Bedreddîn el-Kaymerî eş-Şâfiî, (885/1480)44

2- Mukarrî Ömer b. Kâsım b. Muhammed Ebu’l-Hafs Sırâceddîn en-Neşşâr el-Ensârî eş-Şâfiî (938/1531)45

3- Şerafüddîn Kâsım b. Ömer ez-Zevâvî el-Mağrîbî el-Kayravânî (927/1521)46 4- Şemseddîn Muhammed b. Yûsuf b. Ali eş-Şâmî es-Sâlihî ed-Dmeşkî (942/1535)47 5- Abdulkâdir b. Muhammed eş-Şâzeli (935/)48

6- Şemseddîn Ebu’l-Hasan Muhammed b. Ali ed-Dâvûdî eş-Şâfiî (945/1538)49 7- Yûsuf b. Abdillah Cemâleddîn el-Huseynî el-Ermeyûnî eş-Şâfiî (958/1551)50 8- Süleyman el-Hudeyrî el-Mısrî (961/1554)51

9- Şemseddîn Muhammed b. Abdirrahman b. Ali Alkamî (963/1556)52 10- Ahmed b. Tâni Bek eş-Şihâb b. Ebi’l-Emîr el-Hanefî53

c- Eserleri

Süyûtî pek çok alanda çok sayıda eserler vermiş bir âlimdir. İbn İmâd onun eserlerinin terkîbî teliflerden ziyade çeşitli kaynaklarda iktifafla derlenmiş eserler olduğunu

43 el-Lahhâm, age, 117 44 Sehâvî, age, III, 119 45 Sehâvî, age,VI, 113 46 İbn İmâd, age, VIII, 154

47 İbn İmâd, age, VIII, 250; Kettânî, Abdulhay, age, II, 1063 48 Kehhâle, Mu’cemü’l-Müellifîn, V, 298

49 İbn İmâd, age, VIII, 264; Ziriklî, age, VII, 184; Kettânî, Abdulhay, age, I, 392 50 İbn İmâd, age, VIII, 322

51 İbn İmâd, age, VIII, 329 52 İbn İmâd, age, VIII, 338 53 Sehâvî, age. I, 265, 266

(16)

belirtir.54 İbn İyâs, Süyûtî’nin 600, Hamid Vehbî 548 eseri olduğunu söylerken, Brokelmann 441 kitabın adını belirtir.55 Süyûtî’nin eserleri henüz hayatta iken Hicaz, Şam, Haleb, Takrur, Osmanlı ülkesi, Hind ve Yemen’de şöhret bulmuştur.56

Süyûtî eserlerini bazı kriterlere göre şöyle zikreder:57 a) Eşi benzeri olmayan eserler (18 tane).

b) Önemli ancak eşsiz olmayan bir cilt boyutunda tamamlanmış veya neredeyse tamamlanmış eserler (50 tane).

c) Daha küçük ebattaki eserler; ikiyle on varak arası uzunluktakiler (60 tane). d) Fetvâlar haricindeki tek varak tutan eserler (102 tane).

e) Uzunluğu tek varak olan fetvalar (80 tane).

f) Talebeliği sırasındaki yazdığı ve vasat bulduğu eserler (40 tane).

g) O konuyla ilgisini kestiği için hiçbir zaman bitiremediği eserler(83 tane). Brochelmann ise Süyûtî’nin eserlerini altı bölümde zikreder:58

a) Kur’ani ilimler b) Hadis

c) Fıkıh

d) Muhtelif meseleler e) Dil ve edebiyat

f) Usûl, beyân ve tasavvuf

Çalışmada bu eserlerin tamamına yer veremeyeceğimizden, çeşitli hadis ilim dallarıyla ilgili 18 eserin ismi zikredilecektir59:

54 İbn İmâd, age, VIII, 52, 53

55 İbn İyâs, age, IV, 83; Hamid Vehbî, age, 1432; Karahan, agm, 260 56 Karahan, agm, 250

57 Sartaın, bu bilgiyi Süyûtî’nin “et-Tahaddüs” adlı eserinden nakleder. Bkz., Sartaın, age, 33 58 Brockelmann, GAL, II, 143, 158, Suppl., II, 179

(17)

1. el-Câmiu’l-Kebîr (Cem’u’l-Cevâmi’) 2. Zeylü Tezkirati’l-Huffâz

3. İs’âfu’l-Mübetta’ bi Ricâli el-Muvatta’ 4. Cüz’ün fî Esmâi’l-Müdellisîn mine’r-Ruvât 5. el-Leâlî’l-Masnûa fi’l-Ehâdîsi’l-Mevzûâ 6. et-Taakkubât ale’l-Mevzûât

7. Zeylü’l-Leâlî’l-Masnûa fi’l-Ehâdîsi’l-Mevzûa 8. ed-Dürrü’l-Müntesira fi’l-Ehâdîsi’l-Müştehira 9. Tenvîru’l-Havâlık Şerhu alâ Muvatta’ Mâlik 10. Keşfu’l-Muğatta fî Şerhî Muvatta

11. ed-Dibâce alâ Sahîhi’l- Müslim b. Haccâc 12. Şerhu Elfiyyetü’l-Irâkî

13. Tedrîbu’r-Râvî fî Şerhi Takrîbi’n-Nevevî 14. et-Tehzîb fi’z-Zevâid ale’t-Takrîb

15. ez-Zeylü ala’l-Kavli’l-Müsedded 16. el-Mu’cizât ve’l-Hasâisu’n-Nübüvve 17. et-Tıbbu’n-Nebeviyye

18. Ezkâru’l-Ezkâr

d- el-Câmiu’s-Sağîr

Süyûtî’nin, Hz. Peygamber’in kavlî ve fiilî bütün hadislerini toplamak için te’life başladığı Cem’u’l-Cevâmi adlı eserin telhisi olan el-Câmiu’s-Sağîr, 10031 hadisi ihtiva etmektedir.60

(18)

Eserini, talebelere kolaylık olsun diye alfabetik olarak te’lif ettiğini belirten Süyûtî61, hadisleri genellikle kelimenin ilk iki harfine göre sıralamış, her harfin sonunda “el-muhallâ bi hâza’l-harf” diye lâm-ı tarifli olarak başlayan hadisleri vermiştir. Hadisin senetleri hazfedilmiş, hadis metninden sonra, hadisin bulunduğu kaynaklar rumuzla gösterilmiş, ardından hadisin hangi sahabiler tarafından rivâyet edildiği belirtilmiştir. Bu kaynaklar ve onlar için kullanılan rumuzlar şunlardır:

ت Tirmizî, Sünen

 Buharî, et-Târihu’l-Kebir خ Buharî, el-Câmiu’s-Sahîh Buharî, el-Edebü'I-Müfred

Hatib el-Bağdâdî, Tarîhu Bağdad  İbn Hibbân, Sahîhu İbn Hıbbân  Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliya  Ahmed b. Hanbel, Müsned

د Ebû Dâvûd, Sünen

ش İbn Ebî Şeybe, Kitabu’l-Musannef

ص Saîd b. Mansûr, Sünen

 Taberânî, el-Mu’cemü’l -Kebîr

 Taberânî, el-Mu’cemü’l -Evsât

 Taberânî, el-Mu’cemü’l -Sağîr

ع Ebû Ya’la, Müsned

 Abdurrezzâk, el-Mûsânnef

 İbn Adî, el-Kâmil fî Duafâi'r-Ricâl

(19)

 Ukayli, Kitâbu'z-ZuafâiI-Kebîr

 Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, Zevâid

 Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs

ق Buharî ve Müslim birlikte

 Dârakutnî, Sünen ك Hâkim, Müstedrek م Müslim, el-Câmiu’s-Sahîh ن Nesâî, Sünen ! İbn Mâce, Sünen ه Beyhakî, Şuabu’l-İman Beyhaki, es-Sünenü’l-Kübrâ

٤ Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî,

٣ Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce

Eser, alfabetik tertiple Hz. Peygamber’in bütün hadislerini toplama amacı taşıdığı için belli bir konudan söz edilmemiştir. Ancak, hadisler daha çok akâid, âdab, tıp, terğîb, terhîb, ilim, dua, zikir, tevbe, istiğfar, şemâil ve fezâil konularını içermektedir. Süyûtî, “kâne” ile başlayan fiili hadislerin Hz. Peygamberin şemâilini ifade ettiğini belirtmektedir.62 “Nehâ” ile başlayan hadisler de Hz. Peygamberin yasakladığı şeyleri ifade etmektedir.63

Süyûtî, kezzâb râvîlerin rivâyet ettiği hadisleri kitabına almadığını söylemektedir. Hadisleri değerlendirirken %& , ح, ص rumuzlarını kullanmaktadır. Ancak, Elbânî, bu rumuzlara itimad edilemeyeceğini, nüshalar üzerinde tahrif olduğunu belirtmektedir. Bunu da hadisin sonunda sahîh remzi varken, Münâvî’nin “müellif hadisi hasenle rumuzlandırmıştır”, zayıf rumzu varken “müellif onu hasenle remizlendirmiştir ve dediği gibi değildir”, hiçbir rumuz yokken “onu zayıfla rumuzlandırmıştır”, veya “hasenle

62 Münâvî, Feyzu’l-Kadîr, V, 68 63 Münâvî, age, VI, 301

(20)

rumuzlandırmıştır”, sahîh rumzu varken “onun üzerine sukut etti” vb. gibi Münâvî’nin açıklamalarından örnekler vererek, tahrifin olduğunu ifade etmektedir. Bunu da üç sebebe bağlamaktadır. Birincisi, metin üzerinde tahrif olması, ikincisi, müstensih kaleminden düşmesi ve müellif dışında bazı kimselerin esere ziyadede bulunması. Elbânî, el-Câmiu’s-Sağîr’de, hadis, sahîh, hasen değilken Süyûtî’nin bu şekilde hüküm verdiği hadislerin müellifin kendisinden de kaynaklandığını söyleyerek, onun mütesâhil olduğunu belirtmektedir.64

3- Vefatı:

Süyûtî, sol kolunda beliren büyük bir şişlik sebebiyle 12 Cemâziyelevvel 911/11 Ekim 1505’de hastalanmış, bir hafta Ravza’daki evinde yatmış, 19 Cemâziyelevvel 911/18 Ekim 1505’de Cuma günü vefat etmiştir. Kâhire’de Bâbü’l-Karâfe yakınındaki Küsun Kabristanına defnedilmiştir.65

64 Elbânî, Zaîfu’l-Câmii’s-Sağîr, 13, 17 65 İbn İmâd, age, VIII, 55;

(21)

B- Münâvî’nin Hayatı

1- Doğumu ve Nesebi

Münâvî, 952/1546 yılında Kâhire’de doğmuştur.66 Künyesi Muhammed Abdurraûf b. Tacilârifin b. Nureddîn Ali b. Zeynelâbidîn b. Şerâfeddîn Yahya b. Muhammed b. Muhammed b. Ahmed b. Mahlef b. Abdisselâm, Zeynelâbidîn Haddâdî Münâvî el-Kâhirî eş-Şâfii’dir.67 Münâvî nispeti Mısır’ın köylerinden Müna’ya nispetle verilmiştir.68

Büyük dedesi Şihâbuddîn Ahmed, Tunus’un bir beldesi olan Haddâde’den, Mısır’ın beldesi Münyetü Beni’l-Husyeb’e gelip yerleştiği için Haddâdî ve Münâvî nisbetleriyle anılmıştır.69

2- Tahsili ve İlmî Kişiliği

Münâvî küçük yaşta Kur’an-ı Kerim’i ezberlemiştir. Daha sonra Şâfii fıkhına dair Tahtâvî’nin Behçe’sini, Nahve dair İbn Mâlik’in Elfiye’sini, hadis usûlüne dair Irâki’nin Elfiye’sini, siyere dair Irâki’nin Elfiye’sini ezberlemiş ve dönemin ulemasına sunmuştur.70

Tahsilini tamamladıktan sonra Şâfiî naibliğine görevlendirilmiştir. Ancak bir süre sonra bu görevi bırakmış, evinde inzivaya çekilerek kitap telifiyle meşgul olmuştur. Uzun süre kaldığı bu inziva döneminden sonra Sâlihiye Medresesinde hocalık yapmaya başlamıştır. Uzun süre münzevî hayat sürmesinden dolayı ilmî çevreler onun ilmî ehliyetini bilmediklerinden çevresinde çekememezlik meydana gelmiştir. Fakat bir ders esnasında kendisini tenkit etme amacıyla oraya gelen ulemaya ilmi ehliyetini kanıtlamıştır. Bu olaydan sonra şöhreti artmış ve talebeleri çoğalmıştır.71

66 Ziriklî, el-‘Alam, VII, 75; Bağdâdlı İsmail Paşa, Hediyyetü’l-Ârifin, I, 510; Muhibbî, Hulâsatu’l-Eser, II,

412; Kettânî, Muhammed b. Ca’fer, Risâletü’-Müstatrafe, 184; Kettânî, Abdulhay, Fihrisü’l-Fehâris, II, 560

67 Kettânî, Muhammed b. Ca’fer, age, 184

68 Hamevî, Mu’cemü’l-Büldân, V, 218; Kettânî, Abdulhay, Fihrisü’l-Fehâris, II, 560; Kettânî, Muhammed b.

Ca’fer, age, 184

69 Kettânî, Abdulhay, age, II, 560 70 Muhibbî, age, 412, 413 71 Muhibbî, age, 412, 413

(22)

Münâvî, Tefsir, Hadis, Fıkıh, Siyer, Tarih, Siyaset, Tasavvuf, Kelam, Mantık, Felsefe, Belâğat, Tıp, Anatomi gibi alanlarda eser vermiş yetkin bir âlimdir. Ziriklî, “dinî ve fennî ilimlerde büyük âlimlerdendir.” diyerek onun farklı ilim dallarındaki derinliğini ifade etmektedir.72 Muhibbî de “ hiç şüphesiz muasırlarının en yücesi, bıraktığı eserler bakımından o dönemdeki ulemanın en büyüğü, döneminde hiç kimsenin kendisinde toplayamadığı farklı birkaç ilim dalını cem’ etmiş bir âlimdir.” demektedir.73 Hadis alanındaki derin bilgisi ve dönemindeki hadisi en iyi bilen kişi olması dolayısıyla Muhammed b. Tayyib b. Abdisselâm el-Fâsî “müctehid âlimlerin sonuncusu”74, Muhibbî “büyük imam, hüccet, sebt, kudve”75 gibi vasıflarla vasıflandırmışlardır. Ayrıca fıkıh alanındaki üstünlüğü sebebiyle “Şâfiiyyü’z-zaman” denilmiştir.76

Şâzaliyye, Nakşibendiyye, Halvetiyye ve Bayramiyye tarikatlarına intisap eden Münâvî’nin Tasavvuf’ta da ehliyetli bir âlim olduğu görülmektedir.77

a- Hocaları

Münâvî’nin hadis ilminde altı hocadan ders aldığı kaynaklarda zikredilmektedir. Bunlar78:

a) Şemseddin Muhammed b. Hamza er-Ramlî (1004/1596)

b) Ali b. Muhammed b. Halîl b. Muhammed b. Muhammed b. İbrâhîm b. Mûsâ b. Ğanim el-Makdisî el-Hanefî el-Kâhirî (1004/1596)

c) Necmuddîn Muhammed b. Ahmed b.Ali es-Sekenderî el-Ğaytî eş-Şâfiî el-Mısrî (981/1574)

d) Şeyh Kâsım

e) Şeyh Hamdan el-Fakîh

72 Ziriklî, age, VII, 75 73 Muhibbî, age, II, 412

74 Kettânî, Abdulhay, age, II, 560 75 Muhibbî, age, II, 412

76 Muhibbî, age, II, 416 77 Muhibbî, age, II, 412, 413

(23)

f) Muhammed b. Sâlim et-Tablavî (966/1559)

b- Talebeleri

Münâvî’nin isimlerini tesbit edebildiğimiz talebeleri şunlardır79: a) Münâvî’nin oğlu Zeynü’l-Âbidîn (1022/1614)

b) Nureddîn Ali b. Muhammed el-Echurî (1066/1656) c) Süleyman el-Bâbilî (1026/1617)

d) el-Veli el-Mu’tekid Ahmed el-Kelbî e) Seyyid İbrâhîm et-Taşkendî

f) Şerîf el-Vâvulatî

g) Ebu’l-Hasen Ali el-Hamedânî er-Râşidî ğ) Muhammed b. Abdilfettah et-Tahtâi

h) Ahmed b. Muhammed el-Makarrî (1041/1632)

c- Eserleri

Münâvî’nin farklı ilim dallarında 102 eserini tesbit edebildik. Bu eserlerin hepsine çalışmamızda yer veremeyeceğimiz için sadece hadis ilmiyle ilgili bütün kitaplarının isimleri zikredilecektir: 80

1. Buğyetu’t- Tâlibin li Ma’rifeti Istılâhi’l-Muhaddîsin 2. Neticetu’l-Fikr fi Şerhi Nuhfeti’l-Fiker

3. el-Yevâkît ve’d-Dürer Şerhu Nuhbeti’l-Fiker

79 Muhibbî, age, II, 413; Kettânî, Abdulhay, age, II, 560

80 Bu eserler için bkz., Ziriklî, el-A’lam, VII, 75, 76; Muhibbî, Hulâsatu’l-Eser, II, 414, 416; Bağdadlı İsmail

Paşa, Hediyyetü’l-Ârifin, I, 510, 511;Kettânî, Muhammed b. Ca’fer, Risâletü’-Müstatrafe, 184; Kettânî, Abdulhay, Fihrisü’l-Fehâris, II, 561, 562; Bu eserlerin matbu veya mahdud olup olmadıklarına bkz., Kandemir, Yaşar, “Münâvî”, DİA, XXXI, 573-574

(24)

4. el-Fethu’s-Semâvî bi Tahrîci Ehadisi Tefsiri’l-Kadi’l-Beyzâvî 5. Tahrîcu Ehâdîsi’l-Erba’in li’l-Münzirî

6. Raf’u’n-Nikâb an Kitâbi’ş-Şihâb 7. Miftâhu’s-Seâde bi Şerhi’z-Ziyâde 8. Şerhu’l-Erbâin en-Nevevîyye

9. Fethu’r-Raûfi’l-Mucîb bi Şerhi Hasâisi’l-Habîb 10. Tevdîhu Fethi’r-Raûfi’l-Mucîb

11. Şerhu Şemaili’t-Tirmizî 12. Şerhu’ş-Şifâ

13. el-Câmiu’l-Ezher min Hadisi’n-Nebiyyi’l-Enver 14. el-İthâfâtu’s-Seniyye bi’l-Ehâdîsi’l-Kudsiyye 15. el-Ed’iyyetu’l-Me’sûra bi’l-Ehâdîsi’l-Me’sûra 16. Kunûzu’l-Hakâik fi Hadisi Hayri’l-Halâik

17. el-Mecmû’ü’l-Fâik min Hadisi’l- Hâtimeti Rusûli’l-Halâik 18. Mesânidu’s-Sahâbe

19. er-Ravdu’l-Bâsim fi Şemâili’l-Mustafa Ebi’l-Kâsım 20. İs’afu’t-Tullâb bi Tertîbi’ş-Şihâb

21. Kitâbu’l-Müntekât min Lisâni’l-Mîzan 22. Nuhbetu’l-Kunûz fi Sırrı’r-Rumûz 23. Tabakâtu’r-Ruvât

(25)

d- Feyzu’l-Kadîr

Feyzu’l-Kadîr, el-Câmiu’s-Sağîr’in en çok kabul gören şerhlerinden biridir. Memzûç şerh özelliği taşıyan eserde, Münâvî, öncelikle hadis metnini dil, muhteva ve hüküm yönleriyle incelemiş, daha sonra onların sıhhat durumunu belirtmek amacıyla tahrîç ve değerlendirmede bulunmuştur. Münâvî, hadisi şerh ederken diğer alimlerin görüşlerine de yer vermiş, bazen tasavvufi açıklamalarda da bulunmuştur. Bazı muhaddis ve râvîlerin terceme-i hallerini zikretmiştir. Hadisleri açıklamak için başka rivayetlere de yer vermiştir.

el-Câmiu’s-Sağîr, alfabetik tertiple Hz. Peygamber’in bütün hadislerini bir araya getirme amacıyla yazıldığı için belli bir konudan söz edilmemektedir. Ancak, Feyzu’l-Kadîr’in üçüncü cildinde çok olmamakla birlikte ahkâm hadisleri, ilim , dua , tahâret, havf, recâ, ba’s, namaz, dünya ve içindekilerin zemmi, terğîb, terhîb, ahiret ahvâli, tıb, tevbe, ahlâk, cihad, yaratılış, bağışlanma, zina, tevâzu, yemin gibi konulardan bahsedilmektedir.

Münâvî, Feyzu’l-Kadîr’i üçte bir nisbetinde ihtisar ederek et-Teysîr ale’l-Câmii’s-Sağîr’i kaleme almıştır. Müellif, bu eserinde uzun açıklamalara girmeden, manasını anlamaya yetecek kadar hadisi şerh etmiştir. Feyzu’l-Kadîr’de hadisin sıhhatiyle ilgili açık ifadeler kullanmazken, bu eserinde net ifadeler kullanmıştır. Eser, iki cilt halinde 1286’da Bulak’ta, 1980 Kâhire’de ve 1408’de Riyad’da yayımlanmıştır.81 Münâvî’nin bu eseri üzerine de Miftâhu’s-Saâde bi-Şerhi’z-Ziyâde adlı yarım kalmış bir şerhi bulunduğu da zikredilmektedir.82 Ayrıca, Ğumari, Feyzu’l-Kadîr üzerine bir çalışma yaparak Münâvî’nin hadisleri değerlendirirken yapmış olduğu hataları göstermiştir. Eser altı cilt halinde 1996’da yayımlanmıştır.

Feyzu’l-Kadîr, üç defa yayımlanmıştır. Öncelikle, 1329’da Alkâmî’nin el-Kevkebü’l-Münîr fî Şerhi’l-Câmii’s-Sağîr’i ile birlikte Kâhire’de, 1356-1357’de sayfaların üst tarafında el-Câmiu’s-Sağîr’in metniyle birlikte Kâhire’de ve 1391’de Beyrut’ta yayımlanmıştır. Son olarakta Hamdi ed-Demirtaş Muhammed tarafından onüç cilt halinde Mekke-Riyad’ta 1418’de yayımlanmıştır.83

81 Kandemir, Yaşar, “Münâvî”, DİA, XXXI, 573 82 Uğur, Mücteba, “el-Câmiu’s-Sağîr”, DİA, VII, 114 83 Kandemir, agm, DİA, XXXI, 573

(26)

Eserin üslûbuna ikinci bölümde değinileceği için tekrardan kaçınmak amacıyla burada üslûbla ilgili herhangi bir değerlendirmede bulunulmayacaktır.

3- Vefatı

Düşmanları tarafından zehirlenen Münâvî, tedavi amaçlı kullandığı ilaçlar nedeniyle bedeni zayıf düşmüştür. 79 yaşında 23 Safer 1031/ 1621’de Perşembe sabahı Kâhire’de vefat etmiştir.84

84 Muhibbî, age, II, 413, 416; Ziriklî, age, VII, 75; Bağdâtlı İsmail Paşa, age, I, 510; Kettânî, Muhammed b.

(27)

BİRİNCİ BÖLÜM

MÜNÂVÎ’YE GÖRE el-CÂMİU’S-SAĞÎR’DEKİ ZAYIF

RİVÂYETLER

Münâvî’nin Süyûtî’ye itiraz etmiş olduğu hadislerin tetkikine başlamadan önce Süyûtî ve Münâvî’nin eserlerini te’lif ederken kullanmış oldukları üslûba dair bazı tesbitleri belirtmeyi faydalı görüyoruz.

Hadis uydurmakla tanınan veya yalancılıkla itham edilen râvîlerin hadislerini kitabına almadığını ifade eden Süyûtî, hadisleri dört şekilde değerlendirmektedir:

1. (%& ) rumuzunu kullandığı sahîh hadisler 2. ( ح ) rumuzunu kullandığı hasen hadisler 3. ( ض ) rumuzunu kullandığı zayıf hadisler

4. Herhangi bir rumuz kullanmadığı hadisler

Müellif hadisi zikrettikten sonra hangi kitaptan ve hadisin kimden rivâyet edildiğini belirtmekte ve daha sonra haberle ilgili yapmış olduğu değerlendirmeyi vermektedir.

Feyzu’l-Kadîr’in üçüncü cildindeki hadis sayısı 1772’dir. Süyûtî’ye göre bu hadislerin 535’i sahîh, 387’si hasen, 641’i ise zayıftır. 207 hadis için de herhangi bir değerlendirmede bulunmamıştır.

Münâvî, rivâyetleri öncelikle dil, muhteva ve hüküm yönleriyle incelemiş, ardından hadislerin tahrîc ve değerlendirmesini yapmıştır.

Çalışmamız hadislerin tahrîc ve değerlendirmesi kısmıyla ilgilidir. Çünkü Süyûtî, hadisleri dil, muhteva, hüküm yönleriyle incelememiştir. Bu sebeple Münâvî’nin Süyûtî’ye olan itirazları da sadece tahrîc ve değerlendirmeyle ilgilidir.

Münâvî’nin tahrîc ve değerlendirmede takip ettiği metot hakkında şunlar söylenebilir:

(28)

1. Münâvî, umumiyetle Süyûtî’nin vermiş olduğu bilgiyle yetinmiş, bununla birlikte kendisi de bazı önemli kaynaklara atıfta bulunmuştur.

2. Süyûtî’nin vermiş olduğu hükmün sebebini açıklamak için, hadislerin tahrîc ve değerlendirmesiyle ilgili bilgiler vermiştir.

3. Süyûtî’nin değerlendirmeleriyle ilgili birtakım itirazlarda bulunup, onun hatalarını zikretmiştir.

Müellif, Süyûtî’ye olan itirazlarını da şu ifadelerle dile getirmiştir:

1. “ Musannif bunu kitabına almakla hata etti”, “Musannif bu hadisi kitabından hazfetmeliydi”, “bunun neresi sahîh”, “bunun neresi hasen”, “vehm etti”, “hata etti” gibi açıktan itirazda bulunduğu hadisler: Bu açıktan itiraz, hadisin değerlendirmesiyle ilgili olabileceği gibi, Süyûtî’ni asıl kaynaklardan rivâyet etmemesi, hadisi ihtisar etmesi, hadisin sahîh tarîki varken zayıf tarîkinden rivâyet edip “sahîh” rumuzunu koymasıyla da ilgili olabilir.

2. Açıktan itiraz ifadesi kullanmayıp, haberin senedindeki râvîlerle ilgili âlimlerin söylemiş oldukları cerh ifadelerini zikretmesi.

Bu çalışmada itiraz şekillerinin ikisi de göz önünde bulundurulmuş fakat Süyûtî’nin asıl kaynaklardan rivâyet etmemesi ve hadisi ihtisar etmesiyle ilgili itirazlar, hadisin sıhhatine etki etmeyeceğinden dikkate alınmamıştır.

İtirazlar, yukarıda belirtilen çerçeve içinde tesbit edilmiş, sonra bunların gerçekçiliği ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bunun için de, hadisler yeniden tahrîc ve değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Tahrîc ve değerlendirme esnasında öncelikle Süyûtî ve Münâvî’nin atıfta bulunduğu kaynaklara ulaşılıp, buradaki bilgiler kontrol edilip değerlendirilmiştir. Ancak, sadece bu kaynaklarla yetinilmeyip, ulaşabildiğimiz başka eserler de dikkate alınmıştır.

Haberlerin senetleri zikredilmemiş sadece senetteki problemli râvî belirtilmiştir. Özellikle, Münâvî’nin itiraz konusu yaptığı râvîler hakkında hadis münekkitlerinin görüşlerine ulaşmak için ricâl kitapları gözden geçirilmiştir. Ayrıca, hadislerdeki ziyade ve

(29)

lafız farklılıklarına dikkat çekilmiş, fakat bunlar hadisin anlamını değiştirmediğinden bu ziyade ve farklı lafızlar verilmemiştir.

Hadis metninin sonunda verilen (), )(ح ve (ض ) rumuzları Süyûtî’nin hadis için yapmış olduğu değerlendirmeleri ifade etmektedir. Hadisin tercemesinden sonra rivâyetin geçtiği cilt ve sayfa numarası gösterilmiş, ardından Feyzu’l-Kadîr’deki hadis numaraları zikredilmiştir. Tahric ve değerlendirme esnasında öncelikle Süyûtî ve Münâvî’nin zikrettiği bilgiler verilmiş, hadisin Feyzu’l-Kadîr’ deki yeri cilt, sayfa ve hadis numarası verilmek suretiyle gösterildiği için dipnotta gösterilmemiştir. Bu sebebeple, değerlendirme esnasında Münâvî’nin aktardığı bilgileri kontrol etmek amaçlı olarak dipnotta Münâvî’nin kullandığı kaynaklar zikredilmiştir.

Çalışmanın önemli kısmını oluşturan itirazlar iki şekilde incelenecektir. Birinci bölümde, Süyûtî’nin sahîh ve hasenle dediği hadislere Münâvî’nin itirazda bulunup, bu rivâyetlerin zayıf olduğuna dair kanaat bildirdiği rivâyetler zikredilecek, ikinci bölümde ise Süyûtî’nin sahîh, hasen ve zayıf olarak değerlendirdiği rivâyetlerden Münâvî’nin itirazda bulunup, uydurma olduğuna dair kanaat bildirdiği hadisler incelenecektir.

Şimdi, yukarıda belirtilen çerçeve içinde, Süyûtî’nin sahîh ve hasen olarak değerlendirdiği 87 hadise Münâvî’nin zayıf kabul ederek yapmış olduğu itirazlar zikredilecektir:

(30)

I- Süyûtî’nin Sahîh Kabul Ettiği Rivâyetlere Münâvî’nin İtirazları

Süyûtî’nin sahîh olarak değerlendirdiği 535 hadisin 44’üne Münâvî, hadisin zayıf olduğunu belirterek itirazda bulunmuştur. Bu hadisler şunlardır:

1111

































 

 

 

 



































!

!

!

!

"#$

"#$

"#$

"#$

%&'(

%&'(

%&'(

%&'(



))))

*+ ,-#.

*+ ,-#.

*+ ,-#.

*+ ,-#.

/ 0

/ 0

/ 0

/ 0

12

12

12

12

345.

345.

345.

345.

))))

78

78

78

78

((((

1- “ ِAhirette bana kavuşmak istiyorsan, dünyada bir yolcuya yetecek kadar azıkla

yetin. Sakın zenginlerle oturup kalkma. Yamamadıkça bir elbiseyi eski diye bırakma.” Feyzu’l-Kadîr, III, 35 ( 2656 )

Suyutî’nin sahîh dediği hadise, Münâvî, itiraz ederek zayıf demektedir. Bu konuda değerlendirme yapmış olan Hâkim (405/1014)’in ‘sahîh’ hükmünü mütesâhil, İbnü’l-Cevzî (597/1200)’nin ‘uydurma’ hükmünü ise aşırı bulmaktadır. Senette cerh edilmiş râvîler olduğunu söyleyen Münâvî, bu itirazını şu şekilde belirtmektedir: Bu hadisi Tirmizî (279/892)’nin ve Hâkim’nin, Hz. Âişe (52/672)’den rivâyet ettiğini ve Sâlih b. Hassân dışında başka birinin bu hadisi rivâyet etmemesi sebebiyle Tirmizî’nin “garîb” dediğini zikretmektedir. Tirmizî’nin bu râvîyi Buhârî (256/869)’ye sorduğunu onun da “münkeru’l-hadis” dediğini aktarmaktadır.85 Hâkim’in de, hadis için “sahîh” dediğini, ancak, Zehebî (748/1347)’nin senetteki diğer bir râvî olan Saîd b. Muhammed el-Varrâk’ın zayıflığına işaret eden “adem”86 lafzını kullandığını söylemektedir.87

Saîd b. Muhammed el-Varrâk için İbn Main (233/847) “zayıf”, İbn Hanbel (241/856) “lem yekun bi-zâke”, Ebû Hâtim (354/965) “leyse bi’l-kavî”, Ebû Dâvûd (275/888) “zayıf”, Nesâî “leyse bi sika”, Dârakutnî (385/995) “metrûk” demektedirler.88 Ebû Hâtim (354/965) de Sâlih için “ münkeru’l-hadis, zayıf” demektedir.89 Elbânî

85 Tirmizî, Libas, 38; Ayrıca bkz., Münzirî, et-Terğîb ve’t-Terhîb, IV, 165; Irâkî, Muğnî , IV, 228 86 Adem: Hadisin sahih olamaması demektir. Bu tabir hadiscilerin kullanışında haberin, hasen, zayıf ve

mevzû olabileceğine işaret etmektedir. Bkz., Aydınlı, Abdullah, Hadis Istılahları, 33

87 Hâkim, Müstedrek., III, 312 88 İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, IV, 77 89 Zehebî, el-Muğnî, I, 479

(31)

(1420/1999) de aynı râvîler sebebiyle hadis hakkında “zayıf” değerlendirmesinde bulunmaktadır.90

Sâlih b. Hassân ve Saîd b. Muhammed el-Varrâk’ın zayıf râvîler olmasından dolayı hadis zayıftır.

2222 

;

;

;

;

<+

<+

<+

<+

=,-/

=,-/

=,-/

=,-/

)

)

)

)

78

78

78

78

((((

2- “ Kur’an tefhimle91 indirildi.” Feyzu’l-Kadîr, III, 73 ( 2731 )

Münâvî, Zehebî’nin senette geçen Bekkâr b. Abdillah ve Muhammed b. Abdilazîz’in zayıf râvîler olduğunu zikretmesine rağmen Süyûtî’nin sükût etmesinin isabetli olmadığını belirtmektedir. Hâkim’in, hadise sahîh dediğini, Zehebî’nin de, Hâkim’e itirazda bulunarak “la vallah” deyerek hadisin senedindeki Muhammed b. Abdilazîz’e zayıf, Bekkâr’a “leyse bi umde” hadislerine de “vâhin92, münker” dediğini zikretmektedir.93

Bunların dışında hadisi, Beyhakî (458/1065), Zeyd b. Sâbit (45/665)’ten rivâyet etmektedir. Şuabu’l-İman’ın muhakkiki Muhtar Ahmed en-Nerevî hadisin senedinde bulunan Bekkâr b. Abdillah ve Muhammed b. Abdilazîz’in zayıf râvîler olduğunu belirttikten sonra hadisin isnâdının “zayıf” olduğunu söylemektedir.94 Elbânî de hadise Zaîfu’l-Câmii’s-Sağîr’de “zayıf” derken, Zaîfe’de “münker” demektedir.95

Yukarıda zikredilen iki râvînin zayıf olması, haberin zayıf olduğunu göstermektedir. 3333 

?@

?@

?@

?@

 A

 A

 A

 A

=B C 

=B C 

=B C 

=B C 

D

DD

D

&

&

&

&

)

)

)

)

78

78

78

78

((((

3- “ Zâlimler ve onları destekleyenler cehennemdedir.” Feyzu’l-Kadîr, III, 86(

2765 )

90 Elbânî, Zaîfu’l-Câmii’s-Sâğîr, 185

91 Tefhim: Kur’an’ı vakf ve ibtida kaidelerine dikkat ederek imâlesiz okumak demektir.

92 Vâhin: Başka bir rivâyetinin olup olmadığını araştırmak ve ona göre bir değerlendirme yapmak üzere i’tibar

için alınabilen Za‘if hadis. Bkz., Aydınlı, age, 330

93 Hâkim, age, II, 231

94 Beyhakî, Şuabu’l-İman, III, 546

(32)

Münâvî, Hâkim’in, Huzeyfe b. Yemânî (36/656)’den rivâyet ettiği hadis için sahîh değerlendirmesinde bulunduğunu, ancak, Zehebî’nin, habere “münker” dediğini aktararak haberin zayıflığına işaret etmektedir.96

Münâvî’nin zikrettiği kaynaklar dışında İbn Hacer (852/1448) de, hadisi Mervan b. Abdillah’ın tercemesinde zikretmekte ve bu râvînin kendisinin ve babasının meçhûl olduğunu, Ukaylî (322/933)’nin de onun hadisleri için “gayr-i mahfûz”97 dediğini aktarmaktadır.98 Elbânî de “münker” değerlendirmesinde bulunmaktadır.99

Mervan b. Abdillah ve babasının meçhûl ve hadislerinin de “gayr-i mahfûz” olmasıdan dolayı haber zayıftır.

4444 

;

;

;

;

F/G

F/G

F/G

F/G

H

H

H

H

"&A

"&A

"&A

"&A

:

:

:

:

JC

JC

JC

JC

KL

KL

KL

KL

M

M

M

M

KL 

KL 

KL 

KL 

3 

3 

3 

3 

)

)

)

)

78

78

78

78

((((

4- “Cennete önce giren, Allah’a itaat eden, emirlerine uyup, yasaklarından

kaçınan ve efendilerinin emirlerini yerine getiren kölelerdir.” Feyzu’l-Kadîr, III, 111( 2814 )

Münâvî, Taberani (360/970) ve Hatîb el-Bağdâdî (463/1070)’nin Ebû Hureyre (58)’den rivâyet ettiği hadisin senedinde geçen Beşîr b. Meymûn Ebû Sayfî için Buhari’nin “yettehimu’l-vad’”, Dârakutnî (385/995) ve Heysemî’nin “metrûkü’l-hadis”, İbn Maîn’in “ictemaû ale tarhi hadisihi”100 dediklerini aktararak Süyûtî’nin sahîh hükmüne itirazda bulunmakta ve haberin zayıflığına işaret etmektedir.101

Ayrıca İbn Adî (365/975) de hadisi Ebû Hureyre (58/677)’den rivâyet etmektedir. İbn Adî, Münâvî’nin de itiraz sebebi olan senetteki Beşîr b. Meymûn Ebû Sayfî için Buhârî (256/870)’nin “münkeru’l- hadis”, İbn Hanbel (241/855)’in “leyse bi sika”, Sa’di’nin “gayr-u sika”, Nesâî (303/915)’nin “zayıf” dediklerini aktarmaktadır.102

96 Hâkim, age, IV, 89

97 Gayr-u mahfûz: Sika bir râvînin sika râvîlere veya kendisinden daha sika olan bir râvîye aykırı olarak

rivâyet ettiği hadis. Bkz., Aydınlı, age, 106

98 İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, VI, 16

99 Elbânî, Zaîfe ,V, 256, Zaîfu’l-Câmii’s-Sâğîr, 307

100 Tarahû hadiseh: Böyle bir râvînin rivayet ettiği hadis hiçbir suretle alınmaz. Bkz., Aydınlı, age, 311 101 Münâvî’nin Taberânî’den rivayetini başvurduğumuz kaynaklarda bulamadık. Hatîb, Tarîhu Bağdâd, IV,

335; Zehebî, Mîzânü’l-İ’tidâl, I, 330; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, IV, 240

(33)

Ğumârî, hadisi Hatîb el-Bağdâdî’nin Târihu Bağdâd’ında bulamadığını belirtmektedir.103 Ancak, biz, yukarıda zikrettiğimiz gibi hadisi bu kitapta tesbit ettik. Elbânî de hadis için “zaîfun cidden” demektedir.104

Beşîr b. Meymûn Ebû Sayfî için yapılan değerlendirmeler haberin zayıf sayılmasını gerektirmektedir. 5555 

KO(

KO(

KO(

KO(

PQ

PQ

PQ

PQ

)

)

)

)

78

78

78

78

((((

5- “ Kulağı kesik, şeytandır.” Feyzu’l-Kadîr, III, 222 ( 3041 )

Münâvî, hadisi, İbn Hanbel, Ebû Dâvûd (275/888), İbn Mâce (273/886) ve Hakim’nin Hz. Ömer (23/644)’den rivâyet ettiklerini belirtmektedir.105 Münâvî’nin Süyûtî’ye itiraz sebebi, senette geçen Mücâlid b. Saîd el-Hemedânî’dir. Bu râvî için İbn Maîn’nin “la yehteccu bîh”, İbn Hanbel’nin “leyse bi hücce”, Dârakutnî ve Hakim’nin “zayıf” dediklerini aktaran Münâvî, Süyûtî’nin hadisi Hâkim’den rivâyet etmesinin ve hadisin zayıflığı hakkında sükût etmesinin isabetli olmadığını belirtmekte ve hadise itirazda bulunmaktadır.106

Bununla birlikte hadisi, İbn Ebî Şeybe (297/909) ve Hatîb el-Bağdâdî, Hz. Ömer’den rivâyet etmektedirler107 Şuayb Arnavud ve Elbânî’de Mücâlid b. Saîd el-Hemedânî sebebiyle haber için “zayıf” değerlendirmesinde bulunmaktadırlar.108

Senetteki râvînin zayıf olmasından dolayı haber zayıftır.

6666 

S(

S(

S(

S(

















T

T

T

T

)

)

)

)

78

78

78

78

((((

103 Ğumârî, el-Müdâvî, III, 125 104 Elbânî, Zaîfu’l-Câmii’s-Sağîr, 312

105 İbn Hanbel, Müsned, I, 338;Ebû Davûd, Edeb, 31; İbn Mâce, Edeb, 62; Hâkim, age, IV, 279 247; İbn

Hacer, Takrîb, II, 229; Tehzîbu’t-Tehzîb, X, 39

İbn Ebî Şeybe, Musannef, V, 263; Hatîb, age, XIII, 232

106 Mücâlid b. Saîd el-Hemedânî için bkz., Buhârî, et-Târîhu’l-Kebîr, VIII, 9; Dârakutnî, Metrûkîn, 165; İbn

Adî, age, VIII, 168; İbn Hibbân , Kitâbü’l-Mecrûhîn, III, 10; Ebû Hâtim, el-Cerh ve’t-Ta’dîl, VIII, 361; Zehebî, el-Muğnî, II, 247

107 Ebû Davûd, Edeb, 31; İbn Mâce, Edeb, 62; İbn Ebî Şeybe, Musannef, V, 263; Hatîb, age, XIII, 232 108 İbn Hanbel, age, I, 338;Elbânî, Zaîfu’l-Câmii’s-Sağîr, 335

(34)

6- “ Kulaklar baştan sayılır.” Feyzu’l-Kadîr, III, 223 ( 3046 )

Süyûtî’nin sekiz farklı tarîkle verdiği hadisi Münâvî bu sekiz tarîki ele alarak incelemekte ve bütün tarîklerdeki illetleri vererek hadise “zayıf” demektedir:

Hadisi, Ebû Ümâme (81/700)) tarîkinden İbn Hanbel, Tirmizî, İbn Mâce, Ebû Dâvûd, Dârakutnî, İbn Adî ve Taberânî tahrîç etmektedirler.109 Şuayb Arnavud bu tarîkten gelen hadisi ziyadeyle vermekte ve

T 

T 

T 

T 









S(

S(

S(

S(

kısmı hariç hadisin “sahîh li gayrihi” olduğunu belirtmektedir. Ancak zikredilen kısmın selef kelamı olup senedinde Münâvî’nin de işaret ettiği gibi Şehr b. Havşeb ve Rabîa b. Sinân’nın olduğunu ve bu kimselerin zayıf bulunmasından dolayı hadisin senedinin “zayıf” olduğunu belirtmektedir.110 Tirmizî, Hammâd’ın “ bu Nebî (sav) ‘in sözü mü yoksa Ebû Ümâme’nin sözü mü anlayamadım” dediğini aktararak, “leyse isnâduhu bi-zâke’l-kâim” demektedir.111

Hadisi, Ebû Hureyre tarîkinden ise İbn Mâce, Ebû Ya’la (307/919), İbn Hibbân (354/965) ve Dârakutnî rivâyet etmektedirler.112 Bûsîrî (840/1436) bu tarîkten hadisin “zayıf” olduğunu, zayıflığa sebeb olan râvîlerin de Amr b. Husayn ve Muhammed b. Abdillah olduğunu belirtmektedir.113

Abdullah b. Ömer (73/692)) rivayetini de İbn Adî, Dârakutnî ve Hatîb el-Bağdâdî nakletmiştir. Dârakutnî bu tarîkteki hadisin senedinde geçen Muhammed b. Fadl’ın “metrûkü’l-hadis” olduğunu söylemektedir.114

Ebû Mûsâ el-Eş’ari (44/664) tarikini ise Ukaylî, İbn Adî, Dârakutnî ve Taberânî rivâyet etmektedirler. Dârakutnî, doğru olanın mevkûf bir rivâyet olduğunu, çünkü

109 İbn Hanbel, age.., XXXVI, 555, 613, 648; Tirmizî, Tahâret, 29; İbn Mâce, Tahâret, 53; Ebû Davûd,

Tahâret, 51; Dârakutnî, es-Sünen, I, 103

110 İbn Hanbel, age, XXXVI, 555, 613, 648; Şehr b. Havşeb için bkz., İbn Adî, age, V, 64; Ebû Hâtim, age, I,

144, IV, 382; Zehebî, Kâşif, II, 16; Rabîa b. Sinan; başvurduğumuz bütün kaynaklarda bulamadık.

111 Tirmizî, Tahâret, 29

112 İbn Mâce, Tahâret, 53; Ebû Ya’la, Müsned, 6370; İbn Hibbân, Kitâbü’l-Mecrûhîn, II, 110; Dârakutnî, age,

I, 100-102

113 İbn Mâce, Tahâret, 53

(35)

senetteki Hasan’ın Ebû Mûsâ’dan bir şey işitmediğini bu yüzden Ali b. Ca’fer’in Abdurrahman’dan hadisi ra’f ettiğini zikretmektedir.115

Abdullah b. Zeyd tarikini İbn Mâce rivâyet etmekte ve Bûsîrî bu hadisi hakkında “isnâduhu hasenun” demektedir.116

Enes b. Mâlik (93/711) tarikini İbn Adî ve Dârakutnî rivâyet etmektedirler. Dârakutnî senetteki Abdulhakem’in “la yehteccuh bih”olduğunu belirtmektedir.117

Aişe (57/677) tarikini ise Dârakutnî rivâyet etmektedir. Dârakutnî bu hadisin mürsel olduğunu zikretmektedir.118

Abdullah b. Abbâs (68/687)tarikini ise Ukaylî, Dârakutnî ve Hatîb el-Bağdâdî rivâyet etmektedirler. Dârakutnî bu tarîkten gelen hadisin “zayıf” olduğunu söylemektedir.119

Abdullah b. Zeyd tariki hariç diğer bütün tarîklerin zayıf olduğu açıkça görülmektedir. 7777 

 V#.

 V#.

 V#.

 V#.

=)

=)

=)

=)

VW

VW

VW

VW

XXXX

=B &4 .

=B &4 .

=B &4 .

=B &4 .

)

)

)

)

78

78

78

78

((((

7- “ Çocuklarınızı Muhammed ismiyle isimlendiriyorsunuz, sonra da onlara lanet

ediyorsunuz böyle olur mu?” Feyzu’l-Kadîr, III, 324 ( 3301 )

Ebû Ya’la ve Hâkim’in, hadisi Enes b. Mâlik (93)’ten rivâyet ettiğini belirten Münâvî, senetteki Hakem b. ‘Atiyye için bazılarının ona sika dediğini fakat Zehebî’nin onun leyyin olduğunu söylediğini aktarmaktadır. İbn Kattan (198/813)’ın “vâhin” Heysemî (807/1404)’nin de İbn Hanbel dışında ona zayıf dediklerini aktararak hadisin zayıf olduğuna işaret etmektedir.120

115 Ukaylî, ez-Zuafâu’l-Kebîr, I, 32; Taberânî, el-Evsat, V, 56; İbn Adî, age, II, 42; Dârakutnî, age, I, 102 116 İbn Mâce, Tahâret, 53

117 İbn Adî, age, III, 499; Dârakutnî, age, I, 104 118 Dârakutnî, age, I, 100

119 Ukaylî,age, IV, 67; Dârakutnî, age, I, 98-102; Hatîb , age, III, 234, VI, 384; İbn Adî, age, V, 327 120 Münâvî’nin Ebu Ya’la’dan rivâyetine başvurduğumuz kaynaklarda ulaşamadık; Heysemî, age, VIII, 48;

Şekil

Tablo 1. el-Câmiu’s-Sağîr’deki  Hadisler ve Münâvî’nin  İtirazları
Tablo 1. el-Câmiu’s-Sağîr’deki Hadisler ve Münâvî’nin İtirazları

Referanslar

Benzer Belgeler

 Özgürlüğün kullanılması için izin almaya gerek yoktur..  Özgürlüğün kullanılacağının ve buna ilişkin bazı hususların ilgili makamlara

/@AtamBaskanlik /Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı Bilgi İçin:

gören görüşe göre, romantik ilişkilerde görülen psikolojik şiddet, çok boyutlu bir şiddet türü olarak (a) romantik eşin gittiği yerleri sınırlamak, kontrol etmek, onu

İstanbul Üniversitesi dışında Ankara Üniversite- si, Hacettepe Üniversitesi, O.D.T.Ü., Dokuz Eylül Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi, Cumhuriyet Üniversitesi,

da endüstride görülen büyük gelişme hızlarından dolayı, genellikle, R usya'nın endüstrileşm esinin çok önem li b ir dönem i sayarlar.. Bu kez de kurum sal

2 Ferzende İdiz, İmâm Süyûtî ve Tasavvuf (Hayatı, Tarîkat Silsilesi, Tasavvufi Eserleri ve Görüşleri), (Ankara: İlâhiyât, 2015), 15.. Çünkü şeytan benim sûretime

Bu tez çalışmasında, Kosova’nın tarihsel süreci ve devletleşme süreci, uluslararası ilişkiler literatüründe devlet olabilmek için gerekli olan unsurları ve

Yerli enerji üretiminin artırılması Türkiye gibi kullandığı enerji kaynaklarının yaklaşık yüzde 70’ini dışarıdan temin eden bir ülkenin enerji arz