• Sonuç bulunamadı

Türkiye'de Ermeni Kadınları ve Çocukları Meselesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye'de Ermeni Kadınları ve Çocukları Meselesi"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

~ BRAHIM ETHEM ATNUR,

Türkiye'de Ermeni Kad~n Jan ve

Çocuklar~~ Meselesi (1915-1923), Babil Yay~nlar~, Ankara 2005, 361

sayfa.

Ermeni sorunu hakk~nda bugüne kadar gerek Ermeni gerek de Türk taraf~ndan

görü~lerini yans~tan çok say~da bilimsel ve siyasi içerikli eser kaleme al~nm~~t~r. Ancak Ermeni

propagandalann~n merkezinde yer almas~na ra~men tehcir sonras~nda ortaya ç~kan da~~lm~~~ ve

kimsesiz durumdaki Ermeni kad~n ve çocuklar~n~n durumlar~n~~ ele alan Türkçe bir kitap maalesef bugüne kadar yan~nlanmanu~t~. Halbuki Ermeni tarihçiler soyk~r~m iddialar~n~~ daha

inand~r~c~~ ve trajik bir hikayeye dönü~türmek için tehcir s~ras~nda kad~n, çocuk ve yetimlerin ya~ad~klar~~ s~k~nt~lar~~ s~ld~lda eserlerinde kullanmaktad~rlar. Y~ne özellikle 2005 y~l~nda Ermeni

kad~n, çocuk ve yetimleri hakk~nda Türkiye'de birkaç eser birden yay~nlanmas~, kad~n ve çocuklar sorununa bir kez daha dikkatleri çekti'. Ne yaz~k ki bu eserlerde Ermeni propagandalan do~rultusunda tehcir sonras~nda yüz binlerce Ermeni kad~n~n ve çocu~un zorla

Müslüman yap~ld~~~~ ve bugün milyonlarca Türk'ün Ermeni babaanne veya dedeye sahip olduklar~~ iddia edildi. Bu propaganda kokan ve hiçbir ar~iv çal~~mas~ na dayan~nayan eserlere kar~~l~k, konuyu bilimsel ve ar~iv belgeleri ~~~~~nda ele alan tek bir Türkçe eser dahi yoktu. Bu durumda Türk kamuoyu yanl~~~ ve maksatl~~ yaz~lm~~~ eserlerin yanl~~~ bilgilendirmelerine maruzdu.

~~te Dr. ~brahim Ethem Atnur'un kaleme ald~~~~ bu eser, tehcir esnas~nda kimsesiz kalan

yetim ve öksüz çocuklar ile kad~nlar~n korunmas~~ için Türk yetkililerin ve misyoner kurulu~lar~n

yürüttü~ü çal~~malar~~ yerli ve yabanc~~ kaynaklar ~~~~~nda ele almas~~ bak~m~ndan büyük önem ta~~maktad~r.

Eser, 1915 öncesinde Ermeni sorununu ele alan giri~~ k~sm~~ d~~~nda iki ana bölümden olu~maktad~r. Birinci bölümde "tehcir ve sonras~nda kimsesiz Ermeni kad~n ve çocuklar~~ meselesi" ba~l~~~~ alt~nda tehcir esnas~nda, kad~n ve çocuklar için yap~lan düzenlemeler ve

uygulamalar ile misyonerlerin yürüttü~ü yard~m faaliyetleri ele al~nmaktad~r. Yazar burada öncelikle tehcir uygulamas~n~~ de~erlendirmekte, kanunun uygulamas~~ içinde kad~n ve

çocuklarla ilgili hükümleri öne ç~karmaktad~r. ~kinci bölümde ise "Mondros Witarekesi Sonras~~ Türkiye'de Ermeni kad~n ve çocuklar~~ meselesi" ba~l~~~~ alt~nda, Osmanl~~ Devleti'nin

Ermeni kad~n ve çocuklar~n~n dönü~ü s~ras~nda yürüttü~ü çah~malar ve koruma önlemlerine kar~~l~k misyonerlerin bu ki~ileri eski dinlerine döndürmek amac~yla yapt~~~~ faaliyetler anlat~lmaktad~r.

Dr. Atnur'un bu eseri birkaç bak~mdan konu hakk~nda yaz~lan di~er eserlerden ayrilmaktad~r. Birincisi yazar konu hakk~nda Osmanl~~ ar~iv belgeleri~~i~~~ bugüne kadar çok da fark edilmeyen yanlarnu öne ç~kartmak suretiyle dönemin hükümetin kad~n ve çocuklar~n durumuna özel önem ve dikkat gösterdi~ini gözler önüne seriyor. ~kincisi misyoner ve yard~m

kurulu~lar~nda çal~~an görevlilerin ortaya att~~~~ ve yabanc~~ bas~nda yank~~ uyand~ran iddialar~~

I ~rfan Palah, Tehcir Çocuklar~: Nenem bir Ermeniymis,

~stanbul, Su Yay., 2005; Bask~n

(2)

1044 KITAP TAN1TMA

Osmanl~~ kaynaklar~~ ~~~~~nda de~erlendiriyor. Bu sayede okuyucu hem iddialar~~ hem de bu iddialar~n ne kadar tutarh oldu~unu eserde görme f~rsat~~ buluyor.

Dr. Atnur yukar~da da ifade edildi~i gibi birinci bölümde tehcir uygulamalar~~ s~ras~nda kimsesiz Ermeni kad~n ve çocuklar~n hukukuna dair bilgilere yer vermekte ve Osmanl~~ hükümetinin sürgün ~artlar~ndan kad~n ve çocuklar~n çok daha olumsuz etkilenece~i öngörüsüyle yapt~~~~ özel düzenlemeleri de~erlendirmektedir. Yazar~n tespitlerine göre bu düzenlemeler tehcirin ilk günlerinde ba~lam~~~ ve süreklilik arz etmi~tir. Ba~lang~çta her yerde uyulmasa da "~imdilik" kayd~yla sahipsiz kad~n ve çocuklar~n tehcirden muaf tutulmalar~~ emredilmi~tir. Yönetimin bu karar~nda çocuk ve kad~nlar~n sevk edilmesine s~cak bakmayan Türk halk~n~n da etkisi olmu~tur. 16 Haziran 1915'te çocuk say~s~n~n tespiti vilayetlerden istenmi~~ ve çocuklar~n ya yetimhanelere ya da Müslüman aileler yan~na da~~t~lmas~~ emredilmi~tir (s. 52-53). 7 Ekim 1915 tarihli talimatname ise sevk edilecek kafilelerde kad~n ve çocuklar~n sevk~' zorunlu ise kad~n ve çocuk say~s~na göre en az 150 merkep, kaur veya deve verilmesi, bunlar~n de~i~imli olarak kad~n, çocuk ve hastalar taraf~ndan kullan~lmas~~ istenmi~tir. Ayr~ca kaf~ledekiler için en az~ndan iki günlük yiyecek ve ia~enin stoklarda bulundurulmas~~ emredilmi~tir. Yine 28 Ekim 1915 tarihinde al~nan bir karara göre "aile reisi" olmayan kad~n ve yetimler kendilerine ayr~lan yerlere gitmek istemedikleri takdirde, kafilelerden ayr~larak istasyonlann bulunduklar~~ il veya ilçelerdeki köyler aras~nda da~~ulacaku. Sevk esnas~nda demiryolu ile ilk olarak hastalar, kad~n, çocuk ve ya~l~lar sevk edilecekti (s. 50-51). Ancak Kas~m 1915 tarihli ve Talat Pa~a imzal~~ bir telgraf emriyle k~~~ mevsiminde kad~n ve çocuklar~n yola ç~kar~lma~nas~~ emredilmi~tir. Bütün al~nan önlemlere ra~men yetim kalan veya öksüz olan çocuklann ihtiyaçlar~~ için yetimhaneler aç~lmas~, kapasitelerinin art~r~lmas~~ istenmi~tir. Nitekim . bu do~rultuda ilk etapta Urfa ve Elan~'da devlet taraf~ndan yetimhaneler aç~lm~~t~r. Hükümetin sahip oldu~u Halep, Ayin Tura gibi yerlerdeki yetimhanelerde Ermeni yetimler bar~nd~r~lmaya ba~lanm~~, bu yetimhanelerde her on onbe~~ çocuk için bir Ermeni kad~n bak~c~~ istihda~n edilmi~tir (s. 54). Ayr~ca Bitlis ve Diyarbak~r'da da yetimhaneler kuruldu. Olumsuz ~artlar yüzünden ~ubat 1916'da Halep'teki yetimlerin Sivas'a ve ~zmit'e nakledilmesi karar~~ verilmi~tir. Yetim ve öksfulere hükümetin ilgisi sava~~ boyunca eksilmeden sf~rmü~tür. 30 Nisan 1917'de gönderilen bir telgraf emriyle 12 ya~~na kadar olan çocuklar~n yetimhane ve öksüz yurtlar~na yerle~tirilmesi emredilmi~tir. Hükümet bak~ma muhtaç Ermeni yetimleri tespit için her vilayete emirler göndermi~, manasurlar yetimhane olarak kullan~lmaya ba~lannu~ur (s.64).

~~te Dr. Atnur'un dikkat çekti~i bu düzenlemeler hükümetin kad~n ve çocuklar~n sürgünü

s~ras~nda ya~amalar~~ muhtemel olan s~k~nt~lar~~ hafifletmeye veya bertaraf etmeye yönelik düzenlemeler yapt~~~n~~ göstermektedir. Daha da önemlisi bu düzenlemeler genelge olarak ka~~t üzerinde kalmam~~, hayata geçirmi~tir. Ba~ta da kaydetti~imiz gibi hükümetin ald~~~~ önlemler sava~~ boyunca sürmü~tür. örne~in 30 Nisan 1916 tarihli emirle o güne kadar Ermeni kad~n ve çocuklar~n bak~m~~ ve korunmas~na dair genelgelerin bir anlamda takibinin yap~ld~~~~ ve yetimhanelerin yeterli olmad~~~~ yerlerde öksüz ve yetimlerin iyi halli Müslümanlara bir nevi koruyucu aile olarak verilmesi sal~k veriliyordu (s.67). Henüz o tarihlerde bile Osmanl~~ hükümetinin bak~m~~ alt~ndaki çocuk say~s~n~n 10.000 Ermeni yetime ula~mas~~ d~~ar~dan yard~m al~nmas~n~~ zorunlu lulm~~t~r. Bu ba~lamda yard~m kurulu~lar~~ da yetimhane ve bak~mevleri açm~~t~r. Dr. Atnur'un eserinde bu yetimhaneler ve faaliyetleri detayl~~ bir ~ekilde i~lenmektedir. Bu bölümde ele al~nan en ilginç konulardan birisi de kimsesiz Ermeni k~zlar~n evlendirilmesi konusundaki uygulama ve iddialard~r. Bilindi~i gibi misyonerler Amerika'da yay~nlad~klar~~ raporlarda çok say~da Ermeni kad~n~n Müslümanlar taraf~ndan al~konuldu~un~~~ iddia etmi~lerdir. Buna kar~~l~k Dr. Atnur bu çal~~mas~nda hükümetin evlenme olmaks~z~n Ermeni kad~nlar~n alikonulmasma asla izin vermedi~ini örnek olaylarla ortaya koymakta fakat

(3)

K~TAP TAN1TMA 1045 evlenmeleri te~vik etti~ini belirtmektedir (5.70-76). Ancak çok say~da Ermeni çocu~un 30 kuru~~ yev~niye kar~~l~~~~ Müslüman koruyucu ailelere bakunld~~~~ da bilinmektedir. Ermeni kad~n ve çocuklarla ilgili misyoner ve kurulu~lar~n~n yapt~~~~ çal~~malar~~ da titiz bir ~ekilde ele alan Dr. Atnur, misyonerlerin devletle çat~~ma e~iliminde olmalar~na ra~men, hükümetin misyonerlerin elinde bulunan Ermeni çocuklar~na müdahale edilmemesi için sürekli olarak emirler gönderdi~ini kaydetmektedir. Nitekim Kas~m 1915 itibaren hükümet misyoner kurulu~lar~n Ermenilere yard~m faaliyetlerine resmen de izin vermi~tir. ABCFM adl~~ kurulu~~ önderli~inde 1915'te 6 milyon ve 1916'da 20 milyon dolar para toplanm~~~ ve Türkiye'de kullanm~~ur. (5.88) Sadece Halep'te konsolos Jackson'~n verdi~i bilgilere göre bak~m~~ süren 2000 çocuk için ayl~k

1500 lira harcanm~~ur. Yine H. Riggs adh misyonerin Elaz~~~ hakk~nda yazd~~~m göre 1917

y~l~nda Elan~'da 25.000 Ermeni dul ve yetim bak~m alt~na ahm~n~ur. (s.94).

Dr. Atnu~- bu eserinde Ermeni kad~n ve çocuklara yard~m konusunda Al~nan ve ~sviçre

misyoner te~kiladamun da geri kalmad~~nm örnekleriyle anlatmaktad~r. Her ne kadar Amerikan

misyonerleri kadar etkili olmasalar da Almanya'n~n da pek çok yerde yetimhaneler kurdu~u bilinmektedir. örne~in Urfa, Mara~, Malatya, Elaz~~~ ve Halep çevresinde Alman misyonerlerin faaliyetlerini yo~unla~t~rd~klar~~ dikkat çek~nektedir. Y~ne Adana Harniye ve Bilecik'te Alman, , Sivas'ta ise ~sviçreliler yönetiminde yetimhaneler kuruldu~u eserde kaydedilmektedir. Daha somut örnek vermek gerekirse Halep'te Rohner yönetimindeki yetimhanede 720 Ermeni çocuk vard~r. Urfa'daki Jacob Künzler ise yakla~~k olarak 2000 çocuk bakt~~~n~~ 1919 tarihli raporunda aç~klamaktad~r (s. 106). Talat Pa~a da s~kl~kla buradaki çocuklara müdahale edilmemesi konusunda telgraf emirlerini ilgili vilayetlere göndermi~tir.

Eserin ikinci bölümü Ermenilerin dönii~il sonras~nda ya~anan geli~meleri ele almaktad~r.

Özetle sava~~ esnas~nda Ermeni kad~n ve çocuklar~~ konusunu propaganda yapan, film çeken, afi~~ basan Bat~l~~ devletlerin, sava~~ sonras~nda da kad~n ve çocuklara ilgisinin devam etti~ini yazar~n

anlat~m~ndan ç~karmak mümkündür. Dr. Atnur'un belirtti~ine göre, 10 Nisan 1918 tarihli Meclis-i Vükelâ toplant~s~nda Rum, Ermeni ve Araplardan altm~~~ ya~~n~~ geçen ve yard~ma muhtaç olanlar~n memlekederine iadesi kararla~unInu~ur (s.114) Bu karar sonras~nda da 60 milyon kuru~~ gelecek göçmenlerin iskan ve ia~eleri için ayr~lm~~, hükümetin maddi ve manevi te~vikleri sayesinde baz~~ Osmanl~~ kardarma göre 270.000 ki~i dönü~~ yapm~~t~r. 3 ~ubat 1920

tarihli ~leri gazetesine göre Rumlar dahil dönenler 335.883 ki~iye ula~m~~t~r (5.123). 18 Aral~k

1918 tarihli bir talimatnamede ise "Yetim çocuklar, talep olundu~u zaman kimlikleri hakk~nda inceleme yap~ld~ktan sonra veli ya da cemaatlerine teslim edilecek" denilmi~tir. Ayn~~ talimatnamenin 9. maddesinde ise "din de~i~tirmi~~ ya da Müslümanla evlenmi~~ kad~nlar eski dinlerine dönebilir" denilmektedir (s.120). Nitekim bu talimatnameden sonra yurda dönenler aras~nda çok say~da dul, yetim ve öksüz çocuk olmu~tur. Ancak yazar~n belirtti~ine göre bunlar~n kesin say~s~n~~ vermek mevcut kaynaklar ~~~~~nda mümkün de~ildir. Bununla birlikte örne~in Kaz~m Karabekir. Trabzon, Erzurum, Van, Beyaz~t, Erzincan, Ardahan ve Oku civarlannda 50.000'den fazla himayeye muhtaç çocuk oldu~unu kaydetmektedir (5.129). Ayr~ca 1919 ortalar~nda yaz~dan muhtelif raporlarda Anadolu'da yetim Ermeni say~s~n~n çok artt~~~na dair bilgiler oldu~unu yazar önemle belirtmekte, bunlar yetimhaneler baz~nda tablolarla verilmektedir. Yetim say~s~n~n artt~~~na dair en önemli göstergelerden birisi de ~ngiltere'nin Ankara valili~inden bo~~ bulunan askeri binalar ile Ziraat mektebini yetimhane olarak kullan~lmak üzere talep etmesi olsa gerektir. Istanbul'da ise yine Arnavutköy'de 2500 tivannda Ermeni yetim için bina arand~~~~ kaydedilmektedir. Benzeri talepler ba~ka ~ehirler için de vard~r.

Bütün bunlardan yazar~n ç~kard~~~~ sonuç ~udur: Her ne kadar ~tilaf devletleri ve ba~ta

~ngiltere'nin bask~lar~~ söz konusu olsa da hükümet dönü~~ sürecinde Ermenilerin yerle~tirilmesi

(4)

1046 KITAP TANITMA

Dr. At~mr'un ikinci bölümde ele ald~~~~ ve halen tart~~~lan konulardan birisi de Müslümanlar~n korumas~~ alt~ndaki Ermeni çocuklar~n aile veya cemaatlerine iadesi meselesidir. Bilindi~i gibi bat~~ kamuoyunda bazen yüz binlerce bazen 90 bin Ermeni çocu~un Müslüman aileleri taraf~ndan al~konuldu~u, k~zlar~n haremlerde tutuldu~una dair yayg~n fakat kanaatimizce yanh~~ bir kanaat olu~turulmu~tu. i~te bu yüzden olsa gerek ki, Osmanh hükümeti 21 Ekim 1918 tarihinde yay~nlad~~~~ bir genelge ile Müslümanlar~n yan~nda olan çocuklar~n ailelerine veya Ermeni cemaatlerinden din adamlar~na teslim edilmesini emretmi~tir. Bu i~i (hedefine vazife bilen Patrikhane temsilcileri ve misyoner kurulu~lar~~ adeta Anadolu'da Müslüman ailelerin elindeki çocuklar~~ bulup teslim almak için büyük bir av partisi düzenlemi~lerdir. Bu toplama s~ras~nda ailelerinden ayr~lmak istemeyen kad~n ve çocuklar olmu~, çok dramatik sahneler ya~anm~~ur. Amerikan ar~ivlerinde yapt~~~m~z ok~~malarda esnas~nda bu dram sahneleri ile ilgili çok say~da rapor okumu~tuk. Dr. Atnur'un kitab~nda söz konusu dramatik geli~meler hakk~nda Osmanl~~ ar~ivlerinden say~s~z örnek derlemesi misyonerlerin sebep oldu~u karga~ay~~ ve huzurs~alu~u içerden görmek balunundan son derece ilginçtir.

Eserin yine ikinci bölümünde derinlemesine incelenen konulardan birisi de Ermeni oldu~u gerekçesiyle Müslüman Türk çocuklar~na misyoner ve Ermeniler taraf~ndan kas~tl~~ olarak el konulmas~d~r. Gerçekten de Dr. Atnur'un al~nt~~ yapt~~~~ belgelerin de ortaya koydu~u gibi misyonerler ve Patrikhane ad~na hareket eden ki~iler, Ermeni olduklar~ndan

~üphelendikleri her çocu~u ailesinden almak istemi~, bu yüzden büyük huzursuzluklar

ya~annu~ur. Çünkü, yanl~~~ tespit ve ihbarlar yüzünden çok say~da Türk ve Müslüman çocuklarda misyonerlerin eline dü~mü~tür. Bu durum mahkemeler kanal~yla çözülmeye çal~~~lm~~~ ise de yazar~n da aç~kl~kla ifade etti~i gibi süreç uzun sürmü~, bu nedenle üzerinde pek de durulmam~~~ bir ba~ka dram ya~anmas~na sebep olmu~tur (s.138-172).

Yine dönü~~ sonras~~ ya~anan önemli bir sorun da din de~i~tirenler olmu~tur. Dr. At~n~r'un verdi~i bilgilere göre hükümet 8 ~ubat 1919'da yine bütün vilayetlere gönderdi~i bir yaz~da 20 ya~~n~~ tamamlamayan erkek ve kad~nlar~n ihtida etmelerinin kabul edilmedi~ini beyan etmi~~ ve nüfus kay~tlar~n~n Ermeni olarak de~i~tirilmesini emreuni~tir. ~nsanlar~n isteyip istemedi~ine bak~lmaks~z~n bu uygulamaya giri~ilmesi yine çok ac~~ örnekler ve dramatik sahneler ya~anmas~na sebep olmu~tur. Bu emir do~rultusunda misyonerlerin müdahalesiyle pek çok evli Ermeni kad~n kocalanndan ayr~lmaya zorlanm~~~ ve eski dinlerine dönmeyi ya da kocalarmdan ayr~lmak istemeyen kad~nlara misyonerler ve Ermeni cemaati ak~l almaz bask~lar yapm~~lard~r. (5.176) Üstelik bu dönemde bir de Ermenilerin düzmece ~ikayetleri yüzünden pek çok Müslüman kad~n zorla ailesinden kopar~lm~~~ ve bin bir zorluk ve muameleden sonra Müslüman oldu~u anla~~larak evine dönebilmi~tir. Dr. Amur eserinde bu konuda çok çarp~c~~ örnekleri okuyucu ile payla~maktad~r. (s.179 vd.)

Eserde ~ngiltere'nin Ermeni kad~nlar~~ ve çocuklar~~ ile ilgili yürüttü~ü faaliyetler ayr~~ bir ba~l~k alunda ele ahnmaktad~r. Burada yazar Lozan Anla~mas~~ sonras~~ geli~meleri de kapsayacak

~ekilde uzun bir süreci istemektedir. ~ngiliz misyonerler Türk haremlerinde ve evlerinde zorla

tutulduklar~n~~ iddia ettikleri 30.000 Ermeni kad~n ve yetim için Türk hükümetlerine sürekli bask~~ yapm~~lar, yukar~da anlat~ld~~~~ üzere bu ki~ileri tespit edip cemaatin bak~mevlerine almak için çal~~m~~lard~r. Istanbul'da ve Anadolu'da Ermeni yetimhaneleri yap~lmas~~ için önemli binalara el koyma fikri rnisyonerlere ait olup, uygularc~s~~ da ~ngiltere olmu~tur. (5.204-205)

~ ngiliz faaliyetleri konusunda en etkili kurulu~~ ise Armenian Refugees (Lord Mayor's) Fund

olup 15 Ekim 1915 gibi erken bir tarihte faaliyete geçmi~tir. Bununla birlikte gerek ~ngiliz gerekse Amerikahlara geri dönü~~ sonras~nda Ermeni kad~n ve çocuklar~~ toplansa konusunda yönlendiren ve yard~mc~~ olanlar elbette Ermenilerdi. Ermenilerin iddias~na göre Türk

(5)

KITAP TANITMA 1047 zulmünden kurtar~lmay~~ bekleyen dul, kad~n ve çocuk say~s~~ 100.000 idi. Hiçbir zaman bu kadar çocuk toplanamanu~~ olsa da yard~m balumevleri, yetimhaneler ve benzeri yerlere getirilen kad~n ve çocuklar~n ia~eleri için büyük paralara ihtiyaç vard~ .

Bu konuda Ermeni K~z~lhaç Cemiyeti Kad~nlar Kolu önderli~inde Amerikan ve ~ngiliz

yard~m kurulu~lar~ndan milyonlarca dolar yard~m paras~~ topland~~~~ yazar~n önemli tespitleri

aras~ndad~r. Kad~n, çocuk, k~z ve erkekler için aç~lan bak~mevi ve yetimhanelerin masraflar~~ için

hükümet Kiliseye Piyango düzenleme hakk~~ bile vermi~tir. Near East Relief in 1919 y~l~nda ba~latt~~~~ 30 milyon dolarl~k kampanyan~n da ba~ar~l~~ olmas~, mütareke sonras~~ Osmanl~~ ve

Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetleri döneminde Ermeni mültecilerin Müslümanlara göre daha sa~l~kl~~ ko~ullarda ya~amas~n~~ sa~lam~~t~r. Ayn~~ hükümet milyonlarca Müslüman yetim için

bütçeye sadece 1.150.000 lira ay~rabilmi~tir. Bu durum da yazar

~n i~aret etti~i gibi Ermeni

yetimlerh~~ çok ~ansl~~ oldu~unu göstermektedir.

Nitekim misyoner kurulu~lar~n yo~un yard~mlar~~ sayesinde 1919 Nisan ay~~ itibariyle

Amerikan yard~m kurulu~lar~n~n maddi deste~i ile yard~m sa~lanan Ermeni say~s~~ 175.000'e

ula~m~~t~. Bu say~~ sonraki y~llarda daha da artm~~u. Sadece yetki:der için Near East Relief 20 milyon dolar harcad~~~n~~ beyan etmekteydi. Ayr~ca Amerikan Hastaneleri 5609 yatak kapasitesine ve 39 hastaneye ula~m~~t~. TBMM hükümetin kurulmas~ndan sonra da yard~m faaliyetleri konusunda hiçbir k~s~tl~~ ge6rilmemi~tir. Bu sayede Ermeniler sa~l~kl~~ bir ~ekilde

yard~m almay~~ siirdürmü~lerdir. Bununla birlikte TBMM Hükümetinin ba~~ms~z devletin kurallar~n~~ misyonerlere benimseunesi sayesinde art~k özellikle ~nisyonerlerin yetimhanelerde verdi~i e~itim yüzünden Müslüman ve Ermeniler aras~nda gerilim do~mas~na sebep olan davran~~~ ve tutumlar görülmemeye ba~lad~. Ne yaz~k ki Mana, Antep ve Mara§ gibi Fransa i~gali alt~ndaki yerlerde bu durum geçmi~te taraflar aras~nda çat~~malar ç~kmas~na dahi sebep olmu~, Ermenilerin Türklere dü~manca davran~~lar~~ yüzünden çok kan dökülmü~til. Belki de bu

davran~~lar yüzünden Ermeniler Kurtulu~~ sava~~~ kazan~l~nca bölgeyi terk etmek zorunda

kald~lar. TBMM Hükümeti can, mal ve din hürriyeti konusunda garanti verdi~ini Frans~z yetkililere defalarca iletmesine ra~men, Ermeni yetimler de di~erleri ile birlikte Fransa ile

birlikte bölgeyi terk etmek zorunda kald~lar. örne~in Fransa'n~n çekilmesinden sonra Çukurova'daki 3.000 Ermeni yetim K~br~s'a nakil edilmi~tir. (s.284) Kas~m Aral~k 1922 sonra ise

çok say~da Ermeni yetim Yunanistan'a naldedilmi~tir. Dr. Atnur'un da eserinde önemli belirtti~i gibi zavall~~ ve günahs~z kad~n ve çocuklar uluslar aras~~ siyasetin tarihteki say~s~z ma~durlar~~ aras~na kaulm~~lard~r.

Eserin biltününe bak~ld~~~nda ele~tirecek noktalar da yok de~ildir. En dikkati çeken tasnif

yanl~~lar~~ dolay~s~yla s~k s~k rastlanan tekrarlard~r. özellikle ikinci bölümde Ülkelerin ayr~~ ayr~~ yard~m faaliyetlerinin incelenmesi yönteminin izlenmesi tekrarlar~~ kaç~n~lmaz yapm~~t~r. Ayn~~

~ekilde konu bak~m~ndan yap~lan bu tasnif sistemi zaman zaman kronolojik bak~mdan

konular~n kar~~mas~na sebep olmu~tur. Ayr~ca yazar bazen ki~isel görü~~ ve dü~üncelerini

belgelerin yorumunda gereksiz ölçüde kullanmakta ve bu yüzden sübjektif baz~~ sat~rlar kaleme almaktad~r. Kad~n ve çocuklar~n tehcir edilmesinin gerekçeleri de maalesef aç~k bir ~ekilde ortaya konulamanu~ur. Bununla birlikte say~ca çok az olan bu tür eksiklik ve yanhzl~klar eserin bugüne kadar bu konuda yaz~lm~~~ en bilimsel ve emek ürünü çal~~ma oldu~u gerçe~ini asla de~i~tirmemektedir. Bu bak~mdan tehcir, Ermeni-Türk ili~kileri ve özellikle sava~~ s~ras~nda kad~n ve çocuklar~n ya~ad~~~~ dram~~ anlamak isteyenler için bu eser mutlaka okunmas~~ gereken klasikler aras~nda yerini alacakt~r.

(6)

Referanslar

Benzer Belgeler

«Eski Dostlar»ın başarısını da Gültekin Çeki her zamanki büyük tevazuu içinde karşılamasını bilmiş, o senenin içinde adeta zorla çıka­ rıldığı bir

hileus'larla dolu şiirleri yüzünden Yunan casusu sanılarak tutuklanan Salih Zeki Ak­ tay sonunda aklanınca, onu gören Haşim, «Ulan casus bile değilmişin»

D iğer İcra vekillerinin vezaifi ile vazifesinin y a ­ kından alâkadar olm asına ve diğer vekiller gibi h ey­ eti um um iye tarafından tay in edilm iş

bey’in sahneye koyduğu Nâzım Hikmet’in büyük destanı Kuvayi Milliye’yi uzun sü­ re Ankara’da oynadıktan sonra İstanbul Ti­ yatro Festivali’nde İstanbullu sanatsevere

Çalışma alanından tek bir lokaliteden (1001 m) ve Kızılağaç orman altı döküntüsünden tespit edilmiştir.. Orchesella balcanica ise sadece Bulgaristan ve

Sivil hayattaki aile toplantıları ve öteki bir araya gelmeler bize çok yabancıydı, bugünkü gibi der­ nekler ve benzeri şeyler de yoktu o za­ manlar..

«Bu yıl burada, gelecek yıl şu­ rada; bu yıl şunlarla, gelecek yıl bun­ larla çalışırız» gibilerden bir tutuma girmemiş; beş yıl küçük Sahne’de on

Ebûlûlâ Mardiniıı konferans ve makaleleri dışında neşrettiği eserleri şunlardır: Medeni Hukuk deıs'eri, Umumî zam lar, Şahsın hukuku.. Aile hukuku ve