• Sonuç bulunamadı

Abidin Dino'yu anarken

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Abidin Dino'yu anarken"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BU AŞAMADA

SAYFA

15

ŞÜKRAN KURDAKUL

Abidin Dino'yu Anarken

Abidin D in o ’nun düşün adamı kimliğinden söz ettiğim

bir pazartesi yazımda şu satırlar vardı:

“Resmi, edebiyatı, sineması, tiyatrosuyla çağdaş sana­ tı kavrama heves ve bilincini bu denli coşkuya dönüştü­ ren kaç sevdalı çıkarabiliriz sanatımızın ‘nesli tükenmişle­

ri’ arasından.

Yunus Emre, Pir Sultan, Karacaoğlan nerde, Abidin

orda. Kahve nerde, kilim nerde, saz nerde, Abidin orda.

Yaşar Kemal g ib i ağıtların kilimini yüreğinde dokuyan

da Abidin.

Picasso’dan Aragon’a uzanan büyük çizgenin başla­

dığı noktada da Abidin. "

Ölümünün 1. yılında resimleri sergilenecek Abidin’in. Dostları, anısına düzenlenen toplantılarda konuşacaklar.

Ben de özellikle Fikret Mualla (1980) kitabının önyazı- sından derlediğim kimi bölümleri sunarak sanatçımızı se­ lamlamak istiyorum.

■ “Şair ve şairden fazla ressam olan Victor Hugo, çiz­

diği o dehşet verici resimlerden birinin altına şunu yaz­ mıştı: Varlık, görüş var olduğu için mi var?”

■ “Aix-en-Provence’/n iri çamlı tepelerinde boyama

keyfine Cézanne ‘küçük duygum ’ adını takmıştı. Sakallı adam sarhoş oluncaya dek Sainte Victoire Dağı’na ba­ kıyor, çiziyor, batan güneşle beraber dağ kızıllaştıkça ken­ dinden geçiyordu. Bakma sarhoşluğu, içki sarhoşluğun­ dan beter b ir şey!"

■ “Kızarlar ressama, kafalarına kan çıkar resimli b ir yo ­

rum karşısında, tıpkısını isterler, ‘başka türlü’söne asla ra­ zı değiller. Bürokrasi derinden rahatsız olur, dünya niza­ mına b ir saldırı niteliğindedir böyle resimler. Her yorum b ir başkaldırmanın başlangıcı.

Evet, gerçek resim ve ressam, yazı ve yazar b ir direnç. Bu direnç Geyikli Babalarla başlar bizim ülkede. Kılık kı­ yafetleri acayip, saçları sakalları acayip, libasları acayip, gözleri, kaşları acayip, saray tarafından sınıf, meslek ve d i­ ne göre kişilere buyruklanmış olan kılık kıyafet kurallarına uymazlar. Büyük köylü ayaklanmalarının başını alırlar. O hınzırlar birer direnme bayrağıdırlar. "

■ “Renksizlikle rengin savaşı, ressamları oldum olası

düşündürmüştür. Corot, nedense ‘Benim için renk arka­

dan gelir’ demişti. Oysa ki rengin ve ışığın en ince ürper­

tilerini yansıtmış b ir ressam. Gauguin kesip atar: ‘Çizgi

renktir.’ Her çizgide gizilgüç b ir renk vardır, anlamına söy­

lenmiş b ir sözdür bu. Gerçi Gauguin siyahı da b ir renk sa­ yar. Van Gogh’a gelince onun rengine ne Musa, ne Fira­ vun akıl erdirebilir. ”

■ “Eleştirel gerçekçilikten soyut biçimselliğe, mantık­

tan bilinçaltına, doğayı yansıtmaktan doğaya yeni biçim ­ ler katma eylemine kadar geniş b ir alanı kapsayan akım­ lar, Birinci Dünya Savaşı'ndan önce ve sonra artan b ir hız­ la birbirini izlemiş, etkileri en uzak ülkelere kadar yayılmış­ tı. Soyut-somut kavgası bu çeşitlenme sürecinin ancak bir yönüydü. Nitekim som ut içinde olduğu kadar soyut için­ de de birbirinden büsbütün ayrı çalışma kolları vardı. "

■ “Nakkaş b ir keşiş, b ir çilekeş değilse, b ir balıkçıdır en

azından. Öyle b ir balıkçı ki, yokluk denizinde kımıl kımıl, sırılsıklam nakış tutar. Yokluk denizinde nakkaş, rengâ­ renk balık ağlarıyla insan biçimleri çevirir; biçimlerin biçim ­ lerini avlar, iplere asılıp bu derin su ürünlerini rıhtımlara, kumlara çekip serer, ayağınızın dibine. B ir tılsımlı avdır ki bu, başkasına benzemez. ”

■ “Haklı ya da haksız olarak Osmanlı hat sanatını Os­

manlI minyatürlerinden bambaşka yorumlamışımdır. Harf istiflerinde, dizilişlerinde, soyut yoldan anlatılmış ‘dram ’lar sezinlemişimdir. Bir Kara Hisari’n/n harf biçimlerinde, is­ tif örgüsünde, büyük çarpışmaların, boğuşmaların, çeliş­ kilerin güçlü keskinliklerini duym uşumdur hep. Yalın kılıç biçim lerdir bunlar. Soyut yoldan ‘kaçak’ anlatılmış serü­ venlerdir sıram sıram harflerin ‘hikâyesi’... "

■ “Sanatçının, sanatçıların gerçek derdi ekonomik ve

politik baskılar çağını yaşama zorunluluğu idi, geleceğin sınıfsız toplumunu bekleyedursunlar, onlara ya savaşmak, ya baş eğmek kalıyordu. " £ 1Z j / ÿ

Referanslar

Benzer Belgeler

Despite the fact that Jane Austen lived most of her life in the late eighteenth century and died well before Queen Victoria ascended to the throne in 1837, because incentives

Yaklaştığım zaman, ar­ kasında birkaç sucuk demeti, iki kalıp sabun, kavanoz içinde halka şekeri ve leblebi şekeri bulunan bir camekan gördüm.. Kapıyı

MEASUREMENTS: QOL was assessed according to the brief version of the World Health Organization Quality of Life instrument (WHOQOL-BREF), functional balance and gait according to

某一位研究者想要測試某種流行性感冒疫苗的效果,有 150 位民眾接受流感疫苗預防注射,180 位接受安慰劑注 射,另外

Yaygın olarak oda mezar ve tholos mezarlar bilinmesine rağmen, toprağa çukur açılıp etrafının taş levhalara çevrelendiği sandık mezarlar, Orta Tunç Çağı’nın

Yukarıdaki örnekte 50 milyon yıl önce ortak bir ataya sahip olan iki tür ve ortak olarak taşıdıkları bir genin DNA dizisinin yaklaşık her 25 milyon yılda bir

Doktor Nihad Reşad, o andan itibaren ölünceye kadar Prens Sabahaddin’le birlikte çalıştı, mücadele ettikleri kuvvet mutla­.. kıyet değildi, muarızlarını en

Şöyle dedi: "B e n yazar olarak çok yıpranmış bir adam değilim, seksen ya­ şındayım, ama sekiz on sene yaşam ış gibiyim şimdiki halde; bu daha ziyade, benim