V
M
Milliyet . ıw/, Perşembe 9 Mayıs 1996
Köylerin en güzeli
kyaka’nın gizemi doğallığı, denizi ve
.balığı ile sınırlı değil... Eski Muğla
evleri ile de güzelliğine güzellik katmış
ARYA SEVEN BALIKÇI!
Gökova’nın en renkli ki şilerinin başında gelen Arap Feyzi, balık ağlarını ayıklar ken bile Pavarotti dinliyordu.ÜN LÜ Alman düşünür Nietzche’nin,
“ Aptal aptal, kan ter içinde dağa tırma nıyorlar. Yolda çok güzel manzaralar olduğunu onlara söylemeyi unutmuş lar” sözü hayatta hep kılavuzum oldu. Bu söz sanki Sakar’dan Gökova’ya iniş ve çıkış için söylenmiş.
Muğla üzerinden Marmaris, Datça,
Köyceğiz, Fethiye ve Antalya istikame tine gidenler çok iyi bilirler Sakar ge çidini. Bahardan yaza geçişte bir güzel kucaklar Gökova Körfezi sizi. Ekimden sonra da dönüş hüznü kaplar benliğini zi. Hele Sakar’dan çıkıp, Gökova’nm o doyumsuz güzelliğine bakarken o muh teşem manzarayı herke
sin görmesini ister siniz. Otobüşte uyu yanlar varsa, dür tüp uyandırmak duygusu kaplar içi nizi. A yn ı Nietz che’nin sözleri gi bi, yolda çok güzel manzaralar olduğu nu onlara hatırla tırsınız. Sakar’dan aşağı ya inerken karşınr za uzaktan göz k u pan ise Akyaka kö yüdür. Bu köyle ilk 20 yıl önce ta nıştım. Öyküsü ise şöyle:
20 y ıl önce Fethiye’ye gider ken otobüs birden Sakar
geçidinin ortalarında, İskele istikameti ne saptı. O zamanlar “ İskele” diye ya zan yer aslında Akyaka köyü idi. Oto büs köyün meydanına gelince bu kez soldaki yola girdi. Birden kendimi pırıl pırıl bir derenin kenarında buldum. A- ma otobüs hareket halinde olduğu için inemedim. Derede yüzen ördek ve kaz lara, hemen yanmda söğüt ve incir a- ğaçlarının a ltodaki tahta masalarda yemek yiyen insanlara, eski Muğla ya pısı evlere ise imrenerek baktım. Bir den otobüsün lastiğinin patlaması ve bu cennet köşede kalmak için çok dua ettim. Am a istediğim gerçekleşmedi.
m
M o ğ r a f l a r A z e r B O R T A Ç İ N A G a rb is Ö Z A T A YDilek tuttum: “ Bir gün benim de oto mobilim olacak ve burada günlerce ka lacağım” dedim.
Bu dilek 6 yıl sonra gerçekleşti ve
ben Akyaka’ya geldim, bu güzel köşeyi doyasıya yaşadım, acısıyla tatlısıyla.
Akyaka sadece doğal güzelliği ile de
ğil, eski Muğla evleri ile de güzelliğine . güzellik katmış gizli köşe.
Lejyon taburlarına benzeyen sitele
rin kapladığı her tatil yöresinde sadece Akyaka, halk yapı sanatına gönül ko yan Nail Çakırhan sayesinde bu istila dan kendini korumuş. Nail Çakırhan, Akyaka’da yaptığı Muğla evi ile “Ağa
Han Ödülü”nü kazan dıktan sonra Akyaka’da evler bu mimariye uygun yapılma ya başlamış. Yan duvarla rı bitişik olma yan, bahçe için
de müstakil, iki katlı, zemin ka tı taş örgü du var, birinci katı
ışap, tavanla rı tahta süsle- meh, iki yanı “ hayat” deni len balkonlarla kaplı, sokağa hakim pen cerelerinde cumba olan evler yapılmaya başlan mış. Çam, mimoza ve begonvil ağaçları ile kaplı olan bahçe ise siyah, beyaz ça- kü taşları ile desenli olarak döşenmiş. Sokak kapısı ise günlük giriş çıkışlar i- çin “kuzuluk” denen, ana kapmm için deki ikinci kapı ile tamamlanmış.
Belediye Başkanı İsmail Akkaya i-
se Akyaka’yı korumak ve doğal güzelli ğini bozmamak için yasaları çiğneyen lerin ruhsatını iptal etmiş.
Akyaka’nın sadece doğası, evleri ile
sınırlı değil güzelliği. Dere kenarındaki lokantaları ile de ünlü bu güzel köy. Hele içinde Kadın Pınarı azmağı olan, suyun içinde kar beyazı taşlar, acı yeşil
otlarla kaplı, ördek, kaz, alabalıkların cirit attığı, kamışları yara yara iler leyen balıkçı tekneleri nin süzüldüğü “Halil’in Yeri” , derenin en kıdem li, en keyifli lokantası.
Akyaka’nın merkezin
den çıktıktan sonra sa hildeki orman kamprn- da, ulu çam ağaçlarının gölgesinde yaz aylarının bunaltıcı sıcağından ken dinizi koruyabilüsiniz.
Akyaka’da pansiyon
ve otel sayısı da bir hayli fazla. Dıştan görüp, hayran olduğunuz o gü zel eski Muğla evlerinde konaklamak ise ayrı bir tat.
YARIN: ÖREN
SÜSLEMELİ TAVANLAR
Nail Çakırhan evi, Akya- ka’nın en boncuk yapısı. Çakırhan’ın çizgilerinin hakim ol duğu evler ise tüm Akyaka’yı kaplamış.1
Taha Toros Arşivi