• Sonuç bulunamadı

Maziye bağlılık

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Maziye bağlılık"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ps i ko l o g

M a ziy e bağlılık^

Hayat defterini _ daha yarı yol-

f

da kapayarak bü-J tun ömürlerini I maziye tahassür- I lo geçiren riz ruhlu

YAZAN

Prof. Sabri Esad Siyavuşgil j

ribu

_ lere karşı hürmet le karışık bir sev gi uyandırır. Pari sin şöhretli bir ıtriyatçısı piyasa­

ma-insanlardan bahsetmiye- ceğim. Böylelerini hepimiz tanırız. Zamaneden asla hoşnut değillerdir.

güler yüzlü halile nesillerin arasına karışması, onları ileri gitmekten a- lıkoyacak bir kale duvarı değil, ebe Hiç bir yeniliğe tahammül edemez di güzelliklere götürecek bir lııya-ler, genç nesilleri hor görürler. Ka

naatlerince ilim, edebiyat ve sanat ta baş döndürücü ve göz karartıcı bir boşluk vardır. Sanki her şeyi,

kendi devirlerinden sonra soysuzlaş

ya yepyeni bir ko ku sürmek isteyince, şehrin müze­ lerinden tedarik ettiği bıyıklı adam tablolarda güzel bir sergi tertip e-1 der ve arkasından da bıyık adını verdiği parfömi Parislilere tanıtma | ğa çalışır. Büyük terziler, ilkbahar > modasını teşhir etmeden önce, mü-

^

ban olması icap eder. Bir kelime ile, tarihin bize anlatmak itiyadın da bulunduğu büyük vakaların ya

ııı sıra, mazideki hayatın renkli ve zelerden topladıkları yüz kadar meş Cazip tablolarını gözlerimizin önüne hur kadın portresile, herkesi tarih mış v,eya unutulup gitmiştir. Kendi sererek, bizlerde yurd sevgisini mil yolundan istikbale davet etmek is- j lerina sorarsanız, tahsilin en sağla lî dehamıza uygun inkişaf ve ibda- terler.

ahlâkın ve muaşeret, adabının ları besliyecek bir kudret kaynağı Bizim mahalledeki çikulatacı bi-1 mini,

lisini, daima hasretini çektikleri kendi delikanlılık çağlarına bas bir nimet gibi gösterimler. Eski ve yeni kıymetlerin münakaşasına girişmek gafletine düşerseniz, size şimarık.

alelâdo bir kronoloji olmaktan kur­ tulduğu, yaşlıların hafızasında es­ rarlı bir âlem olmaktan çıkarak ma zideki hayatın engin bir panoraması gibi ortada göründüğü gün, geçmi- j

mükemmelini, hayatın en neşe- haline gelmesi temenni edilir. Tarih le, müşteri celbetmek istediği za- j

man, çikulata ile şekerlemelerini Napoleon’un o meşhur iki köşeli : şapkası biçiminde yaptırdığı kutula ra doldurur.

Siz, mağaza camekânlarım doldu j toy, cahil, vo küstah damgasını vu şe bağlılığımız nisbetinde geleceğe ran kumaş, eşarp, biblo, şişe tıpa- : sı, oyuncak nevinden eşyanın bile tarihin damgasile ne zarif ve ne ca zip şekiller aldığını uzun uzadıya an latmağı lüzumsuz bulurum. Adeta j her yerde, insana istikbalin yolunu gösteren bir tarih havası teneffüs edilir. Fakat içine sevgi ve sanat sinmiş olan bu havada, lüzumsuz böbürlenmelerden, beyhude taşkın­ lıklardan, basma kalıp kükiimler- Yani etrafı yıldırıp hüküm sürmek garp milletleri, maziyi kütüphane den ve mübhem temayüllerden eser etıdişesile takındıkları bir maske ve müzeden çıkarıp balkın arasına yoktur. Tarih, bütün sadelik" ve so olmıyabilir. Fakat, su götürmez de sokmakta teredüt etm iyorlar: Şvimliliği ile günlük hayata karıştı-lillere ve hayatın her gün yüzleri | Bu memleketlerde, lıer gün, yeni ği için, nesilleri birbirine dargın ne çarptığı tekziplere rağmen, sami t bir vesilo ile, tarihin günlük haya- eden o inhisarcı zihniyete de

rast-a I 1 1 .1 t 11 ... J î t _t t 1 . 1 __ .. I ___ T. , . * .. t - .'1 1,1 ,, t , V- ■ r t U ll İ l i T» i l *— 1-4 i ı l l I r\fl * (V il 1 —-V'l i ı f f O 1

rurlar.

Böylelerînin arasında sıkı bir da yaııışma vardır. Hep birbirlerini ti­ ne sürerler, daima akranlarını med Kederler ve etraflarına kendi nesil lerinden olanları toplarlar. Onların değişen dünya ve kendini gösterme ğe başlıyan genç nesiller karşısın­ daki bu çekingen, şüpheci, lıor gö­ rücü tavırları, belki de seınimîdir.

iştiyakımız, dünü yaşatmamız nisbe tinde yarma hayranlığımız artmış olacaktır.

işte insan ruhunun, allâmelik he vesile bir F/biilhevl maskesi takma­ mış, gün ışığında ve hareket ha­ lindeki günlük hayatın tarihine kar şı duyduğu, tecessüsü ve böyle bir tecessüsün na . verimli hamlelere başlangıç olduğunu pek iyi bilen

mî de olsa, kendi üstünlüklerine b u jta karıştığı görülüyor. Her ibda’ kadar derin bir iman beslemelerin- ' kendine hayranlıklar uyandırabil- de, alt şuurlarını böcek gibi kemi- mek için, tarihî bir kaide üstünde ren aşağılık duygulunun büyük bir yükselmek lüzumunu hissediyor,

payı vardır. İHer ileri hamle, meşru olduğunu

Maziye bağlılığı geçmiş günlere' tasdik ettirmek için, tarihten dev- hasret duymaktan ayırt etmek lâ-

\

şirdiği delillerle ortaya çıkıyor, zımdır. Mazi, bence, ancak bu günü : Hem biç unladığınız bir sabada, daha iyi yaşamak ve yarına daha,hiç beklemediğiniz bir gün, tarih köklü bir hayat hamlesiyle girmek ile karşılaşıyorsunuz ve bu günün için hız aldığımız bir basamaktır, yarattığı kıymetleri dünkü değerle Biı basamaktan, bu günkü hayat is

tikametinde zamanenin istediği sii ratle kanatlanmak ve mesafeler ka tetmeğe mecburuz. Mazi, ileri ham lelerin bir binek taşı olmalıdır, yok sa üstünde kayıtsız bir memnuniyet ve tembel bir hazla gaflet uykusu­ na yatılacak bir kahve peykesi de-ğit.

Mazinin böyle bir bayat kaynağı olması için de, onunla daha, yakın­ dan, daha içden, daha teklifsiz bir ülfete ihtiyaç vardır. Adeta tarihin, çatık kaşlı çehresiyle değil, munis,

rin ışığında takdir etmek imkânı­ nı buluyorsunuz.

Size basit bir kaç misal. Pariste bir otomobil sergisi kurulunca, bu günkü sanayiin yarattığı en giizel en rahat ve en sevimli modellerin yanında, otomobilin «şeytan araba­

sı» devrinden kalma, atları sökül­ müş bir kupaya benzeyen o narin, acaip ve gülünç numunelerini mutla ka görürsünüz. Bu manzara, size, bu günkü aerodinamik sürat hari kalarmm ne çelimsiz ecdaddan türe diğini göstererek, içinizde eski şey

gelmezsiniz. Çünkü her ferd, kaç yaşında olursa olsun, gün ışığına kavuşmuş, böyle tarihten, kendi ak ram olmıyaıılar kadar zevk almak­ tadır. H attâ dahası var. Yaşlı ne siller, genç nesillerin gönlünde bu hayranlığı daima uyanık tutmak için, kendilerini unuturca sına çalı­ şırlar ve onlara, anlayacakları dilde bu sevgiyi aktarmaya gayret eder­ ler.

Ga.rp memleketlerini tarihlerile alâkayı kesip bu günün hercümerci içinde yuvarlanan köksüz, manen derbeder birer kitle zannetmek, ha­ taların en büyüğüdür. Bence, bun dan -r ağır hata, tarihi büyük mem leketlerin içinden zuhur edjp de genç nesillerde böyle bir tarih sev­ gisi yaratamıyan tarihçilerin o an­ laşılmaz kayıtsızlığıdır. Aşk olma­ yınca meşk olmıyacağını bilenler, her halde böyle hayata karışmış bir tarih zevkinin tarih ilmine zarar vermiyeceğini de takdir ederler.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu sorunun yan›t›n› vermeye çal›flan Zürich Üniversitesi araflt›rmac›lar›, ihanete u¤rasak bile baflkalar›na güven duymaya devam etme e¤ilimimizde

Yazar lisans derecesini Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölü- mü’nde, yüksek lisans derecesini Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler

Dünya destan edebiyatında çok başarılı bir örnek olarak önemli bir yer alır. kucak kucağadır bu eser­ de

Bizde yirminci yüzyılın başlarında beliren sosyoloji hareketlerinin İki büyük temsilcisi vardır: Prena Saba­ haddin.. Prens

[r]

Gene dünya kadınlar günü kutlamaları için bazı kadınlar lüks meyhanelerde yerler ayırtıp erkekler gibi eğlenme planlar ı yaptılar.. Erkek dansöz bulunan lüks

Messier bellek testlerinde glikoz düzenleyicileri iyi çal ışmayan insanların, iyi çalışan insanlara göre kahvaltıdan daha fazla yarar sa ğladıklarını söylüyor,

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu